İlkokul ve Ortaokul Ders ve Çalışma Kitabı Sayfa ve Etkinlik Cevapları Özgün Ödev Sitesi.
Cevap :
Cevap :
Cevap :
Diyarbakır’da halaylar davul zurna ile oynanır. Kahramanmaraş’ta ise aynı şekilde davul zurna ile oynanır. Diyarbakır oyunlarında düz çizgi, karşılıklı iki düz çizgi, yarım daire, tam daire formunda oynanır.
Kahramanmaraş’ta da düz çizgi, yarım daire, yarım dairede dönmeler ve tam daire şeklinde oynanmaktadır. Gördüğümüz gibi farklı şehirlerdeki halaylar benzerlik gösterebilmektedir.
Cevap :
Malatya’da halaylar davul zurna ile oynanır. Hatay’da da davul zurna ile halay oynanır. Heleneksel kıyafet olarak Hatay’da mavi yünlü ve pamuklu kumaştan beli bol büzgülü entari üstüne yelek bele kuşak, yün çorap, yemeni ve çarıktan oluşmaktadır.
Malatya’da ise günlük adı verilen etrafı altınlarla çevrili fes, fesin üstünde pusu takılır şalvar, üç etek, bele sarılan renkli şalın kenarına beyaz ve kırmızı mendil takılır. Malatya’da el sanatları olarak halı dokumacılık, ahşap boyamacılık, bakırcılık, semercilik, yemenilik gibi el sanatları ile uğraşırken Hatay camcılık, ipekçilik, dokumacılık, hasırcılık, heykelcilik ve ahşap boyacılığı yapmaktadır gördüğümüz gibi farklı şiirlerdeki. Kültürler birbirine uzak olabilmektedir ama ortak yanları da bulunmaktadır.
Cevap :
Ülkemizdeki farklı kültürlerin bir arada yaşatılması en çok turistlerin ilgisini çekmektedir. Farklı kültürlerin bir arada mutlu yaşaması farklı tarihi yapıların bir arada olması turistlerin ülkemize daha çok gelmesini sağlamaktadır.
Cevap :
Ülkemizdeki olan kültürel çeşitlilik toplumumuza olumlu yandan etkilemektedir. Ülkemizin farklı kültürlere bir arada bulundurması turistlerin ilgisini çekmektedir.
Turistler bu kültürel dokuyu görmek için ülkemizi ziyaret etmektedirler. Bu kültürel dokuyu korumalı ülkemizdeki farklı gelenek ve görenekleri yaşatmalıyız. Çünkü gelecek nesil olarak biz bunları benimsemezsek ülkemizdeki farklı kültürler yok olacaktır.
Cevap :
Oyunların kıyafetlerin yaşadığı yerin özelliklerini yansıttığına düşünüyorum. Çünkü insanların giydiği kıyafetler ve kültürel özelliklerinin birebir yansıması gibi gözüküyorlar.
Cevap :
Evet, düşünmekteyim. çünkü soğuk bölgelerde daha kalın kıyafetler giyilirken sıcak yerlerde daha ince kıyafetler tercih edilmektedir. Günlük giyilen kıyafetlere benzetilmektedir.
Bazı yörelerde kadınlar şalvar giyerken bazı yörelerde etek giymektedir. Bu da halk oyunlarında ki türlerine yansımaktadır. Erkeklerin giyimi de halk oyunlarına yansıtmaktadır. Kullanılan takılar başlıklar hepsi kültürümüzden bir parçadır. Kültürümüzü yaşatmalı ve gelecek nesillere bırakmak için çaba sarf etmeliyiz.
Cevap :
Benzerlik olarak kullanılan kıyafetler, kostümler ve enstrümanlardır. Farklı olarak da oyunun ritmi, hızı, oyun süresi, kişi sayısı farklılık göstermektedir.
Cevap :
Benzer olarak oyunun ritmi ve hızı yakınlık göstermektedir ama bizim yöremizde giydiğimiz kostümler farklıdır ve çalınan enstrümanlar da farklıdır.
Cevap :
Halk oyunlarında her yörenin özelliklerinin farklı olması veya aynı olmasının sebebi vardır. Bu da kültürümüzün çok zengin olduğunu ve birbiriyle etkileşim içinde olduğunu göstermektedir. Bu da bizi bir bütün yapmaktadır.
Cevap :
Halk oyunlarında kendi kültürümüzü yansıtmaktayız. Kendi kültürümüz yaşadığımız çevreye özgüdür. Tabii ki bir ülke olduğumuz için kaynaşacağımız ve birbirimizin kültürümüzde etkilenmesi doğaldır.
Yakın olan iki şehirde aynı tarz yemekler aynı örf ve adetler gelenek görenekler ve aynı halk oyunlarına rastlayabiliriz. Bu ülkemizin birbiriyle etkileşimini göstermektedir. Kültürel alışverişimiz çok olduğu için ülkemizin kültürel zenginlik açısından ne kadar zengin olduğunu gösteriyor.
Cevap :
Birçok oyunun ülkemizdeki farklı yerlerde farklı olmasının sebebi kültürel özelliklerimizin farklı olmasıdır. Her şehrin kültürel özelliği farklı olduğu için oyunlar ise farklı olmaktadır. Bu bizim kültürel mirasımızdır. Bunu elimizden geldiğince korumalıyız.
Cevap :
Her oyunun şehirler arası farklılık göstermesinin sebebi kültürlerinin farklı olmasıdır. İnsanların davranışları oynadığı oyunlara dahi yansımıştır.
Çevrelerin özellikleri yaşadığımız dönemin sosyal ve ekonomik durumu kullanılan nesneler yediğimiz yemekler gelenek ve görenekler oyunlarımızı etkili olmaktadır. Bu oyunlar günümüze kadar gelmiştir. Biz de ülkemizin geleceği olarak bunları yaşatmalı ve gelecek biz de miras bırakmalıyız.
Cevap :
İllerimizin yemek kültürünün üzerine benzerlikler farklılar olmasının sebebi o illerde yetişen ve yetiştirilen meyve ve sebzelerin farklılıklarıdır. Bazı illerde balıkçılık yapılırken bazı iller daha çok hayvancılık ile meşgul olur bazı illerde ise daha çok tarım yapılmaktadır.
Cevap :
O bölgede yapılan tarım, hayvancılık veya denize kıyısı olup olmamasına bağlıdır. Mesela denizi kıyısı olan yerlerde daha çok balık türü yemekler görmekteyiz. Doğu Anadolu ve İç Anadolu’da daha çok et yenmektedir. Ege ve Akdeniz’e baktığımız zaman yemekler sebze ağırlıklıdır. Bu da iklimine göre değiştiğini göstermektedir.
Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde daha çok hayvancılık yapılmakta tarım karbonhidrat ağırlıklı buğday arpa ve benzeri yetiştirilmektedir. Ege Akdeniz değilse birçok sebze ve meyve yetişmektedir. Çeşit çeşit yetişen bu sebze meyveler. Bu durum da yemeklere de yansımıştır.
Cevap :
Benim anlatacağım il Mardin. Mardin’in Meşhur yemekleri ve yiyecekleri: Mardin kaburga dolması, Mardin kibe, semburek, Mardin ırok, Mardin ikbebet,, Mardin Derik zeytini, Mardin badem şekeri Mardin leblebisi, Mardin bulguru, pesgimet, Mardin kiliçe çöreği, Ömerli karfoki üzümü, Midyat İnciri, Mardin kirazıdır.
Cevap :
Benim anlatacağım il Trabzon’dur. Trabzon’un meşhur yemek ve yiyecekleri kuymak, ısırgan çorbası, kara lahana çorbası, hamsi çorbası, pazılı kaygana, pırasa tavası, tamora kızartması, fasulye turşusu kavurması, guliya, kara lahana sarması, gangoş sarması, Akçaabat köftesi, hamsi tava, kefal ekşilisi, palamut dolması, hamsili pilav, Trabzon pidesi, hodan böreği, pepeçura, Hamsi Köyü sütlacı, laz böreği, Laz helvası, kukuca’dır.
ANKARA MARŞI
Ankara, Ankara, güzel Ankara.
Seni görmek ister her bahtı kara.
Senden yardım ister her düşen dara.
Yetersin onlara güzel Ankara.
Mehmet Ali Ertekin
Soru : Ankara Marşı’nın yandaki bölümünü okuyunuz. Siz de yaşadığınız yerin özelliklerini anlatan bir şiir, tekerleme veya türkü bulunuz ve bunları sınıfınızda arkadaşlarınızla paylaşınız.
Uzun Cevap :
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım…
İstanbul,
İstanbul…
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…
Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul…
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ‘ Katibim’i…
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul…
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…
Gecesi sümbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
Soru : El sanatı yoluyla üretilen bir nesne belirleyiniz. Bunun ne olduğunu ve nasıl üretildiğini açıklayınız.
Uzun Cevap :
Ben el sanatıyla yapılan çömleği anlatacağım. İlk önce çömlek malzemeleri ile ilgili bilgi vereceğim. Çömlek hamuru şekil vermek için çevirme standı, su, eldiven, bıçak ve mala gerekir. İlk önce güzel bir çömlek yapmak için çamuru yarım saat kadar az bir miktar ile yoğurması gerekmektedir. Hamurunuz kulak memesi kıvamına geldiğinde çömlek yapımı için uygun demektir.
Sonraki aşama yavaş yavaş çevirip gerekli işlem için elinizi ıslatmaktır. Çevirme standı ile ıslatılan çömlek hamur şeklinde gelmektedir. İstediğiniz çömlek şeklini verdikten sonra artık çömleğiniz kurumaya hazır. Yaklaşık 6 gün boyunca sıcak ve bolca güneşli ortamda bekletilmesi gerekir. Artık çömleğiniz hazır tek yapmanız gereken çömleğinizin güvenilirliğini test etmek olacaktır.
Geçmişten kalan, tarihî değer taşıyan birçok nesne hâlâ bizimle yaşıyor. Onların varlığı, kültürel etkileşimin ve devamlılığın esin kaynağıdır. Müzelerimizdeki eserler (Görseller: 2.28, 2.29, 2.30), geçmişten geleceğe uzanan kültürel miras hakkında bizlere birçok ipucu vermektedir.
Soru : Bu nesnelerin özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cevap : Bu nesnelerin özellikleri sanat eseri olmalarıdır. Tek ve özel olan bu sanat eserleri kişi düşüncelerini davranışlarını kültürünü yansıtmaktadır. Hepsi farklıdır. Hepsi emek el işçiliği gerektirmektedir.
Soru : Aşağıdaki tabloları inceleyerek soruları cevaplayınız.
Bu bölümdeki eserlerden yakından veya uzaktan gördüklerinizin veya gittiklerinizin üzerine işaret koyunuz. Bunlardan en çok hangileri sizi etkiledi?
Cevap : TABLOYU EKLEMEYI UNUTMA
En çok beni etkiliyen Ayasofya Camii etkilemişti eski adıyla kutsal bilgelik kilisesi’dir.
Çevrenizde bulunan bir tarihî mekânı veya yapıtı tanıtan kısa bir yazı yazınız.
Uzun Cevap :
Yere batan Sarnıcı İstanbul’da yer almaktadır. İmparator Justinianus tarafından 532 yılında inşa edilmiştir. Sarnıç uzunluğu 140 metre genişliği 70 metre dikdörtgen biçiminde çok büyük bir yapıdır.
52 basamaklı taş bir merdiven ile Yerebatan Sarnıcı’na inilir. Her biri 9 metre yüksekliğinde 336 tane sütun bulunmaktadır. Yerebatan Sarnıcı’nın inşasında 7.000 köle çalışmıştır. Yerebatan Sarnıcı Bizans’ın su ihtiyacını karşılamıştır. Daha sonra Osmanlı Devleti de bir süre su ihtiyacını Yerebatan Sarnıcı’ndan karşılamıştır.
Soru : Bu bölümdeki nesnelerden tarihî değeri olan, evinizde veya tanıdıklarınızda bulunanların üzerine işaret koyunuz. Bunlardan birini seçerek defterinize, size veya tanıdığınıza kimden kaldığı, ne işe yaradığı gibi bilgileri içeren kısa bir tanıtım yazısı yazınız.
Uzun Cevap :
Bana babaannemden gaz lambası kalmıştır. Gaz lambaları eski dönemlerde lambalar yerine aydınlatma işlevi görmekteydi. Henüz elektrik üretilmemişti.
Gaz lambasının temel çalışma prensibi içindeki gaz yağının fitille buluşmasıdır. Şu anda gaz lambasını dekor amaçlı kullanmaktayız. Bazen elektrik kesintisi olduğu günlerde gaz lambasını kullanıyoruz.
Soru : Doğal varlıklarla ilgili kavram ağını örnekten yararlanarak doldurunuz.
Kısa Cevap : “Doğal varlıklarla ilgili kavram ağını örnekten yararlanarak doldurunuz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Doğal varlıklara örnek vermek gerekirse; vadi, dağ, göl, şelale, kanyon, mağara, akarsu, orman, nehir, ova, yayla, deniz gibi.
Soru : Çevrenizdeki doğal varlıklar ve tarihî yerlerden hangilerini gördünüz? Gördüğünüz yerlerde neler hissettiniz? Belirtiniz.
Uzun Cevap :
Ben Geçen yaz İstanbul’un gezmeye gitmiştim. Orada çok mutlu hissetmiş ve atalarımın hissettiği gibi büyük bir gururla izledim her şeyi. Ayasofya Camisi, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı, Bozdoğan Su Kemeri, Yerebatan Sarnıcı, Galata Kulesi, Rumeli Hisarı’nı ziyaret ettim.
Soru : Yaşadığınız yerdeki doğal varlıklar, tarihî eserler, estetik veya kültürel değeri olan nesnelerle ilgili fon kartonu üzerine bir poster hazırlayınız. Posterinizde, bilgilere ve görsellere yer veriniz. Çalışmanızı sınıfa getirerek arkadaşlarınıza sununuz. Ürün dosyanızda saklayınız.
Uzun Cevap :
Soru : Sınıfa çeşitli illerin kültürel özellikleri hakkında, yazılı ve görsel malzeme getiriniz. 51. sayfadaki son soruyu aile bireylerinize sorunuz.
Uzun Cevap :
Sizlere seçtiğim kültürel özelliklerin aktaracağım şehir Mardin’dir. Mardin’de ilk yerleşim tarihi tam olarak bilinememektedir. Tahmini olarak milattan önce 4.500 yılları arasına dayanmaktadır.
Mardin ilimiz Subari, Sümer, Akad, Babil, Mitanlar, Asur, Pers, Roma, Bizans Araplar, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı belli dönemlerde bu güçlü medeniyetler Mardin’e egemen olmuştur. Mardin’de kültürel özellik arasında Deyrul Zafaran Manastırı, Mardin Kalesi, Mardin taş evleri, Telkari Gümüş işlemeciliği, Dara Harabeleri, Zinciriye Medresesi, Altunboğa Medresesi, Savur Kapı Medresesi, Sabancı Kent Müzesi, Mardin Ulu Camii, Mor gabriel Manastırı, Kasimiye Medresesi yer almaktadır.