Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi nedir?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi nedir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi nedir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi ,çocuğun idrakinin tam olarak bir yetişkin kadar gelişmiş olmamasıdır.

Çocuklar belirli bir yaşa kadar olayları farklı idrak ederler ve kasti bir öldürme gibi bir işlemde kötü niyetle bulunmazlar. Zaten öldürme, çalma gibi kavramların kötülüğünü de tam olarak idrak edemezler. Bu yüzden küçük çocuklar büyük yetişkin insanlar gibi yargılanamazlar.


“Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi nedir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

TCK m.31, Türk Ceza Hukukumuzda failin kusurluluğunu etkileyen sebeplerden biri olan yaş küçüklüğünü düzenlemektedir. İlgili madde aynen şu şekildedir:

‘’ Yaş küçüklüğü

Madde 31-

(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.

(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.’’



 

Our Score

Kur’an-ı Kerim’de hangi kıssaların yer aldığını araştırınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Kur’an-ı Kerim’de hangi kıssaların yer aldığını araştırınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Kur’an-ı Kerim’de hangi kıssaların yer aldığını araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Âdem ve iki oğlu olan Habil ve Kabil, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Salih, Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz.İshak, Hz. Lût, Hz. Ya’kub, Hz. Yusuf, Hz. Şu’ayb, Hz. Mûsâ, Hz. Dâvûd, Hz. Süleyman, Hz. Eyyûb, Hz. Yûnus, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahya, Hz. İsâ peygamber kıssaları aynı zamanda iki bostan sahibi arkadaşın hali , Hızır aleyhisselam ve Ashabı Kehf hikayelerinden kesitler geçmektedir.


“Kur’an-ı Kerim’de hangi kıssaların yer aldığını araştırınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Habil Ve Kabil ile ilgili ayetler ve Kuranı Kerimde Kıssalarının Geçtiği Yerler

Onlara Âdem’in iki oğlunun başından geçen ibret verici şu gerçeği anlat: Onlar Allah’a birer kurban takdîm etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen kıskanıp: “Seni mutlaka öldüreceğim” deyince, öteki şu cevabı vermişti: “Allah ancak takvâ sahiplerinin ibâdetini kabul buyurur.”
Mâide / 27. Ayet

“Sen beni öldürmek için elini uzatsan bile, ben seni öldürmek için elimi uzatacak değilim. Çünkü ben, Âlemlerin Rabbi Allah’tan korkarım.”
Mâide / 28. Ayet

“Doğrusu ben isterim ki, sen hem benim günahımı hem kendi günahını yüklenesin de ateş ehlinden olasın. Zâlimlerin cezası işte budur.”
Mâide / 29. Ayet

Nihâyet nefsi onu kardeşini öldürmeye sürükledi; onu öldürdü de mahvolup gidenlerden oldu.
Mâide / 30. Ayet

Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermesi için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Kãtil bunu görünce: “Yazıklar olsun bana! Şu kargadan daha bilgisiz, daha mı âcizim ki, kardeşimin cesedini nasıl ortadan kaldıracağımı bilemedim” diye dövündü ve pişmanlığa düşenlerden oldu.
Mâide / 31. Ayet

İşte bundan dolayı İsrâiloğulları için şu hükmü koyduk: “Bir cana kıymanın veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmanın cezası olmaksızın kim bir kimseyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller, mûcizeler getirdiler. Ne var ki, bütün bunlardan sonra onların pek çoğu hâlâ yeryüzünde taşkınlık yapıp durmaktadırlar.
Mâide / 32. Ayet

Eyyüb aleyhisselam ile ilgili ayetler ve Kuranı Kerimde Kıssalarının Geçtiği Yerler

En’am Suresi, 84 Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Enbiya Suresi, 83 “Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: “Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın.”
Sad Suresi, 41 Kulumuz Eyyub’u da hatırla. Hani o: “Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu” diye Rabbine seslenmişti.
Sad Suresi, 42″Ayağını depret. İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su, diye vahyettik.).
Sad Suresi, 43t” Katımız’dan ona bir rahmet ve temiz akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir benzerini de bağışladık.
Sad Suresi, 44 “Ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma.” Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah’a) yönelip-dönen biriydi.

Ashabı Kehf ile ilgili ayetler ve Kuranı Kerimde Kıssalarının Geçtiği Yerler

Rasûlüm! Yoksa sen sadece Ashâb-ı Kehf ve Ashâb-ı Rakîm’in mi ibrete şâyan âyetlerimizden olduğunu sandın? Öyle sanma; başka nice ibretâmiz âyetlerimiz var! (Kehf / 9. Ayet)

Hani o genç yiğitler mağaraya sığınıp: “Rabbimiz bize katından bir rahmet ver, bize yardım et; şu işimizde doğru ve rızâna uygun olan ne ise onu bize nasip eyle!” diye niyâz etmişlerdi. (Kehf / 10. Ayet)

Bunun üzerine biz de onları sığındıkları o mağarada yıllarca sürecek derin bir uykuya daldırdık. (Kehf / 11. Ayet)

Sonra iki fırkadan; Ashâb-ı Kehf ve düşmanlarından hangisinin bekledikleri gayeyi daha iyi hesap etmiş olduğunu ortaya çıkarmak için onları tekrar uyandırdık. (Kehf / 12. Ayet)

Şimdi biz, onların başından geçen ibretli hâdiseyi bütün gerçekliğiyle sana anlatacağız: Hiç şüphesiz onlar Rablerine iman etmiş genç yiğitlerdi; biz de onların imanlarını daha da artırdık. (Kehf / 13. Ayet)

Kalplerine tam kuvvet ve metânet verdik de zâlim krala karşı kıyâm ettiklerinde şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilâh kabul edip tapmayız. Böyle bir şey yaparsak, yemin olsun ki gerçek dışı, pek saçma bir iddiada bulunmuş oluruz.” (Kehf / 14. Ayet)

“Şu bizim halkımız ise tuttular, Allah’tan başka ilâhlar edindiler. Madem öyle, onların gerçek ilâh olduklarına dair açık bir delil getirmeleri gerekmez mi? Artık Allah adına yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir?” (Kehf / 15. Ayet)

İçlerinden biri şöyle dedi: “Madem ki siz onları ve onların Allah’tan başka taptıklarını terk ettiniz, o halde mağaraya sığının ki Rabbiniz üzerinize rahmetini yaysın, işinizde size kolaylık ve fayda ihsân etsin.” (Kehf / 16. Ayet)

Rasûlüm! Orada bulunsaydın güneşin doğduğu zaman onların mağaralarını sağ taraftan dolaştığını, battığı zaman ise onları sol taraftan makaslayıp geçtiğini, böylece üzerlerine doğup onları rahatsız etmediğini görürdün. Onlar mağaranın genişçe bir yerinde idiler. Onların bu şekilde korunmaları, Allah’ın kudretini gösteren delillerden biridir. Allah kimi doğru yola erdirirse, işte gerçekten doğru yola ermiş kimse odur. Kimin de yoldan sapmasına fırsat verirse, artık sen ona doğru yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın. (Kehf / 17. Ayet)

Onlar uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Tek yanlarına yatıp zarar görmemeleri için biz onları kâh sağa kâh sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmaktaydı. Eğer onları bu halleriyle görseydin dönüp kaçardın ve onlar yüzünden için korkuyla dolardı. (Kehf / 18. Ayet)

Biz onları uyuttuğumuz gibi, durumlarını aralarında soruşturmaları için öylece de uyandırdık. İçlerinden biri: “Burada ne kadar kaldınız?” diye sordu. Bir kısmı: “Bir gün, belki bir günden de az” diye cevap verdi. Diğerleri ise şöyle dediler: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi birinizi şu gümüş parayla şehre gönderin de yiyeceklerin hangisi daha temiz ve daha güzelse baksın, ondan size biraz yiyecek getirsin. Fakat çok nazik ve tedbirli davransın da sakın sizi ve yerinizi hiç kimseye sezdirmesin.” (Kehf / 19. Ayet)

“Çünkü eğer şehir halkı yerinizi öğrenirde sizi ellerine geçirirlerse ya sizi taşlayarak öldürürler veya sizi kendi dinlerine döndürürler. İşte o zaman ebediyen kurtuluşa eremezsiniz.” (Kehf / 20. Ayet)

Böylece biz insanları onların durumundan haberdar ettik ki, Allah’ın va‘dinin gerçek olduğunu ve kıyâmetin mutlaka kopacağında hiç şüphe olmadığını bilsinler. Vefatlarının ardından halk, aralarında Ashâb-ı Kehf’in bu fevkalade hallerini tartışmaya başlamışlardı. Bir kısmı: “Üzerlerine bir anıt dikin; onların durumlarını en iyi Rableri bilir” dediler. Onlar için ne yapılacağı konusunda görüşleri ağır basanlar ise: “Hayır, onların yanıbaşlarına mutlaka bir mescid yapacağız” dediler. (Kehf / 21. Ayet)

İnsanlar, bu kıssanın verdiği dersler üzerinde düşünecek yerde: “Onlar üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler. “Beş kişidir, altıncıları köpekleridir” diyecekler. Bunların yaptıkları gaybı taşlamaktan ibarettir. Bir grup da: “Onlar yedi kişidir, sekizincileri köpekleridir” diyecekler. De ki: “Rabbim onların sayısını daha iyi bilir. Zâten onlar hakkında doğru bilgi sahibi olan çok az insan vardır.” O halde onlar hakkında Kur’an’da haber verilen açık delillerin dışında kimseyle tartışmaya girme ve onlarla ilgili olarak hiç kimseye bir şey sorma! (Kehf / 22. Ayet)

Hiçbir şey hakkında: “Ben yarın mutlaka şu işi yapacağım” deme. (Kehf / 23. Ayet)

Ancak: “İnşallah; Allah izin verirse yapacağım” de. Bunu söylemeyi unuttuğun zaman Rabbini hatırla ve: “Umarım ki Rabbim beni bundan daha yakın bir vakitte dosdoğru ve güzel bir başarıya eriştirir” de. (Kehf / 24. Ayet)

Yine bir kısmı: “Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldı” dediler; bir kısmı da buna dokuz sene daha ilâve ettiler. (Kehf / 25. Ayet)

De ki: “Onların ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir. Çünkü göklerin ve yerin gaybı Allah’ın elindedir. O ne kadar güzel görür, ne kadar güzel işitir. İnsanların Allah’tan başka hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur. Allah, hükmüne ve hâkimiyetinin icrâsına hiç kimseyi ortak etmez.” (Kehf / 26. Ayet)



 

Our Score

Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden altı tanesini yukarıdaki çizelgeye yazınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden altı tanesini yukarıdaki çizelgeye yazınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden altı tanesini yukarıdaki çizelgeye yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden 6 tanesi;

  1. Namaz kılmak
  2. Oruç tutmak
  3. Zekat vermek
  4. Hacca gitmek
  5. İnfak etmek yani sadaka vermek
  6. Kurban kesmek

“Kur’an-ı Kerim’de emredilen ibadetlerden altı tanesini yukarıdaki çizelgeye yazınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kur’an-ı Kerim’de geçen ibadetlerin bazıları şunlardır.

  1. Allah’a kulluk etmek
  2. Ana babaya iyilik yapmak
  3. Yoksa iyilikte bulunmak
  4. Komşuya iyilikte bulunmak
  5. Akrabaya iyilikte bulunmak
  6. Sıla-i rahim yapmak
  7. Dua etmek


 

Our Score

Sizce bir ilahi kitapta bulunması gereken temel konular neler olabilir?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sizce bir ilahi kitapta bulunması gereken temel konular neler olabilir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Sizce bir ilahi kitapta bulunması gereken temel konular neler olabilir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Bence ilahi bir kitapta bulunması gereken temel konular ahlak, aile ve toplumsal ilişkiler, fıkhi hükümler, itikadi hükümler , emir yasaklardır.


“Sizce bir ilahi kitapta bulunması gereken temel konular neler olabilir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Bence ilahi bir kitapta bulunması gereken temel konular itikat yani inanç bilgileri ahlak ve ilişkiler , ibadet , uyuması gereken emir ve yasaklardır.

İlahi bir kitapta temel bilgiler olup açıklaması gönderilmiş olan peygamberler ve onların uygulamaları ile anlaşılmaktadır.

İlahi bir kitapta bulunması gereken temel konuların başında itikat yani inanç bilgileri yer almaktadır.

İtikat bilgileri içerisinde yaratıcının vasıfı yaratıcı hakkında bilgiler ve ona nasıl inanmamız gerektiği ile özellikleri yer alır.

Yine ilahi bir kitapta bulunması gereken şey ahlaki ve toplumsal ilişkilerdir. İlahi kitaplar sadece ibadetle yetinmeyip aynı zamanda hayatın her alanında Emir ve yasakları bize bildirdiği için toplumsal olan ilişkilerimizde düzene koyacak bazı Emir ve yasaklar bildirmektedir.



 

Our Score

Arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak da ona yardım etmektir. Niçin?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak da ona yardım etmektir. Niçin? Bu konuyu örnekler vererek değerlendiriniz. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak da ona yardım etmektir. Niçin? Bu konuyu örnekler vererek değerlendiriniz.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Bence de arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak ona yardım etmektir. Çünkü kötülüğün getirdiği bir hayır başta mutlu etse de yoktur. Kötülükler kötülükleri ve sonunda büyük bir hüsranı doğurur.

Mesela sigaraya başlamak isteyen bir arkadaşımızı engellediğimiz zaman bu ona başlangıçta zevk verse de daha sonra alışkanlığa dönüşecek hem sağlığını hem de parasını boş yere harcamasına sebep olacaktır. Bu ileride bize teşekkür edeceği büyük bir iyiliktir.


“Arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak da ona yardım etmektir. Niçin? Bu konuyu örnekler vererek değerlendiriniz.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kötülüklerin engellenmesi bir insana yapılan başka iyilik kadar bence büyük bir iyiliktir.

İnsanlar zaman zaman hata yapar ve bu hataları sonucunda eğer kötülüğe karar vermişlerse elinde sonunda pişman olur ve durum daha karmaşık bir hal alır.

Sevdiklerimizi bu kötülüklerden engellemek onlara o an bize kıssalarda sonradan teşekkür edecekleri büyük bir iyiliktir.

Mesela öfke halinde ailesiyle kavga etmeye giden bir arkadaşımızı engellemek ve onu sakinleştirmeye çalışmak başlangıçta bize kıssa da sakinleştikten sonra teşekküre sebep olacaktır.

Bu sayede arkadaşımız ailesini gereksiz yere kırmaktan ve ailesiyle tatsız durumlar yaşamaktan kurtulacaktır.

Sakinleştiği zaman sorunlarını konuşarak ve daha iyi neticiler alarak çözecek böylece ailesinin güvenini sarsmayacaktır.



 

Our Score

Sizce insan yardım almadan hayatını sürdürebilir mi? Niçin?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sizce insan yardım almadan hayatını sürdürebilir mi? Niçin? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Sizce insan yardım almadan hayatını sürdürebilir mi? Niçin?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Bence insan yardım almadan hayatını sürdüremez. Bir insan hangi mesleği yaparsa yapsın mutlaka hayatını devam ettirmek için başka işleri yapan insanlara işi düşecek veya hayatın devam ettirmek için başka insanlara ihtiyaç duyacaktır.


“Sizce insan yardım almadan hayatını sürdürebilir mi? Niçin?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Bence bir insan hiçbir yardım olmadan hayatını sürdüremez.

İnsan hayatındaki bütün işleri yerine getiremez. Gerek sağlık alanında gerek besin alanında gerekse araba yolculuk gibi alanlarda gerekse yaşayacak yer alanında insanın türlü türlü ihtiyaçları vardır.

İnsanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için farklı meslek grupları ortaya çıkmıştır. Her meslek değerlidir ve hayatın sürdürülebilmesi için her meslekten olan insanların olması gereklidir.

İnsan sağlık alanında doktorlara besin alanında çiftçilere vasıta alanında mühendislere oturacak yer bakımından müteahhitlere ve bunları yapacak olan işçilere kadar birçok ihtiyaç içerisindedir.

Bu yüzden insan sosyal bir canlıdır ve hiçbir yardım almadan hayatını sürdürmesi mümkün değildir.



 

Our Score

İslam dininde sizce yardımlaşmaya niçin büyük önem verilmiş olabilir?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı İslam dininde sizce yardımlaşmaya niçin büyük önem verilmiş olabilir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“İslam dininde sizce yardımlaşmaya niçin büyük önem verilmiş olabilir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Hayatta bazı insanların durumu iyi bazılarının ki ise çok iyi değildir. İslam dininde yardımlaşmaya önem verilmiştir ki durumu iyi olanlar fakir olanlara yardım ederek toplumsal düzen sağlansın ve fakir olan insanlar da kendi ihtiyaçlarını karşılasınlar. Böylece toplumda huzur e fakir olanların isyanı etmesi engellenmiş olur.


“İslam dininde sizce yardımlaşmaya niçin büyük önem verilmiş olabilir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Hayatta bazı insanların maddi gücü yerindeyken bazı insanlarınki az, bazılarının ki ise kendi ihtiyaçlarını bile karşılamayacak kadar kötüdür.

İslamiyet yardımlaşmaya önem vererek insanların bu duruma düşmesini engellemiş ve ihtiyacı olan kişilerin ihtiyacının zenginler tarafından karşılanmasını emrederek zekat sadaka gibi emirler ve bunların ahiretteki karşılığı ile teşvikte bulunmuştur.

Ayrıca insanların zor durumda kaldıkları zaman ne yazık ki hırsızlık veya öfke nöbetleri gibi kendilerine hakim olmadıkları durumları engellemek için de durumu iyi olan kimselerin bir karşılık beklemeksizin bu kimselere yardım etmeleri gerekir.

İslamiyet hem insanların zor durumda kalmasını engellemiş hem de veren kişilerin verdikleri hayır karşılığında mükafat vererek onları da razı etmiştir. Bir yandan da toplum düzeni sağlanmış ve böylece çıkacak olan karışıklıklara engel olunmuştur.



 

Our Score

Bir dinin temel kaynakları neler olabilir?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Bir dinin temel kaynakları neler olabilir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Bir dinin temel kaynakları neler olabilir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Bence bir dinin temel kaynakları semavi bir din ise Allah tarafından inen ayetler, peygamberlerin sözleri büyük ilim sahibi alimlerin çıkan güncel meselelere ayet ve peygamber sözlerinden çıkarmış oldukları hükümlerdir.


“Bir dinin temel kaynakları neler olabilir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Bir dinin temel kaynağı öncülerinin belirlemiş olduğu sözler, Emir ve yasaklardır.

İslam dininin temel kaynağı ise Kur’an-ı Kerim, sünnet icma ve kıyastır.

Kur’an-ı Kerim öncü kaynak olup Allahu Teala’nın sözlerini içerdiği için tartışılmaz bir gerçek ve inkarı küfür gerektirecek kadar değerli ve kıymetlidir.

Kur’an-ı Kerim’in yönlendirmesi ile gerekse Kur’an’ı yaşayan ve bize nasıl yaşanılması gerektiğini gösteren kişi olan peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ben nakledilen hadis-i şeriflerdir.

Yeni çıkan meselelerde Kur’an hadis ve sünnet kaynaklarından bakılan meselelere kıyasla hüküm çıkarmak e icma etmek de İslam dininin temel kaynakları arasındadır.



 

Our Score

Kur’an-ı Kerim’i birkaç cümle ile anlatmak isteseniz neler söylersiniz?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Kur’an-ı Kerim’i birkaç cümle ile anlatmak isteseniz neler söylersiniz? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Kur’an-ı Kerim’i birkaç cümle ile anlatmak isteseniz neler söylersiniz?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Kur’an-ı Kerim Allahu Teala tarafından peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin vahiy olarak indirilmiş ve günümüze kadar bozulmadan gelmiştir. İslam’ın emirlerini anlatan mükemmel bir kitaptır . Dili Arapçadır.


“Kur’an-ı Kerim’i birkaç cümle ile anlatmak isteseniz neler söylersiniz?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Kur’an-ı Kerim Arapça olarak indirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim Allah’ın sözlerinden oluşmaktadır kur’an-ı Kerim Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e indirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim bozulmadan günümüze kadar gelmiş ve kıyamete kadar da bozulmadan muhafaza edilecektir.

Kur’an-ı Kerim 30 cüz ve 114 sureden meydana gelmektedir.

Kur’an-ı Kerim 6236 ayettir.

Kur’an-ı Kerim 23 yılda peyderpey yani yavaş yavaş indirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’in bir kısmı Mekke’de bir kısmı da Medine’de indirilmiştir. Mekke’de inen ayetlere mekki Medine’de inen ayetlere ise Medeni denmiştir.

Kur’an-ı Kerim’in ilk inen ayeti alak suresinin ilk 5 ayetidir.

Kur’an-ı Kerim’de 14 tane secde ayeti vardır

Kur’an-ı Kerim evrensel bir kitap olup bütün insanlara indirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim inecek olan son ilahi kitaptır.

Kur’an-ı Kerim’de Emir ve yasaklar gibi Allah’ın bizi emrettiği ve nehyettiği işler vardır.



 

Our Score

Toplum hayatında ölçü ve tartıda dürüstlük niçin çok önemlidir? Tartışınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Toplum hayatında ölçü ve tartıda dürüstlük niçin çok önemlidir? Tartışınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Toplum hayatında ölçü ve tartıda dürüstlük niçin çok önemlidir? Tartışınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

İnsan yapısı gereği sosyal hayata ihtiyaç duyar ve hayatını devam ettirmek için sürekli bir üretim tüketim döngüsü içerisinde alışveriş yapar.

Yapmış olduğu alışverişlerde memnun kalmak ister. Ölçü ve tartıda dürüstlük sağlandığı zaman kimse kandırılmadan ve hile yapılmadan memnun bir şekilde istediği şeyi alır ve kullanır.


“Toplum hayatında ölçü ve tartıda dürüstlük niçin çok önemlidir? Tartışınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Ölçü ve tartıda dürüst olmak hem kazancın bereketli olmasın ha hem toplumsal huzurun ve güveni sağlanmasına hem de insanların mağdur olmadan mutlu bir şekilde alışveriş yapabilmeleri için çok önemlidir.

Ancak ölçüyü ve tartıda dürüstlük olmaması durumunda yani alışveriş yaparken insanları kandırmak gibi hilenin karışması durumunda insanların hem birbirine güveni kalmaz hem de insanlar mağdur duruma düşerler.

İnsanların birbirine güvendiği hile yapılmayan bir alışveriş ortamında hem satıcı hem de alan kişi memnun kalır, arada bir sevgi bağı oluşur ve Allah bu aldıkları ve sattıkları şeye bereket verir.

İnsan birini kandırdığı zaman her ne kadar elinde fazladan bir mal kazandığını sansa da onun bereketi alındığında o kazancından fayda görmez.



 

Our Score
error: Content is protected !!