Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri paylaşınız.

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Lizozomlar, hücre içinde sindirim ve atık maddelerin parçalanmasından sorumlu organellerdir. İçerdikleri enzimler nedeniyle, hücreye zarar gelmesi durumunda lizozomlar kendi kendini parçalayabilir, bu nedenle “intihar kesecikleri” olarak adlandırılırlar.


“Hücredeki lizozomlara “intihar kesecikleri” de denilmektedir. Bunun nedenini araştırıp ulaştığınız bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Lizozomlar, hücre içindeki atık maddeleri, bakterileri ve eski organelleri sindiren enzimler içerirler. Bu enzimler, hücreye zarar verdiğinde veya hücre yaşlandığında, lizozomlar bu enzimleri serbest bırakarak hücrenin kendi kendini yok etmesine neden olabilir.

Bu süreç, hücresel homeostazı ve genel organizma sağlığını korumak için önemlidir. Bu nedenle, lizozomlara “intihar kesecikleri” denir, çünkü gerektiğinde hücrenin kontrollü bir şekilde ölmesini sağlarlar, bu da hücrenin programlı hücre ölümü olan apoptoz ile ilişkilidir.



 

Our Score

İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Mitokondriler, insan hücrelerinde anneden gelir çünkü yumurta hücresi, döllenme sırasında spermin mitokondrilerini kabul etmez. Sperm, yumurta hücresine sadece çekirdek DNA’sını aktarır ve mitokondriler, sadece anneden kalıtılır.


“İnsanın hücrelerinde bulunan mitokondriler babasından (spermle) değil annesinden (yumurtayla) gelir. Bunun nedenini araştırıp arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

İnsan hücrelerindeki mitokondriler, yalnızca anneden kalıtılır çünkü döllenme sırasında sperm hücresinin mitokondrileri yumurta hücresine girmez. Mitokondriler, enerji üretiminden sorumlu olan organellerdir ve kendi DNA’larına sahiptirler.

Döllenme sürecinde, spermin sadece çekirdek DNA’sı yumurtaya girer, ancak spermin mitokondrileri, hücre içine giremez veya girseler bile genellikle hücre tarafından yok edilir. Bu nedenle, yavrunun tüm mitokondrileri annesinin yumurta hücresinden gelir. Bu durum, mitokondriyal DNA’nın (mtDNA) izlenmesini ve sadece anneden gelen genetik bilginin aktarılmasını sağlar.



 

Our Score

Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır? Düşüncelerinizi söyleyiniz.  konusunu kısaca ele alacağız. 


“Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır? Düşüncelerinizi söyleyiniz. ” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Çevremizde gördüğümüz tüm canlıları meydana getiren temel yapı birimi hücredir ve bu, tüm canlılar için ortaktır.

Ancak, hücrelerin yapısı ve işlevleri, farklı canlı türleri arasında büyük farklılıklar gösterebilir. Örneğin, bitki hücreleri hücre duvarına sahipken, hayvan hücreleri bu yapıya sahip değildir. Aynı şekilde, prokaryotik hücreler (bakteriler) ve ökaryotik hücreler (bitkiler, hayvanlar) arasında da yapısal farklar bulunur.


“Sizce çevrenizde gördüğünüz canlıları meydana getiren yapı birimleri tüm canlılarda aynı mıdır? Düşüncelerinizi söyleyiniz. ” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Çevremizdeki tüm canlıları oluşturan yapı birimi hücredir ve bu, biyolojinin temel prensiplerinden biridir. Tüm canlılar hücrelerden oluşur, ancak hücrelerin yapısı ve işlevleri canlıdan canlıya büyük farklılıklar gösterebilir. İşte bu konuda daha detaylı bir inceleme:

Temel Yapı Birimi: Hücre

  • Evrensellik:
    • Hücre, yaşamın temel yapı birimidir ve tüm canlı organizmalar hücrelerden oluşur. Bu, bitkilerden hayvanlara, mantarlardan mikroorganizmalara kadar tüm canlıları kapsar.

Hücre Çeşitleri:

  1. Prokaryotik Hücreler:
    • Prokaryotik hücreler, çekirdek ve diğer zarla çevrili organelleri olmayan basit hücrelerdir. Bakteriler ve arkeler bu tür hücrelere örnektir. Prokaryotik hücreler, genetik materyallerini sitoplazma içinde serbest olarak bulundurur.
  2. Ökaryotik Hücreler:
    • Ökaryotik hücreler, çekirdek ve diğer zarla çevrili organellere sahip olan daha kompleks hücrelerdir. Bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve protistler bu tür hücrelere sahiptir. Ökaryotik hücreler, DNA’yı çekirdek içinde saklar ve çeşitli organeller sayesinde karmaşık işlevleri yerine getirirler.

Hücre Yapısındaki Farklılıklar:

  • Bitki Hücreleri:
    • Bitki hücreleri, hücre duvarı, kloroplastlar ve büyük merkezi bir koful gibi özel yapılara sahiptir. Hücre duvarı, bitki hücrelerine şekil ve dayanıklılık kazandırırken, kloroplastlar fotosentez yaparak bitkilerin enerji üretmesini sağlar.
  • Hayvan Hücreleri:
    • Hayvan hücrelerinde hücre duvarı bulunmaz. Bunun yerine, hücre zarının esnekliği sayesinde çeşitli şekillerde olabilirler. Ayrıca, hayvan hücrelerinde lizozomlar gibi sindirim organelleri daha belirgin ve aktiftir.

İşlevsel Farklılıklar:

  • Metabolizma:
    • Hücrelerin metabolik faaliyetleri, türlerine ve görevlerine bağlı olarak büyük farklılıklar gösterir. Örneğin, kas hücreleri enerji üretimi için çok sayıda mitokondri içerirken, yağ hücreleri enerji depolamak için büyük yağ damlacıkları bulundurur.
  • Hücre İletişimi ve Uyumu:
    • Hücreler, kimyasal sinyaller ve fiziksel bağlantılar aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurar. Bu iletişim, organizmanın genel işleyişi için hayati öneme sahiptir. Sinir hücreleri, hızlı iletişim sağlamak için uzun uzantılar (aksonlar) geliştirirken, bağışıklık hücreleri, patojenlerle savaşmak için özel reseptörlere sahiptir.

Sonuç olarak, çevremizdeki tüm canlıların temel yapı birimi hücredir, ancak hücrelerin yapısı ve işlevleri, organizmanın türüne ve ihtiyaçlarına bağlı olarak büyük çeşitlilik gösterir. Bu çeşitlilik, canlıların farklı ortamlara uyum sağlamasını ve çeşitli işlevleri yerine getirmesini mümkün kılar.



 

Our Score

DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır? konusunu kısaca ele alacağız. 


“DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

DNA, genetik bilgiyi taşıyan moleküldür. Gen, DNA’nın belirli bir bölgesidir ve belirli bir özelliği kodlar. Kromozomlar ise DNA’nın organize olmuş ve paketlenmiş halleridir. Her kromozom, birçok geni içerir ve hücre bölünmesi sırasında genetik bilgiyi aktarmak için kullanılır.


“DNA, gen ve kromozom nedir ve bunların birbirleriyle ilişkisi nasıldır?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

DNA, gen ve kromozom, genetik bilginin saklanması ve aktarılması açısından temel kavramlardır. Bunların her biri, yaşamın devamlılığı ve organizmaların özelliklerinin belirlenmesinde kritik bir role sahiptir.

  1. DNA (Deoksiribonükleik Asit):
    • DNA, canlıların genetik bilgisini taşıyan moleküldür. İki sarmallı yapıya sahip olup, nükleotid adı verilen birimlerden oluşur. Her nükleotid bir fosfat grubu, bir deoksiriboz şekeri ve bir azotlu baz içerir. DNA’nın sarmal yapısı, adenin (A), timin (T), sitozin (C) ve guanin (G) bazları arasındaki spesifik eşleşmeler (A-T ve C-G) sayesinde oluşur. Bu baz sıralamaları, genetik bilgiyi kodlar.
  2. Gen:
    • Gen, DNA’nın belirli bir segmentidir ve belirli bir protein veya RNA molekülünü kodlayan bilgi içerir. Genler, organizmanın fiziksel ve biyolojik özelliklerini belirler. Her gen, belirli bir işlevi yerine getiren proteinlerin üretiminde talimat verir. Örneğin, göz rengi, saç tipi ve kan grubu gibi özellikler genler tarafından belirlenir.
  3. Kromozom:
    • Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş ve yoğunlaşmış halleridir. Her kromozom, çok sayıda geni içerir ve hücre bölünmesi sırasında düzgün bir şekilde dağıtılmasını sağlar. İnsan hücrelerinde 23 çift (toplam 46) kromozom bulunur. Kromozomlar, hücre çekirdeğinde bulunur ve DNA’nın kompakt bir şekilde paketlenmesini sağlayan histon adı verilen proteinlerle birlikte organize olurlar.

DNA, Gen ve Kromozom Arasındaki İlişki:

  • DNA, genetik bilginin temel taşıdır ve bu bilgi, belirli segmentlerde, yani genlerde saklanır.
  • Genler, DNA’nın belirli bölgeleridir ve proteinlerin veya RNA moleküllerinin üretimini kodlar.
  • Kromozomlar, DNA’nın organize olmuş ve paketlenmiş formlarıdır, birçok geni içerirler ve hücre bölünmesi sırasında genetik bilginin doğru bir şekilde aktarılmasını sağlarlar.
  • Hücre bölünmesi sırasında kromozomlar, yeni hücrelere eşit şekilde dağıtılır ve bu sayede genetik bilgi nesilden nesile aktarılır.

Bu ilişkiler, genetik bilgilerin doğru bir şekilde saklanması, işlenmesi ve aktarılmasını sağlar, böylece organizmaların büyümesi, gelişmesi ve çoğalması mümkün olur. DNA, genler ve kromozomlar arasındaki bu hassas düzen, biyolojik çeşitliliğin temelini oluşturur.



 

Our Score

İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur? konusunu kısaca ele alacağız. 


“İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

İnsan vücudunu oluşturan yapılar, belirli işlevleri yerine getirmek için organize olurlar. Hücreler, dokuları oluşturmak üzere birleşir; dokular organları, organlar ise sistemleri meydana getirir. Bu organizasyon, vücudun karmaşık işlevlerini etkili bir şekilde yerine getirmesini sağlar.


“İnsan vücudunu oluşturan yapılar neden ve nasıl organize olur?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

İnsan vücudunu oluşturan yapılar, organizmanın hayatta kalmasını ve düzgün işleyişini sağlamak için belirli bir düzen içinde organize olurlar. Bu organizasyon, hücresel düzeyden sistem düzeyine kadar çeşitli katmanlar halinde gerçekleşir.

  1. Hücreler:
    • Hücreler, vücudun temel yapı taşlarıdır. Her hücre, belirli bir işlevi yerine getirmek üzere özelleşmiş organeller içerir. Örneğin, kas hücreleri kasılmayı sağlayan miyofibril adı verilen özel yapılar içerirken, sinir hücreleri bilgi iletimini sağlayan uzun aksonlara sahiptir.
  2. Dokular:
    • Benzer işlev ve yapıya sahip hücreler bir araya gelerek dokuları oluşturur. İnsan vücudunda dört ana doku tipi bulunur: epitel doku, bağ doku, kas doku ve sinir doku. Epitel doku, yüzeyleri kaplar ve koruma sağlar; bağ doku, destek ve bağlama işlevi görür; kas doku, hareketi sağlar; sinir doku ise bilgi iletimini gerçekleştirir.
  3. Organlar:
    • Farklı doku türleri bir araya gelerek organları oluşturur. Her organ, belirli bir veya birkaç işlevi yerine getirmek üzere özelleşmiştir. Örneğin, kalp bir kas organıdır ve kan pompalama işlevi görürken, akciğerler gaz değişimi sağlar.
  4. Sistemler:
    • Organlar, birlikte çalışarak sistemleri oluşturur. Her sistem, vücudun belirli bir işlevini düzenler ve gerçekleştirir. Örneğin, sindirim sistemi besinlerin sindirilmesini ve emilmesini sağlarken, dolaşım sistemi kanın ve besinlerin taşınmasını sağlar.
  5. Bütüncül Organizasyon:
    • Tüm bu yapılar, vücudun genel işlevlerini sürdürebilmesi için uyum içinde çalışır. Sinir sistemi ve hormonal sistem gibi kontrol ve düzenleme sistemleri, vücuttaki süreçleri koordine eder ve homeostazı sağlar.

Bu organizasyon, vücudun kompleks yapısını ve işlevlerini verimli bir şekilde sürdürebilmesini sağlar. Hücreler, dokular, organlar ve sistemler arasındaki bu düzenli ve koordineli yapı, organizmanın sağlıklı bir şekilde çalışmasını mümkün kılar.



 

Our Score

Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Hücrelerin büyüklükleri, türlerine ve işlevlerine göre değişiklik gösterir.

Örneğin, bir bakteri hücresi mikrometre (µm) düzeyinde olup oldukça küçükken, bazı bitki hücreleri milimetre (mm) ölçeğinde olabilir. Genellikle hayvan hücreleri 10-30 µm, bitki hücreleri ise 10-100 µm arasında değişen boyutlardadır.


“Hücrelerin büyüklükleri hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Hücrelerin büyüklükleri oldukça çeşitlidir ve bu büyüklükler, hücrelerin türüne, işlevine ve organizmanın gereksinimlerine bağlı olarak değişir. Hücrelerin büyüklüklerini anlamak için mikroskop gibi araçlar kullanılır, çünkü çoğu hücre çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür.

  • Prokaryotik Hücreler:
    • Prokaryotik hücreler, genellikle 1-10 mikrometre (µm) boyutundadır. Bakteri ve arkea gibi prokaryotlar bu gruba girer. Örneğin, Escherichia coli bakterisi yaklaşık 1-2 µm uzunluğundadır.
  • Ökaryotik Hücreler:
    • Ökaryotik hücreler, genellikle daha büyük olup 10-100 µm arasında değişen boyutlardadır. Hayvan hücreleri genellikle 10-30 µm boyutlarındayken, bitki hücreleri 10-100 µm arasında olabilir. Örneğin, insan kırmızı kan hücreleri yaklaşık 6-8 µm çapındadır, oysa bazı bitki hücreleri 100 µm’ye kadar büyüyebilir.
  • Özel Durumlar:
    • Bazı hücreler ise istisnai boyutlara sahip olabilir. Örneğin, dev amip türleri ve yumurta hücreleri (özellikle kuş yumurtaları) oldukça büyük hücrelerdir. İnsan sinir hücreleri ise uzun aksonları nedeniyle birkaç metre uzunluğa kadar ulaşabilir.

Hücrelerin büyüklükleri, yüzey alanı/hacim oranı, besin ve atık madde taşınması gibi faktörlerle sınırlandırılır. Küçük hücreler, büyük hücrelere göre daha yüksek yüzey alanı/hacim oranına sahip olduğundan, madde alışverişini daha verimli bir şekilde gerçekleştirebilirler.



 

Our Score

Sizce neden hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımları düz, geniş bir yüzey şeklinde yapılmaz?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sizce neden hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımları düz, geniş bir yüzey şeklinde yapılmaz? Düz yapılmasının ne sakıncası olduğunu açıklayınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Sizce neden hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımları düz, geniş bir yüzey şeklinde yapılmaz? Düz yapılmasının ne sakıncası olduğunu açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımlarının düz ve geniş bir yüzey şeklinde yapılmamasının temel nedeni aerodinamik ve hidrodinamik direnci azaltmaktır.

Düz yüzeyler, taşıtın hareket ettiği ortamda (hava veya su) daha fazla direnç oluşturur, bu da daha fazla enerji tüketimine ve daha düşük verimliliğe neden olur. Bu nedenle, taşıtların ön ve arka kısımları genellikle daha aerodinamik veya hidrodinamik olarak tasarlanır, yani akışkanın (hava veya su) taşıt etrafında düzgün ve verimli bir şekilde akmasını sağlar.


“Sizce neden hava ve su taşıtlarının arka ve ön kısımları düz, geniş bir yüzey şeklinde yapılmaz? Düz yapılmasının ne sakıncası olduğunu açıklayınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Hava ve su taşıtlarının tasarımında aerodinamik ve hidrodinamik prensipler büyük önem taşır. Bu taşıtların ön ve arka kısımlarının düz ve geniş yüzeyler yerine daha yuvarlak veya eğimli yüzeylerle tasarlanmasının birkaç temel nedeni vardır:

  1. Aerodinamik ve Hidrodinamik Direnç:
    • Direnç Kavramı: Hem hava hem de su, taşıtların hareketine karşı direnç gösterir. Bu direnç, taşıtın hızını ve yakıt verimliliğini doğrudan etkiler.
    • Düz Yüzeylerin Dezavantajı: Düz ve geniş yüzeyler, akışkanın taşıt yüzeyine çarpmasına ve taşıtın etrafında düzensiz akışlara neden olur. Bu durum, taşıtın hareketini zorlaştıran ve enerji tüketimini artıran bir direnç oluşturur.
    • Yüksek Basınç Alanları: Düz yüzeyler, yüksek basınç alanları yaratır ve bu da hareket esnasında daha fazla enerji kaybına yol açar.
  2. Verimlilik ve Performans:
    • Yakıt Tüketimi: Düz yüzeylerin oluşturduğu yüksek direnç, taşıtın daha fazla yakıt tüketmesine neden olur. Daha aerodinamik ve hidrodinamik şekiller, bu direnci azaltarak yakıt verimliliğini artırır.
    • Hız ve Manevra Kabiliyeti: Direncin azaltılması, taşıtın daha yüksek hızlara ulaşmasını ve daha kolay manevra yapabilmesini sağlar. Bu özellikle uçaklar ve hızlı botlar gibi yüksek hız gerektiren taşıtlarda çok önemlidir.
  3. Gürültü ve Titreşim:
    • Düz Yüzeylerin Etkisi: Düz yüzeyler, hava veya suyun çarpması sonucu daha fazla gürültü ve titreşim üretir. Bu da konforu azaltır ve taşıtın yapısal bütünlüğüne zarar verebilir.
    • Yumuşak Geçişler: Daha yuvarlak veya eğimli tasarımlar, akışkanın taşıt etrafında daha sessiz ve pürüzsüz bir şekilde akmasını sağlar, bu da gürültü ve titreşim seviyelerini düşürür.
  4. Stabilite ve Kontrol:
    • Yüzey Şeklinin Rolü: Taşıtın ön ve arka kısmının şekli, taşıtın stabilitesini ve kontrolünü de etkiler. Düz yüzeyler, dengesizliklere ve kontrol zorluklarına neden olabilir.
    • Akışkan Dinamiği: Aerodinamik ve hidrodinamik olarak optimize edilmiş yüzeyler, taşıtın stabilitesini artırarak daha güvenli ve kontrollü bir sürüş sağlar.

Bu nedenlerle, hava ve su taşıtlarının tasarımında düz ve geniş yüzeylerden kaçınılır ve bunun yerine daha aerodinamik ve hidrodinamik şekiller tercih edilir. Bu tasarımlar, taşıtın performansını, verimliliğini, konforunu ve güvenliğini artırır.



 

Our Score

Sizce gözümüzle baktığımızda göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla baktığımızda nasıl görebiliyoruz?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Sizce gözümüzle baktığımızda göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla baktığımızda nasıl görebiliyoruz? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Sizce gözümüzle baktığımızda göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla baktığımızda nasıl görebiliyoruz?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Gözümüzle göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla görmek, teleskopların daha uzun dalga boylarını algılaması ve daha fazla ışık toplama kapasitesine sahip olması sayesinde mümkün olur.


“Sizce gözümüzle baktığımızda göremediğimiz gök cisimlerini teleskopla baktığımızda nasıl görebiliyoruz?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Gözümüz, belirli bir dalga boyu aralığındaki ışığı (genellikle 400 nm ile 700 nm arasında) algılayabilen bir görme sistemine sahiptir. Bu, bize sadece görünür ışık yelpazesinde renkleri görmemizi sağlar. Ancak, evrende görülemeyen ışık türleri vardır; bu türler arasında ultraviyole, kızılötesi, mikrodalga ve radyo dalgaları gibi farklı dalga boylarına sahip ışık türleri bulunur.

Teleskoplar, bu farklı dalga boylarındaki ışığı algılayabilen sensörler ve lensler kullanarak çalışır. İşte teleskopların bu yetenekleri sayesinde görebildiğimiz şeyler:

  1. Daha Fazla Işık Toplama Kapasitesi: Gözümüzden çok daha büyük olan teleskop aynaları ve mercekleri, gökyüzünden gelen ışığı toplama kapasitesine sahiptir. Bu, daha uzak ve soluk gök cisimlerini gözlemlememize olanak tanır.
  2. Farklı Dalga Boylarının Algılanması: Teleskoplar, gözün göremediği dalga boylarındaki ışınları algılayabilen dedektörler ve filtrelerle donatılmıştır. Örneğin, kızılötesi teleskoplar, sıcak cisimlerin yaydığı ışığı algılayabilirken, radyo teleskoplar radyo dalgalarını tespit edebilir.
  3. Yüksek Çözünürlük: Teleskoplar, daha büyük ve daha yüksek çözünürlükte görüntüler elde etmemizi sağlar. Bu, çok uzakta bulunan ve küçük ayrıntılar barındıran gök cisimlerini net bir şekilde gözlemlememize olanak tanır.
  4. Işık Toplama Alanı: Gözümüzle gördüğümüzden çok daha fazla ışığı toplayabilen teleskoplar, daha zayıf ve uzak cisimleri incelememize yardımcı olur. Bu, örneğin uzak galaksiler veya düşük parlaklıkta yıldızlar gibi nesneleri daha net görebilmemizi sağlar.

Bu nedenlerle teleskoplar, gözümüzün göremediği cisimleri görmemizi ve evrenin daha derinliklerine inmeyi mümkün kılar. Teleskopların bu özellikleri, astronomların evreni daha iyi anlamalarına ve keşifler yapmalarına büyük katkı sağlamıştır.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 81-82-83-84-85-86-87-88-89-90-91 EKOYAY Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 81-82-83-84-85-86-87-88-89-90-91 EKOYAY Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 81-82-83-84-85-86-87-88-89-90-91


Soru : Osmanlı Devleti Dönemi’nde yaşayan bir seyyah olsaydınız nereleri gezerdiniz? Gezdiğiniz yerlerle ilgili hangi konularda yazılar yazardınız?


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yaşayan bir seyyah olsaydım, Osmanlı’nın geniş toprakları boyunca önemli ve kültürel olarak zengin bölgeleri gezerdim. İstanbul, Bursa, Edirne gibi Osmanlı’nın başkentlerini ziyaret ederdim.

Ayrıca, Kahire, Şam, Bağdat, Mekke ve Medine gibi önemli şehirleri de gezerdim. Gezdiğim yerlerle ilgili olarak mimari yapılar, sosyal yaşam, ticaret ve pazarlar, yerel gelenekler ve görenekler, yemek kültürü ve dini hayat gibi konularda yazılar yazardım.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yaşayan bir seyyah olarak, Osmanlı’nın farklı coğrafyalarındaki şehirleri ve kasabaları gezerek zengin ve çeşitli kültürel mirası keşfetmek oldukça heyecan verici olurdu. Bu seyahatlerde aşağıdaki yerleri ziyaret eder ve çeşitli konularda yazılar yazardım:

  1. İstanbul:
    • Sultanahmet Camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı: Bu önemli yapılar hakkında detaylı mimari incelemeler ve tarihî bilgileri yazardım.
    • Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı: Ticaretin merkezi olan bu yerlerdeki alışveriş kültürünü, ticari hayatı ve pazarları anlatırdım.
    • Boğaziçi: Boğaz kıyısındaki yaşamı, yalıları ve Boğaziçi’nde yapılan deniz seferlerini yazardım.
  2. Bursa:
    • Ulu Camii ve Yeşil Türbe: Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’daki dini yapılar ve türbeler hakkında bilgiler verirdim.
    • İpek Yolu: Bursa’nın İpek Yolu üzerindeki önemini ve burada yapılan ticaretin detaylarını anlatırdım.
  3. Edirne:
    • Selimiye Camii: Mimar Sinan’ın ustalık eseri olan Selimiye Camii’nin mimarisi ve tarihi hakkında detaylı incelemeler yazardım.
    • Kırkpınar Yağlı Güreşleri: Geleneksel spor etkinliklerini ve yerel halkın bu etkinliklere olan ilgisini anlatırdım.
  4. Kahire:
    • El-Ezher Üniversitesi: İslami eğitim ve bilim merkezlerinden biri olan El-Ezher Üniversitesi hakkında yazılar yazardım.
    • Piramitler ve Sfenks: Antik Mısır’ın görkemli yapıları hakkında detaylı incelemeler yapardım.
  5. Şam:
    • Emevi Camii: İslam dünyasının önemli dini merkezlerinden biri olan bu cami hakkında bilgiler verirdim.
    • Hamidiye Çarşısı: Şam’ın ünlü pazar yerlerinden biri olan Hamidiye Çarşısı’ndaki ticaret ve sosyal hayatı anlatırdım.
  6. Bağdat:
    • Abbasi dönemi eserleri: Tarihi eserler ve Bağdat’ın kültürel mirası hakkında detaylı incelemeler yazardım.
    • Bağdat Çarşıları: Ticaretin ve zanaatkarlığın merkezi olan çarşılar hakkında yazılar yazardım.
  7. Mekke ve Medine:
    • Hac ve Umre: Hac ve Umre ibadetleri sırasında yaşanan deneyimler ve bu şehirlerin dini önemi hakkında yazılar yazardım.
    • Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi: İslam dünyasının en kutsal mekanları hakkında detaylı bilgiler verirdim.

Bu seyahatler sırasında, yerel halkın yaşam tarzını, yemek kültürünü, geleneklerini ve günlük yaşamını gözlemleyerek, bu konular hakkında da yazılar yazardım. Ayrıca, Osmanlı dönemindeki siyasi ve sosyal yapıyı, farklı etnik grupların ve dinlerin bir arada nasıl yaşadığını inceleyerek yazılarımda yer verirdim. Bu sayede, Osmanlı’nın geniş ve çeşitli coğrafyasındaki yaşamı ve kültürel zenginlikleri okuyucularıma aktarabilirdim.


A. Osmanlı Devleti Dönemi’ne ait aşağıda yer alan eserlerin hangi sanat dallarına ait olduğunu araştırarak altlarına yazınız. 


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 81 Cevapları”

B. Yukarıdaki örneklerin dışında Osmanlı Devleti Dönemi’ne ait sanat dallarını araştırarak bu sanat dallarına örnekler yazınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti dönemine ait sanat dalları arasında hat sanatı, tezhip, ebru, minyatür ve çini sanatı önemli yer tutar. Örnek olarak, Süleymaniye Camii’ndeki hat eserleri, Topkapı Sarayı’ndaki tezhipli kitaplar, ebru sanatının ünlü ustalarından Necmeddin Okyay’ın eserleri, Nakkaş Osman’ın minyatürleri ve İznik çinileri verilebilir.

Yaşadığım yerde Osmanlı Devleti döneminde yapılmış mimari eserler arasında Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde birçok sanat dalı gelişmiştir ve bu sanat dalları, Osmanlı kültürünün ve estetik anlayışının önemli bir parçasını oluşturur. İşte Osmanlı sanat dallarına ve örneklerine dair bilgiler:

  1. Hat Sanatı:
    • Osmanlı’da İslamî hat sanatı oldukça önemli bir yer tutar. Ünlü hattatlar arasında Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman bulunmaktadır.
    • Örnek: Süleymaniye Camii’ndeki hat eserleri, Kur’an-ı Kerim yazmaları.
  2. Tezhip:
    • El yazması kitapların kenarlarını ve sayfa başlarını altın ve renkli süslemelerle bezeme sanatıdır.
    • Örnek: Topkapı Sarayı’nda sergilenen tezhipli kitaplar.
  3. Ebru Sanatı:
    • Su yüzeyine renklerin serpilmesi ve kağıda aktarılması ile oluşturulan bir sanat dalıdır.
    • Örnek: Necmeddin Okyay’ın ebru eserleri.
  4. Minyatür:
    • El yazması kitaplarda metni süsleyen küçük boyutlu resimlerdir. Nakkaş Osman, ünlü bir Osmanlı minyatür sanatçısıdır.
    • Örnek: Topkapı Sarayı’ndaki Hünername’de yer alan minyatürler.
  5. Çini Sanatı:
    • Seramik üzerine yapılan süslemeler ve desenlerdir. Özellikle İznik çinileri bu sanatın önemli örneklerindendir.
    • Örnek: Rüstem Paşa Camii’ndeki İznik çinileri.

C. Yaşadığınız yerde Osmanlı Devleti Dönemi’nde yapılmış mimari eserler varsa bunların isimlerini aşağıya yazınız. Yoksa ismini bildiğiniz eserleri yazınız.


Kısa Cevap :

Yaşadığım yerde Osmanlı Devleti döneminde yapılmış mimari eserler arasında Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii ve Sultanahmet Camii bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yapılmış birçok mimari eser, günümüzde hala ayakta durmakta ve Osmanlı’nın görkemli mimari mirasını yansıtmaktadır. İşte ismini bildiğim bazı önemli Osmanlı mimari eserleri:

  1. Topkapı Sarayı: İstanbul’da yer alan ve Osmanlı sultanlarının uzun yıllar boyunca ikamet ettiği saraydır. Mimari yapısı ve içerdiği koleksiyonlarla dikkat çeker.
  2. Süleymaniye Camii: Mimar Sinan tarafından Kanuni Sultan Süleyman için inşa edilen bu cami, İstanbul’un önemli simgelerindendir.
  3. Sultanahmet Camii: Mavi Camii olarak da bilinen bu cami, Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılmıştır ve iç mekanındaki mavi İznik çinileri ile ünlüdür.
  4. Edirne Selimiye Camii: Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak kabul edilen bu cami, Edirne’de yer almaktadır ve mimarisiyle dikkat çeker.
  5. Rüstem Paşa Camii: İstanbul’da yer alan ve İznik çinileri ile ünlü olan bu cami, Mimar Sinan tarafından Rüstem Paşa için inşa edilmiştir.

Bu eserler, Osmanlı mimarisinin ve sanatının en güzel örneklerini sunar ve Osmanlı’nın estetik anlayışını ve sanatsal yetkinliğini gözler önüne serer.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 83 Cevapları


Soru : Görsel 2.117’den hareketle Osmanlı kültürü ve sanat anlayışıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz? 


Cevap :

Osmanlı’da kültürel hayatın sanat eserlerine yansımasının mükemmel bir örneği olarak, günlük yaşamın detaylarını büyük bir ustalıkla gözler önüne serer. Kadınların yüzlerini örterek sokağa çıkmaları, atlarla sağlanan ulaşım, sokak aralarındaki tüccarların ve satıcıların ekonomik faaliyetleri arka plandaki cami manzarasıyla birlikte ustaca işlenmiştir. Bu eser, dönemin sosyal ve ekonomik dinamiklerini estetik bir bütünlük içinde sunar.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 85 Cevapları


Soru : Günümüzde Osmanlı Devleti’ndeki yardım faaliyetlerine benzer çalışmaları hangi kurum ve kuruluşlar yapmaktadır? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Günümüzde, Osmanlı Devleti’ndeki yardım faaliyetlerine benzer çalışmaları birçok kurum ve kuruluş üstlenmektedir. Türkiye’de bu tür faaliyetlerin başında Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) gelmektedir. Kızılay, doğal afetlerde ve acil durumlarda yardım sağlar, kan bağışı kampanyaları düzenler ve yurt içinde ve yurt dışında çeşitli insani yardım projeleri yürütür.

Türkiye Diyanet Vakfı ise dini hizmetler, eğitim ve sağlık alanlarında önemli yardımlar yapar. TİKA, gelişmekte olan ülkelerde altyapı, eğitim ve sağlık projelerine destek verir, kültürel mirasın korunması ve restorasyonu gibi alanlarda çalışmalar yürütür. Bu kuruluşlar, Osmanlı döneminde vakıflar aracılığıyla yapılan yardım faaliyetlerinin modern zamanlardaki devamı niteliğindedir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yardımlaşma ve sosyal dayanışma büyük ölçüde vakıflar aracılığıyla yürütülmekteydi. Bu vakıflar, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için geniş bir yelpazede hizmetler sunmaktaydı. Günümüzde benzer faaliyetleri sürdüren birçok kurum ve kuruluş bulunmaktadır.

Türkiye’de Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) bu alanda öne çıkan kuruluşlardır.

Kızılay: 1868 yılında kurulan Kızılay, Osmanlı’daki yardım faaliyetlerinin günümüzdeki en büyük temsilcisidir. Doğal afetlerde, savaş durumlarında ve sağlık krizlerinde acil yardım sağlar. Kan bağışı kampanyaları düzenler, mültecilere destek verir ve sosyal hizmet projeleri yürütür. Kızılay, yurt içinde ve yurt dışında geniş çaplı insani yardım faaliyetleriyle tanınır.

Türkiye Diyanet Vakfı: 1975 yılında kurulan Türkiye Diyanet Vakfı, dini hizmetlerin yanı sıra eğitim ve sağlık alanlarında da yardım faaliyetleri yürütmektedir. Öğrencilere burs vermek, ihtiyaç sahiplerine gıda ve giysi yardımı yapmak, sağlık hizmetleri sunmak ve yurt dışındaki Müslüman topluluklara destek olmak gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösterir.

TİKA: 1992 yılında kurulan TİKA, Türkiye’nin resmi kalkınma yardımı ajansıdır. Gelişmekte olan ülkelerde altyapı, eğitim, sağlık, tarım ve kültürel mirasın korunması gibi alanlarda projeler yürütür. TİKA, Osmanlı dönemindeki vakıf sisteminin modern bir yansıması olarak, çeşitli ülkelerde toplumsal kalkınmayı desteklemektedir.

Bu kuruluşlar, Osmanlı’nın yardımlaşma ve sosyal dayanışma geleneğini devam ettirerek, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve uluslararası düzeyde insani yardım sağlamak amacıyla çalışmaktadır. Yardım faaliyetleri, Osmanlı’daki vakıf kültürünün modern zamanlardaki sürdürücüsü olarak, toplumun refahını artırmayı hedeflemektedir.


Soru : Türk tüccarların hangi özelliği sizi daha çok etkiledi? Neden?


Kısa Cevap :

Türk tüccarların en çok etkileyen özelliği, dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kurulu ticaret anlayışlarıdır. Osmanlı döneminde ticaretin ahlaki kurallara dayalı olması, tüccarların güvenilirliğini artırmış ve ticaret hayatında uzun vadeli ilişkilerin kurulmasına olanak tanımıştır.

Bu dürüstlük ve güvenilirlik anlayışı, sadece ticari başarının anahtarı değil, aynı zamanda toplumun genelinde güven ortamının oluşmasına da katkıda bulunmuştur. Tüccarların bu özelliği, günümüzde de iş dünyasında ahlaki değerlerin ve etik kuralların önemini vurgulamak açısından önemli bir miras olarak görülmektedir.

Uzun Cevap :

Türk tüccarların en çok etkileyen özelliği, dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kurulu ticaret anlayışlarıdır. Osmanlı döneminde tüccarlar arasında yaygın olan bu özellik, ticaretin ahlaki ve etik kurallara dayanmasını sağlamış ve toplumda derin bir güven duygusu oluşturmuştur.

Dürüstlük: Osmanlı tüccarları, ticaretlerini dürüstlük üzerine kurmuşlardır. Alıcıya malın kalitesi, fiyatı ve diğer özellikleri hakkında doğru bilgi vermek, dürüst tüccar olmanın temel kurallarından biriydi. Dürüstlük, müşteri memnuniyetini ve sadakatini sağlamada en önemli faktörlerden biriydi.

Güvenilirlik: Ticaretin güvenilirlik üzerine inşa edilmesi, Osmanlı tüccarlarının uzun vadeli ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Güvenilir tüccarlar, müşteri ve diğer ticari ortakları tarafından tercih edilmekteydi. Güven, ticaretin temel taşlarından biriydi ve güvenilir olmak, tüccarın itibarını artırmaktaydı.

Bu özellikler, Osmanlı dönemi ticaretinin sadece ekonomik bir faaliyet olmanın ötesine geçerek, toplumsal ilişkilerde de önemli bir rol oynamasını sağlamıştır. Tüccarların dürüstlük ve güvenilirlik anlayışı, toplumsal güvenin inşasında önemli bir rol oynamış ve ticaretin ahlaki boyutunu vurgulamıştır.

Günümüzde de iş dünyasında bu değerler, ticaretin sürdürülebilirliği ve başarılı iş ilişkilerinin kurulması açısından büyük önem taşımaktadır. Tüccarların dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kurulu ticaret anlayışları, modern iş dünyasında da geçerliliğini koruyan ve örnek alınması gereken değerlerdir. Bu yüzden, Osmanlı tüccarlarının bu özellikleri, sadece tarihsel bir miras olarak değil, aynı zamanda günümüzde de ilham verici ve öğretici bir nitelik taşımaktadır.


Soru : 82-85. sayfalar arasındaki örneklerde seyyahlar Osmanlı halkının hangi davranışlarından etkilenmişlerdir? Yazınız.


Cevap :

Osmanlı Devletinde özellikle temizliğe nasıl önem vermesi ve  esnafların dürüstlüğünden sakinliğinden kibarlığından etkilendiğini ifade edebiliriz.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 86 Cevapları


Soru : Çevrenizde hangi türde tarihî yapılar bulunmaktadır? Bu yapılar halkın hangi ihtiyaçlarına cevap vermektedir?


Kısa Cevap :

Çevremde çeşitli türde tarihî yapılar bulunmaktadır. Bunlar arasında camiler, hanlar, hamamlar, medreseler ve köprüler öne çıkmaktadır.

  • Camiler: İbadet ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, sosyal ve kültürel etkinliklerin de merkezi olmuştur.
  • Hanlar: Ticaretin merkezi olan bu yapılar, tüccarların konaklama ve mal depolama ihtiyaçlarını karşılamıştır.
  • Hamamlar: Temizlik ve sosyal etkileşim ihtiyacına cevap veren bu yapılar, aynı zamanda sağlık açısından da önemli yerlerdir.
  • Medreseler: Eğitim ihtiyacını karşılayan bu yapılar, bilim ve kültürün gelişmesine katkıda bulunmuştur.
  • Köprüler: Ulaşım ve ticaretin kolaylaştırılmasına yardımcı olmuştur.

Bu yapılar, hem geçmişte hem de günümüzde halkın çeşitli ihtiyaçlarına cevap vererek toplumsal hayatın şekillenmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Uzun Cevap :

Çevremde birçok tarihî yapı bulunmaktadır ve bu yapılar halkın farklı ihtiyaçlarına hizmet etmektedir. İşte bazı önemli türler ve halkın ihtiyaçlarına nasıl cevap verdikleri:

  1. Camiler:
    • Örnek: Sultanahmet Camii
    • İhtiyaçlar: İbadet yeri olarak hizmet vermesinin yanı sıra, sosyal ve kültürel etkinliklerin de merkezi olmuştur. Camilerde dini eğitimler verilmiş, halk bir araya gelerek toplumsal dayanışmayı güçlendirmiştir. Cuma namazları, bayram namazları gibi özel günlerde büyük kalabalıkları ağırlamıştır.
  2. Hanlar:
    • Örnek: Rüstem Paşa Hanı
    • İhtiyaçlar: Ticaretin merkezi olan hanlar, tüccarların konaklama, mal depolama ve ticari faaliyetlerini yürütme ihtiyaçlarını karşılamıştır. Hanlar, yolculuk yapan tüccarların güvenli bir şekilde konaklayabileceği ve mallarını satabileceği alanlar sunarak, ticaretin gelişmesine katkı sağlamıştır.
  3. Hamamlar:
    • Örnek: Haseki Hürrem Sultan Hamamı
    • İhtiyaçlar: Hamamlar, temizlik ve hijyen ihtiyacını karşılamanın ötesinde, sosyal etkileşim ve sağlık açısından da önemli yerlerdir. Hamamlar, kadınlar ve erkekler için ayrı zamanlarda hizmet vererek sosyal bir buluşma noktası oluşturmuştur. Aynı zamanda, çeşitli ritüellerin ve sosyal etkinliklerin merkezi olmuştur.
  4. Medreseler:
    • Örnek: Süleymaniye Medresesi
    • İhtiyaçlar: Medreseler, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü yerlerdir. Bu yapılar, dini ve fenni ilimlerin öğretilmesi için önemli merkezler olmuştur. Medreseler, bilimsel araştırmaların yapıldığı ve alimlerin yetiştirildiği kurumlar olarak toplumsal gelişime katkıda bulunmuştur.
  5. Köprüler:
    • Örnek: Galata Köprüsü
    • İhtiyaçlar: Köprüler, ulaşım ve ticaretin kolaylaştırılmasına yardımcı olmuştur. Şehirlerin iki yakasını birleştirerek, insanların ve malların hızlı ve güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamıştır. Köprüler, aynı zamanda mimari ve mühendislik alanında da önemli eserlerdir.

Bu tarihî yapılar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de halkın çeşitli ihtiyaçlarına cevap vermekte ve kültürel mirasın korunmasına katkıda bulunmaktadır. Toplumsal hayatın şekillenmesinde önemli rol oynayan bu yapılar, tarih boyunca halkın günlük yaşamında merkezi bir yere sahip olmuştur.


Soru : Yukarıdaki metinde anlatılan evin özelliklerinden hangilerini yandaki resimde görüyorsunuz?


Cevap :

Metinde belirtilen yüksek sediri görselde net bir şekilde görebiliyoruz. Sedirin üzerine kumaşla ya da satenle kaplanmış şilteler yerleştirilmiş ve bir uçtan diğer uca yastıklar dizilmiş. Ayrıca, yüksek tavan da metinde bahsedilen bir özellik olarak karşımıza çıkıyor ve görselde de bu detayı fark edebiliyoruz.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 87 Cevapları


Soru : Metinlerde söz edilen yemek ve içeceklerin hangileri günümüzde de tüketilmektedir?


Cevap :

Kabak dolması, bazlama, pilav ve cacık günümüzde de her evde yenilmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 88 Cevapları


Soru : 1574’teki Ramazan Bayramı kutlamaları ile günümüzdeki Ramazan Bayramı kutlamaları arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?


Kısa Cevap :

1574’teki Ramazan Bayramı kutlamaları ile günümüzdeki kutlamalar arasında bazı benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Benzerlikler arasında bayram namazı kılma, aile ve dostlarla bir araya gelme, çocuklara harçlık verme ve bayram sofraları kurma gibi gelenekler yer alır.

Farklılıklar ise teknolojinin etkisiyle kutlamaların daha modern ve dijitalleşmiş bir şekilde yapılması, bayram tebriklerinin sosyal medya ve telefonlar aracılığıyla yapılması, ve bayram ziyaretlerinin daha organize ve planlı bir hale gelmesi olarak sıralanabilir.

Uzun Cevap :

1574’teki Ramazan Bayramı kutlamaları ile günümüzdeki kutlamalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, hem sosyal hem de kültürel değişimlerle şekillenmiştir.

Benzerlikler:

  • Bayram Namazı: Hem 1574’te hem de günümüzde bayram namazı kılmak, bayramın en önemli ritüellerinden biridir. Müslümanlar, sabahın erken saatlerinde camilere giderek bayram namazını kılarlar.
  • Aile ve Dostlarla Bir Araya Gelme: Aile ziyaretleri ve dostlarla bir araya gelme, hem geçmişte hem de günümüzde bayram kutlamalarının önemli bir parçasıdır. Bayramlar, aile bağlarını güçlendirmek ve dostlukları pekiştirmek için bir fırsat olarak görülür.
  • Çocuklara Harçlık Verme: Çocuklara harçlık verme geleneği, geçmişten günümüze devam etmektedir. Bayramda çocuklar, büyüklerinden harçlık alarak mutlu edilir.
  • Bayram Sofraları: Hem geçmişte hem de günümüzde bayram sofraları, zengin ve çeşitli yemeklerle donatılır. Misafirlere özel yemekler hazırlanır ve ikram edilir.

Farklılıklar:

  • Teknolojik Etkiler: Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bayram kutlamaları daha modern ve dijitalleşmiş bir hale gelmiştir. Bayram tebrikleri, sosyal medya ve telefonlar aracılığıyla yapılmakta, uzakta olan akrabalarla görüntülü görüşmeler gerçekleştirilmektedir.
  • Trafik ve Ulaşım: 1574’te ulaşım daha sınırlıyken, günümüzde bayram tatilleri nedeniyle büyük şehirlerde yoğun trafik ve seyahat hareketliliği yaşanmaktadır. Aileler, bayram tatilini fırsat bilerek şehirler arası yolculuklar yapmaktadır.
  • Organizasyon ve Planlama: Günümüzde bayram ziyaretleri daha organize ve planlı bir şekilde yapılmaktadır. Özellikle büyük ailelerde, ziyaret programları önceden belirlenmekte ve buna göre planlar yapılmaktadır.
  • Tüketim Alışkanlıkları: Modern zamanlarda tüketim alışkanlıkları da değişmiştir. Bayram öncesi alışverişler, hediyeleşme ve çeşitli etkinlikler, geçmişe kıyasla daha ticari bir boyut kazanmıştır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 89 Cevapları


Soru : Günümüzdeki giysi ve ayakkabılarla metinde anlatılanlar arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır?


Kısa Cevap :

Günümüzdeki giysi ve ayakkabılarla metinde anlatılanlar arasında çeşitli benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Benzerlikler arasında, giysilerin temel işlevi olan vücut örtme ve koruma özellikleri sayılabilir.

Farklılıklar ise tasarım, kullanılan malzemeler ve giyim tarzında ortaya çıkar. Günümüzde giysiler daha modern, çeşitli ve moda trendlerine uygun olarak üretilmektedir, metinde anlatılan dönem giysileri ise daha geleneksel ve sade bir yapıya sahiptir.

Uzun Cevap :

Günümüzdeki giysi ve ayakkabılarla metinde anlatılanlar arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıklar ve benzerlikler, kültürel değişimlerin ve teknolojik ilerlemelerin bir yansıması olarak görülebilir.

Benzerlikler:

  • Temel İşlev: Hem günümüzde hem de geçmişte giysilerin ve ayakkabıların temel işlevi, vücudu örtmek ve korumaktır. Soğuk havalarda sıcak tutmak, güneşten korumak ve vücut mahremiyetini sağlamak gibi temel fonksiyonlar, her iki dönemde de aynıdır.
  • Sosyal ve Kültürel Anlamlar: Giysiler ve ayakkabılar, her iki dönemde de sosyal ve kültürel anlamlar taşır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de kıyafetler, kişinin sosyal statüsünü, mesleğini ve hatta kişisel tarzını yansıtır.

Farklılıklar:

  • Tasarım ve Moda: Günümüzde giysi ve ayakkabı tasarımları, moda trendlerine ve bireysel zevklere göre büyük çeşitlilik gösterir. Metinde anlatılan dönemde ise kıyafetler daha geleneksel ve belirli kalıplara uygun olarak tasarlanmıştır.
  • Kullanılan Malzemeler: Günümüzdeki giysiler ve ayakkabılar, sentetik ve doğal karışımlı ileri teknoloji ürünü malzemelerden yapılmaktadır. Metinde anlatılan dönemde ise daha çok doğal malzemeler, yün, pamuk ve deri gibi geleneksel malzemeler kullanılmaktaydı.
  • Giyim Tarzı: Modern giyim tarzları, rahatlık ve işlevselliği ön planda tutarken, geçmiş dönemde giyim tarzları daha resmi ve katı kurallara tabiydi. Örneğin, metinde bahsedilen giysilerde daha süslü ve detaylı işlemeler bulunurken, günümüz giysileri daha sade ve kullanışlı olabilir.
  • Üretim ve Erişilebilirlik: Günümüzde giysi ve ayakkabı üretimi endüstriyel boyutta yapılmakta ve hızlı moda akımları ile geniş kitlelere ulaşmaktadır. Metinde anlatılan dönemde ise giysi ve ayakkabılar daha çok el yapımı ve özel dikim ürünlerdi.

Soru : Seyyah Osmanlı’da kullanılan giysi ve ayakkabıların hangi özelliklerinden etkilenmiştir?


Kısa Cevap :

Seyyah, Osmanlı’da kullanılan giysi ve ayakkabıların zengin süslemeleri, kaliteli malzemeleri ve işçilikleri gibi özelliklerinden etkilenmiştir. Bu giysilerdeki detaylı işlemeler, renk uyumları ve kumaşların kalitesi, seyyahın ilgisini çeken unsurlardır. Ayrıca, ayakkabıların sağlamlığı ve estetik görünümü de seyyahın dikkatini çekmiştir.

Uzun Cevap :

Seyyah, Osmanlı’da kullanılan giysi ve ayakkabıların birçok özelliğinden etkilenmiştir. Bu özellikler, Osmanlı’nın zengin kültürel mirası ve estetik anlayışını yansıtmaktadır.

Zengin Süslemeler ve İşlemeler: Osmanlı giysilerinde ve ayakkabılarında kullanılan detaylı süslemeler ve işlemeler, seyyahın en çok dikkatini çeken unsurlardan biridir. Özellikle, giysilerdeki altın ve gümüş işlemeler, incelikle yapılmış nakışlar ve çeşitli desenler, dönemin estetik anlayışını ve sanatını gözler önüne serer.

Kaliteli Malzemeler: Osmanlı giysi ve ayakkabılarında kullanılan malzemeler genellikle yüksek kalitededir. İpek, saten, kadife gibi lüks kumaşlar ve kaliteli deri, bu giysilerin ve ayakkabıların dayanıklılığını ve şıklığını artırmaktadır. Seyyah, bu malzemelerin kalitesinden ve kullanımından oldukça etkilenmiştir.

Renk ve Desen Uyumları: Osmanlı giysilerindeki renk uyumu ve desen zenginliği, seyyahın ilgisini çeken diğer önemli özelliklerdir. Giysilerde kullanılan canlı ve çeşitli renkler, desenlerin ahengi ve kumaşların birbirleriyle uyumu, dönemin moda anlayışını ve estetik değerlerini yansıtır.

Fonksiyonellik ve Rahatlık: Osmanlı giysileri ve ayakkabıları, estetik görünümünün yanı sıra fonksiyonellik ve rahatlık açısından da dikkat çekmektedir. Geniş ve rahat kesimler, günlük hayatta hareket kolaylığı sağlar. Ayakkabıların sağlamlığı ve konforu, uzun yürüyüşler ve yolculuklar için uygundur.

Toplumsal ve Kültürel Simgeler: Osmanlı giysileri, toplumsal statü ve kültürel kimliği yansıtan önemli simgelerdir. Seyyah, farklı toplumsal sınıflara ve mesleklere ait giysilerin çeşitliliğinden ve bu giysilerin toplumsal yapıyı nasıl yansıttığından etkilenmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 90 Cevapları


Soru : Osmanlı Devleti’nin kültürel özelliklerine ait örnekleri araştırınız. Her bir özellik için üç örnek yazınız.


Kısa Cevap :

Mimari eserler:

  1. Süleymaniye Camii
  2. Topkapı Sarayı
  3. Selimiye Camii

Giysiler:

  1. Kaftan
  2. Şalvar
  3. Ferace

Yemekler:

  1. Hünkar Beğendi
  2. İmam Bayıldı
  3. Muhallebi

Kutlamalar ve eğlenceler:

  1. Nevruz Kutlamaları
  2. Hıdırellez Şenlikleri
  3. Mehter Takımı Gösterileri

İçecekler:

  1. Türk Kahvesi
  2. Şerbet
  3. Ayran

Bayramlar:

  1. Ramazan Bayramı
  2. Kurban Bayramı
  3. Mevlid Kandili

Oyunlar:

  1. Cirit
  2. Mangala
  3. Karagöz ve Hacivat

Ev eşyaları:

  1. Yatak sediri
  2. Bakır sini
  3. Halı ve kilim

Sporlar:

  1. Güreş
  2. Okçuluk
  3. Binicilik

Edebî eserler:

  1. Divan-ı Kebir (Mevlana)
  2. Leyla ve Mecnun (Fuzuli)
  3. Hadikatü’s-Süeda (Fuzuli)

Uzun Cevap :

Mimari eserler:

  1. Süleymaniye Camii: Mimar Sinan tarafından İstanbul’da inşa edilen bu cami, Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biridir.
  2. Topkapı Sarayı: İstanbul’da bulunan bu saray, Osmanlı padişahlarının yaşadığı ve devlet işlerini yürüttüğü önemli bir yapıdır.
  3. Selimiye Camii: Edirne’de bulunan ve yine Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu cami, Osmanlı dönemi cami mimarisinin zirvesini temsil eder.

Giysiler:

  1. Kaftan: Osmanlı döneminde sultanların ve yüksek rütbeli devlet görevlilerinin giydiği, genellikle ipekten yapılan süslü bir giysi.
  2. Şalvar: Hem erkeklerin hem de kadınların giydiği, bol paçalı bir pantolon türü.
  3. Ferace: Kadınların dışarıda giydikleri, genellikle siyah ve bol kesimli bir giysi.

Yemekler:

  1. Hünkar Beğendi: Patlıcan püresi üzerinde servis edilen et yemeği, Osmanlı mutfağının lezzetli yemeklerinden biridir.
  2. İmam Bayıldı: Zeytinyağlı patlıcan yemeği, hafif ve lezzetli bir Osmanlı yemeğidir.
  3. Muhallebi: Süt ve nişasta ile yapılan tatlı, Osmanlı mutfağının klasik tatlılarından biridir.

Kutlamalar ve eğlenceler:

  1. Nevruz Kutlamaları: Baharın gelişini kutlamak amacıyla yapılan şenlikler.
  2. Hıdırellez Şenlikleri: Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşmasını kutlamak için yapılan etkinlikler.
  3. Mehter Takımı Gösterileri: Osmanlı askeri bandosu olan Mehter Takımı’nın gösterileri, bayram ve törenlerde önemli bir yer tutardı.

İçecekler:

  1. Türk Kahvesi: Osmanlı’dan günümüze gelen, özel yöntemlerle hazırlanan kahve.
  2. Şerbet: Meyve ve çiçek özlerinden yapılan tatlı içecekler.
  3. Ayran: Yoğurt, su ve tuz karışımından yapılan serinletici bir içecek.

Bayramlar:

  1. Ramazan Bayramı: Ramazan ayının bitimiyle kutlanan dini bayram.
  2. Kurban Bayramı: Hz. İbrahim’in Allah’a olan bağlılığını anmak için kutlanan bayram.
  3. Mevlid Kandili: Hz. Muhammed’in doğumunu kutlamak amacıyla yapılan dini törenler.

Oyunlar:

  1. Cirit: At üzerinde oynanan, geleneksel bir Osmanlı sporu.
  2. Mangala: Strateji ve zeka oyunu olarak oynanan, köklü bir geçmişe sahip oyun.
  3. Karagöz ve Hacivat: Gölge oyunu olarak bilinen, mizahi ve eğitici içeriklere sahip tiyatro gösterisi.

Ev eşyaları:

  1. Yatak sediri: Üzerine yatak yerleştirilen yüksek platform.
  2. Bakır sini: Yemeklerin üzerine konduğu büyük, yuvarlak tepsi.
  3. Halı ve kilim: Osmanlı evlerinin vazgeçilmez zemin örtüleri.

Sporlar:

  1. Güreş: Osmanlı’da önemli bir yer tutan, geleneksel spor dalı.
  2. Okçuluk: Osmanlı askerleri arasında yaygın olan bir spor ve savaş sanatı.
  3. Binicilik: At binme sporu, hem savaş hem de gösteri amaçlı olarak yapılmaktaydı.

Edebî eserler:

  1. Divan-ı Kebir (Mevlana): Mevlana Celaleddin Rumi’nin önemli eserlerinden biridir.
  2. Leyla ve Mecnun (Fuzuli): Fuzuli’nin yazdığı, aşk temalı klasik bir Osmanlı eseridir.
  3. Hadikatü’s-Süeda (Fuzuli): Fuzuli’nin Kerbela olayı üzerine yazdığı eser, Osmanlı edebiyatının önemli bir parçasıdır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 91 Cevapları


Soru : Seyahatnamelerden alınmış metinleri okuyunuz ve soruları cevaplayınız. Cevaplarınızı defterinize yazınız.


1. Metinler kültürel özelliklerden hangileriyle ilgilidir? Sırasıyla söyleyiniz.


Cevap : Misafirperverlik, hoşgörü, inanç


2. Bu kültürel özellikler neden seyyahların ilgisini çekmiştir?


Cevap : Çünkü başka ülkelerde bu kadar büyük bir saygı ve misafirperverlikle karşılanmamışlardır. Bu denli sıcak ve cömert bir şekilde ağırlandıkları başka bir kültür bulunmamaktadır.


3. Metinlerdeki kültürel özellikler günümüzde devam ediyor mu? Devam etmeyenler neden yok olmuş olabilir?


Cevap : Tam anlamıyla olmasa da, bu kültürel özelliklerin bir kısmı günümüzde devam etmektedir. Misafirperverlik ve hoşgörü hala toplumda önemli bir yer tutmaktadır. Ancak teşekkür beklememe adeti artık pek yaygın değildir, çünkü günümüz insanları yaptıklarının karşılığını bekler hale gelmiştir.


4. Bu kültürel özelliklerden hangilerini yaşatmak gerektiğini düşünüyorsunuz? Neden?


Cevap :Misafiri ağırlama, konaklama imkanı sunma, yedirme ve teşekkür beklememe geleneklerinin yaşatılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hoşgörü ve misafirperverlik, toplumun önemli erdemlerinin başında gelmelidir ve toplumsal dayanışmayı güçlendirir.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 98-99-100-101-102-103-104-105 EKOYAY Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Yeryüzünde Yaşam Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Yeryüzünde Yaşam Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 98-99-100-101-102-103-104-105 EKOYAY Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 98-99-100-101-102-103-104-105


Soru : Görsel 3.2 ve Görsel 3.3’te görülen yerlerden hangisi yerleşmek için daha çok tercih edilir? Neden?


Cevap :

Sapanca Gölü kenarındaki 3.3 numaralı alan tercih edilmektedir. Bu bölge, su kaynaklarına yakınlığı ve barınma gibi diğer yapıların inşası için uygun zemin ve iklim koşulları sunması nedeniyle avantajlıdır.


Soru : Şemada yer alan faktörlerden hangileri yaşadığınız yere yerleşmenizde daha etkilidir?


Cevap :

  • Denize kıyısı olan yerler
  • Turizmin geliştiği yerler
  • İklim şartlarının uygun olduğu yerler
  • Ticaretin geliştiği yerler
  • Tarihî ve kültürel değeri olan şehirler
  • Başkentler

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 99 Cevapları


Soru : Harita 3.1’de nüfusun yoğun olduğu yere bir örnek de siz veriniz.


Cevap :

Özellikle Avrupa kıtasında bulunan İngiltere, Fransa ve Almanya, hem sanayileşme düzeyleri hem de yüksek yaşam standartları nedeniyle yoğun nüfuslu bölgelere örnek olarak gösterilebilir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 100 Cevapları


Soru : Mekke doğal özellikleri ile yerleşime uygun mudur? Neden?


Kısa Cevap :

Mekke, doğal özellikleri bakımından zorlu bir yerleşim alanıdır. Su kaynaklarının sınırlı olması ve çevresinin çöl iklimine sahip olması, yerleşim için olumsuz şartlar yaratır.

Uzun Cevap :

Mekke, coğrafi konumu ve iklim koşulları nedeniyle doğal olarak yerleşime uygun değildir. Bölge, çöl iklimine sahiptir ve su kaynakları son derece sınırlıdır.

Bu durum, tarım ve su temini gibi temel gereksinimleri karşılamayı zorlaştırır. Bununla birlikte, Mekke’nin dini ve kültürel önemi, burada yoğun bir yerleşimi ve gelişmiş altyapıyı mümkün kılmıştır. Kutsal yer olarak kabul edilmesi, tarih boyunca insanların buraya akın etmesine ve yerleşim yerinin gelişmesine neden olmuştur.


Soru : Mekke’yi önemli bir yerleşim yeri yapan başlıca özelliği nedir? Açıklayınız?


Kısa Cevap :

Mekke’yi önemli bir yerleşim yeri yapan başlıca özellik, İslam dininin doğduğu ve Kabe’nin bulunduğu yer olmasıdır. Bu dini önemi, Mekke’yi dünya çapında önemli bir merkez haline getirmiştir.

Uzun Cevap :

Mekke’yi önemli bir yerleşim yeri yapan en önemli özellik, İslam dininin doğduğu yer olması ve Kabe’yi barındırmasıdır. Kabe, Müslümanlar için en kutsal mekandır ve her yıl milyonlarca Müslüman hac ibadetini yerine getirmek için Mekke’ye gelir.

Bu dini önem, Mekke’nin tarih boyunca sürekli olarak bir çekim merkezi olmasına neden olmuştur. Ayrıca, İslam’ın beş şartından biri olan hac ibadetinin burada gerçekleştirilmesi, Mekke’yi ekonomik ve kültürel açıdan da önemli bir merkez haline getirmiştir. Mekke’nin dini ve tarihi önemi, yerleşim ve gelişim açısından büyük bir itici güç olmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 101 Cevapları


Soru : Fotoğraflardan ve üstte verilen bilgiden hareketle Tokyo’nun hangi özelliği ya da özelliklerinin insanların buraya yerleşmesinde etkili olduğu söylenebilir?


Cevap :

Tokyo, okyanus kıyısında yer aldığı için balıkçılık ve deniz ulaşımı oldukça gelişmiştir. Şehir büyük bir kentleşme sürecindedir ve pek çok farklı amaçlara hizmet eden çeşitli binalara ev sahipliği yapar. Ayrıca, Tokyo’nun son derece gelişmiş bir ulaşım ağı bulunmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 102 Cevapları


Soru : Bir önceki sayfadaki Japonya ile ilgili bilgilerden yararlanarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.


1. Japonya’nın yüz ölçümüne göre nüfus yoğunluğu hakkında neler söylenebilir?


Cevap :

Japonya, yüz ölçümü nispeten küçük olmasına rağmen oldukça yoğun bir nüfusa sahiptir. Adaların sınırlı alanı ve dağlık bölgelerin fazlalığı, insanların yaşanabilir alanlarda sıkışmasına neden olur, bu da yüksek nüfus yoğunluğuna yol açar.


2. Japonya zengin ve gelişmiş bir ülke kabul edilebilir mi? Neden?


Cevap :

Evet, Japonya zengin ve gelişmiş bir ülke olarak kabul edilebilir. Bu, güçlü ekonomisi, ileri teknolojiye dayalı sanayisi, yüksek yaşam standartları ve dünya çapında etkili kültürel ve ekonomik gücü ile belirginleşir. Eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlarda da oldukça gelişmiş bir seviyeye sahiptir.


3. Japonya’da ortalama yaşam süresinin 82 yıl olmasının nedenleri ne olabilir?


Cevap :

Japonya’da ortalama yaşam süresinin 82 yıl olmasının birkaç nedeni vardır:

  • Sağlık Hizmetleri: İleri düzeyde sağlık hizmetleri ve teknolojik altyapı.
  • Beslenme: Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları, özellikle taze balık, sebze ve düşük yağlı diyet.
  • Yaşam Tarzı: Aktif yaşam tarzı ve toplumsal alışkanlıklar.
  • Çevre: Temiz ve güvenli çevre koşulları.
  • Kültür: Stres yönetimi ve sosyal destek ağları, toplumsal uyum.

4. Japonya, dünya üzerinde yaşamak için tercih edilebilecek bir ülke midir? Neden?


Cevap :

Evet, Japonya dünya üzerinde yaşamak için tercih edilebilecek bir ülkedir. Güvenli bir yaşam ortamı, yüksek yaşam kalitesi, ileri teknoloji, etkili ulaşım sistemleri, kaliteli sağlık ve eğitim hizmetleri gibi birçok avantaj sunar. Ancak, yüksek yaşam maliyetleri, yoğun nüfus ve doğal afet riski gibi bazı zorluklar da göz önünde bulundurulmalıdır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 103 Cevapları


Soru : La Paz’ın yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin sebepleri neler olabilir?


Cevap :

La Paz’ın yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin birkaç nedeni vardır:

  • Yüksek Rakım: La Paz, yüksek rakımı sayesinde serin bir iklime sahip olup, tropikal bölgelerdeki sıcaklık ve nemden korunma sağlar.
  • Doğal Kaynaklar: Çevresinde bol miktarda doğal kaynak ve mineral bulunması, ekonomik faaliyetleri destekler.
  • Tarihî ve Kültürel Önemi: Bolivya’nın idari başkenti olarak tarihi ve kültürel bir merkezdir, bu da yerleşim için cazip hale getirir.
  • Ekonomik Fırsatlar: Çeşitli ticaret ve turizm fırsatları sunar.

Soru : Ust Nera’da yaşayanların ekonomik faaliyetleri nelerdir? Açıklayınız.


Cevap :

Ust Nera’da yaşayanların ekonomik faaliyetleri şunları içerebilir:

  • Madencilik: Bölgedeki zengin mineral kaynakları nedeniyle madencilik önemli bir ekonomik faaliyettir.
  • Balıkçılık: Nehirler ve göller balıkçılık için uygun ortam sağlar.
  • Tarım ve Hayvancılık: Küçük ölçekli tarım ve hayvancılık faaliyetleri de geçim kaynağı olabilir.
  • El Sanatları ve Yerel Üretim: Yerel el sanatları ve küçük ölçekli üretim de ekonomiye katkı sağlar.

Soru : Ust Nera’da sebze ve meyve üretimi yapılabilir mi? Neden?


Cevap :

Ust Nera’da sebze ve meyve üretimi yapılması zor olabilir. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:

  • İklim Koşulları: Bölgenin iklimi soğuk ve sert olabilir, bu da sebze ve meyve yetiştirmek için uygun olmayan şartlar yaratır.
  • Toprak Kalitesi: Toprak kalitesi, tarım için uygun olmayabilir veya yeterli verim sağlamayabilir.
  • Kısa Büyüme Sezonu: Soğuk iklim nedeniyle büyüme sezonu kısa olabilir, bu da sebze ve meyve üretimini kısıtlayabilir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 104 Cevapları


Soru : Aşağıda Bayburt ilinin tarihi ve coğrafi yapısı hakkında bilgiler verilmiştir. Bu bilgilere göre Bayburt’un yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin sebeplerini boş bırakılan yere yazınız.


Cevap :

Bayburt, eski bir yerleşim yeri olduğundan birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapar. Bölgede tarım ve hayvancılık önemli geçim kaynaklarıdır. Ayrıca, Çoruh Nehri sayesinde nehir ulaşımı ve su sporları da oldukça gelişmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 105 Cevapları


A. Yaşadığınız il ile ilgili istenilen bilgileri tablodaki yerlere yazınız. 


Cevap :

Adı = İstanbul

Komşu iller = Kocaeli, Tekirdağ

Nüfusu ve nüfus özellikleri = İstanbul’un nüfusu yaklaşık 16 milyon kişidir. Nüfus yapısı çok çeşitlidir ve Türkiye’nin her bölgesinden göç almıştır. Genç nüfus oranı yüksektir.

İklimi = İstanbul’da Marmara iklimi hakimdir. Yazlar sıcak ve nemli, kışlar ise ılıman ve yağışlı geçer.

Yeryüzü şekilleri = İstanbul, boğazlar ve tepelerle karakterize edilmiştir. İstanbul Boğazı, Haliç ve Marmara Denizi şehrin önemli coğrafi özelliklerindendir.

Göç durumu = İstanbul, hem iç hem de dış göç almaktadır. Ekonomik ve sosyal imkanları nedeniyle Türkiye’nin her yerinden yoğun göç almaktadır.

Eğitim imkânları = İstanbul, Türkiye’nin en gelişmiş eğitim altyapısına sahip şehirlerinden biridir. Birçok üniversite, kolej ve çeşitli eğitim kurumları bulunur.

Sağlık imkânları = İstanbul’da çok sayıda devlet ve özel hastane, sağlık ocağı ve klinik bulunmaktadır. Sağlık hizmetleri oldukça gelişmiştir.

Sosyal ve kültürel faaliyetler = İstanbul, geniş bir yelpazede sosyal ve kültürel faaliyetler sunar. Tiyatro, sinema, konser, müze, sergi ve festivaller gibi birçok etkinlik düzenlenir.

Ekonomik faaliyetleri = İstanbul, Türkiye’nin ekonomik başkenti olarak bilinir. Sanayi, ticaret, finans, turizm ve hizmet sektörü gibi birçok alanda güçlü bir ekonomiye sahiptir.


B. Yaşadığınız ilin yerleşim yeri olmasında hangi faktörler etkili olmuştur? Şemaya yazınız. 


Cevap :

  • Coğrafi Konum: İstanbul, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan stratejik bir konumda yer alır.
  • Boğaz ve Deniz Ulaşımı: İstanbul Boğazı, ticaret ve ulaşım açısından büyük bir avantaj sağlar.
  • Tarihi ve Kültürel Zenginlik: İstanbul’un zengin tarihi ve kültürel mirası, turizmi ve yerleşimi teşvik eder.
  • Ekonomik Fırsatlar: Şehirdeki sanayi, ticaret ve finans sektörü, iş ve yaşam imkanlarını artırır.
  • Eğitim ve Sağlık Hizmetleri: Gelişmiş eğitim ve sağlık hizmetleri, insanların İstanbul’u tercih etmelerinde önemli bir faktördür.
  • Sosyal ve Kültürel Yaşam: Zengin sosyal ve kültürel faaliyetler, yaşam kalitesini artırarak yerleşim için cazip hale getirir.


 

Our Score
error: Content is protected !!