7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı İletişime Başlıyorum Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 12, 13, 14, 15, 16


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı İletişime Başlıyorum Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16


Soru : İletişim kelimesinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İletişim, insanlar arasında bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapma sürecidir.

Uzun Cevap :

İletişim, insanların birbiriyle bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapmasını sağlayan bir süreçtir.

Bu süreç, konuşma, yazma, beden dili ve diğer semboller aracılığıyla gerçekleşir. İletişim, bireylerin birbirini anlaması ve anlaşması için temel bir araçtır ve sosyal etkileşimlerin temelini oluşturur.


Soru : İletişim kurmak neden önemlidir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İletişim kurmak, insanlar arasında anlayışı ve işbirliğini sağlar, toplumsal ilişkileri güçlendirir.

Uzun Cevap :

İletişim kurmak, bireyler arasında anlayışı, empatiyi ve işbirliğini geliştirir. Etkili iletişim, toplumsal ilişkileri güçlendirir ve sorunların çözümünde önemli bir rol oynar.

İletişim eksikliği, yanlış anlamalara, çatışmalara ve ilişkilerin zayıflamasına neden olabilir. Bu yüzden, sağlıklı ve açık iletişim, hem kişisel hem de profesyonel yaşamda başarılı ve mutlu olmanın anahtarıdır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 13 Cevapları


Soru : Tek başına iletişim kurabilir miyiz? Görseli inceleyerek düşüncelerinizi ilgili alana yazınız.


Kısa Cevap :

Tek başına iletişim kurmak mümkün değildir çünkü iletişim, en az iki kişi arasında gerçekleşir.

Uzun Cevap :

Tek başına iletişim kurmak mümkün değildir çünkü iletişim, en az iki kişi arasında bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapılmasını gerektirir. İletişim, bir gönderici ve bir alıcı arasında gerçekleşir.

Gönderici, mesajını alıcıya iletir ve alıcı da bu mesajı anlar ve yanıt verir. Tek başına olduğumuzda, sadece kendi iç düşüncelerimizi ve duygularımızı gözden geçiririz, bu da içsel bir süreçtir ama iletişim değildir. İletişim, karşılıklı etkileşim ve geri bildirim gerektirir.


Soru : Verilen örnekten hareketle iletişimin temel ögelerine örnekler veriniz.


Cevap :

İletişimin temel ögeleri şunlardır:

  1. Gönderici: Mesajı ileten kişi.
  2. Alıcı: Mesajı alan kişi.
  3. Mesaj: İletilen bilgi, duygu veya düşünce.
  4. Kanal: Mesajın iletilme yolu (örneğin, konuşma, yazı, beden dili).
  5. Geri Bildirim: Alıcının göndericiye verdiği yanıt.
  6. Kodlama: Mesajın gönderici tarafından semboller veya dil aracılığıyla oluşturulması.
  7. Kod Açma: Alıcının mesajı çözümleyip anlaması.
  8. Gürültü: Mesajın anlaşılmasını zorlaştıran her türlü engel (örneğin, çevresel sesler, yanlış anlamalar).

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 14 Cevapları


Soru : Aşağıdaki görsellerde mimiklerin ifade ettiği duyguları boşluklara yazınız?


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16 Cevapları”

Soru : Yandaki görselde ne anlatılmak istenmiştir? Düşüncelerinizi ilgili alana yazınız.


Cevap :

İnsanlar çok çalışarak bir şeyler üretir. Ancak ürettiklerinin meyvesini anında görmeyebilir. Görüneni değil, görümeyeni bilmek gerekir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 15 Cevapları


Nasrettin Hoca bir gün eşeğinden düşer ve acıyla kıvranır. Hoca’nın başına toplananlar, “Hemen bir doktor çağırın!’’ diye bağrışırken Hoca, “Bana doktor değil, eşekten düşmüş birini bulun.” diye bağırır.

Soru : Nasrettin Hoca verdiği mesajda ne anlatmak istemiştir? Açıklayınız. 


Cevap :

Nasrettin Hoca, verdiği mesajda, benzer bir deneyim yaşamış birinin kendisini daha iyi anlayabileceğini ve yardımcı olabileceğini vurgulamak istemiştir.

Eşekten düşmüş birinin yaşadığı acıyı ve durumu tecrübe etmiş biri, Hoca’nın ne hissettiğini ve neye ihtiyacı olduğunu daha iyi kavrayabilir. Bu, empati kurmanın ve aynı deneyimi yaşamış birinden destek almanın önemini gösterir.


Soru : İletişimde empati kurmak neden önemlidir? Düşüncelerinizi ilgili alana yazınız.


Kısa Cevap :

Empati kurmak, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamıza yardımcı olur, böylece daha etkili ve sağlıklı iletişim kurabiliriz.

Uzun Cevap :

Empati kurmak, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamıza yardımcı olur. Empati sayesinde, başkalarının perspektifini görebilir, onların ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu anlayabiliriz.

Bu, yanlış anlamaları azaltır, karşılıklı anlayışı artırır ve daha etkili ve sağlıklı iletişim kurmamızı sağlar. Empati, insan ilişkilerinde güven ve yakınlık oluşturur, çatışmaları çözmede ve işbirliği yapmada da önemli bir rol oynar.


Soru : İletişimimizi etkileyen davranışlardan biri olan empati kavramına örnek yazınız.


Kısa Cevap :

Bir arkadaşınızın zor bir gün geçirdiğini öğrendiğinizde, onunla konuşup nasıl hissettiğini sormak ve ona destek vermek empatiye örnektir.

Uzun Cevap :

Empatiye örnek olarak, bir arkadaşınızın zor bir gün geçirdiğini öğrendiğinizde, onunla konuşup nasıl hissettiğini sormak ve ona destek vermek gösterilebilir. Örneğin, bir arkadaşınız sınavında kötü bir not aldıysa, onu eleştirmek yerine, onun duygularını anlamaya çalışmak ve ona moral vermek empatik bir davranıştır.

Bu şekilde, arkadaşınızın kendini daha iyi hissetmesine ve zor durumu aşmasına yardımcı olabilirsiniz. Empati, başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hareket etmeyi gerektirir ve bu, ilişkileri güçlendirir ve daha olumlu bir iletişim ortamı sağlar.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 16 Cevapları


Soru : Aşağıda Yûsuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig adlı eserinden iletişim ile ilgili cümleler bulunmaktadır. Cümleleri okuyup doğru iletişim kurmanın yararları konusundaki düşüncelerinizi ilgili alanlara yazınız.


“Anlayışlı olan anlar, bilgili olan bilir; bilen ve anlayan her vakit dileğine kavuşur.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri, anlayış ve bilgi sayesinde istenilen sonuca ulaşmaktır. Anlayışlı ve bilgili kişiler, doğru iletişimle, karşılarındaki insanları daha iyi anlar ve onlara uygun şekilde yaklaşarak hedeflerine ulaşırlar. Bu, iletişimin etkinliğini ve başarıyı artırır.


“Çok sözden fazla fayda görmedim amma söylemek de faydasız değildir.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri de, gereksiz yere uzun konuşmalar yapmadan, öz ve etkili mesajlar iletmenin önemini vurgular. Fazla konuşmak her zaman fayda sağlamasa da, yerinde ve doğru sözler söylemek iletişimi güçlendirir ve insanların birbirini daha iyi anlamasını sağlar.


“İnsan iki şey ile kendini ihtiyarlamaktan kurtarır: Biri iyi iş, diğeri iyi söz.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri de, güzel ve doğru sözler kullanarak insan ilişkilerini güçlendirmektir. İyi işlerin yanı sıra, anlamlı ve olumlu sözler söylemek, insanların ruhunu genç tutar, sosyal bağlarını kuvvetlendirir ve hayatına anlam katar.


“Sözü söyleyen yanılır ve şaşırır; anlayışlı isterse bunu düzeltir.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri de, hatalı veya yanlış anlaşılabilecek durumlarda anlayışlı kişilerin devreye girip durumu düzeltmesidir. Anlayışlı kişiler, yanlış anlamaları giderir, iletişimdeki aksaklıkları düzeltir ve sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturur. Bu da, insanların birbirini daha iyi anlamasına ve olası çatışmaları önlemeye yardımcı olur.


Soru : Aşağıda iletişim ile ilgili verilen soruların cevaplarını defterinize yazınız.


İletişime nasıl başlamalıyız?


Kısa Cevap :

İletişime başlamadan önce dikkatli dinlemeli ve karşımızdaki kişiye saygı göstermeliyiz.

Uzun Cevap :

İletişime başlamadan önce, karşımızdaki kişiyi dikkatlice dinlemeli ve ona saygı göstermeliyiz. İletişimi başlatırken, net ve anlaşılır bir dil kullanmak, samimi ve dürüst olmak önemlidir.

Göz teması kurarak ve beden dilimize dikkat ederek, karşımızdaki kişiye gerçekten ilgili olduğumuzu gösterebiliriz. Ayrıca, konuşmaya başlamadan önce, konuya uygun bir giriş yapmak ve ortamın rahat olmasını sağlamak da etkili bir iletişim için gereklidir.


Size göre çevremiz ile doğru iletişimi nasıl kurabiliriz?


Kısa Cevap :

Çevremizle doğru iletişim kurmak için empati yapmalı, açık ve dürüst olmalı ve dikkatli dinlemeliyiz.

Uzun Cevap :

Çevremizle doğru iletişim kurmak için öncelikle empati yapmalı, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışmalıyız. Açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurarak, samimi ve güvenilir bir ortam oluşturmalıyız. Dikkatli dinlemek, sadece ne söylendiğini değil, aynı zamanda nasıl söylendiğini de anlamamıza yardımcı olur.

Göz teması kurarak, beden diline dikkat ederek ve geri bildirimde bulunarak, karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi gösterebiliriz. Ayrıca, hoşgörülü ve sabırlı olmak, farklı bakış açılarına saygı duymak da doğru iletişimin temel unsurlarındandır.


Toplum tarafından sevilen ve saygı duyulan bir insan olmak için iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz?


Kısa Cevap :

Nazik, dürüst, saygılı ve empatik olmalıyız.

Uzun Cevap :

Toplum tarafından sevilen ve saygı duyulan bir insan olmak için iletişim kurarken nazik, dürüst, saygılı ve empatik olmalıyız. Karşımızdaki kişilere saygı göstermek, onların görüşlerine ve duygularına değer vermek önemlidir. Samimi ve dürüst olmak, güvenilirlik ve itibar kazandırır.

Empati kurarak, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışmak, onlara gerçekten ilgili olduğumuzu gösterir. Ayrıca, kibar bir dil kullanmak, olumlu bir tutum sergilemek ve gerektiğinde yapıcı eleştirilerde bulunmak da toplum tarafından takdir edilmeyi sağlar. Bu şekilde, güçlü ve sağlıklı ilişkiler kurarak, sevilen ve saygı duyulan biri olabiliriz.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 49-50-51-52-53-56-57-58-59-60-61-62-63 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Osmanlı Fetih Siyaseti Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Osmanlı Fetih Siyaseti Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 49-50-51-52-53-56-57-58-59-60-61-62-63 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 48-49-50-51-52-53-54-55-56-57-58-59-60-61-62-63


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları


Soru : Aşağıda yer alan soruları haritayı göz önünde bulundurarak cevaplandıralım.


Osmanlı Devleti, gaza anlayışıyla fetihlerini hangi yöne doğru yapmalıdır? Açıklayınız. 


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti, gaza anlayışıyla fetihlerini Batı’ya, yani Avrupa’ya doğru yapmalıdır. Bu anlayışla hareket eden Osmanlılar, İslamiyet’i yaymayı ve Hristiyan dünyası ile savaşarak ganimet elde etmeyi amaçlamışlardır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti, gaza anlayışı doğrultusunda fetihlerini Batı yönünde gerçekleştirmiştir. Gaza anlayışı, İslam’ı yayma ve İslam dışı toprakları fethetme amacı taşır. Bu nedenle Osmanlılar, Bizans İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte Balkanlar’a yönelmişlerdir.

Bu bölgelerdeki Hristiyan prenslikler ve krallıklar, Osmanlı’nın gaza politikası için uygun hedefler olmuştur. Ayrıca, Batı yönünde yapılan fetihler, Osmanlı’ya hem ekonomik hem de stratejik avantajlar sağlamıştır. Zengin Avrupa şehirleri, ticaret yolları ve verimli topraklar Osmanlı’nın fetih hedeflerinde önemli yer tutmuştur.


Osmanlı Devleti’nin Bizans ile komşu olmasının devletin büyümesinde ne gibi katkıları olmuştur? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Bizans ile komşu olması, Osmanlı’nın batıya doğru genişlemesini kolaylaştırmıştır. Ayrıca, Bizans topraklarındaki siyasi ve askeri zayıflıklar, Osmanlı’nın hızla güçlenmesine ve büyümesine katkıda bulunmuştur.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Bizans İmparatorluğu ile komşu olması, Osmanlı’nın büyümesine ve genişlemesine önemli katkılar sağlamıştır. Bizans İmparatorluğu’nun zayıflaması, Osmanlıların batıya doğru genişlemesini kolaylaştırmıştır. Bizans’ın iç karışıklıkları ve askeri zayıflıkları, Osmanlı’nın Bizans topraklarına yönelik fetihlerini hızlandırmıştır.

Ayrıca, Bizans ile olan sınır komşuluğu, Osmanlı’ya Bizans’ın zengin ticaret yollarına ve stratejik noktalara ulaşma imkanı sağlamıştır. Bizans şehirlerinin ve kalelerinin fethi, Osmanlı’nın askeri ve ekonomik gücünü artırmış, bu da Osmanlı’nın daha da genişlemesini mümkün kılmıştır. Ayrıca, Bizans’tan alınan teknik ve idari bilgiler, Osmanlı’nın devlet yapısını güçlendirmiş ve modernleşmesine katkıda bulunmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 50 Cevapları


Soru : Orhan Gazi’nin İznik’i alır almaz orada medrese kurması neyin göstergesidir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Orhan Gazi’nin İznik’i alır almaz medrese kurması, Osmanlı Devleti’nin ilme ve eğitime verdiği önemin bir göstergesidir. Ayrıca, fethedilen bölgelerde İslami ve kültürel yapıyı güçlendirme amacını taşır.

Uzun Cevap :

Orhan Gazi’nin İznik’i fetheder fethetmez orada bir medrese kurması, Osmanlı Devleti’nin eğitime ve ilme verdiği önemin yanı sıra fethedilen topraklarda İslami ve kültürel yapıyı pekiştirme stratejisinin de bir göstergesidir.

Bu adım, Osmanlı’nın sadece askeri fetihlerle yetinmediğini, aynı zamanda bu bölgelerde kalıcı bir İslami ve bilimsel yapıyı oluşturmayı amaçladığını gösterir.

Medreseler, o dönemde İslam dünyasının en önemli eğitim kurumlarıydı ve Osmanlı’nın eğitim ve öğretim sisteminin temel taşlarıydı. Bu nedenle, medrese kurulması, fethedilen bölgelerde İslam’ın ve Osmanlı kültürünün kökleşmesini sağlamak adına atılan önemli bir adımdır.


Soru : Rumeli’ye geçmek Osmanlı Devleti için neden önemlidir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Rumeli’ye geçmek, Osmanlı Devleti için Balkanlar’da genişleme ve Avrupa’da güç kazanma fırsatı sağlamıştır. Bu, Osmanlı’nın stratejik ve ekonomik olarak büyümesine katkıda bulunmuştur.

Uzun Cevap :

Rumeli’ye geçmek, Osmanlı Devleti için büyük bir stratejik ve ekonomik öneme sahipti. Rumeli’ye geçiş, Osmanlı’nın Balkanlar’da ve Avrupa’da genişleme politikalarını uygulamasını sağlamıştır.

Bu genişleme, Osmanlı’nın askeri ve siyasi gücünü artırmış, aynı zamanda ekonomik açıdan da büyük avantajlar getirmiştir. Balkanlar’da fethedilen topraklar, zengin tarım alanları ve ticaret yolları ile Osmanlı ekonomisini güçlendirmiştir.

Ayrıca, Rumeli’ye geçiş, Osmanlı’nın denizlerde de etkinliğini artırmasına ve Akdeniz ticaret yollarında daha fazla söz sahibi olmasına olanak tanımıştır. Rumeli’deki fetihler, Osmanlı’nın Avrupa’daki diğer devletler üzerinde baskı kurmasını ve kendi gücünü daha da pekiştirmesini sağlamıştır.


Soru : Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşımasının sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşımasının sebepleri arasında, Edirne’nin daha stratejik bir konumda olması, Balkanlara yönelik fetihlerin kolaylaşması ve Avrupa ile olan ticaret yollarının kontrolünün sağlanması sayılabilir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşımasının birkaç önemli nedeni bulunmaktadır. İlk olarak, Edirne’nin coğrafi konumu stratejik olarak daha avantajlıydı. Edirne, Balkanlar’a yakın bir konumda bulunarak Osmanlı’nın Avrupa’ya yönelik fetihlerini kolaylaştırmış ve bu bölgelerdeki askeri operasyonları desteklemiştir.

İkinci olarak, Edirne’nin Avrupa ile olan ticaret yollarının kesişim noktasında yer alması, Osmanlı’nın ticaret faaliyetlerini artırmış ve ekonomik olarak güçlenmesine katkıda bulunmuştur.

Ayrıca, Edirne’nin başkent olması, Osmanlı’nın Batı’ya doğru olan genişleme politikasını yansıtmaktadır. Bu taşınma, Osmanlı’nın Balkanlar’da kalıcı bir güç olma hedefinin bir göstergesidir. Bursa’nın başkentliği döneminde Osmanlı, Anadolu’daki varlığını pekiştirirken, Edirne’ye taşınarak Avrupa’daki varlığını güçlendirmiştir.

Sonuç olarak, başkentin Edirne’ye taşınması, Osmanlı’nın stratejik, askeri ve ekonomik hedeflerine ulaşma amacını taşır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 51 Cevapları


Soru : Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezid’e niçin Rum Diyarının Sultanı unvanını vermiştir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezid’e Rum Diyarının Sultanı unvanını, onun Anadolu’daki Hristiyan beyliklere karşı kazandığı zaferler ve İslam’ın yayılması konusundaki başarıları nedeniyle vermiştir.

Uzun Cevap :

Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezid’e Rum Diyarının Sultanı unvanını, onun Anadolu’daki Hristiyan beyliklere karşı kazandığı zaferler ve İslam’ın yayılması konusundaki üstün başarıları nedeniyle vermiştir. Bu unvan, Bayezid’in Batı Anadolu’da ve Balkanlar’da Osmanlı topraklarını genişletme çabalarını ve bu bölgelerdeki Müslüman nüfusu koruma ve güçlendirme politikalarını onurlandırmak amacıyla verilmiştir.

Aynı zamanda, bu unvan Bayezid’in İslam dünyasındaki prestijini artırmış ve Osmanlı Devleti’nin meşruiyetini pekiştirmiştir. Halifenin bu unvanı vermesi, Osmanlı’nın İslam dünyasındaki liderlik rolünü tanıma ve destekleme anlamına gelir.


Soru : Niğbolu Zaferi ile Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında itibar kazanması arasındaki ilişkiyi yazınız.


Kısa Cevap :

Niğbolu Zaferi, Osmanlı Devleti’ne Hristiyan Avrupa ordularına karşı büyük bir zafer kazandırarak İslam dünyasında büyük itibar kazandırmıştır.

Uzun Cevap :

Niğbolu Zaferi, Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında büyük itibar kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. 1396 yılında gerçekleşen bu zafer, Osmanlıların Haçlı ordusunu yenerek Batı Avrupa’nın güçlü ordularına karşı üstünlük sağlaması anlamına geliyordu. Bu zafer, İslam dünyasında Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü ve İslam’ın savunucusu olarak rolünü pekiştirdi.

Niğbolu Zaferi, Osmanlı’nın İslam dünyasındaki diğer Müslüman devletler ve halklar arasında saygınlığını artırdı ve onların Osmanlı’ya olan güvenini güçlendirdi. Bu zafer, Osmanlı’nın sadece bir bölgesel güç olmadığını, aynı zamanda İslam dünyasının liderlerinden biri olduğunu gösterdi. Böylece, Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasındaki siyasi ve dini itibarı önemli ölçüde yükseldi.


Soru : Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girme sebepleri nelerdir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girmesinin sebebi, 1402 yılında Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesi ve Bayezid’in oğulları arasında taht kavgalarının başlamasıdır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girmesinin ana sebepleri, 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesi ve sonrasında ortaya çıkan taht kavgalarıdır. Ankara Savaşı’ndaki yenilgi, Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü ve siyasi otoritesini zayıflattı.

Yıldırım Bayezid’in esir düşmesi ve sonrasında ölmesi, Osmanlı Devleti’nde bir iktidar boşluğu yarattı. Bu durum, Bayezid’in oğulları arasında taht kavgalarına yol açtı. Bayezid’in oğulları Süleyman, İsa, Musa ve Mehmet arasındaki mücadeleler, devletin merkezi otoritesini zayıflattı ve Osmanlı topraklarında iç karışıklıklara neden oldu.

Bu süreç, yaklaşık 11 yıl süren bir kaos dönemi olan Fetret Devri olarak adlandırılır. Fetret Devri, Osmanlı Devleti’nin birliği ve bütünlüğü açısından büyük bir tehdit oluşturmuş, ancak sonunda I. Mehmet’in (Çelebi Mehmet) zaferiyle sona ermiştir. Bu dönemin sonunda Osmanlı Devleti, merkezi otoritesini yeniden sağlamış ve tekrar güçlü bir devlet olarak yükselmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 52 Cevapları


Soru : Timur’un Ankara Savaşı’ndan sonra beyliklere topraklarını geri vermesinin amacı nedir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Timur’un Ankara Savaşı’ndan sonra beyliklere topraklarını geri vermesinin amacı, Anadolu’da Osmanlı Devleti’nin gücünü dengelemek ve böylece bölgede dengeli bir siyasi yapı oluşturmak olabilir.

Uzun Cevap :

Timur, 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı’nda Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’i mağlup ettikten sonra Anadolu’da kontrolü ele geçirdi. Timur’un bu dönemde beyliklere topraklarını geri vermesi birkaç amaç taşıyor olabilir. İlk olarak, Timur’un amacı Anadolu’da dengeyi sağlamaktı.  Osmanlı Devleti’nin büyümesini kontrol altına alarak, bölgede güçlü bir Osmanlı hegemonyasının oluşmasını engellemek istemiş olabilir.

İkinci olarak, Timur’un bu politikası, Anadolu’daki beylikler arasında Osmanlı’ya karşı olası bir birleşmeyi önlemek ve böylece bölgeyi daha kontrol edilebilir hale getirmek amacını taşıyabilir.

Üçüncü olarak, Timur’un bu hamlesi, onun bölgedeki siyasi ve askeri gücünü gösterme ve yerel yöneticilere bağlılıklarını sağlama çabası olarak da değerlendirilebilir. Sonuç olarak, Timur’un Ankara Savaşı sonrası beyliklere topraklarını geri vermesinin amacı, bölgede siyasi istikrarı sağlamak ve kendi hegemonyasını pekiştirmektir.


Soru : 11 yıl süren Fetret Devri’nde Osmanlı Devleti’nin yıkılmama sebepleri nelerdir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Fetret Devri’nde Osmanlı Devleti’nin yıkılmama sebepleri arasında devletin güçlü kurumsal yapısı, sadrazamların liderliği ve askeri teşkilatın sağlamlığı sayılabilir.

Uzun Cevap :

Fetret Devri, Osmanlı Devleti için büyük bir iç kriz dönemi olmasına rağmen, devletin yıkılmamasının birkaç sebebi vardır.

İlk olarak, Osmanlı Devleti’nin güçlü kurumsal yapısı bu dönemi atlatmasında önemli rol oynamıştır. Devletin temel kurumları, yönetim düzeni ve bürokratik yapısı, iç krizleri yönetme ve devletin birliğini koruma konusunda etkili olmuştur.

İkinci olarak, Fetret Devri boyunca devletin sadrazamlarının liderlik kabiliyetleri büyük önem taşımıştır. Sadrazamlar, devletin iç çekişmelerini yöneterek ve devlet otoritesini sağlamlaştırarak Osmanlı’nın birliğini korumuşlardır.

Üçüncü olarak, Osmanlı Devleti’nin askeri teşkilatı Fetret Devri’nde güçlü bir yapıya sahipti. Ordunun disiplini ve savaş yeteneği, devletin iç karışıklıklar sırasında dış tehditlere karşı savunma gücünü korumasına yardımcı olmuştur.

Sonuç olarak, Fetret Devri’nde Osmanlı Devleti’nin yıkılmamasının ana sebepleri, güçlü kurumsal yapı, etkili liderlik, ve sağlam askeri teşkilattır. Bu faktörler bir araya gelerek devletin iç bölünmeleri aşmasını ve birleşik bir şekilde varlığını sürdürmesini sağlamıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları


Soru : İstanbul’un fethinin nedenlerinin hangi alanla ilgili olduğunu aşağıdaki tabloya işaretleyiniz.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları


Soru : İstanbul’un fethinin sonuçlarından hangileri Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın açılmasına neden olmuştur? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İstanbul’un fethi, 1453 yılında gerçekleşmiş ve bu olay, Orta Çağ’ın sona ermesine ve Yeni Çağ’ın başlamasına zemin hazırlamıştır.

Uzun Cevap :

İstanbul’un fethi, 1453 yılında Osmanlı Sultanı II. Mehmet tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu olayın sonuçlarından bazıları, Orta Çağ’ın sona ermesine ve Yeni Çağ’ın başlamasına neden olmuştur:

  1. Bizans İmparatorluğu’nun Sonu: İstanbul’un fethi, Bizans İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir. Bu durum, Orta Çağ’ın sona erdiğini ve Bizans’ın Doğu Roma İmparatorluğu’nun resmi olarak sona erdiğini işaret etmiştir.
  2. Osmanlı’nın Avrupa’ya Yayılması: İstanbul’un fethi, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki etkisini ve topraklarını genişletmesine olanak tanımıştır. Bu, Osmanlı’nın Avrupa’da güçlü bir aktör olarak Yeni Çağ’da varlığını sürdürmesini sağlamıştır.
  3. Kültürel Etkileşim ve Bilgi Akışı: İstanbul’un fethiyle birlikte, Batı ve Doğu arasındaki kültürel etkileşim ve bilgi akışı artmıştır. Özellikle İstanbul’un fethi, Rönesans’ın etkisi altında Avrupa’da bilim, sanat ve kültürel yenilenme sürecini hızlandırmıştır.
  4. Deniz Ticaret Yollarının Kontrolü: İstanbul’un fethi, Osmanlı Devleti’ne İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu durum, Osmanlı’nın deniz ticaret yolları üzerindeki etkisini artırmış ve ekonomik gücünü desteklemiştir.
  5. İslam Dünyasında Birleşik Liderlik Rolü: İstanbul’un fethi, Osmanlı Sultanlarının İslam dünyasında liderlik rolünü güçlendirmiştir. Bu durum, Osmanlı’nın İslam dünyasında bir merkez olarak kabul edilmesine ve bu bölgelerdeki politik, kültürel ve dini etkilerinin artmasına katkıda bulunmuştur.

Sonuç olarak, İstanbul’un fethi Orta Çağ’ın kapanmasına ve Yeni Çağ’ın başlamasına neden olmuş, Avrupa ve İslam dünyası arasındaki ilişkilerde önemli değişikliklere yol açmıştır.


Soru : İstanbul’un fethinin sonuçlarının hangi alanla ilgili olduğunu aşağıdaki tabloya işaretleyiniz.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları


Soru : www.topkapisarayi.gov.tr adresindeki görselleri inceleyerek Osmanlı Devleti ile ilgili edindiğiniz izlenimleri sınıfta anlatınız.


Kısa Cevap :

Topkapı Sarayı’nın web sitesinde Osmanlı Devleti ile ilgili görselleri inceledim. Gördüğüm kadarıyla, Osmanlı’nın zengin kültürel mirası, sarayın mimari detayları ve dönemin sanat eserleri beni etkiledi.

Uzun Cevap :

Topkapı Sarayı’nın web sitesindeki görseller, Osmanlı Devleti’nin zengin ve çeşitli kültürel yapısını gözler önüne seriyor. Sarayın mimari detayları, dönemin sanat eserleri ve süslemeleri, Osmanlı’nın estetik anlayışını ve sanatının derinliğini yansıtıyor.

Ayrıca, sarayın içinde sergilenen eşyalar ve kostümler, Osmanlı İmparatorluğu’nun dönemindeki günlük yaşamını ve aristokratik yaşam tarzını gösteriyor. İncelediğim görsellerde, Osmanlı Devleti’nin dini ve kültürel çeşitliliği de göze çarpıyor.

Bu görseller, Osmanlı’nın büyük bir imparatorluk olduğunu ve farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir yapıyı nasıl oluşturduğunu anlamamı sağladı.


Soru : Şimdiye kadar bütün padişahlar batı yönüne seferler yaparken I. Selim neden doğuya seferler yapmıştır? Tartışınız.


Kısa Cevap :

I. Selim, doğuya seferler yaparak Osmanlı Devleti’nin sınırlarını genişletmiş ve doğu ticaret yollarını güvence altına almıştır.

Uzun Cevap :

I. Selim’in doğuya yönelik seferleri, Osmanlı Devleti’nin stratejik hedeflerini ve coğrafi konumunun avantajlarını gösterir. Doğu seferleri, özellikle Safevi Devleti ve Memlük Sultanlığı’na karşı yapılmıştır. Bu seferlerin ana nedenlerinden biri, Osmanlı’nın doğu ticaret yollarını kontrol altına almak ve bu yollar üzerinden ekonomik gücünü artırmaktır.

Ayrıca, doğu seferleri Osmanlı’nın İslam dünyasında liderlik iddiasını güçlendirmiş ve Müslüman topluluklar arasında itibarını artırmıştır. Batı seferlerinden farklı olarak, doğu seferleri Osmanlı’nın doğu sınırlarını genişletmeye ve doğu ticaret rotalarını güçlendirmeye odaklanmıştır.

Bu seferler, Osmanlı Devleti’nin stratejik hedeflerini doğrultusunda genişleme politikasını sürdürmesine yardımcı olmuş ve Osmanlı’nın Doğu’da etkin bir güç olmasını sağlamıştır.


Soru : Mısır’ın fethinin sonuçlarının hangi alanla ilgili olduğunu aşağıdaki tabloya işaretleyiniz.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 58 Cevapları


Soru : Mohaç Savaşı’nın iki saat gibi kısa bir sürede kazanılmasının sebepleri sizce neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Mohaç Savaşı’nın hızlı bir şekilde kazanılmasının sebeplerinden biri, Osmanlı ordusunun üstün teknik ve stratejik planlaması olabilir.

Uzun Cevap :

Mohaç Savaşı, 1526 yılında Osmanlı Sultanı I. Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu ile Macaristan Kralı II. Lajos (Louis) komutasındaki Avrupa birleşik ordusu arasında gerçekleşmiştir. Savaşın sadece iki saat gibi kısa bir sürede kazanılmasının birkaç sebebi vardır:

  1. Stratejik Planlama ve Hazırlık: Osmanlı ordusu, savaşa hazırlık sürecinde iyi bir strateji belirlemiş ve bu stratejiyi başarıyla uygulamıştır. Topçu ateşi, piyade ve süvari birliklerinin koordineli hareketi gibi stratejik unsurlar savaşın hızlı sonuçlanmasında etkili olmuştur.
  2. Teknolojik Üstünlük: Osmanlı ordusu dönemin en iyi topçu teçhizatına sahipti ve bu teknolojik üstünlük, savaşın kısa sürede sonuçlanmasında önemli rol oynamış olabilir.
  3. Düşmanın Zayıf Noktalarının Kullanılması: Osmanlı ordusu, düşmanın zayıf noktalarını tespit edip bu noktalara odaklanarak hızlı bir zafer elde etmiş olabilir.
  4. Psikolojik Etki: Osmanlı ordusunun moral ve motivasyonunun yüksek olması, düşmana karşı psikolojik bir üstünlük sağlamış olabilir.

Sonuç olarak, Mohaç Savaşı’nın kısa sürede kazanılmasının arkasında teknik, stratejik planlama ve üstün ordusal organizasyon gibi faktörler bulunmaktadır.


Soru : Belgrad’ın stratejik konumundan dolayı Osmanlı Devleti’ne katkıları neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Belgrad, Osmanlı Devleti için stratejik bir konumda bulunması sebebiyle, Avrupa’daki askeri ve ekonomik etkinliği artırmış ve Balkanlar üzerinde kontrol sağlamıştır.

Uzun Cevap :

Belgrad, Osmanlı Devleti için stratejik bir konumda bulunmaktadır ve bu stratejik konumunun Osmanlı’ya birçok katkısı olmuştur:

  1. Savunma ve Kontrol: Belgrad, Osmanlı’nın Balkanlar üzerindeki kontrolünü sağlamak için stratejik bir savunma noktası olmuştur. Şehir, Osmanlı’nın Balkanlar’daki topraklarını korumak ve genişletmek için önemli bir askeri üs olarak kullanılmıştır.
  2. Ticaret Yollarının Kontrolü: Belgrad, Tuna Nehri üzerinde bulunması sebebiyle ticaret yollarının kontrolü açısından da stratejik bir öneme sahiptir. Osmanlı Devleti, Belgrad’ı kontrol ederek Tuna Nehri boyunca ticaretin güvenliğini sağlamış ve ekonomik kazanımlar elde etmiştir.
  3. Sembolik ve Politik Önem: Belgrad’ın fethi, Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü Avrupa’ya gösteren sembolik bir öneme sahiptir. Şehrin fethi, Osmanlı’nın Avrupa’daki varlığını ve etkinliğini güçlendirmiş ve Batı’daki imajını olumlu yönde etkilemiştir.
  4. Kültürel Etkileşim: Belgrad, Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı kültürler arasında etkileşimi ve hoşgörüyü teşvik etmesine yardımcı olmuştur. Şehir, Osmanlı’nın Balkanlar’daki çok kültürlü yapısının bir göstergesi olmuş ve kültürel çeşitliliği desteklemiştir.

Sonuç olarak, Belgrad’ın stratejik konumu Osmanlı Devleti’ne hem askeri hem de ekonomik açıdan önemli katkılar sağlamış ve Balkanlar üzerindeki etkisini güçlendirmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 59 Cevapları


Soru : Aşağıdaki soruları tabloya bakarak cevaplayalım.


İki donanmanın da güçlerine baktığımızda hangi donanmanın gücü daha fazladır? Açıklayınız.


Cevap :

Haçlıların donanmasının, Osmanlı donanmasından daha güçlü olduğu görülüyor. Haçlılar 162 kadırga ve 60,000 asker ile karşılanırken, Osmanlılar sadece 122 kadırga ve 20,000 askerle bu deniz savaşına katılmıştır.


Osmanlı donanması sizce galip gelmiş midir? Galip geldiyse bunun sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Cevap :

Osmanlı zafer kazanmıştır çünkü Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaydı ve Turan taktiği (hilâl taktiği) deniz savaşında başarıyla uygulanmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 60 Cevapları


Soru : Girit kuşatmasının 24 yıl sürmesinin sebebi ne olabillir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Girit Kuşatması’nın uzun sürmesinin sebeplerinden biri, adanın stratejik konumu ve direnişçilerin savunma stratejileridir.

Uzun Cevap :

Girit Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1645-1669 yılları arasında Girit Adası üzerinde gerçekleştirdiği uzun süreli bir kuşatmadır. Bu sürenin uzunluğunu etkileyen başlıca faktörler şunlardır:

  1. Stratejik Konum ve Doğal Engeller: Girit Adası, coğrafi yapısı gereği kolayca ele geçirilemeyen bir konumdadır. Dağlık arazi, derin vadiler ve doğal savunma avantajları, adanın işgal edilmesini zorlaştırmıştır. Bu durum, Osmanlı ordusunun adanın iç kesimlerine ilerlemesini ve direnişi kırmakta zorlanmasına yol açmıştır.
  2. Direnişçilerin Savunma Stratejileri: Giritli Hristiyan direnişçiler, adanın farklı bölgelerinde sürekli direniş göstermişler ve Osmanlı ordusuna karşı etkili savunma stratejileri uygulamışlardır. Kaleler, surlar ve diğer savunma yapıları, Osmanlı ordusunun ilerlemesini yavaşlatmış ve kuşatmayı uzatmıştır.
  3. Uluslararası Müdahaleler: Girit Kuşatması sırasında Avrupa devletleri, özellikle Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Giritli direnişçilere destek sağlamış ve bu da kuşatmanın uzun sürmesinde etkili olmuştur. Uluslararası baskılar ve müdahaleler, Osmanlı’nın adanın tam kontrolünü sağlamasını zorlaştırmıştır.
  4. Lojistik Zorluklar: Osmanlı ordusunun adanın dış dünyayla iletişimi ve tedarik hatları, lojistik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Kuşatmanın uzun süre devam etmesinde, tedarik eksiklikleri ve lojistik sorunlar önemli bir rol oynamış olabilir.

Sonuç olarak, Girit Kuşatması’nın 24 yıl sürmesinin ana sebepleri adanın stratejik konumu, direnişçilerin etkili savunma stratejileri, uluslararası müdahaleler ve lojistik zorluklardır. Bu faktörler bir araya gelerek kuşatmanın uzun süre devam etmesine ve Osmanlı İmparatorluğu’nun adayı tamamen kontrol altına almasına engel olmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 61 Cevapları


Soru : Aşağıdaki resmi inceleyiniz. Bu resimde Osmanlı toplumunun hangi özellikleri dikkatinizi çekti? Neden? Açıklayınız.


Cevap :

arklı millet ve dinlerden insanların bir arada yaşıyor olması dikkatimi çekti.


Soru : Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemini insan hakları, din ve vicdan hürriyeti açısından değerlendiriniz.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemi, farklı din ve etnik gruplara belirli ölçülerde özerklik tanıyan bir yönetim modeliydi.

Her millet kendi iç işlerini yönetirken, Osmanlı Devleti’nin genel otoritesine bağlı kalıyordu. Bu sistem, o dönemde din ve etnik farklılıkların barış içinde bir arada yaşamasını sağlamıştır. Ancak, milletler arası eşitlik ve adalet konusunda bazı eleştirilere de yol açmıştır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemi, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti açısından çeşitli değerlendirmelere tabi tutulabilir:

  1. Din ve Vicdan Hürriyeti:
    • Millet sistemi, farklı dinlere mensup insanlara dinlerini serbestçe yaşama ve ibadet etme hakkı tanımıştır. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nun dönemindeki birçok Avrupa ülkesinden daha ileri bir din özgürlüğü sağladığı şeklinde yorumlanabilir.
    • Ancak, her millet kendi iç işlerini yönetirken, Osmanlı Devleti’nin Müslüman vatandaşlara tanıdığı ayrıcalıklar ve hukuki statü, Müslüman olmayan vatandaşların bazı durumlarda dezavantajlı konuma düşmesine sebep olmuştur.
  2. İnsan Hakları:
    • Osmanlı Devleti’nde milletler arası eşitlik ve adalet ilkesi, her milletin kendi iç işlerini yönetme hakkına dayanıyordu. Ancak, bu eşitlik bazı durumlarda pratikte tam olarak sağlanamamıştır. Müslüman olmayan milletlerin vergi ve askerlik gibi yükümlülükleri, Müslüman milletlere göre farklılık göstermiştir.
    • Yine de, Osmanlı Devleti’nin döneminde Avrupa’nın diğer bölgelerine kıyasla daha hoşgörülü bir ortam sağladığı ve farklı kültürel grupların barış içinde yaşamasını teşvik ettiği söylenebilir.
  3. Özerklik ve Yönetim:
    • Millet sistemi, farklı milletlere kendi dini ve sosyal işlerini yönetme özgürlüğü tanımıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin çok uluslu ve çok dilli yapısında birlikte yaşamayı kolaylaştırmıştır.
    • Ancak, merkeziyetçi yapının korunması amacıyla bazı milletlerin politik olarak özerk olma hakları kısıtlanmış veya sınırlı kalmıştır.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemi, dönemin şartları içinde din ve vicdan hürriyeti açısından ileri görülebilecek bir adım olmasına rağmen, insan hakları ve eşitlik konularında tam anlamıyla tatmin edici olmamıştır. Her milletin kendi dini ve kültürel özgünlüğünü korumasına imkan tanımasıyla beraber, bazı grupların ayrıcalıklı veya dezavantajlı konuma düşmesine yol açmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 62 Cevapları


Soru : Farklı dinlerden, farklı milletlerden insanların Osmanlı Devleti egemenliğinde huzur içinde nasıl yaşadığını anlatan aşağıdaki metni okuyarak ilgili soruları cevaplayınız.


Gayrimüslimler genel olarak hangi ekonomik faaliyetle uğraşmışlardır?


Cevap : Kuyumculuk, fırıncılık, sarraflık


Osmanlı Devleti’nin istimâlet politikasının toplum yaşamına katkıları nelerdir?


Cevap : Osmanlı Devleti, hoşgörülü tutumuyla bölge halkını kazanmayı başarmış ve fethettiği topraklarda uzun yıllar hakimiyet kurabilmiştir. Eğer Osmanlı Devleti, inançlarına ve yaşam biçimlerine saygı göstermeyen bir tutum izleseydi, halk zamanla isyan edebilir ve Osmanlı yönetimine karşı çıkabilirdi.


Osmanlı toplumunun bir arada huzur içinde yaşamasının nedenleri nelerdir?


Cevap :

Osmanlı İmparatorluğu’nda farklı unsurların birlikte yaşamasını mümkün kılan sistem ve bu sistemin kavramları, günümüz dünyasının kavram ve önceliklerinden farklıdır. İmparatorluğun değerleri adaleti, rıza ve ihtiyar olmayı öne çıkarırken, modern dünya ise hürriyeti önceler.

İmparatorluğun her bölgesinden ve çeşitli etnik unsurlardan gelen devlet adamları, ulema sınıfı mensupları, tarikat şeyhleri ve edebiyatçılar gibi toplumda önemli bir yer edinmiş kişiler, Buharî, Pargalı, Kayserili, Erzurumlu, Merzifonlu, Nevşehirli, Lofçalı, Bayburtlu, Halebî gibi sıfatları tüm Osmanlı topraklarında kullanabilmişlerdir. Bu durum, bölgesel ve etnik ayrımcılığın önemini azalttığını göstermektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 63 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen fetihlerin (Görsel 2.49) Osmanlı Devleti’nin gelişmesine ne gibi katkıları olduğunu ilgili alanlara yazınız.


Cevap :

İznik’in Fethi: İznik alındıktan sonra yeniden imar edilerek kısa sürede Türk-İslam şehri haline getirildi ve burada ilk Osmanlı medresesi açıldı.

Bursa’nın Fethi: Bursa’nın fethiyle Rumeli’ye yapılan akınların önü açıldı.

İstanbul’un Fethi: İstanbul’un fethiyle Osmanlı Devleti toprak bütünlüğünü sağladı.

Belgrad’ın Fethi: Belgrad’ın fethi, batıya yapılan akınlar için stratejik bir üs haline geldi.

Kıbrıs’ın Fethi: Kıbrıs’ın fethiyle Akdeniz’in hakimiyeti sağlanarak güney topraklarının güvenliği sağlandı.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Bir Devlet Doğuyor Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Bir Devlet Doğuyor Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47


Soru : Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili görüş ayrılıklarının sebepleri nelerdir? Tartışınız.


Cevap :

Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili görüş ayrılıklarının temel sebebi, tarihçilerin yararlandıkları kaynakların çeşitlilik göstermesidir. Her tarihçi farklı kaynaklara dayanarak, olayları ve figürleri farklı açılardan yorumlayabilir.

Bazı tarihçiler, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda efsanelere ve sözlü anlatılara daha fazla önem verirken, diğerleri yazılı belgelere ve arkeolojik buluntulara dayanmaktadır.

Bu da farklı kuruluş hikayelerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca, tarihçilerin ideolojik yaklaşımları ve dönemin politik koşulları da bu görüş ayrılıklarına katkıda bulunabilir.


Soru : Şeyh Edebâli’nin Osman Gazi’ye nasihatinde hangi değerlerimizden bahsedilmektedir? Açıklayınız.


Cevap :

Şeyh Edebâli’nin Osman Gazi’ye nasihatinde, Osman Gazi’nin devlet kurucusu olarak taşıması gereken değerler vurgulanmaktadır. Bu nasihatte şu değerler öne çıkar:

  • Adalet: Herkese eşit ve adil davranmak.
  • Hoşgörü: İnsanların farklılıklarına saygı göstermek ve onları anlamaya çalışmak.
  • Sabır ve Tahammül: Zorluklar karşısında metanet göstermek ve sabırlı olmak.
  • Merhamet ve Bağışlayıcılık: Hataları affetmek ve insanlara karşı merhametli olmak.
  • Koruyuculuk ve Kollayıcılık: Zayıfları, mazlumları ve yardıma muhtaç olanları koruyup kollamak. Şeyh Edebâli, Osman Gazi’ye bu değerleri hatırlatarak, adaletli ve merhametli bir lider olmasını öğütlemiştir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları


Soru : Osmanlı Devleti’nin iskân politikasını gerçekleştirirken iskâna tabi tutulan halkın en az beş yıl başka yere gitmesine izin vermemesinin sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti, iskân politikasını uygularken iskâna tabi tutulan halkın en az beş yıl başka yere gitmesine izin vermeyerek yeni yerleşim yerlerinde istikrar ve düzenin sağlanmasını amaçlamıştır. Bu süre zarfında halkın yeni topraklara adapte olması, tarım ve ticaret faaliyetlerini düzenli bir şekilde sürdürebilmesi hedeflenmiştir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin iskân politikasında, iskâna tabi tutulan halkın en az beş yıl başka yere gitmesine izin vermemesi, birden fazla sebebe dayanır:

  1. Toplumsal ve Ekonomik İstikrar: Yeni yerleşim yerlerinde istikrarın sağlanması için halkın belli bir süre yerleşik kalması gereklidir. Bu sayede tarım ve ticaret gibi ekonomik faaliyetler düzenli bir şekilde sürdürülebilir.
  2. Güvenlik: Yeni yerleşim yerlerinde güvenliğin sağlanması ve otoritenin pekiştirilmesi için halkın belirli bir süre o bölgede kalması önemlidir. Göçebeliğin azaltılması ve yeni yerleşimlerin korunması bu yolla sağlanabilir.
  3. Asimilasyon ve Entegrasyon: Yeni yerleşim yerlerinde iskâna tabi tutulan halkın, bölgenin yerli halkıyla kaynaşması ve kültürel entegrasyonun sağlanması için zaman gereklidir. Bu süre zarfında kültürel ve sosyal uyum daha kolay gerçekleşir.
  4. Yönetim ve Denetim: Osmanlı Devleti, iskân edilen bölgeleri daha etkili bir şekilde yönetmek ve denetlemek için halkın belirli bir süre yerinde kalmasını zorunlu kılmıştır. Böylece yerel otoriteler yeni yerleşim yerlerinin düzenini ve kontrolünü daha rahat sağlayabilirler.

Soru : İskâna tabi tutulanların yakın yerlerden getirilme sebebi ne olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

İskâna tabi tutulanların yakın yerlerden getirilmesi, uyum sürecinin kolaylaşması ve kültürel benzerliklerin sağlanması amacıyla tercih edilmiştir. Yakın bölgelerden gelen halk, yeni yerleşim yerlerine daha hızlı adapte olabilir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin iskân politikasında, iskâna tabi tutulanların yakın yerlerden getirilmesi şu sebeplere dayanır:

  1. Kültürel ve Dilsel Benzerlik: Yakın bölgelerden gelen halkın kültürel ve dilsel yapısı, iskân edilecek bölgenin yerli halkına daha yakın olabilir. Bu benzerlikler, uyum sürecini hızlandırır ve toplumsal bütünleşmeyi kolaylaştırır.
  2. Ulaşım ve Lojistik Kolaylığı: Yakın bölgelerden iskân edilen halkın taşınması, ulaşım ve lojistik açıdan daha az maliyetli ve daha pratiktir. Bu, devletin iskân politikasını daha verimli bir şekilde uygulamasını sağlar.
  3. Hızlı Adaptasyon: Yakın yerlerden gelen halk, iklim, coğrafya ve tarım yöntemleri gibi konularda benzer deneyimlere sahip olduğundan, yeni yerleşim bölgelerine daha hızlı adapte olabilir ve tarım, ticaret gibi faaliyetleri daha hızlı başlatabilir.
  4. Sosyal Ağların Devamlılığı: Yakın bölgelerden gelen halk, mevcut sosyal ağlarını yeni yerleşim yerlerine taşıyarak toplumsal yapıların korunmasını ve sosyal uyumun sağlanmasını kolaylaştırır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları


Soru : Balkanlarda Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitlerinin olması neyin göstergesidir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Balkanlarda Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitlerinin bulunması, Osmanlı döneminde Türk kültürünün Balkan coğrafyasında etkili olduğunu ve bu kültürel etkileşimin günümüze kadar sürdüğünü gösterir.

Uzun Cevap :

Balkanlarda Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitlerinin bulunması, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar üzerindeki kültürel etkisinin bir göstergesidir. Bu durum şu şekilde açıklanabilir:

  1. Kültürel Etkileşim: Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun yıllar boyunca Balkanlar’da hüküm sürmesi, Türk kültürünün ve mutfağının bu bölgelerde yayılmasına ve benimsenmesine neden olmuştur. Türk yemek ve tatlı isimleri, bu kültürel etkileşimin somut bir yansımasıdır.
  2. Gastronomik Entegrasyon: Osmanlı döneminde, Türk mutfağı Balkan mutfağına entegre olmuş ve bu bölgelerde yaygın olarak benimsenmiştir. Bu süreçte yerel halk, Türk yemeklerini ve tatlılarını benimseyerek günlük yaşamlarına katmıştır.
  3. Tarihi Bağlar: Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitleri, Balkanlar ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki tarihi bağların bir yansımasıdır. Bu bağlar, ortak kültürel mirasın korunmasına ve nesilden nesile aktarılmasına katkı sağlamıştır.
  4. Turizm ve Kültürel Tanıtım: Günümüzde Balkanlar’da Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitleri, bu bölgelerin turistlere sunduğu kültürel zenginliklerin bir parçasıdır. Bu yemekler, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin Osmanlı kültürünü ve tarihini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.

Bu göstergeler, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki derin kültürel etkisini ve bu etkinin günümüzde bile sürdüğünü ortaya koymaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları


Soru : Verilen metinde Osmanlı Devleti’nin siyasal bir güç olarak ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerden hangilerine değinilmiştir? Açıklayınız.


Cevap :

Osmanlı İmparatorluğu’nun başarısında etkili olan temel unsurlar şunlardır:

  1. Jeopolitik Konum: Osmanlı Devleti’nin kurulduğu bölge, stratejik olarak önemli bir konumdaydı. Anadolu ve Balkanlar arasında köprü vazifesi gören bu bölge, hem kara hem de deniz ticaret yollarının kesişim noktasında yer alıyordu. Bu durum, Osmanlı’nın hızlı bir şekilde genişlemesine ve zenginleşmesine olanak tanıdı.
  2. Padişahların İleri Görüşlülüğü ve Cesareti: Osmanlı padişahları, genellikle ileri görüşlü, cesur ve kararlı liderlerdi. Bu özellikleri sayesinde, Osmanlı Devleti’ni sürekli olarak genişletmiş ve güçlü bir imparatorluk haline getirmişlerdir. Yeni fetihlere yönelik stratejik planlar yapma ve zorluklar karşısında kararlı duruş sergileme yetenekleri, devletin büyümesinde büyük rol oynamıştır.
  3. Adil ve Hoşgörülü Yönetim: Osmanlı Devleti, farklı etnik ve dini gruplara hoşgörüyle yaklaşan bir yönetim sistemi geliştirmiştir. Bu adil ve hoşgörülü yönetim anlayışı, fethedilen topraklardaki halkın Osmanlı yönetimini benimsemesini ve devlete sadık kalmasını sağlamıştır. Adaletin ve hoşgörünün hakim olduğu bir yönetim, toplumsal barışı ve huzuru pekiştirmiştir.
  4. İskan Politikaları: Osmanlı Devleti, fethedilen topraklarda istikrarı sağlamak için etkili iskan politikaları uygulamıştır. Bu politikalar, yeni fethedilen bölgelere Türk nüfusunun yerleştirilmesini ve bu bölgelerin Osmanlı kültürüne entegrasyonunu amaçlamıştır. İskan politikaları sayesinde, yeni topraklar hızla Osmanlı yönetimine adapte olmuştur.
  5. Merkeziyetçi Yönetim Anlayışı: Osmanlı Devleti, güçlü bir merkezi yönetim sistemi benimsemiştir. Bu sistem, devletin tüm topraklarında etkin bir kontrol ve denetim sağlamış, yerel yöneticilerin bağımsız hareket etmesini engellemiştir. Merkeziyetçi yönetim, devletin bütünlüğünü ve istikrarını korumada önemli bir rol oynamıştır.
  6. Cihad ve Şehadet Düşüncesi: Osmanlı padişahları ve askerleri, cihad ve şehadet düşüncesini benimsemişlerdir. Bu düşünce, Osmanlı ordusunun motivasyonunu artırmış ve fetihlere olan inançlarını pekiştirmiştir. Cihad ve şehadet anlayışı, Osmanlı askerlerinin cesaretle savaşmalarını ve zorluklara karşı direnç göstermelerini sağlamıştır.

Bu unsurlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun başarısının ve uzun ömürlü olmasının temel taşlarını oluşturmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları


Soru : Aşağıdaki tabloda Osmanlı toplumunda yer alan bazı kişiler verilmiştir. Bu kişilerin karşılarına hangi toplumsal yapı içinde yer aldıklarını yazınız.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47 Cevapları”


 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Dünyayı Evimize Getiren Kutu: Televizyon Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 22, 23, 24, 25, 26


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Dünyayı Evimize Getiren Kutu: Televizyon Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26 


Soru : Yukarıdaki görselin neler anlattığını açıklayınız.


Cevap :

Yukarıdaki görsel televizyonu tasvir etmektedir. Televizyonun hayatımıza kattığı unsurlardan, televizyon programlarının evlerimizin salonlarına getirdiği içeriklerden bahsetmektedir. Televizyon ekranı aracılığıyla dünyayı bize sunduğu görülmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 23 Cevapları


Soru : Mülakatta hangi kültürel değerlerimizden bahsedilmektedir? Açıklayınız. 


Cevap :

Metin, çocukken oynanan oyunlardan, mahalle kültüründen, kış gecelerinde aile ile geçirilen harika anlardan ve radyo tiyatroları ile radyodaki haberleri dinlemenin verdiği keyiften söz etmektedir.


Soru : Televizyon seyrederken geçirdiğiniz zamanı, arkadaşlarınızla oyun oynayarak geçirirseniz bunun sizlere nasıl bir katkısı olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Televizyon izlemek yerine arkadaşlarla oyun oynamak, fiziksel aktiviteyi artırır, sosyal becerileri geliştirir ve daha sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eder. Bu aktiviteler, arkadaşlık bağlarını güçlendirir ve birlikte vakit geçirmenin keyfini çıkarır.

Uzun Cevap :

Televizyon izlemek yerine arkadaşlarla oyun oynamak birçok açıdan faydalıdır. Öncelikle, fiziksel aktiviteyi artırarak sağlığınıza katkı sağlar. Hareket etmek, vücudunuzun zinde kalmasına yardımcı olur ve obezite gibi sağlık sorunlarını önler.

Sosyal becerilerinizi geliştirir; iletişim, iş birliği ve problem çözme yeteneklerinizi artırır. Arkadaşlarınızla vakit geçirmek, sosyal bağlarınızı güçlendirir ve duygusal sağlığınızı iyileştirir.

Ayrıca, birlikte oyun oynamak, eğlenmenin ve gülmenin keyfini yaşamanıza olanak tanır, bu da stres seviyenizi düşürür ve genel mutluluğunuzu artırır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 24 Cevapları


Soru : İzlediğiniz reklamların tüketim alışkanlığınızı etkilediğini düşünüyor musunuz? Tartışınız.


Cevap :

Kesinlikle etkiliyor. Reklamlarda gördüğümüz yiyecek ve içecekler canımızı çekiyor, bu yüzden hemen markete koşup almak istiyoruz. Aynı şekilde, beğendiğimiz bir pantolonu gördüğümüzde mağazaya gidip satın alma isteği duyuyoruz.


Soru : Yukarıdaki görselde anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.


Cevap :

Sosyalleşme, çocukların gelişim çağında en önemli unsurlardan biridir. Bu sayede çocuk, dostluklar kurar, konuşma yeteneklerini geliştirir ve paylaşma gibi değerleri öğrenir. Ancak, sosyalleşmek yerine televizyona dalıp vaktini boşa harcarsa, bu önemli becerileri kazanamaz.


Soru : Bütün iletişim araçlarını bir günlüğüne kullanmayınız. O gün için ailemizle bir etkinlik düzenleyiniz. Pikniğe gitme, gezme, spor yapma, sohbet etme gibi etkinlikleri yaparak izlenimlerinizi defterinize yazıp sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

Bir günlüğüne tüm iletişim araçlarını kullanmayın. O gün ailemizle bir etkinlik düzenleyin. Pikniğe gitmek, gezmek, spor yapmak, sohbet etmek gibi etkinlikler yaparak deneyimlerinizi defterinize yazın ve sınıfta arkadaşlarınızla paylaşın.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 25 Cevapları


Soru : Aşağıda 26 ildeki 1-12. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan Türkiye’de Çocukların Medya Kullanma Alışkanlıkları Araştırması’nın bir kısmını görmektesiniz. Bu araştırmadan faydalanarak aşağıdaki soruları cevaplayalım.


Araştırmaya göre en önemli görülen ilk üç kitle iletişim aracını yazınız.


Cevap :

Kitap, gazete, dergi; ardından genel ağ ve tablet, cep telefonu gelmektedir.


Araştırmaya göre en çok zaman ayrılan ilk üç kitle iletişim aracını yazınız.


Cevap :

Cep telefonu, televizyon, genel ağ.


Kitap-gazete-dergi çocuklar için en önemli kitle iletişim araçları olmasına rağmen çocukların okumaya ayırdıkları zamanın az olmasını nasıl açıklayabiliriz?


Cevap :

Çocuklar, hareketli videoları daha çekici bulmaktadır. Kitap okumak emek gerektiren bir uğraş olduğu için çocuklar bundan kaçınarak, boş vakitlerini cep telefonlarıyla geçirmeyi tercih ediyorlar.


Soru : Yukarıdaki habere göre yardımlaşma ve dayanışma duygusunun oluşturulmasında kitle iletişim araçlarının önemi nedir? Tartışınız.


Cevap :

Kitle iletişim araçları, bazı kampanyaların daha geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir rol oynar. Örneğin, bu haberde Van’da yaşanan deprem sonrasında sosyal medyada başlatılan kampanya sayesinde birçok insana ulaşılmış ve önemli yardımlar toplanmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 26 Cevapları


Günümüzde televizyon, ülkeler hatta kıtalar arası kültürel alışverişin önemli bir aracı hâline gelmiştir. Teknolojilerini dünyaya satan devletler, teknolojileriyle kendi kültürlerini de dünyaya yayma çabası içine girmiştir. Televizyonlarda, tarihimizin birer parçası olan gerçek kahramanlar (Görsel 1. 20) yerine tamamen hayal ürünü, uçan ve ağzından ateşler püsküren karakterlerin (Görsel 1. 21) ön plana çıkartılması bu çabalara örnek gösterilebilir.

Soru : Yukarıdaki görsellerde yer alan gerçek ve sanal karakterlerden televizyonda hangisi ile en çok karşılaşıyorsunuz? Sanal karakterlerin kültürümüze girmesi bizleri nasıl etkiler? Tartışınız.


Cevap :

Televizyonda en çok sanal karakterlerle karşılaşıyoruz. Sanal karakterlerin kültürümüze girmesi, özellikle genç nesiller üzerinde çeşitli etkiler yaratabilir.

Gerçek kahramanlar yerine hayal ürünü karakterlerin ön plana çıkması, çocukların ve gençlerin tarihi ve kültürel değerlerden uzaklaşmasına neden olabilir. Bu durum, kendi kültürümüze ve tarihimize olan ilgiyi azaltabilir, yerine yabancı kültürlerin ve hayali karakterlerin daha fazla benimsenmesine yol açabilir. Bu da, toplumsal değerlerimizin zayıflamasına ve kültürel kimliğimizin kaybolmasına neden olabilir.


Soru : Televizyon izlerken aşağıdaki akıllı işaretleri dikkate almamız neden önemlidir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Televizyon izlerken akıllı işaretleri dikkate almak, izlediğimiz programların içeriklerinin yaşımıza uygun olup olmadığını anlamamıza yardımcı olur. Bu işaretler, zararlı veya uygun olmayan içeriklerden korunmamızı sağlar.

Uzun Cevap :

Televizyon izlerken akıllı işaretleri dikkate almak çok önemlidir çünkü bu işaretler, izlediğimiz programların içeriklerinin yaşımıza ve hassasiyetlerimize uygun olup olmadığını gösterir.

Örneğin, çocuklar için uygun olmayan şiddet, cinsellik veya korku içeren sahneler, bu işaretler sayesinde önceden fark edilerek engellenebilir. Bu, özellikle çocukların ruhsal ve duygusal gelişimi açısından büyük önem taşır.

Ayrıca, akıllı işaretler ailelerin, çocuklarının hangi programları izleyebileceğini belirlemesine yardımcı olur ve böylece televizyon izleme alışkanlıklarını sağlıklı bir şekilde yönlendirebilir.

Bu, çocukların ve gençlerin zararlı içeriklerden korunmasını ve uygun içeriklerle beslenmesini sağlar, dolayısıyla uzun vadede daha sağlıklı bireyler yetişmesine katkıda bulunur.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 17-18-19-20-21 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Çevremle İletişim Kurabiliyorum Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 17, 18, 19, 20, 21


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Çevremle İletişim Kurabiliyorum Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 17-18-19-20-21 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 17-18-19-20-21


Şeyh Edebâli’nin Vasiyetinden Bir Bölüm

‘‘… Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördüğünü söyleme, bildiğini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme. Bizler nefreti eritmek, muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hâkim kılmak için çıktık yola. Bu yolda utanacak bir şeyimiz yoktur oğul. Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul ama altının değerini sarraf bilir. Sözünü muhatabına göre ayarlayasın oğul. Cahilin karşısında altınlarını çamura atmayasın oğul.’’

Soru : Şeyh Edebâli’nin vasiyetine göre Osman Bey nasıl bir iletişim dili kullanmalıdır? Açıklayınız.


Cevap :

Şeyh Edebâli, açık sözlü olmanın önemine vurgu yapmıştır. “Söz, söz olsun diye söyleme” ifadesiyle, boşuna konuşmaktan kaçınılması gerektiğini belirtmiştir. Başkalarının kusurlarını yüzlerine vurmamayı ve sözlerin muhataba göre ayarlanmasını tavsiye etmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 18 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen diyaloglarda iletişimi olumsuz yönde etkileyen davranışları, örnekteki gibi olumlu davranışlara çeviriniz.


Cevap :

Nihal: Tabii ki tuttuğum notları verebilirim, ama başka bir kağıda geçirmen gerekecek.

Zeynep: Tebrik ederim, çok çalıştığını biliyordum ve bu puanı hak ettiğini düşünüyorum.

Mahmut: Tabii ki dünkü ödevleri verebilirim.

Arkadaşı: Personellerle bir toplantı yaparak herkesin memnun olacağı bir izin günü ayarlamalısın.

Anne: Arkadaşlarınla konuşarak aranızdaki sorunları çözmelisiniz.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 19 Cevapları


Soru : Bireysel ve toplumsal ilişkilerde ben dili kullanımının sağlayacağı yararlar nelerdir? Düşüncelerinizi açıklayınız.


Kısa Cevap :

Bireysel ve toplumsal ilişkilerde “ben dili” kullanmak, iletişimi daha etkili ve anlayışlı hale getirir. Kişi, kendi duygularını ve düşüncelerini ifade ederek, karşı tarafı suçlamadan sorunu ortaya koyar. Bu yaklaşım, yanlış anlaşılmaları ve çatışmaları azaltır, empatiyi artırır ve ilişkileri güçlendirir.

Uzun Cevap :

Bireysel ve toplumsal ilişkilerde “ben dili” kullanımı, iletişimde pek çok fayda sağlar. Öncelikle, ben dili, kişinin kendi duygularını, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını açık bir şekilde ifade etmesine olanak tanır. Bu, karşı tarafı suçlamadan, savunma mekanizmalarını tetiklemeden iletişim kurmayı sağlar. Örneğin, “Sen hep geç kalıyorsun” demek yerine, “Geç kaldığında kendimi önemsiz hissediyorum” demek, sorunu daha yapıcı bir şekilde dile getirmeye yardımcı olur.

Ben dili, empatiyi ve anlayışı artırır. Karşı taraf, kişinin duygularını ve ihtiyaçlarını anladığında, tepki vermek yerine dinlemeye ve anlamaya daha açık hale gelir. Bu, yanlış anlaşılmaları ve çatışmaları azaltır, karşılıklı saygıyı artırır. Ayrıca, ben dili kullanımı, kişinin kendi duygusal farkındalığını da artırır, bu da daha sağlıklı ve dengeli bir iletişim kurmasına yardımcı olur.

Toplumsal ilişkilerde de ben dili, bireyler arasındaki bağları güçlendirir. Toplumsal sorunların çözümünde, taraflar birbirlerinin duygularını ve bakış açılarını anlamaya çalıştığında, daha işbirlikçi ve yapıcı çözümler bulunabilir. Bu, toplumdaki genel hoşgörü ve anlayış seviyesini artırır, sosyal uyumu ve barışı destekler.

Sonuç olarak, ben dili kullanımı, hem bireysel hem de toplumsal ilişkilerde daha sağlıklı, etkili ve empatik bir iletişim kurmanın anahtarıdır. Bu yaklaşım, ilişkilerdeki sorunları çözmek ve daha güçlü bağlar kurmak için önemli bir araçtır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 20 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen diyaloglarda iletişimi olumsuz yönde etkileyen davranışları, örnekteki gibi olumlu davranışlara çeviriniz.


Cevap :

SEN DİLİ

Çok dikkatsizsin.
Ne kadar da kabasın.
Bencilsin.
Sakar şey!
Kendini beğenmiş!

BEN DİLİ

Korkuyorum.
Hoşlanmıyorum.
Kırılıyorum.
Kötü / incinmiş hissediyorum.
Endişeleniyorum.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 21 Cevapları


‘‘7. sınıfta okurken sınıf arkadaşlarımdan biriyle tartışmaya girdim. Benim haklı olduğumdan onun ise haksız olduğundan emindim. Öğretmenimiz aramızdaki çatışmayı fark etti ve bizi sınıfın önüne çıkardı. Onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına aldı. Masanın tam ortasında yuvarlak bir cisim vardı. Siyah renkli bir nesne. Öğretmen, arkadaşıma nesnenin rengini sordu. Arkadaşım, ‘beyaz’ dedi. Beyaz dediğine inanamadım çünkü nesne siyahtı.

Yeniden tartışmaya başladık. İkinci tartışmamız da nesnenin rengi yüzünden oldu. Bunun üzerine öğretmenimiz yerlerimizi değiştirdi ve bana nesnenin rengini sordu. Beyaz, demek zorundaydım çünkü nesnenin bana dönük tarafı beyaz, diğer tarafı ise siyahtı. Öğretmenimiz, bu hareketiyle çatışma durumunda olaylara sadece kendi penceremizden bakmamamız gerektiğini ve ön yargılı davranmazsak uzlaşmaya varabileceğimizi öğretti.’’

Soru : Yukarıdaki örnekte, öğretmenin bir çatışma durumunda uzlaşmayı sağlayabilmek için uyguladığı yönteme dikkat ediniz. Sizler de yaşadığınız bir çatışma durumunu düşününüz. Nasıl uzlaşabileceğiniz hakkında fikir yürütünüz.


Cevap :

“Eğer bir çatışma durumu yaşarsam, ilk olarak kendi davranışlarımı ve bu çatışmada ne kadar rolüm olduğunu değerlendirmeye çalışırım. Ardından, üzerime düşen yapıcı adımı atmak için çaba gösteririm.”



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 95-96-97-98-99-100-101-102-103-104 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Türkiye Nüfusunun Özellikleri Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Türkiye Nüfusunun Özellikleri Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 95-96-97-98-99-100-101-102-103-104 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 95-96-97-98-99-100-101-102-103-104


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 95 Cevapları


Soru : Bir ülkenin nüfusunun fazla olmasının faydaları neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Bir ülkenin nüfusunun fazla olması ekonomik büyümeye katkı sağlar, iş gücü ve üretim kapasitesini artırır. Aynı zamanda kültürel çeşitlilik sağlar ve uluslararası alanda ülkenin etkisini artırır. Ancak, bu durum iyi bir planlama ve yönetim gerektirir; aksi halde, altyapı ve kaynaklar yetersiz kalabilir.

Uzun Cevap :

Bir ülkenin nüfusunun fazla olmasının birçok faydası vardır, ancak bu avantajların etkili bir şekilde kullanılması, iyi bir planlama ve yönetimle mümkündür. İşte detaylı olarak bu faydalar:

  1. Ekonomik Büyüme: Büyük bir nüfus, geniş bir iç pazar anlamına gelir. Bu durum, mal ve hizmetlere olan talebi artırarak ekonomik büyümeye katkı sağlar. Ayrıca, geniş bir tüketici kitlesi, yerli ve yabancı yatırımları cezbedebilir.
  2. Çalışma Gücü ve Üretim: Fazla nüfus, iş gücü arzını artırır. Bu durum, sanayi, tarım ve hizmet sektörlerinde daha fazla üretim kapasitesi ve ekonomik çeşitlilik sağlar. Ayrıca, teknolojik ve endüstriyel gelişim için geniş bir insan kaynağı sunar.
  3. Kültürel Çeşitlilik: Büyük nüfus, kültürel çeşitliliği artırır. Farklı kültürler ve gelenekler, toplumsal zenginliği ve yaratıcılığı teşvik eder. Bu durum, turizm sektörünü de olumlu yönde etkileyebilir.
  4. Uluslararası Etki ve Güç: Nüfusu fazla olan ülkeler, genellikle uluslararası alanda daha fazla etkiye sahiptir. Büyük bir nüfus, askeri güç, diplomasi ve ekonomik ilişkilerde avantaj sağlar. Bu durum, ülkenin uluslararası alandaki rolünü ve itibarını artırabilir.
  5. Genç Nüfus ve Dinamik Toplum: Genç ve dinamik bir nüfus, yenilikçilik ve girişimcilik için elverişli bir ortam yaratır. Bu, özellikle teknoloji ve bilgi ekonomisi gibi alanlarda büyüme ve gelişme potansiyelini artırır.

Ancak, bu avantajların yanında dikkat edilmesi gereken bazı zorluklar da vardır. Fazla nüfus, altyapı, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler üzerinde baskı yaratabilir. Ayrıca, işsizlik, yoksulluk ve çevresel sorunlar gibi meseleler de ortaya çıkabilir. Bu nedenle, nüfusun yönetimi ve planlaması, sürdürülebilir kalkınma için kritik öneme sahiptir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 96 Cevapları


Soru : Yukarıdaki tabloyu inceleyiniz. Ülkemizin nüfusu sürekli artmış mıdır? Açıklayınız.


Cevap :

Evet, ülkemizin nüfusu sürekli artmıştır. Bunun temel nedenleri arasında, yaşam standartlarının iyileşmesi, sağlık hizmetlerinin gelişmesi, halkın refah seviyesinin artması ve savaşların olmaması sayılabilir. Bu faktörler, insanların daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesine, dolayısıyla nüfusun sürekli artmasına katkı sağlamıştır.


Soru : Yukarıdaki grafiğe göre nüfus artış hızının en yüksek olduğu dönem hangisidir? Nedenlerini tartışınız.


Cevap :

Nüfus artış hızının en yüksek olduğu dönem 1945 ile 1960 yılları arasındadır. Bu dönem, II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği ve barış döneminin başladığı yıllardır. Savaş sonrası dönemde, göçler artmış, savaş süresince askere alınan gençler sivil hayata dönmüş ve ekonomik canlanma yaşanmıştır. Bu faktörler, nüfus artış hızının bu dönemde zirveye çıkmasına neden olmuştur.


Soru : Yukarıdaki tabloda yer alan şehirlerimizde nüfus artış hızının eksi olmasının sebeplerini nüfusun dağılışını etkileyen faktörleri göz önünde bulundurarak açıklayınız.


Cevap :

Bu şehirlerimizde nüfus artış hızının eksi olmasının başlıca sebepleri, ekonomik ve sosyal koşullardır. Ekonomik açıdan yeterince gelişmemiş olan bu bölgelerde iş imkanlarının kısıtlı olması, genç ve çalışabilir nüfusun daha iyi iş ve yaşam koşulları arayışıyla büyük şehirlere veya daha gelişmiş bölgelere göç etmesine yol açmaktadır. Ayrıca, bu şehirlerde eğitim ve sağlık hizmetlerinin yeterince gelişmemiş olması, iklim ve coğrafi koşulların zorluğu da nüfusun azalmasına katkıda bulunan diğer önemli faktörlerdir. Bu sebeplerle, bu şehirlerimizde nüfus artış hızı sürekli olarak negatif seyretmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 97 Cevapları


Soru : Yukarıdaki görsellerde yer alan illerimizin hangisinde nüfus daha fazla olabilir? Sebepleri ile açıklayınız.


Cevap :

Konya’da nüfusun daha fazla olması muhtemeldir. Çünkü Konya, Bayburt’a kıyasla daha iyi iklim koşullarına, daha elverişli yer şekillerine ve daha fazla ekonomik imkana sahiptir. Bu avantajlar, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde daha fazla iş olanağı sunarak insanların Konya’da yaşamayı tercih etmelerine yol açmaktadır. Ayrıca, Konya’nın tarihi ve kültürel önemi de nüfusun artmasında etkili olan faktörlerdendir.


Soru : Yaşadığınız yerin (il, ilçe) nüfusunun yaş, cinsiyet, çocuk sayısı, okur-yazarlık durumu gibi özelliklerini araştırarak elde ettiğiniz verilerin grafiklerini yapınız. Yaptığınız çalışmayı sınıfta paylaşınız.


Cevap :

İstanbul’da nüfus genellikle gençtir. Kadın ve erkek sayısı birbirine yakındır. Okur-yazarlık oranı yüksektir. Çocuk sayısı aileden aileye değişmekle birlikte genellikle iki ile dört arasında değişmektedir. Bu verileri araştırarak grafiklerle sunabilir ve sınıfta paylaşabilirsiniz. Bu tür veriler, İstanbul’un demografik yapısını ve sosyal dinamiklerini anlamamıza yardımcı olur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 98 Cevapları


Soru : Türkiye’nin kıyı kesimlerinde nüfus yoğunluğunun fazla, iç kesimlerinde az olmasının nedenlerini açıklayınız.


Kısa Cevap :

Kıyı kesimlerinde iklimin daha elverişli olması, tarım ve ticaret imkanlarının geniş olması, turizm potansiyeli ve sanayi faaliyetlerinin yoğunluğu nüfus yoğunluğunun fazla olmasına neden olurken, iç kesimlerde bu faktörlerin daha sınırlı olması nüfus yoğunluğunun düşük olmasına sebep olmaktadır.

Uzun Cevap :

Türkiye’nin kıyı kesimlerinde nüfus yoğunluğunun fazla olmasının başlıca nedenleri şunlardır:

  1. İklim ve Doğal Koşullar: Kıyı bölgelerinin ılıman iklimi, tarım ve yaşam koşulları için daha elverişlidir. Bu durum, insanların kıyı bölgelerinde yaşamayı tercih etmelerine yol açmaktadır.
  2. Ekonomik Faaliyetler: Kıyı kesimleri, tarım, balıkçılık, ticaret ve turizm gibi ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı bölgelerdir. Limanlar ve turizm merkezleri, ekonomik canlılığı artırarak iş imkanları yaratmaktadır.
  3. Sanayi ve Ticaret: Kıyı şehirlerinde sanayi ve ticaret faaliyetleri daha yoğundur. Limanlar aracılığıyla yapılan ithalat ve ihracat, bu bölgelerin ekonomik önemini artırmaktadır.
  4. Turizm: Kıyı bölgelerindeki turistik cazibe merkezleri, hem yerli hem de yabancı turistleri çekmekte, bu da bölgedeki nüfus yoğunluğunu artırmaktadır.
  5. Ulaşım: Kıyı bölgelerinde ulaşım ağları daha gelişmiştir. Deniz yollarının yanı sıra kara ve hava ulaşımı da daha yaygındır, bu da ticaret ve yaşam koşullarını olumlu yönde etkilemektedir.

İç kesimlerde ise, iklimin daha sert ve karasal olması, ekonomik faaliyetlerin sınırlı olması ve coğrafi koşulların zorluğu nüfus yoğunluğunun düşük olmasına neden olmaktadır.


Soru : Malatya ile Trabzon’un nüfusları birbirine yakınken nüfus yoğunluklarının farklı olmasının sebebi nedir? Yazınız.


Cevap :

Malatya ile Trabzon’un nüfusları birbirine yakın olmasına rağmen nüfus yoğunluklarının farklı olmasının sebebi yüzölçümlerinin farklı olmasıdır. Trabzon’un yüzölçümü Malatya’ya göre daha küçüktür. Bu nedenle, aynı nüfus daha küçük bir alanda yoğunlaştığı için Trabzon’un nüfus yoğunluğu daha yüksektir. Ayrıca, Trabzon’un coğrafi yapısı ve ekonomik faaliyetlerinin büyük kısmının dar kıyı şeridinde yoğunlaşması da bu farklılığı artırmaktadır.


Soru : İzmir ile Malatya’nın yüz ölçümleri birbirine çok yakındır ancak İzmir’in nüfus yoğunluğu daha fazladır. Bunun sebeplerini nüfusun dağılışını etkileyen faktörleri göz önünde bulundurarak yazınız.


Cevap :

İzmir’in nüfus yoğunluğunun Malatya’ya göre daha fazla olmasının sebepleri şunlardır:

  1. Ekonomik Faaliyetler: İzmir, Türkiye’nin en büyük limanlarından birine sahiptir ve sanayi, ticaret ve turizm açısından önemli bir merkezdir. Bu durum, iş imkanlarının fazla olmasını ve insanların bu bölgeye göç etmesini sağlamaktadır.
  2. Tarihi ve Kültürel Çekim Merkezi: İzmir, tarih boyunca önemli bir yerleşim ve ticaret merkezi olmuştur. Bu durum, şehirdeki nüfus yoğunluğunu artıran önemli bir faktördür.
  3. Eğitim ve Sağlık Hizmetleri: İzmir, eğitim ve sağlık hizmetleri açısından gelişmiş bir şehirdir. Üniversiteler ve sağlık kuruluşları, insanların İzmir’de yaşamayı tercih etmelerine katkıda bulunur.
  4. İklim ve Coğrafi Koşullar: İzmir’in Akdeniz iklimi, yaşam koşullarını daha cazip hale getirir. Malatya ise karasal iklimin etkisindedir ve bu durum yaşam şartlarını daha zorlayıcı kılmaktadır.
  5. Turizm: İzmir, önemli turistik bölgelere ve tarihi eserlere ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum, şehrin çekiciliğini artırır ve nüfus yoğunluğunu etkiler.

Soru : İlinizin nüfus yoğunluğunu bularak yoğunluğu etkileyen faktörleri yazınız.


Cevap :

 

İstanbul’un nüfus yoğunluğu, 2023 verilerine göre yaklaşık olarak 2,900 kişi/km²’dir. Bu yoğunluğu etkileyen faktörler şunlardır:

  1. Ekonomik Çekim Merkezi: İstanbul, Türkiye’nin ekonomik ve ticaret merkezi olarak geniş iş olanakları sunar. Bu durum, iç göçü teşvik eder ve nüfus yoğunluğunu artırır.
  2. Tarihi ve Kültürel Çekim: İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile dünya çapında tanınan bir şehirdir. Bu durum, hem turizmi artırır hem de şehirde yaşamayı cazip kılar.
  3. Eğitim ve Sağlık Hizmetleri: İstanbul, Türkiye’nin en gelişmiş eğitim ve sağlık hizmetlerine sahiptir. Üniversiteler, araştırma merkezleri ve hastaneler, nüfus yoğunluğunu artıran önemli etkenlerdir.
  4. Ulaşım ve Altyapı: İstanbul, gelişmiş ulaşım ağı (metro, tramvay, otobüs, feribot) ve altyapısı ile kolay yaşam imkanı sunar. Bu da nüfus yoğunluğunu artıran bir diğer faktördür.
  5. Göç: İstanbul, hem iç göç hem de dış göç açısından önemli bir merkezdir. Ülkenin çeşitli bölgelerinden ve yurtdışından insanların İstanbul’a göç etmesi, nüfus yoğunluğunu artırır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 99 Cevapları


Soru : 1927 yılında kadın nüfusunun erkek nüfusundan fazla olmasının sebepleri nelerdir? Açıklayınız.


Cevap :

1927 yılında Türkiye’de kadın nüfusunun erkek nüfusundan fazla olmasının temel sebepleri, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda birçok erkeğin hayatını kaybetmesidir. Bu savaşlarda cephelerde mücadele eden erkeklerin büyük bir kısmı şehit olmuş veya sakat kalmıştır. Ayrıca, savaş sonrası dönemde yaşanan ekonomik zorluklar ve hastalıklar da erkek nüfusunun azalmasına neden olmuştur. Dolayısıyla, bu dönemde kadın nüfusu erkek nüfusuna göre daha fazladır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 100 Cevapları


Soru : Ülkemize ait yukarıdaki yaş piramidinde yer alan tabandaki daralma, ileriki yıllarda nüfusun yaş yapısında ne gibi değişikliklere yol açar? Açıklayınız. 


Cevap :

Yaş piramidinde tabandaki daralma, ileriki yıllarda nüfusun yaş yapısında önemli değişikliklere yol açacaktır. Bu durum, doğum oranlarının düşmesi ve genç nüfusun azalması anlamına gelir. Uzun vadede, bu daralma nüfusun yaşlanmasına, yaşlı bağımlılık oranının artmasına ve çalışma çağındaki nüfusun azalmasına yol açar. Bunun sonucunda, sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki baskı artar ve ekonomik büyüme olumsuz etkilenebilir. Ayrıca, yaşlı nüfusun sağlık ve bakım ihtiyaçları artar, bu da sağlık hizmetleri ve sosyal destek sistemleri üzerinde ek yük oluşturur.


Soru : Devletin 0-14 yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmesi hangi alanlarda planlama yapmasına kolaylık sağlar? Açıklayınız. 


Kısa Cevap :

Devletin 0-14 yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmesi, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanlarında planlama yapmasına kolaylık sağlar. Bu bilgi, okulların, hastanelerin ve çocuk hizmetlerinin etkin bir şekilde planlanmasına ve yönetilmesine yardımcı olur.

Uzun Cevap :

Devletin 0-14 yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmesi, aşağıdaki alanlarda planlama yapmasına kolaylık sağlar:

  1. Eğitim: Bu yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmek, okul inşası, öğretmen ihtiyacı ve eğitim materyalleri gibi konularda doğru planlama yapılmasına olanak tanır. Böylece, her çocuğun kaliteli eğitim alması sağlanabilir.
  2. Sağlık: Çocuk sağlığı hizmetleri, aşı programları, çocuk hastaneleri ve sağlık ocaklarının planlanması için bu veriler önemlidir. Çocukların sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli sağlık hizmetlerinin sağlanması bu sayede mümkün olur.
  3. Sosyal Hizmetler: Çocukların sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli sosyal hizmetlerin planlanması ve dağıtımı bu bilgilere dayanır. Kreşler, çocuk bakım merkezleri ve sosyal destek programları bu kapsamda yer alır.
  4. İç Güvenlik ve Adalet: Çocukların korunması ve haklarının savunulması için gerekli olan yasal düzenlemeler ve uygulamaların planlanması bu yaş grubundaki nüfusun sayısına göre yapılır.
  5. Gelecek Planlaması: Genç nüfusun gelecekteki eğitim, istihdam ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için uzun vadeli stratejik planlamalar yapılabilir.

Soru : Ülkemizde 15-64 yaş grubundaki nüfusun fazla olması ne gibi olumlu sonuçlar doğurur? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Ülkemizde 15-64 yaş grubundaki nüfusun fazla olması, ekonomik büyümeye katkı sağlar, iş gücü arzını artırır ve sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliğini destekler. Ayrıca, dinamik ve yenilikçi bir toplum oluşmasına yardımcı olur.

Uzun Cevap :

Ülkemizde 15-64 yaş grubundaki nüfusun fazla olması, birçok olumlu sonuca yol açar:

  1. Ekonomik Büyüme: Bu yaş grubundaki bireyler, iş gücünün en büyük kısmını oluşturur ve ekonomik üretkenliği artırır. İş gücünün fazla olması, sanayi, hizmet ve tarım sektörlerinde üretim kapasitesinin artmasına ve ekonomik büyümeye katkı sağlar.
  2. İş Gücü Arzı: Genç ve orta yaşlı nüfus, iş gücü arzını artırır ve iş piyasasında daha fazla seçenek sunar. Bu durum, işverenlerin nitelikli çalışanlar bulmasını kolaylaştırır ve işsizlik oranlarını düşürür.
  3. Sosyal Güvenlik Sistemleri: Çalışma çağındaki nüfusun fazla olması, sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği için önemlidir. Emeklilik ve sağlık sistemlerinin finansmanı için gerekli prim ve vergilerin toplanmasını sağlar.
  4. Yenilikçilik ve Girişimcilik: Genç ve dinamik bir nüfus, yenilikçilik ve girişimcilik faaliyetlerini destekler. Yeni fikirler ve teknolojik gelişmeler, ekonomik ve sosyal kalkınmayı hızlandırır.
  5. Tüketim ve Talep: Çalışan nüfusun fazla olması, tüketim ve talebi artırır. Bu durum, iç piyasada canlanma yaratır ve ekonomik büyümeyi destekler.
  6. Eğitim ve Yetenek Gelişimi: Bu yaş grubundaki bireylerin eğitim ve mesleki gelişimlerine yatırım yapmak, ülkenin rekabet gücünü artırır. Nitelikli ve eğitimli iş gücü, küresel pazarda avantaj sağlar.

Soru : Devletin 15-64 yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmesi, hangi alanlarda planlama yapmasına kolaylık sağlar? Açıklayınız. 


Kısa Cevap :

Devletin 15-64 yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmesi, eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik alanlarında planlama yapmasına kolaylık sağlar. Bu bilgi, iş gücü piyasası, ekonomik politikalar ve sosyal hizmetlerin etkin bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur.

Uzun Cevap :

Devletin 15-64 yaş grubundaki nüfusun sayısını bilmesi, aşağıdaki alanlarda planlama yapmasına kolaylık sağlar:

  1. Eğitim ve Mesleki Eğitim: Bu yaş grubundaki nüfusun sayısı, üniversite ve mesleki eğitim kurumlarının kapasitesinin planlanmasında önemli bir rol oynar. Eğitim politikaları, bu verilere dayanarak geliştirilir ve nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi sağlanır.
  2. Sağlık Hizmetleri: Çalışma çağındaki nüfusun sağlık hizmetlerine olan talebi, sağlık sistemlerinin planlanmasında ve hastane, poliklinik gibi sağlık kuruluşlarının sayısının belirlenmesinde kullanılır.
  3. İstihdam ve İşgücü Piyasası: İş gücü piyasasının ihtiyaçları, bu yaş grubundaki nüfusun sayısına göre belirlenir. İşsizlik oranlarının düşürülmesi, iş gücü eğitim programlarının düzenlenmesi ve istihdam politikalarının geliştirilmesi bu bilgilere dayanır.
  4. Ekonomik Politikalar: Ekonomik büyüme stratejileri, yatırım planlamaları ve sektörel gelişim politikaları, çalışma çağındaki nüfusun sayısına göre şekillendirilir. İş gücünün verimliliği ve üretkenliği artırmak için gerekli ekonomik teşvikler planlanır.
  5. Sosyal Güvenlik Sistemleri: Emeklilik ve sağlık sistemlerinin finansmanı, bu yaş grubundaki nüfusun sayısına dayanır. Sosyal güvenlik politikaları, prim ve vergi gelirlerinin sürdürülebilirliği göz önünde bulundurularak oluşturulur.
  6. Barınma ve Ulaşım: Çalışma çağındaki nüfusun yoğun olduğu bölgelerde konut ve ulaşım ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli altyapı planlamaları yapılır. Bu durum, şehir planlaması ve kentsel dönüşüm projelerinin geliştirilmesini sağlar.
  7. Sosyal Politikalar: Çalışma çağındaki nüfusun refahını artırmak ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal politika ve programlar geliştirilir. İşsizlik sigortası, sosyal yardım programları ve aile destek hizmetleri bu kapsamda yer alır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 101 Cevapları


Soru : Toplam nüfus içindeki çocuk oranının bazı illerde çok yüksek olmasının sonuçları neler olabilir? Tartışınız.


Cevap :

Toplam nüfus içindeki çocuk oranının bazı illerde çok yüksek olmasının birkaç önemli sonucu olabilir:

  1. Eğitim İhtiyacı: Çocuk nüfusunun fazla olması, okul, öğretmen ve eğitim materyalleri gibi eğitim altyapısının artırılmasını gerektirir. Bu, yerel yönetimler ve devlet için ek bütçe ve planlama gerektirir.
  2. Sağlık Hizmetleri: Çocuk nüfusunun yoğun olduğu illerde, çocuk sağlığı hizmetleri, aşı programları ve çocuk hastanelerine olan ihtiyaç artar. Sağlık altyapısının bu ihtiyaca göre planlanması önemlidir.
  3. Sosyal Hizmetler: Çocuk bakım merkezleri, kreşler ve sosyal hizmetler için talep artar. Bu hizmetlerin sağlanması, çocukların sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyümelerini sağlar.
  4. Ekonomik Yük: Çocuk nüfusunun fazla olması, kısa vadede ekonomik bir yük oluşturabilir. Eğitim ve sağlık harcamalarının artması, ailelerin ve yerel yönetimlerin maliyetlerini artırabilir.
  5. Gelecek Potansiyel: Uzun vadede, yüksek çocuk nüfusu, ekonomik büyüme ve yenilikçilik potansiyelini artırabilir. Genç ve dinamik bir nüfus, gelecekteki iş gücü piyasası ve ekonomik kalkınma için avantaj sağlar.

Soru : Kız çocuklarının eğitime katılımını arttırmak için devletin ve sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmalardan hangilerini biliyorsunuz? Arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap :

Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının kız çocuklarının eğitime katılımını artırmak için yaptığı çalışmalar arasında burs programları, kız öğrenci yurtları açılması, farkındalık kampanyaları ve eğitim materyallerinin sağlanması yer almaktadır. Bu çalışmalar, kız çocuklarının okula devam etmesini teşvik etmektedir.

Uzun Cevap :

Kız çocuklarının eğitime katılımını artırmak için devletin ve sivil toplum kuruluşlarının yaptığı bazı çalışmalar şunlardır:

  1. Burs Programları: Kız çocuklarına yönelik burs programları, maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimden mahrum kalmalarını engellemektedir. Bu programlar, ailelere ekonomik destek sağlayarak kız çocuklarının okula devam etmelerini teşvik eder.
  2. Kız Öğrenci Yurtları: Kırsal ve dezavantajlı bölgelerde kız öğrenci yurtlarının açılması, kız çocuklarının güvenli bir ortamda eğitim almasını sağlar. Bu yurtlar, özellikle ulaşım sorunları yaşayan öğrenciler için önemlidir.
  3. Farkındalık Kampanyaları: Devlet ve sivil toplum kuruluşları, kız çocuklarının eğitiminin önemi hakkında farkındalık yaratmak için kampanyalar düzenlemektedir. Bu kampanyalar, toplumda cinsiyet eşitliği ve eğitim hakkı konusunda bilinç oluşturur.
  4. Eğitim Materyalleri ve Destek Programları: Kız çocuklarına özel eğitim materyalleri sağlanması ve destek programlarının uygulanması, onların eğitim süreçlerini destekler. Bu programlar, akademik başarılarını artırır ve eğitimde sürekliliği sağlar.
  5. Yasal Düzenlemeler ve Teşvikler: Devlet, kız çocuklarının eğitime katılımını artırmak için yasal düzenlemeler ve teşvikler sunmaktadır. Eğitimde cinsiyet eşitliğini sağlamak amacıyla yapılan düzenlemeler, kız çocuklarının okula devam etmelerini kolaylaştırır.
  6. Kamu Spotları ve Medya Kampanyaları: Kız çocuklarının eğitim hakkı konusunda kamu spotları ve medya kampanyaları düzenlenerek, toplumun geniş kesimlerine ulaşmak hedeflenir. Bu kampanyalar, kız çocuklarının eğitimine verilen önemi vurgular.

Soru : Ülkemizde okuma yazma oranının bölgeler arasında farklılık göstermesinin sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Okuma yazma oranının bölgeler arasında farklılık göstermesinin sebepleri arasında ekonomik koşullar, eğitim altyapısının yetersizliği, kültürel ve sosyal faktörler ile coğrafi zorluklar yer almaktadır. Bu faktörler, bazı bölgelerde eğitime erişimi zorlaştırmakta ve okuma yazma oranlarını etkilemektedir.

Uzun Cevap :

Ülkemizde okuma yazma oranının bölgeler arasında farklılık göstermesinin sebepleri şunlar olabilir:

  1. Ekonomik Koşullar: Ekonomik olarak gelişmemiş bölgelerde, eğitim olanakları ve okula devam etme oranları daha düşük olabilir. Aileler, ekonomik zorluklar nedeniyle çocuklarını okula göndermekte zorlanabilir.
  2. Eğitim Altyapısı: Bazı bölgelerde eğitim altyapısının yetersiz olması, okuma yazma oranlarını olumsuz etkileyebilir. Okul binalarının eksikliği, öğretmen yetersizliği ve eğitim materyallerinin yetersizliği bu duruma neden olabilir.
  3. Kültürel ve Sosyal Faktörler: Kültürel ve sosyal değerler, özellikle kırsal bölgelerde okuma yazma oranlarını etkileyebilir. Kız çocuklarının eğitimi konusunda geleneksel yaklaşımlar, okula gitme oranlarını düşürebilir.
  4. Coğrafi Zorluklar: Dağlık ve ulaşımın zor olduğu bölgelerde, okula erişim daha zor olabilir. Bu durum, öğrencilerin düzenli olarak okula gitmelerini engelleyebilir ve okuma yazma oranlarını düşürebilir.
  5. Göç ve Yerleşim Dinamikleri: İç göç ve yerleşim dinamikleri, bazı bölgelerde okuma yazma oranlarını etkileyebilir. Göç eden ailelerin çocukları, eğitim sürecinde kesintiye uğrayabilir ve okuma yazma oranları düşebilir.
  6. Sosyal Politikalar ve Devlet Destekleri: Eğitim politikaları ve devlet desteklerinin yeterince uygulanmadığı bölgelerde, okuma yazma oranları düşük olabilir. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için gerekli politikaların eksikliği, bu durumu pekiştirebilir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 102 Cevapları


Soru : Okullaşma oranının yüksek olmasının ülkeye sağlayacağı faydalar nelerdir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Okullaşma oranının yüksek olması, ülkenin ekonomik kalkınmasına, sosyal refahının artmasına, eğitim seviyesinin yükselmesine ve toplumsal bilinçlenmeye katkı sağlar. Ayrıca, iş gücünün niteliğini artırır ve sosyal eşitliği destekler.

Uzun Cevap :

Okullaşma oranının yüksek olmasının ülkeye sağlayacağı faydalar şunlardır:

  1. Ekonomik Kalkınma: Eğitimli bireyler, daha yüksek verimlilik ve yenilikçilik sağlayarak ekonomik büyümeye katkıda bulunur. Yüksek okullaşma oranı, nitelikli iş gücünün artmasını ve ekonomik refahın yükselmesini sağlar.
  2. Sosyal Refah ve Bilinçlenme: Eğitim, bireylerin sosyal refahını artırır ve toplumsal bilinçlenmeyi sağlar. Okullaşma oranının yüksek olması, sağlık, hijyen ve çevre bilinci gibi konularda toplumu bilinçlendirir.
  3. İstihdam ve İş Gücü Niteliği: Eğitimli iş gücü, iş piyasasında daha fazla fırsat yaratır ve istihdam oranlarını artırır. Nitelikli çalışanlar, ülkenin rekabet gücünü artırır ve ekonomik kalkınmayı destekler.
  4. Toplumsal Eşitlik: Eğitimde fırsat eşitliği, toplumsal eşitliği destekler. Yüksek okullaşma oranı, cinsiyet, etnik köken ve sosyoekonomik farklılıkları azaltarak toplumsal adaleti sağlar.
  5. Demokratik Katılım ve Sosyal Sorumluluk: Eğitim, bireylerin demokratik katılımını ve sosyal sorumluluk bilincini artırır. Eğitimli bireyler, toplumsal sorunlara duyarlı olur ve aktif vatandaşlık rolü üstlenir.
  6. Sağlık ve Yaşam Kalitesi: Eğitim, bireylerin sağlık bilincini artırır ve yaşam kalitesini yükseltir. Eğitimli bireyler, sağlıklı yaşam tarzları benimser ve toplumda sağlık sorunlarının azalmasına katkı sağlar.
  7. Sürdürülebilir Kalkınma: Eğitim, sürdürülebilir kalkınmayı destekler. Çevre bilinci ve sürdürülebilir yaşam tarzları, eğitimli bireyler tarafından benimsenir ve gelecek nesillere aktarılır.

Soru : Yükseköğretimdeki okullaşma oranının kadınlarda yüksek olmasının sebepleri neler olabilir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Yükseköğretimdeki okullaşma oranının kadınlarda yüksek olmasının sebepleri arasında toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının artması, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının destekleyici politikaları, burs programları ve kadınların kariyer ve kişisel gelişim istekleri yer almaktadır.

Uzun Cevap :

Yükseköğretimdeki okullaşma oranının kadınlarda yüksek olmasının sebepleri şunlar olabilir:

  1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Farkındalığı: Toplumda cinsiyet eşitliği konusunda artan farkındalık, kız çocuklarının ve kadınların eğitimine verilen önemi artırmıştır. Eğitimde fırsat eşitliği, kadınların yükseköğretime katılımını teşvik etmiştir.
  2. Devletin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Destekleyici Politikaları: Devlet ve sivil toplum kuruluşları, kız çocuklarının ve kadınların eğitimine yönelik destekleyici politikalar ve projeler geliştirmiştir. Burs programları, eğitim teşvikleri ve farkındalık kampanyaları bu kapsamda yer alır.
  3. Burs ve Mali Destek Programları: Kadınlara yönelik burs ve mali destek programları, ekonomik engellerin aşılmasını sağlamıştır. Bu destekler, kadınların yükseköğretime devam etmelerini kolaylaştırmıştır.
  4. Kadınların Kariyer ve Kişisel Gelişim İstekleri: Kadınlar, kariyer ve kişisel gelişim istekleri doğrultusunda yükseköğretime katılım göstermektedir. Eğitim, kadınların kariyer hedeflerine ulaşmalarını ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamalarını destekler.
  5. Ailelerin ve Toplumun Destekleyici Tutumları: Ailelerin ve toplumun, kız çocuklarının eğitimine verdiği destek ve olumlu tutumlar, kadınların yükseköğretime katılımını artırmıştır. Eğitim, ailelerin ve toplumun gelecekteki refahını artıracağı düşüncesiyle desteklenir.
  6. Eğitimde Başarı ve Motivasyon: Kadınlar, eğitimdeki başarıları ve motivasyonları sayesinde yükseköğretime yönelmektedir. Başarı öyküleri ve rol modeller, diğer kadınları da eğitim konusunda teşvik eder.
  7. Çalışma Hayatında Fırsatlar: Eğitimli kadınlar, çalışma hayatında daha fazla fırsat elde eder. Yükseköğretim, kadınların iş piyasasında rekabet edebilirliklerini artırır ve daha iyi kariyer olanaklarına ulaşmalarını sağlar.

Soru : Yükseköğretimdeki okullaşma oranının arttırılması için neler yapılabilir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Yükseköğretimdeki okullaşma oranının artırılması için burs ve mali destek programlarının yaygınlaştırılması, eğitim kalitesinin artırılması, üniversite sayısının ve kontenjanlarının artırılması, kariyer rehberliği ve danışmanlık hizmetlerinin sunulması gibi önlemler alınabilir.

Uzun Cevap :

Yükseköğretimdeki okullaşma oranının artırılması için yapılabilecekler şunlardır:

  1. Burs ve Mali Destek Programları: Ekonomik engelleri aşmak için burs ve mali destek programlarının yaygınlaştırılması gereklidir. Özellikle dezavantajlı öğrencilere yönelik destekler artırılmalıdır.
  2. Eğitim Kalitesinin Artırılması: Üniversitelerde eğitim kalitesinin artırılması, öğrenci memnuniyetini ve başarısını artırır. Bu, yükseköğretime olan talebi artırır ve okullaşma oranını yükseltir.
  3. Üniversite Sayısının ve Kontenjanlarının Artırılması: Üniversite sayısının ve öğrenci kontenjanlarının artırılması, daha fazla öğrencinin yükseköğretime erişimini sağlar. Yeni üniversitelerin açılması ve mevcut üniversitelerin kapasitesinin artırılması önemlidir.
  4. Kariyer Rehberliği ve Danışmanlık Hizmetleri: Öğrencilere kariyer rehberliği ve danışmanlık hizmetleri sunulması, yükseköğretime devam etmeleri konusunda onları teşvik eder. Kariyer planlaması ve mesleki rehberlik, öğrencilere gelecekteki hedeflerini belirlemelerinde yardımcı olur.
  5. Farkındalık Kampanyaları ve Bilgilendirme: Yükseköğretimin önemi hakkında farkındalık kampanyaları düzenlenerek, öğrenciler ve aileleri bilgilendirilmelidir. Eğitim, kariyer ve kişisel gelişim için yükseköğretimin gerekliliği vurgulanmalıdır.
  6. Uzaktan Eğitim ve Esnek Öğrenme Modelleri: Uzaktan eğitim ve esnek öğrenme modelleri, öğrencilere farklı öğrenme seçenekleri sunar. Bu, özellikle çalışmak zorunda olan veya farklı coğrafi bölgelerde yaşayan öğrenciler için yükseköğretimi daha erişilebilir hale getirir.
  7. Uluslararası İşbirlikleri ve Değişim Programları: Üniversiteler arasında uluslararası işbirlikleri ve öğrenci değişim programları geliştirilmelidir. Bu, öğrencilere farklı kültürleri ve eğitim sistemlerini deneyimleme fırsatı sunar ve yükseköğretime olan ilgiyi artırır.
  8. Teknoloji ve İnovasyonun Desteklenmesi: Üniversitelerde teknoloji ve inovasyonun desteklenmesi, öğrencilere çağın gereksinimlerine uygun eğitim olanakları sunar. Teknolojiye dayalı eğitim programları, öğrencilerin yükseköğretime olan ilgisini artırır.
  9. Yasal ve Kurumsal Düzenlemeler: Yükseköğretimde okullaşma oranını artırmak için yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitim politikaları ve stratejileri, yükseköğretime erişimi kolaylaştıracak şekilde düzenlenmelidir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 103 Cevapları


Soru : Bir ülkedeki kent nüfusunun sürekli artmasının sonuçlarını ilgili alandaki boşluklara yazınız.


Cevap :

Çevre Sorunları: Kent nüfusunun sürekli artması, çevre sorunlarını artırır. Hava ve su kirliliği, atık yönetimi problemleri, yeşil alanların azalması ve trafik sıkışıklığı gibi sorunlar ortaya çıkar. Ayrıca, altyapı yetersizliği, çevresel sürdürülebilirlik açısından zorluklar yaratır.

Kültürel Etkileşim: Kent nüfusunun artması, kültürel çeşitliliğin artmasına ve kültürel etkileşimin yoğunlaşmasına neden olur. Farklı kültürler, gelenekler ve yaşam tarzları bir araya gelerek kültürel zenginliği artırır. Bu durum, yeni kültürel aktiviteler ve etkinlikler için fırsatlar yaratır.

Sosyal Yaşam: Kentlerdeki nüfus artışı, sosyal yaşamı canlandırır ve çeşitlendirir. Sosyal aktiviteler, eğlence ve rekreasyon imkanları artar. Ancak, aynı zamanda sosyal eşitsizlikler, konut sorunları ve yaşam maliyetlerinde artış gibi sosyal sorunlar da ortaya çıkabilir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 104 Cevapları


Soru : Yaşadığınız şehirde insanlar en çok hangi ekonomik faaliyet ile geçimini sağlamaktadır? Araştırınız.


Kısa Cevap :

İstanbul’da insanlar en çok ticaret, hizmet sektörü ve sanayi alanlarında çalışarak geçimlerini sağlamaktadır. Özellikle turizm, finans, perakende ve ulaşım sektörleri öne çıkmaktadır.

Uzun Cevap :

İstanbul’da insanlar çeşitli ekonomik faaliyetler ile geçimlerini sağlamaktadır. Şehir, Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi merkezi olarak bilinir. Ticaret sektörü, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde oldukça aktiftir.

  • Hizmet Sektörü: İstanbul’da hizmet sektörü, ekonominin önemli bir bölümünü oluşturur. Finans, bankacılık, sigortacılık ve turizm gibi alanlarda büyük bir iş gücü bulunmaktadır. İstanbul, aynı zamanda Türkiye’nin finans merkezi olarak kabul edilir ve birçok uluslararası banka ve şirketin merkez ofisleri burada yer alır.
  • Ticaret: İstanbul, Türkiye’nin en büyük ticaret merkezi olup, hem yerel hem de uluslararası ticaret faaliyetleri yoğun bir şekilde gerçekleştirilir. Perakende sektörü, büyük alışveriş merkezleri ve pazarlar ile oldukça gelişmiştir.
  • Sanayi: Şehirde tekstil, otomotiv, elektronik ve gıda işleme gibi çeşitli sanayi kollarında faaliyet gösteren birçok fabrika ve üretim tesisi bulunmaktadır. Sanayi bölgeleri, şehir ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturur.
  • Turizm: İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile önemli bir turizm merkezidir. Yılda milyonlarca turist şehri ziyaret ederek ekonomiye büyük katkı sağlar. Turizm sektörü, otelcilik, restoran ve eğlence sektörlerini de canlandırır.

Bu ekonomik faaliyetler, İstanbul’un iş gücü piyasasında çeşitlilik sağlar ve şehir ekonomisinin dinamik yapısını destekler.


Soru : Yukarıdaki grafiğe göre tarım sektöründe çalışan nüfusun azalmasının sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Cevap :

Tarım sektöründe çalışan nüfusun azalmasının birkaç nedeni vardır. Öncelikle, tarım arazilerinin azalması ve şehirleşmenin artması, insanların tarım yapabilecekleri alanların giderek azalmasına yol açmaktadır. Ayrıca, tarımla geçinen insanların şehirlere göç etmek zorunda kalmaları, tarım sektöründe çalışan nüfusun azalmasında etkili bir faktördür.


Soru : Sayfa 98’deki Türkiye nüfus yoğunluğu haritasını inceleyerek nüfus yoğunluğu fazla olan illerin ekonomik faaliyetlerinin neler olabileceğini araştırınız.


Cevap :

Türkiye’de nüfus yoğunluğunun fazla olduğu illerde genellikle sanayi ve hizmet sektörleri gelişmiştir. Bu illerdeki ekonomik faaliyetler, nüfusun dağılışını etkileyen önemli bir faktördür. Tarımın yoğun olarak yapıldığı bölgelerde ise nüfus yoğunluğu daha düşüktür ve bu bölgeler genellikle tarımsal faaliyetlerle öne çıkar.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 27-28-29 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Düşünüyorum, Düşündüğümü Açıklıyorum Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 27, 28, 29


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Düşünüyorum, Düşündüğümü Açıklıyorum Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 27-28-29 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 27-28-29


Soru : Muhabir Buse’nin Dernek Başkanı ile yaptığı mülakatı okudunuz. Verilen mülakatı düşünceyi açıklama özgürlüğü açısından değerlendiriniz.


Cevap :

Muhabir Buse’nin sorduğu soruları kendi perspektifinden yanıtlayan Dernek Başkanı, bisiklet sürmenin hem doğaya hem de insanlara sağladığı faydalar hakkında konuştu.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 28 Cevapları


Soru : ‘‘Haklarımız, sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz sürece vardır.’’ sözünden hareketle düşünceyi açıklama özgürlüğünüzü kullanırken nelere dikkat etmeniz gerekir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Düşünceyi açıklama özgürlüğümüzü kullanırken, başkalarının haklarına ve özgürlüklerine saygı göstermeliyiz. İfade ettiğimiz düşünceler, kimseyi incitmemeli veya ayrımcılığa neden olmamalıdır. Ayrıca, yasalara uygun hareket etmeli ve toplumsal düzeni bozmamalıyız.

Uzun Cevap :

Düşünceyi açıklama özgürlüğünü kullanırken dikkat edilmesi gereken birkaç önemli husus vardır. Öncelikle, başkalarının haklarına saygı göstermek önemlidir. İfade ettiğimiz düşünceler, başka bireylerin onurunu, haklarını ve özgürlüklerini zedelememelidir. Ayrıca, ayrımcılık yapmaktan ve nefret söyleminden kaçınmalıyız.

Bir diğer önemli nokta ise, yasalara ve toplumsal kurallara uygun hareket etmektir. Yasalara aykırı davranışlarda bulunmamak ve toplum düzenini bozmamak, ifade özgürlüğünün sınırları içinde kalmak için gereklidir.

Son olarak, sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz sürece haklarımızın korunduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle, ifade özgürlüğümüzü kullanırken topluma karşı olan sorumluluklarımızı da göz önünde bulundurmalıyız.


Soru : Ülkemizde anayasal bir hak olan düşünceyi açıklama özgürlüğünün bize ve topluma katkıları nelerdir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Düşünceyi açıklama özgürlüğü, bireylerin fikirlerini serbestçe ifade edebilmelerini sağlar. Bu, toplumsal gelişime katkıda bulunur ve demokratik bir toplumun temelini oluşturur. Ayrıca, farklı düşüncelerin dile getirilmesi, yenilikçi ve yaratıcı çözümlerin ortaya çıkmasına yardımcı olur.

Uzun Cevap :

Anayasal bir hak olan düşünceyi açıklama özgürlüğü, hem bireylere hem de topluma çeşitli katkılar sağlar. Öncelikle, bireyler kendi düşüncelerini serbestçe ifade edebilir, böylece kendilerini özgür ve değerli hissederler. Bu özgürlük, bireylerin kendilerini geliştirmelerine, daha bilinçli ve aktif vatandaşlar olmalarına olanak tanır.

Toplum açısından ise, düşünceyi açıklama özgürlüğü, farklı görüşlerin ve düşüncelerin dile getirilmesini sağlar. Bu çeşitlilik, toplumsal gelişimi hızlandırır ve demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Farklı bakış açılarının tartışılması, daha kapsamlı ve etkili çözümlerin bulunmasına yardımcı olur. Ayrıca, bu özgürlük, yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasını teşvik eder, böylece toplumsal ilerlemeye katkıda bulunur.

Sonuç olarak, düşünceyi açıklama özgürlüğü, hem bireysel gelişim hem de toplumsal ilerleme için vazgeçilmez bir değerdir. Bu hak, toplumun daha açık, hoşgörülü ve dinamik olmasını sağlar.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 29 Cevapları


“Her birey istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine göre siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin gereklerini yerine getirmek veya getirmemek hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine, vicdanına egemen olunamaz. Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyulur.” Mustafa Kemal Atatürk

Soru : Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünden yola çıkarak cumhuriyet ile düşünceyi açıklama özgürlüğü arasındaki ilişkiyi açıklayınız.


Cevap :

Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünden yola çıkarak cumhuriyet ile düşünceyi açıklama özgürlüğü arasındaki ilişkiyi şu şekilde açıklayabiliriz:

Cumhuriyet, bireylerin özgürce düşünmelerini, inanmalarını ve fikirlerini ifade etmelerini temel bir hak olarak kabul eder. Bu, demokrasinin ve insan haklarının bir gereğidir. Atatürk, cumhuriyetin fikir serbestliğini savunduğunu vurgulayarak, her bireyin kendi inançlarına, düşüncelerine ve siyasi görüşlerine sahip olma özgürlüğünün altını çizer. Bu özgürlük, insanların kendilerini ifade etmelerine, farklı düşünceleri dile getirmelerine ve toplumsal tartışmalara katkıda bulunmalarına olanak tanır.

Cumhuriyetin temel prensiplerinden biri olan düşünce özgürlüğü, bireylerin kendilerini geliştirmelerini ve toplumun daha ileri gitmesini sağlar. Fikirlerin serbestçe ifade edilmesi, toplumun daha açık, hoşgörülü ve demokratik olmasını destekler. Atatürk’ün belirttiği gibi, samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyulması, toplumda barış ve uyumun sağlanmasına da katkıda bulunur.

Bu bağlamda, cumhuriyet ile düşünceyi açıklama özgürlüğü arasındaki ilişki, bireysel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi üzerine kuruludur. Cumhuriyet, bu özgürlüklerin teminatıdır ve toplumun her bireyine kendini ifade etme imkanı tanır.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 29-30 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Doğru Bilgi Alırsak Gelişiriz Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 29, 30


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Doğru Bilgi Alırsak Gelişiriz Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 29-30 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 29-30


Soru : Verilen örnek olayda Seliye Hanım hangi hataları yapmıştır? Siz olsaydınız nasıl davranırdınız? Tartışınız.


Cevap :

Cumhuriyet, halkın kendi kendini yönetme biçimidir. Bu yönetim şeklinde, her birey kendi görüşlerini özgürce ifade edebilir ve bu görüşleri rahatlıkla yaşayabilir. Bu nedenle, düşünce özgürlüğü ancak Cumhuriyet’in olduğu yerlerde var olabilir ve gelişebilir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 30 Cevapları


Soru : Kitle iletişim araçlarının toplumu yanlış bilgilendirmesi ne gibi sorunlar ortaya çıkarır? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Kitle iletişim araçlarının toplumu yanlış bilgilendirmesi, toplumda güvensizlik, bilgi kirliliği ve kutuplaşma gibi sorunlara yol açar. Bu durum, bireylerin yanlış bilgiye dayanarak kararlar almasına ve toplumsal huzursuzluğun artmasına sebep olabilir.

Uzun Cevap :

Kitle iletişim araçlarının toplumu yanlış bilgilendirmesi birçok ciddi soruna yol açabilir. Bu sorunlar arasında:

  1. Güven Kaybı: Yanlış bilgi yayılması, kitle iletişim araçlarına ve bu araçları kullanan otoritelere olan güveni azaltır. İnsanlar, doğru bilgiye ulaşmakta zorlanır ve medyaya olan inançlarını yitirirler.
  2. Bilgi Kirliliği: Yanlış bilgilerle dolu bir ortam, doğru bilgiye ulaşmayı zorlaştırır. Bu bilgi kirliliği, bireylerin ve kurumların yanlış kararlar almasına yol açabilir.
  3. Toplumsal Kutuplaşma: Yanlış bilgilendirme, farklı gruplar arasında kutuplaşmayı artırabilir. Yanlış bilgiye dayalı önyargılar ve yanlış anlamalar, toplumda gerilimi artırabilir.
  4. Yanlış Kararlar ve Politikalar: Yanlış bilgilendirilmiş bir toplum, yanlış kararlar alabilir ve bu da yanlış politikaların benimsenmesine yol açabilir. Örneğin, sağlıkla ilgili yanlış bilgiler, insanların sağlıksız seçimler yapmasına neden olabilir.
  5. Ekonomik Etkiler: Yanlış bilgiler ekonomik kararları da etkileyebilir. Örneğin, yanlış finansal bilgiler, bireylerin ve kurumların ekonomik kayıplar yaşamasına neden olabilir.
  6. Toplumsal Huzursuzluk: Yanlış bilgilendirme, toplumda korku ve panik yaratabilir. Özellikle kriz dönemlerinde doğru bilgiye ulaşamamak, toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olabilir.

Bu nedenle, kitle iletişim araçlarının doğru ve güvenilir bilgi sunması büyük önem taşır. Toplumun sağlıklı bir şekilde bilgiye ulaşabilmesi için medya okuryazarlığının artırılması ve yanlış bilgilendirmenin önlenmesi gerekmektedir.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 31-32-33 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Benim Hayatım, Benim Özelim Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 31, 32, 33


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Benim Hayatım, Benim Özelim Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 31-32-33 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 31-32-33


Soru : Eğer basın hür ise gazeteci hakkında neden dava açılmıştır? Yukarıdaki haberi göz önünde bulundurarak bunu tartışınız.


Cevap :

Basın özgürlüğü, insanların özel yaşamlarına saygı gösterme sorumluluğuyla sınırlıdır. Bir gazetecinin izinsiz olarak fotoğraf çekip yayımlaması, kişisel hakların ihlali olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle gazeteciye dava açılmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 32 Cevapları


Soru : Sosyal medyayı kullanırken özel hayatın gizliliğini koruma hakkı ile ilgili sorumluluklarımız nelerdir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Sosyal medyayı kullanırken başkalarının özel hayatını korumak için izinsiz fotoğraf veya bilgi paylaşmamalı, kişisel bilgileri ifşa etmemeli ve gizlilik ayarlarını doğru şekilde kullanmalıyız.

Uzun Cevap :

Sosyal medyayı kullanırken özel hayatın gizliliğini koruma hakkı ile ilgili çeşitli sorumluluklarımız vardır. Öncelikle, başka kişilerin izni olmadan onların fotoğraflarını veya videolarını paylaşmamalıyız. Aynı şekilde, kişisel bilgilerini, adreslerini veya telefon numaralarını ifşa etmekten kaçınmalıyız.

Paylaşımlarımızın başkalarının mahremiyetine zarar vermemesi için dikkatli olmalıyız. Gizlilik ayarlarını kullanarak kimlerin ne tür bilgilere erişebileceğini kontrol etmeliyiz. Ayrıca, çevrimiçi ortamda paylaştığımız bilgilerin kalıcı olduğunu ve bu bilgilerin kötü amaçlarla kullanılabileceğini unutmamalıyız.

Bu nedenle, sosyal medyada paylaşımlar yaparken hem kendi gizliliğimizi hem de başkalarının gizliliğini koruma sorumluluğumuz olduğunu her zaman hatırlamalıyız.


Soru : Konut dokunulmazlığı denince sizin aklınıza ilk ne geliyor? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Konut dokunulmazlığı, bir kişinin evine izinsiz girilmemesi ve kişisel alanının korunması anlamına gelir. Herkesin kendi evinde huzur içinde yaşama hakkı vardır.

Uzun Cevap :

Konut dokunulmazlığı denince aklıma gelen ilk şey, bir kişinin özel yaşam alanının ve mahremiyetinin korunmasıdır. Bu ilke, bireylerin evlerine izinsiz girilmemesi ve kişisel alanlarına saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eder.

Kanunen, evlere izinsiz girilmesi suçtur ve bu hak, bireylerin güvenli ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleri için gereklidir. Konut dokunulmazlığı, bireylerin kendi evlerinde rahatsız edilmeden yaşama hakkını güvence altına alır.

Bu hak sayesinde, insanlar evlerinde güvenli ve özgür bir şekilde yaşayabilirler. Ayrıca, bu ilkenin ihlali durumunda hukuki yaptırımların devreye gireceği de bilinmelidir. Konut dokunulmazlığı, kişisel özgürlüklerin ve mahremiyetin korunması açısından son derece önemli bir haktır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 33 Cevapları


  1. Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü
  2. Basın Hürriyeti
  3. Haberleşme Hürriyeti
  4. Özel Hayatın Gizliliği
  5. Konut Dokunulmazlığı
  6. Doğru Bilgi Alma Hakkı

Soru : Sınıf arkadaşlarınızla çalışma grupları oluşturunuz. Verilen haklar ile ilgili kitle iletişim araçlarından yararlanarak örnek haberler içeren bir proje hazırlayınız. Projenizi sınıf ortamında sununuz.


Kısa Cevap :

Proje Başlığı

“Sosyal Medyanın Gençler Üzerindeki Etkisi”

Proje Amacı

Sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerini araştırmak ve bu etkilerin olumlu ve olumsuz yönlerini belirlemek.

Proje Aşamaları

1. Araştırma

  • Sosyal Medya Türleri: Instagram, TikTok, Twitter, Facebook gibi platformlar hakkında bilgi toplayın.
  • Kullanım Amaçları: Eğlence, bilgi edinme, arkadaşlarla iletişim gibi sosyal medyanın kullanım amaçlarını araştırın.
  • Etkiler: Sosyal medyanın gençlerin psikolojisi, akademik başarısı ve sosyal ilişkileri üzerindeki etkilerini inceleyin.

2. Anket

  • Anket Hazırlama: Gençlerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını öğrenmek için kısa bir anket hazırlayın (örneğin, günlük kullanım süresi, en çok kullanılan platformlar, sosyal medyanın ruh hali üzerindeki etkisi).
  • Anketi Uygulama: Anketi sınıf arkadaşlarınıza veya çevrenizdeki gençlere uygulayın.

3. Veri Analizi

  • Anket Sonuçlarının Analizi: Anket sonuçlarını toplayın ve basit grafiklerle analiz edin.

4. Rapor Hazırlama ve Sunum

  • Rapor Yazma: Araştırma ve anket sonuçlarını içeren kısa bir rapor yazın (1-2 sayfa).
  • Sunum Hazırlama: Projenizi sınıfta sunmak için 5-10 slaytlık kısa bir sunum hazırlayın.

Proje Çıktıları

  • Rapor: Kısa bir yazılı rapor.
  • Sunum: 5-10 slaytlık PowerPoint sunumu.
  • Grafikler: Anket sonuçlarını gösteren basit grafikler.

Kaynaklar

  • İnternet makaleleri ve araştırma raporları.
  • Anket sonuçları.

Bu kısa proje ile sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerini basit ve etkili bir şekilde inceleyebilirsiniz. Başarılar dilerim!

Uzun Cevap :

Proje Başlığı

“Kitle İletişim Araçlarının Sosyal Hayattaki Rolü”

Proje Amacı

Bu proje ile kitle iletişim araçlarının (televizyon, radyo, internet, gazete, sosyal medya vb.) toplum üzerindeki etkilerini ve bu araçların nasıl kullanıldığını incelemek amaçlanmaktadır.

Proje Aşamaları

1. Araştırma ve Veri Toplama

  • Kitle İletişim Araçlarının Türleri: Televizyon, radyo, gazete, dergi, internet, sosyal medya gibi araçlar hakkında bilgi toplayın.
  • Tarihçe ve Gelişim: Kitle iletişim araçlarının tarihçesini ve nasıl geliştiğini araştırın.
  • Kullanım Alanları ve Amaçları: Hangi kitle iletişim aracının hangi amaçlarla kullanıldığını inceleyin (örneğin, haber yayını, eğlence, eğitim, reklam vb.).
  • Etkiler ve Sonuçlar: Bu araçların toplum üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini araştırın.

2. Anket ve Görüşmeler

  • Anket Hazırlama: İnsanların hangi kitle iletişim araçlarını ne sıklıkla ve hangi amaçlarla kullandığını öğrenmek için bir anket hazırlayın.
  • Görüşmeler: Gazeteciler, medya uzmanları veya akademisyenlerle röportaj yaparak kitle iletişim araçları hakkında derinlemesine bilgi edinin.

3. Verilerin Analizi

  • Anket Sonuçlarının Analizi: Anketten elde edilen verileri analiz edin ve grafikler oluşturun.
  • Görüşme Sonuçlarının Değerlendirilmesi: Röportajlardan elde edilen bilgileri özetleyin ve değerlendirin.

4. Proje Raporu ve Sunum Hazırlama

  • Rapor Yazma: Araştırma bulgularınızı ve analizlerinizi içeren bir proje raporu hazırlayın. Raporun bölümleri aşağıdaki gibi olabilir:
    • Giriş
    • Kitle İletişim Araçlarının Tarihçesi ve Türleri
    • Kullanım Alanları ve Amaçları
    • Anket ve Görüşme Bulguları
    • Sonuçlar ve Öneriler
  • Sunum Hazırlama: Projenizi sınıf arkadaşlarınıza veya öğretmenlerinize sunmak için bir PowerPoint veya benzeri bir sunum hazırlayın.

Proje Çıktıları

  • Rapor: Tüm araştırma ve analizlerinizi içeren yazılı bir rapor.
  • Sunum: Projenizi özetleyen ve ana bulguları vurgulayan bir sunum dosyası.
  • Grafikler ve Görseller: Anket sonuçlarını ve önemli bilgileri görselleştiren grafikler.

Kaynaklar

  • Kitle iletişim araçları ile ilgili kitaplar, makaleler ve akademik kaynaklar.
  • Güvenilir internet siteleri ve online kütüphaneler.
  • Röportaj yapılan kişiler ve anket katılımcıları.

Örnek Başlıklar

  • “Televizyonun Eğitim Üzerindeki Etkisi”
  • “Sosyal Medyanın Gençler Üzerindeki Rolü”
  • “Gazete ve Dergilerin Toplumsal Algıyı Şekillendirmedeki Gücü”


 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 34-35 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı 1. Ünite Kendimizi Değerlendiriyoruz Cevapları Sayfa 34, 35


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı 1. Ünite Kendimizi Değerlendiriyoruz Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 34-35 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 34-35


A. Aşağıdaki cümlelerin başına cümlede verilen ifadeler doğruysa “D”, yanlış ise “Y” yazınız. Yanlış olan cümlelerin doğrularını altlarına yazınız.


Cevap :

1. (Yanlış) Özgürlük, insanın her istediğini yapabilmesidir.

2. (Doğru) Gazete, kitap ve dergi kitle iletişim araçları içinde yer almaktadır.

3. (Doğru) Etkili bir iletişim kurmanın en doğru yolu birbirimizi anlamaktan geçer.

4. (Doğru) Kitle iletişim araçlarının doğru bilgi vermek gibi bir sorumluluğu vardır.

5. (Yanlış) Ben dili, karşımızdaki kişiyi suçlayıcı ifadeler içerdiğinden iletişim çatışmasına sebep olur.


B. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere ilgili kelimeleri yazınız. 


Cevap :

1. Anayasamızın 28. maddesine göre basın hürdür,……..SANSÜR. .edilemez.

2. Türkiye’de faaliyet gösteren tüm radyo ve televizyonların yayınlarını……....RTÜK... …denetler.

3…. MEDYA…toplumda sözlü veya yazılı haber alma imkânını sağlayan teknik araçlara verilen isimdir.

4. Arkadaşım Ayşe’nin sabah beni gördüğünde bana el sallaması.. ..JEST.. ., gülümseyerek tepki vermesi de.. ..MİMİK.. ….olarak nitelendirilir.


C. Aşağıdaki eşleştirmeleri yapınız.


Cevap :

1. Suçlayıcı mesaj içeren ifadelerdir. = Sen Dili

2. Anlaşmazlık durumunda varılan uyuşmadır.  = Uzlaşma

3. Kişinin kendini başka birinin yerine koyabilmesidir. = Empati

4. Hukuk düzeninin kişilere tanımış olduğu yetkilerdir. = Hak

5. İzleyicileri televizyon yayınlarının olumsuz etkilerinden korumak amacıyla geliştirilen sistemdir = Akıllı işaretler


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 35 Cevapları


D. Aşağıdaki soruların doğru cevaplarını işaretleyiniz. 


1. Sağlıklı iletişimin temel ögeleri vardır. Bunlardan herhangi birinin olmadığı bir iletişimde hatalar ve eksiklikler olur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinde iletişimin temel ögeleri gerçekleşmiş sayılmaz?


A) Öğretmenin ‘‘Sosyal Bilgiler dersini seviyor musunuz?’’ sorusuna öğrencilerin cevap vermesi
B) ‘‘Günaydın!’’ diyerek sınıfa giren öğretmene, öğrencilerin ‘‘Günaydın!’’ diyerek cevap vermesi
C) Annemin ‘‘Dersine çalıştın mı?’’ sorusuna cevap vermemem
D) Sınıf arkadaşım ile tanışmak için el uzattığımda bana elini uzatması

Cevap : C Şıkkı


2. Bir anne çocuğuna aşağıdaki ifadelerden hangisini kullanırsa çocuğunun özgüvenini zedelemeden sadece kendi duygularını ortaya koyarak konuşmuş olabilir?


A) Başarılı olmak için çabalamıyorsun.
B) Düzenli ders çalıştığına şahit olmadım.
C) Sınavdan düşük not alacağın için endişeleniyorum.
D) Bu sene de başarısız olursan ailemizin utanç kaynağı olacaksın.

Cevap : C Şıkkı


3. Sporcu Mehmet Bey, gazetede kendi ve ailesiyle ilgili asılsız haberleri görünce hemen avukatlarına başvurarak haberin düzeltilmesini ister. Haberi yapan basın kuruluşu bunun üzerine bir düzeltme yazısı yayımlar.

Yukarıdaki metne göre Mehmet Bey ile ilgili haberin düzeltilmesine ne ad verilir?


A) Kamuoyu B) Özgürlük C) Sansür D) Tekzip

Cevap : D Şıkkı


4.Aşağıdakilerden hangisi medyanın bireyler arasındaki iletişime olumsuz etkilerinden biridir?


A) Aile içi iletişimde kopukluk yaşanır.
B) Boş zamanlarımızda eğlence ortamı sunar.
C) Bilgiye kısa zamanda ve kolayca ulaşmamızı sağlar.
D) Ülkemizde ve dünyada yaşanan olaylardan haberdar olmamızı sağlar.

Cevap :  A  Şıkkı


E. Aşağıdaki sorunun doğru cevabını yazınız. 


Soru: Demokratik toplumlarda insanlar düşünme ve düşüncelerini ifade etmekte özgürdür. İnsanların düşüncelerini gazete, televizyon, Genel ağ gibi kitle iletişim araçları ile açıklamalarına basın özgürlüğü denir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü ve basın özgürlüğünü kullanamadığımız takdirde anayasamızda güvence altına alınan başka bir hakkımızı da kullanamamış oluruz.

Kitle iletişim özgürlüğü kısıtlandığında hangi hakkımızı kullanamayız?


Cevap :

  • DOĞRU BİLGİ ALMA HAKKI

F. Aşağıdaki soruların cevaplarını defterinize yazınız.


1. Olumlu iletişime örnek cümleler oluşturunuz.


Kısa Cevap :

  • Teşekkür ederim, yardımın için minnettarım.
  • Fikrini paylaştığın için çok sevindim.
  • Harika bir iş çıkardın!

Uzun Cevap :

  • Seni dinlemek çok hoşuma gidiyor.
  • Seninle bu konuyu konuşmak beni mutlu etti.
  • Birlikte çalışmak gerçekten keyifli.
  • Düşüncelerin her zaman çok değerli.
  • Sana güvenmek beni rahatlatıyor.
  • Bu projede katkıların çok önemliydi.
  • Seninle birlikte vakit geçirmek beni mutlu ediyor.

2. Kitle iletişiminin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?


Kısa Cevap :

Kitle iletişimi, geniş kitlelere bilgi ve haber yaymanın etkili bir yoludur. Olumlu yönleri arasında bilgiye hızlı erişim, eğitimdeki katkılar, kültürel etkileşim ve toplumsal farkındalık yaratma yer alır. Ancak, olumsuz yönleri de vardır; yanlış bilgilendirme, özel hayatın gizliliğinin ihlali, şiddet ve olumsuz içeriklerin yayılması gibi.

Uzun Cevap :

Kitle iletişimi, toplumları bilgilendirme ve eğitme konusunda önemli bir rol oynar. Olumlu yönleri arasında bilgiye hızlı erişim, eğitimdeki katkılar, kültürel etkileşim ve toplumsal farkındalık yaratma yer alır. Bu sayede insanlar dünya genelinde olan biteni kolayca öğrenebilir, farklı kültürlerle tanışabilir ve bilinçlenebilirler. Ayrıca, acil durumlarda hızlı bilgi yayılımı sağlayarak hayat kurtarabilir.

Ancak, kitle iletişiminin olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, toplumu yanıltabilir ve panik yaratabilir. Özel hayatın gizliliğinin ihlali, kişisel bilgilerin izinsiz paylaşılması ve mahremiyetin korunamaması sorunlarına yol açar. Şiddet ve olumsuz içeriklerin yayılması, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir. Ayrıca, bağımlılık yapıcı ve zaman kaybettirici içeriklerle bireylerin verimliliği düşebilir.


3. İletişimde çatışmaya sebep olacak davranışlar nelerdir?


Kısa Cevap :

İletişimde çatışmaya sebep olacak davranışlar arasında saygısızlık, empati eksikliği, sürekli eleştirme, karşı tarafın sözünü kesme ve suçlayıcı dil kullanma yer alır. Bu tür davranışlar, iletişimi olumsuz etkileyerek anlaşmazlıklara ve gerginliklere neden olabilir.

Uzun Cevap :

İletişimde çatışmaya sebep olacak davranışlar, ilişkilerde anlaşmazlıklara ve gerginliklere yol açabilir. Bu tür davranışlar arasında:

  1. Saygısızlık: Karşı tarafa saygısızca davranmak, iletişimi olumsuz etkiler.
  2. Empati Eksikliği: Karşı tarafın duygularını anlamaya çalışmamak, iletişimi zorlaştırır.
  3. Sürekli Eleştirme: Sürekli olarak karşı tarafı eleştirmek, savunma mekanizmalarını tetikler.
  4. Söz Kesme: Karşı tarafın sözünü kesmek, iletişimi aksatır.
  5. Suçlayıcı Dil Kullanma: Suçlayıcı ifadeler kullanmak, karşı tarafı savunmaya iter.
  6. Yüksek Sesle Konuşma: Yüksek sesle konuşmak, gerginliği artırır.
  7. İnatlaşma: İnatçı davranmak, uzlaşmayı zorlaştırır.
  8. Alaycı Olma: Alaycı ve küçümseyici tavırlar, karşı tarafı incitir.
  9. Dinlememe: Karşı tarafı dinlememek, iletişimin tek yönlü olmasına neden olur.
  10. Tehdit Etme: Tehditkar ifadeler kullanmak, iletişimi tamamen kesintiye uğratabilir.

4. İletişim araçlarından yararlanırken hangi haklarımızı biliyor olmamız önemlidir?


Kısa Cevap :

İletişim araçlarını kullanırken, ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, bilgiye erişim hakkı ve kişisel verilerin korunması gibi haklarımızı bilmek önemlidir. Bu haklar, iletişimimizi güvenli ve özgür bir şekilde sürdürebilmemizi sağlar.

Uzun Cevap :

İletişim araçlarını kullanırken bilinmesi gereken haklar, iletişimin güvenli ve özgür bir şekilde sürdürülebilmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bu haklar şunlardır:

  1. İfade Özgürlüğü: Düşüncelerimizi ve fikirlerimizi özgürce ifade etme hakkımız vardır.
  2. Özel Hayatın Gizliliği: Kişisel bilgilerin izinsiz olarak paylaşılmaması ve özel hayatın korunması gereklidir.
  3. Bilgiye Erişim Hakkı: Doğru ve tarafsız bilgilere erişim hakkımız bulunmaktadır.
  4. Kişisel Verilerin Korunması: Kişisel verilerimizin izinsiz kullanımına karşı korunma hakkımız vardır.
  5. Yanıltıcı ve Zararlı İçeriklerden Korunma: Zararlı ve yanıltıcı içeriklerden korunma hakkımız vardır.
  6. Dijital Haklar: İnternet ve dijital platformlarda eşit ve adil erişim hakkımız bulunmaktadır.
  7. Telif Hakları: Kendi oluşturduğumuz içeriklerin korunması ve başkalarının telif haklarına saygı gösterilmesi gereklidir.
  8. Kişisel Güvenlik: İnternet ve iletişim araçlarını kullanırken kişisel güvenliğimizin korunması önemlidir.
  9. Mahremiyet Hakkı: Kişisel iletişimimizin gizliliğine saygı gösterilmelidir.
  10. Reklam ve Pazarlama İçeriklerinden Korunma: İstemsiz reklam ve pazarlama içeriklerinden korunma hakkımız bulunmaktadır.

Bu hakları bilmek, iletişim araçlarını bilinçli ve güvenli bir şekilde kullanmamıza yardımcı olur.



 

Our Score
error: Content is protected !!