6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 108

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Okuma Metni: Bir Yolcuya Cevapları Sayfa 108


Okuma Metni: Bir Yolcuya Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 108


ETKİNLİK


“Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar, taşlar…
O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar.
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor.”
Mehmet Âkif ERSOY
Safahat, s. 412


Soru : Yukarıdaki dörtlükte anlatılmak istenen husus nedir? Sıfınızda arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki düzlükte anlatmak istenen husus Allah yolunda imanın sebebi ile vatanı için savaşa çıkmış ve şehit olmuş olan kıymetli şehitlerimiz ve bu kuvveti onlara verenin iman ve vatan aşkı olduğudur.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 109-110-111-112-113-114

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Dinî Bayramlar, Önemli Gün ve Geceler Cevapları Sayfa 109, 110, 111, 112, 113, 114


Dinî Bayramlar, Önemli Gün ve Geceler Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 109-110-111-112-113-114


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


Soru : Ramazan Bayramı’nda ve Kurban Bayramı’nda çevrenizde ve toplumda neler yapılmaktadır? Gözlem ve izlenimlerinizi arkadaşlarınızla paylaşın.


Kısa Cevap : “Ramazan Bayramı’nda ve Kurban Bayramı’nda çevrenizde ve toplumda neler yapılmaktadır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bayramlar insanların sevinç içerisinde oldukları ve akrabalık bağlarının canlandı çok güzel alanlardır.

Bayramlarda yeni kıyafetler alınarak veya yeni kıyafetler alınmayacaksa en temiz kıyafetler çıkarılarak hazırlanır büyükler küçüklere harçlık vermek için harçlıklarını ayarlar, bayram tatlısı lar ve yemekler yapılır.

Aile büyükleri ve akrabalar, aile dostları ziyaret edilerek bayramları kutlanır ve bayramlaşılır.

Büyükler ellerinden öperek bayramlarını kutlayan küçükleri onları mutlu edecek harçlıklar ve hediyeler verirler. Gelen bütün misafirleri şeker , tatlı tatlılar ve yemekler ikram edilir.

Küçükler toplamış oldukları şeker ve bayram harçlıklarını bir araya getirerek onları Sayar ve bu şekilde birbirleriyle karşılaştırarak mutlu olurlar.

Bayram tatillerinde eğer şehir dışına veya herhangi bir bölgeye tatile gidilecekse orası için planlar ve hazırlıklar yapılarak oraya doğru yola çıkılır.

Bayramda memlekete gidilerek veya aile büyükleri oradaysa aile büyüklerini ziyaret etmek onların gönüllerini alarak bayramlarını kutlamak bayramda yaptığımız şeylerden bir tanesidir.

Yine bayramda en çok yapılan şeylerden biri kabir ziyaretleridir ki herkes sevdiklerini kabrini ziyaret ederek onlara duada bulunur.

Yöresel olarak değişmekle beraber herkes kendi yöresine özgü tatlı ve yemekleri pişirerek gelen gidenlere ikram ederler.

Bayram sabahı erken kalkınarak bayram namazına gidilir ve herkes en temiz veya yeni almış olduğu kıyafetleri giyerek tertemiz bir şekilde bayramı karşılar.

Eğer bu bayram Kurban Bayramı ise kurbanlıklar ayarlanır, alınır ve et kesme et doğrama ve et pişirme gibi işlemlerle meşgul olunur. Et fakir olanlara dağıtılarak onların da gönülleri boş edilir ve gelen gidene ikram edilir.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 110 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Ramazan veya Kurban Bayramı’nda yaşadığınız bir anınızı ya da dikkatinizi çeken bir olayı sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Ramazan veya Kurban Bayramı’nda yaşadığınız bir anınızı ya da dikkatinizi çeken bir olayı paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ramazan Bayramı’nda işini kaybetmiş ve zor durumda kalmış bir aileyi ailece ziyarete gitmiş onlarla beraber oturduktan sonra babamın gizlice evin bir köşesine toplamış olduğu hayır paralarını koyduğunu ve hiçbir şey söylemeden evden çıktığını görünce çok şaşırmıştım.

Bunu babama sorunca arkadaşını incitmek istemediğini ve ona bu şekilde güzel bir hediye verdiğini, bayramlarda olması gerekeni bu şekilde insanlarla yardımlaşma ve dayanışma günü olduğunu söylemişti.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 111 Cevapları


ETKİNLİK


“Güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma günüdür…” Müslim, Cuma, 18.


“Cuma günü öyle bir an vardır ki kul, o anda Allah’tan bir şey dilerse Allah mutlaka onun o isteğini verir.” Tirmizî, Cuma, 2.


Soru : Yukarıdaki hadislerin vermek istediği mesaj nedir? Arkadaşlarınızla sınıfınızda değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki hadislerin vermek istediği mesaj cuma gününün önemi ve cuma gününün kıymetinin bilinerek ibadetle meşgul olunması gerektiğidir.

Cuma gününde olan duanın kabul saatinin gizlenmesi birçok özel hikmetleri olmakla beraber bütün gün ibadetle geçirmek ve o anı aramak için daima ibadet üzere olmak açısından çok büyük bir teşviktir.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 114 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Yukarıdaki şemaya kandil gecelerimizin adlarını yazınız.


Cevap :

  • Mevlit Kandili
  • Regaip Kandili
  • Miraç Kandili
  • Berat Kandili

ETKİNLİK


Soru : Kandil geceleri evinizde, çevrenizde nasıl kutlanmakta, bu gecelerde neler yapılmaktadır? Yukarıdaki şemaya gözlemlerinizi ve izlenimlerinizi yazınız.


Kısa Cevap : “Kandil geceleri evinizde, çevrenizde nasıl kutlanmakta, bu gecelerde neler yapılmaktadır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Kandil gecelerinde annem bize kandil ruhunu aşılamak ve bizi mutlu etmek için kandil simidi yapar ve eve yapmış olduğumuz küçük kandilleri koyarak bizlerin heyecanı uyandırır.

Kandil gecelerinde kandil mesajı atarak herkesin kandili kutlanır ve ibadetlerden haberdar olunarak tesbih namaz gibi ibadetlerle meşgul olunmaya çalışılır.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 83-84-85

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Hicret Cevapları Sayfa 83, 84, 85


Hicret Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 83-84-85


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


Soru : Peygamberimiz (s.a.v.) ile Mekkeli Müslümanlar niçin Medine’ye göç etmiş olabilirler?


Kısa Cevap : “Peygamberimiz (s.a.v.) ile Mekkeli Müslümanlar niçin Medine’ye göç etmiş olabilirler?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Müslümanlar İslamiyet’i kabul etmeden önce Mekke nezdinde sevilen sayılan insanlar arasında olmasına rağmen İslamiyet’i kabul ettikten sonra Mekke müşrikleri hoşlarına gitmediği için onlara türlü türlü işkenceler ve sıkıntılar vermişlerdir.

Bir zamanlar köleleri olarak küçümsedikleri insanlarla aynı statüde olmak ve onlarla aynı seviyede olmak zorlarına gittiği için İslamiyet’ten uzak duran Mekke müşrikleri aynı zamanda bu dini yayarak itibarlarını kaybolması korkusuyla Müslümanlar üzerine saldırmışlardır.

Yapılan çirkin işkenceler sonucunda Müslümanlar artık dayanamamış ve Allah’tan bir çıkış kapısı istemişlerdir.

Allahu teala’da onlara güç için izin vermiş böylelikle ilk geç Habeşistan’a daha sonra da Medine’ye olmak üzere yola çıkmışlardır

İslamiyet’i yaşamak ve her şeyini bırakarak sırf Allah rızası için dilini yaşayabileceği bir yere göç etmek zorunda kalmışlardır.

İşte bu büyük mücadele sonucunda kendilerine muhacir denmiş bu büyük hicret sayesinde birçok hayırlar kazanmışlardır.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 85 Cevapları


ETKİNLİK


“İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edenler ve (muhacirleri) barındırıp onlara yardım edenler (ensar) var ya, işte onlar birbirlerinin dostlarıdırlar…” Enfâl suresi, 72. ayet.


Soru : Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesajı sınıfınızda arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayet-i kerimede sır dilini yaşamak için evini ve yaşamış olduğu yurdu terk ederek Allah rızası için sırf Allah rızası için hiçbir menfaat gözetmensizden kucak açan Ensar halkı övülmüş ve birbirlerinin dostu oldukları ifade edilerek ayeti kerimede geçme şerefine nail olmuşlardır.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 97-98-99-100

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı 4. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları Sayfa 97, 98, 99, 100


4. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 97-98-99-100


A. Aşağıdaki soruların cevaplarını boş bırakılan satırlara yazınız.


1. Peygamberimiz (s.a.v.), İslam’a davetine niçin en yakınlarından başlamıştır? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “Peygamberimiz (s.a.v.), İslam’a davetine niçin en yakınlarından başlamıştır? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bir davanın yayılması şüphesiz ki yayılmasına ve insanları bildirilmesine bağlıdır.

Peygamber efendimiz de kendine gelen bu emri ilk önce çok güvendiği ve kendisini yakından tanıyan kişilere duyurmakla başlamış daha sonra “Önce en yakın akrabalarını azaptan sakındır. “ayeti indiği zaman ise yakın akrabalarını buradaki Emir üzerine davet etmeye başlamıştır.

Peygamber efendimizin hareketleri kendi başına olmayıp ilahi bir Emir neticesinde olduğu için Allah’tan Emir almadıkça hareket etmemiştir.

Peygamber Efendimiz Hz. Ali’yi yanına çağırarak şöyle dedi:

“Yâ Ali, Cenâb-ı Hakkın, yakın akrabamı azabla korkutmamı emir buyurması, bana çok güçlük verdi. Ben iyi biliyorum ki, ne zaman onlara bu işi açmaya kalksam; onların beni, hoşlanmadığım bir şeyle ithama kalkışacaklarını göreceğim.”
uzun müddet evinden çıkmadığını gören, başta Hz. Safiyye ile diğer halaları, durumunu öğrenmek için ziyâretine geldiler. Efendimiz onlara,

“Benim hiçbir şeyden şikâyetim yok. Rahatsız falan değilim. Fakat Allah, bana yakın akrabamı, azabla korkutmamı emretti. Abdülmuttaliboğullarını toplayıp, onları Allah’a îmâna davet etmek istiyorum.” dedi. Halaları,

“Dâvet et, ama sakın, onlardan Ebû Leheb’i dâvet edeyim deme. Çünkü o, senin dâvetine asla icabet etmez.” diye konuştular. Sonra da,

“Biz nihâyet kadınız.” diyerek Resûlullahın yanından ayrıldılar.

Dâvâsını açıklama emrini alan Resûl-i Ekrem Efendimiz, Hazret-i Ali’ye şu emri verdi:

“Bize sadece bir kişilik et yemeği yap ve bir kap da süt doldur. Sonra da Abdülmuttaliboğullarını topla, onlarla konuşacağım. Emrolunduğum şeyi onlara bildireceğim.” Peygamber Efendimiz karşılaşacağı güçlükleri tahmin etmiş.


2. Hz. Peygamber (s.a.v.), İslam’ı Mekke’de yayarken ne gibi zorluklarla karşılaşmıştır? Bilgi veriniz.


Kısa Cevap : “Hz. Peygamber (s.a.v.), İslam’ı Mekke’de yayarken ne gibi zorluklarla karşılaşmıştır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hz Peygamber islami Mekke’ de yayarken daha önce kendisini seven ve saygı duyan amcası ve akrabaları gibi yakın kişiler tarafından hakaretlere ve öldürülmeye çalışılmak gibi kötü muamelelerle karşılaşmıştır.

Ukbe b. Ebî Muayt, Hz. Peygamber (s.a.s), namaz kılarken elbisesini boynuna sararak onu boğmaya çalıştı. Ukbe’nin bu saldırısından Rasûlullah’ı (s.a.s) Hz. Ebû Bekir (r.a) kurtardı. Sonra da: “Rabbim Allah, diyor diye bir adamı öldürecek misiniz?” mealindeki Mü’min Suresi’nin 28. ayet-i kerimesini sonuna kadar okudu.[13]

Ebû Cehil Kabe’ de namaz kılan Peygamberimiz için “Hanginiz gidip filancalarda bugün boğazlanan devenin işkembesini ve döl eşini olduğu gibi kanlı kanlı getirip, secdede iken onun üzerine koyar?” diye seslendi.

Gözü dönmüşlerden biri olan Ukbe bin Ebî Muayt, ortaya atıldı.

“Ben yaparım.” dedi ve oradan ayrıldı. Az sonra, ruhu kararmış bu adam, elinde deve işkembesi ile Peygamber Efendimizin yanında göründü.

Resûl-i Ekrem, her şeyden habersiz, Cenâb-ı Hakkın huzurunda secdeye varmıştı.

Gözü dönmüş Ukbe, getirdiği deve işkembesini iki küreği arasına koydu. Ruh ve vicdanları şirkin karanlıklarına gömülü müşrikler manzarayı kahkahalarla seyrediyorlardı.

Muhterem babasının, müşriklerin bu âdice hareketine maruz kaldığını duyan Hazret-i Fâtıma, koşa koşa geldi. İşkembeyi tuttuğu gibi suratlarına çarparcasına müşrik gürûhuna doğru fırlattı.

Namazını bitiren Hazret-i Resûlullahın mübârek dudaklarından,

“Allah’ım, Kureyş’i sana havale ediyorum.” cümlesi döküldü.

Bu cümlesini üç kere tekrarladı. Sonra da müşrik elebaşlarının isimlerini teker teker zikrederek, onları da sonsuz kudret sahibi Cenâb-ı Hakka havale etti.

Ebû Leheb oğlu Uteybe’ye emir verdi. Uteybe, Peygamberimiz (s.a.v.)’in yanına vardı. O sırada Efendimiz Necm Sûresini okuyordu. Bunu duyan Uteybe,

“Necmin Rabbına andolsun ki, ben senin peygamberliğini inkâr ediyorum.”

dedi ve küstahça Kâinatın Efendisine doğru tükürdü.

Ebû Leheb’in karısı Ümmü Cemil Efendimizin gidip geldiği yola, her gün bıkmadan usanmadan sert dikenli çalılar döküp saçıyor ve âdetâ bu davranışından zevk alıyordu.

Resûl-i Ekrem (a.s.m.), Safâ Tepesinde ilk olarak, Kureyş’e açıktan İlâhî davette bulunurken, kocası Ebû Leheb, Peygamberimiz (s.a.v.)’e çıkışmış, hatta hakaret etmiş, “Helâk olasıca, bizi bunun için mi buraya çağırdın.” demek küstahlığında bulunmuş ve Efendimize doğru, yerden kaldırdığı bir taşı savurmuştu. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, Tebbet Sûresini inzal buyurmuştu.

Her şeye rağmen Peygamber Efendimizi rahatsız etmekten vazgeçmeyen Ebû Cehil, yine bir gün,

“Vallahi, Muhammed’i secdede görürsem, boynuna basacak ve boynunu yerlere sürteceğim.” diye yemin etti.

Tam o sırada Resûl-i Kibriya Efendimiz çıka geldi. İbn-i Abbas, durumu kendilerine arzedince, birden hiddetlendi ve kapıdan girmeyi dahi beklemeden, aceleyle duvardan aşıp Mescid-i Haram’ın içine girdi. Alâk Sûresini sonuna kadar okudu ve secdeye vardı.

Etrafta bulunanlar Ebû Cehil’e,

“Ey Ebû Cehil, işte Muhammed!” diye seslendiler.

Ebû Cehil’in Resûl-i Ekreme doğru ilerlemesiyle dönmesi bir oldu. Seyredenler şaşkınlık içinde,

“Ne oldu, neden döndün?” diye sordular. Ebû Cehil, onlardan daha şaşkın bir edâ içinde:

“Benim gördüğümü, siz görmüyor musunuz?” diye cevap verdi ve arkasından ilâve etti: “Vallahi, onunla benim arama ateşten bir uçurum açıldı.”

Ebû Cehil ve Velid bin Muğîre`nin de bulunduğu Mahzumoğullarından bir topluluk, uzun uzun konuştuktan sonra Peygamber Efendimizin vücudunu ortadan kaldırmaya karar verdiler. Bu görevi Velid bin Muğire ‘ ye verdiler.
esûl-i Ekrem, namazda Kur`ân okumaya başladığı bir sırada, Velid yanına kadar sokuldu. Fakat, o da ne! Öldürmeye gittiği zâtın sesi var, okuduğu Kur`ân şirk kiriyle paslanmış kulağına geliyor, fakat gözü onu bir türlü göremiyordu.

Velid şaşkınlaştı. Telaşla arkadaşlarının yanına döndü ve durumu anlattı. Bu sefer hep beraber gittiler. Fakat, yine Efendimizi görmediler. Çünkü, ileri gittiklerinde ses arkadan, arkaya doğru gittiklerinde ise ses ön taraftan geliyordu. Nihayet kalıp dağıldılar.


3. İsrâ ve Miraç Olayı ne demektir? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “İsrâ ve Miraç Olayı ne demektir? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İsrâ; Peygamber Efendimizin  bir gece Mescid-i Haram’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya bir gece yürüyüşü ile götürülmesidir.

Miraç ;  İsra ile gece yürüyüşünden sonra Peygamber Efendimizin yaşadığı göğe çıkma olayına denir.

Peygamberin Miraç Mucizesi ile ilgili ayet

“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bâzı âyetlerimizi göstermek için, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” (el-İsrâ, 1)

MİRAÇ İLE İLGİLİ HADİSLER
esûlullâh miraça çıkmadan sadrının temizlenmesini şöyle anlatır:

“Ben Kâbe’nin Hatîm kısmında yatıyordum. Uyku ile uyanıklık arasında bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. (Bu sözünü söylerken boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı gösteriyordu.) Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi îman ve hikmetle dolu, altından bir kab getirildi. Kalbim (çıkarılıp su ve Zemzem ile) yıkandı. Sonra içerisi îman ve hikmetle doldurulup tekrar yerine kondu…” (Buhârî, Bed’ü’l-Halk 6, Enbiyâ 22, 43; Müslim, Îman 264)
“−Ben Kâbe’nin Hatîm kısmında uyku ile uyanıklık arasında idim… Yanıma merkepten büyük, katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak’tı. Ön ayağını gözünün gördüğü en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibrîl -aleyhisselâm- beni götürdü. Dünyâ semâsına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi.

«−Gelen kim?» denildi.

«−Cibrîl!» dedi.

«−Berâberindeki kim?» denildi.

«−Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-» dedi.

«−Ona Mîrâc dâveti gönderildi mi?» denildi.

«−Evet!» dedi.

«−Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!» denildi ve kapı açıldı.

Kapıdan geçince, orada Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-’ı gördüm.

«−Bu babanız Âdem’dir! O’na selâm ver!» denildi.

Ben de selâm verdim. Selâmıma mukâbele etti. Sonra bana:

«−Sâlih evlât hoş geldin, sâlih peygamber hoş geldin!” dedi.

Sonra Hazret-i Cebrâîl beni yükseltti ve ikinci semâya geldik. Burada Hazret-i Yahyâ ve Hazret-i Îsâ -aleyhimesselâm- ile karşılaştım. Onlar teyzeoğullarıydı.

Sonra Cebrâîl beni üçüncü semâya çıkardı ve orada Hazret-i Yûsuf -aleyhisselâm- ile karşılaştık. Dördüncü kat semâda Hazret-i İdrîs -aleyhisselâm- ile, beşinci kat semâda Hârûn -aleyhisselâm- ile, altıncı kat semâda ise Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- ile karşılaştık.

«−Sâlih kardeş hoş geldin, sâlih peygamber hoş geldin!» dedi. Ben onu geçince, ağladı. O’na:

«–Niye ağlıyorsun?» denildi.

«−Çünkü, benden sonra bir delikanlı peygamber oldu, O’nun ümmetinden Cennete girecek olanlar, benim ümmetimden Cennete girecek olanlardan daha çok!» dedi.[3]

Sonra Cebrâîl beni yedinci semâya çıkardı ve İbrâhîm -aleyhisselâm- ile karşılaştık.

Cebrâîl -aleyhisselâm-:

«−Bu, baban İbrâhîm’dir; ona selâm ver!» dedi.

Ben selâm verdim; O da selâmıma mukâbele etti. Sonra:

«−Sâlih oğlum hoş geldin, sâlih peygamber hoş geldin!» dedi.

Daha sonra bana:

«−Yâ Muhammed! Ümmetine benden selâm söyle ve onlara Cennetin toprağının çok güzel, suyunun çok tatlı, arâzisinin son derece geniş ve dümdüz olduğunu bildir. Söyle de Cennete çok ağaç diksinler. Cennetin ağaçları “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber!” demekten ibârettir.» dedi.

Sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen’in) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi.

Cebrâîl -aleyhisselâm- bana:

«−İşte bu, Sidretü’l-Müntehâ’dır!» dedi.”

Burada dört nehir vardı: İkisi bâtınî nehir, ikisi zâhirî nehir.

«–Bunlar nedir, ey Cibrîl?» diye sordum. Cebrâîl -aleyhisselâm-:

«–Şu iki bâtınî nehir, Cennetin iki nehridir. Zâhirî olanların biri Nil, diğeri de Fırat’tır!»[4] dedi…” (Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 6; Enbiyâ, 22, 43; Menâkıbu’l-Ensâr, 42; Müslim, Îman, 264; Tirmizî, Tefsîr 94, Deavât 58; Nesâî, Salât, 1; Ahmed, V, 418)

Sidretü’l-Müntehâ’da Cebrâîl -aleyhisselâm-:

“–Ey Allâh’ın Resûlü! Buradan öteye yalnız gideceksin!” dedi. Resûlullâh:

“–Niçin ey Cibrîl?” diye sordu.

O da cevâben:

“–Cenâb-ı Hak bana buraya kadar çıkma izni vermiştir. Eğer buradan ileriye bir adım atarsam, yanar kül olurum!..” dedi. (Râzî, XXVIII, 251)
Efendimiz’e soruldu:

“–Yâ Resûlallâh! Sidre’yi kaplayan ne gördün?”

Buyurdular ki:

“–Altundan pervânelerin onu bürüdüğünü ve her yaprağında bir meleğin oturup Allâh’ı tesbîh ettiğini gördüm.” (Taberî, XXVII, 75; Müslim, Îman, 279)

Peygamberimizin Allah Teâla’yı görmesi

İbn-i Abbâs -radıyallâhu anh-’tan gelen rivâyete göre Resûl-i Ekrem:

“Ben, yüce Rabbimi gördüm!” buyurmuştur. (Ahmed, I, 285; Heysemî, I, 78)

Bir başka rivâyette Peygamber Efendimiz “Rabbini gördün mü?” sorusuna cevâben:

“Bir nûr gördüm!” buyurmuşlardır. (Müslim, Îman, 292)


4. Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanlar niçin Medine’ye hicret etmişlerdir? Belirtiniz.


Kısa Cevap : “Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanlar niçin Medine’ye hicret etmişlerdir? Belirtiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hicret; Hazreti Muhammed (sav) in, İslamlığı yaymaya başladığı ilk yıllarda Mekke’de gördüğü aşırı baskı nedeniyle Medine’ye göçmesi olayı. 622 yılında gerçekleşmiştir.


5. Mescid-i Nebi’nin, Peygamberimiz (s.a.v.) döneminde ne gibi sosyal işlevleri vardı? Belirtiniz.


Kısa Cevap : “Mescid-i Nebi’nin, Peygamberimiz (s.a.v.) döneminde ne gibi sosyal işlevleri vardı? Belirtiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Mescid-i Nebevi diğer ismiyle Mescid-i Nebi bizzat Hz. Peygamber tarafından yaptırılmıştır.

Mescid-i Nebevi’nin adı Kur’an-ı Kerim’de doğrudan geçmemesine rağmen “ilk günden takva üzerine kurulan mescid” ifadesiyle (et-Tevbe 9/108) Mescid-i Nebevi veya Mescid-i Kuba’ nın kastedildiği rivayeti vardır.

Mescid-i Nebevi Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) döneminde herhangi bir değişikliğe uğramadı. Ancak artan ihtiyaç üzerine önce Hz. Ömer (radıyallahu anh) tarafından 638 yılında, daha sonra da Hz. Osman (radıyallahu anh) döneminde genişletilerek yeniden inşa edildi (649-650).


6. Hz. Muhammed (s.a.v.), Medine’de sosyal barışı sağlamak için ne gibi çalışmalar yapmıştır? Bilgi veriniz.


Kısa Cevap : “Hz. Muhammed (s.a.v.), Medine’de sosyal barışı sağlamak için ne gibi çalışmalar yapmıştır? Bilgi veriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem Medine’de toplumsal barışı sağlamak için çok güzel bir örnek teşkil edecek olan Müslümanları birbirine kardeş yapma şeklinde ikişer gruplarda herkesi birbirine emanet etmiştir.

Böylece hiç kimse açıkta kalmayarak herkes birbirine kardeşi olmuş ve bu kardeşler birbirlerine hem maddi hem manevi anlamda gözetmiştir.

Ayrıca kan davaları görülmüş ve kişisel barıştırarak düşmanlıklar giderilmiştir.

Böylece Müslümanların arasında fitne girebilecek ortamlar ortadan kaldırılmıştır.

Ayrıca diğer din mensupları ile Güven ve siyasi anlaşmalar yapılmış böylece toplumsal düzen sağlanmak amaçlanmıştır.


7. Bedir Savaşı’nın başlıca sonuçları nelerdir? Belirtiniz.


Kısa Cevap : “Bedir Savaşı’nın başlıca sonuçları nelerdir? Belirtiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Madde Madde Bedir Savaşı’nın başlıca sonuçları;

  • Müslümanların kazanmış olduğu ilk savaştır.
  • Kadın olan bu savaş sayesinde İslam büyük bir itibar kazanmış ve tanımaya başlamıştır.
  • Azılı kafirlerden olan ve Müslümanlara büyük eziyetleri bulunan 3 büyük düşman öldürülmüştür.
  • Cenaze namazı kılınmış ve bazı esirler Müslümanlara okuma yazma öğretme karşılığında serbest bırakılmıştır.
  • Ganimet paylaşımı yapılmıştır.

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 98 Cevapları


B. Aşağıdaki şemaları doldurunuz.


1. İlk Müslümanların adlarını aşağıdaki şemaya yazınız.


Cevap : İlk Müslümanlar ; erkeklerden Hz Ebubekir, kadınlardan Hz Hatice , çocuklardan Hz Ali , kölelerden Hz Bilal’dir.


2. Hicret’in Müslümanlar için ne gibi faydaları ve sonuçları olmuştur? Aşağıdaki şemaya yazınız.


Kısa Cevap : “Hicret’in Müslümanlar için ne gibi faydaları ve sonuçları olmuştur?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Müslümanlar hicret sayesinde dinlerinde rahatça yaşayabilecekleri veya bilecekleri bir ortam bulmuş bu sayede dinlerini daha rahat öğrenerek ibadetleri ile meşgul olup güven içerisinde yaşamışlardır.

Bu din açısından çok büyük bir rahatlık sağlamış olsa da Müslümanların bazıları burada hastalanmış, bazıları zor günler geçirmiştir.

Sonuçta şehir değişikliği ve hava durumlarının farklılığı herkeste farklı şekillerde seyretmektedir.

Yine de sahabeler sabırla beklemiş ve Allahu Teala ayet-i kerimede onları överek methetmiştir.

Herkesin imtihanı birbirinden farklıdır.


C. Aşağıdaki soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz.


1. Peygamberimize (s.a.v.) ilk inen ayetler aşağıdakilerden hangisidir?


A) Bakara suresinin ilk beş ayeti
B) Müddessir suresinin ilk beş ayeti
C) Alak suresinin ilk beş ayeti
D) Fâtiha suresinin tamamı


2. Müslümanların ilk hicret ettikleri yer neresidir?


A) Medine B) Habeşistan
C) Taif D) Şam


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 99 Cevapları


3. “Akabe Biatları” kimler arasında gerçekleşmiştir?


A) Peygamberimiz (s.a.v.) ile Yahudiler arasında
B) Peygamberimiz (s.a.v.) ile müşrikler arasında
C) Peygamberimiz (s.a.v.) ile Habeşistan hükümdarı arasında
D) Peygamberimiz (s.a.v.) ile Medineli Müslümanlar arasında


4. Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlara …………………………….., onlara Medine’de
yardım eden, destek olan Müslümanlara da ……………………. adı verilir.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi kavramlar gelmelidir?


A) Ensar – muhacir B) Muhacir – ensar
C) Sahabi – muhacir D) Ensar – hicret


5. Aşağıdakilerden hangisi Peygamberimiz (s.a.v.) ile Yahudiler arasında yapılan Medine Sözleşmesi’nin maddeleri arasında yer almaz?


A) Yahudiler dinlerinde özgür olacaklar.
B) Yahudilerle Müslümanlar arasında çıkan sorunlarda, Hz. Peygamber (s.a.v.) hakem kabul edilecek.
C) Medine’ye bir saldırı olursa iki taraf şehri birlikte savunacaklar.
D) Yahudiler ve Müslümanlar birbirlerinin düşmanlarıyla ittifak kurabilecekler.


6. Aşağıdaki olay ve tarih eşleştirmelerinden hangisi hatalıdır?


A) Peygamberimize (s.a.v.) ilk vahiy gelişi – 610
B) Mekke’den Medine’ye hicret – 620
C) Uhud Savaşı – 625
D) Hudeybiye Antlaşması – 628


7. I. İlk Müslümanlardan biridir.
II. Peygamberimizin (s.a.v.) en yakın arkadaşı ve sadık dostudur.
III. Hicret yolculuğunda Peygamberimizin yanında yer almıştır.

Yukarıda sözü edilen sahabi kimdir?


A) Hz. Ömer (r.a.) B) Hz. Ebu Bekir (r.a.)
C) Hz. Osman (r.a.) D) Hz. Zeyd (r.a.)


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 100 Cevapları


8. Peygamberimiz (s.a.v.), Hendek Savaşı’ndan önce müşriklerle yapacakları savaşta nasıl bir strateji izlenmesi gerektiği konusunda, sahabilerle görüş alışverişinde bulunmuştur. Bunun  sonunda Selman-ı Farisi adlı sahabinin Medine’nin etrafına hendek kazılmasına dair teklifi uygun bulunmuştur. Bu durum Peygamberimizin (s.a.v.) hangi özelliğini ortaya koymaktadır?


A) Peygamberimizin (s.a.v.) merhametli olduğunu
B) Peygamberimizin (s.a.v.) ilme önem verdiğini
C) Peygamberimizin (s.a.v.) istişareye önem verdiğini
D) Peygamberimizin (s.a.v.) sabırlı olduğunu


Ç. Aşağıdaki bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.


  1. ( Yanlış ) Peygamberimize (s.a.v.) ilk vahiy Sevr Mağarası’nda gelmiştir.
  2. ( Doğru ) Peygamberimizin (s.a.v.) eşi Hz. Hatice (r.a.) ile amcası Ebu Talip’in vefat ettiği yıla “Hüzün Yılı” adı verilmiştir.
  3. ( Doğru ) Peygamberimiz (s.a.v.) ilk mescidi hicret sırasında Kuba’da yapmıştır.
  4. ( Yanlış ) Peygamberimizin (s.a.v.) kabri, Mekke’de Kâbe’nin yanındadır.
  5. ( Doğru ) Hz. Hamza (r.a.) ile Hz. Ömer’in (r.a.) art arda İslam’a girmesi, Mekke’de İslam’ın yayılmasına ve Müslümanların güçlenmesine katkı sağlamıştır.
  6. ( Yanlış ) Hudeybiye Antlaşması, Peygamberimiz (s.a.v.) ile Yahudiler arasında yapılmıştır.
  7. ( Doğru ) Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Veda Haccı” sırasında Arafat’ta yaptığı konuşmaya “Veda Hutbesi” adı verilir.
  8. ( Yanlış ) Hz. Muhammed (s.a.v.) Taif’e gittiğinde, insanlar Peygamberimizi (s.a.v.) büyük bir sevgiyle karşıladı ve çok sayıda insan İslam’ı kabul etti.

D. Aşağıdaki Nasr suresinde boş bırakılan yerleri tamamlayınız.


Cevap :

Bismillahirrahmânirrahîm.
İzâ câe nasrullahi velfeth ve raeytennâse . yedhulûne fî
dinillâhi  efvâcâ. Fesebbih bihamdi . Rabbike .vestağfirh
İnnehû kâne tevvâbâ.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 86-87-88-89-90-91-92-93-94

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Daveti: Medine Dönemi Cevapları Sayfa 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94


Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Daveti: Medine Dönemi Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 86-87-88-89-90-91-92-93-94


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


Soru : Kendi yaşadığı yerden, vatanından başka yerlere göç etmek zorunda kalan insanlar ne gibi duygular yaşarlar?


Kısa Cevap :

Bence kendi yaşadığı yerden, vatanından başka yerlere göç etmek zorunda kalan insanlar kendilerini oraya ait hissetmeyerek içlerinde bir huzursuzluk ve belirsizlik duygusu ile kendilerini yalnız hissederler.

Uzun Cevap :

İnsan doğup büyüdüğü yerde yaşamasa bile oraya karşı içerisinde farklı bir aidiyet duygusu ve sevgi duyar ki buna memleket sevgisi demekteyiz.

İnsanlar iş sahibi oldukları evlenme okuma gibi sebeplerle memleketlerinden uzaklaşsalar da zaman zaman oraya giderek hasret giderebilirler.

Halbuki memleketlerinden zorunlu sebeplerle göç etmek zorunda kalan kimseler kendilerini kimsesiz ve ortada kalmış hissederler.

Hele ki eğer gitmiş olduğu memleketlere alışamamış veya orayla uyum sağlayamamışlarsa işlerinde tarif edilmez bir kötü duygu durumu yaşarlar.


ETKİNLİK


Soru : Günümüzdeki cami ve mecsitleri, işlevleri bakımından Mescid-i Nebi ile karşılaştırınız. Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap :

Günümüzdeki cami ve mescitler sadece namaz kılmak ve itikaf için kullanılsa da mescid-i Nebi ibadetlerin yanı sıra bir ilim meclisi , devlet binası bir gün evlendirme dairesi gibi birçok alan olarak kullanılmaktaydı.

Uzun Cevap :

Günümüzdeki cami ve mescitler de namaz kılmak ve Ramazan’da itikafa girmek , mukabele gibi ibadetler yapılmaktadır ancak mescidi Nebi ibadethane olmakla beraber islamiyetin buluşma noktasıydı ki nikah merasimleri ,devlet işleri ve kararname merkeziydi.

Mescid-i Nebevi ’nin ismi Kur’an-ı Kerim’ de açıkça geçmemesine rağmen Tevbe Suresi’ ndeki  “ilk günden takva üzerine kurulan mescid” ifadesiyle  Mescid-i Nebevi veya Mescid-i Kuba’ nın kastedildiğini rivayeti eden müfessirler vardır.

Mescid- i Nebi Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) ın halifeliğinde herhangi bir değişikliğe uğramadı. Ancak artan ihtiyaç üzerine önce Hz. Ömer (radıyallahu anh) halifeliğinde 638 yılında, daha sonra da Hz. Osman halifeliğinde (radıyallahu anh) genişletilerek yeniden inşa edildi (649-650).


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 87 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Günümüzde toplumsal barışı ve kardeşliği güçlendirmek için Peygamberimizin (s.a.v.) Medine’deki uygulamalarından nasıl faydalanılabilir? Sınıfınızda tartışınız.


Kısa Cevap :

Günümüzde toplumsal barışı ve kardeşliği güçlendirmek için peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin medine’deki yapmış olduğu uygulamalardan ülke askeri olarak tehlikeye girdiği zaman herkesin orduya katılma zorunluluğu veya topyekün mücadele ile bastırmak birbirlerine sahip çıkacak kardeş aileler yapmak ve insanlara bunu teşvik etmek ayrıca diğer dini inançlara saygı duyacak şekilde alanlar oluşturmak yapılabilir.

Uzun Cevap :

Günümüzde toplumsal barış ve kardeşliği güçlendirmek için bu konu ile ilgili halk bilinçlendirilebilir ve insanların sıklıkla uğramış olduğu sosyal medya televizyon gibi kanallarda bunlar üzerine durulabilir.

İnsanları birbirine kardeş aileler yapma şeklinde bağlar kuvvetlendirilmeli ve insanları buna ikna edecek teşvik metodları geliştirilmelidir.

Ayrıca devlet tehlikeye girdiği zaman halk tarafından bilinçlendirme ve ülkenin desteğini sağlamak için topyekûn bilgilendirme ile insanların desteği beklenebilir.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 88 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Peygamberimiz (s.a.v.), Bedir Savaşı’nda Mekkeli müşriklerden esir alınanların bazılarını fidye karşılığında bazılarını da on Müslüman’a okuma ve yazma öğretmesi karşılığında serbest bıraktı. Bu durumu Peygamberimizin (s.a.v.) eğitim ve öğretime verdiği önem açısından sınıfınızda değerlendiriniz.


Cevap :

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem eğitime çok önem vermiş okuyup yazmaya insanları teşvik etmiştir.

Gerek bu davranışı gerekse sahabelerden ilim sahibi olanları başka ülkelere göndermek suretiyle yapmış olduğu çalışmalar eğitime vermiş olduğu önemi göstermektedir.

Peygamber Efendimiz gerek aile içerisinde gerekse kurmuş olduğu medrese medresede sahabelere ilim öğretmiş ve bunları yaymakla onları görevlendirmiştir.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 89 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Uhud Savaşı’ndan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir? Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ve ordu komutanına itaat etmenin önemini dikkate alarak bu savaşın sonuçlarını sınıfta arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Kısa Cevap :

Uhud Savaşı’nda çıkarılması gereken en büyük sonuç peygambere itaat etmenin, söz dinlemenin ve bir ordu olarak komutanın emrinden çıkmamanın önemidir ki tepeyi beklemeye devam eden ve söz tutan sahabeler sayesinde Savaş daha kötü bir şekilde gelmeden durdurulmuştur

Uzun Cevap :

Uhud Savaşı’nda Peygamber Efendimiz tepeye dikmiş olduğu okçulara yerinden asla ayrılmamalarını önemle tembih etmiş ancak tepedeki sahabeler Savaş kazanıldı zannederek yerlerini terk ederek Peygamberimizin sözünü yanılarak dinlememişlerdir.

Uhud Savaşı’nda çıkarılması gereken en büyük sonuç söz dinlemenin insana vermiş olduğu yarardır.

Özellikle bu söz peygamber gibi vahiy kaynaklı ise mutlaka onu dinlemeli ve itaat edilmelidir.

İnsanın kendi kafasından bir şeyler yapması bazen büyük sonuçlara sebep olabilmekte özellikle askeri mücadelelerde komutana itaat edilmeli ve onun sözüyle hareket edilmelidir ki büyük kayıplar olmasın.

Aynı zamanda peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin istemediği halde savaşa ısrarla çıkarılması da uygun bir davranış değildi.

Yine de söz dinleyerek tepede kalan ve şehit olan sahabeler sebebiyle savaş daha büyük bir hüsranla sonuçlanmamıştır.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 90 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Hendek Savaşı’nın sonuçlarını; Peygamberimizin (s.a.v.) Medine’de oluşturduğu Müslüman toplumun gücü ve İslam’ın Arap Yarımadası’nda yayılması açısından sınıfınızda değerlendiriniz.


Kısa Cevap :

Hendek Savaşı’nın sonuçları;

  1. Hendek Savaşı Müslümanlar için son savunma savaşı olmuştur. Hendeği geçemeyen müşrikler kuşatmayı bitirerek geri çekilmiş, Müslümanlar taarruza geçmiştir.
  2. Müslümanların gücünü fark eden birçok Arap kabileleri Müslüman olmuştur. Bu zafer sonucunda İslamiyet bu yarımadada hızla yayılmıştır.
  3. Hendek Savaşı’ nda Kureyza Yahudileri Mekkeliler ile işbirliği yaptıkları için şehir dışına sürülmüşlerdir.
  4. Kureyza Yahudileri ile birlikte Beni Kaynuka Yahudileri de şehir dışına çıkartılarak yapmış oldukları zararlar engellenmiştir.
  5. Müslümanların düşman gözünde güç kazanmış, düşmanların cesareti kırılmıştır.
  6. Ticaret yollarının ve Müslümanların güvenliği garanti altına alınmıştır.
  7. Mekkeliler için ticari ve ekonomik hayat olumsuz yönde etkilenmiştir.
  8. İslamiyet’in yayılmasıyla birlikte İslam Devleti olarak  farklı milletlerle işbirliğine ve anlaşmalara geçilmiştir.
  9. Müslümanlar siyasi ve diploması olarakta değer kazanmışlardır.

Uzun Cevap :

Hendek Savaşı Medine önlerinde, hicretin 5. yılı Şevval ayının 7’sinde (1 Mart 627) başlayıp Zilkade’nin 1. günü (24 Mart 627) sona ermiştir.

Yahudilerin planı Hz. Peygamber’i Medine’den dışarıya çekmek, ardından Gatafân ve Kureyşliler’in el ele verip Medine’ yi yağma etmelerine imkan hazırlamak ve Peygamberimizi merkezden uzak bir yerde zor duruma düşürmekti.

Peygamberimiz Dûmetülcendel’e hareket etti; ancak bir anda e Medine’ye geri döndü. Bir rivayete göre Huzâalılar, on günlük yolu dört gecede kateden habercileriyle Kureyş’in savaşa hazırlandığını Hz. Peygamber’e bildirmişlerdi

Resûlullah Medine’ye döner dönmez savaş hazırlıklarına başladı. Uhud’ da alınan mağlubiyet ve çıkarılan dersten sonra  sonra kuşatma altında kalmak açık arazide çarpışmaya tercih edildi ve ittifakla şehrin içeriden savunulması kararlaştırıldı.

Selmân-ı Fârisî’nin teklifi üzerine hendek kazılmasına karar verildi

Kısa sürmesini planladıkları savaşın uzun sürmesinden dolayı müşrikler perişan oldu. Kısa sürecek bir savaş için hazırlanmışlardı ve işin uzaması hem savaşçıların hem de binek hayvanlarının yiyecek kaynaklarının tükenmesine sebep oluyordu.Kureyş ordusu kumandanı Ebû Süfyân, bu şartlar altında sonuç alınamayacağını anlayıp Mekke’ ye dönmek üzere kuşatmayı kaldırdı

Hendek Gazvesi’nde altı müslüman (Sa‘d b. Muâz, Enes b. Evs, Abdullah b. Sehl, Tufeyl b. Nu‘mân, Sa‘lebe b. Ganeme ve Kâ‘b b. Zeyd) şehid oldu; sekiz düşman askeri öldürüldü. Hicretten sonra başlayan Kureyşli müşriklerin Medine’ye karşı saldırıları Hendek Gazvesi’yle son bulmuştur. Hz. Peygamber bu gazvenin başarılı geçmesinden sonra savaş taktiğini değiştirdi ve müslümanlara saldırı hazırlığı içinde olan düşmanlara onlardan daha erken davranıp hücum ederek savaşma kararını verdi.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 92 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Hudeybiye Antlaşması’nın sağladığı barış ortamı, İslam’ın yayılmasına nasıl etki etmiştir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap :

Hudeybiye antlaşması her ne kadar müşriklerin istediklerini abul etme yönünde gibi görünse de sağlamış olduğu barış ortamı sayesinde insanlar daha güven içerisinde hissetmiş ve İslamiyet hızla yayarak insanlar Müslüman olmuştur.

Müslümanların aleyhinde görülen bu maddeler Müslümanların lehine dönmüş ve insanlar can korkusu olmadığı için hızla İslamiyet’e geçiş yapmışlardır.

Uzun Cevap :

Hudeybiye Antlaşması , 628 martında Medineli Müslümanlarla Mekkeli putperesler arasında yapılan barış antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile Mekkeliler İslam Devleti ‘ni hukuken tanımak zorunda kalmıştır.

Hazreti Muhammed, görmüş olduğu bir rüya ile ashabını umreye davet etmiş, bin dört yüz sahabe Mekke’ye gitmek üzere yola çıkmışlardır. Umreye gittiklerinden dolayı yanlarına sadece yetmiş kurbanlık ve yolcu silahları almışlardı.Hazreti Muhammed'(sav) in devesi Kasva, Hudeybiye yakınlarında yere çökmüş, Müslümanlar da burada kamp yapmak için mola vermişlerdir.
Budeyl isimli bir kişi gelerek, Mekkelilerin savaş hazırlığında olduğunu söylemiş ancak Hazreti Muhammed (sav) müşriklere çeşitli haber vasıtalarıya, savaşmaya gelmediklerini belirtmiş ve Hz Osman’ ı elçi olarak göndermiştir. Hz Osman’ ın şehit edildiği haberi gelince Peygamberimiz savaş hazırlığına başlamıştır.
Kureyşliler yaklaşık 200 kişilik bir ordu gönderdiklerinde, Müslümanlarla karşılaşmış ve esir düşmüşlerdir. Bunun üzerine Mekkeliler barış yapmaya mevbur kalmışşlardır.

Hudeybiye Antlaşması Maddeleri

  • Tüm esirler karşılıklı olarak serbest bırakılacaktır.
  • Müslümanlar Kabe’yi o yıl ziyarette bulunamayacaklar, ondan sonraki dönemlerde ziyaretlerini yapabilecekler.
  • Müslümanlar Mekke’ye ziyarete geldiklerinde, Mekkeliler bir süre şehir dışına çıkacak, herhangi bir temas yaşanmayacaktır.
  • Mekkeliler Müslümanlara sığındığında iade edilmeyecek ancak bir Medineli Mekkeli müşriklere sığındığı vakit, iade edilmeyecektir.
  • Mevcut Arap Kabileleri dilerlerse Müslümanların tarafına dilerlerse müşriklerin safına geçebileceklerdir.

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 93 Cevapları


ETKİNLİK


Soru : Hz. Muhammed’in (s.a.v) Mekke’yi fethettiğinde genel af ilan etmesini, Peygamberimizin (s.a.v.) insanlara olan sevgi, şefkat ve merhameti açısından sınıfınızda değerlendiriniz.


Kısa Cevap :

Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem mekke’yi fethettiğinde genel af ilan etmesini çok takdir ettim ve gerçekten çok şaşırdım.

Bu kadar işkenceler ve eziyetlerden sonra memleketinden sürülmesine rağmen Mekke’ye döndüğünde intikam alma gücü varken bundan vazgeçen ve bu şekilde bir merhamet örneği sergileyen Peygamberimize olan sevgim kat ve kart arttı.

Uzun Cevap :

Mekke’nin fethi, 11 Ocak 630’da (Hicrî: 20 Ramazan 8) Müslümanların Mekke’ yi yani memleketlerini Kureyşli müşşiklerin elinden alma fethidir.

Müslümanlar demek ki’li müşrikler arasında yapılan hudeybiye anlaşmasındaki maddelere rağmen kureyşlilerin müttefiki olan beni Bekir kabilesi bu anlaşmaya aykırı olarak Müslümanların himayesinde olan Beni Huzaa kabilesine saldırdı.

Anlaşamadelerine aykırı olduğu için peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Mekke’ye haber göndererek , öldürülen kişilerin kan bedellerini ödenmesi veya beni Bekir kabile ile olan ittifakın sonlandırılmasını istedi.

Mekkeliler bunu kabul etmeyerek Savaş hazırlığına girdi ancak daha sonra fikir değiştirip Ebu süfyanı Müslümanları barışarak ikna etmek için Medine’ye gönderseler de konuşmalarla netice alınamadı.

Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem 4 Ocak 630 Ramazan ayında 10.000 kişilik ordu ile Medine’den gizlice yola çıktı.

Peygamber Efendimiz 11 Ocak 630’da Ramazan 20’de ordusunun 4 kola ayırdı ve “size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz “diye emir verdi

Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem hareket emri verdi ve fetih suresini okuyarak Mekke’ye girdi.

Peygamberimiz Mekke’ye girdiğinde intikam alma gücü kendisinde bulunmasına rağmen genel af ilan etti ve kimseye dokunulmayacağını ilan etti.

İçerisinde 360 tane put bulunan kabe’yi yöneldi ve İsra suresinin 81 ayeti kerimesini okuyarak putları devirdi daha sonra da Müslümanlarla kabe’yi tavaf etti.


 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 23-24

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Âdem (a.s.) Cevapları Sayfa 23, 24


Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Âdem (a.s.) Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 23-24


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


Soru : İlk insan hakkında neler biliyorsunuz?


Kısa Cevap : “İlk insan hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İlk insan ve ilk peygamber Adem Aleyhisselam’ dır. Eşi Havva validemiz olup 40 çocukları dünyaya geldiği söylenir.

Adem Aleyhisselam kendisine suhuf indirilen peygamberlerden oğlu kendisine 10 suhuf indirilmiştir.

İlk önce Cennet’ te yaratılan annem Aleyhisselam bizim kabe’ye secde ettiğimiz gibi meleklerin de ona secde etmesi istenmiş melekler bu Emre uyduğu halde şeytan kibirlenip buna karşı gelerek, asilerden olmuş ve kovulmuştur.

Adem Aleyhisselam’ın en çok bilinen çocukları Habil ve Kabil olmasına rağmen 40 çocuğu olmuş ve dünyanın suyu kendinden ilerlemiştir.

Cennetteyken nutarak yasak ağaçtan yemiş ve dünyaya indirilerek imtihan gereği insanoğlu burada yaşamaya başlamıştır.

Adem aleyhisselam’a ilimler öğretilerek ilk toprağı kazan, ekin büyüten , hayvancılıkla uğraşan ve maddeyi işleyen de odur.

1000 ya da 2000 sene yaşadığı rivayetleri vardır.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 24 Cevapları


ETKİNLİK


Hz. Peygamber (s.a.v.) Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Rabb’iniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayan üzerinde, kırmızı tenlinin de siyah üzerinde, siyahın kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük ancak takva iledir…
Ahmed bin Hanbel, Müsned, C 4, s. 252.


Soru : Peygamberimiz (s.a.v.) yukarıdaki sözüyle neyi anlatmak istemiştir? Düşüncelerinizi yazınız.


Cevap :

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem yukarıdaki sözüyle aslında evrensel bir ilkeye vurgu yapmış ve bütün insanların uyması gereken ve ne yazık ki toplumumuza dikkat edilmeyen herkesin eşit olması, kimsenin kimseye şans sebebiyle Üstün olmaması ve üstünlüğün ancak Allah korkusu ve takva ile olduğunu vurgulamıştır.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 22

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Okuma Metni: Daha Kur’an Ne Desin? Cevapları Sayfa 22


Okuma Metni: Daha Kur’an Ne Desin? Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 22


ETKİNLİK


“Ey insanlar! İşte size Rabb’imizden bir öğüt, kalplere şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi.” Yunus suresi, 57. ayet.
“Kur’an öyle bir kitaptır ki onu okuyan okumaya doyamaz…” Tirmizî, Fedâilü’l- Kur’an, 8.
“Kur’an’ı seslerinizle süsleyiniz.” Buhârî, Tevhid, 52.


Soru : Yukarıdaki ayet ve hadislerin vermek istediği mesaj nedir ? Arkadaşlarınızla sınıfınızda değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayet ve hadislerin vermek istediği mesaj bence insanın hayatını düzenlemek, kalbine şifa olarak duygusal olgunluğa erişmek ve insanların hayat biçimi için bir rahmet ve yol gösterici, aslında hakkıyla okunduğu zaman okumaya duyulamayan ve güzel bir kıraatle insanların kalbine girebilen bir anahtar olarak kur’an-ı kerim’den bahsetmiştir.

Kur’an-ı Kerim hakkı ile okunduğu ve yaşandığı zaman insanın hayatını düzenleyen mükemmel bir yol göstericidir.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 17-18

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Vahiy ve Vahyin Gönderiliş Amacı Cevapları Sayfa 17, 18


Vahiy ve Vahyin Gönderiliş Amacı Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 17-18


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


Soru : Yüce Allah’ın (c.c.) peygamberler aracılığıyla insanlara yol gösterici öğüt ve ilkeler göndermesinin, onlara ne gibi faydaları olmuştur?


Kısa Cevap : “Yüce Allah’ın (c.c.) peygamberler aracılığıyla insanlara yol gösterici öğüt ve ilkeler göndermesinin, onlara ne gibi faydaları olmuştur?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İslamiyet yani Allahu Teala’nın getirmiş olduğu islami kurallar insanların aslında fıtratlarına en uygun yani huzurlu bir şekilde yaşayacakları en güzel kurallardır.

Devletin düzenini sağlamak ve iyi niyetli insanlara fırsat vermemek için devlet nasıl ki bazı ceza sistemleri ve bazı kurallar koymuşsa İslamiyet de bu gibi kötülüklerin ve suistimallerin engellenmesi için birçok Kural koymuş ve insanların huzuru bu kurallara uymakla yakaladığı gözlemlenmiştir.

Bir misal duymuştum ki beni çok etkilemişti. Osmanlı’da bir cinayetin işlenmiş olduğu bir mahallede kimse ses çıkarmadığı için o mahallede olan herkesten bir insan fidyesi alınarak ceza verilmiş ve böylece bundan sonra olabilecek böyle durumlarda herkesin yardım etmesi teşvik edilerek büyük bir ders verilmiştir. Bu şekilde caydırıcı cezalar insanların Can mal ve namuslarını güvende tutmakta böylece bir huzur ortamı oluşmaktadır.

İslamiyet’te insanların huzurlu ve güvende yaşamaları için kuralları koymuş bu kurallarla insanları korumayı amaçlamıştır.

İslami emir ve yasaklar insanı huzur ve mutluluk getirmekle beraber aynı zamanda ahiretini kazandıracak ve ahirette güzel kapılar açacak yollardır.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 18 Cevapları


ETKİNLİK


“Şüphesiz ki bu Kur’an, en doğru yola iletir. İyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.” İsrâ suresi, 9. ayet.


“O peygamberlerin ardından, yanlarındaki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik ve ona, içinde hidayet ve nur bulunan, kendinden önceki Tevrat’ı tasdik eden ve Allah’tan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir öğüt olan İncil’i verdik.” Mâide suresi, 46. ayet.


Soru : Yukarıdaki ayetler, vahyin gönderiliş amacı hakkında sizlere neler düşündürmektedir? Bu ayetlerin vermek istediği mesajları arkadaşlarınızla sınıfta değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayetler, vahiy gönderiliş amacı hakkında insanları en doğru yola ilettiği ve aslında herkesin istemiş olduğu iyi davranışlara sahip olunmayı sağlayarak bu davranışlara sahip olan insanlara Cennet’ i müjdeleyerek teşvik etmiştir.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 12-13-14

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Peygamberlerin Özellikleri ve Görevleri Cevapları Sayfa 12, 13, 14


Peygamberlerin Özellikleri ve Görevleri Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 12-13-14


ETKİNLİK


“Müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdik ki peygamberlerden sonra insanların Allah’a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” Nisâ suresi, 165. ayet.


“Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah; müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.” Âl-i İmrân suresi, 164. ayet.


Soru : Yukarıdaki ayetlerin anlamını, Allah’ın (c.c.) insanlara peygamberler göndermesinin önemi ve faydası açısından sınıfınızda değerlendiriniz.


Kısa Cevap : “Yukarıdaki ayetlerin anlamını, Allah’ın (c.c.) insanlara peygamberler göndermesinin önemi ve faydası açısından sınıfınızda değerlendiriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Yukarıdaki ayetlerde Allahu Teala hazretleri peygamberleri göndermenin hikmetlerini açıklamış ve bizlere rahmet ve lütuf olarak peygamberleri gönderdiğini ifade etmiştir.

Günlük hayatta tıpkı kitaplardan ilimleri elde edemeyeceğimiz ve yanlışlıklar yaşayacağımız gibi ayetler olan ve Allah’ın buyruklarından oluşan kitapları onları yaşayabilen ve bize anlatan insanların olması ize İslamiyet’in yaşanabilecek bir din olduğunu ve nasıl yaşanılması gerektiğini öğreten büyük bir çıkış kapısıdır.

Peygamberlerin insan olmasına rağmen tutulmuş oldukları bu güzel ahlakı tutumlar için yapmış oldukları fedakarlıklar ve dini nasıl yaşadıklarını bizlere göstermeleri bizlere büyük bir örnek teşkil etmiş ve bizi bu din zor yaşanılması mümkün değil gibi ifadelerden bahanelerden kurtarmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de her şeyin uzun uzun yazması or olacağından ve insanların çoğunun bunu anlayamayıp ihtilafa düşeceğinden dolayı Allahu Teala ahlakı ve kendisi çok güzel olan Peygamberimize göndermiş ve dinin nasıl yaşanacağını hal diliyle tatbik ederek bizlere göstermiştir.

Bizlere düşen bu büyük peygamberlerin ahlaklarını örnek almak, samimiyetleriyle samimiyetlenmek ve dini onları örnek alarak yaşamaya çalışmaktır.


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


“Kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) Sakınmaz mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.” Şuarâ suresi, 124,125. ayetler.


“Kitap’ta İbrahim’i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi.” Meryem suresi, 41. ayet.


Soru : Yukarıdaki ayetler, peygamberlerin özellikleri hakkında sizlere nasıl bir fikir vermektedir?


Cevap :

Yukarıdaki ayetler, peygamberlerin özellikleri hakkında bizlere onların güvenilir ve dürüst oldukları konusunda fikir vermektedir.

Peygamberlerin sıfatları emânet, sıdk, fetânet, ismet ve tebliğ olmak üzere beş tanedir. Bu ayeti kerimede de peygamberlerin Sıdk yani güvenilir olma sıfatından bahsedilmektedir ki peygamberler ne kendilerine peygamberlik verilmeden önce ne de peygamberlikten sonra asla yalan söylememiş güvenilir ve sadık kimselerdir.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 13 Cevapları


ETKİNLİK


“Hiçbir peygamberin, emanete ihanet etmesi düşünülemez…” Âl-i İmrân suresi, 161. ayet.


Soru : Emanete ihanet etmek ne demektir?


Kısa Cevap : “Emanete ihanet etmek ne demektir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Peygamberlerin 5 tane sıfatı vardır ki bunlardan bir tanesi ” emanet “sıfatıdır.

Bu emanet sıfatı peygamberlerde bulunan emanete riayet etme ve hiçbir emaneti zayi etmeme şeklinde görülmektedir.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e gerek peygamberlikten önce gerekse peygamberlikten sonra düşmanları bile ona emanet vererek vermiş onu emanetlerine sahip çıkacağı konusunda hiç şüphe duymamışlardır.


Soru : Bu ayetin vermek istediği mesaj hakkında arkadaşlarınızla konuşunuz.


Kısa Cevap : ““Hiçbir peygamberin, emanete ihanet etmesi düşünülemez.” Bu ayetin vermek istediği mesaj hakkında konuşunuz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Peygamberlerin sıfatlarından bir tanesi “emanet” sıfatıdır ki peygamberlerin emanete riayet etmeleri ve çokça sahip çıkmaları hayatlarından bilinmektedir.

Bence bu ayeti verilmek istenen mesaj peygamberlerin bu sıfatla muttasıf olduğunu ifade etmekle beraber peygamberler hakkında aksinin yani kötü ahlakın düşünülemeyeceğidir.

Peygamberler göndermiş olduğu kavimler içerisinde ahlakı en güzel, en dürüst, en güvenilir en akıllı ve en iyi insanlardı.

Zaten onlar bu özelliklere sahip oldukları için kavimleri tarafından sevilmiş ve sayılmış ancak peygamberlik meselesinden dolayı kendilerine kim ve düşmanlık edilmiştir.



 

Our Score

6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 15-16

6. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Peygamberler İnsanlar İçin En Güzel Örnektir Cevapları Sayfa 15, 16


Peygamberler İnsanlar İçin En Güzel Örnektir Cevapları


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 15-16


DÜŞÜNELİM – HAZIRLANALIM


Soru : Örnek bir insan hangi özelliklere sahiptir?


Kısa Cevap : “Örnek bir insan hangi özelliklere sahiptir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Örnek bir insan bence envanter riayet eden, sadakat sahibi ve insanları aldatmayan, dürüst olarak yalandan uzak duran, Adalet sahibi olarak kimseye haksızlık etmeyen ve adil hüküm veren, kavgayı ve kötülüğü istemeyerek daima barışçıl olan, zor durumda kalan kişilere iyilik eden iyiliksever, elinden geldiği kadar güler yüzlü olmaya çalışan, kaba hareketlerden uzak durarak kibar ve nezaket sahibi olan, elinden geldiği kadar zorda kalanlara yardım edecek kadar cömert, saygısız hareketlerden uzak durarak saygılı, çevreyi ve çevredeki hayvanlara karşı duyarlı olma özelliklerini taşımalıdır.

Aynı zamanda örnek insan bence hiç hata yapmayan değil aksine hata yaptığın zaman bunu telafi eden ve özür dilemesini bile insandır.

Çünkü insanların her zaman doğruyu yapıp hiç hata yapmaması beklenir bir durum değildir. Önemli olan bunu telafi etmektir.


6. Sınıf Din Kültürü FCM Yayıncılık Kitabı Sayfa 16 Cevapları


Soru : Yukarıdaki şemaya, peygamberlerin güzel davranışları ile ilgili örnekler yazınız.


Kısa Cevap : “Peygamberlerin güzel davranışları ile ilgili örnekler yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Madde Madde Peygamberlerin güzel özelliklerinden bazıları şunlardır;

  • Cömertlik
  • Kibarlık
  • Vefa
  • Büyüklere saygılı olmak
  • Hayvanları ve bütün canlılara karşı merhametli olmak
  • Merhametli olmak
  • İyi zanda bulunmak yani iyimser olmak
  • Cesur olmak
  • Yardımsever olmak
  • Sözüne ve yakınlarına sadık olmak


 

Our Score
error: Content is protected !!