7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 14-15 MEB Yayınları

Ortaokul 7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Görülen ve Görülemeyen Varlıklar Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 14, 15


7. Sınıf Din Kültürü Görülen ve Görülemeyen Varlıklar Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 14, 15 Cevapları” ve “Ortaokul 7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Cevapları” başlıkları, öğrencilere dinî kavramları daha derinlemesine anlama fırsatı sunar. Bu sayfalarda, öğrenciler İslam’da iman esasları, melekler ve diğer görünmeyen varlıklar hakkında bilgi edinirler. “Forum MEB 7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Cevapları” gibi kaynaklar, konuları pekiştirmek ve sorulara doğru yanıtlar bulmak için öğrencilere destek sağlar. Özellikle melekler gibi görülemeyen varlıklar, insanların inanç dünyasında büyük bir yer kaplar.


“7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 14-15 MEB Yayınları”

“7. Sınıf Din Kültürü Görülen ve Görülemeyen Varlıklar Metni Etkinlik Cevapları” başlığı, öğrencilere dünya ve ahiret arasında kurulan ilişkiyi anlatırken, melekler, cinler ve ruh gibi kavramları açıklar. MEB Yayınları tarafından hazırlanan “7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 14-15”, öğrencilerin görünmeyen varlıkların görevleri ve işlevleri konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlar. Bu etkinlikler, öğrencilere dinî kavramları daha iyi anlamalarına yardımcı olur ve onların manevi gelişimlerini destekler.


7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 14-15


Soru : Gayb ve âlem kavramları arasında nasıl bir fark vardır? Yorumlayınız.


Kısa Cevap :

Gayb, insan algısı dışında kalan ve sadece Allah tarafından bilinen varlıklardır. Âlem ise tüm varlıkların bulunduğu, gözle görülen ve görülemeyen her şeyi kapsayan evrendir.

Uzun Cevap :

Gayb, insanın bilgi ve duyularıyla kavrayamadığı, yalnızca Allah’ın bilgisi dahilinde olan varlık ve olaylardır. Bu kavram, insanın idrak sınırlarının ötesindeki her şeyi kapsar. Âlem ise yaratılmış olan her türlü varlık ve mekânın genel adıdır. Âlem, hem fiziksel olarak gözlemlenebilen dünyayı hem de fiziksel olmayan, ruhani varlıkları içeren gaybî dünyayı kapsar. Bu bağlamda, âlem gaybı da içine alır, fakat gayb, insan için örtülü olan ve yalnızca Allah’ın bildiği kısımdır.


7. Sınıf Din Kültürü MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 15 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen tablodaki kutucuklarda, görülebilen ve görülemeyen varlıkların isimleri verilmiştir. Kutucuklardaki numaraları kullanarak soruları cevaplayınız. Aynı kutucuğu birden fazla soru için kullanabilirsiniz.

Melek , Rüzgâr, Gardırop, Tablo, Dergi, Sevinç, Soğuk, Lamba, Cin


1- Kutucuklardan hangilerinde görülebilen varlıkların isimleri vardır?


Cevap : Gardırop, Tablo, Dergi, Lamba


2- Kutucuklardan hangilerinde görülemeyen varlıkların isimleri vardır?


Cevap : Melek, Cin, Sevinç


3- Kutucuklardan hangilerinde gözle görülemediği hâlde diğer duyu organlarıyla hissedilebilen varlıkların isimleri vardır?


Cevap : Rüzgâr, Soğuk



 

Our Score

7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 13 MEB Yayınları

Ortaokul 7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1. Ünite Hazırlık Çalışmaları Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 13


7. Sınıf Din Kültürü 1. Ünite Hazırlık Çalışmaları Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 13 Cevapları” ve “Ortaokul 7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Cevapları” başlıkları, öğrencilere önemli bilgileri sunarak dini kavramların öğrenilmesini amaçlar. Bu sayfalarda yer alan sorular ve etkinlikler, öğrencilerin İslam inancı, peygamberlerin hayatları ve dini değerler hakkındaki bilgilerini pekiştirmelerine yardımcı olur. “Forum MEB 7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Cevapları” gibi kaynaklar, öğrencilerin konuları anlamasına ve sınavlarda başarılı olmasına katkı sağlar. Bu etkinliklerde, ibadetler, ahiret inancı ve İslam ahlakı gibi konular detaylı bir şekilde ele alınır.


“7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 13 MEB Yayınları”

“7. Sınıf Din Kültürü 1. Ünite Hazırlık Çalışmaları Metni Etkinlik Cevapları” başlığı altında, üniteyle ilgili çeşitli sorulara verilen cevaplar bulunur. Bu ünite, Allah’ın birliği, peygamberlerin tebliğ görevleri ve Kuran-ı Kerim’in mesajları üzerine yoğunlaşır. MEB Yayınları tarafından hazırlanan “7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 13″teki etkinlikler, öğrencilerin Allah’a iman ve ahiret inancı gibi temel İslami prensipleri öğrenmelerini sağlar. Bu etkinlikler, öğrencilerin hem bilgi düzeyini artırır hem de değerler eğitimi sağlar.


7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 13


1. Görülemeyen varlıklar denildiğinde aklınıza neler geliyor?


Kısa Cevap :

Melekler, cinler ve ruhlar Görülemeyen varlıklar denildiğinde aklınıza gelenlere örneklerdir.

Uzun Cevap :

Görülemeyen varlıklar denildiğinde aklıma ilk olarak melekler, cinler ve ruhlar gelir. Bu varlıklar fiziksel olarak gözlemlenemez, ancak İslam inancına göre varlıkları kabul edilir. Melekler nurdan yaratılmıştır ve Allah’ın emirlerini yerine getirirler. Cinler ise ateşten yaratılmış, insanların göremediği varlıklardır. Ruhlar ise ölümle bedenimizden ayrılan manevi varlıklardır.


2. Melek kelimesi size neyi çağrıştırıyor?


Kısa Cevap :

İyilik, nur ve ilahi görevler çağrıştırıyor.

Uzun Cevap :

Melek kelimesi bana iyilik, nur ve ilahi görevleri çağrıştırıyor. Melekler, Allah’ın emriyle hareket eden, insanlar için koruyucu ve rehber olan varlıklardır. İslam’da melekler, saf iyiliği temsil eder ve peygamberlere vahiy getirmek, insanları korumak gibi önemli görevler üstlenirler. Onlar günah işlemezler ve sürekli Allah’a ibadet ederler.


3. Sizce dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında nasıl bir ilişki vardır?


Kısa Cevap :

Dünya hayatı, ahiret hayatına hazırlık dönemidir.

Uzun Cevap :

Dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında güçlü bir bağ vardır. Dünya, insanların ahiretteki sonsuz hayatları için bir hazırlık ve imtihan yeridir. Bu hayatta yapılan iyi ve kötü ameller, ahirette karşılık bulur. Dünya hayatı, geçici bir süreliğine verilen bir fırsattır ve ahiret, bu yaşamın sonuçlarının ebedi olarak yaşanacağı yerdir. Bu nedenle, insanın dünya hayatında yaptığı her şey ahiretini doğrudan etkiler.


4. Ahiret hayatının sizdeki çağrışımları nelerdir?


Kısa Cevap :

Sonsuzluk, hesap verme ve adalet çağrışımlarıdır.

Uzun Cevap :

Ahiret hayatı, bana sonsuzluk, hesap verme ve ilahi adaleti çağrıştırıyor. İslam inancına göre, her insanın dünya hayatında yaptıklarından sorumlu olduğu ve ahirette bu amellerinin karşılığını alacağı bir süreçtir. Ahiret, ölümden sonraki yaşamdır ve burada herkes Allah’ın adaletiyle yargılanacaktır. Bu inanç, insanın dünyadaki davranışlarını düzenlemesine ve daha iyi bir insan olma çabasına yönlendirir.


5. “Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez…” (Enbiya suresi, 47. ayet.)

Bu ayete göre Allah’ın (cc) adaletli oluşu ile ahiret hayatı arasında sizce nasıl bir ilişki vardır?


Kısa Cevap :

Ahiret, Allah’ın adaletinin tam olarak tecelli edeceği yerdir.

Uzun Cevap :

Bu ayet, Allah’ın adaletinin ahirette tam anlamıyla gerçekleşeceğini vurgular. Dünya hayatında insanlar arasında adaletsizlikler ve haksızlıklar olabilir, ancak ahiret, her şeyin adil bir şekilde değerlendirileceği bir yer olacaktır. Kıyamet günü, Allah’ın adalet terazisi kurularak, herkesin amelleri eksiksiz bir şekilde tartılacak ve hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır. Bu, Allah’ın mutlak adaletini gösterir ve ahiret hayatının önemini bir kez daha ortaya koyar.


6. Hz. İsa hakkında neler biliyorsunuz?


Kısa Cevap :

Hz. İsa, İncil’in peygamberidir, mucizeler göstermiş ve İslam’a göre Allah’ın elçisi olarak kabul edilir.

Uzun Cevap :

Hz. İsa, İslam’da önemli bir peygamber olarak kabul edilir. Allah’ın elçisi olarak gönderilmiş ve İncil ile insanlara yol göstermiştir. Hz. İsa, birçok mucize gerçekleştirmiş, hastaları iyileştirmiş ve ölüleri diriltmiştir. Ancak Müslümanlar, Hz. İsa’nın Allah’ın oğlu olmadığını, sadece O’nun seçkin bir kulu ve peygamberi olduğunu kabul ederler. İnanca göre, Hz. İsa çarmıha gerilmemiş, Allah tarafından göğe yükseltilmiştir ve kıyamete yakın bir zamanda tekrar dünyaya dönecektir.


7. Melik ve Rab kelimelerinin anlamları hakkında neler söyleyebilirsiniz?


Kısa Cevap :

Melik: Hükümdar.
Rab: Terbiye eden, sahip.

Uzun Cevap :

“Melik” kelimesi, hükümdar ve mutlak otorite sahibi anlamına gelir. Allah’ın bir sıfatı olarak Melik, O’nun evrenin tek ve mutlak yöneticisi olduğunu ifade eder. “Rab” ise terbiye eden, sahip ve her şeyi koruyup gözeten anlamındadır. Rab sıfatı, Allah’ın yaratılmışları koruyan, onları terbiye eden ve ihtiyaçlarını karşılayan olduğunu vurgular. Bu iki kelime, Allah’ın mutlak kudretini ve şefkatini bir arada ifade eder.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı İletişime Başlıyorum Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 12, 13, 14, 15, 16


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı İletişime Başlıyorum Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16


Soru : İletişim kelimesinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İletişim, insanlar arasında bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapma sürecidir.

Uzun Cevap :

İletişim, insanların birbiriyle bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapmasını sağlayan bir süreçtir.

Bu süreç, konuşma, yazma, beden dili ve diğer semboller aracılığıyla gerçekleşir. İletişim, bireylerin birbirini anlaması ve anlaşması için temel bir araçtır ve sosyal etkileşimlerin temelini oluşturur.


Soru : İletişim kurmak neden önemlidir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İletişim kurmak, insanlar arasında anlayışı ve işbirliğini sağlar, toplumsal ilişkileri güçlendirir.

Uzun Cevap :

İletişim kurmak, bireyler arasında anlayışı, empatiyi ve işbirliğini geliştirir. Etkili iletişim, toplumsal ilişkileri güçlendirir ve sorunların çözümünde önemli bir rol oynar.

İletişim eksikliği, yanlış anlamalara, çatışmalara ve ilişkilerin zayıflamasına neden olabilir. Bu yüzden, sağlıklı ve açık iletişim, hem kişisel hem de profesyonel yaşamda başarılı ve mutlu olmanın anahtarıdır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 13 Cevapları


Soru : Tek başına iletişim kurabilir miyiz? Görseli inceleyerek düşüncelerinizi ilgili alana yazınız.


Kısa Cevap :

Tek başına iletişim kurmak mümkün değildir çünkü iletişim, en az iki kişi arasında gerçekleşir.

Uzun Cevap :

Tek başına iletişim kurmak mümkün değildir çünkü iletişim, en az iki kişi arasında bilgi, duygu ve düşünce alışverişi yapılmasını gerektirir. İletişim, bir gönderici ve bir alıcı arasında gerçekleşir.

Gönderici, mesajını alıcıya iletir ve alıcı da bu mesajı anlar ve yanıt verir. Tek başına olduğumuzda, sadece kendi iç düşüncelerimizi ve duygularımızı gözden geçiririz, bu da içsel bir süreçtir ama iletişim değildir. İletişim, karşılıklı etkileşim ve geri bildirim gerektirir.


Soru : Verilen örnekten hareketle iletişimin temel ögelerine örnekler veriniz.


Cevap :

İletişimin temel ögeleri şunlardır:

  1. Gönderici: Mesajı ileten kişi.
  2. Alıcı: Mesajı alan kişi.
  3. Mesaj: İletilen bilgi, duygu veya düşünce.
  4. Kanal: Mesajın iletilme yolu (örneğin, konuşma, yazı, beden dili).
  5. Geri Bildirim: Alıcının göndericiye verdiği yanıt.
  6. Kodlama: Mesajın gönderici tarafından semboller veya dil aracılığıyla oluşturulması.
  7. Kod Açma: Alıcının mesajı çözümleyip anlaması.
  8. Gürültü: Mesajın anlaşılmasını zorlaştıran her türlü engel (örneğin, çevresel sesler, yanlış anlamalar).

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 14 Cevapları


Soru : Aşağıdaki görsellerde mimiklerin ifade ettiği duyguları boşluklara yazınız?


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 12-13-14-15-16 Cevapları”

Soru : Yandaki görselde ne anlatılmak istenmiştir? Düşüncelerinizi ilgili alana yazınız.


Cevap :

İnsanlar çok çalışarak bir şeyler üretir. Ancak ürettiklerinin meyvesini anında görmeyebilir. Görüneni değil, görümeyeni bilmek gerekir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 15 Cevapları


Nasrettin Hoca bir gün eşeğinden düşer ve acıyla kıvranır. Hoca’nın başına toplananlar, “Hemen bir doktor çağırın!’’ diye bağrışırken Hoca, “Bana doktor değil, eşekten düşmüş birini bulun.” diye bağırır.

Soru : Nasrettin Hoca verdiği mesajda ne anlatmak istemiştir? Açıklayınız. 


Cevap :

Nasrettin Hoca, verdiği mesajda, benzer bir deneyim yaşamış birinin kendisini daha iyi anlayabileceğini ve yardımcı olabileceğini vurgulamak istemiştir.

Eşekten düşmüş birinin yaşadığı acıyı ve durumu tecrübe etmiş biri, Hoca’nın ne hissettiğini ve neye ihtiyacı olduğunu daha iyi kavrayabilir. Bu, empati kurmanın ve aynı deneyimi yaşamış birinden destek almanın önemini gösterir.


Soru : İletişimde empati kurmak neden önemlidir? Düşüncelerinizi ilgili alana yazınız.


Kısa Cevap :

Empati kurmak, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamıza yardımcı olur, böylece daha etkili ve sağlıklı iletişim kurabiliriz.

Uzun Cevap :

Empati kurmak, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamıza yardımcı olur. Empati sayesinde, başkalarının perspektifini görebilir, onların ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu anlayabiliriz.

Bu, yanlış anlamaları azaltır, karşılıklı anlayışı artırır ve daha etkili ve sağlıklı iletişim kurmamızı sağlar. Empati, insan ilişkilerinde güven ve yakınlık oluşturur, çatışmaları çözmede ve işbirliği yapmada da önemli bir rol oynar.


Soru : İletişimimizi etkileyen davranışlardan biri olan empati kavramına örnek yazınız.


Kısa Cevap :

Bir arkadaşınızın zor bir gün geçirdiğini öğrendiğinizde, onunla konuşup nasıl hissettiğini sormak ve ona destek vermek empatiye örnektir.

Uzun Cevap :

Empatiye örnek olarak, bir arkadaşınızın zor bir gün geçirdiğini öğrendiğinizde, onunla konuşup nasıl hissettiğini sormak ve ona destek vermek gösterilebilir. Örneğin, bir arkadaşınız sınavında kötü bir not aldıysa, onu eleştirmek yerine, onun duygularını anlamaya çalışmak ve ona moral vermek empatik bir davranıştır.

Bu şekilde, arkadaşınızın kendini daha iyi hissetmesine ve zor durumu aşmasına yardımcı olabilirsiniz. Empati, başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hareket etmeyi gerektirir ve bu, ilişkileri güçlendirir ve daha olumlu bir iletişim ortamı sağlar.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 16 Cevapları


Soru : Aşağıda Yûsuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig adlı eserinden iletişim ile ilgili cümleler bulunmaktadır. Cümleleri okuyup doğru iletişim kurmanın yararları konusundaki düşüncelerinizi ilgili alanlara yazınız.


“Anlayışlı olan anlar, bilgili olan bilir; bilen ve anlayan her vakit dileğine kavuşur.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri, anlayış ve bilgi sayesinde istenilen sonuca ulaşmaktır. Anlayışlı ve bilgili kişiler, doğru iletişimle, karşılarındaki insanları daha iyi anlar ve onlara uygun şekilde yaklaşarak hedeflerine ulaşırlar. Bu, iletişimin etkinliğini ve başarıyı artırır.


“Çok sözden fazla fayda görmedim amma söylemek de faydasız değildir.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri de, gereksiz yere uzun konuşmalar yapmadan, öz ve etkili mesajlar iletmenin önemini vurgular. Fazla konuşmak her zaman fayda sağlamasa da, yerinde ve doğru sözler söylemek iletişimi güçlendirir ve insanların birbirini daha iyi anlamasını sağlar.


“İnsan iki şey ile kendini ihtiyarlamaktan kurtarır: Biri iyi iş, diğeri iyi söz.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri de, güzel ve doğru sözler kullanarak insan ilişkilerini güçlendirmektir. İyi işlerin yanı sıra, anlamlı ve olumlu sözler söylemek, insanların ruhunu genç tutar, sosyal bağlarını kuvvetlendirir ve hayatına anlam katar.


“Sözü söyleyen yanılır ve şaşırır; anlayışlı isterse bunu düzeltir.”

Cevap :

Doğru iletişim kurmanın yararlarından biri de, hatalı veya yanlış anlaşılabilecek durumlarda anlayışlı kişilerin devreye girip durumu düzeltmesidir. Anlayışlı kişiler, yanlış anlamaları giderir, iletişimdeki aksaklıkları düzeltir ve sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturur. Bu da, insanların birbirini daha iyi anlamasına ve olası çatışmaları önlemeye yardımcı olur.


Soru : Aşağıda iletişim ile ilgili verilen soruların cevaplarını defterinize yazınız.


İletişime nasıl başlamalıyız?


Kısa Cevap :

İletişime başlamadan önce dikkatli dinlemeli ve karşımızdaki kişiye saygı göstermeliyiz.

Uzun Cevap :

İletişime başlamadan önce, karşımızdaki kişiyi dikkatlice dinlemeli ve ona saygı göstermeliyiz. İletişimi başlatırken, net ve anlaşılır bir dil kullanmak, samimi ve dürüst olmak önemlidir.

Göz teması kurarak ve beden dilimize dikkat ederek, karşımızdaki kişiye gerçekten ilgili olduğumuzu gösterebiliriz. Ayrıca, konuşmaya başlamadan önce, konuya uygun bir giriş yapmak ve ortamın rahat olmasını sağlamak da etkili bir iletişim için gereklidir.


Size göre çevremiz ile doğru iletişimi nasıl kurabiliriz?


Kısa Cevap :

Çevremizle doğru iletişim kurmak için empati yapmalı, açık ve dürüst olmalı ve dikkatli dinlemeliyiz.

Uzun Cevap :

Çevremizle doğru iletişim kurmak için öncelikle empati yapmalı, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışmalıyız. Açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurarak, samimi ve güvenilir bir ortam oluşturmalıyız. Dikkatli dinlemek, sadece ne söylendiğini değil, aynı zamanda nasıl söylendiğini de anlamamıza yardımcı olur.

Göz teması kurarak, beden diline dikkat ederek ve geri bildirimde bulunarak, karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi gösterebiliriz. Ayrıca, hoşgörülü ve sabırlı olmak, farklı bakış açılarına saygı duymak da doğru iletişimin temel unsurlarındandır.


Toplum tarafından sevilen ve saygı duyulan bir insan olmak için iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz?


Kısa Cevap :

Nazik, dürüst, saygılı ve empatik olmalıyız.

Uzun Cevap :

Toplum tarafından sevilen ve saygı duyulan bir insan olmak için iletişim kurarken nazik, dürüst, saygılı ve empatik olmalıyız. Karşımızdaki kişilere saygı göstermek, onların görüşlerine ve duygularına değer vermek önemlidir. Samimi ve dürüst olmak, güvenilirlik ve itibar kazandırır.

Empati kurarak, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışmak, onlara gerçekten ilgili olduğumuzu gösterir. Ayrıca, kibar bir dil kullanmak, olumlu bir tutum sergilemek ve gerektiğinde yapıcı eleştirilerde bulunmak da toplum tarafından takdir edilmeyi sağlar. Bu şekilde, güçlü ve sağlıklı ilişkiler kurarak, sevilen ve saygı duyulan biri olabiliriz.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 49-50-51-52-53-56-57-58-59-60-61-62-63 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Osmanlı Fetih Siyaseti Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Osmanlı Fetih Siyaseti Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 49-50-51-52-53-56-57-58-59-60-61-62-63 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 48-49-50-51-52-53-54-55-56-57-58-59-60-61-62-63


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları


Soru : Aşağıda yer alan soruları haritayı göz önünde bulundurarak cevaplandıralım.


Osmanlı Devleti, gaza anlayışıyla fetihlerini hangi yöne doğru yapmalıdır? Açıklayınız. 


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti, gaza anlayışıyla fetihlerini Batı’ya, yani Avrupa’ya doğru yapmalıdır. Bu anlayışla hareket eden Osmanlılar, İslamiyet’i yaymayı ve Hristiyan dünyası ile savaşarak ganimet elde etmeyi amaçlamışlardır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti, gaza anlayışı doğrultusunda fetihlerini Batı yönünde gerçekleştirmiştir. Gaza anlayışı, İslam’ı yayma ve İslam dışı toprakları fethetme amacı taşır. Bu nedenle Osmanlılar, Bizans İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte Balkanlar’a yönelmişlerdir.

Bu bölgelerdeki Hristiyan prenslikler ve krallıklar, Osmanlı’nın gaza politikası için uygun hedefler olmuştur. Ayrıca, Batı yönünde yapılan fetihler, Osmanlı’ya hem ekonomik hem de stratejik avantajlar sağlamıştır. Zengin Avrupa şehirleri, ticaret yolları ve verimli topraklar Osmanlı’nın fetih hedeflerinde önemli yer tutmuştur.


Osmanlı Devleti’nin Bizans ile komşu olmasının devletin büyümesinde ne gibi katkıları olmuştur? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Bizans ile komşu olması, Osmanlı’nın batıya doğru genişlemesini kolaylaştırmıştır. Ayrıca, Bizans topraklarındaki siyasi ve askeri zayıflıklar, Osmanlı’nın hızla güçlenmesine ve büyümesine katkıda bulunmuştur.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Bizans İmparatorluğu ile komşu olması, Osmanlı’nın büyümesine ve genişlemesine önemli katkılar sağlamıştır. Bizans İmparatorluğu’nun zayıflaması, Osmanlıların batıya doğru genişlemesini kolaylaştırmıştır. Bizans’ın iç karışıklıkları ve askeri zayıflıkları, Osmanlı’nın Bizans topraklarına yönelik fetihlerini hızlandırmıştır.

Ayrıca, Bizans ile olan sınır komşuluğu, Osmanlı’ya Bizans’ın zengin ticaret yollarına ve stratejik noktalara ulaşma imkanı sağlamıştır. Bizans şehirlerinin ve kalelerinin fethi, Osmanlı’nın askeri ve ekonomik gücünü artırmış, bu da Osmanlı’nın daha da genişlemesini mümkün kılmıştır. Ayrıca, Bizans’tan alınan teknik ve idari bilgiler, Osmanlı’nın devlet yapısını güçlendirmiş ve modernleşmesine katkıda bulunmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 50 Cevapları


Soru : Orhan Gazi’nin İznik’i alır almaz orada medrese kurması neyin göstergesidir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Orhan Gazi’nin İznik’i alır almaz medrese kurması, Osmanlı Devleti’nin ilme ve eğitime verdiği önemin bir göstergesidir. Ayrıca, fethedilen bölgelerde İslami ve kültürel yapıyı güçlendirme amacını taşır.

Uzun Cevap :

Orhan Gazi’nin İznik’i fetheder fethetmez orada bir medrese kurması, Osmanlı Devleti’nin eğitime ve ilme verdiği önemin yanı sıra fethedilen topraklarda İslami ve kültürel yapıyı pekiştirme stratejisinin de bir göstergesidir.

Bu adım, Osmanlı’nın sadece askeri fetihlerle yetinmediğini, aynı zamanda bu bölgelerde kalıcı bir İslami ve bilimsel yapıyı oluşturmayı amaçladığını gösterir.

Medreseler, o dönemde İslam dünyasının en önemli eğitim kurumlarıydı ve Osmanlı’nın eğitim ve öğretim sisteminin temel taşlarıydı. Bu nedenle, medrese kurulması, fethedilen bölgelerde İslam’ın ve Osmanlı kültürünün kökleşmesini sağlamak adına atılan önemli bir adımdır.


Soru : Rumeli’ye geçmek Osmanlı Devleti için neden önemlidir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Rumeli’ye geçmek, Osmanlı Devleti için Balkanlar’da genişleme ve Avrupa’da güç kazanma fırsatı sağlamıştır. Bu, Osmanlı’nın stratejik ve ekonomik olarak büyümesine katkıda bulunmuştur.

Uzun Cevap :

Rumeli’ye geçmek, Osmanlı Devleti için büyük bir stratejik ve ekonomik öneme sahipti. Rumeli’ye geçiş, Osmanlı’nın Balkanlar’da ve Avrupa’da genişleme politikalarını uygulamasını sağlamıştır.

Bu genişleme, Osmanlı’nın askeri ve siyasi gücünü artırmış, aynı zamanda ekonomik açıdan da büyük avantajlar getirmiştir. Balkanlar’da fethedilen topraklar, zengin tarım alanları ve ticaret yolları ile Osmanlı ekonomisini güçlendirmiştir.

Ayrıca, Rumeli’ye geçiş, Osmanlı’nın denizlerde de etkinliğini artırmasına ve Akdeniz ticaret yollarında daha fazla söz sahibi olmasına olanak tanımıştır. Rumeli’deki fetihler, Osmanlı’nın Avrupa’daki diğer devletler üzerinde baskı kurmasını ve kendi gücünü daha da pekiştirmesini sağlamıştır.


Soru : Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşımasının sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşımasının sebepleri arasında, Edirne’nin daha stratejik bir konumda olması, Balkanlara yönelik fetihlerin kolaylaşması ve Avrupa ile olan ticaret yollarının kontrolünün sağlanması sayılabilir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin başkenti Bursa’dan Edirne’ye taşımasının birkaç önemli nedeni bulunmaktadır. İlk olarak, Edirne’nin coğrafi konumu stratejik olarak daha avantajlıydı. Edirne, Balkanlar’a yakın bir konumda bulunarak Osmanlı’nın Avrupa’ya yönelik fetihlerini kolaylaştırmış ve bu bölgelerdeki askeri operasyonları desteklemiştir.

İkinci olarak, Edirne’nin Avrupa ile olan ticaret yollarının kesişim noktasında yer alması, Osmanlı’nın ticaret faaliyetlerini artırmış ve ekonomik olarak güçlenmesine katkıda bulunmuştur.

Ayrıca, Edirne’nin başkent olması, Osmanlı’nın Batı’ya doğru olan genişleme politikasını yansıtmaktadır. Bu taşınma, Osmanlı’nın Balkanlar’da kalıcı bir güç olma hedefinin bir göstergesidir. Bursa’nın başkentliği döneminde Osmanlı, Anadolu’daki varlığını pekiştirirken, Edirne’ye taşınarak Avrupa’daki varlığını güçlendirmiştir.

Sonuç olarak, başkentin Edirne’ye taşınması, Osmanlı’nın stratejik, askeri ve ekonomik hedeflerine ulaşma amacını taşır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 51 Cevapları


Soru : Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezid’e niçin Rum Diyarının Sultanı unvanını vermiştir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezid’e Rum Diyarının Sultanı unvanını, onun Anadolu’daki Hristiyan beyliklere karşı kazandığı zaferler ve İslam’ın yayılması konusundaki başarıları nedeniyle vermiştir.

Uzun Cevap :

Abbasi Halifesi, Yıldırım Bayezid’e Rum Diyarının Sultanı unvanını, onun Anadolu’daki Hristiyan beyliklere karşı kazandığı zaferler ve İslam’ın yayılması konusundaki üstün başarıları nedeniyle vermiştir. Bu unvan, Bayezid’in Batı Anadolu’da ve Balkanlar’da Osmanlı topraklarını genişletme çabalarını ve bu bölgelerdeki Müslüman nüfusu koruma ve güçlendirme politikalarını onurlandırmak amacıyla verilmiştir.

Aynı zamanda, bu unvan Bayezid’in İslam dünyasındaki prestijini artırmış ve Osmanlı Devleti’nin meşruiyetini pekiştirmiştir. Halifenin bu unvanı vermesi, Osmanlı’nın İslam dünyasındaki liderlik rolünü tanıma ve destekleme anlamına gelir.


Soru : Niğbolu Zaferi ile Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında itibar kazanması arasındaki ilişkiyi yazınız.


Kısa Cevap :

Niğbolu Zaferi, Osmanlı Devleti’ne Hristiyan Avrupa ordularına karşı büyük bir zafer kazandırarak İslam dünyasında büyük itibar kazandırmıştır.

Uzun Cevap :

Niğbolu Zaferi, Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasında büyük itibar kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. 1396 yılında gerçekleşen bu zafer, Osmanlıların Haçlı ordusunu yenerek Batı Avrupa’nın güçlü ordularına karşı üstünlük sağlaması anlamına geliyordu. Bu zafer, İslam dünyasında Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü ve İslam’ın savunucusu olarak rolünü pekiştirdi.

Niğbolu Zaferi, Osmanlı’nın İslam dünyasındaki diğer Müslüman devletler ve halklar arasında saygınlığını artırdı ve onların Osmanlı’ya olan güvenini güçlendirdi. Bu zafer, Osmanlı’nın sadece bir bölgesel güç olmadığını, aynı zamanda İslam dünyasının liderlerinden biri olduğunu gösterdi. Böylece, Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasındaki siyasi ve dini itibarı önemli ölçüde yükseldi.


Soru : Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girme sebepleri nelerdir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girmesinin sebebi, 1402 yılında Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesi ve Bayezid’in oğulları arasında taht kavgalarının başlamasıdır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin Fetret Devri’ne girmesinin ana sebepleri, 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesi ve sonrasında ortaya çıkan taht kavgalarıdır. Ankara Savaşı’ndaki yenilgi, Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü ve siyasi otoritesini zayıflattı.

Yıldırım Bayezid’in esir düşmesi ve sonrasında ölmesi, Osmanlı Devleti’nde bir iktidar boşluğu yarattı. Bu durum, Bayezid’in oğulları arasında taht kavgalarına yol açtı. Bayezid’in oğulları Süleyman, İsa, Musa ve Mehmet arasındaki mücadeleler, devletin merkezi otoritesini zayıflattı ve Osmanlı topraklarında iç karışıklıklara neden oldu.

Bu süreç, yaklaşık 11 yıl süren bir kaos dönemi olan Fetret Devri olarak adlandırılır. Fetret Devri, Osmanlı Devleti’nin birliği ve bütünlüğü açısından büyük bir tehdit oluşturmuş, ancak sonunda I. Mehmet’in (Çelebi Mehmet) zaferiyle sona ermiştir. Bu dönemin sonunda Osmanlı Devleti, merkezi otoritesini yeniden sağlamış ve tekrar güçlü bir devlet olarak yükselmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 52 Cevapları


Soru : Timur’un Ankara Savaşı’ndan sonra beyliklere topraklarını geri vermesinin amacı nedir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Timur’un Ankara Savaşı’ndan sonra beyliklere topraklarını geri vermesinin amacı, Anadolu’da Osmanlı Devleti’nin gücünü dengelemek ve böylece bölgede dengeli bir siyasi yapı oluşturmak olabilir.

Uzun Cevap :

Timur, 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı’nda Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’i mağlup ettikten sonra Anadolu’da kontrolü ele geçirdi. Timur’un bu dönemde beyliklere topraklarını geri vermesi birkaç amaç taşıyor olabilir. İlk olarak, Timur’un amacı Anadolu’da dengeyi sağlamaktı.  Osmanlı Devleti’nin büyümesini kontrol altına alarak, bölgede güçlü bir Osmanlı hegemonyasının oluşmasını engellemek istemiş olabilir.

İkinci olarak, Timur’un bu politikası, Anadolu’daki beylikler arasında Osmanlı’ya karşı olası bir birleşmeyi önlemek ve böylece bölgeyi daha kontrol edilebilir hale getirmek amacını taşıyabilir.

Üçüncü olarak, Timur’un bu hamlesi, onun bölgedeki siyasi ve askeri gücünü gösterme ve yerel yöneticilere bağlılıklarını sağlama çabası olarak da değerlendirilebilir. Sonuç olarak, Timur’un Ankara Savaşı sonrası beyliklere topraklarını geri vermesinin amacı, bölgede siyasi istikrarı sağlamak ve kendi hegemonyasını pekiştirmektir.


Soru : 11 yıl süren Fetret Devri’nde Osmanlı Devleti’nin yıkılmama sebepleri nelerdir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Fetret Devri’nde Osmanlı Devleti’nin yıkılmama sebepleri arasında devletin güçlü kurumsal yapısı, sadrazamların liderliği ve askeri teşkilatın sağlamlığı sayılabilir.

Uzun Cevap :

Fetret Devri, Osmanlı Devleti için büyük bir iç kriz dönemi olmasına rağmen, devletin yıkılmamasının birkaç sebebi vardır.

İlk olarak, Osmanlı Devleti’nin güçlü kurumsal yapısı bu dönemi atlatmasında önemli rol oynamıştır. Devletin temel kurumları, yönetim düzeni ve bürokratik yapısı, iç krizleri yönetme ve devletin birliğini koruma konusunda etkili olmuştur.

İkinci olarak, Fetret Devri boyunca devletin sadrazamlarının liderlik kabiliyetleri büyük önem taşımıştır. Sadrazamlar, devletin iç çekişmelerini yöneterek ve devlet otoritesini sağlamlaştırarak Osmanlı’nın birliğini korumuşlardır.

Üçüncü olarak, Osmanlı Devleti’nin askeri teşkilatı Fetret Devri’nde güçlü bir yapıya sahipti. Ordunun disiplini ve savaş yeteneği, devletin iç karışıklıklar sırasında dış tehditlere karşı savunma gücünü korumasına yardımcı olmuştur.

Sonuç olarak, Fetret Devri’nde Osmanlı Devleti’nin yıkılmamasının ana sebepleri, güçlü kurumsal yapı, etkili liderlik, ve sağlam askeri teşkilattır. Bu faktörler bir araya gelerek devletin iç bölünmeleri aşmasını ve birleşik bir şekilde varlığını sürdürmesini sağlamıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları


Soru : İstanbul’un fethinin nedenlerinin hangi alanla ilgili olduğunu aşağıdaki tabloya işaretleyiniz.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları


Soru : İstanbul’un fethinin sonuçlarından hangileri Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın açılmasına neden olmuştur? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İstanbul’un fethi, 1453 yılında gerçekleşmiş ve bu olay, Orta Çağ’ın sona ermesine ve Yeni Çağ’ın başlamasına zemin hazırlamıştır.

Uzun Cevap :

İstanbul’un fethi, 1453 yılında Osmanlı Sultanı II. Mehmet tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu olayın sonuçlarından bazıları, Orta Çağ’ın sona ermesine ve Yeni Çağ’ın başlamasına neden olmuştur:

  1. Bizans İmparatorluğu’nun Sonu: İstanbul’un fethi, Bizans İmparatorluğu’nun sonunu getirmiştir. Bu durum, Orta Çağ’ın sona erdiğini ve Bizans’ın Doğu Roma İmparatorluğu’nun resmi olarak sona erdiğini işaret etmiştir.
  2. Osmanlı’nın Avrupa’ya Yayılması: İstanbul’un fethi, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki etkisini ve topraklarını genişletmesine olanak tanımıştır. Bu, Osmanlı’nın Avrupa’da güçlü bir aktör olarak Yeni Çağ’da varlığını sürdürmesini sağlamıştır.
  3. Kültürel Etkileşim ve Bilgi Akışı: İstanbul’un fethiyle birlikte, Batı ve Doğu arasındaki kültürel etkileşim ve bilgi akışı artmıştır. Özellikle İstanbul’un fethi, Rönesans’ın etkisi altında Avrupa’da bilim, sanat ve kültürel yenilenme sürecini hızlandırmıştır.
  4. Deniz Ticaret Yollarının Kontrolü: İstanbul’un fethi, Osmanlı Devleti’ne İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı üzerinde kontrol sağlamıştır. Bu durum, Osmanlı’nın deniz ticaret yolları üzerindeki etkisini artırmış ve ekonomik gücünü desteklemiştir.
  5. İslam Dünyasında Birleşik Liderlik Rolü: İstanbul’un fethi, Osmanlı Sultanlarının İslam dünyasında liderlik rolünü güçlendirmiştir. Bu durum, Osmanlı’nın İslam dünyasında bir merkez olarak kabul edilmesine ve bu bölgelerdeki politik, kültürel ve dini etkilerinin artmasına katkıda bulunmuştur.

Sonuç olarak, İstanbul’un fethi Orta Çağ’ın kapanmasına ve Yeni Çağ’ın başlamasına neden olmuş, Avrupa ve İslam dünyası arasındaki ilişkilerde önemli değişikliklere yol açmıştır.


Soru : İstanbul’un fethinin sonuçlarının hangi alanla ilgili olduğunu aşağıdaki tabloya işaretleyiniz.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları


Soru : www.topkapisarayi.gov.tr adresindeki görselleri inceleyerek Osmanlı Devleti ile ilgili edindiğiniz izlenimleri sınıfta anlatınız.


Kısa Cevap :

Topkapı Sarayı’nın web sitesinde Osmanlı Devleti ile ilgili görselleri inceledim. Gördüğüm kadarıyla, Osmanlı’nın zengin kültürel mirası, sarayın mimari detayları ve dönemin sanat eserleri beni etkiledi.

Uzun Cevap :

Topkapı Sarayı’nın web sitesindeki görseller, Osmanlı Devleti’nin zengin ve çeşitli kültürel yapısını gözler önüne seriyor. Sarayın mimari detayları, dönemin sanat eserleri ve süslemeleri, Osmanlı’nın estetik anlayışını ve sanatının derinliğini yansıtıyor.

Ayrıca, sarayın içinde sergilenen eşyalar ve kostümler, Osmanlı İmparatorluğu’nun dönemindeki günlük yaşamını ve aristokratik yaşam tarzını gösteriyor. İncelediğim görsellerde, Osmanlı Devleti’nin dini ve kültürel çeşitliliği de göze çarpıyor.

Bu görseller, Osmanlı’nın büyük bir imparatorluk olduğunu ve farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir yapıyı nasıl oluşturduğunu anlamamı sağladı.


Soru : Şimdiye kadar bütün padişahlar batı yönüne seferler yaparken I. Selim neden doğuya seferler yapmıştır? Tartışınız.


Kısa Cevap :

I. Selim, doğuya seferler yaparak Osmanlı Devleti’nin sınırlarını genişletmiş ve doğu ticaret yollarını güvence altına almıştır.

Uzun Cevap :

I. Selim’in doğuya yönelik seferleri, Osmanlı Devleti’nin stratejik hedeflerini ve coğrafi konumunun avantajlarını gösterir. Doğu seferleri, özellikle Safevi Devleti ve Memlük Sultanlığı’na karşı yapılmıştır. Bu seferlerin ana nedenlerinden biri, Osmanlı’nın doğu ticaret yollarını kontrol altına almak ve bu yollar üzerinden ekonomik gücünü artırmaktır.

Ayrıca, doğu seferleri Osmanlı’nın İslam dünyasında liderlik iddiasını güçlendirmiş ve Müslüman topluluklar arasında itibarını artırmıştır. Batı seferlerinden farklı olarak, doğu seferleri Osmanlı’nın doğu sınırlarını genişletmeye ve doğu ticaret rotalarını güçlendirmeye odaklanmıştır.

Bu seferler, Osmanlı Devleti’nin stratejik hedeflerini doğrultusunda genişleme politikasını sürdürmesine yardımcı olmuş ve Osmanlı’nın Doğu’da etkin bir güç olmasını sağlamıştır.


Soru : Mısır’ın fethinin sonuçlarının hangi alanla ilgili olduğunu aşağıdaki tabloya işaretleyiniz.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 58 Cevapları


Soru : Mohaç Savaşı’nın iki saat gibi kısa bir sürede kazanılmasının sebepleri sizce neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Mohaç Savaşı’nın hızlı bir şekilde kazanılmasının sebeplerinden biri, Osmanlı ordusunun üstün teknik ve stratejik planlaması olabilir.

Uzun Cevap :

Mohaç Savaşı, 1526 yılında Osmanlı Sultanı I. Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu ile Macaristan Kralı II. Lajos (Louis) komutasındaki Avrupa birleşik ordusu arasında gerçekleşmiştir. Savaşın sadece iki saat gibi kısa bir sürede kazanılmasının birkaç sebebi vardır:

  1. Stratejik Planlama ve Hazırlık: Osmanlı ordusu, savaşa hazırlık sürecinde iyi bir strateji belirlemiş ve bu stratejiyi başarıyla uygulamıştır. Topçu ateşi, piyade ve süvari birliklerinin koordineli hareketi gibi stratejik unsurlar savaşın hızlı sonuçlanmasında etkili olmuştur.
  2. Teknolojik Üstünlük: Osmanlı ordusu dönemin en iyi topçu teçhizatına sahipti ve bu teknolojik üstünlük, savaşın kısa sürede sonuçlanmasında önemli rol oynamış olabilir.
  3. Düşmanın Zayıf Noktalarının Kullanılması: Osmanlı ordusu, düşmanın zayıf noktalarını tespit edip bu noktalara odaklanarak hızlı bir zafer elde etmiş olabilir.
  4. Psikolojik Etki: Osmanlı ordusunun moral ve motivasyonunun yüksek olması, düşmana karşı psikolojik bir üstünlük sağlamış olabilir.

Sonuç olarak, Mohaç Savaşı’nın kısa sürede kazanılmasının arkasında teknik, stratejik planlama ve üstün ordusal organizasyon gibi faktörler bulunmaktadır.


Soru : Belgrad’ın stratejik konumundan dolayı Osmanlı Devleti’ne katkıları neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Belgrad, Osmanlı Devleti için stratejik bir konumda bulunması sebebiyle, Avrupa’daki askeri ve ekonomik etkinliği artırmış ve Balkanlar üzerinde kontrol sağlamıştır.

Uzun Cevap :

Belgrad, Osmanlı Devleti için stratejik bir konumda bulunmaktadır ve bu stratejik konumunun Osmanlı’ya birçok katkısı olmuştur:

  1. Savunma ve Kontrol: Belgrad, Osmanlı’nın Balkanlar üzerindeki kontrolünü sağlamak için stratejik bir savunma noktası olmuştur. Şehir, Osmanlı’nın Balkanlar’daki topraklarını korumak ve genişletmek için önemli bir askeri üs olarak kullanılmıştır.
  2. Ticaret Yollarının Kontrolü: Belgrad, Tuna Nehri üzerinde bulunması sebebiyle ticaret yollarının kontrolü açısından da stratejik bir öneme sahiptir. Osmanlı Devleti, Belgrad’ı kontrol ederek Tuna Nehri boyunca ticaretin güvenliğini sağlamış ve ekonomik kazanımlar elde etmiştir.
  3. Sembolik ve Politik Önem: Belgrad’ın fethi, Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü Avrupa’ya gösteren sembolik bir öneme sahiptir. Şehrin fethi, Osmanlı’nın Avrupa’daki varlığını ve etkinliğini güçlendirmiş ve Batı’daki imajını olumlu yönde etkilemiştir.
  4. Kültürel Etkileşim: Belgrad, Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı kültürler arasında etkileşimi ve hoşgörüyü teşvik etmesine yardımcı olmuştur. Şehir, Osmanlı’nın Balkanlar’daki çok kültürlü yapısının bir göstergesi olmuş ve kültürel çeşitliliği desteklemiştir.

Sonuç olarak, Belgrad’ın stratejik konumu Osmanlı Devleti’ne hem askeri hem de ekonomik açıdan önemli katkılar sağlamış ve Balkanlar üzerindeki etkisini güçlendirmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 59 Cevapları


Soru : Aşağıdaki soruları tabloya bakarak cevaplayalım.


İki donanmanın da güçlerine baktığımızda hangi donanmanın gücü daha fazladır? Açıklayınız.


Cevap :

Haçlıların donanmasının, Osmanlı donanmasından daha güçlü olduğu görülüyor. Haçlılar 162 kadırga ve 60,000 asker ile karşılanırken, Osmanlılar sadece 122 kadırga ve 20,000 askerle bu deniz savaşına katılmıştır.


Osmanlı donanması sizce galip gelmiş midir? Galip geldiyse bunun sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Cevap :

Osmanlı zafer kazanmıştır çünkü Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaydı ve Turan taktiği (hilâl taktiği) deniz savaşında başarıyla uygulanmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 60 Cevapları


Soru : Girit kuşatmasının 24 yıl sürmesinin sebebi ne olabillir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Girit Kuşatması’nın uzun sürmesinin sebeplerinden biri, adanın stratejik konumu ve direnişçilerin savunma stratejileridir.

Uzun Cevap :

Girit Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1645-1669 yılları arasında Girit Adası üzerinde gerçekleştirdiği uzun süreli bir kuşatmadır. Bu sürenin uzunluğunu etkileyen başlıca faktörler şunlardır:

  1. Stratejik Konum ve Doğal Engeller: Girit Adası, coğrafi yapısı gereği kolayca ele geçirilemeyen bir konumdadır. Dağlık arazi, derin vadiler ve doğal savunma avantajları, adanın işgal edilmesini zorlaştırmıştır. Bu durum, Osmanlı ordusunun adanın iç kesimlerine ilerlemesini ve direnişi kırmakta zorlanmasına yol açmıştır.
  2. Direnişçilerin Savunma Stratejileri: Giritli Hristiyan direnişçiler, adanın farklı bölgelerinde sürekli direniş göstermişler ve Osmanlı ordusuna karşı etkili savunma stratejileri uygulamışlardır. Kaleler, surlar ve diğer savunma yapıları, Osmanlı ordusunun ilerlemesini yavaşlatmış ve kuşatmayı uzatmıştır.
  3. Uluslararası Müdahaleler: Girit Kuşatması sırasında Avrupa devletleri, özellikle Venedik Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Giritli direnişçilere destek sağlamış ve bu da kuşatmanın uzun sürmesinde etkili olmuştur. Uluslararası baskılar ve müdahaleler, Osmanlı’nın adanın tam kontrolünü sağlamasını zorlaştırmıştır.
  4. Lojistik Zorluklar: Osmanlı ordusunun adanın dış dünyayla iletişimi ve tedarik hatları, lojistik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Kuşatmanın uzun süre devam etmesinde, tedarik eksiklikleri ve lojistik sorunlar önemli bir rol oynamış olabilir.

Sonuç olarak, Girit Kuşatması’nın 24 yıl sürmesinin ana sebepleri adanın stratejik konumu, direnişçilerin etkili savunma stratejileri, uluslararası müdahaleler ve lojistik zorluklardır. Bu faktörler bir araya gelerek kuşatmanın uzun süre devam etmesine ve Osmanlı İmparatorluğu’nun adayı tamamen kontrol altına almasına engel olmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 61 Cevapları


Soru : Aşağıdaki resmi inceleyiniz. Bu resimde Osmanlı toplumunun hangi özellikleri dikkatinizi çekti? Neden? Açıklayınız.


Cevap :

arklı millet ve dinlerden insanların bir arada yaşıyor olması dikkatimi çekti.


Soru : Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemini insan hakları, din ve vicdan hürriyeti açısından değerlendiriniz.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemi, farklı din ve etnik gruplara belirli ölçülerde özerklik tanıyan bir yönetim modeliydi.

Her millet kendi iç işlerini yönetirken, Osmanlı Devleti’nin genel otoritesine bağlı kalıyordu. Bu sistem, o dönemde din ve etnik farklılıkların barış içinde bir arada yaşamasını sağlamıştır. Ancak, milletler arası eşitlik ve adalet konusunda bazı eleştirilere de yol açmıştır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemi, insan hakları, din ve vicdan hürriyeti açısından çeşitli değerlendirmelere tabi tutulabilir:

  1. Din ve Vicdan Hürriyeti:
    • Millet sistemi, farklı dinlere mensup insanlara dinlerini serbestçe yaşama ve ibadet etme hakkı tanımıştır. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nun dönemindeki birçok Avrupa ülkesinden daha ileri bir din özgürlüğü sağladığı şeklinde yorumlanabilir.
    • Ancak, her millet kendi iç işlerini yönetirken, Osmanlı Devleti’nin Müslüman vatandaşlara tanıdığı ayrıcalıklar ve hukuki statü, Müslüman olmayan vatandaşların bazı durumlarda dezavantajlı konuma düşmesine sebep olmuştur.
  2. İnsan Hakları:
    • Osmanlı Devleti’nde milletler arası eşitlik ve adalet ilkesi, her milletin kendi iç işlerini yönetme hakkına dayanıyordu. Ancak, bu eşitlik bazı durumlarda pratikte tam olarak sağlanamamıştır. Müslüman olmayan milletlerin vergi ve askerlik gibi yükümlülükleri, Müslüman milletlere göre farklılık göstermiştir.
    • Yine de, Osmanlı Devleti’nin döneminde Avrupa’nın diğer bölgelerine kıyasla daha hoşgörülü bir ortam sağladığı ve farklı kültürel grupların barış içinde yaşamasını teşvik ettiği söylenebilir.
  3. Özerklik ve Yönetim:
    • Millet sistemi, farklı milletlere kendi dini ve sosyal işlerini yönetme özgürlüğü tanımıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin çok uluslu ve çok dilli yapısında birlikte yaşamayı kolaylaştırmıştır.
    • Ancak, merkeziyetçi yapının korunması amacıyla bazı milletlerin politik olarak özerk olma hakları kısıtlanmış veya sınırlı kalmıştır.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nde uygulanan millet sistemi, dönemin şartları içinde din ve vicdan hürriyeti açısından ileri görülebilecek bir adım olmasına rağmen, insan hakları ve eşitlik konularında tam anlamıyla tatmin edici olmamıştır. Her milletin kendi dini ve kültürel özgünlüğünü korumasına imkan tanımasıyla beraber, bazı grupların ayrıcalıklı veya dezavantajlı konuma düşmesine yol açmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 62 Cevapları


Soru : Farklı dinlerden, farklı milletlerden insanların Osmanlı Devleti egemenliğinde huzur içinde nasıl yaşadığını anlatan aşağıdaki metni okuyarak ilgili soruları cevaplayınız.


Gayrimüslimler genel olarak hangi ekonomik faaliyetle uğraşmışlardır?


Cevap : Kuyumculuk, fırıncılık, sarraflık


Osmanlı Devleti’nin istimâlet politikasının toplum yaşamına katkıları nelerdir?


Cevap : Osmanlı Devleti, hoşgörülü tutumuyla bölge halkını kazanmayı başarmış ve fethettiği topraklarda uzun yıllar hakimiyet kurabilmiştir. Eğer Osmanlı Devleti, inançlarına ve yaşam biçimlerine saygı göstermeyen bir tutum izleseydi, halk zamanla isyan edebilir ve Osmanlı yönetimine karşı çıkabilirdi.


Osmanlı toplumunun bir arada huzur içinde yaşamasının nedenleri nelerdir?


Cevap :

Osmanlı İmparatorluğu’nda farklı unsurların birlikte yaşamasını mümkün kılan sistem ve bu sistemin kavramları, günümüz dünyasının kavram ve önceliklerinden farklıdır. İmparatorluğun değerleri adaleti, rıza ve ihtiyar olmayı öne çıkarırken, modern dünya ise hürriyeti önceler.

İmparatorluğun her bölgesinden ve çeşitli etnik unsurlardan gelen devlet adamları, ulema sınıfı mensupları, tarikat şeyhleri ve edebiyatçılar gibi toplumda önemli bir yer edinmiş kişiler, Buharî, Pargalı, Kayserili, Erzurumlu, Merzifonlu, Nevşehirli, Lofçalı, Bayburtlu, Halebî gibi sıfatları tüm Osmanlı topraklarında kullanabilmişlerdir. Bu durum, bölgesel ve etnik ayrımcılığın önemini azalttığını göstermektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 63 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen fetihlerin (Görsel 2.49) Osmanlı Devleti’nin gelişmesine ne gibi katkıları olduğunu ilgili alanlara yazınız.


Cevap :

İznik’in Fethi: İznik alındıktan sonra yeniden imar edilerek kısa sürede Türk-İslam şehri haline getirildi ve burada ilk Osmanlı medresesi açıldı.

Bursa’nın Fethi: Bursa’nın fethiyle Rumeli’ye yapılan akınların önü açıldı.

İstanbul’un Fethi: İstanbul’un fethiyle Osmanlı Devleti toprak bütünlüğünü sağladı.

Belgrad’ın Fethi: Belgrad’ın fethi, batıya yapılan akınlar için stratejik bir üs haline geldi.

Kıbrıs’ın Fethi: Kıbrıs’ın fethiyle Akdeniz’in hakimiyeti sağlanarak güney topraklarının güvenliği sağlandı.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Bir Devlet Doğuyor Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Bir Devlet Doğuyor Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47


Soru : Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili görüş ayrılıklarının sebepleri nelerdir? Tartışınız.


Cevap :

Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile ilgili görüş ayrılıklarının temel sebebi, tarihçilerin yararlandıkları kaynakların çeşitlilik göstermesidir. Her tarihçi farklı kaynaklara dayanarak, olayları ve figürleri farklı açılardan yorumlayabilir.

Bazı tarihçiler, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda efsanelere ve sözlü anlatılara daha fazla önem verirken, diğerleri yazılı belgelere ve arkeolojik buluntulara dayanmaktadır.

Bu da farklı kuruluş hikayelerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca, tarihçilerin ideolojik yaklaşımları ve dönemin politik koşulları da bu görüş ayrılıklarına katkıda bulunabilir.


Soru : Şeyh Edebâli’nin Osman Gazi’ye nasihatinde hangi değerlerimizden bahsedilmektedir? Açıklayınız.


Cevap :

Şeyh Edebâli’nin Osman Gazi’ye nasihatinde, Osman Gazi’nin devlet kurucusu olarak taşıması gereken değerler vurgulanmaktadır. Bu nasihatte şu değerler öne çıkar:

  • Adalet: Herkese eşit ve adil davranmak.
  • Hoşgörü: İnsanların farklılıklarına saygı göstermek ve onları anlamaya çalışmak.
  • Sabır ve Tahammül: Zorluklar karşısında metanet göstermek ve sabırlı olmak.
  • Merhamet ve Bağışlayıcılık: Hataları affetmek ve insanlara karşı merhametli olmak.
  • Koruyuculuk ve Kollayıcılık: Zayıfları, mazlumları ve yardıma muhtaç olanları koruyup kollamak. Şeyh Edebâli, Osman Gazi’ye bu değerleri hatırlatarak, adaletli ve merhametli bir lider olmasını öğütlemiştir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları


Soru : Osmanlı Devleti’nin iskân politikasını gerçekleştirirken iskâna tabi tutulan halkın en az beş yıl başka yere gitmesine izin vermemesinin sebepleri neler olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti, iskân politikasını uygularken iskâna tabi tutulan halkın en az beş yıl başka yere gitmesine izin vermeyerek yeni yerleşim yerlerinde istikrar ve düzenin sağlanmasını amaçlamıştır. Bu süre zarfında halkın yeni topraklara adapte olması, tarım ve ticaret faaliyetlerini düzenli bir şekilde sürdürebilmesi hedeflenmiştir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin iskân politikasında, iskâna tabi tutulan halkın en az beş yıl başka yere gitmesine izin vermemesi, birden fazla sebebe dayanır:

  1. Toplumsal ve Ekonomik İstikrar: Yeni yerleşim yerlerinde istikrarın sağlanması için halkın belli bir süre yerleşik kalması gereklidir. Bu sayede tarım ve ticaret gibi ekonomik faaliyetler düzenli bir şekilde sürdürülebilir.
  2. Güvenlik: Yeni yerleşim yerlerinde güvenliğin sağlanması ve otoritenin pekiştirilmesi için halkın belirli bir süre o bölgede kalması önemlidir. Göçebeliğin azaltılması ve yeni yerleşimlerin korunması bu yolla sağlanabilir.
  3. Asimilasyon ve Entegrasyon: Yeni yerleşim yerlerinde iskâna tabi tutulan halkın, bölgenin yerli halkıyla kaynaşması ve kültürel entegrasyonun sağlanması için zaman gereklidir. Bu süre zarfında kültürel ve sosyal uyum daha kolay gerçekleşir.
  4. Yönetim ve Denetim: Osmanlı Devleti, iskân edilen bölgeleri daha etkili bir şekilde yönetmek ve denetlemek için halkın belirli bir süre yerinde kalmasını zorunlu kılmıştır. Böylece yerel otoriteler yeni yerleşim yerlerinin düzenini ve kontrolünü daha rahat sağlayabilirler.

Soru : İskâna tabi tutulanların yakın yerlerden getirilme sebebi ne olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

İskâna tabi tutulanların yakın yerlerden getirilmesi, uyum sürecinin kolaylaşması ve kültürel benzerliklerin sağlanması amacıyla tercih edilmiştir. Yakın bölgelerden gelen halk, yeni yerleşim yerlerine daha hızlı adapte olabilir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti’nin iskân politikasında, iskâna tabi tutulanların yakın yerlerden getirilmesi şu sebeplere dayanır:

  1. Kültürel ve Dilsel Benzerlik: Yakın bölgelerden gelen halkın kültürel ve dilsel yapısı, iskân edilecek bölgenin yerli halkına daha yakın olabilir. Bu benzerlikler, uyum sürecini hızlandırır ve toplumsal bütünleşmeyi kolaylaştırır.
  2. Ulaşım ve Lojistik Kolaylığı: Yakın bölgelerden iskân edilen halkın taşınması, ulaşım ve lojistik açıdan daha az maliyetli ve daha pratiktir. Bu, devletin iskân politikasını daha verimli bir şekilde uygulamasını sağlar.
  3. Hızlı Adaptasyon: Yakın yerlerden gelen halk, iklim, coğrafya ve tarım yöntemleri gibi konularda benzer deneyimlere sahip olduğundan, yeni yerleşim bölgelerine daha hızlı adapte olabilir ve tarım, ticaret gibi faaliyetleri daha hızlı başlatabilir.
  4. Sosyal Ağların Devamlılığı: Yakın bölgelerden gelen halk, mevcut sosyal ağlarını yeni yerleşim yerlerine taşıyarak toplumsal yapıların korunmasını ve sosyal uyumun sağlanmasını kolaylaştırır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları


Soru : Balkanlarda Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitlerinin olması neyin göstergesidir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Balkanlarda Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitlerinin bulunması, Osmanlı döneminde Türk kültürünün Balkan coğrafyasında etkili olduğunu ve bu kültürel etkileşimin günümüze kadar sürdüğünü gösterir.

Uzun Cevap :

Balkanlarda Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitlerinin bulunması, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar üzerindeki kültürel etkisinin bir göstergesidir. Bu durum şu şekilde açıklanabilir:

  1. Kültürel Etkileşim: Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun yıllar boyunca Balkanlar’da hüküm sürmesi, Türk kültürünün ve mutfağının bu bölgelerde yayılmasına ve benimsenmesine neden olmuştur. Türk yemek ve tatlı isimleri, bu kültürel etkileşimin somut bir yansımasıdır.
  2. Gastronomik Entegrasyon: Osmanlı döneminde, Türk mutfağı Balkan mutfağına entegre olmuş ve bu bölgelerde yaygın olarak benimsenmiştir. Bu süreçte yerel halk, Türk yemeklerini ve tatlılarını benimseyerek günlük yaşamlarına katmıştır.
  3. Tarihi Bağlar: Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitleri, Balkanlar ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki tarihi bağların bir yansımasıdır. Bu bağlar, ortak kültürel mirasın korunmasına ve nesilden nesile aktarılmasına katkı sağlamıştır.
  4. Turizm ve Kültürel Tanıtım: Günümüzde Balkanlar’da Türk adları taşıyan yemek ve tatlı çeşitleri, bu bölgelerin turistlere sunduğu kültürel zenginliklerin bir parçasıdır. Bu yemekler, hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin Osmanlı kültürünü ve tarihini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.

Bu göstergeler, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki derin kültürel etkisini ve bu etkinin günümüzde bile sürdüğünü ortaya koymaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları


Soru : Verilen metinde Osmanlı Devleti’nin siyasal bir güç olarak ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerden hangilerine değinilmiştir? Açıklayınız.


Cevap :

Osmanlı İmparatorluğu’nun başarısında etkili olan temel unsurlar şunlardır:

  1. Jeopolitik Konum: Osmanlı Devleti’nin kurulduğu bölge, stratejik olarak önemli bir konumdaydı. Anadolu ve Balkanlar arasında köprü vazifesi gören bu bölge, hem kara hem de deniz ticaret yollarının kesişim noktasında yer alıyordu. Bu durum, Osmanlı’nın hızlı bir şekilde genişlemesine ve zenginleşmesine olanak tanıdı.
  2. Padişahların İleri Görüşlülüğü ve Cesareti: Osmanlı padişahları, genellikle ileri görüşlü, cesur ve kararlı liderlerdi. Bu özellikleri sayesinde, Osmanlı Devleti’ni sürekli olarak genişletmiş ve güçlü bir imparatorluk haline getirmişlerdir. Yeni fetihlere yönelik stratejik planlar yapma ve zorluklar karşısında kararlı duruş sergileme yetenekleri, devletin büyümesinde büyük rol oynamıştır.
  3. Adil ve Hoşgörülü Yönetim: Osmanlı Devleti, farklı etnik ve dini gruplara hoşgörüyle yaklaşan bir yönetim sistemi geliştirmiştir. Bu adil ve hoşgörülü yönetim anlayışı, fethedilen topraklardaki halkın Osmanlı yönetimini benimsemesini ve devlete sadık kalmasını sağlamıştır. Adaletin ve hoşgörünün hakim olduğu bir yönetim, toplumsal barışı ve huzuru pekiştirmiştir.
  4. İskan Politikaları: Osmanlı Devleti, fethedilen topraklarda istikrarı sağlamak için etkili iskan politikaları uygulamıştır. Bu politikalar, yeni fethedilen bölgelere Türk nüfusunun yerleştirilmesini ve bu bölgelerin Osmanlı kültürüne entegrasyonunu amaçlamıştır. İskan politikaları sayesinde, yeni topraklar hızla Osmanlı yönetimine adapte olmuştur.
  5. Merkeziyetçi Yönetim Anlayışı: Osmanlı Devleti, güçlü bir merkezi yönetim sistemi benimsemiştir. Bu sistem, devletin tüm topraklarında etkin bir kontrol ve denetim sağlamış, yerel yöneticilerin bağımsız hareket etmesini engellemiştir. Merkeziyetçi yönetim, devletin bütünlüğünü ve istikrarını korumada önemli bir rol oynamıştır.
  6. Cihad ve Şehadet Düşüncesi: Osmanlı padişahları ve askerleri, cihad ve şehadet düşüncesini benimsemişlerdir. Bu düşünce, Osmanlı ordusunun motivasyonunu artırmış ve fetihlere olan inançlarını pekiştirmiştir. Cihad ve şehadet anlayışı, Osmanlı askerlerinin cesaretle savaşmalarını ve zorluklara karşı direnç göstermelerini sağlamıştır.

Bu unsurlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun başarısının ve uzun ömürlü olmasının temel taşlarını oluşturmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları


Soru : Aşağıdaki tabloda Osmanlı toplumunda yer alan bazı kişiler verilmiştir. Bu kişilerin karşılarına hangi toplumsal yapı içinde yer aldıklarını yazınız.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42-43-44-45-46-47 Cevapları”


 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Dünyayı Evimize Getiren Kutu: Televizyon Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 22, 23, 24, 25, 26


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Dünyayı Evimize Getiren Kutu: Televizyon Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26 


Soru : Yukarıdaki görselin neler anlattığını açıklayınız.


Cevap :

Yukarıdaki görsel televizyonu tasvir etmektedir. Televizyonun hayatımıza kattığı unsurlardan, televizyon programlarının evlerimizin salonlarına getirdiği içeriklerden bahsetmektedir. Televizyon ekranı aracılığıyla dünyayı bize sunduğu görülmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 23 Cevapları


Soru : Mülakatta hangi kültürel değerlerimizden bahsedilmektedir? Açıklayınız. 


Cevap :

Metin, çocukken oynanan oyunlardan, mahalle kültüründen, kış gecelerinde aile ile geçirilen harika anlardan ve radyo tiyatroları ile radyodaki haberleri dinlemenin verdiği keyiften söz etmektedir.


Soru : Televizyon seyrederken geçirdiğiniz zamanı, arkadaşlarınızla oyun oynayarak geçirirseniz bunun sizlere nasıl bir katkısı olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Televizyon izlemek yerine arkadaşlarla oyun oynamak, fiziksel aktiviteyi artırır, sosyal becerileri geliştirir ve daha sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik eder. Bu aktiviteler, arkadaşlık bağlarını güçlendirir ve birlikte vakit geçirmenin keyfini çıkarır.

Uzun Cevap :

Televizyon izlemek yerine arkadaşlarla oyun oynamak birçok açıdan faydalıdır. Öncelikle, fiziksel aktiviteyi artırarak sağlığınıza katkı sağlar. Hareket etmek, vücudunuzun zinde kalmasına yardımcı olur ve obezite gibi sağlık sorunlarını önler.

Sosyal becerilerinizi geliştirir; iletişim, iş birliği ve problem çözme yeteneklerinizi artırır. Arkadaşlarınızla vakit geçirmek, sosyal bağlarınızı güçlendirir ve duygusal sağlığınızı iyileştirir.

Ayrıca, birlikte oyun oynamak, eğlenmenin ve gülmenin keyfini yaşamanıza olanak tanır, bu da stres seviyenizi düşürür ve genel mutluluğunuzu artırır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 24 Cevapları


Soru : İzlediğiniz reklamların tüketim alışkanlığınızı etkilediğini düşünüyor musunuz? Tartışınız.


Cevap :

Kesinlikle etkiliyor. Reklamlarda gördüğümüz yiyecek ve içecekler canımızı çekiyor, bu yüzden hemen markete koşup almak istiyoruz. Aynı şekilde, beğendiğimiz bir pantolonu gördüğümüzde mağazaya gidip satın alma isteği duyuyoruz.


Soru : Yukarıdaki görselde anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.


Cevap :

Sosyalleşme, çocukların gelişim çağında en önemli unsurlardan biridir. Bu sayede çocuk, dostluklar kurar, konuşma yeteneklerini geliştirir ve paylaşma gibi değerleri öğrenir. Ancak, sosyalleşmek yerine televizyona dalıp vaktini boşa harcarsa, bu önemli becerileri kazanamaz.


Soru : Bütün iletişim araçlarını bir günlüğüne kullanmayınız. O gün için ailemizle bir etkinlik düzenleyiniz. Pikniğe gitme, gezme, spor yapma, sohbet etme gibi etkinlikleri yaparak izlenimlerinizi defterinize yazıp sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

Bir günlüğüne tüm iletişim araçlarını kullanmayın. O gün ailemizle bir etkinlik düzenleyin. Pikniğe gitmek, gezmek, spor yapmak, sohbet etmek gibi etkinlikler yaparak deneyimlerinizi defterinize yazın ve sınıfta arkadaşlarınızla paylaşın.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 25 Cevapları


Soru : Aşağıda 26 ildeki 1-12. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan Türkiye’de Çocukların Medya Kullanma Alışkanlıkları Araştırması’nın bir kısmını görmektesiniz. Bu araştırmadan faydalanarak aşağıdaki soruları cevaplayalım.


Araştırmaya göre en önemli görülen ilk üç kitle iletişim aracını yazınız.


Cevap :

Kitap, gazete, dergi; ardından genel ağ ve tablet, cep telefonu gelmektedir.


Araştırmaya göre en çok zaman ayrılan ilk üç kitle iletişim aracını yazınız.


Cevap :

Cep telefonu, televizyon, genel ağ.


Kitap-gazete-dergi çocuklar için en önemli kitle iletişim araçları olmasına rağmen çocukların okumaya ayırdıkları zamanın az olmasını nasıl açıklayabiliriz?


Cevap :

Çocuklar, hareketli videoları daha çekici bulmaktadır. Kitap okumak emek gerektiren bir uğraş olduğu için çocuklar bundan kaçınarak, boş vakitlerini cep telefonlarıyla geçirmeyi tercih ediyorlar.


Soru : Yukarıdaki habere göre yardımlaşma ve dayanışma duygusunun oluşturulmasında kitle iletişim araçlarının önemi nedir? Tartışınız.


Cevap :

Kitle iletişim araçları, bazı kampanyaların daha geniş kitlelere ulaşmasında önemli bir rol oynar. Örneğin, bu haberde Van’da yaşanan deprem sonrasında sosyal medyada başlatılan kampanya sayesinde birçok insana ulaşılmış ve önemli yardımlar toplanmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 26 Cevapları


Günümüzde televizyon, ülkeler hatta kıtalar arası kültürel alışverişin önemli bir aracı hâline gelmiştir. Teknolojilerini dünyaya satan devletler, teknolojileriyle kendi kültürlerini de dünyaya yayma çabası içine girmiştir. Televizyonlarda, tarihimizin birer parçası olan gerçek kahramanlar (Görsel 1. 20) yerine tamamen hayal ürünü, uçan ve ağzından ateşler püsküren karakterlerin (Görsel 1. 21) ön plana çıkartılması bu çabalara örnek gösterilebilir.

Soru : Yukarıdaki görsellerde yer alan gerçek ve sanal karakterlerden televizyonda hangisi ile en çok karşılaşıyorsunuz? Sanal karakterlerin kültürümüze girmesi bizleri nasıl etkiler? Tartışınız.


Cevap :

Televizyonda en çok sanal karakterlerle karşılaşıyoruz. Sanal karakterlerin kültürümüze girmesi, özellikle genç nesiller üzerinde çeşitli etkiler yaratabilir.

Gerçek kahramanlar yerine hayal ürünü karakterlerin ön plana çıkması, çocukların ve gençlerin tarihi ve kültürel değerlerden uzaklaşmasına neden olabilir. Bu durum, kendi kültürümüze ve tarihimize olan ilgiyi azaltabilir, yerine yabancı kültürlerin ve hayali karakterlerin daha fazla benimsenmesine yol açabilir. Bu da, toplumsal değerlerimizin zayıflamasına ve kültürel kimliğimizin kaybolmasına neden olabilir.


Soru : Televizyon izlerken aşağıdaki akıllı işaretleri dikkate almamız neden önemlidir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Televizyon izlerken akıllı işaretleri dikkate almak, izlediğimiz programların içeriklerinin yaşımıza uygun olup olmadığını anlamamıza yardımcı olur. Bu işaretler, zararlı veya uygun olmayan içeriklerden korunmamızı sağlar.

Uzun Cevap :

Televizyon izlerken akıllı işaretleri dikkate almak çok önemlidir çünkü bu işaretler, izlediğimiz programların içeriklerinin yaşımıza ve hassasiyetlerimize uygun olup olmadığını gösterir.

Örneğin, çocuklar için uygun olmayan şiddet, cinsellik veya korku içeren sahneler, bu işaretler sayesinde önceden fark edilerek engellenebilir. Bu, özellikle çocukların ruhsal ve duygusal gelişimi açısından büyük önem taşır.

Ayrıca, akıllı işaretler ailelerin, çocuklarının hangi programları izleyebileceğini belirlemesine yardımcı olur ve böylece televizyon izleme alışkanlıklarını sağlıklı bir şekilde yönlendirebilir.

Bu, çocukların ve gençlerin zararlı içeriklerden korunmasını ve uygun içeriklerle beslenmesini sağlar, dolayısıyla uzun vadede daha sağlıklı bireyler yetişmesine katkıda bulunur.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 17-18-19-20-21 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Çevremle İletişim Kurabiliyorum Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 17, 18, 19, 20, 21


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Çevremle İletişim Kurabiliyorum Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 17-18-19-20-21 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 17-18-19-20-21


Şeyh Edebâli’nin Vasiyetinden Bir Bölüm

‘‘… Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördüğünü söyleme, bildiğini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme. Bizler nefreti eritmek, muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hâkim kılmak için çıktık yola. Bu yolda utanacak bir şeyimiz yoktur oğul. Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul ama altının değerini sarraf bilir. Sözünü muhatabına göre ayarlayasın oğul. Cahilin karşısında altınlarını çamura atmayasın oğul.’’

Soru : Şeyh Edebâli’nin vasiyetine göre Osman Bey nasıl bir iletişim dili kullanmalıdır? Açıklayınız.


Cevap :

Şeyh Edebâli, açık sözlü olmanın önemine vurgu yapmıştır. “Söz, söz olsun diye söyleme” ifadesiyle, boşuna konuşmaktan kaçınılması gerektiğini belirtmiştir. Başkalarının kusurlarını yüzlerine vurmamayı ve sözlerin muhataba göre ayarlanmasını tavsiye etmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 18 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen diyaloglarda iletişimi olumsuz yönde etkileyen davranışları, örnekteki gibi olumlu davranışlara çeviriniz.


Cevap :

Nihal: Tabii ki tuttuğum notları verebilirim, ama başka bir kağıda geçirmen gerekecek.

Zeynep: Tebrik ederim, çok çalıştığını biliyordum ve bu puanı hak ettiğini düşünüyorum.

Mahmut: Tabii ki dünkü ödevleri verebilirim.

Arkadaşı: Personellerle bir toplantı yaparak herkesin memnun olacağı bir izin günü ayarlamalısın.

Anne: Arkadaşlarınla konuşarak aranızdaki sorunları çözmelisiniz.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 19 Cevapları


Soru : Bireysel ve toplumsal ilişkilerde ben dili kullanımının sağlayacağı yararlar nelerdir? Düşüncelerinizi açıklayınız.


Kısa Cevap :

Bireysel ve toplumsal ilişkilerde “ben dili” kullanmak, iletişimi daha etkili ve anlayışlı hale getirir. Kişi, kendi duygularını ve düşüncelerini ifade ederek, karşı tarafı suçlamadan sorunu ortaya koyar. Bu yaklaşım, yanlış anlaşılmaları ve çatışmaları azaltır, empatiyi artırır ve ilişkileri güçlendirir.

Uzun Cevap :

Bireysel ve toplumsal ilişkilerde “ben dili” kullanımı, iletişimde pek çok fayda sağlar. Öncelikle, ben dili, kişinin kendi duygularını, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını açık bir şekilde ifade etmesine olanak tanır. Bu, karşı tarafı suçlamadan, savunma mekanizmalarını tetiklemeden iletişim kurmayı sağlar. Örneğin, “Sen hep geç kalıyorsun” demek yerine, “Geç kaldığında kendimi önemsiz hissediyorum” demek, sorunu daha yapıcı bir şekilde dile getirmeye yardımcı olur.

Ben dili, empatiyi ve anlayışı artırır. Karşı taraf, kişinin duygularını ve ihtiyaçlarını anladığında, tepki vermek yerine dinlemeye ve anlamaya daha açık hale gelir. Bu, yanlış anlaşılmaları ve çatışmaları azaltır, karşılıklı saygıyı artırır. Ayrıca, ben dili kullanımı, kişinin kendi duygusal farkındalığını da artırır, bu da daha sağlıklı ve dengeli bir iletişim kurmasına yardımcı olur.

Toplumsal ilişkilerde de ben dili, bireyler arasındaki bağları güçlendirir. Toplumsal sorunların çözümünde, taraflar birbirlerinin duygularını ve bakış açılarını anlamaya çalıştığında, daha işbirlikçi ve yapıcı çözümler bulunabilir. Bu, toplumdaki genel hoşgörü ve anlayış seviyesini artırır, sosyal uyumu ve barışı destekler.

Sonuç olarak, ben dili kullanımı, hem bireysel hem de toplumsal ilişkilerde daha sağlıklı, etkili ve empatik bir iletişim kurmanın anahtarıdır. Bu yaklaşım, ilişkilerdeki sorunları çözmek ve daha güçlü bağlar kurmak için önemli bir araçtır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 20 Cevapları


Soru : Aşağıda verilen diyaloglarda iletişimi olumsuz yönde etkileyen davranışları, örnekteki gibi olumlu davranışlara çeviriniz.


Cevap :

SEN DİLİ

Çok dikkatsizsin.
Ne kadar da kabasın.
Bencilsin.
Sakar şey!
Kendini beğenmiş!

BEN DİLİ

Korkuyorum.
Hoşlanmıyorum.
Kırılıyorum.
Kötü / incinmiş hissediyorum.
Endişeleniyorum.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 21 Cevapları


‘‘7. sınıfta okurken sınıf arkadaşlarımdan biriyle tartışmaya girdim. Benim haklı olduğumdan onun ise haksız olduğundan emindim. Öğretmenimiz aramızdaki çatışmayı fark etti ve bizi sınıfın önüne çıkardı. Onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına aldı. Masanın tam ortasında yuvarlak bir cisim vardı. Siyah renkli bir nesne. Öğretmen, arkadaşıma nesnenin rengini sordu. Arkadaşım, ‘beyaz’ dedi. Beyaz dediğine inanamadım çünkü nesne siyahtı.

Yeniden tartışmaya başladık. İkinci tartışmamız da nesnenin rengi yüzünden oldu. Bunun üzerine öğretmenimiz yerlerimizi değiştirdi ve bana nesnenin rengini sordu. Beyaz, demek zorundaydım çünkü nesnenin bana dönük tarafı beyaz, diğer tarafı ise siyahtı. Öğretmenimiz, bu hareketiyle çatışma durumunda olaylara sadece kendi penceremizden bakmamamız gerektiğini ve ön yargılı davranmazsak uzlaşmaya varabileceğimizi öğretti.’’

Soru : Yukarıdaki örnekte, öğretmenin bir çatışma durumunda uzlaşmayı sağlayabilmek için uyguladığı yönteme dikkat ediniz. Sizler de yaşadığınız bir çatışma durumunu düşününüz. Nasıl uzlaşabileceğiniz hakkında fikir yürütünüz.


Cevap :

“Eğer bir çatışma durumu yaşarsam, ilk olarak kendi davranışlarımı ve bu çatışmada ne kadar rolüm olduğunu değerlendirmeye çalışırım. Ardından, üzerime düşen yapıcı adımı atmak için çaba gösteririm.”



 

Our Score

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzay araştırmalarında ne gibi ilerlemeler kaydedilmiştir?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzay araştırmalarında ne gibi ilerlemeler kaydedilmiştir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzay araştırmalarında ne gibi ilerlemeler kaydedilmiştir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Madde Madde Teknolojinin gelişmesiyle uzay araştırmalarında şunlar kaydedilmiştir:

  1. Gelişmiş teleskop ve gözlem cihazları ile evrenin daha derin ve ayrıntılı görüntüleri elde edildi.
  2. Yeniden kullanılabilir roket teknolojileri uzay taşımacılığını daha ucuz ve erişilebilir hale getirdi.
  3. İleri itki sistemleri sayesinde uzay araçlarının menzili ve hızları arttı.
  4. Robotik ve otomasyon teknolojileri, uzay görevlerini daha güvenli ve verimli hale getirdi.
  5. Yapay zeka ve veri analitiği, büyük veri setlerinin işlenmesini ve keşiflerin hızlanmasını sağladı.

“Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzay araştırmalarında ne gibi ilerlemeler kaydedilmiştir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Maddeler Halinde Teknolojinin gelişmesiyle uzay araştırmalarında birçok önemli ilerleme kaydedilmiştir. İşte bu ilerlemelerden bazıları:

  1. Gelişmiş Gözlem Teknolojileri: Daha güçlü teleskoplar ve uzay araçları sayesinde, uzak galaksiler, yıldızlar ve gezegenler hakkında daha ayrıntılı bilgiler elde ediliyor. James Webb Uzay Teleskobu gibi projeler, evrenin derinliklerini ve gezegen oluşum süreçlerini incelemek için büyük veriler topluyor.
  2. Yüksek Çözünürlüklü Fotoğraf ve Görüntüleme: Daha gelişmiş optik ve elektronik sistemler sayesinde, uzaydan alınan görüntüler çok daha net ve ayrıntılı hale geldi. Bu, bilim insanlarının yıldızlararası ortam, gezegen yüzeyleri ve diğer gök cisimleri hakkında daha fazla bilgi edinmelerini sağladı.
  3. Daha Hızlı ve Güvenilir Roket Teknolojileri: SpaceX, Blue Origin gibi şirketlerin geliştirdiği yeniden kullanılabilir roketler, uzay taşımacılığını daha ucuz ve erişilebilir hale getirdi. Bu da daha fazla uzay görevinin gerçekleştirilmesini sağladı.
  4. İleri Füzyon ve İyon Motorları: Yeni itki sistemleri, uzay araçlarının daha uzun mesafeler katetmesini ve daha kısa sürede hedeflerine ulaşmasını mümkün kıldı. Bu sayede Mars gibi uzak gezegenlere yapılacak görevler daha gerçekçi hale geldi.
  5. Robotik ve Otomasyon Teknolojileri: Uzayda çalışan robotlar ve otomatik sistemler, insanlı görevlerin güvenliğini artırıyor. Örneğin, NASA’nın Perseverance gezgini Mars’ta yüzey araştırmaları yaparken, uzaktan kumandalı robotik araçlar ve dronlar kullanılarak daha fazla keşif yapılabiliyor.
  6. Yapay Zeka ve Veri Analitiği: Yapay zeka, uzay görevlerinin analizini hızlandırmak ve veri işleme süreçlerini optimize etmek için kullanılıyor. Bu teknoloji, uzaydan gelen büyük veri setlerinin işlenmesini ve keşiflerin yapılmasını kolaylaştırıyor.
  7. İletişim ve Veri Aktarımı Teknolojileri: Gelişmiş iletişim sistemleri, uzay araçları ile Dünya arasındaki veri transfer hızını artırdı. Bu sayede, uzay görevlerinden gelen veriler daha hızlı ve güvenilir bir şekilde analiz edilebiliyor.

Bu teknolojik ilerlemeler, uzay araştırmalarının sınırlarını genişletmiş ve daha önce mümkün olmayan keşiflerin yapılmasını sağlamıştır.



 

Our Score

Bulutsuz bir gecede gökyüzüne baktığınızda görebildiğiniz gök cisimleri nelerdir?

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Bulutsuz bir gecede gökyüzüne baktığınızda görebildiğiniz gök cisimleri nelerdir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Bulutsuz bir gecede gökyüzüne baktığınızda görebildiğiniz gök cisimleri nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Bulutsuz bir gecede, gökyüzünde Ay, yıldızlar, gezegenler (Venüs, Jüpiter, Mars, Satürn), Samanyolu Galaksisi ve meteorlar görülebilir.


“Bulutsuz bir gecede gökyüzüne baktığınızda görebildiğiniz gök cisimleri nelerdir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Madde Madde Bulutsuz bir gecede, gökyüzünde görebildiğiniz bazı gök cisimleri şunlardır:

  1. Ay: Eğer gökyüzündeyse, Ay’ı net bir şekilde görebilirsiniz.
  2. Yıldızlar: Gökyüzünde milyonlarca yıldızdan bazılarını görebilirsiniz. Ancak, şehir ışıklarından uzakta ve atmosferin daha az kirlendiği yerlerde daha fazla yıldız görmeniz mümkündür.
  3. Gezegenler: Mars, Venüs, Jüpiter ve Satürn gibi gezegenler de zaman zaman çıplak gözle görülebilir. Venüs genellikle sabah ya da akşam saatlerinde parlak bir şekilde görünürken, Jüpiter ve Satürn daha belirgin olur.
  4. Samanyolu Galaksisi: Eğer ışık kirliliği yoksa, Samanyolu Galaksisi’nin bir kısmını görebilirsiniz. Bu, gökyüzünde beyazımsı bir şerit olarak görünür.
  5. Meteorlar: Şansınıza bağlı olarak, bir meteorun (yıldız kayması) gökyüzünde süzüldüğünü görebilirsiniz.
  6. Kuyruklu Yıldızlar: Eğer şanslıysanız ve bir kuyruklu yıldız geçiyorsa, onu da görebilirsiniz. Ancak bunlar çok nadir görülen olaylardır.
  7. Kuyruklu Yıldızlar ve Diğer Gök Cisimleri: Belirli dönemlerde görülebilecek kuyruklu yıldızlar da olabilir.

Bu gözlemler için ideal yerler, şehir ışıklarından uzak, doğal ve karanlık alanlardır. Gözlem yaparken gökyüzünü daha net görebilmek için ışık kirliliğinden uzak, en az 2-3 saat karanlıkta kalmış bir bölgede olmak önemlidir.



 

Our Score

Uzay kirliliğinin yol açabileceği sonuçları araştırınız.

7. Sınıf Fen Bilimleri Kitabı Uzay kirliliğinin yol açabileceği sonuçları araştırınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Uzay kirliliğinin yol açabileceği sonuçları araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Uzaya gönderilen araçların uzayda ömürlerinin bitmesi, atılan atıkların meydana getirdiği kirlilik uzayda kirlilik meydana getirmektedir.

Bu kirlilik zaman içerisinde birleşerek dünyaya düşebilir, uzaydan gelen ışınların engellemesi sonucunda mevsimlerde değişikliğe neden olabilir.


“Uzay kirliliğinin yol açabileceği sonuçları araştırınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Maddeler Halinde Uzay kirliliğinin yol açabileceği sonuçları şunlardır ;

  • Uzay araçlarına çarpabilir ve kazalara neden olabilir.
  • Uzay seyahatlerinde tehlike yaratabilir.
  • Güneş ışınlarını engelleyerek mevsimlerde değişmeler getirebilir.
  • Uluslara arası anlaşmazlıklara neden olabilir.
  • Dünyaya düşerek tehlike yaratabilir.


 

Our Score
error: Content is protected !!