7. Sınıf Türkçe Kitabı Çalışkanlığıyla tanıdığınız hayvanlar var mı? Bu hayvanların özelliklerini anlatınız. konusunu kısaca ele alacağız.
“Çalışkanlığıyla tanıdığınız hayvanlar var mı? Bu hayvanların özelliklerini anlatınız.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
Karıncaları ve arıları çalışkan olarak biliyorum. Karıncalar kendi ağırlığının on katı kadar ağırlığı kaldırabilirler. Karıncalar kendi içlerinde işçi, üreme, asker olarak sınıflara ayrılırlar.
Bütün karıncalar kraliçe karıncayı korumak üzere çalışırlar. Yaz aylarında yuvalarından çıkarak yuvaya yiyecek getirmek için çalışırlar.
7. Sınıf Türkçe Ders Kitabı1. Ünite Tema Değerlendirme Çalışmaları Soruları ve CevaplarıSayfa 44, 45, 46
7. Sınıf Türkçe Kitabı 1. Ünite Tema Değerlendirme Çalışmaları Soruları ve Cevapları
7. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44-45-46
A. Aşağıdaki metni okuyunuz.
KÜÇÜK İSTAVRİT
Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye. Önce müthiş bir acı duydu dudağında, gümbür gümbür oldu yüreği. Sonra hızla çekildi yukarıya. Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü, neye benzerdi acaba gökyüzü?
Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu… “Dudağı yarıklar” denir, şanslıdır onlar; hani görüp de gökyüzünü ve insanı, oltadan son anda kurtulanlar. Ne çare, balıkçının parmakları acımasızca kavradı onu; küçük istavrit anladı, yolun sonu. Koca denizlere sığmazdı yüreği oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende, cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci.
İnsanlar gelip geçtiler önünden, bir kedi yalanarak baktı gözünün içine. Yavaşça karardı dünya, başı da dönüyordu. Son bir kez düşündü derin maviyi, beyaz mercanı, bir de yeşil yosunu.
İşte tam o anda eğilip aldım onu; yürüdüm deniz kenarına, bir öpücük kondurdum başına. İki damla gözyaşından ibaret sade bir törenle saldım denizin sularına. Bir an öylece bakakaldı, sonra sevinçle daldı gitti. Tüm kederimi söküp atarak teşekkürü de ihmal etmemişti; birkaç değerli pulunu elime, avuçlarıma bırakarak.
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme. Sorar gibiydiler: “Neden yaptın bunu, niye?”
“Bir gün…” dedim. “Bulursam kendimi yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz, son ana kadar hep bir umudum olsun diye.”
Felsefe Diyarından Hikmet Yurduna Bilgelik Hikâyeleri haz.: Cevdet KILIÇ
B. Aşağıdaki soruları metne göre yanıtlayınız.
1. Küçük istavrit neleri merak edermiş?
Cevap : Denizlerin üstünü ve gökyüzünün neye benzediğini merak edermiş.
2. Yazar, küçük istavrite hangi duygularla yardım etmiş olabilir?
Cevap : Merhamet ve umut duygusu ile yardım etmiş olabilir.
3. Metnin ana fikri nedir?
Cevap : Her zaman iyilik yapmalı ve umudunuzu yitirmemelisiniz .
4. Yazarın yerinde siz olsaydınız nasıl davranırdınız?
Cevap : Yazarın yerinde ben de olsam aynı şeyi yapardım. Onu kurtarma şansım varken kullanırdım.
5. Metinde kaçıncı kişili anlatım yapılmıştır? Metinden örnekler vererek açıklayınız.
Cevap : Birinci kişinin ağzından anlatılmıştır.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 45 Soruları ve Cevapları
C. Aşağıdaki sözcükleri zıt anlamlıları ile eşleştiriniz. Eşleştiremediğiniz sözcüğün zıt anlamlısını noktalı kutucuğa yazınız.
Cevap :
“7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 45 Soruları ve Cevapları”
Ç. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( Doğru ) 1. “Başarı için kişinin kendisine ve bilgisine güvenmesi yeterlidir.” cümlesi öznel anlatımlıdır.
( Yanlış ) 2. Öznenin iradesi dışında kendiliğinden gerçekleşen “kızarmak, çimlenmek” gibi fiiller durum fiilidir.
( Doğru ) 3. Tarihlerin yazımında gün, ay, yıl arasına eğik çizgi konulabilir.
( Doğru ) 4. “Pek çok, pek çoğu” sözcükleri ayrı yazılırken “birçok, birçoğu” sözcükleri bitişik yazılır.
( Yanlış ) 5. Bir yargının gerçekleşmesinin başka bir yargıya bağlandığı cümlelere “neden-sonuç cümlesi” denir.
( Yanlış ) 6. Deyimler ve atasözlerinin söyleyeni bellidir.
D. Aşağıdaki soruların doğru yanıtlarını işaretleyiniz.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül (,) farklı bir amaçla kullanılmıştır?
A) Açlık, susuzluk ve yorgunluk onu bu hâle getirdi.
B) Kadın, seyirciye yerine geçmesini söyledi.
C) Heyecanlı, duyarlı, çalışkan bir öğrenciymiş. D) Rüzgârın uğultusu, yaprakları sararmış ağaçlar, sessizliğe bürünmüş sokaklar vardı.
2. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinin konusu diğerlerinden farklıdır?
A) Birlikten kuvvet doğar.
B) Yalnız taş, duvar olmaz. C) Ev alma, komşu al.
D) Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 46 Soruları ve Cevapları
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde örtülü bir anlam yoktur?
A) Bütün mahalleli, onun sıkıntılarını çözmeye çalışıyordu.
B) Sokaktaki bazı çöp kutuları mavi renge boyanmış. C) En yakın arkadaşım bugün de okula gelmedi.
D) Proje görevimin bir kısmını bu akşam bitiririm.
4. H Dolaptaki meyveler bozulmuş.
● Babasının gelmesini dört gözle beklerdi.
n Mutluluğun şarkısını söylüyordu nehirler.
s Yıllardır hiç bu kadar gülmemiştim. Sembollerle gösterilen yukarıdaki cümlelerden hangilerindeki altı çizili fiiller iş (kılış) anlamı taşımaktadır?
A) H ve s B) ● ve s C) n ve H D) ● ve n
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde oluş anlamı taşıyan bir fiil bulunmaktadır?
A) Zor durumda kalanlara hepimiz yardım etmeliyiz.
B) İşçiler, dinlenmek için parktaki banklara oturdu.
C) Birlikte hareket edersek sorunlarımızı daha rahat çözeriz. D) Kardeşim, dolabın kapağını açık bıraktığı için peynir küflenmiş.
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili fiil durum anlamı taşımaktadır?
A) Babaannem her geçen gün biraz daha yaşlanıyordu.
B) Tüm kapalı kapıları sevginin gücü açar. C) Öğretmenin anlattığı fıkraya sınıfça güldük.
D) Ne yağan yağmur ne kopan fırtınalar ayırabilir bizi.
E. Defterinize, “Durmadan devam ettiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin önemi yoktur.” sözünü açıklayan bir yazı yazınız. Yazdıklarınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap :
İnsan çalışarak gelişme gösterir. Bir yola çıktığımız zaman hedefimiz uğruna çalışmayı bırakmamamız gerekir. Hedefimizi belirledikten sonra ne olursa olsun yavaş adımlarla bile gitsek durmadan sadece o hedef için çabalamamız gerekir.
SONRAKİ METNE HAZIRLIK
1. Atatürk’ün anılarını araştırıp okuyunuz. Okuduğunuz anılardan edindiğiniz bilgileri not alınız.
Cevap :
Kral Edward İstanbu’a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı’na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır.
O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve: ”Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.” diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.
2. Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili sözlerini derleyiniz. Bu sözlerden biri hakkında bir konuşma hazırlayınız.
Cevap :
”Bizim milletimiz, vatanı için, hürriyeti ve egemenliği için fedakar bir halktır.” Atatürk bu sözü ile milletine olan sevgisini ve güvenini göstermiştir. Türk milleti her daim ülkesi, vatanı için yaşayan her daim canını feda edecek bir yapısı olan bir millettir. Atatürk de bu sözü ile bunu göstermiştir.
Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili sözleri şunlardır ;
» Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.
» Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.
» Ne mutlu Türk’üm diyene !
» Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.
» Ben,Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu âdeta gözlerimle görüyordum.
» Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.
» Bu memleketin sahibi ve toplumumuzun asil unsuru köylüdür.
7. Sınıf Türkçe Kitabı Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili sözlerini derleyiniz. Bu sözlerden biri hakkında bir konuşma hazırlayınız. konusunu kısaca ele alacağız.
“Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili sözlerini derleyiniz. Bu sözlerden biri hakkında bir konuşma hazırlayınız.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
”Bizim milletimiz, vatanı için, hürriyeti ve egemenliği için fedakar bir halktır.” Atatürk bu sözü ile milletine olan sevgisini ve güvenini göstermiştir. Türk milleti her daim ülkesi, vatanı için yaşayan her daim canını feda edecek bir yapısı olan bir millettir. Atatürk de bu sözü ile bunu göstermiştir.
Atatürk’ün millet sevgisi ile ilgili sözleri şunlardır ;
» Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O, esaret ve aşağılığı kabul etmez.
» Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.
» Ne mutlu Türk’üm diyene !
» Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.
» Ben,Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hararet ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu âdeta gözlerimle görüyordum.
» Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.
» Bu memleketin sahibi ve toplumumuzun asil unsuru köylüdür.
7. Sınıf Türkçe Kitabı Atatürk’ün anılarını araştırıp okuyunuz. Okuduğunuz anılardan edindiğiniz bilgileri not alınız. konusunu kısaca ele alacağız.
“Atatürk’ün anılarını araştırıp okuyunuz. Okuduğunuz anılardan edindiğiniz bilgileri not alınız.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
Kral Edward İstanbu’a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı’na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır.
O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer ve: ”Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.” diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.
7. Sınıf Türkçe Ders KitabıKoca Seyit Metni CevaplarıSayfa 55, 56, 57, 58, 59, 60
7. Sınıf Türkçe Kitabı Koca Seyit Metni Cevapları
7. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 55-57-58-59-60
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Yaptığınız araştırmaya göre Çanakkale Zaferi hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap :
İtilaf karşısında Osmanlı Devleti’nin savunma yaptığı bir savaştır. Kasım 1914 – 18 Mart 1915 tarihleri arasında deniz savaşları yapılmıştır. 25 Nisan 1915 ile 9 Ocak 1916 tarihleri arası ise Gelibolu yarımadasında kara savaşları olarak yapılmıştır.
Zorlu bir savaş olan Türk tarihinde destan olarak görülmektedir. Güçlü donanmalara sahip olan itilaf devletlerine karşı daha zayıf bir ordu ve teçhizat ile büyük bir zafer elde edilmiştir. Türk milletinim kazandığı zafer olarak tarihe geçmiştir.
2. Seyit Onbaşı ile ilgili internetten edindiğiniz bilgiler hakkında konuşunuz.
Cevap :
Seyit Ali Çabuk veya bilinen adıyla Seyit Onbaşı (Eylül 1889 – 1 Aralık 1939), I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde çarpışan Türk asker.
I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale cephesinde Rumeli Mecidiye Tabyası görev yaptığı sırada 215 kilogram ağırlığındaki top mermilerini insanüstü bir güçle sırtlayarak top kundağına yerleştirmeyi başarmış ve Birleşik Krallık’a ait Ocean Zırhlısını dümenden vurarak kontrolden çıkmasına ve bir mayına çarpıp batmasına sebep olmuştur. Seyit Onbaşı’nın yaşadığı bu gerçek olayın anlatısı, halk muhayilesi içinde efsanevi bir anlatıya dönüşmüştür.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Soruları ve Cevapları
1. ETKİNLİK
a. Aşağıdaki sözcükleri metinden bularak altlarını çiziniz. Yer aldıkları cümlelerin bağlamından hareketle bu sözcüklerin anlamını tahmin ediniz. Daha sonra sözcüklerin anlamını sözlükten bulunuz. Tahminlerinizi ve sözlük anlamlarını karşılaştırınız.
Cevap :
Onbaşı: On ere kumanda eden asker, erin üstündeki ilk rütbe
Rütbe: Subay, astsubay ve polislerin sahip olduğu derece, mevki
Tabya: Bir bölgeyi savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen yapı
Mazur: Mazereti olan, mazeretli
b. Yukarıdaki kelimeleri kullanarak defterinize birer cümle yazınız.
Cevap :
Onbaşı: Amcam askerliğini onbaşı olarak yapmıştır.
Rütbe: Askeriye ‘de rütbe çok önemlidir.
Tabya: Bütün askerler tabya yapmak amacıyla hızla tepeye tırmandılar.
Mazur: Bu hatamı maruz görün.
2. ETKİNLİK
Soru : Metinle ilgili iki soru hazırlayınız. Bu soruları arkadaşlarınıza sorunuz. Soruları ve arkadaşlarınızın yanıtlarını aşağıya yazınız.
Soru : Seyit Onbaşı Mermiyi kaldıramayınca ne cevap vermiştir?
Cevap :
Mermiyi kaldırırken Allah’a ettiği dua sayesinde olduğunu söyler ve kaldıramayacağını dile getirir. Fakat o düşmanlar tekrar gelirse mermiyi nasıl kaldırdığını görebileceklerini söyler.
Soru : Mükâfatlandırmak amacıyla kendisine ne istediği sorulduğunda ne cevap verdi ?
Cevap : ‘
‘Ben pehlivan yapılıyım. Bir tayınla (ekmek) karnım doymuyor kumandanım. Emretseniz de bana iki tayın verseler.” der.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 58 Soruları ve Cevapları
3. ETKİNLİK
a. Aşağıdaki cümleyi anlam ilişkisi yönünden inceleyiniz.
Cevap :
Cümlede bir amaç uğruna yapılan iş söylenmiştir.
b. Siz de amaç-sonuç ilişkisi içeren üç cümle yazınız.
Cevap :
Tatile gitmek için biraz para biriktirdim.
Annemi görmek için bunca yolu geldim.
Alışveriş yapmak için evden çıktım.
4. ETKİNLİK
Soru : Büyük harflerin kullanım yerleriyle ilgili aşağıdaki açıklamaları örnek cümlelerden uygun olanıyla eşleştiriniz. Eşleştiremediğiniz açıklamaya uygun örneği noktalı kutucuğa yazınız.
Cevap :
“7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 58 Soruları ve Cevapları”
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 59 Soruları ve Cevapları
5. ETKİNLİK
a. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kip eklerinin fiile hangi anlamı kattığını inceleyiniz.
Cevap :
• Kumandanım, öyleyse isteyeceğim.
Kip ekinin fiile kattığı anlam: Fiil söylendikten sonraki bir zamanda gerçekleşecektir.
• Her gün bir ekmek veriyorlar, doymuyorum.
Kip ekinin fiile kattığı anlam: Fiilin söylenme zamanı ile gerçekleşme zamanı aynıdır.
• Zaferden sonra Koca Seyit’e onbaşı rütbesi verildi.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 60 Soruları ve Cevapları
6. ETKİNLİK
a. Aşağıdaki, Çanakkale Savaşı ile ilgili görselleri inceleyiniz. Bu görsellerden hareketle duygu ve düşüncelerinizi anlatan bir kompozisyon yazınız. Yazınızda uygun geçiş ve bağlantı ifadelerini kullanınız.
Cevap :
Çanakkale Zaferi
İtilaf karşısında Osmanlı Devleti’nin savunma yaptığı bir savaştır. Kasım 1914 – 18 Mart 1915 tarihleri arasında deniz savaşları yapılmıştır. 25 Nisan 1915 ile 9 Ocak 1916 tarihleri arası ise Gelibolu yarımadasında kara savaşları olarak yapılmıştır.
Çanakkale savaşında birçok atamız orada şehit olmuştur.
Türk halkı ülkesini korumak pahasına düşman askerlerine karşı canlarını hiçe sayarak savaşmışlardır. Genç, yaşlı, erkek, kadın, çocuk demeden herkes cephelere koşmuştur.
Kimi askerlere mermi taşımış, kimi cephede düşmanlara karşı silah tutmuşlardır. Çanakkale Savaşı bu sayede zafer ile sonuçlanmıştır. Bundan dolayı bizlerde atamızdan emanet olan bu vatanı elimizden geldiği kadar korumalı ve geliştirmeliyiz.
b. Yazdığınız kompozisyonu sosyal medya ortamlarında arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap : Bu kısmı sizin yapmanız gerekmektedir.
SONRAKİ METNE HAZIRLIK
Soru : Atatürk ile ilgili şiirler araştırınız. Bu şiirlerden hoşunuza giden birini ezberleyiniz.
Cevap :
ATATÜRK ÖLMEDİ
Atatürk ölmedi, yüreğimde yaşıyor,
Uygarlık savaşında
Bayrağı o taşıyor,
Her gücü o aşıyor.
Türklüğü güç veren devrimler senin,
Yurduma çizdiğin aydın yol senin,
Gençlik senin,
Sen gençliğimsin,
Ölmedin ölemezsin,
Ölmedin ölemezsin.
7. Sınıf Türkçe Kitabı Atatürk ile ilgili şiirler araştırınız. konusunu kısaca ele alacağız.
“Atatürk ile ilgili şiirler araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
ATATÜRK ÖLMEDİ
Atatürk ölmedi, yüreğimde yaşıyor,
Uygarlık savaşında
Bayrağı o taşıyor,
Her gücü o aşıyor.
Türklüğü güç veren devrimler senin,
Yurduma çizdiğin aydın yol senin,
Gençlik senin,
Sen gençliğimsin,
Ölmedin ölemezsin,
Ölmedin ölemezsin.
“Atatürk ile ilgili şiirler araştırınız.” ile ilgili uzun cevabı ;
Cevap:
BÜYÜK ARZU
Ağustos gecesinde mavi ışıklar iniyor tepelerden,
Lâcivert bir yelpaze gibi açılmış gökyüzü.
Gazi, çadırdan çıktı, arkasında paşalar,
Meşin kırbacı dizlerine vuruyor.
Şöyle bir yukarı kaldırdı başını:
Bayrağa gönül vermiş gibi yıldızlar…
Sonra heyecanla İsmet Paşa’ya soruyor:
– Erat hazır mı İsmet ?
– Her şey tekmil, Paşam!
O bir ayna gibi bilirdi içimizi,
Gözlerinde yarınki şafaklardan izler.
Karanlıkta baktı, parıldıyor süngüler…
– Merhaba asker! dedi,
Saflar önünden geçti;
Mehmetler “Yaşa, yaşa!” diyordu.
O altın saçlarını vermiş geceye
Şimdi her şeyi unutmuş,
Yalnız büyük bir aşkla
Afyon sırtlarına doğru
Haşmetle kartallar gibi süzülmek istiyordu.
Bir alev çağlayanı halinde
Akdeniz’e dökülmek istiyordu.
7. Sınıf Türkçe Kitabı Çanakkale Savaşı ile ilgili görselleri inceleyiniz. Bu görsellerden hareketle duygu ve düşüncelerinizi anlatan bir kompozisyon yazınız. konusunu kısaca ele alacağız.
“Çanakkale Savaşı ile ilgili görselleri inceleyiniz. Bu görsellerden hareketle duygu ve düşüncelerinizi anlatan bir kompozisyon yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
Çanakkale Zaferi
İtilaf karşısında Osmanlı Devleti’nin savunma yaptığı bir savaştır. Kasım 1914 – 18 Mart 1915 tarihleri arasında deniz savaşları yapılmıştır. 25 Nisan 1915 ile 9 Ocak 1916 tarihleri arası ise Gelibolu yarımadasında kara savaşları olarak yapılmıştır.
Çanakkale savaşında birçok atamız orada şehit olmuştur.
Türk halkı ülkesini korumak pahasına düşman askerlerine karşı canlarını hiçe sayarak savaşmışlardır. Genç, yaşlı, erkek, kadın, çocuk demeden herkes cephelere koşmuştur.
Kimi askerlere mermi taşımış, kimi cephede düşmanlara karşı silah tutmuşlardır. Çanakkale Savaşı bu sayede zafer ile sonuçlanmıştır. Bundan dolayı bizlerde atamızdan emanet olan bu vatanı elimizden geldiği kadar korumalı ve geliştirmeliyiz.
7. Sınıf Türkçe Kitabı Seyit Onbaşı ile ilgili internetten edindiğiniz bilgiler hakkında konuşunuz. konusunu kısaca ele alacağız.
“Seyit Onbaşı ile ilgili internetten edindiğiniz bilgiler hakkında konuşunuz.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
Seyit Ali Çabuk veya bilinen adıyla Seyit Onbaşı (Eylül 1889 – 1 Aralık 1939), I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde çarpışan Türk asker.
I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale cephesinde Rumeli Mecidiye Tabyası görev yaptığı sırada 215 kilogram ağırlığındaki top mermilerini insanüstü bir güçle sırtlayarak top kundağına yerleştirmeyi başarmış ve Birleşik Krallık’a ait Ocean Zırhlısını dümenden vurarak kontrolden çıkmasına ve bir mayına çarpıp batmasına sebep olmuştur. Seyit Onbaşı’nın yaşadığı bu gerçek olayın anlatısı, halk muhayilesi içinde efsanevi bir anlatıya dönüşmüştür.
7. Sınıf Türkçe Kitabı Yaptığınız araştırmaya göre Çanakkale Zaferi hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız. konusunu kısaca ele alacağız.
“Yaptığınız araştırmaya göre Çanakkale Zaferi hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı ;
Cevap:
İtilaf karşısında Osmanlı Devleti’nin savunma yaptığı bir savaştır. Kasım 1914 – 18 Mart 1915 tarihleri arasında deniz savaşları yapılmıştır. 25 Nisan 1915 ile 9 Ocak 1916 tarihleri arası ise Gelibolu yarımadasında kara savaşları olarak yapılmıştır.
Zorlu bir savaş olan Türk tarihinde destan olarak görülmektedir. Güçlü donanmalara sahip olan itilaf devletlerine karşı daha zayıf bir ordu ve teçhizat ile büyük bir zafer elde edilmiştir. Türk milletinim kazandığı zafer olarak tarihe geçmiştir.
7. Sınıf Türkçe Ders KitabıSol Ayağım Okuma Metni CevaplarıSayfa 39, 40, 41, 42, 43
7. Sınıf Türkçe Kitabı Sol Ayağım Okuma Metni Cevapları
7. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 39-40-41-42-43
SOL AYAĞIM
(Doktorlar, beyin felci ile doğan Christy Brown’ın (Kıristi Bıravn) zihinsel engelli olduğunu ve fazla yaşayamayacağını düşünürler. Ancak annesi, ondan umudunu kesmez ve oğlunun çok farklı bir çocuk olduğunu keşfeder. Artık tek gayesi oğlunu mutlu etmektir.)
Annem, bana ayağımla A harfini çizmeyi öğrettikten sonra bütün alfabeyi hemen hemen aynı yolla öğretmeye koyuldu. Kendisine mucizevi bir biçimde sunulan fırsatı değerlendirmeye ve benim, dünyanın geri kalanı ile konuşarak olmuyorsa yazılı olarak iletişim kurmama yardım etmeye karar vermişti.Onun bu işe koyulması ile ilgili hatırladıklarım gayet net. Ev işleri ile çok meşgul olmadığı günlerde, beni ön taraftaki yatak odasına götürür ve bana birbiri ardına harfleri öğretmek için saatlerini harcardı.
“7. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 39-40-41-42-43 Özgün Yayınları”
Bir parça tebeşir ile her harfi yere yazardı. Sonra bir silgi ile onları silerdi ve bu harfleri bana hafızamdan, ayak parmaklarımın arasında tuttuğum tebeşirle yeniden yazdırırdı. İkimiz için de zor bir işti bu. Genellikle, gelip bir sözcüğü doğru yazıp yazmadığımı görmesi için inlediğimde, o akşam yemeğini hazırlıyor olurdu. Yanlış yazmışsam unlu elleri ile yere diz çöker, bana doğrusunu gösterirdi. Yazmayı öğrendiğim ilk şeyin ad ve soyadımın baş harfleri olduğunu hatırlıyorum: “C.B.”. Gerçi sık sık karıştırır, “B”yi “C”den önce yazardım. Ne zaman biri bana adımı sorsa bir parça tebeşir alıyor ve büyük havayla “C.B.” yazıyordum.
Çok geçmeden yalnızca iki baş harf yerine tam adımı yazmayı öğrendim. Bunu yapmayı başardığımda kendimle büyük gurur duymuştum. Kendimi oldukça önemli hissetmiştim. Artık altı yaşındaydım ve sırf kendi adımı yazmaktan sıkılmıştım. Başka bir şey yapmak istedim, daha büyük bir şey. Ama yapamıyordum çünkü okuyamıyordum. Tek bildiğim Jim’in (Cim) bunu yapabildiğiydi, Tony (Toni) de yapabiliyordu, Mona (Mona) ve Peter (Pitır) da. Sanırım kıskanıyordum.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları
Yavaş ve sıkıntılı bir sürecin sonunda annemle alfabenin üzerinden geçtim ve tüm harfleri iyice öğrendim. Yanımda oturup bana ders verdiği zamanlarda dikkatlice dinlemem ve izlemem annemi teşvik ediyordu. Dikkatim nadiren dağılırdı.
Bir kış akşamı büyük ateşin karşısında büyük sandalyede oturduğumuzu hatırlıyorum. Bebek, ocak taşının diğer tarafındaki beşiğinde uyumuştu. Annemle ikimiz loş mutfakta yalnızdık, babam tuğlacıların toplantısındaydı, kardeşlerim sokakta oynuyordu. Annem, Peter’ın okul kitabını eline almış, kötü kalpli üvey anneleri tarafından kuğulara dönüştürülen zavallı çocukları ve dokunduğu her şeyi altına çeviren kralla ilgili küçük hikâyeler okuyordu. Gölgeler odayı karartana ve küçük Eamonn (İmın) uykusunda kımıldanıp ağlayana kadar bana kitap okumaya devam etti. Sonra ayağa kalkıp ışıkları açtı. Sihir bozulmuş ve büyü kaybolmuştu.
Alfabeyi bilmek, savaşı kazanmanın yarısıydı çünkü yakında harfleri bir araya getirip küçük sözcükler oluşturabilecektim. Bir süre sonra sözcükleri nasıl bir araya getirip cümleler oluşturacağımı öğrenmeye başladım. İlerliyordum. Ama kulağa geldiği kadar kolay değildi. Şimdiden annemin benim dışımda ilgilenmesi gereken yedi çocuğu daha vardı. Neyse ki kız kardeşim Lily (Lili) ya da diğerlerinin taktığı isimle Titch (Tiş), ona çok yardım ediyordu. En büyüğümüz Lily, ailenin küçük annesi, siyah bukleleri ve parlayan gözleriyle ufak tefek sıska bir çocuktu. İstediği zaman çok tatlı olabiliyor, küçük bir meleğe dönüşüyordu. Ama kızdırıldığında hiç de melek gibi olmuyordu. Annemin yaşadığı zorluğu herhangi bir yetişkin kadından daha çabuk anlamış ve tepki vermişti. Diğer kardeşlerinin bakımıyla o ilgileniyordu.
Böylece annem, bana daha fazla zaman ayırabiliyordu. Yemekleri yapıyor, küçükleri yıkıyor ve giydiriyor, büyüklerin de her sabah okula gitmeden önce kulaklarının arkasını yıkadıklarından emin oluyordu. Fazlasıyla istekli bir gölge gibi bizi takip ediyordu. Jim veya Tony sık sık mahcup bir hâlde mutfağa girip şiş kulaklar ve mor gözlerle Lily’nin azimli ev hanımlığı hakkında ifade veriyorlardı. Hâlâ anlaşılır bir biçimde konuşamıyordum ama artık ailemin iyi kötü anlayabileceği homurtulu bir dilim vardı.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları
Zorlandığımda veya ne demek istediğimi anlamadıklarında yeri işaret ediyor ve sol ayağımla sözcükleri yazıyordum. Yazmak istediğim sözcüklerin harflerini yazamadığımda çok öfkeleniyordum. Bu da homurtularımı daha da anlamsızlaştırıyordu.
Beş yaşındayken pek fazla konuşamama karşın, artık tek başıma doğrulabiliyor ve kemiklerimi kırmadan ya da annemin porselenlerini parçalamadan kalçamın üzerinde sürünerek bir yerden diğerine gidebiliyordum. Ayağıma ayakkabı ya da başka bir şey giymiyordum. Annem küçüklüğümden beri, çıplak ayakla çok bakımsız göründüğümü söyleyerek ayağıma bir şeyler giydirmeye çalışıyordu. Ama ne zaman ayağıma bir şey geçirse hemen çıkarıyordum. Ayağımın örtülmesinden nefret ediyordum. Annem ayağıma çorap ya da ayakkabı giydirdiğinde, normal bir insan elleri arkasına bağlandığında ne hissederse aynı şeyi hissediyordum.
Zaman geçtikçe sol ayağıma daha fazla bağlanmaya başladım. O, temel iletişim aracımdı; ailemin beni anlamasını sağlıyordu. Yavaş yavaş benim için vazgeçilmez oldu. Onunla evdeki diğer kişilerle aramdaki engellerin bazılarını kırmayı öğrendim. Sol ayağım, içinde bulunduğum hapishane kapısının tek anahtarıydı.
Yere bir şeyler yazdığım zaman, annem bana ders verirken yaptığım gibi tükürüp topuğumla sürterek silmeyi, sonra hafızamdan tekrar yazmayı alışkanlık hâline getirmiştim. Ben altı buçuk yaşındayken bir gün doktor, futbol oynarken bileğini burkan kardeşimi görmeye geldi. Aşağıya indiğinde de beni parmaklarımın arasında tuttuğum tebeşirle yazı yazarken gördü. Çok şaşırdı. Anneme benimle ilgili sorular sormaya başladı. Bütün söylenenleri anladığımı kendisine göstermemi istedi ısrarla. Annem beni masanın üstüne oturttu ve doktora benden, kendisi için bir şeyler yazmamı istemesini söyledi. Doktor bir an düşündü sonra çantasından kocaman rapor defterini çıkardı, bana büyük kırmızı bir kalem verdi ve deftere adımı yazmamı istedi.
Kalemi ayak parmaklarımın arasına aldım, defteri kendime doğru çekip hazırlandım ve yavaş yavaş büyük harflerle adımı yazdım. “Harika! Çok şaşırdım, Bayan Brown. Bu gerçekten…” diye söze başladı doktor. Birden durdu. Annem de utanıp kızarmıştı. Çünkü ben biraz tereddüt ettikten sonra sayfaya tükürmüş, ısrarla yazdığım şeyi silmeye çalışıyor, neden kurşun kalemle yazılanların tebeşirle yazılanlar kadar kolay silinmediğini anlayamıyordum.
Doktor, annemin özürlerini gülümsemeyle geçiştirerek başımı okşadı ve harika bir çocuk olduğumu söyledi. Daha sonra beni zaman zaman ziyaret etti ve yıllarca gelişimimi merakla takip etti.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları
Bu arada ailem sürekli genişliyordu. Merdivenin basamakları giderek artıyordu. Ben de büyüyordum. Vücudum şekilleniyor ve gitgide büyüyordu, aynı şekilde zihnim de. Annem alfabe aşamasını çoktan geçtiğimi ve onun öğretmenlik güçlerini aşmak üzere olduğumu düşünüyordu. Yüksek sesle bir şeyler okurken oturup annemi dinlemek bana yetmiyordu artık. Peter ve Mona gibi kendi kendime okumak istiyordum. Onlar ne yapıyorsa benim de yapabileceğimi göstermek istiyordum. Dolma kalem kullanmaya hiç alışamadım ama artık tebeşir yerine kurşun kalem kullanıyordum. Bir keresinde birkaç komşumuz merakla izlerken babamın en iyi dolma kalemini kullanarak adımı yazmayı denedim. Ama her yazma deneyişimde kalemin kâğıda yapışmaktan başka bir işe yaramadığını gördüm ve kalemi tiksintiyle attım, annemi utandırdım.
Diğerleri gibi okula gitmemin imkânsız olduğunu bilen annem, bana bu yolda nasıl en iyi şekilde yardımı olabileceğini merak ediyordu. Çünkü zihinsel durumumun normal olduğundan emin olmasına karşın, fiziksel engellerime bir de cahil olmanın getireceği zihinsel engellerin eklenmesinden korkuyordu.
Bu korku aklından hiç çıkmıyordu. Ona işkence ediyordu. Bunun nedeni hem sakat hem cahil bir çocuğa sahip olmanın utancı değildi. O, yalnızca ileriki yaşlarımda yaşayacağım olumsuzlukları düşünüyordu. Her şeyin ötesinde, beni kardeşlerimle mümkün olan her alanda eşit hâle getirmek istiyor, okula gidemeyişimin olumsuz sonuçlarını azaltmak amacıyla elinden geleni yapıyordu. Bunu her gün yapacak zamanı ya da şansı yoktu. Zaten dünya kadar işi vardı; işsizlik, hastalık ve diğer konularla ilgili sıkıntıları atlatmamız için uğraşıyordu. Böyle zamanlarda gülmek onun için zordu, yine de her zaman bir şekilde gülmeyi başarıyordu.
Annem meşgulken kendi kendime çalışıyor, karşılaştığım yeni sözcükleri yazmayı deniyordum. Ateş, resim, köpek, kapı ve sandalye gibi evde etrafımda bulunan nesnelerin adlarını yazıyordum. Bir sözcüğü yazmayı başardığımda kendimle gurur duyuyor, ne kadar iyi bir öğrenci olduğumu göstermek için bunları annemin yanında yazmayı ihmal etmiyordum.
7. Sınıf Türkçe Özgün Yayınları Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları
Bir gün Peter’ın okul kitabında rastladığım yeni bir sözcüğü öğrenmek için kendimi zorluyordum. Sonunda başardım ve ateşin yanındaki sandalyede oturmuş kardeşimi emziren anneme döndüm. Akşam olmuştu, azalan nisan ışığı yere şekiller oluşturarak düşüyor, cilalı maun masanın üzerindeki çatlağı ortaya çıkararak parıldıyordu. Çay henüz hazırlanmamıştı; diğerleri üst katta, okulda öğrendikleri bir oyunu oynuyorlardı. Kanepenin bir köşesine oturmuştum. Peter’ın kitabı önümde, kalem sol ayağımdaydı. O gün, bu sözcüğü tek başıma öğrenemeyeceğimi düşünerek umutsuzluğa kapılıp sık sık annemin oturduğu yere baktım. Ama onu sandalyede yavaşça sallanıp göğsünde tuttuğu bebeği emzirirken görünce kafamı çevirdim. Annemin yardımı olmadan, öyle ya da böyle, bu sözcüğü kendi kendime öğrenmem gerektiğini hissediyordum.
Birkaç dakika sonra annemin sıçramasına, kucağındaki kardeşimin de huzursuzca kıpırdanmasına yol açan bir zafer çığlığı attım. “Ne oldu Chris?” dedi annem. “Bebeği uyandıracaksın.” Ama umursamadım. Kendime özgü tuhaf homurdanmamla, hemen yanıma gelmesini istedim.
— Yeni bir sözcük, değil mi, diye sordu kollarının arasında uyuyan bebekle kanepenin köşesine
doğru gelirken.
Gülümsedim ve kalemi alıp beni bu kadar uzun süre uğraştıran sözcüğü yazdım. Bitirdiğimde onayını almak için yüzüne baktım ve sayfanın kenarına yazdığım sözcüğe sessizce baktığını gördüm. Öyle uzun zaman hareketsiz kaldı ve düşünceli bir biçimde baktı ki sonunda telaşlanıp onu ayağımla dürttüm. Döndü, ellerini omuzlarıma koydu ve gülümsedi. Yazmayı öğrendiğim yeni sözcük “A-N-N-E” idi.
Christy BROWN (Kristi BIRAVN) Sol Ayağım çev.: Filiz KAHRAMAN