8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 54-55-56-57-58-59

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Dinin Temel Gayesi Cevapları Sayfa 54, 55, 56, 57, 58, 59


Dinin Temel Gayesi Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Sayfa 54-55-56-57-58-59


Soru : İnsanların can güvenliğinin sağlanması için sizce ne gibi önlemler alınmalıdır?


Kısa Cevap : “İnsanların can güvenliğinin sağlanması için sizce ne gibi önlemler alınmalıdır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsan canı geri dönüşü olmayan ve her insanın hayatında bir defa verilmiş olduğu için çok kıymetli ve değerlidir.

Her insanın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşama hakkı vardır ve bu yaşama hakkını elinden kimsenin almaya hakkı yoktur.

İslamiyette insan canına çok önem vermiş bunlara caydırıcı cezalar getirerek ve koruyucu önlemler alarak insanların Can güvenliğinin korunmasına yasalar getirmiştir.

Bir insanı öldüren bir kimsenin bütün insanları öldürmüş gibi bir insanı koruyan kişinin de bütün insanları yaşatmış gibi olduğunu buyurur.

Birçok ayet-i Kerime ve hadis-i şeriflerde de emredilerek insanların canının koruması 5 temel esas içerisinde zikredilmiş ve büyük önem verilerek insanların buna meyletmesi engellenmiştir.

İslam’da korunması gereken 5 temel esas ve değer vardır ki bunlardan birincisi insanın hayatının yani canının korunmasıdır.

İnsanların canını koruması ve güvenin sağlanmasının yetkililer tarafından önemli ve değerli olması kadar bir insanı bu hale men ettirecek her türlü hareket ve durumdan uzaklaştırarak toplumu sağlam hale getirmek de önemlidir.

Ne yazık ki psikoloji sağlam olmayan insanlar cezaları hafif gördükleri için insanların canına kolaylık amel edebilmekte ve gerektiğinde haksız yere insanların canını almaktan çekinmemektedir.

Bunun için yapılması gereken insan öldürme veya canından kastetme durumunda caydırıcı cezalar getirmek ve bu cezalarla insanların kalbine korku salarak başkasının canına kast etme konusunda korkmasını sağlamaktır.

Korku ve ceza’nın yanı sıra ilk önce yapılması gereken toplumun şekillenmesi ve bilinçlenmesidir.

Bir çocuğun huzurlu ve mutlu pedagojik farkındalıkla büyütülmesi o kişinin hem kendi hem de diğer insanların canına saygılı olarak büyümesine sebep olacak ve böyle şeylere meyletmesini engelleyecektir.

Çocukların sağlıklı büyümesi sağlıklı bireyler ve sağlıklı bir toplumun oluşması demektir.

İster çocuk ister Ergen ister yetişkin olsun şiddet içeren çizgi film, film ve dizi gibi şiddete meylettiren ve insanların şiddet duygusunu harekete geçiren görüntü ve oyunlardan uzak durmalı insanlara ölüme oyun gibi gösteren oyunlardan kaçınılmalıdır.

Yapan araştırmalar gösteriyor ki şiddet içerikli dizi veya oyun izlemeyi çok fazla yapan kişilerde şiddet eğilimi daha fazla olabilmektedir.

Çocukların ergenlerin ve yetişkinlerin yani bütün insanların saygı görmüş olduğu ve psikolojik farkındalıklarla yaşadığı bir toplum sağlanırsa insanların buna meyile azalır ve sağlıklı bir toplum meydana gelir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 55 Cevapları


“…Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o, sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır…”
Mâide suresi, 32. ayet.

Soru : Yukarıdaki ayeti, dinimizin yaşama hakkına verdiği önem açısından değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi dinimiz yaşama hakkına son derece önem vermiş ve bir insanın ölümünü bile bütün insanların ölümü gibi nitelendirerek insan yaşamını kutsallığını ifade etmiştir.

Bu şekilde bu ayeti inanarak yaşayan insanlardan oluşan bir toplumda insanların can güvenliği kesinlikle sağlanmış olur ve insanlar huzur ve güven içerisinde yaşam sürdürürler.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 59 Cevapları


Soru : İnsanların can, akıl, nesil, mal ve din emniyeti güvence altına alınmazsa ne gibi sorunlar ortaya çıkar? Arkadaşlarınızla tartışınız. Ulaştığınız sonuçları aşağıdaki şemaya, örnekten de yararlanarak yazınız.


Kısa Cevap : “İnsanların can, akıl, nesil, mal ve din emniyeti güvence altına alınmazsa ne gibi sorunlar ortaya çıkar?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Her insanın hayatta çok önemsediği şeyler farklı farklı olsa da bir insan temel olarak bazı şeylere ihtiyaç duyar ve bu esaslar üzerinden hayatını sağlıklı veya sağlıksız bir şekilde devam ettirir.

Bu sesler İslam’ın da temel esas olarak almış olduğu ve çok önem verdiği esaslardır.

Bu esaslar kişinin maddi ve manevi değerleridir ki bunlar Can, mal, din akıl ve neslin emniyetidir.

Can güvenliğinin olmadığı bir toplumda cinayetler düşünün zayıfı ezmesi ve insanların Ufak şeylerden bile birbirlerini öldürmeleri ortaya çıkar ki bu büyük bir kaos ve büyük bir felakettir.

Mal güvenliğinin olmadığı bir toplumda insanlar çalışarak bir şey biriktiremez eşyalarını güvenliğinden Emin olmadıkları için sürekli bir tedirginlik halinde olurlar. Bu hal kendilerinde psikolojik ve fizyolojik hastalıklara sebep olduğu gibi ayrıca büyük mağduriyetlere ve büyük hırsızlıkların da yolunu açacaktır.

İnsanlar için önemli olan ve bizi insan olarak diğer canlılardan ayıran özelliklerden bir tanesi de akıl nimetidir. İnsanların psikolojisini bozacak ve psikolojisinin bozulması ile beraber hayatını zehire çevirecek her türlü hareketten korunması insanın en temel hakkıdır.

İnsanın psikolojisini harap edecek ve hayatının her alanında etkileyerek kötü durumda etkileyecek her türlü hareketten ister çocuk ister kadın ister bir erkek olsun korumaya hakkı vardır ve her insanın değer ve kıymet görerek pedagojik farkındalıklı bir toplumda hayatını devam ettirmeye insan olarak hakkı vardır.

İnsan için önemli olan ve faturaya ihtiyacı olan diğer başka esas ise din hürriyeti ve inancıdır. İnsanlar sadece yeme, içime oyma gibi ihtiyaçlarını karşılamaz bilakis herhangi bir şeye inanmaya ve hayatlarını bu inanç doğrultusunda hareket ettirmeye de ihtiyaç duyarlar.

İnsanlar gerek psikolojik olarak inanmış oldukları şeylerde huzur duyarlar ve hayatlarını ona göre düzene sokarak mutlu olurlar.

Din hürriyetinin olmadığı bir toplumda büyük haksızlıklar kuralsızlıklar ve sıkıntılar baş gösterebilir.

İnsan için önemli olan esaslardan bir tanesi de kişinin nesli yani çocukları ve torunları olarak niteleyebileceğimiz gelecek nesilleridir

İnsanların gerek psikolojik gerek fizyolojik olarak güvende olarak çocuklarını yetiştirmeleri haklarıdır ve bu bütün insanların haklı olduğu gibi insanların da zihnini en çok meşgul eden şeylerden bir tanesidir.

Gelecek nesillerin de korunması ve güven içerisinde olması demektir ki Bir toplumun inşa eden bugünün çocukları ve gençleridir.

Nesillerin korunması geleceğin korunması nesillerin harap olması geleceğin harap olarak bir ülkenin çöküşü ve parçalanması demektir



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 32-33

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları Sayfa 32, 33


İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 32-33


“…İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın…” Mâide suresi, 2. ayet.

Soru : Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesaj nedir?


Cevap : “İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın i ayetin vermek istediği mesaj nedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesaj dinin emretmiş olduğu ve insanların yararına olan bütün yardımlaşma iyilikler ve güzellikler adına insanların birbirleriyle yardımlaşması ve destek olması demektir.

Birlikte yardımlaşmanın emredildiği gibi günah ve hata işlemede ve insanlara düşmanlık yaparak birilerine zarar verme konusunda yardımlaşmamamız yani birbirimizi teşvik ederek destekçi olmamamız emredilmektedir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 33 Cevapları


“Allah’ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarf edenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir…” Bakara suresi, 265. ayet.
“Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, yedi başak bitiren bir tane gibidir ki her başakta yüz tane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfu geniştir, o her şeyi bilir.” Bakara suresi, 261. ayet.
“…Veren el, alan elden üstündür.” Buhârî, Zekât, 18; Müslim, Zekât, 94.

Soru : Yukarıdaki ayetleri ve hadisi yorumlayınız. Bu ayetler ile hadis bize hangi mesajları vermektedir? Arkadaşlarınızla konuşunuz.


Cevap :

Yukarıdaki ayetler ve hadis bizlere zor durumda kalan fakirlere yardım edip onlara sahip çıkmayı ve ihtiyaç duyan insanlara seve seve yardımcı olmamıza teşvik etmektedir.

İnsanlar hayatının belli zamanlarında veya bazı insanlar genel olarak hayatlarında belirli sebeplerden dolayı maddi sıkıntı içerisine düşebilirler.

İslamiyet zor durumda kalan insanlara yardımda bulunmanın mükafatlarını sayarak insanları bu konuya teşvik etmiştir.

Gerçekten de maddi olarak zorlukta ulan insanlara yardım edilmesi toplumun huzur ve refah seviyesini yükseltecektir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 50-51-52-53-54

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Din, Birey ve Toplum Cevapları Sayfa 50, 51, 52, 53, 54


Din, Birey ve Toplum Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 50-51-52-53-54


Soru : Din, insan davranışlarına nasıl yön verir?


Kısa Cevap : Din, insan davranışlarına nasıl yön verir? ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Din insanlara yardımlaşma, dayanışma doğruluk hak gözetme gibi toplumun düzenini sağlayacak ve her insanın karşılaşmasını isteyeceği davranışları öğütler ve emreder. Bunları yapan kişilere hem dünyada hem de ahirette hayırlar bulacağını ve ahirette Büyük mükafatlar bulacağını müjdeler.

Ayrıca kötülük kırıcılık insanlara zarar verecek her türlü davranıştan da nehyeder ve insanların bunlardan uzak durmasını isteyerek kötülükler yapılması halinde hem dünyada özellikle de ahirette cezalar ile tehdit eder.

Bir icadın en iyi tanıyanı mucit olduğu gibi kolunu yaratan allahû Teala hazretleri de insanlar için neyin hayırlı ve neyin şerli olacağını bilip Emir ve yasakları ona göre düzenlemiştir.

İnsanlar kendi nefislerine uyup doğruyu bildikleri halde hata yapabilirler.

Ancak dini doğru bir şekilde içine sindiren insanlar bu hatalardan pişman olur ve eğer dini güzel bir şekilde yaşayabilirlerse din onları iyiliğe sevk eder ve yönlendirir.

Gerçek bir dinin temeli iyilik ve hoşgörü yasakladığı şeyler de kötü davranışlar olduğu için in insanları her zaman hayra iyiliğe yardımlaşmaya ve güzelliğe yönlendirir kötülüklerden de alıkoymayı amaçlar.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 52 Cevapları


“Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme.
Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.”
İsrâ suresi, 34-37. ayetler.

Soru : Yukarıdaki ayetlerden, birey ve toplum hayatına yönelik hangi ilkeleri çıkarabiliriz? Arkadaşlarınızla belirleyiniz. Bu ilkelere uymak, hayatımızı nasıl etkiler? Düşüncelerinizi sınıfınızda açıklayınız.


Cevap :

Yukarıdaki ayetlerden, birey ve toplum hayatına yönelik şu ilkeleri çıkarabiliriz;

  • Yetim olan kişilerin mallarının korunması
  • Söz verenlerin sözünde durması
  • Alışverişte hile yapılmaması
  • Hakkında bilgimiz olmayan şeylere karışılmaması ve bizi  ilgilendirmeyen şeylerin başa takılamaması
  • Kibirli olmanın vekillenerek yürümenin çirkin görülmesi

Bu ilkelere uymak ve bu ülkelere uyma konusunda elimizden gelen bütün çabayı sarf etmek hem kişinin hem de toplumun huzur ve güven içerisinde olmasını inşa edecektir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 54 Cevapları


Soru : Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir? Gözlem ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bir yemeği yapan kişinin o yemek hakkında bir gün bir mucidin icadı hakkında en sağlam bilgileri kendisi sahip olduğu gibi canlıları yaratan allahû teala’dan canlıları en iyi tanıyan ve onların yararına olacak olan şeyleri en iyi bilen kişidir

Allahu Teala yaratıklarına karşı çok merhametli olduğu için toplumun düzenini ezeli ilmiyle bilerek belirlemiş Emir ve yasaklar koyarak toplum düzeninin sağlanmasını ve kurumasını amaçlamıştır.

Yardımlaşmayı doğruluğu haksızlığı önlemeyi emretmiş ve bütün kötülüklerden alıkoymak için yasaklar ve cezalar getirmiştir.

İnsan olarak hata yapmamız durumunda tövbe etmemizi ve telafisi için çalışmamızı da emretmiştir.

Bunun için gözlem ve düşüncelerime bakacak olursam dini asta olduğu şekilde yaşayan ve yaşamaya çalışan insanların oluşturduğu bir toplum aslında herkesin kurmaya çalıştığı sağlam ve güvenilir bir toplumdur.

İnsanlar Allah’ın kendilerini her yerde göreceğini bildiği için ve Allah’ın yasalarının her yerde geçerli olduğunu bildiği için gizli olarak da günah işlemekten ve kötülükler yapmaktan çekinerek aslında her toplumun istemiş olduğu Güven ortamını oluştururlar.

Bunun için değil toplum hayatında çok olumlu yönde etkiler ve toplumu sağlamlaştırır.

Çünkü vatanseverlik millet severlik bayrak sevdası gibi devlete ayakta tutan ve insanların gerektiğinde gözünü kırpmadan canını feda edebilecekleri değerlerin temelinde insanların dini vardır.

Çünkü din hem bu değerlerin korumasını emreder hem de sonunda Şehitlik gibi büyük mükafatlarla müjdeleyerek insanları buna teşvik eder.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 49

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hazırlık Çalışmaları Cevapları Sayfa 49


3. Ünite Hazırlık Çalışmaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 49


1. Dinin toplumsal ilişkilerle ilgili ilkelerinin neler olduğunu araştırınız.


Kısa Cevap : “Dinin toplumsal ilişkilerle ilgili ilkelerinin neler olduğunu araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Dinimiz kişisel ahlakı düzenlemekle beraber toplumsal ilişkilerin düzgün olmasına büyük ölçüde önem vermiş gerek aile gerek toplumun diğer fertlerine ve bütün doğaya karşı bizlere birçok konuda yol göstermiştir.

Toplumsal ilişkilerin düzenlenmesi insanın hayatı için büyük önem taşımaktadır. İnsan yapısı gereği toplumda Yaşar ve ihtiyaçlarını karşılamak için duygusal anlamda bağ kurmak için sürekli insanlara ihtiyaç duyar.

İnsanın toplumsal bir varlık olması toplumsal sorumlulukları ve toplumsal ilişkileri beraberinde getirmiş Bu ilişkilerin düzenlenmesi çok önemli olduğu için İslamiyet bu konuya bazı kurallar ve uygulamalar getirmiştir. Bu uygulamalar em insanları mutlu ve huzurlu olmasını sağlamakta hem de toplumsal yapıyı düzenleyerek doğada olan herkesi ve her şeyi korumaktadır.

Din toplumsal ilişkilerde adaletli olmayı, doğru sözlü olmayı bir gün yalandan kaçınmayı, insanları kandırıp incitmemeyi emretmektedir. Kötülüklerden uzak durmayı düşmüş olan insanların elinden tutarak zorda olan insanlara yardım etmeyi komşuluk ilişkilerini alışverişleriyle yapmamayı ve insanları kıracak her türlü hal ve hareketten uzak durmayı, insanların ayıbını araştırmamayı ve bunun gibi birçok ahlaki ilkeleri emretmektedir.

Bu ülkeler toplumsal düzen ve ahlakın düzenlenmesi için her kimse her kesimde olması gereken ilkelerdir.


2. Güzel ahlakla ilgili bir ayet ve bir hadis bularak defterinize yazınız.


Kısa Cevap : Güzel ahlakla ilgili bir ayet ve bir hadis yazınız. ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Güzel ahlakla ilgili ayetler

Bu cezalandırmanın sebebi şudur: Bir toplum, kendisinde bulunan güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimetleri değiştirmez. Hiç şüphe yok ki Allah hakkiyle işiten ve kemâliyle bilendir. (Enfal suresi, 53. ayet)

Muhakkak ki sen pek yüce bir ahlâk üzerindesin. (Kalem suresi, 4. ayet)

Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. (Nur suresi, 30. ayet)

Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. (Nur suresi, 31. ayet)

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl suresi, 90. ayet)
Malını iyilik yollarında harcayıp nefsini günahlardan arındıran kimse. (Leyl suresi, 18. ayet)

Güzel ahlakla ilgili hadisler

“Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.” (Buhârî, Menâkıb 23, Fezâilü ashâbi’n-nebî 27, Edeb, 38-39; Müslim, Fezâil 68. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 47, 69)

“Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâk bakımından en güzel olanıdır.” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15)

“İnsanlara güzel ahlakla muamelede bulun.

Her nerede olursan ol Allah’tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et.

Peygamberimiz (sav), Yemen’e gönderdiği elçilerine şunları tavsiye etmiştir: “Sirke balı bozduğu gibi, kötü huy da ameli ifsad eder.”

Müminin şerefi dini, asaleti güzel ahlakı, mürüvveti de aklıdır.

Ruhumu kudret altında tutan Allah’a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer.

İmanın kemali, güzel ahlakladır.

“Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz.”

“Her nerede olursan ol Allah’tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et.”

“İyilik, güzel ahlaktır. Günah (kötülük) ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmelerini istemediğin şeydir.”
Doğruluğu elden bırakmayınız. Çünkü doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söylemeye ve doğruluğu araştırmaya devam ederse Allah katında en doğru kişi olarak yazılır. Yalandan sakınınız. Çünkü yalan kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme
götürür. Kişi yalan söylemeye ve yalanı araştırmaya devam ederse Allah katında en yalancı olarak yazılır.”
(Müslim, Birr, 105.)

“Güçlü kimse, güreşte güçlü olan değil, kızgınlık anında kendisine hâkim olandır.”
“Muhakkak ki Allah nezaketle muamele eder, nezaket ve ağırbaşlılığı sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.”
(Ebu Davut, Edep, 10.)
“Hasetten (kıskançlıktan) sakınınız. Çünkü ateşin odunu yediği gibi kıskançlık da iyi amelleri yer bitirir.”
(Ebu Davut, Edep, 44.)
“Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yaşa! Kötülüğün peşine hemen onu yok edecek bir iyilik yap! İnsanlara güzel ahlakla muamele et!”
(Tirmizî, Birr, 55.)


3. İslam’ın korunmasını hedeflediği beş temel esas (zarurât-ı hamse) hangileridir? Araştırınız.


Kısa Cevap : “İslam’ın korunmasını hedeflediği beş temel esas (zarurât-ı hamse) hangileridir? Araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İslamiyet insanın Güven içerisinde yaşamasına hem huzurlu bir yaşam sürebilmek hem de dini rahatça yaşayabilmek için çok önem vermiş bunların korunmasını temel olarak ele almıştır.

İslamiyet’in Temel hak olarak görmüş olduğu ve korunmasını hedeflediği 5 temel esas Can, mal, din, akıl ve nesildir.

Bu temel başlıklar altında aslında insanın ihtiyaç duymuş olduğu her başlık açılabilir ve incelenebilir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi Can emniyeti yani kişinin hayat hakkıdır.

İnsan bütün varlıklardan Üstün görülmüş u yüzden İslam dini insan hayatını korumayı en temel ilkeler arasına koymuştur.

Bircan’a kıymanın bütün insanları öldürmek gibi ağır bir suç olduğunu ifade etmiş ve insan hayatının geri döndürülemez olduğu için her insanın değerli olduğunu ifade etmiştir.

Bu yüzden kötü niyetli insanları uzaklaştırmak için caydırıcı cezalar koymuş ayrıca savaş halinde bile savaşa katılmayan kadın ve çocukların öldürülmesini yasaklamıştır.

İslam’ın korumasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de din emniyeti yani din hakkıdır.

İnsanlar islamiyete girmek için zorlanmamış islam devletinin hakimiyetinde yaşayan gayrimüslimlere dinlerini yaşama hakkı verilmiştir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de akıl emniyeti yani insanın aklıdır.

Biliyoruz ki akıl insanoğlunu en üstün varlık yapan ve üstün bir vasıf katan çok değerli bir nimettir.

Aklı olan insanlar hitap sahibidir ve aklı olmayan kişiler dini hiçbir yükümlülükten sorumlu değildir

İnsanlar aklıyla karar verdiği için kendisini kötülük yapmaya yetebilecek olan ve aklına giderecek olan sarhoşluk veren alkollü içecekleri veya diğer maddeleri haram saymış ve insanın daima aklı başında olmasını toplumun düzeni için önemsemiştir.

Ayrıca davranışlara belirli sorumluluklar ve Emirler getirerek insanların psikolojisini zedeleyecek hareketlerden uzak durulmasını emretmiştir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de mal emniyeti mal güvenliğidir.

İslamiyette herkesin helal yollardan mal edilmeye hakkı vardır ve bu mal isterse kişinin kendi çocuğunun isterse eşinin olsun herkesin ayrı ayrıdır ve zorla veya haksız bir şekilde kullanmaya hakkı yoktur.

Dinimiz insanların canına kastetmeyi büyük günahlardan saymış olduğu gibi malları çalmayı da büyük bir günah saymış böylelikle büyük mağduriyetlerin önüne geçmiştir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de neslin korunmasıdır.

Nesrin korunabilmesi sağlıklı toplumların meydana gelmesi için şarttır.

Geleceğin topluluğunu oluşturan bugünün nesilleri ve çocukları olduğu için neslin gerek çoğalmasına gerekse çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesine önem göstermiştir.


4. Kur’an-ı Kerim mealinden Yusuf suresinin anlamını okuyunuz.


Cevap :

https://www.youtube.com/watch?v=_0Q0c_IoYKk


5. Kur’an-ı Kerim mealinden Asr suresinin anlamını defterinize yazınız.


Cevap :

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle.
Asra yemin olsun ki,
İnsan mutlaka ziyandadır.
Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 47-48

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 2. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları Sayfa 47, 48


2. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 47-48


A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplandırınız.


1. İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi anlatınız.


Kısa Cevap : “İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi anlatınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemini anlatan ayetler ve hadisler

“Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır.” (Hadîd Suresi 18)
“Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” (Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53)

– “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatın yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” (Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92)

“Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82)

“Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) ‘Rahîk-ı Mahtûm’dan içirecektir. Yine bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir.” (Tirmizî, Kıyâme, 18)
“Güneşin doğduğu her gün insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını ona yüklemen sadakadır. Güzel söz de sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyi kaldırman sadakadır.” (Müslim, Zekât, 56)

“Kim helal kazancından bir hurma miktarı sadaka verirse -ki Allah sadece helâl olanı kabul eder- Allah o sadakayı büyük bir hoşnutlukla kabul eder. Sonra onu sahibi için, sizden birinizin tayını yetiştirdiği gibi (özenle) dağ gibi olana kadar büyütür (bereketlendirir). (Buhari, Zekat, 8)

“Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuzu kanaat getirinceye kadar ona dua edin.” (Ebu Dâvud, Zekat, 38)

Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: “Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.” (Buhari, İkrah, 7)

Hz.Âişe’den rivâyet edildiğine göre, Peygamber hanımları bir koyun kesmişlerdi de Resûlullah(s.a.v): “Koyundan ne kadarı kaldı?” diye sordu. Âişe, dedi ki: “Sadece kürek kemiği bölgesi kaldı! Gerisini dağıttık” deyince; Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: “Küreğinden başka hepsi bize (sevap olarak) kaldı.” (Tırmizi, Kıyame, 33)

“Müslüman Müslümanın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşman eline vermez (himaye eder). Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bi ihtiyacını giderir. Her kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sayesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim dünyada, bir Müslümanın (ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onun (ayıbını) örter.” (Mülim, Birr, 58)

Resûlullah(s.a.v.), “Ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle (yan yana) olacağız.” buyurdu ve aralarını hafifçe açarak işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi. (Buhari, Talâk, 25)

“Kim darda kalan borçluya zaman tanırsa yahut (alacağının tamamını veya bir kısmını) borçluya bağışlarsa, Allah onu, başka hiçbir gölgenin (himayenin) olmadığı kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde (himayesinde) gölgelendirecektir.” (Tırmizi,Büyü’,67)


2. Muhtaç durumda olanlara neden yardım etmek gerekir? Söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Muhtaç durumda olanlara neden yardım etmek gerekir? Söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsanların sadece insan oldukları için bile yaşam barınma hayatlarını sağlıklı ve güzel bir şekilde çözüme hakları vardır.

Ancak maddi olarak muhtaç durumunda olan insanlar bu haklarından çoğu zaman mahrum olurlar ve temel haklarını bile karşılamak konusunda zorluk çekerler.

İslamiyet bizleri bu konuda bu insanlara yardım etmeyi teşvik etmiş ve karşılığında büyük mükafatları vaat etmiştir.

Hem bu hayırları düşünerek hem de bizlerin de belki de bir gün bu konuma düşebileceğimiz ihtimalini gözeterek elimizde olduğu kadar az veya çok demeden muhtaç insanlara yardım etmeli ve onların mağduriyetlerini gidermeye çalışmalıyız.

İslamiyet muhtaç durumunda olan insanlara gerek maddi gerek manevi ve duygusal olarak yardımlaşmayı önemsemiş gülümsemenin ve iyi davranmanın bile sadaka olduğunu emrederek insanları muhtaç durumunda olan insanlara meyletmeye ve onlara destek olmaya çağırmıştır

Aslında bu insan ahlakı olarak çok tahsil edilecek ve herkesin takdir edeceği bir ahlak biçimidir.

Ayrıca muhtaç durumda olan insanlara yardım etmek onların ihtiyacını gidererek onların hırsızlık veya zor durumda kaldıkları için başka türlü kötü işlere meyletmesine veya kötü niyetli insanlar tarafından kullanmalarının önüne geçerek toplumsal düzen ve ahlakın korunmasına yardımcı olacaktır.


3. Zekât hangi mallardan verilir? Kısaca açıklayınız.


Kısa Cevap : “Zekât hangi mallardan verilir? Kısaca açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Asli ihtiyaçlarından ayrı oturmuş olduğu evi ve binmiş olduğu arabası kıyafetleri gibi kullanmış olduğu eşyalardan başka hakikaten veya hükmen artıcı yani kazanç sağlayan tırnak işaretini hesap miktarını “mala sahip olan kimsenin zekat vermesi gereklidir.

Artıcı maldan kastedilen şey malın sahibine kar ve gelir getiren fayda veren yahut kendiliğinden çoğalma ve artma özelliği olan altın gümüş para gibi şeylerdir.


4. Kimler zekât vermekle yükümlüdür? Söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Kimler zekât vermekle yükümlüdür? Söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bir kişiye zekatın farz olması için o kimsenin Müslüman olması, akıllı olması, ergenliğe girmiş olması, hür olması ve kişinin bir yıllık borcundan ve Aslı ihtiyaçlarından fazla olarak hakikaten veya hükmen artıcı yani kazanç sağlayan nisap miktarı mala sahip olup bu malın üzerinden bir yıl geçmesi gerekmektedir.

Buradaki artıcı olmaktan kastedilen mal malın sahibine gelir, kar fayda vermesi yahut altın gibi kendiliğinden çoğalma ve artma özelliğine sahip olması gereklidir.

Zekatın farz olması için kişinin hesap miktarına sahip olması yetmez bilakis bu mal veya servete sahip olduktan sonra üzerinden kameri olarak bir yılın geçmesi ve yılın sonunda da kişinin nisap miktarını koruması gerekmektedir.

Bir yıl içerisinde malın artış ve düşüşle itibar edilmeyip yıl sonuna itibar edilir. Zekatı yıl dolduktan sonra vermek şart değildir doğmadan da verilebilir Zekatın geçerli olmasının şartlarından biri de kişinin niyetidir.

Zekat bir ibadet olduğu için niyetsiz yerine getirilemez ve kişi bunu karşıdaki fakire söylemese bile içerisinden zekata niyet etmelidir.

Ayrıca zekatta “temlik” şart olduğu için yemek yedirme gibi şeyler zekat verme olarak sayılmaz bilakis eğer yemek verilecekse Bu maddelerin fakire verilmesi veya para verilmesi gibi verilmelerle zekat verilmesi sağlanmalıdır.


5. Şuayb Peygamber (a.s.) hakkında bilgi veriniz.


Kısa Cevap : “Şuayb Peygamber (a.s.) hakkında bilgi veriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Şuayb aleyhisselam İbrahim veya Salih Aleyhisselam’ın neslindendir. Anne tarafından soyu Lut Aleyhisselam’ın kızına ve Eyüp aleyhisselam ile teyze oğulları oldukları rivayet edilir. Musa Aleyhisselam’ın kayınpederidir.

Şuayb aleyhisselam medyen’de doğup büyümüştür ve o kavmin asil bir ailesine mensuptur.

Gençliği medya kavminin arasında geçmiş bölge halkı sapıtı p azatınca Şuayb aleyhisselam onları kötülüklerden uzaklaştırmaya çalışmış ve daha sonra kendine onlardan uzak temiz ve Nezih bir hayat sürdürmüştür.

Medyenliler Akabe körfezi’nden humus maddesine kadar uzanan bir bölge olup adını burada yaşayan medel halkından almıştır.

Medyen halkı putlara ve heykellere tapıyor ticarette yaygın olarak hile yapıyor ve insanları mağdur ediyorlardı.

Ayrıca bu kavim insanların yollarını keserek gasp eder onları mağdur ederlerdi.

Şuayb Aleyhisselam’ın ismi kur’an-ı Kerim’de 11 defa geçmekte kendisine müthiş bir hitabet yeteneği verildiği için “hatiül-ül Enbiya” (peygamberlerin hatibi) sıfatı verilmiştir

Şuayb aleyhisselam İbrahim aleyhisselam’a indirilen Hanif dininin hükümlerine göre amel etmiştir.

Şuayb aleyhisselam çok namaz kılar kul hakkına ziyade önem verir ölçü ve tartı aletlerinde hak geçmemesi için elinden geleni yapar ve titizlik gösterirdi.

Medyen halkı bu nasihatlere uymadı ve çok fazla bozgunculuk ve insanları mağduriyetle eziyet ettikleri için korkunç bir ses ve gürültü ile helak olmuştur.

Eyke halkı üzerine ise Ateş ve kıvılcımlar yağarak helak olmuşlardır.

Rivayetin birine göre Şuayb aleyhisselam bu kavimlerin helakından sonra Medine yerleşmiş başka bir rivayete göre ise medyen ve eyke kavmi helak edildikten sonra ömrünü geçirmek üzere iman edenlerle birlikte Mekke’ye gitmiş orada vefat etmiştir.


6. Mâûn suresini ezbere yazınız.


Cevap :

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

1- Eraeytellezî yukezzibu bi’d-dîn.
2- Fezâlike’l-lezî yedu’ul-yetîm.
3- Ve lâ yehuddu alâ ta’âmi’l-miskîn.
4- Feveylun lil-musallîn.
5- Ellezînehum an salâtihim sâhûn.
6- Ellezînehum yurâûn.
7- Ve yemne’ûne’l-mâ’ûn.


B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz. 


1. Aşağıdaki kişilerden hangisine zekât verilmez?


A. Yoksullara B. Düşkünlere C. Borçlulara D. Anne ve babaya


2. Zengin Müslümanların, dinî bir görev olarak her yıl mallarının ya da paralarının yüzde iki buçuğunu Allah (c.c.) rızası için ve ibadet niyetiyle muhtaçlara vermelerine ne ad verilir?


A. Kurban B. Sadaka C. Fitre D. Zekât


3. Mâûn suresinde aşağıdaki konulardan hangisinden söz edilmez?


A. Yetimlerin hor görülmemesi
B. İbadette gösteriş yapılmaması
C. Ramazan ayında oruç tutulması
D. Yoksulun doyurulması


4. Aşağıdakilerden hangisi Mâûn suresinde yer alan bir ifade değildir?


A. Dini yalanlayanların kınanması
B. Yetimi itip kakmanın kötü bir davranış olduğu
C. Ahirete iman etmenin önemi
D. Yoksulu doyurmanın önemi


5. “Bunlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklı Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı, bütün bu topluluklar ısrarla gerçeği yalanlamışlardı.”(Sa’d suresi, 12. ayet.)

Hz. Şuayb (a.s.) yukarıdaki ayette sözü edilen topluluklardan hangisine peygamber olarak gönderilmiştir?


A. Âd kavmi B. Semûd kavmi C. Eyke halkı D. Nuh kavmi


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 48 Cevapları


C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri, verilen sözcüklerden uygun olanlarıyla doldurunuz.


Cevap :

  1. Zekât mal ile yapılan bir ibadettir.
  2. Zekât, akıllı, ergenlik çağına gelmiş ve zengin  Müslümanlara farz kılınmıştır.
  3. Yoksul ve muhtaçlara karşılıksız olarak yapılan her türlü yardım ve iyiliğe sadaka denir.
  4. Toprak ürünlerinin zekâtı onda bir oranında verilir.
  5. İslam dinine göre bir kimsenin zengin sayılabilmesi için temel ihtiyaçlarının dışında 85 gram altın ya da bunun karşılığı kadar mal veya paraya sahip olması gerekir. Buna  nisap denir.

Ç. Aşağıdaki cümlelerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.


Cevap :

  1. ( Yanlış ) İnsan bütün ihtiyaçlarını tek başına, başkalarının yardımı olmadan da karşılayabilir.
  2. ( Doğru ) Zekât, İslam’ın beş temel şartından biridir.
  3. ( Yanlış )  Sadakayı yalnızca zenginler verir.
  4. ( Doğru ) Zekât vermeye, öncelikle yoksul akraba ve komşulardan başlanmalıdır.
  5. ( Doğru ) Bir engelliye yardım etmek, düşen bir çocuğu yerden kaldırmak da dinimize göre sadaka sayılır.
  6. ( Yanlış ) Mâûn suresi dört ayetten oluşur.

D. Aşağıdaki şemada boş bırakılan yerlere, zekât verilebilecek kimseleri yazınız.


Kısa Cevap : “Zekât verilebilecek kimseleri yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Zekat yoksul ve muhtaç kimselerin hakkı olduğu için ,kimselere verilmesi gerekmektedir.

Zekat alabilen kişiler hiç malı olmayan kişiler veya zaruri ihtiyaçları dışında nisap miktarının altında malı olan kişilerdir.

Ayeti kerimede belirtilen kişiler Peygamber efendimizin hadis-i şerifleri ve uygulamaları bizlere bu kişileri bildirmektedir.

Zekat alabilecek kişiler fakirler yani yoksullar, düşkünler, Azat edilecek köleler, borçlu olan kişiler, Allah yolunda Cihat edenler ve ilim tahsil edenler, yolda kalmış insanlar ve zeka toplamakla görevli olan kişilerdir.

İnsanların zekat konusunda ilk önce mağdur olan akrabalarını gözetmekle beraber dünyanın dört bir yanında olan hayatını geçirmekte güçlük çeken insanlara ve Allah yolunda ilim tahsil eden din kardeşlerine de zekat bağışını gönderebilir.

Zekat usul ve füru diye tabir edilen kişinin üst soyu ve az suyu şeklinde olan anne, baba, dede, nine, çocuk ve torunlarına verilmez.

Aynı şekilde bakmakla yükümlü olduğu için bir erkek hanımla da zekat veremez. Zekat aynı zamanda nisap miktarı paraya sahip olan kişiye ve gayrime de verilmez.

Zekatın belirli bir zamanı olmayıp istenildiği zaman verilebilir. Sadece zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden 1 yılın geçme şartı vardır. Ancak kişi dilerse bir yıl doğmadan da zekatını verebilir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Sayfa Kitabı 34-35-36-37

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Zekât ve Sadaka İbadeti Cevapları Sayfa 34, 35, 36, 37


Zekât ve Sadaka İbadeti Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 34-35-36-37


Soru : Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?


Kısa Cevap : “Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Zekat ve sadaka gibi mali olan ibadetler her ne kadar malın azalması ve eksilmesi gibi görünse de malın bereketini artırdığı büyüklerimiz tarafından bizlere bildirilmiş ve bununla ilgili birçok mesele anlatılmıştır.

Zekatın malı temizlediği hadisi şeriflerde ifade edilmiş ve içerisindeki haksız kazançların giderek insana huzur ve sağlık getiren bir malı ortaya çıkardı ayrıca insanların mağduriyetini giderdiği için hem dünya hem de ahiret hayatında hayırlar getirdiği açıktır.

Zekât vererek nefsimizin cimriliği ve kötü huyları temizlenmekte insanlar arasında bir sevgi köprüsü kurulmuş olur.

“Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı…” (Ebû Dâvûd, Zekât, 32)

“Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)

“Allah Resûlü bana şöyle buyurdu: ‘Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…’” (Tirmizî, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22)

“Üç şey vardır ki onları yapan kimse imanın tadını almış olur: Allah’tan başka ilâh olmadığına inanarak, bir olan Allah’a kulluk etmek; malının zekâtını gönül rızasıyla, içine sinerek ve her sene düzenli olarak vermek; zekât olarak yaşlı, uyuz, hasta, çelimsiz ve sütü az olan hayvanı vermeyip, mallarınızın orta hallisinden vermek. Çünkü Allah, sizden malınızın en iyisini istemedi; fakat en kötüsünü verin diye de emretmedi.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 5)


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 37 Cevapları


Soru : Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz.


Kısa Cevap : “Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz.” ile ilgili kısa cevabı  için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk.” (Dârimi, Mukaddime, 46).

Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastahane ve okul gibi hayır yerleri kapsar.İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra
sevap almaya devam ederler.

Özellikle çoğunluğu Müslüman olan toplumumuzda öldükten sonra adanın anılacağı ve hayırla yad edileceği Çeşme, köprü hastane ve okul gibi insanların faydasına olacak eserler yapan ve bunu sadece Allah rızası için yapan birçok insan bulunmaktadır.

“Kim iyi bir çığır açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da, bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir.” (1Müslim,)
Vakfedilen gayrimenkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir.

Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de, toplum bu çocuktan yararlandıkça, onun yetişmesinde katkısı bulunan anne, baba, hoca gibi kimselerde hadisi şerifte geçtiği gibi öldükten sonra da amel defterleri kapanmaz ve mükafat alırlar.
Hanefilere göre, bağışlanan her çeşit ibadetin sevabı ölülere ulaşır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 38-39-40

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları Sayfa 38, 39, 40


Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 38-39-40


Soru : İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?


Kısa Cevap : “İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsanlar muhtaç durumda olan bir kimseye yardım ettikleri zaman kendilerinde daha önce hissetmedikleri farklı bir huzur ve mutluluk hissederler.

İçlerinde hissetmiş oldukları Bu duygu hem kendilerinin hem de yardım ettiği insanın hissetmiş olduğu mutluluk ve ikisi arasında oluşan bağın güzelliğidir.

İnsanlar birbirlerine konuşmasalar bile Duygu alışverişinde bulunabilir aralarında bir yardımlaşma olduğu zaman farklı bir yakınlık ve muhabbet hissedebilirler

İnsanlar muhtaç durumda olan birine yardım ettikleri zaman içlerinde bulunan cimrilik, fesat gibi duygular yok olarak güzel duygular hissettiklerini fark ederler.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 39 Cevapları


Soru : Sınıfınızda beş kişilik bir grup oluşturunuz. Grubunuzda yer alan kişilerle, komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.


Kısa Cevap : “Komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Komşular birbirlerine yakın mesafede oldukları için insanların bazen akrabalarının bile yetişemeyeceği kadar hızlı yetişebilir Zor zamanlarında yardımda bulunabilir ve mesafe kısa olduğu için birbirlerine maddi ve manevi anlamda destek olabilirler.

Komşuluk bu derece önemli olduğu için İslamiyet ve komşuluk ilişkilerine çok önem vermiş ve birçok hadis-i şerifte bu durumun öyle mi belirtilmiştir.

Komşunun hakkını gözetmek ve durumuna Vakıf olmak komşuların daha kolay elde edeceği bir bilgi olduğu için komşular birbirine emanet edilmiş ve birbirlerinin gerek çocuklarını gerek ailelerini gözeterek koruyup kollamak bir insanı görev olarak verilmiştir.

Komşularımıza bir kapsayacak yemek göndermek yapmış olduğumuz Ufak da olsa bir ikramı vermek onların zor günlerinde yanlarında olmak hem onlara hem de zor duruma düştüğümüz zaman bizlere büyük fayda sağlayacaktır.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 40 Cevapları


Soru : Aşağıdaki şemaya, zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.


Kısa Cevap : “Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

(Sadaka kibri yok eder.) [Tirmizi]

(Sadaka verenin rızkı artar ve duası kabul olur!) [İbni Mace]

(Sadaka, kabir azabından korur. Kıyamette de himaye altına alır.) [Beyheki]

(Sıkıntılarınızı sadakayla önleyin.) [Deylemi]

(Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.) [Tirmizi]

(Sadaka vererek rızkınızı bollaştırın.) [Beyheki]

(Rızkının bol olmasını isteyen sadaka versin.) [Deylemi]

(Sevabı Müslüman ana babasına niyet edilerek verilen sadakanın sevabı, onlara da gider, kendi sevabından da bir şey eksilmez.) [Taberani]

Zekat, sosyal dengeyi sağlar
Zekattoplumun ferdlerini birbirine kenetler.
“Kalpler, insanı iyilik yapanı sevmeye, kötülük yapanı da sevmemeye zorlar.”

Zekat, islam’ın köprüsüdür. Kalpleri İslama ısındırır
Zekat, mülkiyette kuvvet dengesini sağlar. Fakir zengin dengesini kurar.
Cehennemden kurtarır, Cennete kor ve derecesini yükseltir

Hadisi şeriflerden görüldüğü gibi zekat ve sadakalar insanların hem kendilerine hem mallarına hemde verilmiş olan kişi ve toplumlara fayda sağlar.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 31

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hazırlık Çalışmaları Cevapları Sayfa 31


2. Ünite Hazırlık Çalışmaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 31


1. Zekât, sadaka ve infak kavramlarının anlamlarını araştırıp öğreniniz.


Kısa Cevap : “Zekât, sadaka ve infak kavramlarının anlamlarını araştırıp öğreniniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Zekât: Zekat kelimesi artma, çoğalma, bereket ve temizlik anlamlarına gelmektedir. Zekatın hesaplanarak verilecek bölümün Kur’ân-ı Kerim’de açıkça bildirilen sınıflardan birine veya birkaçına Allah rızası için verilmesidir. Zekata niyet edilmesi şarttır. Ancak verlen kişiye onun zekat olduğunu bildirmek şart değildir. Zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir yıl geçmelidir.

Zekatın Değeri İle İlgili Hadisi Şerifler

“İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Müslim, Îmân, 21)

“Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)

“Allah Resûlü bana şöyle buyurdu: ‘Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…’” (Tirmizî, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22)

Sadaka: Arapça kökenli bir kelimedir. Arap dilinde “doğruluk, gerçek olmak” anlamına gelen “sıdk” kelimesinin çoğuludur. Sadaka he ne kadar maddi bir ibadet olarak bilinse de aslında birçok güzel davranış “sadaka” kabul edilmiştir. Kişinin kendi çocuklarına ve ailesine yapmış olduğu harcama, güler bir yüz ve iyi davranışlar da sadaka yerine geçmektedir.

Sadakanın Anlamı İle İlgili Hadisi Şerifler

Güzel söz sadakadır.

Güzel iş sadakadır.

Her güzel şey sadakadır.

Her bir tekbir sadakadır.

Dikilen ağacın meyvesi sadakadır.

İnfak: Sözlükte “tükenmek, tamamlanmak, son bulmak” anlamına gelmektedir. daha çok “para veya malı elden çıkarmak” mânasında kullanılmaktadır. İnfak kişinin Allah rızası için vermiş olduğu yardım olduğu için farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir.

İnfakın Anlamı İle İlgili Hadisi Şerifler

– “Kişinin kendi malı hayır ve iyilikler yaparak infak edip önceden gönderdiği mallardır. Mirasçısının malı ise harcamayıp geriye bıraktığı menkul, gayri menkul her türlü maldır”, buyurdu. (Buhari)

– “İnfak et, sayıp durma, sana da sayı ile verilir, fazlalık malını ve paranı muhtaç kimselerden esirgeme, senin de rızkın engelenir.” (Buhari, Müslim)


2. Zekât ve sadaka ile ilgili birer ayet meali bularak bunları defterinize yazınız.


Kısa Cevap : “Zekât ve sadaka ile ilgili birer ayet meali yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Zekât ve sadaka ile ilgili ayet mealleri

  • (Hatırlayın!) Hani biz İsrailoğullarından: “Yalnızca Allah’a ibadet edin, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç (büyük çoğunluğunuz) sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam etmektesiniz. (2/Bakara 83)
  • Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. (Bilin ki) kendiniz için yapıp takdim ettiğiniz hayırları Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı görendir. (2/Bakara 110)
  • Şüphesiz ki iman edenler, salih amel işleyenler, namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenlerin Rableri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (2/Bakara 277)
  • Fakat onlardan ilimde derinleşenler ve müminler, sana ve senden önce indirilene iman ederler. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman edenler… Bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (4/Nisâ 162)
  • Sizin dostunuz ancak Allah, Resûl’ü, namazı kılıp zekâtı veren ve rükû eden mümin kimselerdir. (5/Mâide 55)
  • “Bize bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Şüphesiz ki (tevbe edip, hidayetini umarak) sana yöneldik.” (Allah) buyurdu ki: “Azabıma gelince, onu dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu, korkup sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize iman edenlere yazacağım.” (7/A’râf 156)
  •  Haram aylar çıktığında, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın ve her gözetleme yerine onlar için oturup (onları gözetleyin). Şayet (şirkten) tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse yollarını açın/onları serbest bırakın. Şüphesiz Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (9/Tevbe 5)
  • Şayet (şirkten) tevbe eder, namazı kılar, zekâtı da verirlerse dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle detaylı bir şekilde açıklarız. (9/Tevbe 11)
  • Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Resûl’üne itaat ederler. Allah’ın rahmet edecekleri bunlardır işte. Şüphesiz ki Allah, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (9/Tevbe 71)
  • Ailesine namazı ve zekâtı emrederdi. O, Rabbinin yanında razı olunan bir kuldu. (19/Meryem 55)
  • Onları emrimizle hidayete ulaştıran imamlar kılmıştık. Onlara hayırlı işleri yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı ve zekâtı vermeyi vahyetmiştik. Onlar bize kulluk/ibadet eden kimselerdi. (21/Enbiyâ 73)
  •  Onlar, zekât sorumluluğunu yerine getirirler. (23/Mü’minûn 4)
  • Onlar, ticaretin ve alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı adamlardır. Kalplerin ve gözlerin (dehşetten) ters döndüğü bir günden korkarlar. (24/Nûr 37)
  •  Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Resûl’e itaat edin ki, merhamet olunasınız. (24/Nûr 56)
  • O (müminler ki) namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir ve ahirete de yakinen iman ederler. (27/Neml 3)
  •  O (muhsinler,) namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir ve ahirete de yakinen iman ederler. (31/Lokmân 4)
  •  Evlerinizde karar kılın. İlk cahiliye kadınlarının (kendilerini görünür kılmak için) süs ve güzelliklerini açtıkları gibi yapmayın. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûl’üne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah, sizden (manevi) kirleri gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. (33/Ahzâb 33)
  • Onlar ki; zekâtı vermezler ve onlar kesinlikle ahireti inkâr ederler. (41/Fussilet 7)
  • Gizli konuşmalarınızdan önce sadakalar verecek olmaktan dolayı korktunuz mu? Madem ki yapmadınız, Allah tevbenizi kabul etti. (O hâlde) namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûl’üne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (58/Mücadele 13)
  • …Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için hayır olarak ne takdim etmişseniz, onu Allah’ın yanında daha hayırlı ve mükâfatı daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (73/Müzzemmil 20)
  •  Hâlbuki onlar, ancak dini O’na halis kılan hanifler olarak Allah’a ibadet etmekle, namazı dosdoğru kılıp, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur. (98/Beyyine 5)
  • Mallarını Allah yolunda infak edenlerin misali, yedi başak vermiş ve her bir başakta yüz dâne bulunan tohumun misali gibidir. Allah dilediğine (amelinin karşılığını) kat kat arttırır. Allah (ihsanı ve lütfu bütün varlığı kuşatacak kadar geniş olan) Vâsi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir. (2/Bakara 261)
  • Onlar ki mallarını Allah yolunda infak ederler, (infak ettikten) sonra infaklarını başa kakmaz ve kimseye eziyet vermezler. Onların Rableri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (2/Bakara 262)
  • Sadakayı, iyiliği ve insanların arasını düzeltmeyi teşvik etmeleri dışında, aralarında yaptıkları fısıldaşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim de bu (iyiliğe teşvik işini) Allah’ın rızasını elde etmek için yaparsa, ona büyük bir ecir vereceğiz. (4/Nisâ 114)
  • Onların mallarında belli bir hak vardır. (70/Meâric 24)

3. İslam’ın yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği önemi araştırınız.


Kısa Cevap : “İslam’ın yardımlaşma ve dayanışmaya verdiği önemi araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili ayetler

… İyilik ve takvâda birbirinizle yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta ise yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir. Mâide / 2. Ayet

Kâfirler de birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız, yeryüzünde ne götürüp ne getireceğini kestiremeyeceğiniz büyük bir fitne, kargaşa ve büyük bir bozgunculuk patlak verir. Enfâl / 73. Ayet

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. İyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte onlar, kendilerine Allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. Şüphesiz ki Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. Tevbe / 71. Ayet

Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir (Âl-i İmran,3/92)

Ey iman edenler, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmayacağı kıyamet gününe gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta kendileridir. (Bakara,2/254)

Herhangi birinize ölüm gelip de “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktrsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın. (Münafikun,63/10)

Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız Allah hepinizi biraraya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü herşeye hakkıyla yeter. (Bakara,2/148)

(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever. (Bakara, 2/159)

İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar. (İbrahim,14/31)

Onlar, Rablerinin rızasına ermek içi sabredenler, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır. (Râd,13/22)

Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever. (Âl-i İmran,3/134)


4. Şuayb Peygamber’in (a.s.) hayatı hakkında; İslam ansiklopedisi, peygamberler tarihi, Genel Ağ gibi kaynaklardan bilgi edininiz.


Kısa Cevap : “Şuayb Peygamber’in (a.s.) hayatı hakkında; İslam ansiklopedisi, peygamberler tarihi, Genel Ağ gibi kaynaklardan bilgi edininiz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Şuayb Aleyhisselam’ın ismi kur’an-ı Kerim’de 11 defa geçmektedir. Kur’an-ı Kerim’de kendisinden ve gönderilmiş oldugu halktan bahsedilmektedir.

Kendisine Allah tarafından mükemmel bir konuşma yeteneği verildiği için “hatubül Enbiya (peygamberlerin hatibi) denilmiştir.

İbrahim veya Salih Aleyhisselam’ın soyundan olup anne tarafından soyunun Hz Lut Aleyhisselam’ın kızına ulaştığı ve Eyüp aleyhisselam ile teyze çocukları olduğu rivayet edilmektedir.

Şuayb Aleyhisselam’ın kızı Musa aleyhisselam ile evlenmiştir.

Şuayb aleyhisselam putlara ve heykelleri tapan, alışverişte ve ticarette hileler yapan ve insanlara zulmeden Medyen ve Eyke halkına uydurmaları için gönderilmiştir.

İbrahim aleyhisselam’a indirilen Hanif dininin hükümleri ile amel etmiştir.

Şuayb aleyhisselam namaza ve kul hakkına riayetinin çokluğu ile bilinirdi.

Medyen Ve Eykenin Helak Sebebi

Nitekim Hazret-i Şuayp -aleyhisselâm- kavmini;

1. Yollar üzerinde oturup insanları tehdîd ederek onlara eziyette bulunmaktan,

2. İnsanların Allâh’a îmân etmelerine mânî olmaktan,

3. Mü’minleri ve yeni îmân edecek olanları çeşitli şüphelere ve tereddütlere sevk edip dalalet yoluna saptırmaktan men etmeye çalışıyordu.

Medyenliler, korkunç bir ses ve gürültü ile Eykeliler ise üzerine ateş ve kıvılcımlar yağarak helak oldular.

Medyen Kavmiyle İlgili Ayetler

“Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Dedi ki:

«Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin! Sizin için O’ndan başka ilâh yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zîrâ ben sizi hayır (refâh ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azâbından korkuyorum.»” (Hûd, 84)

“…Dedi ki:

«Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin, sizin O’ndan başka ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir mûcize gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın! İnsanların eşyâlarını eksik vermeyin! Islâhından sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın! Eğer inananlar iseniz, bunlar sizin için daha hayırlıdır.»” (el-A’râf, 85)

“…Ey kavmim! Allâh’a kulluk edin ve âhiret gününü bekleyin!..” (el-Ankebût, 36)

“Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adâletle yapın; insanlara malları husûsunda haksızlık etmeyin; yeryüzünde fesatçılık çıkararak fenâlık yapmayın!” (Hûd, 85)

“Eğer mü’min iseniz, Allâh’ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Bununla birlikte ben üzerinize bir bekçi de değilim.” (Hûd, 86)

Şuayb Peygamber’in (a.s.) Hakkında Kuran Ayetleri

Araf Suresi, 85. ayet: Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik. Şuayb onlara:) Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun, insanların (hakları olan mallarını) eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene (ıslaha) konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer inanıyorsanız.”

Araf Suresi, 88. ayet: Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler) dediler ki: “Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp-çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz.” (Şuayb:) “Biz istemesek de mi?” dedi.

Araf Suresi, 90. ayet: Kavminin önde gelenlerinden inkar edenler, dediler ki: “Andolsun, Şuayb’a uyacak olursanız, kuşkusuz kayba uğrayanlardan olursunuz.”

Hud Suresi, 84. ayet: Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a ibadet edin, O’ndan başka İlahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ‘bolluk ve refah (hayır)’ içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum.”

Ankebut Suresi, 36. ayet: Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik) Böylece dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.”


5. Mâun suresinin anlamını bularak defterinize yazınız.


Cevap : “Mâun suresinin anlamını bularak defterinize yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Maun Suresi Türkçe Okunuşu,

1. E raeytellezi yükezzibü bid din
2. Fe zalikellezi yedu’ul yetim
3. Ve la yehuddu ala taamil miskin
4. Fe veylün lil müsallin
5. Ellezine hüm an salatihim sahun
6. Ellezine hüm yüraun
7. Ve yemneunel maun


Maun Suresi Türkçe Anlamı

1. Dini yalanlayanı gördün mü?
2. İşte o, yetimi itip kakar;
3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6. Onlar gösteriş yapanlardır,
7. Ve hayra da mâni olurlar.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 59-60-61-62-63

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Yusuf (a.s.) Cevapları Sayfa 59, 60, 61, 62, 63


Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Yusuf (a.s.) Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 59-60-61-62-63


Soru : Yusuf Peygamber (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?


Kısa Cevap : “Yusuf Peygamber (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Yusuf Aleyhisselam Yakup Aleyhisselam’ın oğludur. Annesinin adı Rahîl ‘ dır. Kenan adındaki yerde doğmuştur.

Kur’an-ı Kerim’de ismi 27 defa geçmektedir. Ayrıca kur’an-ı kerim’deki 12 surenin adı Yusuf suresidir.

Yusuf Aleyhisselam’ın annesinin uzun süre çocuğu olmamış Allah’a dua etmesi üzerine Yusuf Aleyhisselam ardından kardeşi bünyamin doğmuştur. Anneleri bundan  kısa bir süre sonra vefat etmiştir.

Yakup Aleyhisselam Yusuf Aleyhisselam’ın doğduğu yıl peygamberlikle vazifelendirilmiş orada bulunan birçok kişi iman etmiştir.

Yakup Aleyhisselam olgun davranışları ve diğer çocuklardan farklı davranışlarıyla özel hallerini park etmiş Bu yüzden ona ayrı bir ilgi ve alaka göstermiştir. Kendisinde bulunan peygamberlik özellikleri sebebiyle Yusuf aleyhisselam’ı diğer çocuklarından daha çok sever ve yanından ayırmazdı.

Yusuf aleyhisselam’a olan bu ilgisi kardeşlerini gözünden kaçmamış ve ona olan kıskançlıklarından dolayı Yusuf aleyhisselam’ı öldürmeye karar vermişlerdir.

İçlerinden bir kardeşleri Yusuf aleyhisselam’a kıyamayarak onu öldürmek yerine kuyuya atmaları fikrini vermiş ve bir plan kurarak Yusuf aleyhisselamı yanlarına götürdükleri bir esnada onu kuyuya atmışlardır.

Babalarına ise Yusuf Aleyhisselam’ın gömleğini getirerek onu kurdun yediğini söylediler.

Kuyunun yanından geçen bir kafile Yusuf Aleyhisselam ‘ı buldu ve Mısır’da ucuz bir fiyatla köle olarak sattı.

Kendisini köle olarak satan aziz’in hanımı kendisine aşık oldu ve Yusuf Aleyhisselam onun bu yakınlığını kabul etmeyince iftira atıp kocasına şikayet etti ve Yusuf aleyhisselam’ı hapse attırdı.

Yusuf Aleyhisselam senelerce hapiste kalmış daha sonra hapiste.

Aziz yani hükümdar rüyasında 7 zayıf ineğin 7 semiz ineği yediğini ve 7 yeşil başak’la 7 kuru Başak görmüş ancak bunun tefsirini hiçbir yorumcu yapamayınca hazreti Yusuf’u hapishaneden çıkarıp rüyasını tabir ettirmiştir.

Yusuf Aleyhisselam 7 sene bolluk peşinden 7 sene kuraklık geleceğini söylemiş ve bununla ilgili çalışmalar yaparak ambarları ürünlerle dolduracağını ve kıtlıkla baş edecek fikirler sorunca hapisten çıkarıldı ve devlette önemli bir yere getirildi.

Yusuf Aleyhisselamın kardeşleri kıtlıktan dolayı zor durumda kaldıkları için yiyecek almak için Mısır’a gelmiş ancak kardeşlerini tanımadıklarından dolayı tekrar buraya gelmek üzere yola çıkmışlardır.

İkinci gelişlerinde Yusuf Aleyhisselam onlara kendini tanıtmış ve onları affettiğini söyleyerek babası, annesi ve kardeşlerinin tamamını Mısır’a davet etmiştir.

Yusuf Aleyhisselam güzelliği ve namusu ile tanımaktadır.

Yusuf Aleyhisselam 120 yaşında vefat ettiği rivayetleri bulunmaktadır.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 61 Cevapları


Yüz Bin Peygamber
Hor bakma sen toprağa,
Toprakta kimler yatar,
Hani bunca evliya,
Yüz bin peygamber yatar.
Kuyuda nihan olan,
Kul deyüben satılan,
Mısır’a sultan olan,
Yusuf Peygamber yatar.
Yusuf’u yavi kılan,
Kurt ile davi kılan,
Ağlayıp gözsüz kalan,
Yakup Peygamber yatar
Yunus Emre, Divan, 68-69. (Sadeleştirilmiştir.)

Soru : Yukarıdaki şiirde hangi peygamberlerden bahsediliyor?


Cevap :

Yukarıdaki şiirde Yakub aleyhisselam ile Yusuf aleyhisselam peygamberinden bahsediliyor.


Soru : Şiirde Yusuf Peygamber’in (a.s.) hayatıyla ilgili hangi vurgular yer alıyor? Arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

Şiirde Yusuf Peygamber’in (a.s.) hayatıyla ilgili kuyuya atılmasından, köle olarak satılmasından, Mısır’ a sultan olmasından, babası Yakub aleyhisselamdan vurgular yer alıyor.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 63 Cevapları


Soru : Aşağıdaki şemayı arkadaşlarınızla değerlendiriniz. Sizce bu şemaya başka neler eklenebilir? Düşüncelerinizi sınıfınızda açıklayınız.


Cevap :

  • Cömertlik
  • Affedicilik
  • Akıl ve beceri
  • Sabırlı olmak
  • İmtihanları kazanmak

Soru : Yukarıdaki ilke ve değerlere uymak neden önemlidir ve bize neler kazandırır? Düşüncelerinizi aşağıya yazınız.


Cevap :

Yukarıdaki ilke ve değerlere uymak iyi bir insan olmak ve güzel bir hayatla gelen imtihanlara karşı sabırlı olmak açısından önemlidir. Bizlere hayatta başımıza gelen imtihanları güzel bir şekilde atlatmamızı sağlar.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 89-90-91-92-93-94-95

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Kur’an-ı Kerim’in Ana Konuları Cevapları Sayfa 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95


Kur’an-ı Kerim’in Ana Konuları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 89-90-91-92-93-94-95


Soru : Yüce dinimiz İslam’ın inanç esasları nelerdir?


Kısa Cevap : “Yüce dinimiz İslam’ın inanç esasları nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Yüce dinimiz İslam’ın inanç esaslarından birincisi Allah’a imandır.

İnsan haklı bu dünyada allahû teala’yı Kamil manada idrak etme ve anlama gücüne sahip değildir.

Allah Teala’nın zatını bilemeyeceğimiz için onu Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde geçtiği şekilde inanmak ve iman etmek gerekmektedir.

Aklımızın birçok şeyi anlamadığı gözümüzün birçok şeyi görmediği ve kulağımızın bütün sesleri duyamadığı gibi anlayamadığımız birçok bilginin olduğunu kabul etmeli ve allah’u Teala ya kalbi bir şekilde iman etmeliyiz.

Yüce dinimiz İslam’ın inanç esaslarından ikincisi meleklere olan imandır.

Melekler nurdan yaratılmıştır. Erkeklik ve dişilik kavramları olmayıp insanlar gibi yiyip içmek uyumak gibi sıfatlardan uzaktırlar. Kendilerinde nefis olmadığı için günaha meyletmezler isyan ve hata etmezler.

Meleklerin çokluğu ile ilgili hadisi şerifler vardır ancak tam olarak sayılarını belirtemeyiz.

4 büyük melek vardır ki bu meleklerin ismi Cebrail, Mikail, Azrail ve İsrafil aleyhisselam’dır.

Cebrail Aleyhisselam vahiy getirir Mikail Aleyhisselam tabiat olaylarını düzenler, Azrail aleyhisselam ruhları alır, İsrafil aleyhisselam ise kıyamet kopacağı zaman sura üflemekle mükelleftir.

Bu meleklerden başka insanları koruyan hafaza melekleri amel defterlerimizi yazan kirami katibi melekleri kabirde sorgu soracak olan münker nekir melekleri gibi çokça Melek bulunmaktadır.

Yüce dinimiz İslam’ın inanç esaslarından üçüncüsü kitaplara iman etmektir.

Allahu Teala Adem aleyhisselam’dan bugüne kadar birçok suhuf ve kitap halinde peygamberlere Emir ve yasaklarını bildirecek ayetler göndermiştir.

Bunların hepsinin değiştirilmemiş hallerinin hak olduğuna inanmak inanç esaslarındandır. Değiştirilmeyen ve günümüze ulaşan tek kitap kur’an-ı kerim’dir.

Kur’an-ı Kerim Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e, ncil İsa aleyhisselam’a, Tevrat Musa aleyhisselam’a Zebur Davut aleyhisselam’a inmiştir.

Bir de indirilmiş olan 100 suhuf vardır ki suhufların onu Adem aleyhisselama, 50 cc aleyhisselam’a, 30 edirse aleyhisselam’a nu ise İbrahim aleyhisselam’a gönderilmiştir.

Toplumun yapısı bakımından Emir ve hükümler değişiklik gösterse de Allah’ın sıfatları ve tevhid inancı ile ilgili olan hükümler hep aynı gelmiştir

Yüce dinimiz İslam’ın inanç esaslarından dördüncüsü ise peygamberlere imandır.

Rivayete göre 124.000 veya 224.000 peygamber gönderilmiştir.

Peygamberler kendi zamanlarındaki gönderilmiş oldukları kavmi irşad ile uğraşmış Allah’ın seçmiş olduğu özel kimselerdir

Peygamberlerin varlığına ve hak dini getirdiklerine iman ile beraber onların  peygamberlerde olması gereken Sıdk, emanet, fetanet tebliğ ve İsmet sıfatlarına da iman etmek onların özel kimseler olduğunu bilmek ve inanmak gerekmektedir.

Yüce dinimiz İslam’ın i inanç esaslarından beşincisi ahirete imandır. İnsanın belirli olan ömrü bittikten sonra kabre girecek ve kıyametin kopması ile beraber kişinin mahşer hayatı başlamış olacaktır.

Küçük Kıyamet Alâmetleri:
1) İlim ortadan kalkacak, buna mukâbil cehâlet artacak. Bu durumda müskirâtı/sarhoşluk veren şeyleri içmek ve zinâ, alenen irtikâb edilir hâle gelecek.

2) Pek basit sebeplerle ve yok yere adam öldürmeler olacak.

3) Adâlet ve ehliyet kalkacak, haram ve helâle dikkat edilmeyecek.

4) Ana-babaya isyan, buna mukâbil fâsık kadınlara itaat artacak.

5) Ölçü ve tartıda hîle yaygınlaşacak, herkes bu hîlelerden şikâyet eder hâle gelecek.

6) İnsanlara hürmet ve merhamet son derece azalacak ve nasihatlere kulak asılmayacak.

7) Şehirlere göçler artacak, binalar yükselecek. Kötü ve ehliyetsiz kimseler îtibar görecek, söz ve hüküm onlarda olacak.

8) Kumar, fal ve oyun âletleri çok artıp revaç bulacak, vaktin nasıl geçtiği fark edilmeyecek.

9) İsraf artacak, dünya mal ve menfaati âhiret saâdetine tercih edilir hâle gelecek.[87]

Büyük Kıyamet Alâmetleri:

1) Kırk gün sürecek bir dumanın zuhûr etmesi,

2) Deccâl’ın çıkması,

3) Dâbbetü’l-Arz denilen bir varlığın çıkması,

4) Güneş’in batıdan doğması,

5) Ye’cüc ve Me’cüc’ün dünyaya yayılması,

6) Hazret-i Îsâ’nın yeryüzüne inmesi,

7) Hicaz’dan kuvvetli bir ateşin zuhûru,

8) Doğu, batı ve Arap yarımadasında olmak üzere üç adet yer batmasının meydana gelmesi.

Yüce dinimiz İslam’ın inanç esaslarından altıncısı ise kadere imandır.

Allah’ım irade ve kudreti olmadan hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini inanmamız gerekmektedir.

Allahu Teala ezeli ve ebedi ilmi ile insanların nasıl davranacağı konusunda her şeyi bildiği için kaderi bu şekilde yazmış ancak doğum kişinin ne zaman ve nerede öleceği gibi konular insanın dahilinde olmayıp kaderde geçen şeylerdir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 90 Cevapları


“Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekilerini ve arkalarındakilerini (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O; göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O yücedir, büyüktür.”
Bakara suresi, 255. ayet

Soru : Yukarıdaki ayetten Allah (c.c.) inancı ile ilgili ne gibi ilkeler çıkarabiliriz? Söyleyiniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayetten Allah (c.c.) inancı ile ilgili gibi çıkarabileceğimiz ilkeler

  • Allah’tan başka ilah yoktur
  • Haşa Allahu Teala ölmez diri ve kayyumdur
  • Allah Teala uyuma gibi zayıflıklardan uzaktır
  • Her şeyin mülkiyeti Allah’a aittir
  • Allah Teala’nın izin vermesi ile ancak şefaat edilebilir
  • Her şeyi bilendir
  • Allah teala her şeye hükmetmektedir
  • Allah teala gökleri ve yeri koruyup gözetmektedir
  • Allahu Teala yüce ve büyüktür

Soru : Allah’a (c.c.) neden ibadet etmemiz gerekir? Aşağıdaki şemaya düşüncelerinizi yazınız. 


Kısa Cevap : “Allah’a (c.c.) neden ibadet etmemiz gerekir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bence kul ile Allah arasında en yüksek en saygıdeğer ve kuvvetli ve hoşba ibadet bağıdır.

İnsan ibadet ederek Allah’a müracaat edip bir şeyler talep edebilir sığınabilir ve karşılığında gerek bu dünyada gerek ahirette büyük hayırlar alır.

İnsan bu kadar zayıflıkta Allahu Teala bu kadar yücelik ve büyüklükte olmasına rağmen Allah Teala’nın kullarına olan sevgisi ve sevgi sıfatı ile kullarını yaratması sebebiyle ibadet yolunu açmış ibadet ederek kulun nefsin kötü huylarından kurtularak kendisine gelmesini istemiştir.

Yokluğun var olması çirkinlik ve kötülüktür. Var olmayan bir şey de güzellik söz konusu olamaz.

Allahu Teala insanı var etmekle ona özel güzellikler ve büyüklükler vermiş ancak dünyada bir imtihan yeri olarak ahirette büyük dereceler kazanması için ona nefis ve şeytan ile imtihanı şart koşmuştur.

Bir bebeğin anne karnında beslenme olmasına olmamasına rağmen ağzının ve burnunun olmasından anlam veremediği gibi bizlerin de bugün yapmış olduğu ibadetler yarın ahirette bizlere giyecek ev ve Büyük mükafatlar ve rahatlıklar olarak geri dönecektir.

Bu dünyada gelecek yıllarımızı hazırlamak için ve iyi bir maaşa sahip olmak için okuyup meslek sahibi olduğumuz gibi ahirete yatırım yaparak ilk defa ve geri dönüşü olmayan bir yola girebileceğimiz için açtığı büyük yatırımlar yapmalıyız.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 93 Cevapları


“Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma… Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.” İsrâ suresi, 26 ve 29. ayetler.
“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” Hucurât suresi, 12. ayet.

Soru : Yukarıdaki ayetler, bizi hangi ahlaki davranışlara yönlendirmekte, nelerden sakındırmaktadır? Arkadaşlarınızla belirleyiniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayetler akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını vermeye yönlendirmektedir.

Gereksiz yere saçıp savurmaktan, cimrilik yapmaktan, kötü zanda bulunmaktan, insanların kusurlarını ve özel hayatlarını araştırmaktan ve gıybet yapmaktan sakındırmaktadır.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 94 Cevapları


“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
Mâide suresi, 8. ayet.

Soru : Yukarıdaki ayetten hangi ilkeler çıkarılabilir? Bu ilkelere uyulması niçin gerekli ve önemlidir? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayetten Allah’ın rızası için Hakkı ayakta tutmak, adaletle şahitlik etmek, haksızlık yapmamak ve adil olmak ve Allah’a karşı gelmekten sakınmak ilkelerini çıkarabiliriz.

Bu ilkelere uymak hem kişinin kendi hayatını düzenlenmesi hem de toplumsal sağlamlığın elde edilmesi için gerekli bir önemlidir.

Dinin emirleri sadece bireysel olarak değil bütün toplumu ilgilendirir ve toplum düzenine sağlar.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 95 Cevapları


Soru : Kur’an’da geçen kıssalardan birini araştırınız. Bu kıssayla ilgili edindiğiniz bilgileri defterinize not ediniz ve arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Kur’an’da geçen kıssalardan birini araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hızır As ile Musa Asın Kıssası

60. Hani Mûsâ beraberindeki gence şöyle demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim.”

61. Onlar iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti.

62. Oradan uzaklaştıklarında Mûsâ beraberindeki gence “Öğle yemeğimizi getir, bu yolculuğumuzdan dolayı çok yorgun düştük” dedi.

63. Genç, “Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti” dedi.

64. Mûsâ: “İşte aradığımız bu idi” dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisin geri döndüler.

65. Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

66. Mûsâ ona, “Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?” dedi.

67. Adam şöyle dedi: “Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin.”

68. “İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?”

69. Mûsâ, “İnşaallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim” dedi.

70. O da şöyle dedi: “O halde eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın.”

71. Derken yola koyuldular. Nihayet, bir gemiye bindiklerinde (adam) gemiyi deldi. Mûsâ, “Sen onu içindekileri boğmak için mi deldin? Doğrusu, şaşılacak bir iş yaptın.” dedi.

72. Adam, “Sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin, demedim mi?” dedi.

73. Mûsâ, “Unuttuğum için bana çıkışma ve bu işimde bana güçlük çıkarma!” dedi.

74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

75. Adam, “Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi?” dedi.

76. Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme. Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın (bu son özür dileyişim)” dedi.

77. Yine yola koyuldular. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Halk onları konuk etmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ, “İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın” dedi.

78. Adam, “İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir” dedi. “Şimdi sana sabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım.”

79. “O gemi, denizde çalışan bir takım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.”

80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

81. “Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.”

82. “Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur.”



 

Our Score
error: Content is protected !!