İlkokul ve Ortaokul Ders ve Çalışma Kitabı Sayfa ve Etkinlik Cevapları Özgün Ödev Sitesi.
Cevap :
Cevap : Aşağıda yer alan link içerisinde bütün pano hazırlamak için ihtiyacınız olan bilgiler yer almaktadır.
Cevap :
Bizler de yoksul ve yetimlere yardım etmek için sosyal hizmetlerden bu kimselerin adlarını öğrenebilir, yetimhaneleri ziyaret ederek çocukların ihtiyaçlarını karşılayıp onların gönüllerini alabilir, onlara manevi destek olabilir ve güvenmiş olduğumuz yardımlaşma kuruluşlarına elimizden geldiği kadar küçük büyük demeden yardımlar gönderebiliriz.
Cevap :
Bizler de tıpkı peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem gibi yetim ve yoksulları gözetmeli ve onlara yardımcı olmalıyız ki bir gün bizlerin de bu ihtimali düşebileceğimizi düşünerek bu şekilde yardımlaşmalıyız.
Bizler de bulunmuş olduğumuz mahallede veya şehirde yetim ve yoksullardan eğer haberimiz varsa onlara yardım edip ziyaret edebilir, yetimhaneleri ve sevgi ellerinizi ziyaret ederek çocukların gönlünü alabilir, eğer ailemiz uygun görürse koruyucu aile olup bir yetime sahiplenebilir, veya güvenmiş olduğumuz bir yardımlaşma kuruluna küçük büyük demeden elimizden geldiği kadar bir miktar para ayırarak gönderebiliriz.
Herkes bu hassasiyete sahip olursa sahiplenilmemiş bir yetim kalmaz.
Soru : Peygamberimiz, aile içi eğitim ve dayanışmaya nasıl önem vermiştir?
Kısa Cevap : “Peygamberimiz, aile içi eğitim ve dayanışmaya nasıl önem vermiştir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Peygamber Efendimiz kendi ailesi içerisinde hem bir eş hem de bir öğretmendi.
Eşlerini bütün ilimlerle beraber eşler arasında uyulması gereken dini hükümleri ve kadınsal hallere ait olan hükümleri öğreterek diğer kadınlara kendi eşleri vasıtası ile bu ilmi yaydırmıştır.
Ayrıca Peygamber Efendimiz yapılacak her ne iş varsa bu konuda beraber yapmış ve aile içerisinde işler konusunda da ilim konusunda da mükemmel bir dayanışma ortaya çıkmıştır.
Eve gelen maddi miktar her ne kadarsa bunu ailesiyle paylaşmış ve ortak bir dayanışma gerçekleşmiştir.
Cahiliye döneminde kız çocuklarına eğitim verilmiyordu. Peygamberimiz, kız erkek ayrımı yapmadan tüm çocuklara iyi eğitim vermenin önemi üzerinde durmuştur.
Soru : Peygamberimizin bu konuda hangi faaliyetlerde bulunduğunu araştıralım.
Cevap :
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem cahiliye devrinde kız çocuklarına eğitim verilmemesine karşılık kendisi erkek kız ayrımı yapmadan dini konularda ve hayatı konularda bilgiler öğretmiş ve bunu öğretmeleri için hanım annelerimizi görevlendirmiştir.
Yaşlarının genç olması hasebiyle Hz Fatıma ve Hz Aişe r.a çokça ilim tahsil etmiş ve bu öğrenmiş oldukları ilimleri kadınları öğreterek ilmi yaymışlardır.
Soru : Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesine karşı örnek davranışlarını aşağıdaki kutucuklara yazalım.
Cevap :
Maddeler halinde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesine karşı örnek davranışlarını şunlardır ;
Cevap :
Maddeler halinde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesine karşı örnek davranışlarını şunlardır ;
Cevap :
Peygamberimiz, aile içi eğitimi çok önem vermiş hem kendi eşlerini hem de kendi kızını ve bütün sahabeleri dini öğretme amacıyla eğitmiş ve öğretim görevi vermiştir.
Peygamber Efendimiz söküğünü dikmek, ihtiyaçlarını kendi karşılamak gibi konularda hassas davranarak eşlerinin yükünü hafifletmiş ve aile içi dayanışmayı sağlamıştır.
Cevap :
Peygamber Efendimiz kendi ailesi içerisinde hem bir eş hem de bir öğretmendi.
Eşlerini bütün ilimlerle beraber eşler arasında uyulması gereken dini hükümleri ve kadınsal hallere ait olan hükümleri öğreterek diğer kadınlara kendi eşleri vasıtası ile bu ilmi yaydırmıştır.
Ayrıca Peygamber Efendimiz yapılacak her ne iş varsa bu konuda beraber yapmış ve aile içerisinde işler konusunda da ilim konusunda da mükemmel bir dayanışma ortaya çıkmıştır.
Eve gelen maddi miktar her ne kadarsa bunu ailesiyle paylaşmış ve ortak bir dayanışma gerçekleşmiştir.
Soru : Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ailesi, israf ve gösterişten niçin kaçınmıştır?
Kısa Cevap : “Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ailesi, israf ve gösterişten niçin kaçınmıştır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Allahu Teala israf ile ilgili ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır;
Ey Âdem oğulları! Namaz kıldığınız, ibâdet ettiğiniz her yerde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.
Muğîre bin Şu’be’nin (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Allah, annelere hürmetsizlik etmeyi, kız çocukları diri diri gömmeyi ve (vermeniz gereken şeyleri) vermeyip (hakkınız olmayan şeyleri) almayı size haram kılmıştır. Dedikodu etmeyi, (anlamsız) çok soru sormayı ve malı israf etmeyi ise sizin için hoş karşılamamıştır.” (Buhârî, İstikrâz, 19)
Amr bin Şuayb’ın (radıyallahu anh) babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğiniz gibi) yiyin, sadaka verin/harcayın ve giyinin!” (Nesâî, Zekât, 66)
Yukarıdaki ayet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde görüldüğü gibi İslamiyette israf yasaklanmış ve çok çirkin görülmüştür. Bunun içindir ki Peygamberimiz ve ailesi israftan elinden geldiğince kaçmıştır.
Gösteriş ile ilgili ayet ve hadisler
Allah’a ve âhiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için harcayanları da Allah sevmez. Bir kimsenin arkadaşı şeytan olursa, o ne fenâ bir arkadaştır!
Rasulullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir defasında:
“–Sizin icin en cok korktuğum şey, kucuk şirktir.” buyurmuştu.
Yanındakiler:
“–Küçük şirk nedir ey Allâh’ın Rasulü?” diye sordular.
Rasulullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şu cevâbı verdi:
“–Riya, yani gosteriştir. Kıyamet gunu insanlar amellerinin karşılığını alırlarken, Allah Teala riya ehline:
–Dünyadayken kendilerine murailik yaptığınız/amellerinizi gostermek istediğiniz kimselere gidin! Bakın bakalım onların yanında herhangi bir karşılık bulabilecek misiniz?≫ buyurur.” (Ahmed, V, 428, 429)
Yukarıdaki ayet ve hadislere bakıldığı zaman riya yani gösteriş İslamiyeti yasaklanmış kötü bir ahlaktır.
Peygamber Efendimiz ve ailesi İslamiyet’i hakkıyla yaşayıp çok mütevazi insanlar oldukları için israftan ve gösterişten kaçınmışlardır.
Soru : İslam dini israfı niçin yasaklamış olabilir? İsrafı engellemek için neler yapabiliriz?
Uzun Cevap :
İsraf gerek maddi olarak gerek manevi olarak bir eserdir ki İslamiyet bunun için emeğin ve malın zayi olmaması için israfı yasaklamıştır.
Bir ürün israf edildiği zaman eğer bu bir yiyecek ise bunun daha çok üretilmesi ve üretilmesi için birçok maliyetin ortaya koyması ve bazen de kaynakların hızlıca tüketilmesi manasına gelir ki bu da ekolojik düzen için hiç de iyi olmaz.
İçinde yaşamış olduğumuz dünya bizim ve bizden sonraki gelecek olan nesilleri olan bir emanettir. İsraf dünya için ararlı ve insanlar için bir emek kaybıdır ki İslamiyet bunların önüne geçmek için israfı yasaklamıştır.
Bu konu ile ilgili çözüm önerilerinizden oluşan afişler hazırlayıp sınıfımıza asalım.
Cevap :
İsraf malı daha iyi olması ve eşyanın kıymetini bilmeyerek çirkin bir ahlaktır ki İslam dini bunun için israfı engellemiş ve malım ve emeğin hizaya edilmesini herkesin çirkin gördüğü gibi çirkin görmüştür.
Cevap :
İsraf gerek maddi olarak gerek manevi olarak bir eserdir ki İslamiyet bunun için emeğin ve malın zayi olmaması için israfı yasaklamıştır.
Bir ürün israf edildiği zaman eğer bu bir yiyecek ise bunun daha çok üretilmesi ve üretilmesi için birçok maliyetin ortaya koyması ve bazen de kaynakların hızlıca tüketilmesi manasına gelir ki bu da ekolojik düzen için hiç de iyi olmaz.
İçinde yaşamış olduğumuz dünya bizim ve bizden sonraki gelecek olan nesilleri olan bir emanettir. İsraf dünya için ve insanlar için bir emek kaybıdır ki İslamiyet bunların önüne geçmek için israfı yasaklamıştır.
Bu konu ile ilgili çözüm önerilerinizden oluşan afişler hazırlayıp sınıfımıza asalım.
Cevap :
Allahu Teala ayet-i kerimelerde israfı yasak kıldığı için ve gösteriş konusunda yasaklamalar geldiği için ve bu Müslüman bir kimliğe yakışmadığı için Peygamber Efendimiz ve ailesi israf ve gösterişten taşınmıştır.
Cevap :
Allahu Teala israf ile ilgili ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır;
Ey Âdem oğulları! Namaz kıldığınız, ibâdet ettiğiniz her yerde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.
Muğîre bin Şu’be’nin (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Allah, annelere hürmetsizlik etmeyi, kız çocukları diri diri gömmeyi ve (vermeniz gereken şeyleri) vermeyip (hakkınız olmayan şeyleri) almayı size haram kılmıştır. Dedikodu etmeyi, (anlamsız) çok soru sormayı ve malı israf etmeyi ise sizin için hoş karşılamamıştır.” (Buhârî, İstikrâz, 19)
Amr bin Şuayb’ın (radıyallahu anh) babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğiniz gibi) yiyin, sadaka verin/harcayın ve giyinin!” (Nesâî, Zekât, 66)
Yukarıdaki ayet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde görüldüğü gibi İslamiyette israf yasaklanmış ve çok çirkin görülmüştür. Bunun içindir ki Peygamberimiz ve ailesi israftan elinden geldiğince kaçmıştır.
Gösteriş ile ilgili ayet ve hadisler
Allah’a ve âhiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için harcayanları da Allah sevmez. Bir kimsenin arkadaşı şeytan olursa, o ne fenâ bir arkadaştır!
Rasulullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir defasında:
“–Sizin icin en cok korktuğum şey, kucuk şirktir.” buyurmuştu.
Yanındakiler:
“–Küçük şirk nedir ey Allâh’ın Rasulü?” diye sordular.
Rasulullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şu cevâbı verdi:
“–Riya, yani gosteriştir. Kıyamet gunu insanlar amellerinin karşılığını alırlarken, Allah Teala riya ehline:
–Dünyadayken kendilerine murailik yaptığınız/amellerinizi gostermek istediğiniz kimselere gidin! Bakın bakalım onların yanında herhangi bir karşılık bulabilecek misiniz?≫ buyurur.” (Ahmed, V, 428, 429)
Yukarıdaki ayet ve hadislere bakıldığı zaman riya yani gösteriş İslamiyeti yasaklanmış kötü bir ahlaktır.
Peygamber Efendimiz ve ailesi İslamiyet’i hakkıyla yaşayıp çok mütevazi insanlar oldukları için israftan ve gösterişten kaçınmışlardır.
Soru : Hz. Süleyman (a.s.) hakkında neler biliyoruz?
Kısa Cevap : “Hz. Süleyman (a.s.) hakkında neler biliyoruz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.
Uzun Cevap :
Süleyman Aleyhisselam Davut Aleyhisselam’ın oğludur. İsrailoğullarına gönderilmiş olan bir peygamber aynı zamanda bir hükümdardır.
Aklı, zekası ve becerisi bile 12-13 yaşlarındayken babasının yerine tahta geçerek hükümdar olmuştur.
Hz. Süleyman (a.s.), “Rabb’im! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver.”2 diye dua etmiş. Allah (c.c.) da onun bu isteğini kabul ederek ona rüzgara hükmetme, hayvanlarla ve cinlerle konuşma gibi özellikler vermiştir.
Süleyman Aleyhisselam bir rivayete göre 53 bir rivayete göre ise 500 yıl yaşamış yaşamanın her anında Allahu Teala hazretlerinin emirlerini yerine getirmiş ve insanları tevhid inancına davet etmiştir.
Hz. Davud’un (a.s.) oğlu olan Hz. Süleyman (a.s.), İsrailoğullarına gönderilen hükümdar bir peygamberdir. Bazı kaynaklara göre MÖ 9. asırda yaşamış olan Hz. Süleyman (a.s.) akıllı, zeki, bilgili, her zaman Allah’a (c.c.) şükreden, hikmet sahibi ve anlayışlı bir peygamberdi.1 Küçük yaşlarda olmasına rağmen insanlar arasında adaletli hükümler verirdi. Babası vefat ettiğinde kendisi çocuk denecek bir yaşta olmasına rağmen, bu üstün özelliklerinden dolayı babasının yerine geçerek hükümdar oldu ve ülkesini adaletle yönetmeye başladı. Kur’an-ı Kerim’in bildirdiğine göre Hz. Süleyman (a.s.), “Rabb’im! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver.”2 diye dua etmiş. Allah (c.c.) da onun bu isteğini kabul ederek ona birtakım olağanüstü işler yapabilme gücü vermiştir.
Cevap :
Hz Süleyman’ın Davut Aleyhisselam’ın oğlu olduğunu, Gazze’de doğduğunu, babası hükümdarlığına 12 veya 13 yaşlarındayken zekası ve becerisi sebebiyle geçirildiğini, hayvanlarla konuşabildiğini, rüzgara hükmetme gibi birçok özel güçlerinin olduğunu ve 53 yaşında bir rivayete göre 500 yıl vefat ettiğini biliyorum.
Cevap :
Süleyman Aleyhisselam Davut Aleyhisselam’ın oğludur. İsrailoğullarına gönderilmiş olan bir peygamber aynı zamanda bir hükümdardır.
Aklı, zekası ve becerisi bile 12-13 yaşlarındayken babasının yerine tahta geçerek hükümdar olmuştur.
Hz. Süleyman (a.s.), “Rabb’im! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver.”2 diye dua etmiş. Allah (c.c.) da onun bu isteğini kabul ederek ona rüzgara hükmetme, hayvanlarla ve cinlerle konuşma gibi özellikler vermiştir.
Süleyman Aleyhisselam bir rivayete göre 53 bir rivayete göre ise 500 yıl yaşamış yaşamanın her anında Allahu Teala hazretlerinin emirlerini yerine getirmiş ve insanları tevhid inancına davet etmiştir.