7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 29-30-31 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Teleskobun Gök Biliminin Gelişmesindeki Önemi Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 29, 30, 31


Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Teleskobun Gök Biliminin Gelişmesindeki Önemi Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 29-30-31 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 29-30-31


Soru : Sizce gözümüzle baktığımızda göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla baktığımızda nasıl görebiliyoruz? Düşüncelerinizi söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Sizce gözümüzle baktığımızda göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla baktığımızda nasıl görebiliyoruz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Gözümüz, belirli bir dalga boyu aralığındaki ışığı (genellikle 400 nm ile 700 nm arasında) algılayabilen bir görme sistemine sahiptir. Bu, bize sadece görünür ışık yelpazesinde renkleri görmemizi sağlar. Ancak, evrende görülemeyen ışık türleri vardır; bu türler arasında ultraviyole, kızılötesi, mikrodalga ve radyo dalgaları gibi farklı dalga boylarına sahip ışık türleri bulunur.

Teleskoplar, bu farklı dalga boylarındaki ışığı algılayabilen sensörler ve lensler kullanarak çalışır. İşte teleskopların bu yetenekleri sayesinde görebildiğimiz şeyler:

  1. Daha Fazla Işık Toplama Kapasitesi: Gözümüzden çok daha büyük olan teleskop aynaları ve mercekleri, gökyüzünden gelen ışığı toplama kapasitesine sahiptir. Bu, daha uzak ve soluk gök cisimlerini gözlemlememize olanak tanır.
  2. Farklı Dalga Boylarının Algılanması: Teleskoplar, gözün göremediği dalga boylarındaki ışınları algılayabilen dedektörler ve filtrelerle donatılmıştır. Örneğin, kızılötesi teleskoplar, sıcak cisimlerin yaydığı ışığı algılayabilirken, radyo teleskoplar radyo dalgalarını tespit edebilir.
  3. Yüksek Çözünürlük: Teleskoplar, daha büyük ve daha yüksek çözünürlükte görüntüler elde etmemizi sağlar. Bu, çok uzakta bulunan ve küçük ayrıntılar barındıran gök cisimlerini net bir şekilde gözlemlememize olanak tanır.
  4. Işık Toplama Alanı: Gözümüzle gördüğümüzden çok daha fazla ışığı toplayabilen teleskoplar, daha zayıf ve uzak cisimleri incelememize yardımcı olur. Bu, örneğin uzak galaksiler veya düşük parlaklıkta yıldızlar gibi nesneleri daha net görebilmemizi sağlar.

Bu nedenlerle teleskoplar, gözümüzün göremediği cisimleri görmemizi ve evrenin daha derinliklerine inmeyi mümkün kılar. Teleskopların bu özellikleri, astronomların evreni daha iyi anlamalarına ve keşifler yapmalarına büyük katkı sağlamıştır.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 31 Cevapları


Soru : Önce bir teleskop yapmayı düşünüp bunu nasıl yapabileceğinizi tasarlayınız.

İncelediğimiz teleskoplardan biri olan optik teleskobun bir benzerini yapmaya çalışınız. Böylece basit bir teleskobun nelerden oluştuğunu, yapısını ve görüntü netliğini nasıl sağladığını daha iyi kavrayabilirsiniz.


BİR TELESKOP MODELİ YAPALIM


Projenin Amacı: Teleskop yaparak teleskobun yapısını daha iyi kavramak

Kullanılacak Malzemeler

❖ İnce kenarlı mercek ❖ Kalın kenarlı mercek ❖ Makas
❖ Katı yapıştırıcı ❖ İki farklı fon kartonu ❖ Yapıştırıcı bant

Projenin Yapılışı

➣ Projenizi, kitabınızın 17. sayfasındaki “Fen, Mühendislik ve Girişimcilik Uygulama Süreci”ne uygun olarak yapınız.
➣ Fon kartonlardan birini ince kenarlı merceği kavrayacak şekilde yuvarlayarak rulo yapınız. Rulonun dış kenarını yapıştırıcı bantla yapıştırıp sabitleyiniz.
➣ Rulonun uç kısmına yerleştirdiğiniz ince kenarlı merceği bantla sabitleyiniz.
➣ Diğer fon kartonunu, hazırladığınız rulonun içinden geçecek şekilde ikinci bir rulo yapınız. Bu ruloyu önceki rulonun içine sokarak ileri geri rahatça hareket etmesini sağlayınız. Dış kenarını yine yapıştırıcıyla sabitleyiniz.
➣ Çapı dar olan rulonun ucuna kalın kenarlı merceği yerleştirip yapıştırıcı bantla sabitleyiniz.
➣ İki rulonun mercek takılı uçları dış taraflara gelecek şekilde küçük ruloyu büyük rulonun içine yerleştiriniz.
➣ Çapı küçük rulodaki kalın kenarlı mercekten bakınız. Diğer taraftaki cismi net görecek şekilde dar çaplı ruloyu geniş çaplı rulonun içinde yavaş yavaş ileri geri hareket ettiriniz.
➣ Arkadaşlarınızın kullandığı mercekler sizinkinden farklıysa kendi teleskobunuzla baktığınız cisimlere bir de onların teleskobuyla bakınız.
➣ Teleskobunuzla yıldızların net görüldüğü bir gecede gökyüzünü inceleyiniz.


Cevap :

Bu etkinliği sizin yapmanız gerekmektedir.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 92-93-94-95 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Sürtünme Kuvvetinin Kinetik Enerji Üzerindeki Etkisi Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 92, 93, 94, 95


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sürtünme Kuvvetinin Kinetik Enerji Üzerindeki Etkisi Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 92-93-94-95 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 92-93-94-95


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 92 Cevapları


Soru : Oyuncak arabanızı halı üzerinde ileri doğru hareket ettirirseniz araba bir süre gittikten sonra yavaşlayarak durur (Görsel 3.37). Arabanın yavaşlamasını sağlayan etken ne olabilir? Gemilerin uç kısımlarının sivri yapılmasının (Görsel 3.38) nedeni su direnci ve hava direnciyle ilgili olabilir mi? Düşüncelerinizi söyleyiniz


Cevap :

Oyuncak arabanın halı üzerinde yavaşlamasına neden olan faktör sürtünmedir. Gemilerin ön kısımlarının sivri olarak tasarlanmasının amacı ise su ve hava direncini azaltmaktır. Bu şekilde gemiler, daha az enerji tüketerek daha verimli bir şekilde yol alabilirler.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 93 Cevapları


3. ETKİNLİK KİNETİK ENERJİDE NEDEN AZALMA OLDU? 


Etkinliğin Amacı: Sürtünme kuvvetinin kinetik enerjiye nasıl bir etkisi olduğunu gözlemlemek

Kullanılacak Malzemeler

• Mukavva • Oyuncak araba • Alüminyum folyo
• Kitaplar • Cetvel • Makas

Etkinliğin Yapılışı

➪ Kitapları ve mukavvayı kullanarak ilk görseldeki gibi bir eğik düzlem oluşturunuz.
➪ Alüminyum folyodan makasla eşit uzunlukta kartonun genişliği kadar iki parça kesiniz.
➪ Parçalardan birini buruşturup pürüzlü bir yüzey oluşturunuz. Diğerinin düzgün kalmasını sağlayınız.
➪ Eğik düzlemin bittiği yere önce düzgün alüminyum folyoyu seriniz. Sonra arabayı yukarıdan serbest bırakınız.
➪ Arabanın düz alüminyum folyo üzerinde aldığı yolu cetvelle ölçünüz.
➪ Aynı işlemi buruşturulmuş, pürüzlü alüminyum folyoyla yapınız ve aldığı yolu cetvelle Nölçünüz.


1. Oyuncak araba hangi yüzeyde daha çok yol aldı? Bunun nedeni ne olabilir?


Cevap :

Düz yüzeyde daha çok yol aldı. Bunun nedeni sürtünmenin düz yüzeyde daha az olmasından kaynaklanmaktadır.


2. Oyuncak arabanın yavaşlayıp durmasını sağlayan kuvvet nedir?


Cevap :

Sürtünme kuvvetidir.


3. Hangi yüzeyde kinetik enerji kaybı daha fazladır? Kaybolan bu enerji hangi enerjiye dönüşmüş olabilir?


Cevap :

Pürüzlü yüzeyde kinetik enerji kaybı daha fazladır. Kaybolan bu enerji, sürtünme nedeniyle ısı enerjisine dönüşmüş olabilir.


4. Deneyde eğik düzlemin bittiği yere ince lastik serseydiniz bunun üzerinde arabanın aldığı yolun daha fazla mı yoksa az mı olmasını beklerdiniz? Nedenini açıklayınız ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

İnce lastik serilmiş yüzeyde arabanın aldığı yolun daha fazla olmasını beklerdiniz, çünkü lastik sürtünmeyi azaltır ve araba daha uzun bir mesafe kat eder.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 94 Cevapları


4. ETKİNLİK KİNETİK ENERJİYE NE OLDU?


Etkinliğin Amacı: Sürtünme sonucu kinetik enerjinin hangi enerjiye dönüştüğünü gözlemlemek

Kullanılacak Malzemeler

• Termometre • Kumaş parçası • Silgi

Etkinliğin Yapılışı
➪ Etkinlikteki üç farklı deney verilmiştir. Deneyleri sırasıyla yapınız.
➪ İki elinizi birbirine hızlıca sürterek elinizde oluşan değişimi hissetmeye çalışınız.
➪ Silgiyi düz bir zemine birkaç kez sertçe sürtüp silginin sürttüğünüz yerine elinizi dokundurunuz.
➪ Elinize aldığınız bir termometrenin ilk sıcaklık değerini aşağıdaki tabloya yazınız.
➪ Termometrenin haznesine kumaş parçasını birkaç defa sürtünüz ve termometrede meydana gelen değişikliği yine tabloya yazınız.


1. İlk deneyde ellerinizi birbirine sürtünce ne hissettiniz? Bunu nasıl açıklarsınız? 


Cevap :

İlk deneyde ellerinizi birbirine sürtünce ısındıklarını hissettik. Bunun nedeni kinetik enerjidir.


2. Silginin zemine sürtülmeden önceki ve sonraki sıcaklıkları farklı mıdır? Neden? 


Cevap :

Evet vardır. Bunun nedeni sürtünme sonucunda ortaya çıkan enerjidir.


3. Haznesine kumaş sürtüldüğünde termometrenin sıcaklığında nasıl bir değişim gözlemlediniz? Neden? 


Cevap :

Sıcaklık ve ısınma gibi değişim gözlemlenmiştir. Bunun nedeni kinetik enerjinin sürtünme ile ısı enerjisine dönüşümünü gösterir.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 95 Cevapları


Soru : Sizce neden hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımları düz, geniş bir yüzey şeklinde yapılmaz? Düz yapılmasının ne sakıncası olduğunu açıklayınız.


Kısa Cevap : “Sizce neden hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımları düz, geniş bir yüzey şeklinde yapılmaz? Düz yapılmasının ne sakıncası olduğunu açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hava ve su taşıtlarının tasarımında aerodinamik ve hidrodinamik prensipler büyük önem taşır. Bu taşıtların ön ve arka kısımlarının düz ve geniş yüzeyler yerine daha yuvarlak veya eğimli yüzeylerle tasarlanmasının birkaç temel nedeni vardır:

  1. Aerodinamik ve Hidrodinamik Direnç:
    • Direnç Kavramı: Hem hava hem de su, taşıtların hareketine karşı direnç gösterir. Bu direnç, taşıtın hızını ve yakıt verimliliğini doğrudan etkiler.
    • Düz Yüzeylerin Dezavantajı: Düz ve geniş yüzeyler, akışkanın taşıt yüzeyine çarpmasına ve taşıtın etrafında düzensiz akışlara neden olur. Bu durum, taşıtın hareketini zorlaştıran ve enerji tüketimini artıran bir direnç oluşturur.
    • Yüksek Basınç Alanları: Düz yüzeyler, yüksek basınç alanları yaratır ve bu da hareket esnasında daha fazla enerji kaybına yol açar.
  2. Verimlilik ve Performans:
    • Yakıt Tüketimi: Düz yüzeylerin oluşturduğu yüksek direnç, taşıtın daha fazla yakıt tüketmesine neden olur. Daha aerodinamik ve hidrodinamik şekiller, bu direnci azaltarak yakıt verimliliğini artırır.
    • Hız ve Manevra Kabiliyeti: Direncin azaltılması, taşıtın daha yüksek hızlara ulaşmasını ve daha kolay manevra yapabilmesini sağlar. Bu özellikle uçaklar ve hızlı botlar gibi yüksek hız gerektiren taşıtlarda çok önemlidir.
  3. Gürültü ve Titreşim:
    • Düz Yüzeylerin Etkisi: Düz yüzeyler, hava veya suyun çarpması sonucu daha fazla gürültü ve titreşim üretir. Bu da konforu azaltır ve taşıtın yapısal bütünlüğüne zarar verebilir.
    • Yumuşak Geçişler: Daha yuvarlak veya eğimli tasarımlar, akışkanın taşıt etrafında daha sessiz ve pürüzsüz bir şekilde akmasını sağlar, bu da gürültü ve titreşim seviyelerini düşürür.
  4. Stabilite ve Kontrol:
    • Yüzey Şeklinin Rolü: Taşıtın ön ve arka kısmının şekli, taşıtın stabilitesini ve kontrolünü de etkiler. Düz yüzeyler, dengesizliklere ve kontrol zorluklarına neden olabilir.
    • Akışkan Dinamiği: Aerodinamik ve hidrodinamik olarak optimize edilmiş yüzeyler, taşıtın stabilitesini artırarak daha güvenli ve kontrollü bir sürüş sağlar.

Bu nedenlerle, hava ve su taşıtlarının tasarımında düz ve geniş yüzeylerden kaçınılır ve bunun yerine daha aerodinamik ve hidrodinamik şekiller tercih edilir. Bu tasarımlar, taşıtın performansını, verimliliğini, konforunu ve güvenliğini artırır.


ÖĞRENDİKLERİMİZİ UYGULAYALIM 


1. Aşağıdaki görselleri inceleyiniz. Hangilerinde iş yapılıp yapılmadığını belirleyiniz. Bunu, görsellerin altındaki noktalı yerlere nedeniyle birlikte kısaca yazınız.


Cevap :

Sporcu halteri kaldırırken iş yapmıştır. Çünkü halteri, uygulanan yer çekimiyle aynı doğrultuda hareket ettirmiştir.

Market arabasını iten kadın iş yapmıştır. Çünkü arabayı kendi doğrultusunda hareket ettirmiştir.

Sırtında çanta taşıyan öğrenci iş yapmamıştır. Çünkü çantayı kendi doğrultusunda hareket ettirmemiştir.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 46-47-48-49-50-51 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Hayvan ve Bitki Hücrelerinin Yapı ve Görevlerinin Karşılaştırılması Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 46, 47, 48, 49, 50, 51


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Hayvan ve Bitki Hücrelerinin Yapı ve Görevlerinin Karşılaştırılması Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 46-47-48-49-50-51 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 46-47-48-49-50-51


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 46 Cevapları


1. Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz? 


Kısa Cevap : “Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hücrelerin büyüklükleri oldukça çeşitlidir ve bu büyüklükler, hücrelerin türüne, işlevine ve organizmanın gereksinimlerine bağlı olarak değişir. Hücrelerin büyüklüklerini anlamak için mikroskop gibi araçlar kullanılır, çünkü çoğu hücre çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür.

  • Prokaryotik Hücreler:
    • Prokaryotik hücreler, genellikle 1-10 mikrometre (µm) boyutundadır. Bakteri ve arkea gibi prokaryotlar bu gruba girer. Örneğin, Escherichia coli bakterisi yaklaşık 1-2 µm uzunluğundadır.
  • Ökaryotik Hücreler:
    • Ökaryotik hücreler, genellikle daha büyük olup 10-100 µm arasında değişen boyutlardadır. Hayvan hücreleri genellikle 10-30 µm boyutlarındayken, bitki hücreleri 10-100 µm arasında olabilir. Örneğin, insan kırmızı kan hücreleri yaklaşık 6-8 µm çapındadır, oysa bazı bitki hücreleri 100 µm’ye kadar büyüyebilir.
  • Özel Durumlar:
    • Bazı hücreler ise istisnai boyutlara sahip olabilir. Örneğin, dev amip türleri ve yumurta hücreleri (özellikle kuş yumurtaları) oldukça büyük hücrelerdir. İnsan sinir hücreleri ise uzun aksonları nedeniyle birkaç metre uzunluğa kadar ulaşabilir.

Hücrelerin büyüklükleri, yüzey alanı/hacim oranı, besin ve atık madde taşınması gibi faktörlerle sınırlandırılır. Küçük hücreler, büyük hücrelere göre daha yüksek yüzey alanı/hacim oranına sahip olduğundan, madde alışverişini daha verimli bir şekilde gerçekleştirebilirler.


2. İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur? 


Kısa Cevap : “İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız. 

Uzun Cevap :

İnsan vücudunu oluşturan yapılar, organizmanın hayatta kalmasını ve düzgün işleyişini sağlamak için belirli bir düzen içinde organize olurlar. Bu organizasyon, hücresel düzeyden sistem düzeyine kadar çeşitli katmanlar halinde gerçekleşir.

  1. Hücreler:
    • Hücreler, vücudun temel yapı taşlarıdır. Her hücre, belirli bir işlevi yerine getirmek üzere özelleşmiş organeller içerir. Örneğin, kas hücreleri kasılmayı sağlayan miyofibril adı verilen özel yapılar içerirken, sinir hücreleri bilgi iletimini sağlayan uzun aksonlara sahiptir.
  2. Dokular:
    • Benzer işlev ve yapıya sahip hücreler bir araya gelerek dokuları oluşturur. İnsan vücudunda dört ana doku tipi bulunur: epitel doku, bağ doku, kas doku ve sinir doku. Epitel doku, yüzeyleri kaplar ve koruma sağlar; bağ doku, destek ve bağlama işlevi görür; kas doku, hareketi sağlar; sinir doku ise bilgi iletimini gerçekleştirir.
  3. Organlar:
    • Farklı doku türleri bir araya gelerek organları oluşturur. Her organ, belirli bir veya birkaç işlevi yerine getirmek üzere özelleşmiştir. Örneğin, kalp bir kas organıdır ve kan pompalama işlevi görürken, akciğerler gaz değişimi sağlar.
  4. Sistemler:
    • Organlar, birlikte çalışarak sistemleri oluşturur. Her sistem, vücudun belirli bir işlevini düzenler ve gerçekleştirir. Örneğin, sindirim sistemi besinlerin sindirilmesini ve emilmesini sağlarken, dolaşım sistemi kanın ve besinlerin taşınmasını sağlar.
  5. Bütüncül Organizasyon:
    • Tüm bu yapılar, vücudun genel işlevlerini sürdürebilmesi için uyum içinde çalışır. Sinir sistemi ve hormonal sistem gibi kontrol ve düzenleme sistemleri, vücuttaki süreçleri koordine eder ve homeostazı sağlar.

Bu organizasyon, vücudun kompleks yapısını ve işlevlerini verimli bir şekilde sürdürebilmesini sağlar. Hücreler, dokular, organlar ve sistemler arasındaki bu düzenli ve koordineli yapı, organizmanın sağlıklı bir şekilde çalışmasını mümkün kılar.


3. DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?


Kısa Cevap : “DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

DNA, gen ve kromozom, genetik bilginin saklanması ve aktarılması açısından temel kavramlardır. Bunların her biri, yaşamın devamlılığı ve organizmaların özelliklerinin belirlenmesinde kritik bir role sahiptir.

  1. DNA (Deoksiribonükleik Asit):
    • DNA, canlıların genetik bilgisini taşıyan moleküldür. İki sarmallı yapıya sahip olup, nükleotid adı verilen birimlerden oluşur. Her nükleotid bir fosfat grubu, bir deoksiriboz şekeri ve bir azotlu baz içerir. DNA’nın sarmal yapısı, adenin (A), timin (T), sitozin (C) ve guanin (G) bazları arasındaki spesifik eşleşmeler (A-T ve C-G) sayesinde oluşur. Bu baz sıralamaları, genetik bilgiyi kodlar.
  2. Gen:
    • Gen, DNA’nın belirli bir segmentidir ve belirli bir protein veya RNA molekülünü kodlayan bilgi içerir. Genler, organizmanın fiziksel ve biyolojik özelliklerini belirler. Her gen, belirli bir işlevi yerine getiren proteinlerin üretiminde talimat verir. Örneğin, göz rengi, saç tipi ve kan grubu gibi özellikler genler tarafından belirlenir.
  3. Kromozom:
    • Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş ve yoğunlaşmış halleridir. Her kromozom, çok sayıda geni içerir ve hücre bölünmesi sırasında düzgün bir şekilde dağıtılmasını sağlar. İnsan hücrelerinde 23 çift (toplam 46) kromozom bulunur. Kromozomlar, hücre çekirdeğinde bulunur ve DNA’nın kompakt bir şekilde paketlenmesini sağlayan histon adı verilen proteinlerle birlikte organize olurlar.

DNA, Gen ve Kromozom Arasındaki İlişki:

  • DNA, genetik bilginin temel taşıdır ve bu bilgi, belirli segmentlerde, yani genlerde saklanır.
  • Genler, DNA’nın belirli bölgeleridir ve proteinlerin veya RNA moleküllerinin üretimini kodlar.
  • Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş ve paketlenmiş formlarıdır, birçok geni içerirler ve hücre bölünmesi sırasında genetik bilginin doğru bir şekilde aktarılmasını sağlarlar.
  • Hücre bölünmesi sırasında kromozomlar, yeni hücrelere eşit şekilde dağıtılır ve bu sayede genetik bilgi nesilden nesile aktarılır.

Bu ilişkiler, genetik bilgilerin doğru bir şekilde saklanması, işlenmesi ve aktarılmasını sağlar, böylece organizmaların büyümesi, gelişmesi ve çoğalması mümkün olur. DNA, genler ve kromozomlar arasındaki bu hassas düzen, biyolojik çeşitliliğin temelini oluşturur.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları


Soru : Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır? Düşüncelerinizi söyleyiniz. 


Kısa Cevap : “Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır? Düşüncelerinizi söyleyiniz. ” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Çevremizdeki tüm canlıları oluşturan yapı birimi hücredir ve bu, biyolojinin temel prensiplerinden biridir. Tüm canlılar hücrelerden oluşur, ancak hücrelerin yapısı ve işlevleri canlıdan canlıya büyük farklılıklar gösterebilir. İşte bu konuda daha detaylı bir inceleme:

Temel Yapı Birimi: Hücre

  • Evrensellik:
    • Hücre, yaşamın temel yapı birimidir ve tüm canlı organizmalar hücrelerden oluşur. Bu, bitkilerden hayvanlara, mantarlardan mikroorganizmalara kadar tüm canlıları kapsar.

Hücre Çeşitleri:

  1. Prokaryotik Hücreler:
    • Prokaryotik hücreler, çekirdek ve diğer zarla çevrili organelleri olmayan basit hücrelerdir. Bakteriler ve arkeler bu tür hücrelere örnektir. Prokaryotik hücreler, genetik materyallerini sitoplazma içinde serbest olarak bulundurur.
  2. Ökaryotik Hücreler:
    • Ökaryotik hücreler, çekirdek ve diğer zarla çevrili organellere sahip olan daha kompleks hücrelerdir. Bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve protistler bu tür hücrelere sahiptir. Ökaryotik hücreler, DNA’yı çekirdek içinde saklar ve çeşitli organeller sayesinde karmaşık işlevleri yerine getirirler.

Hücre Yapısındaki Farklılıklar:

  • Bitki Hücreleri:
    • Bitki hücreleri, hücre duvarı, kloroplastlar ve büyük merkezi bir koful gibi özel yapılara sahiptir. Hücre duvarı, bitki hücrelerine şekil ve dayanıklılık kazandırırken, kloroplastlar fotosentez yaparak bitkilerin enerji üretmesini sağlar.
  • Hayvan Hücreleri:
    • Hayvan hücrelerinde hücre duvarı bulunmaz. Bunun yerine, hücre zarının esnekliği sayesinde çeşitli şekillerde olabilirler. Ayrıca, hayvan hücrelerinde lizozomlar gibi sindirim organelleri daha belirgin ve aktiftir.

İşlevsel Farklılıklar:

  • Metabolizma:
    • Hücrelerin metabolik faaliyetleri, türlerine ve görevlerine bağlı olarak büyük farklılıklar gösterir. Örneğin, kas hücreleri enerji üretimi için çok sayıda mitokondri içerirken, yağ hücreleri enerji depolamak için büyük yağ damlacıkları bulundurur.
  • Hücre İletişimi ve Uyumu:
    • Hücreler, kimyasal sinyaller ve fiziksel bağlantılar aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurar. Bu iletişim, organizmanın genel işleyişi için hayati öneme sahiptir. Sinir hücreleri, hızlı iletişim sağlamak için uzun uzantılar (aksonlar) geliştirirken, bağışıklık hücreleri, patojenlerle savaşmak için özel reseptörlere sahiptir.

Sonuç olarak, çevremizdeki tüm canlıların temel yapı birimi hücredir, ancak hücrelerin yapısı ve işlevleri, organizmanın türüne ve ihtiyaçlarına bağlı olarak büyük çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik, canlıların farklı ortamlara uyum sağlamasını ve çeşitli işlevleri yerine getirmesini mümkün kılar.


Soru : Aşağıdaki görsellere göre birinci gruptaki canlılarla ikinci gruptaki canlıların birbirine benzeyen ve birbirlerinden ayrılan yönlerini araştırınız. Araştırmanızın sonuçlarını sınıfta paylaşıp tartışınız.


“7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları”

Cevap :

Benzer Yönler:

  • Hücresel Yapı: Hem hayvanlar hem de bitkiler, hücrelerden oluşur.
  • Metabolizma: Her iki canlı grubu da enerji üretmek için metabolik süreçlere sahiptir. Hayvanlar, besinleri sindirip oksijen kullanarak enerji elde ederken, bitkiler fotosentezle enerji üretir.
  • Üreme: Hem hayvanlar hem de bitkiler cinsel ve aseksüel yollarla üreyebilir.

Farklı Yönler:

  • Hareket Yeteneği: Hayvanlar aktif olarak hareket edebilirken, bitkiler genellikle yerinde sabittir.
  • Beslenme: Hayvanlar dışarıdan besin almak zorundadır ve çeşitli besinleri tüketirler. Bitkiler ise fotosentezle kendi besinlerini üretirler.
  • Organizasyon: Hayvanlar, karmaşık organ sistemlerine sahiptir (solunum, sindirim, dolaşım gibi). Bitkiler ise kök, gövde ve yapraklardan oluşan daha basit bir organizasyona sahiptir.
  • Duyusal Yetenekler: Hayvanlar, gelişmiş duyusal organlara sahipken (gözler, kulaklar, burun gibi), bitkiler bu tür duyu organlarına sahip değildir ve çevresel uyaranlara doğrudan tepki veremezler.

7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları


Soru : İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsan hücrelerindeki mitokondriler, yalnızca anneden kalıtılır çünkü döllenme sırasında sperm hücresinin mitokondrileri yumurta hücresine girmez. Mitokondriler, enerji üretiminden sorumlu olan organellerdir ve kendi DNA’larına sahiptirler.

Döllenme sürecinde, spermin sadece çekirdek DNA’sı yumurtaya girer, ancak spermin mitokondrileri, hücre içine giremez veya girseler bile genellikle hücre tarafından yok edilir. Bu nedenle, yavrunun tüm mitokondrileri annesinin yumurta hücresinden gelir. Bu durum, mitokondriyal DNA’nın (mtDNA) izlenmesini ve sadece anneden gelen genetik bilginin aktarılmasını sağlar.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 50 Cevapları


Soru : Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Lizozomlar, hücre içindeki atık maddeleri, bakterileri ve eski organelleri sindiren enzimler içerirler. Bu enzimler, hücreye zarar verdiğinde veya hücre yaşlandığında, lizozomlar bu enzimleri serbest bırakarak hücrenin kendi kendini yok etmesine neden olabilir.

Bu süreç, hücresel homeostazı ve genel organizma sağlığını korumak için önemlidir. Bu nedenle, lizozomlara “intihar kesecikleri” denir, çünkü gerektiğinde hücrenin kontrollü bir şekilde ölmesini sağlarlar, bu da hücrenin programlı hücre ölümü olan apoptoz ile ilişkilidir.


Soru : İnsan hücrelerindeki sentrozomu annesinden (yumurtayla) değil babasından (spermle) alır. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “İnsan hücrelerindeki sentrozomu annesinden (yumurtayla) değil babasından (spermle) alır. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız. 

Uzun Cevap :

Sentrozomlar, hücre bölünmesinde önemli rol oynayan organellerdir ve mikrotübül organize edici merkez olarak işlev görürler. Döllenme sırasında, sperm hücresi sentrozomları ve sentriyolleri içerir ve bu yapılar, döllenmiş yumurta hücresine aktarılır.

Yumurta hücresinde genellikle fonksiyonel sentrozom bulunmaz veya sentrozomlar hasarlı olabilir. Bu nedenle, döllenmiş zigotun bölünmesi ve gelişimi için gerekli olan sentrozomlar, babadan (spermin sentrozomlarıyla) gelir.


Soru : “Atmosferdeki oksijenin kaynağı, bitki hücrelerine özgü olan kloroplasttır.” diyebiliriz. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : ““Atmosferdeki oksijenin kaynağı, bitki hücrelerine özgü olan kloroplasttır.” diyebiliriz. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Atmosferdeki oksijenin ana kaynağı, bitki hücrelerinde bulunan kloroplastlardır. Kloroplastlar, fotosentez sürecini gerçekleştiren organellerdir. Fotosentez sırasında, kloroplastlar güneş enerjisini kullanarak karbondioksit ve suyu glikoza dönüştürürken, yan ürün olarak oksijen üretirler.

Bu oksijen, bitkilerin stomaları aracılığıyla atmosfere salınır. Bu süreç, yeryüzündeki yaşamın sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir, çünkü atmosferdeki serbest oksijenin büyük bir kısmı bu yolla sağlanır. Okyanuslardaki fitoplanktonlar da benzer şekilde kloroplastlara sahip oldukları için büyük miktarda oksijen üretirler.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 51 Cevapları


Soru : Görsel 2.5’i inceleyip verilenlerin nasıl yapılar olduğunu arkadaşlarınızla tartışınız.


“7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 51 Cevapları”

Cevap :

Görsel 2.5, hücre çekirdeğinin iç yapısını göstermektedir. Hücre çekirdeği, genellikle hücrenin yönetim merkezi olarak kabul edilir ve DNA’yı barındıran bir bölüme sahiptir. Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş biçimi olarak genetik bilgiyi taşır ve her organizmanın kendine özgü bir kromozom sayısı bulunur.


Soru : İnsanın üremesini sağlayan üreme hücrelerinde de vücudundaki diğer hücreler gibi yine 46 kromozom mu bulunur? Araştırınız. Ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “İnsanın üremesini sağlayan üreme hücrelerinde de vücudundaki diğer hücreler gibi yine 46 kromozom mu bulunur? Araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsanın üreme hücrelerinde (gametler) vücut hücrelerinden farklı olarak 46 kromozom yerine 23 kromozom bulunur. Bu durum, üreme hücrelerinin mayoz bölünme adı verilen özel bir hücre bölünmesi süreciyle oluşmasından kaynaklanır. Mayoz bölünme sırasında, kromozom sayısı yarıya indirgenir, bu da gametlerin haploid (n) hücreler olmasını sağlar.

Mayoz Bölünme Süreci:

  1. Mayoz I: Homolog kromozom çiftleri ayrılır ve iki haploid hücre oluşur. Her hücrede 23 kromozom bulunur, ancak her kromozom iki kromatidden oluşur.
  2. Mayoz II: Kromatidler ayrılır ve dört haploid hücre oluşur, her biri 23 tek kromozom içerir.

Bu süreç, döllenme sırasında sperm ve yumurta hücrelerinin birleşmesiyle, zigotun tekrar diploid (2n) hale gelmesini sağlar. Yani, sperm hücresi 23 kromozom, yumurta hücresi de 23 kromozom içerir ve birleşme sonucunda zigot 46 kromozoma sahip olur. Bu mekanizma, her yeni bireyin doğru sayıda kromozomla başlamasını ve genetik çeşitliliğin artmasını sağlar.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 85-86-87-88-89 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Enerji ve Enerjinin Çeşitleri Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 85, 86, 87, 88, 89


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Enerji ve Enerjinin Çeşitleri Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 85-86-87-88-89 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 85-86-87-88-89


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 85 Cevapları


Soru : Televizyonda voleybol maçı izlerken mi yoksa arkadaşlarınızla voleybol oynarken mi daha çok enerji harcarsınız? Düşüncelerinizi söyleyiniz. 


Kısa Cevap : “Televizyonda voleybol maçı izlerken mi yoksa arkadaşlarınızla voleybol oynarken mi daha çok enerji harcarsınız?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Voleybol maçı izlerken televizyon karşısında olduğumda, fiziksel bir aktivite içinde olmadığım için daha az enerji harcarım. Sadece maçın heyecanına kapılarak ellerimi, kollarımı ve bacaklarımı hareket ettiririm, bu da çok fazla enerji harcamaz.

Ancak, arkadaşlarımla voleybol oynarken, sürekli koşma, zıplama, blok yapma ve topa vurma gibi fiziksel aktiviteler içinde bulunduğum için daha fazla enerji harcarım.

Vücut, bu tür aktiviteleri gerçekleştirirken kasları çalıştırır, kalp atış hızını artırır ve daha fazla enerji tüketir. Bu nedenle, fiziksel olarak aktif olduğumda, enerji harcama miktarım, sadece izlerken harcadığımdan çok daha fazla olur.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 87 Cevapları


Soru : Her maddenin durumu nedeniyle sahip olduğu bir enerjisi vardır. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?


Kısa Cevap : “Her maddenin durumu nedeniyle sahip olduğu bir enerjisi vardır. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Her maddenin durumu nedeniyle sahip olduğu enerji, maddenin durumuna ve hareketine bağlı olarak değişir. Bu durumu açıklamak için enerjinin iki ana türü olan kinetik ve potansiyel enerjiyi ele alabiliriz:

  1. Kinetik Enerji: Maddenin hareket ettiği durumdaki enerjidir. Bir cismin hızı arttıkça kinetik enerjisi de artar. Örneğin, koşan bir sporcu, hareket ettiği için kinetik enerjiye sahiptir. Kinetik enerji formülü, Ek=12mv2E_k = \frac{1}{2}mv^2 ile hesaplanır, burada mm cismin kütlesi ve vv hızıdır.
  2. Potansiyel Enerji: Maddenin konumuna bağlı olarak sahip olduğu enerjidir. Yüksek bir yerden aşağıya düşen bir taşın sahip olduğu potansiyel enerji, yüksekliği ve kütlesine bağlıdır. Potansiyel enerji, Ep=mghE_p = mgh formülü ile hesaplanır, burada mm kütle, gg yerçekimi ivmesi ve hh yüksekliktir.

Bu iki enerji türü, enerjinin korunumu yasası çerçevesinde birbirine dönüşebilir. Örneğin, bir nesne yüksekten düşerken potansiyel enerjisi kinetik enerjiye dönüşür. Bu dönüşüm, enerjinin sürekli olarak bir formdan diğerine geçtiğini gösterir. Ayrıca, maddelerin sıcaklıkları, moleküler hareketleri ve kimyasal bağları da enerji içerir. Sıcak bir nesne, moleküllerinin daha hızlı hareket etmesi nedeniyle daha fazla kinetik enerjiye sahiptir. Kimyasal bağlar ise, bağın kırılması veya oluşturulması sırasında serbest kalan enerji ile ilişkilidir.

Bu şekilde, maddenin durumu ve hareketi, ona özgü enerji türlerini belirler ve bu enerji, farklı durumlar arasında dönüşüm geçirir.


Çekim potansiyel enerjisi, cisimlerin bulunduğu yükseklikten dolayı sahip oldukları enerjidir. Örneğin balkon kenarındaki saksı, binaların duvarındaki klima dış ünitesi gibi yüksekte bulunan cisimler çekim potansiyel enerjisine sahiptir. 

Soru : Peki, bu cisimlerden hangisi düşerse büyük bir etki olur?


Cevap :

Bu soruya yanıt verirken, çekim potansiyel enerjisinin büyüklüğü ve cismin kütlesinin etkisini göz önünde bulundurmak gerekir.

  • Cismin Kütlesi: Daha ağır bir cismin düşmesi, daha büyük bir etki yaratır. Çünkü kütlesi arttıkça potansiyel enerjisi de artar.
  • Yükseklik: Yüksekten düşen bir cismin potansiyel enerjisi daha fazla olur ve bu enerji, cismin hızı ve dolayısıyla yarattığı etki ile doğru orantılıdır.

Bu bilgileri göz önünde bulundurarak:

  • Saksı: Genellikle küçük ve hafif olduğu için düşmesi büyük bir etki yaratmayabilir.
  • Klima Dış Ünitesi: Daha ağır ve büyük olduğundan düşmesi, daha ciddi zararlar verebilir.

Özetle:

Binaların duvarındaki klima dış ünitesi, daha büyük bir kütleye sahip olduğu için ve genellikle daha yüksek bir konumda bulunduğu için, düşmesi daha büyük bir etki yaratır. Dolayısıyla, bu tür cisimlerin düşmesi durumunda oluşacak etkiler daha ciddi ve tehlikeli olabilir.


2. ETKİNLİK UNDAKİ ÇUKURLAR VE ENERJİ 


Etkinliğin Amacı: Çekim potansiyel enerjisinin yükseklik ve kütleye bağlı olarak nasıl değiştiğini iki aşamalı olarak gözlemlemek

Kullanılacak Malzemeler

• İki özdeş küçük bilye • Büyük bilye • Un • Su • Tepsi • Cetvel

Etkinliğin Yapılışı
I. Aşama
➪ Unu tepsinin içine döküp üzerini cetvelle düzleştiriniz.
➪ Özdeş bilyeleri farklı yükseklikte tutunuz.
➪ Bilyeleri aynı anda unun üzerine bırakıp unda iz bırakmalarını sağlayınız.
➪ Bilyeleri yavaşça unun üzerinden alıp açtıkları çukurların derinliğini ölçünüz.
II. Aşama
➪ Unun üzerini yine cetvelle düzleştiriniz.
➪ Büyük bilyeyi ve küçük bilyelerden birini un üzerinde eşit yükseklikte tutunuz.
➪ Bilyeleri bırakıp bilyelerin tepsideki un üzerinde bıraktığı izlerin derinliğini ölçünüz.


1. Yükseklikleri farklı, kütleleri aynı bilyelerden hangisi tepsideki unda daha derin iz bıraktı?


Cevap :

Yükseklikleri farklı ama kütleleri aynı olan bilyelerden daha yüksekten bırakılan bilye, tepsideki unda daha derin iz bıraktı.


2. Farklı kütledeki bilyeler aynı yükseklikten bırakıldığında hangi bilyenin tepsideki unda bıraktığı iz daha derin oldu?


Cevap :

Farklı kütledeki bilyeler aynı yükseklikten bırakıldığında, daha büyük kütleye sahip olan bilye, tepsideki unda daha derin iz bıraktı.


3. Undaki izlerin bilyelerin kütlesi ve yüksekliğiyle ilişkisi nedir? Açıklayınız.


Cevap :

Undaki izlerin derinliği, bilyelerin kütlesi ve yüksekliğiyle doğru orantılıdır. Yüksekten bırakılan veya büyük kütleli bilyeler daha fazla çekim potansiyel enerjisi taşır ve bu enerji, unda daha derin izler bırakarak mekanik enerjiye dönüşür.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 90-91 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Kinetik ve Potansiyel Enerjilerin Birbirine Dönüşümünde Enerjinin Korunumu Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 90, 91


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Kinetik ve Potansiyel Enerjilerin Birbirine Dönüşümünde Enerjinin Korunumu Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 90-91 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 90-91


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 90 Cevapları


1. İş yapmak için kullanılan enerji nereye gider? 


Kısa Cevap : “İş yapmak için kullanılan enerji nereye gider?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İş yapmak için kullanılan enerji, çeşitli formlarda harcanır. Hücrelerimizdeki enerji dönüşümleri ve bu enerjinin kullanımı şu şekilde özetlenebilir:

  1. Hücre İçindeki Enerji Kullanımı: Yediğimiz yiyeceklerden aldığımız enerji, hücrelerde ATP (adenozin trifosfat) şeklinde depolanır. ATP, hücrelerin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar. Hücre içi reaksiyonlar, bu ATP’nin kimyasal bağlarının kırılmasıyla serbest kalan enerjiyi kullanarak gerçekleşir. Bu enerjiler, protein sentezi, hücre bölünmesi, kas kasılması gibi birçok biyolojik işlevi yerine getirir.
  2. Enerjinin Isıya Dönüşmesi: Hücresel süreçlerde, kullanılan enerjinin bir kısmı ısıya dönüşür. Örneğin, metabolik reaksiyonlar sırasında serbest kalan enerji ısı olarak açığa çıkar ve vücut ısısını düzenler. Bu ısı, çevreye yayılır ve vücut sıcaklığının sabit kalmasını sağlar.
  3. Enerjinin Mekanik İşe Dönüşümü: Kaslarımızda enerji, kasların kasılması için kullanılır. Bu mekanik enerji, vücut hareketlerini ve yürümeyi, koşmayı sağlar. Kas hücrelerinde ATP’nin yıkılmasıyla oluşan enerji, kas proteinlerinin kaymasını ve kasların kasılmasını sağlar.

2. Aerodinamik yapı nedir? Otomobillerde aerodinamik yapı neden önemlidir? 


Kısa Cevap : “Aerodinamik yapı nedir? Otomobillerde aerodinamik yapı neden önemlidir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Aerodinamik yapı, bir aracın, uçağın veya başka herhangi bir nesnenin hava ile olan etkileşimini minimize edecek şekilde tasarlanmasıdır. Bu yapı, hava akımını en verimli şekilde yönlendirmeyi amaçlar ve genellikle şu avantajları sağlar:

  1. Düşük Sürükleme: Aerodinamik tasarımlar, aracın yüzeyiyle hava akımı arasında daha az sürtünme yaratır. Bu, aracın daha az enerji harcayarak daha hızlı gitmesini sağlar. Sürükleme azaldığında, araç daha az yakıt tüketir ve bu da daha verimli bir sürüş anlamına gelir.
  2. Yüksek Hızda Stabilite: Aerodinamik yapı, yüksek hızlarda aracın stabilitesini artırır. Hava akımının düzgün bir şekilde akmasını sağlayarak, aracın yol tutuşunu ve sürüş güvenliğini artırır. Özellikle virajlarda ve yüksek hızda yapılan sürüşlerde bu özellik büyük önem taşır.
  3. Isı Yönetimi: Aerodinamik tasarım, aracın ısıl verimliliğini artırarak motorun daha verimli çalışmasını sağlar. Daha az sürtünme ve daha iyi hava akımı, motorun daha serin çalışmasına yardımcı olur, bu da motor ömrünü uzatır.

3. Deniz araçlarının ön uçları neden sivri yapılır?


Kısa Cevap : “Deniz araçlarının ön uçları neden sivri yapılır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Deniz araçlarının ön uçları sivri yapılır çünkü bu tasarım, suyun direncini minimize eder ve suya daha az temas ederek daha hızlı ilerlemeyi sağlar. Bu özelliklerin detayları şunlardır:

  1. Sürtünme ve Direncin Azaltılması: Sivri ön uç, su ile daha az temas eder ve bu da sürtünmeyi azaltır. Sürtünmenin azalması, enerji kaybını en aza indirir ve bu da daha yüksek hızlara ulaşmayı sağlar.
  2. Hidrodinamik Verimlilik: Sivri uç, suyun akışkanlığı ile uyumlu bir şekilde hareket eder. Bu, suyun daha düzgün bir şekilde geçmesini sağlar ve dalgaların oluşumunu minimize eder. Böylece, geminin ya da teknenin yüzeyindeki su direnci azalır.
  3. Dalga Oluşumunun Azaltılması: Sivri ön uç, dalga direncini azaltarak, daha az enerji harcamayla daha yüksek hızlara ulaşılmasını sağlar. Bu, geminin veya teknenin yakıt verimliliğini artırır ve deniz üzerindeki hareketini kolaylaştırır.

7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 91 Cevapları


Soru : Yediğiniz yiyeceklerden bazıları enerji verir. Hücrelerinizde açığa çıkan bu enerji nereye gider? Düşüncelerinizi söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Yediğiniz yiyeceklerden bazıları enerji verir. Hücrelerinizde açığa çıkan bu enerji nereye gider?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Yediğimiz yiyeceklerden aldığımız enerji, hücrelerde ATP (adenozin trifosfat) olarak depolanır ve bu enerji, hücrelerin gerekli işlevlerini yerine getirmesi için kullanılır. Bu enerji kullanımını daha ayrıntılı olarak açıklayalım:

  1. ATP Üretimi: Yediğimiz yiyeceklerde bulunan karbonhidratlar, yağlar ve proteinler, hücrelerdeki mitokondride glikoliz, krebs döngüsü ve oksidatif fosforilasyon gibi yollarla ATP’ye dönüştürülür. Bu süreçler, besin maddelerinin oksijenle reaksiyona girerek enerji üretmesini sağlar.
  2. Hücre İçindeki Kullanım: ATP, hücre içindeki birçok biyokimyasal reaksiyonu sağlar. Bu reaksiyonlar arasında:
    • Kas Kasılması: Kas hücrelerinde, ATP molekülleri kas proteinleri arasında kimyasal reaksiyonlar yaparak kasılmayı sağlar.
    • Sinir İletimi: Sinir hücrelerinde, ATP, sinyal iletiminde önemli rol oynar. Sinir hücrelerindeki iyon pompaları, sinir impulslarının iletimini sağlar.
    • Hücre Bölünmesi ve Büyümesi: ATP, hücre bölünmesi ve büyümesi için gerekli olan biyokimyasal süreçlerde kullanılır.
  3. Isı Enerjisi: Hücrelerdeki enerji dönüşümleri sırasında, bazı enerji ısıya dönüşür. Bu ısı, vücut sıcaklığının sabit kalmasını sağlar ve metabolik faaliyetlerin düzgün bir şekilde devam etmesine yardımcı olur.

Bu şekilde, hücrelerimizde açığa çıkan enerji, vücudun temel işlevlerini yerine getirmesi için kullanılır ve bu enerji, yaşamın devamı için hayati öneme sahiptir.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 20-21-22-23 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Uzay Teknolojileri Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 20, 21, 22, 23


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Uzay Teknolojileri Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 20-21-22-23 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 20-21-22-23


1. Uzayda niçin araştırma yapılır? 


Kısa Cevap : “Uzayda niçin araştırma yapılır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Uzay araştırmaları, evrenin ve dünyanın nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olur. Bu araştırmalar, yeni teknolojiler geliştirmemizi sağlar, yaşamın kökenleri ve evrende yaşam olasılıkları hakkında bilgi edinmemize olanak tanır.

Ayrıca, uzay araştırmaları, Dünya’nın korunması için de kritik bilgiler sunar; örneğin, iklim değişikliği ve doğal afetler gibi konularda yeni çözüm yolları aramaya yardımcı olur. Uzayda yapılacak keşifler, insanlığın gelecekteki yaşam alanları için yeni kapılar aralayabilir.


2. Uydu deyince ne anlıyorsunuz? 


Kısa Cevap : “Uydu deyince ne anlıyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Uydu, yörüngesinde dönen ve genellikle bir gezegen, yıldız veya başka bir gök cisminin etrafında dönen nesnedir. Doğal uydular, gezegenlerin doğal olarak etraflarında dönen gökcisimleridir, örneğin Dünya’nın uydusu Ay. Yapay uydular ise insanlar tarafından tasarlanıp uzaya fırlatılan ve çeşitli görevler için kullanılan cihazlardır.

İletişim, hava durumu, keşif ve gözlem gibi birçok amaçla kullanılabilirler. Uydu teknolojisi, dünya genelinde iletişimi sağlamak, navigasyonu yönlendirmek, hava durumu tahminleri yapmak ve uzay keşiflerinde kritik rol oynamak gibi birçok işlevi yerine getirir.


3. Yapay uydu nedir, niçin yapılır ve ne işe yarar?


Kısa Cevap : “Yapay uydu nedir, niçin yapılır ve ne işe yarar?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Yapay uydu, insanların tasarlayıp uzaya fırlattığı, yörüngede dönen yapay gök cisimleridir. Bu uydular, genellikle bilimsel araştırmalar, iletişim, hava durumu gözlemleri, navigasyon ve uzay keşfi gibi çeşitli amaçlarla kullanılır.

Örneğin, iletişim uyduları telefon ve televizyon sinyallerini iletmek için, gözlem uyduları Dünya’yı ve uzayı gözlemlemek için, navigasyon uyduları ise GPS sistemi gibi konum belirleme hizmetlerini sağlamak için kullanılır.

Yapay uydular, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, tarımdan sağlığa, eğitimden ulaşım sistemlerine kadar birçok alanda kritik roller üstlenmiş, hayatımızı kolaylaştıran ve çeşitli alanlarda gelişmelere olanak tanıyan vazgeçilmez araçlar haline gelmiştir.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 21 Cevapları


Uzay gözlemleri tarih öncesi çağlara kadar uzanır. Eski çağlarda çıplak gözle yapılan gözlemler yetersiz olduğundan gün geçtikçe farklı araçlar geliştirilip kullanıldı.

Soru : Sizce uzay gözlemleri için ne gibi araçlar geliştirilmiş olabilir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Sizce uzay gözlemleri için ne gibi araçlar geliştirilmiş olabilir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Uzay gözlemleri için birçok gelişmiş araç ve teknoloji geliştirilmiştir. Bunların başında teleskoplar gelir. Özellikle optik teleskoplar, ışığı toplayarak uzak yıldızları ve galaksileri incelememize olanak tanır. Ancak, atmosferik bozulmalardan etkilenmemek için, Dünya dışındaki uzay teleskopları, örneğin Hubble Uzay Teleskobu, büyük öneme sahiptir. Hubble, uzayın derinliklerine dair muazzam görüntüler sağlayarak kozmik keşiflerde devrim yaratmıştır.

Diğer bir önemli araç ise radyo teleskoplarıdır. Bu teleskoplar, radyo dalgalarını tespit ederek uzaydaki nesnelerin manyetik alanlarını, radyo dalgası yayılımını ve kozmik radyo sinyallerini analiz eder. Dünya’dan uzaklardaki pulsarları ve diğer radyo kaynaklarını incelemekte çok değerlidirler.

Uydu tabanlı gözlem araçları da büyük rol oynar. Bu araçlar, atmosferin ötesinde gözlemler yaparak daha net ve keskin görüntüler elde etmemize imkan tanır. Örneğin, Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Gaia uydusu, yıldızların konumlarını ve hareketlerini çok hassas bir şekilde ölçerek galaksimizin haritasını çıkarmaktadır.

Ayrıca, robotik keşif araçları da uzay araştırmalarında kritik öneme sahiptir. Mars’tan Jupiter’in uydularına kadar birçok gezegen ve gök cismini keşfetmek için gönderilen roverlar, sondalar ve landerlar, yüzey analizleri yapar, yer altı yapıları inceler ve atmosferi analiz eder. NASA’nın Perseverance rover’ı, Mars’ta yaşam izlerini araştırırken, Cassini sondası Satürn ve halkalarını detaylıca incelemiştir.

Son olarak, gelecekte uzay araştırmalarında kullanılacak olan yapay zeka ve otomasyon sistemleri de göz ardı edilmemelidir. Bu teknolojiler, verilerin işlenmesinde ve analizinde büyük kolaylık sağlarken, uzak ve tehlikeli alanlara daha güvenli keşifler yapılmasına olanak tanıyacaktır. Ayrıca, lazer tabanlı ölçüm cihazları, yeni nesil teleskoplar ve uzayda çalışacak 3D baskı teknolojileri gibi yenilikçi araçlar da uzay araştırmalarını daha da ileriye taşıyacaktır. Bu araçlar ve teknolojiler, evreni daha iyi anlamamıza ve insanlığın uzaydaki geleceğini şekillendirmemize yardımcı olacak.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 23 Cevapları


Soru : Uzay teknolojileri hakkında dergi, gazete ve genel ağdan araştırma yapınız. Teknolojinin gelişmesiyle uzay araştırmaları arasında nasıl bir ilişki olduğunu ve yeni teknolojik araçları araştırınız. Bunların insanlığa katkılarını arkadaşlarınızla tartışınız.


Kısa Cevap : “Uzay teknolojileri hakkında dergi, gazete ve genel ağdan araştırma yapınız. Teknolojinin gelişmesiyle uzay araştırmaları arasında nasıl bir ilişki olduğunu ve yeni teknolojik araçları araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Uzay teknolojileri ile teknolojinin gelişmesi arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Uzay araştırmaları, birçok teknolojinin doğmasına ve ilerlemesine önayak olmuştur. Bu alanda yapılan yenilikler, aynı zamanda diğer endüstrilerde de devrim yaratmıştır. İşte bu ilişkiyi ve teknolojinin uzay araştırmalarına katkılarını detaylandıran bazı noktalar:

  1. Gelişmiş Malzemeler ve Nanoteknoloji: Uzayda kullanılacak araç ve ekipmanların dayanıklılığı ve hafifliği büyük önem taşır. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda, karbon fiber ve alüminyum kompozitleri gibi gelişmiş malzemeler geliştirilmiştir. Nanoteknoloji sayesinde, uzay araçlarının ve roket motorlarının verimliliği artmış, daha hafif ve güçlü yapılar elde edilmiştir. Örneğin, NASA’nın Mars keşif araçları, dayanıklılığı artırmak ve enerji verimliliğini yükseltmek için bu tür malzemelerden yapılmıştır.
  2. Yapay Zeka ve Robotik Teknolojiler: Yapay zeka ve robotik teknolojiler, uzay araştırmalarının seyrini değiştiren önemli gelişmelerdir. Bu teknolojiler, uzay araçlarının ve keşif robotlarının daha bağımsız ve etkili çalışmasını sağlar. NASA’nın Perseverance rover’ı, yapay zeka destekli sistemlerle donatılmış olup, Mars yüzeyinde keşif ve analizler yaparken, insan müdahalesi olmadan görevlerini yerine getirebiliyor. Ayrıca, uzayda gerçekleştirilen görevlerde veri toplama ve analiz süreçlerinde büyük kolaylık sağlar.
  3. Veri Analitiği ve Büyük Veri Teknolojileri: Uzaydan toplanan verilerin hacmi giderek artmaktadır. Bu verilerin etkili bir şekilde işlenmesi ve analiz edilmesi için gelişmiş veri analitiği ve büyük veri teknolojileri kullanılmaktadır. Örneğin, uzay teleskopları ve uydular tarafından toplanan görüntülerin işlenmesinde makine öğrenimi ve derin öğrenme algoritmaları kullanılarak, daha önce fark edilemeyen detaylar keşfedilmektedir. Bu sayede, galaksiler, yıldızlar ve diğer gök cisimleri hakkında daha fazla bilgi edinilmektedir.
  4. İleri Lazer ve Optik Teknolojiler: Uzay araştırmalarında lazer teknolojileri büyük bir öneme sahiptir. Lazer tabanlı ölçüm sistemleri, uzak mesafelerde hassas ölçümler yapılmasını sağlar. Örneğin, LIDAR (Light Detection and Ranging) teknolojisi, uzay aracı yüzeylerinin detaylı haritalanmasında kullanılmaktadır. Ayrıca, optik teknolojilerdeki gelişmeler, uzay teleskoplarının daha yüksek çözünürlükte görüntü almasını mümkün kılmaktadır.
  5. 3D Baskı ve Malzeme Bilimi: 3D baskı teknolojisi, uzay araştırmalarında kullanılan ekipmanların üretiminde devrim yaratmıştır. Bu teknoloji sayesinde, uzay araçlarının parça ve ekipmanları yerinde üretilebilmekte, bu da lojistik maliyetleri ve üretim süresini önemli ölçüde azaltmaktadır. NASA, uzayda kullanılacak parçaların 3D baskı teknolojisi ile üretilmesi için çeşitli projeler yürütmektedir. Bu, aynı zamanda uzayda sürdürülebilir üretim tekniklerinin geliştirilmesine de olanak tanımaktadır.

Bu teknolojiler, uzay araştırmalarının insanlığa sunduğu katkıları daha da artırmaktadır. Yeni keşifler, enerji kaynaklarının araştırılması, iklim değişikliği gibi küresel sorunların çözümü ve tıbbi araştırmalar gibi birçok alanda uzaydan elde edilen veriler ve teknolojilerden faydalanılmaktadır. Bu bağlamda, uzay araştırmalarının gelecekte insanlığa sağlayacağı katkılar, teknolojik ilerlemelerle birlikte daha da artacaktır. Arkadaşlarınızla bu konuları tartışırken, bu teknolojilerin günlük yaşamımıza ve dünya genelindeki problemlere nasıl çözümler sunduğunu detaylandırarak, teknolojinin evrimini ve gelecekteki potansiyelini göz önünde bulundurabilirsiniz.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 52-53-54-55 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Geçmişten Günümüze Hücrenin Yapısıyla İlgili Görüşler  Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 52, 53, 54, 55


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Geçmişten Günümüze Hücrenin Yapısıyla İlgili Görüşler Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 52-53-54-55 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 52-53-54-55


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 52 Cevapları


Soru : Mikroskobun keşfi ve teknolojideki gelişmeler ile hücrenin keşfi arasında nasıl bir ilişki vardır? Düşüncelerinizi söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Mikroskobun keşfi ve teknolojideki gelişmeler ile hücrenin keşfi arasında nasıl bir ilişki vardır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Mikroskobun keşfi ve teknolojideki gelişmeler, hücrenin keşfi ve anlaşılmasında kritik bir rol oynamıştır. İşte bu ilişkinin detayları:

Mikroskobun Keşfi

  • 16. Yüzyılın Sonları: İlk basit mikroskoplar, Hollandalı gözlükçüler Zacharias Janssen ve Hans Janssen tarafından icat edildi. Ancak bu mikroskoplar düşük büyütme kapasitesine sahipti.
  • 17. Yüzyıl: Antonie van Leeuwenhoek ve Robert Hooke, mikroskobik araştırmalarında büyük ilerlemeler kaydetti. Van Leeuwenhoek, kendi geliştirdiği güçlü mikroskoplar ile mikroorganizmaları gözlemledi. Robert Hooke ise 1665 yılında yayınladığı “Micrographia” adlı eserinde, mikroskop altında incelemiş olduğu mantar yapısını tanımlarken ilk kez “hücre” terimini kullandı.

Hücrenin Keşfi ve İncelenmesi

  • 17. Yüzyıl: Hooke, mikroskop kullanarak şişe mantarındaki hücreleri keşfetti ve bu yapılar ona küçük odacıkları hatırlattığı için “cell” (hücre) terimini kullandı. Leeuwenhoek ise çeşitli hayvan ve bitki hücrelerini, sperm hücrelerini ve bakterileri gözlemledi.
  • 19. Yüzyıl: Teknolojideki gelişmelerle birlikte, daha güçlü ve net mikroskoplar geliştirildi. Bu dönemde hücre teorisi, Matthias Schleiden ve Theodor Schwann tarafından formüle edildi. Bu teori, tüm canlıların hücrelerden oluştuğunu ve hücrenin temel yaşam birimi olduğunu belirtti.
  • 19. Yüzyılın Sonları ve 20. Yüzyıl: Elektron mikroskobunun geliştirilmesiyle hücre yapıları çok daha detaylı bir şekilde incelenebildi. Bu mikroskoplar, hücre içi organellerin keşfi ve anlaşılması için büyük bir ilerleme sağladı.

Teknolojik Gelişmelerin Etkisi

  • Optik Mikroskoplar: Başlangıçta basit olan optik mikroskoplar, zamanla mercek kalitesinin ve aydınlatma tekniklerinin gelişmesiyle çok daha yüksek çözünürlükler sağladı. Bu sayede hücre yapıları ve organeller detaylı bir şekilde incelenebildi.
  • Elektron Mikroskopları: 20. yüzyılın ortalarında geliştirilen bu mikroskoplar, hücrelerin ve moleküler yapılarının çok daha küçük ayrıntılarını gözlemlemeyi mümkün kıldı. Bu, biyoloji ve tıp alanlarında devrim niteliğinde keşiflere yol açtı.
  • Floresan Mikroskopi: Modern mikroskopi tekniklerinden biri olan floresan mikroskopi, belirli hücre yapılarını ve moleküler süreçleri işaretlemeyi ve gözlemlemeyi sağlar. Bu teknoloji, hücre dinamiklerini canlı hücrelerde gerçek zamanlı olarak incelemeyi mümkün kıldı.

Hücre Biyolojisindeki İlerlemeler

  • Hücre Teorisi: Schleiden ve Schwann’ın hücre teorisi, biyolojinin temel prensiplerinden biri haline geldi. Bu teori, tüm organizmaların hücrelerden oluştuğunu ve hücrelerin tüm yaşamın temel birimi olduğunu belirtir.
  • Genetik ve Moleküler Biyoloji: Mikroskopi tekniklerinin gelişimi, DNA, RNA ve proteinlerin hücresel süreçlerdeki rollerini anlamada büyük katkı sağladı. Genetik mühendisliği ve biyoteknolojinin gelişimi, hücre biyolojisinde daha derinlemesine araştırmalar yapılmasına olanak tanıdı.

Sonuç olarak, mikroskobun keşfi ve teknolojideki gelişmeler, hücre biyolojisinin temellerini atmış ve bu alanda yapılan araştırmaların kapsamını ve derinliğini büyük ölçüde genişletmiştir. Bu ilerlemeler, modern biyoloji ve tıp alanlarında devrim niteliğinde buluşların yapılmasını sağlamıştır.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 54 Cevapları


Soru : Siz de bazı hücreleri inceleyerek daha yakından gözlemleyiniz. 

Uyarı: Etkinliğe önceden hazırlanınız.

Etkinlikte kullanmak için;
1. Etkinliği yapacağınız günden bir hafta kadar önce tabak içindeki ıslak pamuk arasına nohut, fasulye, bakla, buğday gibi bir bitki tohumunu koyarak çimlendiriniz.
2. Deneyden 8-10 gün kadar önce göl, havuz, dere gibi bir ortamdan su alarak kavanoza doldurunuz. Kavanozun içine birkaç parça meyve kabuğu (elma, muz gibi) atıp deneyde kullanmak üzere kavanozu bir kenara koyunuz.
3. Marketten 1-2 adet kültür mantarı alarak etkinliği yapacağınız gün laboratuvara getiriniz.


1.ETKİNLİK FARKLI HÜCRELERİ İNCELEYELİM 


Etkinliğin Amacı: Farklı hücre çeşitlerini tanımak

Kullanılacak Malzemeler

• Göl, havuz ya da dere suyu • Kapaklı kavanoz • Kültür mantarı
• Maket bıçağı • Kuru soğan • Toplu iğne
• Lam ve lamel (altışar adet) • Mikroskop • Damlalık
• Ambalaj köpüğü (strafor) • Penset • Su
• Çimlenmiş nohut, fasulye, buğday gibi bitki tohumlarından biri

Etkinliğin Yapılışı➪ Temiz bir lam üzerine damlalıkla bir iki damla su koyup lamı kenara bırakınız.
➪ Bir kuru soğanı maket bıçağı ile dört parçaya bölünüz. Bir parçanın etli, kalın yapraklarından birini alınız. Yaprağın çukur kısmındaki ince saydam zarı toplu iğneyle ayırıp pensetle tutarak çıkarınız. Bu zarı lamdaki suyun üzerine düzgünce yerleştiriniz. Bunun üzerini de arada hava kabarcığı bırakmadan lamelle kapatınız. Hazırladığınız preparatı mikroskobun küçük objektifiyle inceleyiniz. Gördüklerinizin şeklini defterinize çiziniz.
➪ Daha önce hazırladığınız kavanozdaki sudan damlalıkla bir iki damla alıp temiz lam üzerine koyunuz. Arasında hava kabarcığı kalmamasına dikkat ederek üzerine lameli kapatınız. Hazırladığınız preparatı mikroskobun küçük objektifiyle inceleyiniz. Gördüğünüz hücrelerin şeklini defterinize çiziniz.
➪ Parmak kadar bir parça ambalaj köpüğünü maket bıçağıyla ortadan ikiye ayırınız. Kültür mantarının sapından aldığınız bir parçayı ikiye ayırdığınız köpüğün arasına yerleştiriniz. Köpük ve içindeki kültür mantarı parçasından yatay olarak çok ince parçalar keserek dikkatlice birkaç kesit alınız. Bu işlemler için öğretmeninizden yardım isteyiniz.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 55 Cevapları


➪ Temiz bir lama damlalıkla bir iki damla su koyunuz. Kültür mantarının sapından aldığınız en ince kesiti lam üzerindeki suyun içine yerleştiriniz ve üzerini, arasında hava kabarcığı bırakmadan lamelle kapatınız. Hazırladığınız preparatı mikroskobun küçük objektifiyle inceleyiniz. Gördüklerinizin şeklini defterinize çiziniz.
➪ Temiz bir lam üzerine damlalıkla bir iki damla temiz su koyunuz. Çimlenmiş tohumların büyüyen kısımlarından yine köpük arasında olacak şekilde olabildiğince ince kesitler alınız. En ince kesiti lam üzerindeki suya yerleştiriniz. Bunun üzerini, arasında hava kabarcığı bırakmadan lamelle kapatınız. Preparatın farklı kısımlarını mikroskobun küçük objektifiyle inceleyiniz. Gördüklerinizin şeklini defterinize çiziniz.
➪ Defterinize şekillerini çizdiğiniz farklı hücre örneklerini karşılaştırınız. Karşılaştırma yaparken mikroskoptaki incelemeler dışında fotoğraf, resim, çizim, karikatür gibi görsel ögeler; kavram haritaları, şemalar gibi grafik düzenleyiciler; animasyon, video, simülasyon, gibi e-öğrenme nesnesi ve uygulamalarından yararlanmaya çalışınız.
➪ Farklı ortam ya da canlılardan aldığınız hücre örnekleriyle ilgili gözlemlerinizi tartışınız.
➪ Bir tablo yapıp incelediğiniz hücrelerin benzer ve farklı yönlerini tabloya yazınız.


1. Kuru soğanın zarında nasıl hücreler gözlemlediniz?


Cevap :

Kuru soğanın zarında ince ve düzenli sıralanmış hücreleri gözlemledim. Hücreler genellikle kare ya da dikdörtgen şeklindeydi ve hücre duvarları belirgin olarak görünüyordu. Ayrıca, hücrelerin içine yerleşmiş sitoplazma ve çekirdekleri de görebildim.


2. Göl, havuz, dere gibi ortamlardan aldığınız suyun içinde nasıl hücreler gördünüz?


Cevap :

Bu ortamlardan aldığım su örneklerinde genellikle tek hücreli algler (özellikle yeşil algler) ve çeşitli mikroorganizmalar gözlemledim. Ayrıca, bazı hücrelerin hareketli olduğunu ve yalancı ayak şeklinde hareket ettiğini fark ettim.


3. Kültür mantarının sapından aldığınız kesitte nasıl hücreler gördünüz?


Cevap :

Kültür mantarının sapında uzun ve ince hifler gördüm. Bu hiflerin arasında yer alan hücreler, genellikle uzun ve silindirik yapıdaydı. Hücrelerin duvarları kalın ve lifli yapıdaydı. Ayrıca, mantar hücrelerinde sporların da bulunduğunu gözlemledim.


4. Çimlenen tohumların büyüyen kısımlarından aldığınız kesitlerde neler gördünüz? Bunların içinde birbirinden çok farklı hücreler var mı?


Cevap :

Çimlenen tohumların büyüyen kısımlarından aldığım kesitlerde, özellikle kök ve sürgün bölgelerinde farklı türde hücreler gözlemledim. Kök bölgesinde genellikle kök hücreleri ve epidermis hücreleri, sürgün bölgesinde ise daha çok damar hücreleri ve parankima hücreleri gördüm. Bu hücreler birbirinden oldukça farklıydı ve farklı işlevlere hizmet ediyordu.


5. Gördüğünüz tüm yapılarda canlı hücreler olduğunu söyleyebilir misiniz? Açıklayınız.


Cevap :

Evet, gözlemlediğim tüm yapılarda canlı hücreler olduğunu söyleyebilirim. Her hücrenin içinde canlılığın göstergesi olan hücre çekirdeği, sitoplazma ve organeller vardı. Hücrelerin canlı olduğunu gösteren hareketler ve metabolik faaliyetler de gözlemlendi.


6. Farklı canlıları ya da canlı parçalarını incelediniz. Gözlemlerinize göre bu canlıların hepsinin hücre ya da hücrelerden oluştuğunu söyleyebilir misiniz?


Cevap :

Evet, gözlemlerime göre incelediğim tüm canlılar ve canlı parçaları hücrelerden oluşmaktadır. Bu canlılar, tek hücreli veya çok hücreli olabilir, fakat hepsi hücresel yapıya sahiptir.


7. İncelediğiniz hücrelerin bazı kısımlarının tüm hücrelerde ortak olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu karara varmanızda dayanağınızın ne olduğunu açıklayınız.


Cevap :

Evet, incelediğim tüm hücrelerde bazı yapılar ortak olduğunu söyleyebilirim. Özellikle hücre zarının, sitoplazmanın ve çekirdeğin varlığı tüm hücrelerde ortak. Bu ortak yapılar, hücrelerin temel yapı taşları olup, canlılık faaliyetlerini sürdürebilmek için gereklidir.


8. Mikroskopta incelediğiniz hücrelerde varlığını bildiğiniz hâlde göremediğiniz bir yapı oldu mu? Bunu nasıl açıklarsınız?


Cevap :

Evet, hücrelerdeki bazı organelleri (örneğin, ribozomlar veya bazı enzim kompleksleri) mikroskop altında doğrudan göremedim. Bu, genellikle bu yapıların çok küçük olmalarından ve yüksek büyütme gücü gerektirmesinden kaynaklanır. Ayrıca, bazı organellerin görünürlüğü için özel boyama tekniklerine ihtiyaç duyulabilir.


9. Mikroskopta incelediğiniz hücrelerle görsellerde verilen hücreler arasında ne gibi farklar var? Bu durumu nasıl açıklayabilirsiniz?


Cevap :

Mikroskopta incelediğim hücreler ile görsellerdeki hücreler arasında bazı farklar vardı. Gerçek zamanlı gözlemlerimde hücrelerin hareketleri ve canlılık belirtileri daha belirgindi. Görsellerde ise genellikle sabit ve idealize edilmiş yapıların çizimleri vardı. Bu durum, görsellerin daha anlaşılır ve öğretici olması amacıyla tasarlandığını ve laboratuvar gözlemlerinin ise daha doğal ve değişken olduğunu gösteriyor.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 76-77-78 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Ağırlık, Kütleye Etki Eden Yer Çekimi Kuvvetidir Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 76, 77, 78


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Ağırlık, Kütleye Etki Eden Yer Çekimi Kuvvetidir Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 76-77-78 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 76-77-78


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 76 Cevapları


1. Ağırlık kavramı size ne ifade ediyor? Yer çekimiyle ağırlığın ne ilişkisi vardır? 


Kısa Cevap : “Ağırlık kavramı size ne ifade ediyor? Yer çekimiyle ağırlığın ne ilişkisi vardır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ağırlık, bir cismin kütlesi ile bulunduğu gezegenin yer çekimi kuvveti arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan kuvvettir. Dünyada, yer çekimi kuvveti cismin ağırlığını belirler.

Örneğin, Ay’da yer çekimi kuvveti Dünyaya göre daha az olduğu için aynı cisim Ay’da daha hafif gelir. Ağırlık, Newton (N) cinsinden ölçülür ve formülü şudur: Ağırlık (W) = Kütle (m) × Yer çekimi ivmesi (g).


2. Kütle kavramı size ne ifade ediyor? 


Kısa Cevap : “Kütle kavramı size ne ifade ediyor?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Kütle, bir cismin içerdiği madde miktarının ölçüsüdür ve kilogram (kg) cinsinden ifade edilir. Kütle, bir cismin yer çekimi alanına bağımlı değildir, bu yüzden Dünya’da da Ay’da da aynı kalır.

Kütle, bir cismin ivmelenme kabiliyetini de belirler; yani daha büyük kütleli cisimler daha zor ivmelenir. Kütle ölçümlerinde hassas teraziler kullanılır ve kütle madde miktarını değişmediği için bir cismi başka bir gezegene taşıdığımızda kütlesi değişmez.


3. Kütleyle ağırlığın bir ilişkisi var mıdır? Neden?


Kısa Cevap : “Kütleyle ağırlığın bir ilişkisi var mıdır? Neden?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Kütle ve ağırlık birbiriyle doğrudan ilişkilidir. Bir cismin ağırlığı, o cismin kütlesinin yer çekimi ivmesiyle çarpılmasıyla bulunur. Yani, bir cismin kütlesi ne kadar büyükse, o cismin ağırlığı da o kadar büyük olur.

Dünya üzerindeki yer çekimi ivmesi yaklaşık 9.8 m/s²’dir. Örneğin, 10 kg kütlesindeki bir cismin ağırlığı Dünya’da yaklaşık olarak 98 Newton olur. Ancak, bu cisim Ay’da olsaydı, yer çekimi daha düşük olduğu için ağırlığı da daha az olurdu. Bu ilişki, Newton’un evrensel kütle çekim kanunu ile açıklanır.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 77 Cevapları


Soru : Elinizdeki kalemi biraz kaldırıp sıranın üzerine bıraktığınızda kalemin hızla düştüğünü görürsünüz (Görsel 3.1). Kalem neden sağa, sola ya da yukarı gitmiyor? Benzer şekilde bir topu yukarı fırlattıktan (Görsel 3.2) bir süre sonra ne olur? Düşüncelerinizi söyleyiniz.


Cevap :

Kalem doğruca aşağı düşer çünkü yerçekimi kuvveti onu yere doğru çeker. Top ise yerçekimi sayesinde bir süre sonra yavaşlar ve yere geri düşer.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 78 Cevapları


1. ETKİNLİK AĞIRLIKLARI ÖLÇELİM 


Etkinliğin Amacı: Ağırlığın dinamometreyle nasıl ölçüldüğünü anlamak

Kullanılacak Malzemeler
• Dinamometre • Plastik poşet • Kalın kitap (iki adet)

Not: Etkinlikte naylon poşetin ağırlığı ihmal edilmiştir.

Etkinliğin Yapılışı
➪ Kitaplardan birini plastik poşetin içine koyunuz.
➪ Poşeti tutacağından dinamometrenin çengeline asıp dinamometreyi poşet yere değmeyecek şekilde kaldırınız.
➪ Dinamometrenin göstergesinde okuduğunuz değeri aşağıdaki tabloya yazınız.
➪ İkinci kitabı da poşete koyup aynı uygulamayı yapınız.
➪ Dinamometrede okuduğunuz değeri yine tabloya yazınız.


1. Dinamometreye astığınız kitap sayısı arttıkça dinamometrede nasıl bir değişiklik oldu? 


Cevap :

Dinamometreye astığınız kitap sayısı arttıkça, dinamometrede okunan değer de artar çünkü ağırlık artmıştır.


2. Kullandığınız dinamometreyle kaç kitabın ağırlığını ölçebilirsiniz? Neden? 


Cevap :

Dinamometrenin kapasitesine bağlı olarak belirli bir sayıda kitabın ağırlığını ölçebilirsiniz. Dinamometrenin maksimum kapasitesi aşıldığında doğru ölçüm alınamaz.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 62-63 FERMAN Yayıncılık

Ortaokul 7. Sınıf Fen Bilimleri Mayozun Canlılar İçin Önemi Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 62, 63


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Mayozun Canlılar İçin Önemi Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 62-63 FERMAN Yayıncılık”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 62-63


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 62 Cevapları


1. İnsanda eşeyli üremeyi sağlayan sperm ve yumurta hücreleri nasıl meydana gelir?


Kısa Cevap : “İnsanda eşeyli üremeyi sağlayan sperm ve yumurta hücreleri nasıl meydana gelir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsanda eşeyli üreme için gerekli olan sperm ve yumurta hücreleri, gonadlarda üretilir. Erkeklerde testislerde, dişilerde ise overlerde oluşur. Bu hücreler, diploid (2n) hücrelerden mayoz bölünme yoluyla oluşur.

  • Erkeklerde: Spermatogenez adı verilen süreçte, diploid germ hücreleri (spermatogonyum hücreleri) mitoz bölünme ile çoğalır ve daha sonra mayoz bölünmeye girer. İlk mayoz bölünmede (Meiozis I) homolog kromozomlar ayrılır ve iki haploid (n) hücre oluşur. İkinci mayoz bölünmede (Meiozis II), bu hücreler kromozomları eşit olarak bölünerek dört adet haploid spermatid oluşturur. Spermatidler, olgun sperm hücrelerine dönüşür.
  • Dişilerde: Oogenez adı verilen süreçte, diploid oogon hücreleri mitoz bölünme ile çoğalır ve sonra mayoz bölünmeye başlar. Ancak dişi embriyonel gelişim sırasında, oogon hücreleri mayoz bölünmenin başlangıcında durur ve bu durumda kalır. Doğumdan önce ve ergenlik döneminde, bu hücreler tekrar mayoz bölünmeye başlar. Birinci mayoz bölünme (Meiozis I) tamamlandığında, bir büyük ovum ve küçük polar cisimcik oluşur. İkinci mayoz bölünmede (Meiozis II), ovum ve diğer polar cisimcikler oluşur. Ancak sadece bir büyük ovum oluşur, diğerleri polar cisimcik olarak kalır.

2. Bir hücre kaç defa mayoz geçirebilir ve sonuçta ne değişir? 


Kısa Cevap : “Bir hücre kaç defa mayoz geçirebilir ve sonuçta ne değişir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Mayoz bölünme, bir hücrede iki kez bölünme gerçekleşir, bu nedenle bir hücre iki aşamada mayoz geçirmiş olur (Meiozis I ve Meiozis II). Her bir mayoz bölünme aşaması farklıdır:

  • Meiozis I: Homolog kromozomlar ayrılır. Bu aşamada, homolog kromozomlar birbirleriyle çiftleşir ve crossing-over (genetik rekombinasyon) olur. Sonuçta, her biri haploid kromozom sayısına sahip iki hücre oluşur.
  • Meiozis II: Kardeş kromatitler ayrılır ve bu aşamada dört haploid hücre oluşur. Bu hücreler genetik olarak birbirinden ve ana hücreden farklıdır.

Sonuç olarak, her mayoz bölünme sonucunda, her biri farklı genetik kombinasyonlara sahip dört adet haploid hücre meydana gelir. Bu süreç, genetik çeşitliliği artırır.


3. Aynı anne ve babadan olan kardeşlerin farklı özelliklere sahip olması nasıl gerçekleşir?


Kısa Cevap : “Aynı anne ve babadan olan kardeşlerin farklı özelliklere sahip olması nasıl gerçekleşir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Aynı anne ve babadan olan kardeşlerin farklı özelliklere sahip olmalarının başlıca nedenleri şunlardır:

  • Genetik Çeşitlik: Ebeveynlerin her biri, genetik materyalini (genlerini) karıştırarak çocuklarına aktarır. Bu durum, her bireyin genetik olarak benzersiz olmasına neden olur.
  • Crossing-over (Genetik Rekombinasyon): Mayoz bölünme sırasında, homolog kromozomlar arasında genetik materyal alışverişi (crossing-over) gerçekleşir. Bu, kromozomların genetik kombinasyonlarını değiştirir ve her bir gametin farklı genetik özellikler taşımasını sağlar.
  • Bağımsız Ayrılma (Segregasyon): Mayoz bölünmede, homolog kromozomlar rastgele ayrılır. Bu, her bireyin kromozom kombinasyonunun farklı olmasına neden olur.

Bu mekanizmalar, kardeşlerin farklı özelliklere sahip olmasını sağlayarak genetik çeşitliliği artırır.


7. Sınıf Fen Bilimleri FERMAN Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 63 Cevapları


Soru : Önceki bilgilerinizi anımsayarak aşağıdaki sorularla ilgili düşüncelerinizi açıklayınız:


Eşeyli üreme nedir ve eşeyli üremeyi sağlayan hücreler kaç çeşittir?


Cevap :

Eşeyli üreme, iki farklı cinsiyet hücresinin (gametlerin) birleşmesiyle yeni bir bireyin oluşumunu sağlayan üreme şeklidir. Eşeyli üremeyi sağlayan hücreler, spermler ve yumurtalardır. Spermler erkek üreme hücresidir, yumurtalar ise dişi üreme hücresidir.


Eşeyli üremede her canlı türünün kendine özgü kromozom sayısı nasıl korunuyor olabilir?


Cevap :

Eşeyli üremede, gametlerin (sperm ve yumurta hücreleri) çekirdeklerinde yarı kromozom sayısı bulunur (haploid, n kromozom sayısı). Bu gametler döllenme sırasında birleşerek zigotu oluşturur ve bu zigot, diploid (2n) kromozom sayısına sahip olur. Böylece her bireyin kromozom sayısı, türün özelliklerine uygun şekilde korunur.


Gelişmiş canlıların eşeyli üreme için öncelikle gerçekleştirmesi gereken mayoz nasıl bir hücre bölünmesidir ve hangi hücrelerde olur?


Cevap :

Mayoz, diploid (2n) hücrelerin haploid (n) hücrelere bölünmesini sağlayan bir hücre bölünmesi türüdür. Bu süreçte kromozom sayısı yarıya iner ve dört adet genetik olarak farklı hücre oluşur. Mayoz, gonadlarda (dişi ve erkek üreme organları) gerçekleşir; dişilerde ovaryumda (yumurtalık), erkeklerde testiste (yumurtalık) olur.


Bir çocuğun bazı özelliklerinin annesine, bazı özelliklerinin babasına ya da atalarından birine benzemesinin nedenleri neler olabilir?


Cevap :

Çocuğun özellikleri, ebeveynlerinden aldığı genetik materyalden gelir. Anneden ve babadan gelen genler, alel adı verilen farklı formlarda olabilir. Bu aleller, çeşitli kombinasyonlarda birleşerek çocuğun fenotipik özelliklerini belirler. Ayrıca, genetik çeşitlilik, mutasyonlar ve genetik rekombinasyon gibi faktörlerle de şekillenir.


Eşeysiz üremeyle meydana gelen canlılar atalarının kopyası olduğu hâlde eşeyli üremeyle meydana gelen canlıların atalarından farklı özelliklere sahip olmalarının nedenleri neler olabilir?


Cevap :

Eşeysiz üremeyle meydana gelen canlılar, genetik olarak çoğunlukla birebir anne ve babalarına benzerler, çünkü genetik çeşitlilik yoktur. Ancak eşeyli üremeyle yeni bireyler oluşurken, mayoz bölünme ve genetik rekombinasyon gibi süreçler, genetik çeşitliliğe neden olur. Bu çeşitlilik, mutasyonlar, crossing-over (kross-over) ve bağımsız ayrılma gibi mekanizmalarla sağlanır, bu da bireylerin atalarından farklı özellikler göstermesine neden olur.


Çiçekli bitkilerin polen adı verilen çiçek tozundaki üreme hücreleri nasıl meydana gelir?


Cevap :

Çiçekli bitkilerin polenleri, anter adı verilen erkek organın (stamen) ucu olan polen kesesinde oluşur. Bu hücreler, mayoz bölünme geçirerek haploid (n) polen hücrelerini oluşturur. Bu polen hücreleri, döllenme işlemi için dişi organın (pistil) üstüne (stigma) ulaşır ve burada dişi gametlerle birleşir. Bu süreç, döllenme ve tohum oluşumuyla sonuçlanır.



 

Our Score

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 40-41-42-43 MEB Yayınları

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı 1. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları Sayfa 40, 41, 42, 43


7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı 1. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları


“7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 40-41-42-43 MEB Yayınları”

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sayfa 40-41-42-43


A) Aşağıdaki ifadelerde verilen bilgiler doğru ise D, yanlış ise Y harfini boşluklara  azınız. Yanlış olduğunu düşündüğünüz ifadelerin doğrusunu deftere yazınız.


Cevap :

  1. (Doğru) Aradaki boşluklarla birlikte gök cisimlerinin tümü evreni oluşturur.
  2. (Doğru) Dünya, Samanyolu Galaksisi’nin içinde bulunur.
  3. (Yanlış) Kilometre gök biliminde kullanılan uzunluk birimidir.
  4. (Yanlış) Gökyüzünü gözlemlemek için mikroskop kullanılır.
  5. (Doğru) Uzay kirliliği temizlenmesi çok zor olan kirliliklerdendir.
  6. (Doğru) Güneş bir yıldızdır.
  7. (Yanlış) Samanyolu Galaksisi evrenin bütününü oluşturur.
  8. (Yanlış) Yıldızlar sadece ısı kaynağıdır.
  9. (Doğru) Evrende çok sayıda gök ada (galaksi) bulunur.
  10. (Doğru) Yıldızları gözlemlemek için kullanılan aletlere teleskop denir.

B) Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen sözcüklerle uygun şekilde tamamlayınız.


Cevap :

Gök cisimlerinin uzaklıklarını ölçmek için gök biliminde ışık yılı kullanılır.

Güneş sistemi Samanyolu Galaksisinin Avcı (Orion) kolu üzerinde bulunur.

Gezegenlerin etrafında belirli bir yörüngede dolanan cisimlere uydu denir.

Işık kaynaklarının gereğinden fazla ve yanlış biçimde kullanılmasıyla ışık kirliliği oluşur.

Şimdiye kadar keşfedilen en büyük bulutsu Tarantula Bulutsusu ‘dur.

Bir yıldız yaşamını Beyaz Cüce, Nötron Yıldızı ya da bir kara delik olarak tamamlar.


7. Sınıf Fen Bilimleri MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları


C) Dünya, evren, Samanyolu Galaksisi, uzay kavramlarını büyükten küçüğe doğru sıralayarak aşağıdaki şekillerin içine yazınız.


Cevap :

  1. Evren
  2. Uzay
  3. Samanyolu
  4. Galaksisi
  5. Dünya

Ç) Aşağıdaki soruları görsele bakarak cevaplandırınız. 


1- Görseldeki binaya ne ad verilir? Bu bina ne amaçla kullanılır? 


Cevap :

“Bu yapı, bir Gökyüzü Gözlemevi’ne aittir ve devasa bir teleskobu andıran bir görünüme sahiptir. Buradan, gökyüzündeki olaylar ve yıldızların yanı sıra hava durumu ve meteorolojik veriler için atmosferdeki bulutlar gibi unsurlar incelenmektedir.”


7. Sınıf Fen Bilimleri MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları


2- Bu binanın kurulacağı yerlerde bulunması gereken özellikler nelerdir? 


Cevap :

Bu tür bir Gökyüzü Gözlemevi’nin kurulacağı yerlerde bulunması gereken bazı önemli özellikler şunlardır:

  1. Yükseklik: Gözlemevleri genellikle yüksek rakımlı yerlerde kurulurlar. Dağlık bölgeler, atmosferik bozulmaları ve ışık kirliliğini azaltmak için idealdir.
  2. Işık Kirliliği: Şehir ışıklarından uzak, karanlık bölgeler tercih edilir. Işık kirliliği gözlemleri olumsuz etkileyebilir.
  3. Atmosferik Şartlar: Havanın genellikle açık olduğu, bulutluluğun ve nemin düşük olduğu bölgeler idealdir. Bu, gözlemler için daha net bir atmosfer sağlar.
  4. Stabil Zemin: Teleskopların hassasiyeti nedeniyle, sismik aktivitelerin az olduğu, stabil zeminler tercih edilir.
  5. Ulaşım ve Altyapı: Gözlemevinin kurulacağı yer, teknik ekipmanın taşınması ve personelin ulaşımı için uygun olmalıdır. Elektrik ve internet gibi temel altyapı ihtiyaçlarının karşılanabilir olması önemlidir.
  6. Koruma Alanı: Çevresel ve doğal koruma alanları içinde yer almak, gözlemevinin dış etkenlerden korunmasını sağlar.
  7. Hava Koşulları: Çok sık yağmur veya kar yağışı olan bölgeler gözlemler için uygun olmayabilir. İklim koşullarının stabil ve gözlemler için elverişli olması gerekir.

Bu özellikler, gözlemevinin verimli ve doğru gözlemler yapabilmesi için oldukça önemlidir.


D) Aşağıda verilen boşlukları yıldız oluşum sürecini göz önünde bulundurarak uygun şekilde doldurunuz.


Cevap :

  • Bulutsu → Büyük yıldız → Kırmızı Üst dev → Süpernova patlaması

E) Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.


  • 1. A
  • 2. C
  • 3. B
  • 4. B
  • 5. D
  • 6. A
  • 7. A


 

Our Score
error: Content is protected !!