“El yarası geçer, dil yarası geçmez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.

Kompozisyon Örnekleri “El yarası geçer, dil yarası geçmez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


““El yarası geçer, dil yarası geçmez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Sözlerin Gücü

Giriş: Atalarımız, “El yarası geçer, dil yarası geçmez” diyerek sözlerin insan üzerindeki derin etkisini vurgulamıştır. Fiziksel yaralar zamanla iyileşebilir, ancak sözlerin bıraktığı izler bazen ömür boyu taşınır. Bu atasözü, sözlerin ne kadar güçlü ve kalıcı olabileceğini anlatan bir hayat dersidir.

Gelişme: Sözler, insanlar arasındaki en temel iletişim aracıdır. Birine güzel sözler söylediğimizde onu mutlu edebilir, moralini yükseltebiliriz. Ancak, kırıcı veya aşağılayıcı sözler, insanın ruhunda derin yaralar açabilir. Bu yaralar, fiziksel yaralardan farklı olarak, zamanla geçmez; aksine, bazen daha da derinleşir. Özellikle sevdiklerimizden gelen acı sözler, kalbimizde kalıcı izler bırakabilir. Bu nedenle, ne söylediğimiz ve nasıl söylediğimiz çok önemlidir.

Bir anlık öfke ile sarf edilen sözler, karşımızdakinin duygularını incitebilir ve aramızda onarılması zor çatlaklar yaratabilir. Fiziksel bir yara iyileştiğinde izi belki silinir, ancak dilin açtığı yara kolay kolay kapanmaz. Bu yüzden, konuşurken düşünmek, sözlerimizin gücünün farkında olmak gerekir. Çünkü bir kez sarf edilen sözler geri alınamaz ve etkileri uzun süre devam edebilir.

Sonuç: “El yarası geçer, dil yarası geçmez” atasözü, sözlerin kalıcılığını ve gücünü bizlere hatırlatır. İnsanları kırmamak, incitmemek adına söylediklerimize dikkat etmeli, dilimizi özenle kullanmalıyız. Çünkü sözler, fiziksel yaralardan daha derin izler bırakabilir ve bu izler bazen bir ömür boyu silinmez.


““El yarası geçer, dil yarası geçmez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Dilin İyileşmeyen Yaraları

Giriş: Dil, iletişimin en güçlü araçlarından biridir. Ancak, bu gücü nasıl kullandığımız, hayatımızdaki ilişkileri şekillendirir. “El yarası geçer, dil yarası geçmez” atasözü, sözlerin insan ruhunda bıraktığı derin yaralara dikkat çeker. Bu atasözü, dilin ne kadar dikkatli kullanılması gerektiğini vurgulayan önemli bir uyarıdır.

Gelişme: Fiziksel yaralar zamanla iyileşir, izleri silinebilir veya unutulabilir. Ancak dilin açtığı yaralar, insanın ruhunda ve zihninde derin izler bırakır. Küçük yaşta duyulan incitici bir söz, bir ömür boyu sürebilir ve kişinin kendine olan güvenini zedeleyebilir. Dil yarası, kişinin benlik saygısını, özgüvenini ve hatta hayata bakış açısını etkileyebilir. Bu yüzden, insanlara karşı dilimizi kullanırken son derece dikkatli olmalıyız.

Birbirimize karşı anlayışlı, hoşgörülü ve nazik olmak, dilin yaratabileceği zararları önlemenin en etkili yoludur. Sözlerin iyileştirici bir gücü de vardır; sevgi dolu, yapıcı ve destekleyici sözler insanları onarır, ilişkileri güçlendirir. Ancak, tersi durumda, incitici ve yıkıcı sözler hem söyleyen kişiyi hem de karşısındakini olumsuz etkiler. Bu yüzden, dilimizi bir silah olarak değil, bir iyileştirici araç olarak kullanmalıyız.

Sonuç: “El yarası geçer, dil yarası geçmez” atasözü, dilin gücünü ve sorumluluğunu hatırlatır. Sözlerimizi dikkatli seçmeli, dilimizi özenle kullanmalıyız. Çünkü dilin açtığı yaralar, fiziksel yaralardan daha derin olabilir ve bu yaralar, bazen bir ömür boyu silinmez. İlişkilerimizi güçlendirmek ve insanları incitmemek için dilimizin keskinliğinden sakınmalıyız.



 

Our Score

Hep anlatmak istediğiniz fakat anlatmaya fırsat bulmadığınız bir düşüncenizi kompozisyon kurallarına uygun bir şekilde yazınız.

Kompozisyon Örnekleri Hep anlatmak istediğiniz fakat anlatmaya fırsat bulmadığınız bir düşüncenizi kompozisyon kurallarına uygun bir şekilde yazınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Hep anlatmak istediğiniz fakat anlatmaya fırsat bulmadığınız bir düşüncenizi kompozisyon kurallarına uygun bir şekilde yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Zamanın Kıymetini Bilmek

Giriş: Zaman, hayatımızdaki en değerli kaynaklardan biridir. Ancak, çoğu zaman onu nasıl harcadığımızın farkında olmayız. Hayatın koşuşturmacası içinde, günlerin, haftaların hatta yılların nasıl geçtiğini fark etmeden yaşarız. Hep anlatmak istediğim bir düşünce var: Zamanın kıymetini bilmek ve onu doğru şekilde değerlendirmek.

Gelişme: Günlük hayatımızda birçok meşguliyetle uğraşıyoruz. İş, okul, aile ve sosyal hayat derken zaman hızla akıp gidiyor. Çoğu zaman, “Yarın yaparım” diyerek önemli işleri erteleriz ya da “Daha çok vaktim var” düşüncesiyle planlarımızı sürekli ileriye atarız. Ancak, zaman geriye döndürülemez bir şekilde akıp gider ve biz farkında olmadan hayatımızın en değerli anlarını kaybederiz.

Zamanı doğru değerlendirmek, hayatımızı daha anlamlı kılar. İyi bir planlama, hedeflerimize ulaşmamızda bize yardımcı olur. Her günü dolu dolu yaşamak, sadece büyük başarılar elde etmek değil, aynı zamanda sevdiklerimizle daha fazla zaman geçirmek, yeni şeyler öğrenmek ve kendimizi geliştirmek anlamına gelir. Zamanı yönetmeyi öğrenmek, hayatımızın kontrolünü elimize almayı sağlar.

Sonuç: Zaman, hayatımızdaki en önemli varlıklardan biridir ve onun kıymetini bilmek, hayatımızı daha anlamlı kılar. Hep anlatmak istediğim bu düşünceyi şimdi paylaşıyorum: Zamanınızı boşa harcamayın, onu en iyi şekilde değerlendirin. Hayat kısa ve her an değerlidir. Zamanı doğru kullanarak, hayatımızı daha dolu dolu ve anlamlı bir şekilde yaşayabiliriz.


“Hep anlatmak istediğiniz fakat anlatmaya fırsat bulmadığınız bir düşüncenizi kompozisyon kurallarına uygun bir şekilde yazınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Küçük Mutlulukların Önemi

Giriş: Hep büyük hedeflere odaklanır ve büyük başarılar peşinde koşarız. Ancak, yaşam sadece büyük anlardan ibaret değildir. Küçük mutluluklar, hayatımızın gerçek zenginliğini oluşturur. Anlatmaya fırsat bulamadığım bu düşünce, küçük şeylerin değerini bilmek ve onların tadını çıkarmak üzerine.

Gelişme: Hayatımız boyunca sürekli bir şeyleri başarmak, daha fazlasına sahip olmak için çalışırız. Büyük hedefler koyar ve onlara ulaşmak için çabalarız. Ancak, bu süreçte küçük mutlulukları göz ardı ederiz. Sabah kahvesinin kokusu, güneşin batışı, bir dostun gülümsemesi ya da bir çocuğun neşesi gibi anlar, hayatımızın en güzel anıları olabilir. Ancak, bu anları genellikle fark etmeden geçip gideriz.

Küçük mutluluklar, hayatımızın akışında bize enerji verir. Onlar, günün yorgunluğunu alır, ruhumuzu besler ve bizi mutlu eder. Bir dostla yapılan kısa bir sohbet, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anlar, doğanın güzelliklerini fark etmek gibi küçük şeyler, hayatın tadını çıkarmamızı sağlar. Büyük hedefler peşinde koşarken, bu küçük anların değerini bilmek, yaşamımızı daha anlamlı kılar.

Sonuç: Hep anlatmak istediğim düşünce, küçük mutlulukların önemidir. Hayat sadece büyük başarılar ve hedeflerden ibaret değildir. Küçük şeylerin tadını çıkarmayı öğrenmek, bizi daha mutlu ve tatmin olmuş bireyler yapar. Hayatın gerçek zenginliği, bu küçük anlarda saklıdır ve onları fark edip değerlendirmek, bize daha anlamlı bir yaşam sunar.



 

Our Score

“Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.

Kompozisyon Örnekleri “Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazın. konusunu kısaca ele alacağız. 


““Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Akıllı Düşman, Gerçek Dostluktan Daha Yararlıdır

Giriş: “Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” atasözü, yaşamın derin gerçeklerinden birini ifade eder. Bu söz, dostluk ve düşmanlık kavramlarına dair farklı bir perspektif sunar. Bazen, akıllı bir düşman, bizi daha iyi bir insan olmaya iterken, akılsız bir dost, bizi yanlış yollara sürükleyebilir.

Gelişme: Düşmanlık, genellikle olumsuz bir kavram olarak algılanır. Ancak, akıllı bir düşman, hatalarımızı görebilen ve bizi eleştirerek daha iyi olmamıza katkıda bulunan bir kişidir. Onun eleştirileri, bizi zayıflıklarımızı fark etmeye zorlar ve bu sayede kendimizi geliştirme fırsatı buluruz. Akıllı bir düşman, karşısındaki kişinin zaaflarını bilerek hareket eder ve bu zaafları bize göstererek daha güçlü olmamızı sağlar.

Öte yandan, akılsız bir dost, iyi niyetli olsa bile, hatalarımızı göremez ya da görse bile bunları dile getiremez. Hatta, yanlış kararlar almamıza sebep olabilir. Akılsız dost, bizi tehlikeli yollara sürükleyebilir ve bunun farkında bile olmaz. Bu nedenle, akılsız dostun zararları, bazen bir düşmanınkinden bile büyük olabilir.

Sonuç: Sonuç olarak, “Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” atasözü, hayatımızda doğru kişilere güvenmenin önemini vurgular. Her dostun iyi olmayabileceğini ve her düşmanın da zarar vermek zorunda olmadığını hatırlatır. Akıllı bir düşman, bizi daha güçlü ve daha bilinçli biri yapabilirken, akılsız bir dost, istemeden de olsa bize zarar verebilir. Bu nedenle, dostlarımızı ve düşmanlarımızı seçerken dikkatli olmalıyız.


““Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Düşmanın Bilgeliği, Dostun Cehaletinden Üstündür

Giriş: “Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” atasözü, dostluk ve düşmanlık kavramlarını sorgulayan derin bir anlam taşır. Bu söz, dostluğun her zaman olumlu sonuçlar doğurmayabileceğini ve düşmanlığın bile bazen öğretici olabileceğini ifade eder.

Gelişme: Düşman, genellikle karşımızda duran, bize zarar vermek isteyen kişi olarak algılanır. Ancak, akıllı bir düşman, bizim zaaflarımızı, eksiklerimizi ve hatalarımızı bizden daha iyi görebilir. Bu, bize kendimizi geliştirme ve hatalarımızı düzeltme fırsatı verir. Akıllı bir düşman, eleştirileriyle, karşımıza çıkardığı engellerle bizi daha güçlü ve dayanıklı bir insan yapar. Onun zekası ve stratejileri, bizi uyanık olmaya zorlar.

Akılsız dost ise, iyi niyetli olsa bile, bazen cehaletiyle bize zarar verebilir. Yanlış yönlendirmeler, hatalı tavsiyeler ve düşüncesizce yapılan eylemler, dostluğun yararından çok zarar getirebilir. Akılsız bir dostun körü körüne desteklemesi, bizi tehlikeye atabilir ve bu durum, bir düşmanın verebileceği zarardan daha büyük olabilir.

Sonuç: Sonuç olarak, “Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.” sözü, dostluk ve düşmanlık kavramlarına farklı bir bakış açısı getirir. Dostlarımızı seçerken dikkatli olmalı, sadece iyi niyetlerine değil, aynı zamanda akıllarına ve bilgilerine de önem vermeliyiz. Akıllı bir düşmanın eleştirileri, bizi geliştirirken, akılsız bir dostun desteği, bizi felakete sürükleyebilir. Bu nedenle, dostluklarımızda bilgelik aramalı ve düşmanlarımızın bile öğretici olabileceğini unutmamalıyız.



 

Our Score

Çok sevdiğiniz âdeta hayran olduğunuz birisini anlatan bir kompozisyon yazın.

Kompozisyon Örnekleri Çok sevdiğiniz âdeta hayran olduğunuz birisini anlatan bir kompozisyon yazın. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Çok sevdiğiniz âdeta hayran olduğunuz birisini anlatan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Hayranlığın Ötesinde: İlham Kaynağım

Giriş: Hayatta bazı insanlar vardır ki, sadece varlıkları bile size ilham verir, hayatınıza anlam katar. Benim için bu kişi, âdeta hayranlıkla baktığım, onunla geçirdiğim her anı kıymetli bulduğum biriydi. O, sadece bir insan değil, aynı zamanda bana yaşamın güzelliklerini gösteren, değerli bir rehberdi.

Gelişme: Bu kişi, bilgeliği, anlayışı ve merhametiyle tanınırdı. Her zaman çevresine ışık saçan, herkesin derdine ortak olan biriydi. Onunla konuşmak, sanki dünyayı daha geniş bir perspektiften görmek gibiydi. Her kelimesinde derin bir anlam bulurdum. Sadece sözleri değil, aynı zamanda davranışları da beni etkilerdi. İnsanlara olan saygısı, adaleti ve yardımseverliği, ona duyduğum hayranlığın temelini oluştururdu.

Onunla geçirdiğim zamanlarda, hayatı daha derinlemesine anlama fırsatı buldum. O, bana zor zamanlarda nasıl ayakta kalınacağını, hayatta karşılaştığımız zorlukların aslında bizi güçlendirdiğini gösterdi. Her adımında, her kararında bir bilgelik saklıydı. Onun yanında olduğumda, kendimi daha güçlü, daha motive olmuş hissederdim. O, sadece bir idol değil, aynı zamanda bir yol göstericiydi.

Sonuç: Hayran olduğum bu kişi, benim hayatımda çok özel bir yere sahip. Onunla birlikte geçirdiğim her an, bana yeni şeyler öğretti ve hayatıma anlam kattı. Onunla olan bağım, sadece bir hayranlık değil, aynı zamanda derin bir saygı ve sevgi üzerine kurulmuştu. Hayatımda böyle bir insan olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum.


“Çok sevdiğiniz âdeta hayran olduğunuz birisini anlatan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Hayatımın Işığı: Ona Duyduğum Hayranlık

Giriş: Bazı insanlar vardır ki, hayatta en karanlık anlarınızda bile size ışık tutar, yolunuzu aydınlatır. Benim için bu kişi, her zaman gözlerimde parlayan, kalbimde özel bir yere sahip olan, âdeta hayranlıkla baktığım biridir. Onun varlığı, hayatıma anlam katar ve bana güç verir.

Gelişme: O, sadece bir insan değil, aynı zamanda bir bilgelik kaynağıdır. Hayatın her alanında karşılaştığı zorluklara rağmen dimdik ayakta durabilen, her zaman doğru olanı yapmayı ilke edinmiş biridir. Onunla her konuşmam, benim için bir ders niteliğindedir. Her zaman sabırlı, anlayışlı ve empati doludur. İnsanlara olan sevgisi ve saygısı, bana insan olmanın ne demek olduğunu yeniden hatırlatır.

O, hayatımda önemli bir yer tutar çünkü bana her zaman cesaret vermiştir. Her adımımda beni desteklemiş, hatalarımı sevgiyle düzeltmiştir. Onun yanında olduğumda, kendimi güvende hissederim. Her sözü, her hareketi bana örnek olur. Onun yaşadığı zorluklar, karşılaştığı engeller, bana hayatta hiçbir şeyin imkânsız olmadığını öğretmiştir. Onunla olan bağım, sadece bir hayranlık değil, derin bir sevgi ve saygı üzerine kuruludur.

Sonuç: Hayatımda böyle birine sahip olduğum için çok şanslıyım. O, bana hayatta nasıl güçlü olunacağını, zorlukların üstesinden nasıl gelineceğini ve en önemlisi, insan olmanın değerini öğretti. Onun varlığı, hayatımın en büyük ilham kaynağı oldu. Hayran olduğum bu kişi, her zaman kalbimde özel bir yere sahip olacak ve ona duyduğum hayranlık hiçbir zaman azalmayacak.



 

Our Score

Gülmenin ve tebessümün insan ilişkilerindeki yerini anlatan bir kompozisyon yazın.

Kompozisyon Örnekleri Gülmenin ve tebessümün insan ilişkilerindeki yerini anlatan bir kompozisyon yazın. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Gülmenin ve tebessümün insan ilişkilerindeki yerini anlatan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Gülmenin Gücü: İnsani İlişkilerde Bir Köprü

Giriş: Gülmek ve tebessüm, insanın en temel ve doğal ifadelerinden biridir. İnsani ilişkilerde sıcaklık, samimiyet ve yakınlık yaratır. Gülmek, sadece bir yüz ifadesi değil, aynı zamanda insanlar arasında bağ kuran, iletişimi güçlendiren ve zorlukları hafifleten evrensel bir dil olarak kabul edilir.

Gelişme: Gülmenin ve tebessümün insan ilişkilerindeki etkisi oldukça büyüktür. Bir kişinin gülümsemesi, karşısındakine olumlu bir mesaj iletir ve iletişimi başlatır. Samimi bir gülüş, karşımızdaki kişinin kendini değerli hissetmesini sağlar ve aradaki bariyerleri kaldırır. Özellikle zor zamanlarda bir gülümseme, moral ve destek verir, böylece insanların birbirine daha yakın hissetmesine neden olur.

Tebessüm etmek, güven duygusunu artırır ve insan ilişkilerini güçlendirir. Bir insanın içten gülüşü, diğer kişiye duyulan saygı ve sevginin bir göstergesidir. Ayrıca, gülümsemek bulaşıcıdır; bir ortamda bir kişi gülümserse, diğerleri de aynı şekilde karşılık verir, bu da pozitif bir atmosfer yaratır. İş hayatında, sosyal çevrede veya aile ilişkilerinde tebessüm, anlaşmazlıkların çözümüne, işbirliğinin artırılmasına ve sevgi bağlarının güçlenmesine yardımcı olur.

Sonuç: Gülmek ve tebessüm etmek, insan ilişkilerinde çok önemli bir yere sahiptir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, ilişkilerin sıcak, samimi ve güçlü olmasını sağlar. Gülümsemek, aradaki mesafeleri kısaltır, güven duygusunu pekiştirir ve insanların birbirine daha yakın hissetmesine vesile olur. Hayatın her anında gülümsemeyi hatırlamak, hem kendimize hem de çevremize pozitif bir etki yaratır.


“Gülmenin ve tebessümün insan ilişkilerindeki yerini anlatan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Tebessümün Gücü: İlişkileri Güçlendiren Bir Araç

Giriş: Tebessüm, insanın duygu ve düşüncelerini en basit ve etkili şekilde ifade eden bir jesttir. Gülümsemek, insan ilişkilerinde çok güçlü bir etkiye sahiptir. Bu basit ama derin anlam taşıyan hareket, insanlar arasındaki bağları güçlendirir, iletişimi kolaylaştırır ve duygusal sağlığı destekler.

Gelişme: Tebessüm, insanlar arasındaki iletişimin en önemli unsurlarından biridir. Tebessüm eden bir yüz, karşıdaki kişiye güven ve samimiyet hissi verir. İnsanın içten bir şekilde gülümsemesi, karşısındaki kişinin ruh halini olumlu yönde etkiler ve iletişimi kolaylaştırır. Sosyal etkileşimlerde tebessüm, kişisel çekiciliği artırır ve insanların birbirleriyle daha rahat bir şekilde iletişim kurmasını sağlar.

Gülmek ve tebessüm etmek, aynı zamanda insan ilişkilerinde stres ve gerginliği azaltır. Bir gülümseme, zor anlarda bile ortamı yumuşatır ve anlaşmazlıkların çözümüne katkıda bulunur. İlişkilerdeki güveni artırır, sevgi ve saygıyı pekiştirir. Özellikle sosyal yaşamda ve iş ortamlarında, bir tebessüm, çatışmaları önleyebilir ve işbirliğini teşvik eder. Tebessüm eden insanlar, çevrelerindeki kişilere olumlu enerji verir ve bu da ilişkilerin daha sağlıklı ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlar.

Sonuç: Tebessüm ve gülmek, insan ilişkilerinde son derece önemli bir yere sahiptir. Bu basit eylemler, insanlar arasındaki iletişimi kuvvetlendirir, güveni artırır ve duygusal bağları güçlendirir. Tebessüm etmek, sadece bir yüz ifadesi değil, aynı zamanda insanlara değer verdiğimizi ve onları önemsediğimizi gösteren bir mesajdır. Bu yüzden, her zaman gülümsemeyi ve tebessüm etmeyi unutmamak, hem kişisel hem de toplumsal ilişkilerimizde olumlu sonuçlar doğurur.



 

Our Score

Arzuladığımız bir topluma kavuşmada bize düşen görevlerin neler olduğu ile ilgili düşüncelerinizi kompozisyon kuralları içinde anlatın.

Kompozisyon Örnekleri Arzuladığımız bir topluma kavuşmada bize düşen görevlerin neler olduğu ile ilgili düşüncelerinizi kompozisyon kuralları içinde anlatın. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Arzuladığımız bir topluma kavuşmada bize düşen görevlerin neler olduğu ile ilgili düşüncelerinizi kompozisyon kuralları içinde anlatın.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Arzuladığımız Toplum İçin Üzerimize Düşen Görevler

Giriş: Her birey, ideal bir toplum oluşturma arzusuyla yaşar. Bu arzu, sosyal adalet, eşitlik ve huzur temellerine dayalı bir toplum için ortak bir hedefi ifade eder. Ancak, arzuladığımız topluma kavuşmak sadece hayal kurmakla mümkün değildir. Bu hedefe ulaşmak için bireylerin ve toplumun yerine getirmesi gereken görevler bulunmaktadır.

Gelişme: Arzuladığımız topluma kavuşmak için ilk olarak bireysel sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekmektedir. Her birey, kendi davranışları ve tutumlarıyla toplumun genel yapısını etkiler. Dolayısıyla, empati, hoşgörü ve adalet gibi değerleri içselleştirmek, toplumsal ilişkileri güçlendirecektir. Eğitim, kültür ve çevre bilincine sahip bireyler yetiştirmek, toplumsal problemleri çözme yönündeki katkıyı artırır.

Toplum olarak, sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmek de büyük önem taşır. Kamu hizmetlerine ve sosyal projelere aktif katılım, toplumun ortak çıkarlarını gözetir. Yerel yönetimlerle işbirliği yaparak, sosyal hizmetlerin kalitesini artırmak, çevre temizliği ve düzenli sağlık hizmetleri sağlamak bu çabaların bir parçasıdır. Ayrıca, gönüllü çalışmalara katılmak, yardımlaşma ve dayanışma kültürünü güçlendirir.

Son olarak, toplumsal adalet ve eşitlik için mücadele etmek, her bireyin hakkını savunmak ve ayrımcılığa karşı durmak gerekmektedir. Adaletli bir toplum yaratmak, herkesin eşit haklara sahip olduğu ve fırsatların adil bir şekilde dağıtıldığı bir ortamda mümkündür. Bu, sadece yasal düzenlemelerle değil, toplumsal norm ve değerlerle de desteklenmelidir.

Sonuç: Arzuladığımız bir topluma kavuşmak için bireylerin ve toplumun birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Bireysel sorumluluk, sosyal sorumluluk ve adalet mücadeleleri, ideal toplumu oluşturmanın temel taşlarıdır. Her birey ve toplum, bu görevleri yerine getirerek daha iyi bir yaşam ve toplum için katkıda bulunabilir.


“Arzuladığımız bir topluma kavuşmada bize düşen görevlerin neler olduğu ile ilgili düşüncelerinizi kompozisyon kuralları içinde anlatın.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: İdeal Toplum İçin Bize Düşen Görevler

Giriş: İdeal bir toplum, adalet, eşitlik ve huzurun hakim olduğu bir ortamı ifade eder. Bu topluma ulaşmak, herkesin katkısına ve özverisine bağlıdır. Arzuladığımız topluma kavuşmak için, bireylerin ve toplumun üstlenmesi gereken önemli görevler vardır. Bu görevlerin yerine getirilmesi, toplumsal dönüşüm ve gelişim için gereklidir.

Gelişme: İdeal bir topluma ulaşmanın ilk adımı, bireylerin kişisel gelişimlerine önem vermesidir. Eğitimli ve bilinçli bireyler, toplumun ilerlemesine katkıda bulunur. Eğitim, bireylerin bilgi ve becerilerini artırarak, sosyal sorunlarla daha etkin bir şekilde başa çıkmalarını sağlar. Ayrıca, bireyler arasında saygı, hoşgörü ve anlayış geliştirmek, sağlıklı sosyal ilişkilerin temelini oluşturur.

Toplumsal sorumluluklar da bu süreçte büyük bir rol oynar. Toplumda sosyal yardımlaşma ve dayanışma ruhunu güçlendirmek, ortak projelerde yer almak ve toplumsal sorunlara çözüm önerileri sunmak önemlidir. Gönüllü çalışmalara katılmak, çevre temizliği ve sosyal hizmetlerde bulunmak, toplumsal iyilik halini artırır.

Adalet ve eşitlik anlayışının yaygınlaştırılması da kritik bir görevdir. Ayrımcılıkla mücadele etmek, herkesin eşit haklara sahip olması için çalışmak ve toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak, ideal toplumu oluşturmanın temel unsurlarıdır. Yasal düzenlemelerle birlikte, toplumsal normların ve değerlerin de bu anlayışı desteklemesi gerekir.

Sonuç: Arzuladığımız topluma ulaşmak, bireylerin kişisel gelişimleri, toplumsal sorumlulukları ve adalet anlayışları ile mümkündür. Her birey ve toplum, bu görevleri yerine getirerek ideal bir toplumu inşa edebilir. Bu ortak çaba, daha adil, eşit ve huzurlu bir yaşamın kapılarını açacaktır.



 

Our Score

“Lafla peynir gemisi yürümez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.

Kompozisyon Örnekleri “Lafla peynir gemisi yürümez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın. konusunu kısaca ele alacağız. 


““Lafla peynir gemisi yürümez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Eylemin Önemi: “Lafla Peynir Gemisi Yürümez” Atasözü

Giriş: “Lafla peynir gemisi yürümez” atasözü, sadece sözlerin yeterli olmadığını, somut eylemlerin ve çabaların gerçek başarıyı getireceğini ifade eder. Bu atasözü, bir işin veya amacın gerçekleşmesi için konuşmaktan öteye geçilmesi gerektiğini vurgular.

Gelişme: Bu atasözü, insanların genellikle büyük projeler veya hedefler hakkında bolca konuşabileceğini ama bu konuşmaların yeterli olmadığını anlatır. Sözler, niyetlerin ve planların ifade edilmesini sağlar, ancak gerçek ilerleme ve başarı, somut eylemler ve uygulamalarla sağlanır. Örneğin, bir iş girişimcisi bir projeyi başlatmayı planlıyor olabilir, ancak bu projeyi başarılı bir şekilde hayata geçirmek için aktif bir şekilde çalışması, planlarını uygulamaya koyması gereklidir.

Konuşmak, genellikle iyi niyet ve hevesi gösterebilir, ancak gerçekte bir şeyin gerçekleşmesi için çaba, iş ve emek gereklidir. Eğer bir kişi sadece konuşur ama eyleme geçmezse, başarıya ulaşması pek mümkün olmaz. Örneğin, bir öğrenci sınavda başarılı olmak istiyorsa, sadece sınavın zorluklarından bahsetmekle yetinmeyip, düzenli çalışmalı ve test çözmelidir.

Sonuç: “Lafla peynir gemisi yürümez” atasözü, gerçek başarı ve ilerlemenin yalnızca sözlerle değil, somut eylemlerle elde edileceğini vurgular. İnsanlar, hedeflerine ulaşmak için aktif olarak çalışmalı ve planlarını uygulamaya geçirmelidirler. Konuşmak, bir şeylerin başlangıcını temsil edebilir, ancak asıl önemli olan, bu konuşmaların arkasında durarak eyleme geçmektir.


““Lafla peynir gemisi yürümez.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Eylemin Gücü: “Lafla Peynir Gemisi Yürümez” Atasözünün Anlamı

Giriş: “Lafla peynir gemisi yürümez” atasözü, başarıya ulaşmak için sadece sözlerin yeterli olmayacağını, somut adımlar ve eylemlerin gerektiğini anlatır. Bu söz, uygulamaların ve çabaların, hayatta gerçek değişimleri ve sonuçları getirdiğini ifade eder.

Gelişme: Sözler, genellikle planların ve hedeflerin ifadesidir, ancak bu planların hayata geçmesi için gerekli olan gerçek eylemler eksikse, başarıya ulaşmak zor olabilir. Bu atasözü, kişisel ve profesyonel yaşamda somut adımların önemini vurgular. Örneğin, bir kişi büyük bir iş fikrinden bahsedebilir, ancak bu fikri gerçekleştirmek için iş planları yapmalı, kaynakları organize etmeli ve işin gerektirdiği adımları atmalıdır.

Aynı şekilde, bir öğrencinin başarılı olma hedefi koyması önemlidir, ancak bu hedefe ulaşmak için düzenli çalışma, araştırma ve test çözme gibi eylemler gereklidir. Sadece hedef belirlemek ve bu hedefler hakkında konuşmak, başarıyı garantilemez; aksine, bu hedeflere ulaşmak için gereken adımların atılması esastır. Eylemler, sonuçların ortaya çıkmasını sağlar ve planların uygulanmasını sağlar.

Sonuç: “Lafla peynir gemisi yürümez” atasözü, gerçek başarı ve ilerleme için eylemler ve somut adımlar atılması gerektiğini ifade eder. Konuşmalar, niyetlerin ve planların ifadesidir, fakat gerçek değişim ve başarı, bu sözlerin pratiğe dökülmesiyle elde edilir. İnsanların hedeflerine ulaşmak için aktif olarak çaba göstermeleri ve eyleme geçmeleri gerekmektedir.



 

Our Score

“Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.

Kompozisyon Örnekleri “Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın. konusunu kısaca ele alacağız. 


““Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Para ve Akıl: Hizmet ve Hüküm İlişkisi

Giriş: “Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder” atasözü, paranın kullanım şeklinin kişinin akıl ve bilgelik düzeyine bağlı olarak farklı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Bu söz, paranın akıllıca yönetilmesi gerektiğine ve aksi takdirde zarar verebileceğine dikkat çeker.

Gelişme: Para, toplumda büyük bir rol oynar ve birçok fırsat sunar. Ancak, paranın getirdiği fırsatlar ve avantajlar, kişinin akıl ve bilgelik kapasitesine bağlı olarak değişir. Akıllı insanlar, parayı doğru bir şekilde kullanarak, yatırım yaparak ve tasarruf ederek kendilerine ve çevrelerine fayda sağlarlar. Bu kişiler, parayı bir araç olarak görür ve mali hedeflerine ulaşmada kullanırlar.

Öte yandan, parayı akılsızca harcayan veya paranın etkisine kapılan kişiler, genellikle yanlış kararlar alır ve bu durum, onların finansal durumlarını kötüleştirir. Para, bu kişilerin üzerinde bir egemenlik kurar; onların duygusal ve davranışsal kararlarını etkiler ve dolayısıyla hayatlarını zorlaştırır. Örneğin, aşırı tüketim ve israf, bu tür kişilerin borç içinde kalmalarına ve maddi sıkıntılar yaşamalarına yol açar. Bu durumda para, onların hayatlarına hükmeder ve kontrolsüzlük yaratır.

Sonuç: “Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder” atasözü, paranın akıl ve bilgiyle nasıl yönetilmesi gerektiğini vurgular. Para, doğru ve bilinçli bir şekilde kullanıldığında büyük fırsatlar sunabilir, ancak akılsızca yönetildiğinde kişinin yaşamını zorlaştırabilir. Bu nedenle, paranın akılcı bir şekilde kullanılması, hem kişisel hem de toplumsal faydalar sağlayacaktır.


““Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazın.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Para ve Akıl: Yönetim ve Etki

Giriş: “Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder” atasözü, paranın, kişilerin akıl ve bilgi düzeyine göre farklı etkiler yaratabileceğini anlatır. Bu söz, paranın etkin bir şekilde kullanılması ve yönetilmesinin önemini vurgular.

Gelişme: Para, toplumda güçlü bir araçtır ve ekonomik gücü temsil eder. Akıllı bireyler, parayı mantıklı bir şekilde kullanarak, mali hedeflerine ulaşabilir ve yaşam kalitelerini artırabilirler. Bu kişiler, parayı tasarruf ve yatırım gibi akıllıca stratejilerle değerlendirir, böylece hem kişisel hem de toplumsal düzeyde olumlu etkiler yaratırlar. Bu bağlamda, para onların hayatlarını daha iyi bir hale getirmede yardımcı bir araç olarak işlev görür.

Bununla birlikte, akılsızca harcama ve finansal yönetim eksikliği, paranın kişileri kontrol etmesine neden olabilir. Akılsız insanlar, para konusundaki yanlış kararları yüzünden borç içinde kalabilir, finansal sorunlar yaşayabilir ve bu durum onların yaşamlarını zorlaştırabilir. Para, bu kişilerin üzerinde bir baskı oluşturarak, onların kararlarını ve davranışlarını etkiler. Örneğin, aşırı harcama yapma ve bütçesiz yaşam tarzı, kişisel ve ailevi sorunlara yol açabilir.

Sonuç: “Para akıllılara hizmet eder, akılsızlara hükmeder” atasözü, paranın akılcı bir şekilde yönetilmesinin önemini ortaya koyar. Para, bilinçli ve mantıklı bir şekilde kullanıldığında faydalı bir araçtır, ancak akılsızca yönetildiğinde kişileri zor durumda bırakabilir. Bu nedenle, para ile ilgili kararlar alırken akıl ve bilgiye dayalı hareket etmek, daha sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürdürmeye yardımcı olacaktır.



 

Our Score

“Nasihat tutmayanı, musibet tutar.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.

Kompozisyon Örnekleri “Nasihat tutmayanı, musibet tutar.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


““Nasihat tutmayanı, musibet tutar.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Nasihatın Değeri ve Musibetin Öğreticiliği

Giriş: “Nasihat tutmayanı, musibet tutar” atasözü, nasihatleri dikkate almayan insanların, sonunda kaçındıkları sorunlarla yüzleşmek zorunda kalacaklarını anlatır. Bu söz, insanların kendilerine verilen öğütleri dikkate almalarının önemine vurgu yapar.

Gelişme: İnsanlar, hayatları boyunca pek çok nasihat ve uyarı alırlar. Bu nasihatler, genellikle tecrübe sahibi kişilerden gelir ve insanları potansiyel tehlikelerden korumayı amaçlar. Ancak, bazı insanlar bu nasihatleri ciddiye almaz, hatta önemsemezler. Sonuçta, bu kişiler zamanla kendi hatalarının bedelini ödemek zorunda kalırlar. Örneğin, genç yaşta ailesinin ve öğretmenlerinin eğitim konusundaki uyarılarını dikkate almayan biri, ilerleyen yaşlarda eğitim eksikliğinin getirdiği zorluklarla karşılaşabilir. Aynı şekilde, sağlığını önemsemeyen ve doktor tavsiyelerine uymayan biri, ciddi bir hastalıkla karşılaşabilir. Bu örnekler, nasihatleri önemsememenin sonunda musibetlerle sonuçlanabileceğini gösterir.

Sonuç: “Nasihat tutmayanı, musibet tutar” atasözü, insanların kendilerine verilen öğütleri dikkate almalarının önemini anlatır. Hayat, bazen acı tecrübelerle öğretir ve bu tecrübeler, çoğu zaman nasihatlere uymamanın bir sonucudur. Bu nedenle, nasihatleri dinlemek ve bunlardan ders almak, musibetlerle karşılaşmamak için gereklidir.


““Nasihat tutmayanı, musibet tutar.” Atasözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Nasihat ve Musibet Arasındaki Bağ

Giriş: “Nasihat tutmayanı, musibet tutar” atasözü, hayatımızda karşılaştığımız öğütlerin ve uyarıların önemini vurgulayan bir ifadedir. Bu atasözü, nasihatleri dikkate almayan kişilerin, sonunda kaçındıkları durumlarla yüzleşmek zorunda kalacağını anlatır.

Gelişme: İnsanlar, hayatlarının farklı dönemlerinde çeşitli nasihatler alırlar. Bu nasihatler, genellikle daha önce benzer deneyimleri yaşamış insanlardan gelir ve onları olası hatalardan korumayı amaçlar. Ancak, bazı insanlar bu uyarıları göz ardı eder ve kendi yollarında ısrar ederler. Bu tutum, genellikle olumsuz sonuçlar doğurur. Mesela, bir öğrenci ders çalışması gerektiği konusunda defalarca uyarılabilir, ancak bu uyarıları dikkate almadığında, sınavlarda başarısızlıkla karşılaşır. Aynı şekilde, sağlığı konusunda uyarıları ciddiye almayan bir birey, ilerleyen zamanda ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalabilir. Bu örnekler, nasihatlerin önemini göz ardı etmenin, musibetlerle sonuçlanabileceğini gösterir.

Sonuç: “Nasihat tutmayanı, musibet tutar” atasözü, insanların hayatlarındaki uyarıları dikkate almalarının önemini anlatır. Nasihatler, genellikle insanları kötü sonuçlardan korumayı amaçlar, ancak bu nasihatlere kulak asmayanlar, sonunda kendi hatalarının bedelini ödemek zorunda kalır. Bu nedenle, nasihatleri dinlemek ve onlardan ders çıkarmak, musibetlerden korunmanın en etkili yoludur.



 

Our Score

“Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.

Kompozisyon Örnekleri “Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


““Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 1: Sana Yapılmasını İstemediğini Başkasına Yapma: Empati ve Ahlakın Temeli

Giriş: “Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma” sözü, insan ilişkilerinde temel bir ahlaki kuralı ifade eder. Bu söz, insanların başkalarına karşı empati göstermesini ve onlara zarar vermekten kaçınmasını öğütler.

Gelişme: Herkes, kendisine adil ve saygılı davranılmasını bekler. Ancak, aynı beklentiyi başkalarına da göstermediğimiz sürece toplumsal barış ve huzuru sağlamak mümkün değildir. Bu söz, bize başkalarının haklarına saygı göstermemiz gerektiğini hatırlatır. Örneğin, kimse haksızlığa uğramak veya kötü muamele görmek istemez. Eğer biz, başkalarına karşı saygısız veya adaletsiz davranırsak, aynı davranışların bize de yapılabileceğini unutmamalıyız. Empati kurarak, başkalarının duygularını ve durumlarını anlamaya çalışmak, daha sağlıklı ve pozitif ilişkiler kurmamızı sağlar. Ayrıca, bu davranış şekli, toplumda karşılıklı saygı ve güvenin artmasına katkı sağlar.

Sonuç: “Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma” sözü, empati ve ahlakın temel prensiplerinden birini ifade eder. İnsanlar, bu prensibi benimseyerek hem kendileri için hem de toplum için daha barışçıl ve saygılı bir yaşam tarzı geliştirebilirler. Bu söz, bize daima diğer insanlara karşı adil ve nazik davranmayı hatırlatmalıdır.


““Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma.” sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kompozisyon 2: Sana Yapılmasını İstemediğini Sen de Başkasına Yapma: Karşılıklı Saygının Önemi

Giriş: “Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma” sözü, karşılıklı saygı ve hoşgörünün önemini vurgulayan evrensel bir kuraldır. Bu söz, kişisel davranışlarımızda başkalarına karşı nasıl bir tutum sergilememiz gerektiğini belirtir.

Gelişme: İnsanlar arasındaki ilişkilerde en önemli unsurlardan biri, karşılıklı saygıdır. Herkes, başkalarından saygı görmek ister; ancak, saygı görmek için önce saygı göstermek gereklidir. Bu söz, bize başkalarının haklarına ve duygularına saygı göstermemizi hatırlatır. Örneğin, kimse kendisine kötü sözler söylenmesini istemez; bu yüzden, biz de başkalarına kötü sözler söylemekten kaçınmalıyız. Aynı şekilde, kimse haksızlığa uğramak istemez; dolayısıyla, biz de başkalarına adil davranmalı ve onları haksız yere suçlamamalıyız. İnsanlar arasında saygı ve hoşgörü hakim olduğunda, toplumda barış ve huzur daha kolay sağlanır. Herkesin birbirine empatiyle yaklaşması, toplumsal dayanışmayı ve birlikteliği güçlendirir.

Sonuç: “Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma” sözü, insanlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı ve dengeli olmasının temel taşlarından biridir. Bu ilkeye uygun davranmak, hem kişisel huzurumuzu hem de toplumsal barışı korumamıza yardımcı olur. Herkesin bu sözü rehber edinmesi, daha uyumlu ve saygılı bir toplum oluşturmanın anahtarıdır.



 

Our Score
error: Content is protected !!