Gözlemlediğim insanlar dürüst, yardımsever, sabırlı, saygılı, sevgi dolu, hoşgörülü, adaletli, fedakar, güvenilir, empati yeteneği yüksek ve çevresindeki insanlara lakap takmayan ve alay etmeyen kişilerdir.
2. İnsanların bireysel farklılıklarıyla ilgili empati kurabiliyor musunuz? Örnekler veriniz.
Evet, çoğu durumuna empati kurabiliyorum. Karşımdaki İnsanı veya hayvanı kendi yerime koyarak onu hissettiklerini hissetmeye çalışıyorum. Bu durum karşıdaki kişiyi daha iyi anlaması sebep oluyor.
Daha iyi anladıkça karşıdaki kişiye öyle davranıyorum. Tabii onun hissettiğini hissedemem ama biraz bile anlamam karşıdaki kişiye daha olumlu yaklaşmamı sağlıyor. En sevdiğim olumlu özellikte empatidir. Bence her insan empati kurmayı öğrenmeli. Böylelikle Savaş bile çıkmaz.
1. ETKİNLİK
Soru : Metinde geçen aşağıdaki kelimelerin anlamını tahmin edip yazınız. Tahminlerinizi, bu kelimelerin sözlük anlamlarıyla karşılaştırınız.
Cevap :
Vitrin Kelimesi
Tahminim : Marketteki rafların ismi.
Sözlük Anlamı : Bir dükkanın ya da mağazanın sokaktan camla ayrılan mal sergilenen yeri. İçine konulan şeylerin görülmesi için yapılmış camlı dolap.
Kristal Kelimesi
Tahminim : Cam gibi parlak şeffaf değerli maden parçası.
Sözlük Anlamı : Kimyadaki katı halindeki bir elementin veya bileşiğinin molekül atom veya iyonlarının kesin geometrik bir yapı göstermesidir.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 28 Cevapları
2. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıdaki soruları metne göre sözlü olarak cevaplayınız.
1. Gün Bey, neden sokağa çıkamıyordu?
Cevap : Sokaklar onun korkutuyormuş. Gün boyu elektrikli sandalyesinden oturup pencereden sokaktan geçen ve yürüyen insanları seyredermiş. Yürümek istediğinde çocukluğunu düşlermiş.
2. Gün Bey’in küçük kızla kartopu oynamaya gitmesinde ne etkili oldu?
Cevap : Karlı bir günde dışarıyı seyrederken dışarıda kar topu oynayan çocukları görür kahkahasını işitir ama orada bir kız çocuğu vardır. Kız çocuğu karşı kaldırımda kucağında birleştirdiği eldivenlerle duruyordur. Kız çocuğu kartopu oynayan çocukları seyrediyordur ve küçük kızın yürümediğini fark edince bu durum onu çok utandırır. Dışarı çıkıp o da kartopu ile oynamaya karar verir.
Soru : b. “Caddenin sonunda, çocuk parkına kadar uzayan kaldırımın üstünde dört ince çizgi yol aldı.” cümlesinde “dört ince çizgi”den kasdedilen nedir? Anlatınız.
Cevap : Dört ince çizgi yolları çizilmiş dört şeridi ifade eder. Bu cümlede gülmeyin kat ettiği mesafeyi ifade etmişlerdir.
3. ETKİNLİK
Soru : Metni ana hatlarıyla anlatınız. Buna göre aşağıdaki cümleleri metindeki olayların oluş sırasına göre numaralandırınız.
Cevap :
(6) Karşı kaldırımdaki kar çileği, küçücük bir kız çocuğuydu.
(1) Gün Bey, sabahın erken saatlerinde perdesini usulca açıyor, yoldan geçen ayakkabıları sayıyordu.
(2) Gün Bey için dışarıdaki dünya pencereden görebildiği kadarıydı.
(5) Tüm bu resmin içinde Gün Bey yeni bir ayrıntı fark etti.
(3) Gün Bey yürümek istediğinde çocukluğunu düşünüyordu.
(4) Yağmaya başlayan kar, Gün Bey’in penceresini yarıya kadar örtmüştü.
4. ETKİNLİK
Soru : Metindeki sorun nedir? Bu sorunun çözümü için metindeki kahramanlara ne yapmalarını önerirsiniz? Uygun kutucuklara yazınız.
Sorun : Gün Bey’in engelinden dolayı dışarı çıkmamak istemesi.
Çözüm: Kar yağan bir günde dışarıda kar topu oynayan bir kızı görmesi. Bu kızın onun gibi engeli olduğunu görünce cesaretlenir. Kendisi de dışarı çıkıp kartopu oynamaya karar verir.
5. ETKİNLİK
Soru : Metnin sizce en ilginç bölümü hangisidir? Bu bölümde ne anlatılmaktadır? Neden bu bölümü ilginç bulduğunuzu da belirterek defterinize yazınız.
Cevap :
Bence Metin en ilginç bölümü Gün Bey’in kız çocuğunu gördüğü yerdir. Kız çocuğu peri masallarındaki periler gibi anlatılmıştır.
Sanki bir sihirli değnekle Gün beyi etkilemiş ve onu dışarı çıkması için cesaretlendirmiştir. Güm Bey kız çocuğu sayesinde ondan gördüklerinden cesaretlenerek dışarı çıkmıştır. Bu durum beni çok etkilendi ve ilginç geldi.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 29 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : Metnin başlığının, içeriğine uygun olduğunu düşünüyor musunuz? Yazarı siz olsaydınız bu metne hangi başlığı verirdiniz? Nedeniyle birlikte aşağıya yazınız.
Ben bu metne ; xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx başlığını verirdim. Çünkü ;
Cevap :
Başlamak Yolun Yarısıdır ismini verirdim çünkü eğer Gün Bey cesaret ederek dışarı çıksaydı sokaktan insanları seyretmek zorunda kalmayacaktı.
Sokaklarda insanların arasına karışacaktı. Ama asla başlamaya cesaret edemedi. Ta ki kız çocuğunu görene kadar kız çocuğu ona bu cesareti verdi.
7. ETKİNLİK
Soru : Metni kendi yaşantınızla ilişkilendirerek çıkarımlarda bulununuz. Bu çıkarımları en az üç cümle ile aşağıya yazınız.
Cevap : Bundan sonra ben de ilham perimi beklemeyeceğim ve bir işe başlamak istiyorsam o işi ertelemeden başlayacağım. Korktuğum şeylerin üstesinden giderek daha cesur birisi olacağım.
8. ETKİNLİK
Soru : Etkin dinleme ile ilgili aşağıdaki kurallardan doğru olanların başındaki kutucuğu işaretleyiniz.
Cevap :
(x) Dinlemeden önce gerekli hazırlıkları yaparım.
(x) Dikkatimi dinleyeceğim metne veya konuşan kişiye yoğunlaştırırım.
(x) Dinlediklerimle ilgili soruları cevaplarım.
(x) Dinlediklerimin içeriğini, tutarlılık açısından sorgularım.
(x) Dinlerken önemli bilgileri not alırım.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 30 Cevapları
9. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki cümlelerde kutucukların içine uygun noktalama işaretlerini yazınız.
Cevap :
Bazı evler vardır (;) pencereleri gökyüzüne bakarak (…) Bazı evlerin pencereleri de ağaçlara (…) Dışarıda olmalıydık (.) Sokaklardaki (,) parklarda (,) kumsallarda (…) Gün Bey (‘) in elleri (,) sandalyesinin tekerleklerini sokak kapısına doğru çevirdi (.)
10. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki görselde günlük yaşantımızda kullandığımız nezaket ifadelerine örnek bir durum verilmiştir. Sizler de nezaket ifadelerinin geçtiği benzer durumları arkadaşlarınızla canlandırınız. Konuşurken beden dilini etkili kullanınız. Konuşan arkadaşlarınızın sözlü olmayan mesajlarına dikkat ediniz.
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 27-28-29-30 ÖZGÜN Yayınları”
Cevap :
Bu etkinliği sınıf arkadaşlarınızla gruplar oluşturarak yapmanız gerekmektedir.
Babamın kişilik özellikleri çok merhametli bir insandır. Çok güçlüdür en ağır şeyleri bile kaldırabilir. Çok beceriklidir bir de evde bir şey bozulduğu zaman hemen tamir ediyor. Çok güzel yemek yapıyor hem eli lezzetli hem de çok beceriklidir. Babamı çok seviyorum.
Türün özelliklerine uygun bir şekilde, vurgu, tonlama ve telaffuza dikkat ederek şiiri okuyunuz.
BABAMIZIN ELLERİ
Babamızın elleri var
Çalışır bizim için.
Zeytin, peynir, ekmek
Taşır bizim için.
(…)
Bütün evin yükü
O ellerin sırtında.
O eller olmasa kopar
Evlerde fırtına.
(…)
O eller sayesinde
Evimizde rahatız,
Mışıl mışıl uyuruz
Ana, oğul, nine, kız.
(…)
Babamızın elleri
Çayda şeker, ekmekte tuz.
O mübarek elleri öpüp
Alnımıza götürürüz.
(…) Hasan DEMİR Bizim Evdeki Kedi (Kısaltılmıştır.)
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 39 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : a. Şiirde geçen aşağıdaki kelimelerin gerçek anlamını üstteki, mecaz anlamını alttaki kutucuklara yazınız.
Cevap :
Yük Kelimesi
Mecaz Anlamı : Kişiyi tedirgin eden ve engelleyen, engel olan. Bir kişinin sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğu zor görev.
GerçekAnlamı : Taşıt araba hayvan ve benzerinin taşıyabildiği miktar veya taşıdığı şeylerin tümü.
Şeker Kelimesi
Mecaz Anlamı : Sevimli, cana yakın ve güzel .
GerçekAnlamı : Şeker kamışı, şeker pancarı, havuç, mısır, buğday, patates gibi birçok bitkinin sapları ve köklerinin öz suyundan ya da nişastasından çıkarılan birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan beyaz renkli suda eriyen mayalanabilen genellikle tatlı olan maddelerin ortak adı.
Soru : b. Şiirdeki koyu yazılan kelime grubuyla vurgulanmak istenen nedir? Açıklayınız.
Cevap : Evin yükü denmektedir. Evin yükü yani evin gelir gideri yapılması gerekenler babanın sırtında olduğunu vurgulamaktadır.
2. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıdaki soruları şiire göre cevaplayınız.
1. Babamızın elleri bizim için eve neler taşırmış?
Cevap : Babamızın elleri bizler için zeytin, peynir, ekmek taşınmış.
2. Babamızın elleri olmasa evde ne gerçekleşirmiş?
Cevap : Babamızın elleri olmasa evde fırtına koparmış.
3. Şair, babamızın ellerini nelere benzetmiş?
Cevap : Şair babamızın ellerini çayda şekere ekmekteki tuza benzetmiş.
Soru : b. Aşağıya, şiirle ilgili bir soru da siz yazınız.
Cevap :
Soru : Babamızı neden çok sevmeliyiz?
Cevap : Çünkü babamın evimizin direğidir. Bizim için çabalar çalışır. Bizim iyi bir geleceğimiz olması için gecesine gündüzüne katar. Onu mutlu etmeli ve ona kocaman sarılmalıyız.
3. ETKİNLİK
Soru : Şiirin ana duygusunu aşağıya yazınız.
Cevap :
Şiirin ana duygusu : Baba sevgisi ve önemi.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları
4. ETKİNLİK
Soru : a. “Babamızın Elleri” başlıklı şiiri okuduktan sonra neler hissettiniz? Aşağıya, duygularınızı anlatan kısa bir paragraf yazınız. Yazınızda kelimeleri gerçek ve mecaz anlamlarıyla kullanınız.
Babama olan sevgimi tekrar hatırladım. Babama olan sevgim kat kat arttı. Kıymetini daha iyi anladım ve benim için yaptıklarını tekrar hatırladım. Bu şiiri evde babamla da paylaşacağım ve onu şiirde dendiği gibi ellerini öpüp kıymetini bileceğim.
Soru : b. Yazdıklarınızı yazım kuralları ve noktalama işaretlerinin kullanımı yönünden kontrol ediniz. Gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra yazdıklarınızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap : Yukarıdaki yazı yazım kuralları ve noktalama işaretlerine uygundur.
5. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıdaki görseli inceleyip gördüklerinizi anlatınız. Görselin size hissettirdiği duyguları arkadaşlarınızla paylaşınız.
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 38-39-40-41-42 ÖZGÜN Yayınları”
Cevap :
Görselde iki tane çocuk büyük annesine ve büyük babasıyla sohbet ediyor ve sarılıyor. Bu fotoğrafa bakınca büyük annem ve büyükbabamla geçirdiğim zamanlar geldi.
Bu bana çok duygusal geldi çünkü onları uzun zamandır görmüyorum. Bu yaz ailemden onların yanına gitmek istediğimi söyleyeceğim çünkü onları çok seviyorum beraber sohbet ediyoruz. Bana nasihat veriyorlar, çok lezzetli yemekler ve pastalar yapıyorlar ve çok eğleniyoruz
Soru : b. “Aile bireylerimize, akrabalarımıza nasıl davranmalıyız?” sorusunun yanıtı hakkında arkadaşlarınızla konuşunuz.
Ailem bireylerimiz ve akrabalarımıza saygılı bir şekilde davranmalıyız. Onları üzmemeli onların dediklerini elimizden geldikçe yapmalıyız. Ailemiz bizim dünyada en büyük varlığımızdır.
Ailemiz ve akrabalarınıza hürmet göstermeliyiz. Saygıda kusur etmemeliyiz. Onları üzmemeliyiz ve onlara sevgi göstermeliyiz. Bazı günler ve özellikle bayramlarda onları arayıp bayramlarını kutlamalıyız. Hal hatır sormalı hayatlarının nasıl geçtiğini sormalıyız.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıya, aile konulu bir şiir yazınız. Şiirin içeriğine uygun bir başlık yazmayı unutmayınız. Yazdığınız şiiri yazım ve noktalama yönünden kontrol ediniz.
Nasrettin Hoca 1208 yılında Selçuklunun Hortu köyünde dünyaya gelmiştir. Nasrettin Hoca temel eğitimini kendi köyünde almıştır. Daha sonra Sivrihisar’a giderek orada medrese eğitimi almıştır.
Burada eğitim öğretimini tamamlayan Nasrettin Hoca babasının vefat etmesi ile birlikte köyüne döner. Köyünde imanlık yapmaya başlar. Bir süre sonra Akşehir’e giderek orada dervişlik yapmaya başlar.
1284 senesinde ise Akşehir’de vefat eder ve orada bir türbeye defnedilir. Nasrettin Hoca vefat etmiş olsa da hazır cevapları, üstün zekası, merhameti ve en önemlisi fıkraları ile hala aklımızda yaşamaktadır.
2. Farklı konularda Nasrettin Hoca fıkraları derleyerek sınıfa götürünüz. Bu fıkralardan birini arkadaşlarınıza anlatmak üzere hazırlık yapınız.
Bir gün Nasreddin Hoca, komşusundan bir kazan ister. İşini bitirince kazanın içine küçük bir tencere koyup geri iade eder. Kazan sahibi tencereyi görünce:
– Bu nedir? Diye sorar. Hoca cevap verir:
– Müjde! Kazanınız doğurdu. Bu haber komşusunun hoşuna gider.
– Pekala! diyerek tencereyi kabullenir. Hoca yine bir gün komşusundan kazanı ister. Alır ama bu sefer iade etmez. Sahibi bir süre bekler. Kazanın gelmediğini görünce, Hocanın evine gelir, kazanı geri ister. Hoca üzüntülü bir çehre ile:
– Sizlere ömür, kazan öldü! der. Komşu hayretle:
– Aman Hocam, hiç kazan ölür mü? Deyince, Hocanın cevabı hazırdır:
-Kazanın doğurduğuna inanırsın da, öldüğüne niçin inanmazsın? Hoca, daha sonra kazanı iade eder. Zaten maksadı, çıkarına çok düşkün olan komşusuna, iyi bir ders vermektir.
Arkadaşım Ömer çok konuşuyor, Eymen çok paylaşımcı, Mustafa bazen yalan söyleyebiliyor, Fatma ara sıra tartışma çıkartabiliyor, Mehmet çok dürüst ve eğlenceli, Elif fazla açık sözlü, Nursel’in çok çalışkan, Kemal biraz fazla duygusal, Duygu fazla mükemmeliyetçi, Semanur ise fazla meraklı, öğretmenimiz ise çok sabırlıdır.
2. Görsellerinden ve başlığından hareketle okuyacağınız metnin konusunu tahmin ediniz.
Yavrum bir ahtapotun okula giderken evinin yolunu kaybetmesini ve yılanlar ve tehlikeli balıklar olan bir yerde kendisini bulduğunu anlattığını düşünüyorum. Buradan kurtulmayı çalışırken başına gelmeyen kalmıyor. Burada yaşadığı zorluklar ve bu zorlu mücadele anlatıldığını düşünüyorum ama en sonunda evinin yolunu bulduğunu ümit ediyorum.
Noktalama işaretlerine dikkat ederek metni sessiz okuyunuz.
YAVRU AHTAPOT OLMAK ÇOK ZOR
Biliyordu Nino…
Sonraki adım yatağın kenarına ilişmek,
Her günkü gibi curcunayla giyinmek.
Annesi yardım ediyordu soyunmasına.
Pijamalarını çıkarmasına.
Sıra geliyordu giysilere…
Kolları sekizer delikten geçirmeye.
Aslında yaz günleri zor değildi.
Ancak bu soğuk günleri Nino iyi bilirdi.
Sekiz delikli mont, şapka ve sekiz eldiven.
Her kış günü bitmeyen bir serüven.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 22 Cevapları
Babası ağzına tıkıştırıyordu lokmaları.
Herkes bilirdi,
Çok önemliydi kahvaltı.
Nino ahtapot yavrusu olmaktan bıkmıştı,
Her günkü karmaşadan usanmıştı.
Yalvarıyordu her gün Allah’a,
Dönüşmek istiyordu yılanbalığına.
Ne kolay olacaktı giyinmek,
Tek delikli giysiden bütün vücudu geçirmek.
“Sen bizim için çok özelsin,
İnan olduğun gibi çok güzelsin.
Kolaylaşacak giyinmek biraz büyüyünce,
Ahtapot olmayı seveceksin gelişip güçlenince.”
Kulağa ne hoş geliyordu,
Annesi böyle söyleyince.
Her günkü gibi
Zor yetişti okul servisine.
Servis ablası yardım etti binmesine.
Bir farklılık vardı yolda o gün.
Çok kalabalıktı…
İlerlemesi mümkün değildi otobüsün.
Önlerindeki yoğunluk boşuna değildi,
Yılanbalığının yuvası yola çökmek üzereydi.
Kendini kurtarırdı da,
Yetişemezdi kurtarmaya yüzlerce yumurtasını.
Oysa anne balık ne hayaller kurmuştu…
Her bir yumurtasının adını bile koymuştu.
Hangi birini kurtarsaydı?
Nasıl bir seçim yapsaydı?
Çatırdıyordu yuvanın tavanı.
Kalmamıştı zavallı yumurtaların zamanı.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 23 Cevapları
Otobüstekiler bakarken şaşkınlıkla,
Bizim Nino hiç tereddüt etmedi,
Atladı tehlikenin ortasına.
… Ve kahraman Nino çıktı dışarıya,
Her bir kolunda onlarca yumurta.
Anne balık hemen çıkamadı şoktan.
Son saniyede bir kol itmişti onu da dışarı.
Zor kurtulmuşlardı feci yıkımdan.
Küçük Nino yumurtaları usulcacık bıraktı
Annelerinin koynuna…
Mutluydu koştuğu için hemen yardımlarına.
Birden kendine geldi yılanbalığı,
Kurtulmuştu bütün yumurtaları.
Kimdi bu cesur kahraman?
Tam o anda güzel bir sürpriz daha olmuştu;
Yumurtalar başlamıştı çatlamaya.
Yavrular pek acele ediyordu,
Kafalarını dışarı çıkarmaya.
Herkes başladı sevinçten zıplamaya,
Nino’yu aldılar omuzlarına.
Küçük Nino çok mutluydu.
Kahramanlığını sekiz koluna borçluydu.
Sabırsızlanıyordu evine dönmeye.
Artık ahtapot olmaktan yorulmadığını,
Gurur duyduğunu annesine söylemeye.
Sara ŞAHİNKANAT Yavru Ahtapot Olmak Çok Zor
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 24 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : a. Metinde geçen aşağıdaki deyimleri anlamlarıyla eşleştiriniz.
Cevap :
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 21-24-25-26 ÖZGÜN Yayınları”
Soru : b. Metinde geçen anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamlarını tahmin ediniz. Bu kelimelerin anlamını sözlükten bulup öğreniniz. Öğrendiğiniz kelimeleri kendi sözlüğünüze ekleyiniz.
Cevap :
Bu kısımda yer alan etkinliği kendinize göre yaparak,, bilmediğiniz kelimeleri sözlüğünüze ekleyiniz.
2. ETKİNLİK
Soru : Metinle ilgili aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1. Küçük ahtapot Nino’ya annesi neden yardım ediyormuş?
Cevap : Sekiz kolu olduğu için elbiselerini çıkartmakta zorlanıyormuş. Bu yüzden küçük ahtapot Nino’ya annesi yardım ediyormuş. Soyunmasına, pijamaları çıkarmasına ve elbiseleri sekiz kolundan çıkarmasına annesi yardımcı oluyormuş.
2. Nino, ahtapot yavrusu olmaktan neden bıkmış?
Cevap : Çünkü sekiz tane kolu varmış elbise giyip çıkarırken çok zorlanıyormuş ve annesi yardımı olmadan bunu gerçekleştiremiyormuş. Eğer yılan balığı olsaydı daha rahat ve kimsenin yardımı olmadan elbisesini giyinip çıkartabilirdi. Bu yüzden yılan balığı olmak istiyordu.
3. Annesinin hangi sözleri Nino’nun kulağına hoş geliyormuş?
Cevap : Sen bizim için çok özelsin, inan olduğun gibi çok güzelsin, biraz büyüyünce de giyinmen kolaylaşacak, gelişip büyüdükçe de ahtapot olmayı seveceksin demesi Nino’nun hoşuna çok gitmiştir. Bu sözler biraz da olsa yüreğine su serpmiştir.
4. Nino, yılanbalığını kurtarmak için neler yapmış?
Cevap :
Sekiz kolunu da açarak otobüsten düşmüş olan yılan balıklarını kollarıyla tutmuş. Yavru yılan balıklarını ölmekten kurtarmıştır.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 25 Cevapları
3. ETKİNLİK
Soru : Metnin türünü belirleyip aşağıya yazınız.
Cevap :
Metnintürü : Metindeki tür şiir türüdür.
4. ETKİNLİK
Soru : Metindeki hikâye unsurlarını belirleyiniz.
Cevap :
Kişiler = Ahtapot Nino, ahtapot Nino’nun annesi, yılan balığı ve yumurtaları.
Mekân = Deniz veya Okyanus.
Zaman = Bilinmeyen bir zaman dilimi.
Konu = Ahtapot Nino’nun giyinirken zorlandığı için sevmediği sekiz kolunun küçük yavru yılan balıklarını kurtarmasına sebep olması.
OlayÖrgüsü = Ahtapot Nino’nun sekiz kolu olduğu için giyinirken annesinden yardım almadan giyinemiyordu. Bu yüzden sekiz kolundan da nefret ediyordu ve ahtapot olmak istemiyordu. Annesi ona teselli etmeye çalışıyordu. Sonrasında otobüsten yanlışlıkla düşen yılan balıklarını sekiz koluyla tutarak onların hayatını kurtardı. Bu nedenle artık ahtapot olmayı çok seviyordu. Seki, kollu da artık onun için en sevdiği özelliğiydi.
5. ETKİNLİK
Soru : Aşağıya, metnin içeriğine uygun farklı bir başlık yazınız.
Cevap : Yavru Ahtapotun Sekiz Kolu.
6. ETKİNLİK
Soru : “Empati” kelimesinin anlamını önce tahmin ediniz. Sonra bu kelimenin anlamını sözlükten bulup öğreniniz. Bu kelimeyi anlamına uygun olarak kullanacağınız bir cümleyi aşağıya yazınız.
Cevap :
Empati Kelimesi
Tahminim : karşındaki kişinin neler hissettiğini anlamak
Sözlük Anlamı : eşdeğum ya da duygudaşlık bir başkasının duygularını içinde bulunduğu durum Ya da davranışlarındaki motivasyonunu anlamak ve içleştirmek demektir
Cümlem : Empati kurmayı öğrendikten sonra daha düşünceli bir insan olmuştu.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 26 Cevapları
7. ETKİNLİK
Soru : Metinde, kesme işaretinin hangi görevle kullanıldığını belirleyiniz. Aşağıya, bu noktalama işaretinin bu görevine uygun üç cümle yazınız.
Cevap : Metinde özel isimlerini gelen ekleri ayırmak için ve tarihlere getirilen ekleri ayırmak için kesme işareti kullanılmıştır.
Adana’nın kebabı meşhurdur.
23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuştur.
Gelecek ay Venüs’ü anlatan bir sunum sunacağım.
8. ETKİNLİK
Soru : Etkin bir dinleyici olmak için neler yapabileceğinizle ilgili sunumunuzu gerçekleştiriniz. Konuşurken beden dilini etkin kullanmaya önem veriniz.
İyi bir dinleyici olmak karşıdaki kişi daha iyi dinlememize ve hayatta başarımızın artmasına etkili olur. İyi bir dinleyici olmak için dikkatimizi dağıtan nesnelerden uzak durmalıyız.
Bunların en başında elektronik alet olan bilgisayar, telefon, tablet gelmekte ve gürültülü ortamlarda dikkatimizi dağıtan etkenler arasında yer almaktadır. Bunlardan uzak durmak dinleyiciye kendimizi tam olarak vermemizi sağlar. Jest ve mimiklerimizi doğru kullanarak karşıdaki kişiyi dinlediğimizde onu anladığımızı anlatmak için vücut hareketlerimizi iyi sağlamalıyız. Bazen karşıdaki kişiyi dinlerken aklımızda o düşünceden uzak farklı bir düşünce geçer.
Bunu fark ettiğimiz zaman durup aklımızdan geçen düşünceyi bertaraf etmeliyiz. Böylelikle karşıdaki kişiye daha iyi odaklanabiliriz. Konuşmanın sonunda karşıdaki kişi anladığımıza dair sorular sorarak veya konuştu konu hakkında yorumlar yaparak onu dinlediğimizi gösterebiliriz. En önemli şey bir dinleyici olarak sabırlı olmaktır. Konuşmanın sonuna kadar hiç pes etmeden dikkatli bir şekilde dinlemek bir dinleyicinin yapabileceği en önemli davranıştır.
9. ETKİNLİK
Soru : Farklı duygu durumları yaşadığınız bir anınız var mı? Böyle bir durumda çevrenizdeki insanlara nasıl tepkiler verdiniz? Yaşadığınız bu anı, olayları oluş sırasına göre noktalama işaretlerine ve yazım kurallarına dikkat ederek kısaca yazınız.
Anımı anlatacağım gün benim doğum günümdü. Onuncu yaşıma girecektim ailemi doğum gününü unuttuğunu zannediyordum. Çünkü bunun hakkında hiçbir şey dememişlerdi. Sanki yokmuş gibi davrandılar.
Bu durum beni çok üzdü. Daha sonra okuldan eve giderken eve girdiğimde her yerini süslerle dolu olduğunu gördüm. Yerde balonlar, duvarda süslemeler vardı. Ailem ve sevdiklerim oradaydı. Bana sürpriz parti düzenlemişlerdi.
O an o kadar mutlu oldum ki heyecandan ne diyeceğimi bilemedim. Sonra hemen anneme ve babama sarıldım. Beraber çok eğlendik. Dans ettik, oyunlar oynadık, pasta yedik. Çok eğlenceliydi. Bunun için aileme ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Çevremdeki insanların bazı olumlu bazılarında olumsuz davranışlar sergileyebiliyor. Bazı kişiler çok çalışkan bazıları çok bencil bazıları iyilik yapıyor ve adaletli bazıları ise yalan söyleyebiliyor ve beni kandırabiliyorlar.
Bazı insanlar çok gergin ama bazıları ise çok sakin kalabiliyor. Dürüst insanlar da var ama dürüst olmayan emanete sahip çıkmayan güvensiz insanlar da var. Gözlemlerime göre insanlar çeşit çeşit farklı davranışları olabiliyor ama her insanda da iyi ve de kötü davranışlar olabilir.
2. Gözlemlediğiniz insanların olumlu kişilik özelliklerini belirleyiniz.
İnsanlarda olumlu kişilik özellikleri; hoşgörülü olmak, şefkatli olmak, adaletli olmak, emanete sahip çıkmak, temiz olmak, iyilik yapmak, çalışmak, dürüst olmak, empati kurmak, saygılı olmak, sevgi dolu olmak, doğaya güzel davranmak, nezaketli olmak, sabırlı olmak. mütevazı olmak gibi özellikler vardır.
Arkadaş beraber zaman geçirdiğimiz yaşımızda olan sevinçlilerimizi kötü günlerimizi her zaman yanımızda olan kişiye arkadaş deriz.
Arkadaşlarımız her olayda yanımızda olur. Bizi korur kollar aynı şekilde biz de ona böyle davranırız. Arkadaşımızla yeri geldiğinde beraber üzülür beraber eğleniriz. Arkadaşınız dürüst, empati kuran, paylaşımcı ve güvenilir olmalıdır.
Soru : Vurgu, tonlama ve telaffuza dikkat ederek şiiri okuyunuz.
ARKADAŞ
Yalnız oynadığım zaman
Küçülür dünya,
İçine sığamam.
Oyuncaklar güzel ama
Yanıt vermiyorlar sorduklarıma.
El ele tutuşmak için
Arkadaş gerek.
Yalnızken de şarkı söylenebilir ama
Daha güzeli,
Birlikte söylemek.
Çiğdem SEZER Alfabeden Kaçan Harfler
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 11 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : a. “Arkadaş” kelimesinin anlamını önce tahmin ediniz. Sonra bu kelimenin anlamını sözlükten bulup tahmininizle karşılaştırınız.
Cevap :
Arkadaş Kelimesi
Tahminim : İyi günde kötü günde yanımızda olan kişi.
Anlamı : Birbirini yakından tanıyan ve birbirine karşı sevgi dostluk ve anlayış gösterenlerden her biri.
Soru : b. Geçen yıl oluşturduğunuz sözlük defterine benzer şekilde kendinize yeni bir sözlük defteri hazırlayınız.
Şiirde geçen anlamını bilmediğiniz kelimelerin altını çiziniz. Bu kelimelerin anlamlarını sözlükten bulup hazırlamış olduğunuz sözlük defterine yazınız.
Cevap :
Bu etkinliği bilmediğiniz kelimelere göre kendinize göre yaparak sözlük defterinize eklemeniz gerekmektedir.
2. ETKİNLİK
Soru : “Arkadaş” şiirinin konusunu ve ana duygusunu yazınız.
Cevap :
“Arkadaş” şiirinin konusu : Arkadaşlarla birlikte zaman geçirmek.
“Arkadaş” şiirinin ana duygusu : Arkadaş sevgisi.
3. ETKİNLİK
Soru : Metnin türünü ve bu türün özelliklerini aşağıya yazınız.
Cevap :
Metin türü şiirdir. Şiirin özellikleri duygu ve düşünce ve hayallerin ölçülü ve uyaklı bir şekilde ki biçimine denir. Ses uyumuyla estetik haz oluşturur. Şiir imgeler ve çağrışımlara dayanır. Konuşma dilinden uzak sanatlı bir dildir.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 12 Cevapları
4. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki soruları şiire göre cevaplayınız.
1. “Yalnız oynadığım zaman
Küçülür dünya,
İçine sığamam.” dizeleri ile ne anlatılmak istenmiştir?
Cevap : İnsanlar paylaştıkça genişler ve hayal güçleri büyür. Birisiyle oynamak kendi başına oynamaktan daha eğlencelidir. Karşıdaki kişiyle konuşarak onu hissederek ve onun da hayal gücünü katarak daha güzel daha iyi oyunlar oynanabilir.
2. Şiire göre neden arkadaş olunması gerekirmiş?
Cevap : El ele tutuşmak için arkadaş olmak istemektedir.
3. Şiire göre oyuncaklar neden arkadaşların yerini tutamazmış?
Cevap : Oyuncaklar arkadaşların yerine tutmazmış çünkü oyuncaklar konuşamaz, duygularının ifade edemezler. Bizimle hayal güçlerini paylaşamazlar. Bu yüzden onlarla arkadaşlarımız gibi oynayamayız.
5. ETKİNLİK
Soru : Sizce insanlar neden arkadaşlık kurmak ister? Sınıfta arkadaşlarınızla tartışınız. Tartışma sırasında düşüncelerinizi uygun şekilde arkadaşlarınızla paylaşınız. Farklı bakış açılarına anlayışla yaklaşınız.
İnsanlar hayatlarında iyi veya kötü olaylar yaşayabilir. Bu zamanlarda insanlar bu durumları paylaşmak için çevrelerinde bir kişi ararlar. Atalarımızın dediği gibi sevgi paylaştıkça çoğalır, üzüntü paylaştıkça azalır.
Biz de çevremizde yaşadığımız yoğun duyguları anlatmak için sosyalleşme ihtiyacı hissederiz. Bundan dolayı arkadaş kurmak isteriz. Günümüzün bir vaktini arkadaşlarınızla geçirerek sohbet ederek oyunlar oynayarak eğlenerek güzel vakitler geçirmek isteriz.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 13 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : Yakın arkadaşlarınızdan birinin beğendiğiniz özelliklerini anlatan üç cümle yazınız. Yazdığınız cümleleri arkadaşlarınıza okuyunuz.
Soru : Arkadaşlığın önemini anlatan, kolay hatırlanıp tekrarlanabilen bir cümleyi bir kâğıda yazınız. Bu cümleyi yazarken harflerin yapısal özelliklerine uygun olarak kendi yazı karakterinizi geliştirmeye çalışınız. Yaptığınız çalışmayı sınıf panosuna asarak arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap :
Bu etkinliği arkadaşlarınızla birlikte grup oluşturarak yapmanız gerekmektedir.
8. ETKİNLİK
Soru : Arkadaşlarınızla konuşurken hangi durumlarda, hangi nezaket ifadelerini kullandığınızı aşağıya yazınız. Yazdıklarınızı okuyarak arkadaşlarınızla paylaşınız.
Arkadaşlarımı kırdığım zaman ve onlardan bir şey isteyeceğim zaman Nezaket ifadelerini kullanıyorum. Bana yardımcı oldukları zaman teşekkür ederim diyorum. Onlar bana teşekkür ettiği zaman rica ederim diyorum.
Bir sorun olduğu zaman merak etmeyin geçecek diyorum. Eğer onları kıracak bir davranış yaptıysam özür diliyorum. Onlardan bir şey rica edeceksem bana bir iyilik yapabilir misiniz diyorum veya Bana yardım edebilir misiniz diyorum. Arkadaşlarımla nezaketli ifadeler kullanmam iletişimimizi daha kolaylaştırıyor ve birbirimizi daha iyi anlıyoruz.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 14 Cevapları
9. ETKİNLİK
Soru : Gruplardaki kelimeleri kullanarak yazım ve noktalama kurallarına uygun, anlamlı ve kurallı birer cümle yazınız.
benim için değerlidir arkadaşlarım
Cevap : Arkadaşlarım benim için değerlidir.
arkadaşlarımıza ihtiyacı etmeliyiz yardım olan
Cevap : İhtiyacı olan arkadaşlarımıza yardım etmeliyiz.
10. ETKİNLİK
Soru : Şiirden hareketle aşağıdaki neden-sonuç cümlelerini tamamlayınız.
Cevap :
İnsanlar arkadaşlık kurmak isterler çünkü ; insanlar bir arada yaşamak ister.
Benim arkadaşlarım değerlidir çünkü ; her durumda bana destek ve yardımcı olur.
11. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki kelimelerin karşıt (zıt) anlamlarını yazınız.
Cevap :
kazanmak = kaybetmek
savurgan = tutumlu
içine = dışında
yanıt = soru
tenha = kalabalık
azalmak = çoğalmak
SONRAKİ METNE HAZIRLIK
Soru : Günlük yaşantınızdan hareketle yardımlaşmanın önemi üzerine bir yazı yazınız.
Yardımlaşmak yaşamımız için önemli bir kavramdır. Yardımlaşmak sayesinde toplumlar ayakta durur. Çevremizde yardıma ihtiyacı olan birçok insan bulunmaktadır onlara yardım ederek toplumda dayanışmayı sağlarız.
Böylelikle insanlar daha da güzel bir hayat sürebilir. Arkadaşımızın bir şeye ihtiyacı olduğu zaman ona yardım etmemiz onu çok mutlu edecektir. Biz de zor durumda kalabiliriz o zamanlar bize de yardım edecek bir kişi ararız.
Biz yardım ettikçe toplumdaki insanlar bunu gördükçe onlar da birbirine yardım etmeye başlayacaktır.
Yardımlaşmak hem kendimiz hem de başkalarının mutluluğu için önemlidir. İnsanlar paylaştıkça mutlu olurlar. Sokaktan geçen bir kediye yemeğinizi paylaştığınızda kedinin mutlu olduğunu görerek ve karnı doyduğunu bildiğiniz zaman siz de mutlu olursunuz.
Toplumun dinamikleri için paylaşma kavramı çok önemlidir çünkü insanlar paylaştıkça birbirine bağlanır bir olur birbirlerine sevgi ve saygı duyabilir.
Soru : Metni sesli okuyunuz.
KİRPİ MASALI
Güneşin kızgın, yağmurun az olduğu uzak ülkelerin birinde yaşıyormuş mor kirpi. Eşi dostu hiç yokmuş.
Ormanda dolaşmaya çıkmış, “Belki bir arkadaş bulurum.” diye. Ama kimse kirpiyi yanında istemiyormuş çünkü mor kirpi dikenliymiş.
“Eyvah işte geliyor!” demiş onu gören zürafa.
Suaygırı da ağaçların arkasına gizlenmiş.
Leopar, tilkiler ve yılan yakındaki çalılığa saklanmış.
Kaplumbağa kabuğuna çekilmiş. Baykuş, “Beni rahatsız etmeyin lütfen, uykum var.” demiş.
İyiden iyiye tek başına kalan kirpi, yuvasına dönmüş.
Öyle üzgünmüş ki…
“Çok yalnızım.” diye düşünmekten bütün gece uyuyamamış.
Gün ışıyınca yiyecek ve su bulmak üzere dışarı çıkmış.
O yaz çok kurak geçtiği için ördekler yüzemiyor, hüzünle kuruyan göle bakıyormuş.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 16 Cevapları
Sıcaktan bunalan fiiller ise serinlemek için geldikleri gölde yeterli su bulamayınca ormanın gölgesine dönmek istemiş. Geride kalan kaygılı bir kurbağa, fillere seslenmiş: “Durun, gitmeyin abiler! Çare bulmalıyız bu kuraklığa. Hiç suyumuz kalmadı!”
Tam o sırada kirpinin aklına çok güzel bir fikir gelmiş!
“Ben buldum çareyi.” demiş sevinçle.
Hemen yola koyulmuş. Düşe kalka en yüksek dağa tırmanmaya başlamış.
Kirpi tepeye varınca dikenlerini sivriltmiş. Var gücüyle bir hoplamış, beş zıplamış, gökyüzündeki bulutları delik deşik etmiş.
Ve açtığı bu deliklerden kocaman yağmur damlaları düşmeye başlamış.
Kirpinin yardımıyla başlayan yağmur hızlanmış, günlerce devam etmiş.
Can GÖKNİL Kirpi Masalı
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 17 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : a. Metinde geçen aşağıdaki kelimelerin anlamını önce tahmin edip yazınız. Sonra bu kelimelerin anlamını sözlükten bulup tahminlerinizin doğruluğunu kontrol ediniz.
Cevap :
Hüzün Kelimesi
Tahminim : Üzülme durumu.
Sözlük Anlamı : İçsel duygulanım, Gönül özgünlüğü iç kapanıklığı üzüntü.
Dost Kelimesi
Tahminim : Güvenebileceğin arkadaş.
Sözlük Anlamı : Sevilen ve güvenilen yakın arkadaş, sıkı fıkı görüşülen kimse, gönüldeş aralarında iyi ilişki bulunan iyi geçinen.
Kurak Kelimesi
Tahminim : belli bir süre susuz kalınması durumu
Sözlük Anlamı : yağışsız (hava, mevsim, yıl için) nem tutmayan, çabuk kuruyuveren çorak (Toprak için)
Soru : b. Metinden hareketle anlamını sözlükten bulup öğrendiğiniz kelimeleri kendi sözlüğünüze ekleyiniz.
Cevap :
Bu etkinliği bilmediğiniz kelimelere göre kendinize göre yaparak sözlük defterinize eklemeniz gerekmektedir.
2. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1. Mor kirpinin yaşadığı yer nasılmış?
Cevap : Mor kirpi güneşin yakıp kavurduğu yağmurum ise çok az geldiği kurak birikimle yaşamaktadır.
2. Mor kirpi neden ormanda dolaşmaya çıkmış?
Cevap : Arkadaş bulmak umuduyla mor kirpi ormana çıkmıştır.
3. Ormandaki diğer hayvanlar neden mor kirpiyi yanlarında istemiyorlarmış?
Cevap : Mor kirpinin kirpikleri nedeniyle ormandaki hayvanlar onunla arkadaş olmak istemiyormuş.
4. Mor kirpi, yaşanan kuraklık sonuna nasıl bir çare bulmuş?
Cevap : Mor kirpi yüksek bir tepeye çıkmış. Tepeden yüksek bir şekilde zıplamış. Bulutlara değerek bulutlardan delikler açmış. Bulutlardan delik açılınca yağmur yağmaya başlamış ve kuraklık bitmiş.
5. Metindeki hayal unsuru ögeler nelerdir?
Cevap : Metindeki hayvanların yani kirpinin, zürafanın, kaplumbağanın konuşması. (kişileştirme) Kirpinin zıplayarak bulutları denmesi delinen bulutlardan yağmur yağması hayal unsurlarına örnektir.
6. Metnin ana fikri nedir?
Cevap : Hiç kimseyi dış görünüşle yargılamayıp ilk önce tanımak gerektiğini, her insanın içinde önemli bilgilerin ve düşüncelerin olduğunun farkında olmaktır.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 18 Cevapları
3. ETKİNLİK
Soru : Metinde geçen aşağıdaki deyimi anlamına uygun olarak kullanacağınız bir cümle yazınız.
Cevap : Düşe kalka deyiminin anlamı binbir güçlükle, çok güçlük çekmek anlamındadır. düşe yağmurun oluşumunu daha net anlamak için bulutların nasıl oluştuğundan bakmamız gerekir : Düşe kalka masadaki telefonu eline alabildi.
4. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıdaki cümlelerde büyük harflerin ve noktalama işaretlerinin kullanılma nedenlerine yönelik kuralları belirleyiniz. Belirlediğiniz kuralları arkadaşlarınızla paylaşınız.
• Leopar, tilkiler ve yılan yakındaki çalılığa saklanmış.
• Geride kalan kaygılı bir kurbağa fillere seslenmiş; “Durun, gitmeyin abiler! Çare bulmalıyız bu kuraklığa. Hiç suyumuz kalmadı!”
Cevap :
1. cümlede yüklemden uzak düşmüş özneden sonra virgül gelmiştir. Leoparın l’si büyüktür çünkü cümle başıdır. En sonunda nokta gelmiştir çünkü cümle bitmiştir.
2. cümlede geridenim G’si büyüktür çünkü cümle başıdırl. Konuşma cümlesi geleceği için noktalı virgül konmuş. Daha sonra da kelimeyi yazarken tırnak işareti konulmuştur. Kekeleme manasında abiler kelimesinde kesme işareti konulmuştur bu anlatıma canlılık kazandırılmıştır. Söylenen şeyin önemli olduğunu belirtmek için sonra ünlem işareti konulmuştur. Çare bulamayız bu kuraklığa derken cümle bittiği için nokta konulmuştur. Hiç suyumuz kalmadı derken sitem belirttiği için ünlem işareti gelmiştir.
Soru : b. Aşağıdaki cümlede neden ünlem işareti kullanılmıştır? Açıklayınız.
“Eyvah, işte geliyor!” demiş onu gören zürafa.
Cevap : Korku anlamını belirtmek için ünlem işareti kullanılmıştır.
5. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki açıklamalara göre metnin türünü belirleyiniz.
Hikâye edicimetin: Çeşitli karakterlerin başından geçen bir olayın; serim, düğüm, çözüm bölümleriyle anlatıldığı metinlerdir.
Bilgilendirici metin: Bir konu etrafında çeşitli bilgiler veren; giriş, gelişme, sonuç bölümlerinden oluşan metinlerdir.
Cevap :
Metnin türü “Hikaye Edici Metin” türüdür.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 19 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : Yağmurun oluşumu ile ilgili internetten araştırma yapınız. Araştırma sonuçlarınızdan hareketle defterinize bilgilendirici bir metin yazınız.
Yağmur ilk önce yeryüzündeki sulardan ve su kaynakları güneşten ve başka etkenlerden dolayı buharlaşırlar. Buharlaşan su buharı gökyüzüne yükselir. Gökyüzünde bir araya toplanarak su damlaları oluşturduktan sonra bulutları oluştururlar.
Bulutlar çok ağır su kütleleridir. Bulutlardaki hava çok biriktikçe artık su damlalarını taşıyamaz hale gelir. Bu da su damlalarının yağmur olarak yağmasına sebep olur. Yeryüzüne İnan su damlaları tekrar buharlaşır tekrar su buharı olur tekrar yağar ve su olarak yeryüzüne iner. Bu döngü böyle devam eder. Nu döngünün devam etmesi su kaynaklarımızın bitmeyecek anlamına gelmez.
Yağmur suları belirli aşamalardan geçtikten sonra içilebilir su kaynağı oluyor ama bazı yağmurlar özellikle asit yağmurları temiz olmuyor. Çevreye zarar veriyor. Bu yüzden denizleri, okyanusları su kaynaklarını kirletmemeliyiz ki onlar buharlaştıkça bize temiz yağmurlar olarak dönebilsinler.
7. ETKİNLİK
Soru : Metni bir kez daha sesli okuyunuz. Aşağıdaki ölçütlere göre uygun kutucuğu işaretleyerek sesli okuma çalışmanızı değerlendiriniz.
Cevap :
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 15-17-18-19-20 ÖZGÜN Yayınları”
8. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki görselde anlatılmak istenen nedir? Arkadaşlarınızla tartışınız.
“4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 19 Cevapları”
Tartışma sırasında;
• Uygun hitap ifadeleri kullanmaya, başkalarının sözünü kesmemeye, konuşmanın bitmesini beklemeye, akış içinde söz alarak konuşmaya katılmaya dikkat ediniz.
• Kendi düşüncelerinizi uygun şekilde ifade ediniz.
• Söz alarak konuşanları dikkatle, saygıyla, sabırla dinleyiniz.
• Farklı bakış açılarına anlayışla yaklaşınız.
Cevap :
Yukarıda anlatılmak istenen yardıma ihtiyacı olan kişilere yardım etmemiz gerektiğidir. Gözlerinden engeli olan bir hanımefendi karşıdan karşıya geçerken zorlanıyor. Bir çocukta ona eşlik ederek ona yardımcı oluyor.
Bu davranışı hepimizi yapması gerekiyor çünkü iyilik yaptıkça artar. Bir gün biz de bu durumda olabiliriz. Empati kurmalı ve insanlara yardımcı olmak için elimizden geleni yapmalıyız.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 20 Cevapları
9. ETKİNLİK
Soru : Farklı yazı karakterleri ile yazılmış aşağıdaki ifadeleri okuyunuz. Bu ifadeleri hangi durumlarda kullanmanız gerektiğini açıklayınız.
Cevap :
Teşekkür ederim. = Birisi bize yardım ettiği veya yardımcı olduğu zaman.
Özür dilerim. = Birisini kırdığımız zaman.
Seni seviyorum. = Birisine sevgi duyduğumuz zaman.
Geçmiş olsun. = Birisi kötü zaman veya hastalık geçirdiğimiz zaman.
İyi akşamlar. = Akşam olduğu zaman denir.
Afiyet olsun. = Birisi yemek yedikten sonra söylenir.
10. ETKİNLİK
Soru : a. Noktalı yerlere, verilen kelimelerden uygun olanları yazarak aşağıdaki cümleleri tamamlayınız.
sapsarı nemli dimdik
Cevap : Benim kedimin sapsarı tüyleri ve dimdik kulakları var.
fazla yepyeni benim
Cevap : Kitapçıdan benim için yepyeni bir kitap alır mısın?
yemyeşil uzun senin
Cevap : Annem bana uzun tüllü yemyeşil bir elbise aldı.
Soru : b. Cümleleri tamamlarken yazdığınız kelimelerden hangilerinde pekiştirme anlamı olduğunu belirtiniz.
Cevap :
yemyeşil yepyeni
sapsarı
SONRAKİ METNE HAZIRLIK
1. Bir gün süresince aile bireylerinizi, çevrenizdeki kişileri gözlemleyiniz. Bu kişilerin hangi olaylar karşısında, hangi duyguları hissettiklerini belirleyip defterinize not alınız.
Ailemi anlatmak için hafta sonunu tercih edeceğim. Çünkü ailem hafta içi çalışıyor. Hafta sonları iş ve okul olmadığı için geç kalkarız. Ailece hep beraber kahvaltı hazırlarız. Hem şakalaşırız kahvaltı yaparız.
Hafta için neler yaptığımızı neler hissettiğimizi birbirimize anlatırız. Kahvaltı hazırlarken ve ederken ailem çok mutlu hissediyor. Ben de öyle hissediyorum sonra beraber oyunlar oynarız.
Annem ve babam evi temizlerken ben de onlara biraz yardım ederim sonra tabletimden oyun oynarım. Akşam olduğunda akşam yemeğimizi yer ve daha sonra hep beraber film izleriz. Bu en sevdiğim zamanlardır. Mısır patlatır film hakkında konuşuruz çok eğlenceli geçer.
2. Etkin bir dinleyici olmak için neler yapabileceğiniz ile ilgili internet, gazete, dergi ve kitaplardan araştırma yapınız. Bu araştırmadan edindiğiniz bilgilerle bir sunum hazırlayınız. Sunumunuzun provasını yapmayı unutmayınız.
İyi bir dinleyici olmak için neler yapmamız gerektiğini anlatacağım. İnsanlar mükemmel değillerdir. Bazen bir kişiyi dinlerken kafamızda ondan alakasız çok uzak bir düşünce geçebilir.
Bu düşünceyi hemen fark edip o sese dur demeliyiz. Böylelikle karşıdaki kişiye daha iyi bir şekilde dinleyebiliriz. Dikkatimizi dağıtan şeylerden uzak durmalıyız. Elektronik eşyalardan telefon, tablet, bilgisayar gibi uzak durmalıyız. Etrafımız çok gürültülü bir ortamsa oradan da uzak durmalıyız. Konuşan kişiyle göz temasını kesmemeli ellerimizle ve gözlerimizle onu dinlediğimizi belli etmeliyiz.
Konuştuğu şeyi anladığımızı sorular sorarak ve konuştuğu şeyle alakalı yorum yaparak bunu karşıdaki kişiye gösterebiliriz. En önemli olan şey sabırlı olmak karşıdaki kişiye bıkmadan usanmadan dinlemeliyiz. Eğer çok önemli bir işimiz varsa kibar ve nezaket içeren ifadeler kullanarak karşıdaki kişiye durumunuzu anlatmalıyız.
Nasrettin Hoca en büyük özellikleri zeki, pratik zekalı, tatlı dilli, güler yüzlü, hazır cevap samimi bir kişiliğe sahiptir. Nasreddin Hoca alçak gönüllü bir insandır. İnsanlara güldürür ama onların kırılacağı bir şekilde olayları yansıtmaz, onlarla alay etmez.
Konuştuğu kişilerle küçümsemeden hatalarını fark ettirir ve onlara ders verir. Nasrettin Hoca fıkralarıyla ve yaptıklarıyla bizi düşündürüp olaylardan ders çıkartmamızı sağlamaktadır .
3. Nasrettin Hoca hakkında edindiğiniz bilgileri arkadaşlarınızla paylaşınız.
Nasrettin hoca 1.208 senesinde Selçuklunun Hortu Köyünde doğmuştur. Temel eğitimi ardından Sivrihisar’da medrese eğitimi almıştır. Babasının ölmesiyle köyüne dönmüş burada imamlık görevinden başlamıştır. Bir dönem sonra Akşehir’e göç etmiştir. 1.284 senesinde vefat etmiştir.
Nasrettin hocanın kendisine ait olan yazılı kültürü en eski olarak 1.480 senesinde Saltukname isimli eser bulunmaktadır. Fıkraları dilden dile dolaşan birçok sözüyle hatırlanan Nasrettin hoca günümüze kadar fıkralarıyla gelerek bizi hem düşündürüp hem de güldürmüştür.
Metni, türünün özelliklerine göre sesli okuyunuz.
YE KÜRKÜM YE
Hoca, bir yere davetli imiş. Hani yokluğundan, yoksulluğundan değil ya, değiştirmeye eli mi değmemiş ne olmuşsa davete üzerindekilerle gitmiş. Gitmiş ama bir “buyur” eden olmamış.
Onlar birbirlerini ağırlarken kimselere fark ettirmeden gidip üstünü başını değiştirivermiş. Bu defa Hoca’yı nereye oturtacaklarını, nasıl ağırlayacaklarını şaşırmışlar.
Hele sofrada, “buyur” üstüne “buyur” edilince Hoca dayanamamış:
— Bre insafsızlar, biraz önce yüzüme bakmadınız. Şimdi bu ikram niye, diyerek kürkünün ucunu tutup yemeklere doğru uzatarak,
— Ye kürküm ye!.. Bu ikram sana, demiş.
Duhter UÇMAN Nasrettin Hoca ile Çocuklar
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 44 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıda, metinde geçen bazı kelimelerin sözlük anlamları verilmiştir. Anlamından hareketle bu kelimeleri noktalı yerlere yazınız.
Cevap :
Kaybolma: Bulunmama durumu.
Davet: Yemekli toplantı.
Misafirperverlik: Konuğa saygı göstererek onun rahatını, gereksinimlerini karşılamak.
İnsafsız: Vicdansız bir biçimde, acımasızca.
Soru : b. “Buyur etmek” deyiminin anlamını metinden hareketle yazınız.
Cevap :
Buyur etmek deyiminin anlamı ağırlamak ve misafirlere ikramda bulunmaktır. Aynı zamanda buyur etmek içeri davet etmek yol göstermek gibi anlamlar taşımaktadır.
Soru : c. Metinde geçen aşağıdaki kelimeleri gerçek anlamlarına uygun olarak kullanacağınız birer cümle yazınız.
Cevap :
davet : Yarın çay içmek için beni evine davet etmişti.
yoksul : Gördüğü yoksul insanlara yardım ederek merhametli bir insan olduğunu gösteriyordu.
ikram : Annem yarın misafir geleceği için mi sürü ikram hazırlamıştı.
kürk : Aldığı kürk ona çıkart çok yakışmıştı.
2. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1. Hoca davete önce nasıl gitmiş, nasıl karşılanmış?
Cevap : Hoca ilk önce eski yırtık pırtık kıyafetleriyle gitmiş. Onu dikkate alan olmamış onu kimse davet etmemiştir.
2. Hoca üstünü başını değiştirerek davete gittiğinde nasıl karşılanmış?
Cevap : Hoca üstünü değiştirdikten sonra hocanın kıyafetlerine hayran o kalmışlar. Onun önemli bir kişi olduğunu sanmışlar ne yapacaklarını şaşırmışlar. Herkes bir yerlere davet etmiş ve birçok yere buyur etmişler.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 45 Cevapları
3. ETKİNLİK
Soru : Metin ile ilgili iki soru da siz yazınız. Yazdığınız soruları cevaplayınız.
Soru : Kıyafetin ve zengin diğer insanların bize karşı davranışlarını değiştiriyor mu?
Cevap
: Evet, değiştiriyor insanlar maalesef kabı dışına göre yargılıyorlar. Giyim tarzımız bizim hakkımızda birçok şey söylüyor. Bu da insanların üzerine etki ediyor.
İnsanlar sizi ilk gördüğü an kıyafetlerinize ve davranışlarınıza göre bir kalıba koyuyor. Size gösterilen saygıya etki ediyor tabii. İnsanların ilk görüşte giydiği kıyafetlere göre onların önemli bir kişi olup olmadığına karar veriliyor aslında yapmamız gereken şey ilk başta o insanı tanımaktır.
Soru : İnsanın karakteri mi önemli yoksa parası mı?
Cevap :
Bir insanın karakteri daha önemlidir çünkü bir insan karakterli olduğu sürece size birçok yardımın dokunabilir. Parasına tutsak olmuş karakteri olmayan insanlar size sadece zarar verir.
Karakteri olan bir kişide daha mutlu daha huzurlu vakit geçirirsiniz ama para harcasa bile kötü bir insanlar sürekli kendinizi yetersiz ve mutsuz hissedersiniz
4. ETKİNLİK
Soru : a. Metinde anlatılmak istenen ana düşünce nedir? Aşağıya yazınız.
Cevap :
Metnin ana düşüncesi : İnsanların başkalarının düşüncelerine değil de zenginliğine statüsüne ve parasına bakmalarıdır.
Soru : b. Metnin ana düşüncesi, metindeki hangi cümle veya cümlelerle ifade edilmiştir? Aşağıya yazınız.
Cevap : Metnin ana düşüncesi “Ye kürküm ye!.. Bu ikram sana, demiş.” cümlesiyle ifade edilmiştir.
5. ETKİNLİK
Soru : Aşağıya, metnin içeriğine uygun farklı bir başlık yazınız. Neden bu başlığı yazdığınızı açıklayınız.
… metnin içeriğine uygun bir başlıktır. Çünkü….
Cevap :
Kıyafetin önemi metnin içeriğine uygun bir başlıktır çünkü insanlar başkalarının düşüncelerini tanımaktan çok direkt kıyafetlerine bakarak nasıl bir insan olduklarına karar vermektedirler. Bu metin bunu açıkça eleştirmektedir bu yüzden metnin içeriğine uygun bir başlıktır.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 46 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : Metnin türü ile ilgili aşağıdaki ifadelerden doğru olanların başındaki kutucuğu işaretleyiniz.
Cevap :
(✓) Metin dörtlükler hâlinde yazılmıştır.
(✓) Metinde bilgilendirici ifadeler vardır.
(✓) Metin hem eğlendirici hem de öğreticidir.
(✓) Metnin ana duygusu vardır.
(✓) Metinde kahramanlar, olay, mekân ve zaman gibi hikâye unsurları bulunmaktadır.
7. ETKİNLİK
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 43-44-45-46-47 ÖZGÜN Yayınları”
Soru : a. Metnin üstünde verilen görseli inceleyiniz. Bu görselin metni anlamamıza nasıl yardımcı olduğunu açıklayınız.
Cevap :
Yukarıdaki görsel metni anlamamızda ve kavramımızda etkili olmaktadır. Kendi zihnimizde kurduğumuz olayları ve karakterleri açıkça görebilmekteyiz.
Böylelikle hayal gücümüzde olan karakterleri ve olayları bu resme göre şekillendirebilir ve daha kavrayıcı bir anlatım ile karşılaşırız.
Soru : b. Aşağıdaki görselin, metnin hangi bölümüyle ilişkili olduğunu, yansıttığı duyguları, mekânın özelliklerini açıklayınız.
“4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 46 Cevapları”
Cevap :
Aşağıdaki görsel son bölümden yani Nasrettin Hoca’nın Ye Kürküm Ye dediği kısımdan alınmıştır. Bu görselde yer sofrası kurulmuş etrafından bir Nasrettin Hoca ve arkadaşı bulunmaktadır.
Yemek yemektedirler. Nasrettin Hoca kürkünü göstererek şaşkın bir şekilde durmaktadır. Arkadaşı da onu dikkatli ve şaşırmış bir şekilde dinlemektedir.
8. ETKİNLİK
Soru : Nasrettin Hoca’nın hayatı ile ilgili edindiğiniz bilgileri kısaca aşağıya yazınız.
Nasrettin Hoca Selçuklunun Hortu Köyünde doğmuştur. 1208 yılında dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar’da eğitim almıştır. Babasının ölümünün ardından köyüne dönüp orada imamlık yapmıştır.
1284 yılında aramızdan ayrılan Nasrettin Hoca mezarı türbeye gömülmüştür. Nasrettin Hoca hala hayatta olmamasına rağmen fıkraları günümüze kadar gelmektedir. Günümüze kadar gelen fıkralar içinde büyük anlamlar taşımaktadır. Bu anlamları düşünerek aynı zamanda güldüren fıkralarla güzel anılarımıza ortaklık etmiştir.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları
9. ETKİNLİK
Soru : a. Nasrettin Hoca’nın beğendiğiniz fıkralarından birini kişi, olay ve mekân unsurlarını dikkate alarak kendi cümlelerinizle aşağıya yazınız. Yazdığınız fıkrayı türün özelliklerine uygun biçimde arkadaşlarınıza okuyunuz.
Türk Dil Kurumu 12 Temmuz 1932’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından Başkent Ankara’da kurulmuştur. Türk Dil Kurumu ilk başta Türk Dili teknik Cemiyeti adı ile kurulmuştur.
Bir dernek olarak görevlerini yerine getirmiştir. Türk dilini araştırmak, korumak, geliştirmek gibi görevleri vardır. Aynı zamanda Türkçe yabancı sözcüklerden arındırıp insanların Türkçeyi daha doğru ve düzgün konuşabilmesi için çalışmalar yapmaktadır.
Türk Dil Kurumu Türkçeyi incelemek Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Başkent Ankara’da yer alan kurum Türk Dili üzerine çalışmalar yapıp yayınlandığı merkezdir.
Türk dilinin öz güzelliği ve zenginliğini meydana çıkarmak onun yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eleştirmek ve Türk dilini güncel sorunları ile ilgilenecek çözüm yollarını bulmak gibi önemli amaçları vardır.
2. Türk dilini geliştirmek için neler yapılabilir? Arkadaşlarınızla tartışınız.
Türk dilini geliştirmek için en önemli yapılması gereken şey bilim çağına ayak uydurmaktır. Bilim çağına ayak uydurdukça, bilimsel gelişmeler yaptıkça teknolojik aletler üretip yurt dışına sattıkça insanlar bu teknolojik aletleri kullanmak için Türkçeye yakınlık duyacaklardır.
Ne kadar güçlü bir medeniyet olursak o kadar çok dilimizin öğrenilmesi olasılığı artar. Türk dilinin zenginliği hakkında konferanslar yapmak, toplumun bilinçlendirmek, yabancı kelimelerin dilimizin zenginliğini zedelediğini hakkında konuşmalar yapılması dilimizin geliştirmek için önemlidir.
Metni, noktalama işaretlerine dikkat ederek sessiz okuyunuz.
DİL DEVRİMİ YAPILIYOR
Buzdolabında soğutulmuş karpuza çatalımı batırırken kulağım Barış ağabeyimdeydi. “Atatürk tarihe ve dile çok önem veren bir önder. Anadolu tarihinin bütün ayrıntılarını ortaya çıkarmak için çalışmış. (…) Bu amaçla Türk Tarih Kurumunu kurmuş. Uzmanlar, tarihimizi araştırmaya başlamış. Yıl 1931. Atatürk, bir yandan da Türkçenin gelişmesi için kafa yoruyormuş.” (…)
“Şunu da eklemek gerekir.” dedi amcam. “Her ulus kendi ortak diliyle eğitim yaparsa kalkınabilir. Bilimsel gelişmelere ayak uydurabilmek, sanatsal ürünler için ana dil gereklidir.”
Barış ağabeyim başıyla onayladı. “Evet, babamın dediği gibi, Türkçeyi geliştirmek gerekliymiş. Atatürk bunun için tıpkı Türk Tarih Kurumu gibi ona kardeş bir kurumun yararlı olacağını düşünmüş. 1932’nin yaz aylarında Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarına, ‘Dil işlerini düşünecek zaman da gelmiştir. Ne dersiniz?’ diye sormuş. Bu öneri sevinçle karşılanınca da, ‘Öyle ise Türk Tarih Kurumu gibi bir de ona kardeş dil kurumu kuralım. Adı Türk Dil Kurumu olsun.’ demiş.”
“Ne yapmış o kurum? Dil devrimi nasıl bir şey?” diye sordu Ekin. “Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak için çalışmaya başlamış. (…) Bunun için ilkeler, amaçlar saptanmış.” dedi amcam. (…)
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları
”Ben hiç anlamadım.” dedi Ekin.
Babam, “Kısaca şöyle Ekin: Türkçenin bilim ve sanat dili olması için çalışma kararı almışlar.” dedi.
“Peki, bu amacı gerçekleştirmek için ne gibi çalışmalar yapmışlar?” diye sordu Ekin.
“Öncelikle Türkçenin söz varlığını ortaya çıkaralım, demişler Ekinciğim.” dedi babam. (…)
Barış ağabeyim (…), “Peki, benim de bir sorum var; ikinize birden soruyorum: Bir dilin hazinesi nerede saklıdır?” dedi. “Sözlüklerde mi?” dedim.
Barış ağabeyim, “hayır” anlamında başını salladı. “Kitaplarda mı?”
“Aferin Ekin. (…) Evet, en eski dönemlerden beri yazılmış kitaplarda. Bu konuyla ilgili uzmanlar görevlendirilmiş ve o güne dek yazılmış bütün Türkçe kitaplar taranmış, onlardaki Türkçe sözcükler bulunmuş. Bu sözcüklerin yeniden kullanılmasına çalışılmış.” (…)
“Ne kadar ilginç!” dedim. “Tıpkı toprağı kazıp hazine bulmak gibi.” dedi babam ve ekledi: “Bir başka çalışma daha yapmışlar. Halkın kullandığı bütün Türkçe sözcükleri derlemişler. Öğretmenler, memurlar en uzak köylere dek gitmişler. Genç, yaşlı demeden, halkın dilindeki Türkçe sözcükleri saptamışlar. Türk Dil Kurumuna bildirmişler. Kurumdaki uzmanlar da bunlarla sözlükler yapmışlar. (…) Uzmanlar bir de toplanıp yeni sözcükler türetmişler. Bu konuda en çok çalışan ve en çok sözcük türeten kim biliyor musunuz?”
“Aa, sahi mi?” diye şaşkınlığını saklayamadı Ekin. “Bizim kullandığımız sözcükler var mı içlerinde?” “Olmaz olur mu Ekinciğim.” dedi Barış ağabeyim. (…) “Üçgen, dörtgen, eşkenar üçgen, ikizkenar üçgen, açı, açıortay, teğet (…) Bunlar Atatürk’ün türettiği sözcükler.” (…)
“Biz matematikte Atatürk’ün türettiği sözcükleri mi kullanıyormuşuz? Hiç haberim yoktu…” dedi Ekin. “Ne kadar çalışkanmış, dilimize ne güzel sözcükler kazandırmış. Canım Atatürk’üm.”(…)
Sevgi ÖZEL, İbrahim DİZMAN Barış Takımı Türk Devrimini Öğreniyor (Kısaltılmıştır.)
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 50 Cevapları
1. ETKİNLİK
Soru : a. Metinde geçen aşağıdaki kelimelerin ve kelime grubunun anlamını önce tahmin ediniz. Sonra sözlükten bularak yazınız. Bu kelimeleri kendi sözlüğünüze ekleyiniz.
Cevap :
Ulus tahmin : Ulus belli bir toprak parçasına yaşayan insanların bütünü.
Ulus sözlük anlamı : Siyasal olarak örgütlenmiş biçimde ve belli toprak üzerine bir arada yaşayan ekonomik yaşam dil tarih ruhsal yapı ve kültürel özellikler yönünden ortaklık gösteren en geniş insan topluluğu.
Kalkınma tahmin : Bir ülkenin olumlu yönde kendini geliştirme eylemi.
Kalkınma sözlük anlamı : Bir ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısının geliştirmek gelişmiş çağdaş ülkelere yetiştirme durumu.
Boyunduruk tahmin : At arabaları için atın başına geçirilen nesne.
Boyunduruk sözlük anlamı : Sabana ya da kağnıya, arabaya koşulan öküzlerin, mandaların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember.
İlke tahmin : Üstün sayılan durum.
İlke sözlük anlamı : Her türlü tartışmanın dışında üstüne sayılan ana düşün ve inanış başvura kural.
Söz varlığı tahmin : Kelimelerin oluşturduğu topluluk.
Söz varlığı sözlük anlamı : Bir kişi ya da bir grup insan tarafından kullanılan ya da anlaşılan tüm dildeki kelimelere verilen isimdir.
Derlemek tahmin : Düzgün olmayan şeyleri bir araya getirerek düzgün bir şekilde dizmek.
Derlemek sözlük anlamı : Düzgün bir biçimde toplayıp bir araya getirmek dağınıklıktan kurtarıp toplamak.
Teğet tahmin : Sadece bir noktada birbirine değen iki doğru parçası.
Teğet sözlük anlamı : Bir elin yanından geçen onu ancak bir noktadan değen doğru.
Soru : b. Yukarıdaki kelimeleri ve kelime grubunu anlamına uygun olarak kullanacağınız birer cümle yazınız.
Cevap :
ulus : Ulusumuzu geliştirmek için elimizden gelen birçok şeyi yapıyoruz.
söz varlığı : Türkçedeki söz varlığını geliştirmek için gecesine gündüzüne katıp çalışıyordu.
kalkınma : Ülkedeki Kalkınma projesi için bütün herkes seferber olmuştu.
ilke : Kendi ahlak ilkelerinin dışından çıkmayıp kararlı bir tutum sergiliyordu.
derlemek : Kitaplığındaki dağınık kitapları en sonunda derlemişti.
teğet : Yaşanan olaydan teğet geçmişlerdi.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 51 Cevapları
2. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1. Ana dili neden gerekliymiş?
Cevap :
Ana dil ulusun gelişmesine diğer çağdaş ülkelerin seviyesine ulaşabilmesine gelişmiş medeniyetler seviyesine ulaşmasına teknolojik ve bilimsel gelişmelere imza atabilmesi sanat alanında ilerlemesi için ana dil gereklidir.
2. Türk Dil Kurumunun görevleri nelermiş?
Cevap :
Türk Dil Kurumu Türkçe’nin inceleme ve araştırmalar yapmak bunun sonuçları ile ilgili derlemeler yapmak, Türk dilinin zenginleşmesi ve özüne bağlı kalmasını sağlamak, Türkçenin doğru kullanılmasını sağlamak, Türkçenin dünya dili olması için desteği sağlamak.
3. Dilimizin gelişmesi için en çok kelime türeten kimmiş? Metinde bu kelimelere hangi örnekler verilmiş?
Cevap :
Türkçe’nin gelişmesi için en çok kelime türeten Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk üçgen, dörtgen, eşkenar, üçgen, ikizkenar, üçgen, açı, açıortay ve teyit örneklerini vermiştir.
3. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki görselleri metinle ilişkilendirerek dil devrimine yönelik neler yapıldığını anlatan birer cümle yazınız.
Cevap :
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 48-50-51-52-53-54 ÖZGÜN Yayınları”
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 52 Cevapları
4. ETKİNLİK
Soru : Dilimizi korumak ve yüceltmek için sizce neler yapmalıyız? Aşağıya düşüncelerinizi anlatan bir şiir yazınız.
Dilimizi korumak için gelişmiş toplum olmalıyız. Gelişmiş toplumlar hem diğer ülkelerce çok da tanınır. Böylelikle dillerinin öğrenilme olasılığı artar. Dilimiz yaşanmış bir dil olur.
Aynı zamanda gelişmiş bir toplumda teknolojik gelişmeler bilimsel çalışmalar çok olacağından bu bilimsel makaleleri çalışmaları teknolojik gelişmeleri takip etmek isteyen birçok kişi orijinalliğinden yani Türkçeden okumak isteyecekler.
Bu da dilimizi diğer insanları öğrenmeye sevk edecektir. Gelişmiş toplumların dilleri daha çok öğrenilme olasılığı artar. Bu yüzden dilimizin gelişmesini istiyorsak ilk önce toplumumuzu geliştirmemiz gerekmektedir.
Dilim Türkçe
Dillere destan bir dili var.
Dünyada ay yıldızlı bir bayrak var.
Merhamet, asalet dostluk var.
Ne güzel dilim var.
5. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin anlamları hakkında arkadaşlarınızla konuşunuz.
Elbisesinin üzerine taktığı kuşak, belini iyice sardı.
Bugünkü genç kuşak daha çok okumalıdır.
Cevap :
Yukarıda verilen kelimeler sesteş kelimelerdir. Yazılışları ve okunuşları aynı olan ama anlamları birbirinden farklı olan sözcüklere eş sesli sesteş sözcükler denir. 1. cümlede belli dolanıp bağlanan uzun ennice kumaş parçası anlamında geçerken 2. cümlede nesil manasında ve aynı yaş grubunda olan aynı dönem yaşayan insanların bütünü anlamına gelmektedir. İki kelime aynı şekilde yazılmış olsalar da anlam farklılığı bulunmaktadır.
Soru : b. Siz de yazılışları aynı, anlamları farklı olan üç kelime belirleyip pembe kutucuklara yazınız. Yazdığınız kelimelerin farklı anlamları ile cümleler kurunuz.
Cevap :
Yüz : Sınavdan 100 alarak 1. olmuştu.
Yüz : Arkadaşlarıyla birlikte denizde yüzüyordu.
Yüz : Yüzündeki kızarıklık hala geçmemişti.
Al : Dışarısı çok soğuk olduğu için yanakları al al olmuştu.
Al : Masanın üstündeki kalemi bir çırpıda aldı.
Çay : Demli çayına bakarak düşüncelere dalmıştı.
Çay : Köydeki çayın yanında piknik yapıyorlardı.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları
6. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki cümlelerde “de” bağlacının yazımı ile ilgili yanlışlar yapılmıştır. Yazım yanlışlarını gidererek cümleleri yeniden yazınız.
İstersen sende benimle bahçede oyun oynayabilirsin.
Cevap : İstersen sen de benimle bahçede oyun oynayabilirsin.
Çantasında bulunan kitaplarıda gördün mü?
Cevap: Gerçekten de görünürde bir tek ağaç bile yokmuş.
Gerçektende görünürde bir tek ağaç bile yokmuş.
Cevap : Çantasında bulunan kitapları da gördün mü?
Kış mevsiminde yetişen meyvelerde var.
Cevap : Kış mevsiminde yetişen meyveler de var.
7. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki açıklamalardan kısa çizginin yaygın kullanım işlevleriyle ilgili olanların başındaki kutucuğu “✓” ile işaretleyiniz.
Cevap :
(✓) Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur.
(✓) Heceleri göstermek için kullanılır.
(✓) Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur.
(✓) Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır.
(✓) Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 54 Cevapları
8. ETKİNLİK
Soru : Metnin ilginizi çeken bölümü hangisidir? Bu bölümde anlatılanları kendi cümlelerinizle aşağıya kısaca yazınız. Yazdıklarınızı yazım kuralları ve noktalama işaretleri yönünden kontrol ediniz.
Cevap :
Bu metinde ilgimi en çok çeken yer son bölüm oldu. Son bölümde Mustafa Kemal Atatürk’ün dilimizde en çok kelime türeten insan olduğunu öğrendim.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dilimiz ve milletimiz için ne kadar çaba sarf ettiğini bir kez daha görmüş oldum. Bu da Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgimi kat kat arttırdı. Ben de ülkem için elimden gelen en iyisini yaparak Mustafa Kemal Atatürk örnek alacağım.
9. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki kelimelerden uygun olanları noktalı yerlere yazarak cümleleri tamamlayınız.
Cevap :
Duygularımızı, düşüncelerimizi türkülerle anlatırız. Türküler çok önemlidir. Türkülerden; insanların neye üzüldüğünü neye sevindiğini öğreniriz. Türküler kültürümüzün en değerli ögelerindendir .
Kültürümüzün değerli ögelerinden biri de atasözlerimizdir. Farklı durumlara uygun birçok atasözümüz vardır. Bunları konuşmalarınızda kullanarak da duygularımızı, düşüncelerimizi dile getiririz.
Destan günümüzde iki farklı şekilde kullanılmaktadır.
1- Sekli toplumun geniş ölçüde ilgilendiren olayları konu edilen 8-11 heceli dizlerde oluşan ve kıta sayısı 7’den 700’e kadar varan anonim veya bireysel halk şiirlerine destan denir.
2- milletlerin yaşadıkları tarihi olayları efsanevi ve mitoloji görsellerle yoğrularak oluşturduğu milli karakter taşıyan uzun manzum eserleridir.
Destan milletlerin yaşadıkları tarihi olayları efsanevi ve mitolojik unsurlarla yollanarak oluşturduğu milli karakter taşıyan uzun manzum eserlerdir. Destanlardan tarihi kaynak olarak faydalanabilir. Destanlar mitlerden sonra en eski 2. tür olarak kabul edilir.
Destan toplumun geniş ölçüde ilgilendiren olayları konu edilen 8-11 heceli liselerden oluşan ve kıta sayısı 7’den 700’e kadar varan anonim veya bireysel halk şiirleridir. Milletlerin yaşadıkları tarihi olayları efsanevi ve mitolojik unsurlarla yoğrularak oluşturduğu milli karakter taşıyan uzun malzeme eserlerdir.
2.Başlığından hareketle dinleyeceğiniz metnin konusunu tahmin ediniz.
Cevap : Metin konusu Türk boyu olan Oğuzlar döneminden kalma bir destan ile ilgili yiğitlik olabilir.
1. ETKİNLİK
Soru : a. Metinde geçen aşağıdaki kelimelerin ve kelime grubunun anlamını önce tahmin ediniz. Sonra sözlükten bularak yazınız. Bu kelimeleri kendi sözlüğünüze ekleyiniz.
Cevap :
Kocamak tahmin : Yaşlanmak işlevini, yitirmek.
Kocamak sözlük anlamı : Yaşı iyice ilerlemiş olmak, yaşlanmak.
Ulak tahmin : Uzak bir yerden önemli bilgi getiren kişi.
Ulak sözlük anlamı : Haber götüren kimse, haberci.
Otağ tahmin : Eski dönemlerde kurulan çadır.
Otağ sözlük anlamı : Büyük süslü gösterişli çadır, eski dönemde hükümdarların oturduğu ev.
Soru : b. Metinde geçen aşağıdaki kelime gruplarını anlamlarına uygun olarak birer cümlede kullanınız. Bu cümleleri aşağıya yazınız.
Cevap :
buyrukvermek : Hükümdar aklından geçenlerin yerine getirmesi için hükümet nazırlarına buyuruverdi.
mahcup olmak : Sabah karşılaştığı öğretmenine selam vermeye utandığı için mahçup oldu.
Soru : c. Metni dinlerken not aldığınız anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamlarını sözlükten bulunuz. Bu kelimeleri kendi sözlüğünüze ekleyiniz.
Cevap :
Bu kısmı metni dinlerken not aldığınız kelimelere göre sizin yapmanız gerekmektedir.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları
2. ETKİNLİK
Soru : Metnin ana düşüncesini belirleyip aşağıya yazınız.
Cevap :
Metnin ana düşüncesi : Metin ana düşüncesi birlikten ve bir olmaktan insanların ne kadar çok şey başarabileceği ile ilgilidir.
Atalarımızın dediği gibi “Birlikten kuvvet doğar” İnsanlar el ele verip birlikte çalışarak bir işi hallederlerse her şeyin üstesinden gelirler.
3. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1. Oğuz Ata’nın buyruğunu dört bir yana kimler haber verdi?
Cevap : Oğuz Ata’nın buyruğunu beylerine ulularına kanunlarına haber verdi.
2. Dağ Han neden mahcup oldu?
Cevap : 24 oku kıramadığı için mahcup oldu.
3. Oğuz Ata’nın anlatmak istediği neydi?
Cevap : Oğuz Ata birlikten kuvvet doğacağını, bir kişinin bir şeyi başarmak için zorlanacağı ama birlik olunursa her şeyin üstesinden geleceğini anlatmak istemiştir.
4. Oğuz Ata’dan sonra yerini kim alacaktı?
Cevap : Oğuz atadan sonra Gülhan yerine alacaktı.
5. Oğuz Ata nasıl biriydi?
Cevap : Oğuz Ata zeki, akıllı ve bilgili birisidir.
6. Oğuzların kuruluşu nasıl tamamlandı?
Cevap : Oğuz Atanın 6 oğlunun her birinin 4 oğlu oldu. Bunlardan 24’ü Oğuz Boyu oluştu Böylelikle oğuzların kuruluşu tamamlandı.
4. ETKİNLİK
Soru : Aşağıya, metne uygun farklı bir başlık yazınız.
Cevap : Oğuz Atanın zekası, Oğuz Ata’nın Birliği, Birlikten kuvvet doğar, Bir elin nesi var iki elin sesi var.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları
5. ETKİNLİK
Soru : Metinde geçen “Asla özünüzü unutmayın.” sözü ile anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.
Cevap :
Metinde geçen az sözünü unutmayın sözü ile anlatılmak istenen: Bir insan asla geçmişini unutmamalıdır. Tarihimizde yaşanılan olaylar nasıl mücadele verdiğimiz, atalarımızın hangi durumlarında nasıl kararlar aldığını, nasıl zor durumlarda kaldığımızı, nasıl başarılarımızın olduğunu bilmeliyiz ve bunları başka milletlerden öğrenmemeliyiz.
Kendi tarihimizi bilmeli korumalı ve savunmalıyız.Geçmişini bilmeyen toplumlar yok olmaya mahkum olmuşlardır. Mustafa Kemal Atatürk bunu demiştir çünkü tarihinden ders almayan tarihini bilmeyen toplumlar her zaman başka milletlerin boyundurduğu altına girmek zorunda kalırlar. Tarihte yaptığımız hataları bir daha yapmamak, atalarımızla gurur duymak, bu yaşadığımız toprakları nasıl elde ettiklerini bilmeliyiz ve ona göre hareket etmeliyiz.
6. ETKİNLİK
Soru : Noktalı yerlere uygun kelimeler yazarak metinle ilgili zihin haritası oluşturunuz.
Birlik Zihin Haritası
Cevap : Birlik, güç, yardımlaşma, gelenekler, görenekler dayanışma, zeka gibi
7. ETKİNLİK
Soru : “Oğuz Ata konuşmaya başladığında herkes sustu ve dikkatle onu dinlemeye başladı.” cümlesinden hareketle Oğuz Ata’yı dinleyenler dinleme kurallarından hangilerine uygun davranmıştır? Dinleme kurallarından üç tanesini aşağıya yazınız.
Cevap :
Oğuz Ata’yı dinleyenler konuşmacının sözünü kesmeyerek bir dinleme kuralı uyumuşlardır. Dinleme kurallarından 3 örnek verecek olursak: Dikkatli bir şekilde başka bir şeyle ilgilenmeden konuşmacıyı dinlemek, konuşma hakkında soracağımız soruları sonrasında konuşmacıya sormak, konuşmacının dikkatini dağıtacak hareketlerden uzak durmak dinleme kurallarıdır.
8. ETKİNLİK
Soru : Aşağıdaki paragrafta kutucukların içine uygun noktalama işaretlerini yazınız.
Cevap :
Oğuz halkının sorunlarına çare (,) dertlerine derman bulurdu Korkut Ata (:) Ona danışmadan bir iş tutmaz (,) onun dediğinden dışarı çıkmazdı Oğuz halkı () Korkut Ata (;) öğütler verirdi Oğuz halkına (;) akıl verirdi (,) yol gösterirdi (.) Yalana (,) dolana (,) haksızlığa karşı çıkardı (.) İyinin (,) güzelin yanında olurdu hep (.)
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 58 Cevapları
9. ETKİNLİK
Soru : a. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimeleri inceleyiniz. Bu kelimelerin cümlelere kattığı anlam hakkında arkadaşlarınızla konuşunuz.
• Elindeki sürahi düşünce paramparça oldu.
• Masmavi gökyüzünde renk renk uçurtmalar uçuyordu.
Cevap :
Yukarıda paramparça ve masmavi kelimelerinde pekiştirme yapılmıştır. Pekiştirme yaparak sözcüklere daha etkili ve güçlü bir anlatım kazandırabiliriz. Mavi gökyüzü derken gökyüzünün mavi olduğunu anlayabiliriz. Masmavi derken gökyüzünün mavi olduğunu özellikle vurgular etkili bir anlatım sergileriz.
Soru : b. Aşağıdaki pekiştirmeli kelimeleri, yazımlarına dikkat ederek cümle içinde kullanınız. Cümlelerinizi aşağıya yazınız.
Cevap :
bembeyaz : Bembeyaz elbisesi ile kırlarda dolaşıyordu.
sapasağlam : Sapasağlam bir kalem satın almıştı.
sırılsıklam : Dışarıda yağmur yağdığı için sırılsıklam olmuştu.
apaçık : Bu adam apaçık yalan söylüyor.
10. ETKİNLİK
Soru : Görseldeki öğrencilerin “Bir milletin birlik ve beraberliği neye bağlıdır?” sorusunun yanıtı hakkında neler konuşuyor olabileceklerini tahmin ediniz. Bu öğrenciler arasında geçebilecek konuşmayı, uygun noktalama işaretlerini kullanarak aşağıya yazınız.
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 55-56-57-58 ÖZGÜN Yayınları”
Milli birlik ve beraberlik bir milletin geçmişine bağlıdır. Milletin tarihini ne denli yoğun bir geçmişe sahipse o milletin duyguları o kadar yoğun olmaktadır.
Birlikte geçirdiğimiz sevinçler üzüntüler milletin millet yapan şeydir. Eğer bir olay karşısında ülkedeki herkes mutsuz oluyor veya seviniyorsa birlik ve beraberlik söz konusu olur. Tarihimizde yaşadığımız onca acı ve zaferler bizi birbirimize bağlayan en büyük olgudur.
Zaferlerimize hala aynı duygu ile sevinebiliyor, acılarımıza hala eskisi gibi üzülebiliyorsak milli birlik ve beraberliğimiz çok yoğun demektir.
4. Sınıf Türkçe Kitabı 2. Ünite Değerlendirme Çalışmaları CevaplarıSayfa 61, 62
4. Sınıf Türkçe Kitabı 2. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları
4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 61-62
(…) Rize’de tarım alanlarının darlığı ve iklim koşulları nedeniyle sınırlı sayıda sebze ve meyve yetiştirilmektedir. (…) Arıcılık ve bal üretimi hâlâ yaygınlığını sürdürürken pekmez üreticiliği de devam etmektedir. Bununla birlikte hayvansal gıdalar da Rize mutfağını zenginleştiren ve tamamlayan unsurlardandır.
Aşağıda, yöre mutfağının başlıca tatlarından pepeçuranın tarifi verilmiştir.
PEPEÇURA
Malzemeler: 3 kilo siyah üzüm
1 su bardağı mısır unu
Az bir miktar buğday unu
Toz şeker
Tuz
Yapılışı: Üzümler ezilir, şırası alınır. Gerekirse üzümlerin posası az bir suda pişirilerek posada kalan öz de alınmış olur. Bir tencereye konulan ve kaynar hâle getirilen üzüm suyuna un yavaş yavaş yedirilir, gerekirse şeker ilave edilir ve muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Sahanlara, taslara konulup soğuk olarak ikram edilir. Birkaç gün hatta daha fazla bekletilerek ikram edilmesi önerilir.
A. 1, 2, 3 ve 4. soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız.
1. Rize’de neden sınırlı sayıda sebze ve meyve yetiştirilmekteymiş?
Cevap :
Tarım alanlarının az olması, tarım alanlarının eğimli arazilerde olması, iklim koşulları nedeniyle Rize’de sınırlı sayıda sebze ve meyve yetişmektedir.
2. Metinde hangi geleneksel tatlının tarifi verilmiş?
Cevap :
Pepeçura adlı geleneksel tatlının tarifi verilmiştir.
3. Tarifi verilen tatlının ana malzemesi neymiş? Bu malzemeye neler eklenerek tatlı hazırlanırmış?
Cevap :
Pepeçura tatlısının ana malzemesi siyah üzümdür. Bu tatlıyı aynı zamanda tuz, şeker, buğday unu ve normal un eklenerek hazırlanmaktadır.
4. Tarifi verilen tatlı nasıl ikram edilir, ne yapılması önerilirmiş?
Cevap :
Bu tatlı birkaç hafta bekledikten sonra ikram edilmesi önerilmektedir. Birkaç hafta bekledikten sonra soğuk ikram edilmesi gerekmektedir.
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 62 Cevapları
B. Aşağıdaki soruların doğru cevaplarını işaretleyiniz.
1. Sözlük anlamı “Suyu alınmış her tür yiyecek maddesinin artığı.” olan kelime aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap :
A) öz B) posa
C) sahan
D) şıra
2. Aşağıdaki kelimelerin hangisinin ilk harfi daima büyük yazılır?
Cevap :
A) BILECIK
B) GÖL
C) KALEM
D) SOKAK
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de” bağlacının yazımı yanlıştır?
Cevap :
A) Çalışmalara bende katılmak istiyorum.
B) Senin defterin bende kalmış.
C) Selim de terbiyeli bir çocuktur.
D) Annesi de aynı şeyi söyledi.
4. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde pekiştirilmiş bir kelime vardır?
Cevap :
A) Onun bacağı kırılmış.
B) Üst üste iki kase çorba içti. C) Yağmurda sırılsıklam oldum.
D) Sabahları erken kalkarım.
5. “Pepeçuranın birkaç gün bekletildikten sonra ikram edilmesi önerilir.” cümlesindeki kelime grubunun anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap :
A) fiyatta indirim yapmak
B) ağırlanmak
C) göndermek D) konuğa bir şey sunmak
C. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimeler mecaz anlamlıysa başına “M”, gerçek anlamlıysa başına “G”, terim anlamlıysa başına “T” yazınız.
Cevap :
(G) Onu durakta beklerken gördüm.
(M) Başarının anahtarı çok çalışmaktır.
(T) Öğretmen, cümledeki bağlaçları bulmamızı istedi.
(G) Sokaktan gelen ses hepimizi korkutmuştu.
(M) Artık söylediği her söz bana batıyor.
SONRAKİ METNE HAZIRLIK
Soru : Çanakkale Savaşı’yla ilgili dergi, kitap ve broşürlerden bilgiler edininiz.
Çanakkale Savaşı I Dünya Savaşı’nın sonlarına yaklaşırken 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı Devleti ile itilaf devletleri arasında yapılan Deniz Kara muharebeleridir. I Dünya Savaşı içindeki en kanlı bölüm olarak bilinir. Türk milletinin Cesur ve direnişi sonucunda 9 Ocak 1916 yılında Zafer ile sonuçlandı.
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 61-62 ÖZGÜN Yayınları”
4. Sınıf Türkçe Kitabı Yakutistan Masalı: Cesur Vay’ın Deniz Macerası Serbest Okuma Metni Etkinlik CevaplarıSayfa 59, 60
4. Sınıf Türkçe Kitabı Yakutistan Masalı: Cesur Vay’ın Deniz Macerası Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları
4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 59-60
YAKUTİSTAN MASALI: CESUR VAY’IN DENİZ MACERASI
Cesur Vay adında bir genç varmış. Tundraların bittiği yerde, tam deniz kıyısında yaşıyormuş. Deniz, göz alabildiğine büyük, geniş, derin… Korkunç dalgalar her an kıyılara vuruyormuş. (…) Ne zaman balıkçılar ava çıksa kayıkları parçalayıp insanları denizin altına çekiyormuş. Avcılar denize açılmaktan korkuyormuş…
Ama ne çare?.. Nereye gidecekler? (…) Başka ülkeye yol bilmez, başka iş bilmez, denizden beslenirlermiş. Bir gün Cesur Vay deniz kıyısına gelip bir kayanın üstüne oturmuş. Güneşli, açık, sakin, sıcak bir gün. Evde yiyecek bir şey yok. Yaşlı babası da çadırdan çıkıp yanına gelmiş, yaşlı kemiklerini ısıtmak istemiş. Cesur Vay,
– Baba can bugün hava sakin ben ava çıkmak istiyorum, demiş.
Babanın ödü kopmuş:
– Sakın ha! Kayığımız küçücük. Dalgaların ne zaman kabaracağı (…) belli olmaz oğul can!
– Hiç fark etmez baba can. Bugün ben denize açılacağım.
Okunu, yayını, zıpkınını almış, kayığı denize indirip hızla küreklere asılmış Vay. Hava güzel, deniz çarşaf gibi… Bütün gücüyle kıyıdan uzaklaşmıştı. Artık, ne bir kara parçası ne de bir adacık. Cesur Vay rüzgâra yalvarmış:
– Es ey rüzgâr es! Bütün gücünle es! Foklar, balinalar çıka gelsin, bir büyük balıkla döneyim, herkese bir lokma yiyecek vereyim…
Rüzgâr duymuş bu sesi. Yavaş yavaş dalgaları kaldırmaya başlamış, biraz sonra dalgalar kabarmış… Küçücük kayık dalgaların üstünde uçuyormuş. Üç gün, üç gece kayık oradan oraya savrulmuş. Cesur Vay canını dişine takmış.
“4. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 59-60 ÖZGÜN Yayınları”
4. Sınıf Türkçe ÖZGÜN Yayınları Ders Kitabı Sayfa 60 Cevapları
(…) Dördüncü gün fırtına hafiflemiş. Tek balık ortada yok. Vay, yorgun, Vay bitkin… Bir türküye başlamış. Öyle bir türkü ki balıkların dilinden… Öyle bir türkü ki yürekten… Bütün canlıların hoşuna giden… Fırtına iyice dinmiş, balıklar koşuşup bir anda kayığın çevresini sarmış, burunlarını suyun üstüne çıkarmış. Vay, zıpkın atmış, bir balık yakalayıp kayığın içine almış. Bir tane daha, bir daha, arka arkaya… Kayığı doldurup sevinçle küreklere asılmış. “Köyde benden umudu kesmişlerdir ama önemli değil. Büyük bir avla dönüyorum.” diyerek sevinmiş. (…)
Bu sözleri duyan deniz aniden kabarmış. Kayığın altından bir darbe duyulmuş. Kara, kocaman bir mors görünmüş. (…) Dişlerini kayığın kenarlarına geçirmiş, gözlerini Vay’ın gözlerine dikmiş. Vay huzursuz, Vay korku içinde,
– Bırak kayığı, bırak çekil, diye bağırmış. (…)
Mors dile gelmiş:
– İnsanlar bizi hep öldürdü! Şimdi de senin sonun geldi! Hiç bağırma!
Vay başka bir öneride bulunmuş:
– Madem konuşuyorsun, madem dilin var; anlaşabiliriz. Gel, buradan bizim çadıra kadar yarış yapalım. Sen önce oraya varırsan beni ye! Ben önce varırsam, yakamı bırak. (…) Mors, Vay’dan çok daha hızlı yüzeceğini düşünerek hemen kabul etmiş. (…) Yarış başlamış. Mors bir çırpıda kıyıya varmış. Kumların üstüne saplanmış, kendini yeniden sulara çekememiş. Köylüler ellerinde bıçaklarla koşup gelmişler. Mors’u kesecekleri sırada Vay arkadan yetişmiş:
– Durun, durun, diye bağırmış. Sakın ona dokunmayın! (…) Rahat bırakın onu, ben size balık getirdim.
Köylüler sevinçle Vay’ı karşılamışlar. Her biri bir yandan yardım etmiş, kayığı kıyıya çekmişler. Balıkları bölüştürüp morsu da kumlardan kurtarmış, denize itmişler. Mors sevinçle yüzüp gitmiş. O günden sonra denize açılan balıkçıların arkasında dolaşmış, onları tehlikelerden korumuş. (…) Bu olayla birlikte Cesur Vay’ın adı yayılmış, bütün tundralarda duyulmuş, günümüze ulaşmış. Bu güzel ad hep iyilikle anılmış… Senin de böyle bir adın olsun, hep iyilikle anılsın. Çağdan çağa ulaşsın…