Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cesaretli ve kararlı oluşunu örnek vererek anlatınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cesaretli ve kararlı oluşunu örnek vererek anlatınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cesaretli ve kararlı oluşunu örnek vererek anlatınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Peygamberimiz bir peygambere ve devlet liderlerine yakışacak şekilde cesaretli ve kararlıydı.

Savaşlarda en ön saflarda olur hiçbir işten geri kalmayarak bütün işleri öncülük etmekle kalmayıp işin içerisinde diğer insanlar gibi çalışır çabalardı.

Savaşın ve ölümün bile en kızgın olduğu zamanlarda cesaret örneği göstermiş cesur ve direnmiştir.

Ayrıca davasından vazgeçmemesi yapılan işkence ve zorluklara rağmen kararlı bir şekilde Allah’ın dinini yaymaya gayret etmesi de kararlılığını göstermektedir.


“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cesaretli ve kararlı oluşunu örnek vererek anlatınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

…Peygamberimizden çocukken “Lât ve Uzza hakkı için” diyerek kendisinden bir şey istenildiğinde “Onlar adına benden bir şey istemeyin. Vallahi onları sevmediğim kadar hiç bir şeyi sevmez değilim.” der ve büyük cesaret örneği gösterirdi.,

…Peygamberimiz amcasıyla beraber bir Yemen seferine çıkmışlar vahşileşmiş bir deve görmüşlerdi. Peygamberimiz cesaretle atılmış ve onu yakalamıştır.

…Hz. Ali (radıyallâhu anh) şöyle anlatıyor: “Bedir’de savaş bütün şiddetiyle devam ederken bazan biz Hz. Peygamber’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- arkasına sığınıyorduk. Hepimizin en cesuru o idi. Düşman saflarına en yakın yerde o bulunurdu.” (Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Huneyn savaşında İslâm ordusu geri çekilmek zorunda kalmıştı. Fakat Allah’ın Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yerinde sebat ettikden başka, hayvanını mütemadiyen ileri sürmüş, düşman her taraftan, onu hedef almıştı. Vak’aya iştirak eden Berâ’ya -radıyallâhu anh- soruldukta:

– Sen de o gün ric’at edenler içinde miydin? O da:

– Evet, Ben de ric’at edenler arasında idim. Fakat şehâdet ederim ki Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yerinden bir adım gerilemedi. Savaş, vahşi bir yangın gibi yayıldığı zaman hepimiz Rasûl-i Ekrem’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- etrafına sığındık. O’nun yanında durmak en büyük cesâret kaynağımızdı, buyurmuştur.

…Peygamberimiz bir hadisi şerifinde buyurmuştur:

“Nefsim, kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki bütün mü’minlerin, benim bulunduğum her savaşa katılmak arzuları olmasa ve orduya vasıta temin etme kaygusu bulunmasa idi istisnasız bütün savaşlara katılırdım. Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah’a yemin olsun ki Allah yolunda şehit olup dirilmek, tekrar tekrar şehit olup dirilmek, ve sonunda yine şehid olmak isterdim.” (Buhârî)

Kararlı olmak, belirlemiş olduğu hedeflere ulaşabilmek adına bu yolda önüne çıkan tüm engelleri yıkmak, yok eden ve bu engellerin bir şekilde üstesinden gelmek, her halükarda yolun sonuna ulaşabilmektir.

Peygamber Efendimizde kendisine yapılan işkence yurdundan çıkarılma gibi tüm şeylere rağmen davasından vazgeçmemiş ve tebliğe devam etmiştir. Bu yolda yıllarca eziyet ve işkence görmesine ve kendisine birçok rahatlık teklif edilmesine rağmen kararlılığına devam etmiştir.

…Müşrikler Ebû Talib’e gelerek; Ey Ebû Talib; yeğenin putlarımıza ve dinî inançlarımızı kötüledi, akılsız olduğumuzu, babalarımızın, dedelerimizin yanlış yolda gitmiş olduklarını söyleyip durdu. Şimdi sen, ya onu bunları yapmaktan ve söylemekten alıkoy veya aradan çekil.” dediler.
Sonunda yumuşak bir şekilde gelenleri savdı.
Müşrikler, Ebû Talib’e tekrar başvurdular:,
“Ey Ebû Talib! Sen bizim yaşlı ve ileri gelenlerimizden birisin. Yeğenini yaptıklarından vazgeçirmek için sana müracaat ettik. Fakat sen istediğimizi yapmadın. Vallahi, artık, bundan sonra onun babalarımızı, dedelerimizi kötülemesine, bizi akılsızlıkla ithâm etmesine, ilâhlarımıza hakaretlerde bulunmasına asla tahammül edemeyiz. Sen, ya onu bunları yapıp durmaktan vazgeçirirsin, yahut da iki taraftan biri yok oluncaya kadar onunla da seninle de çarpışırız.” dediler.
Yeğeni olan Peygamberimize merhametinden dolayı onu yanına çağırdı ve şöyle dedi ” Kardeşimin oğlu, kavminin ileri gelenleri bana başvurarak senin onlara dediklerini bana ârzettiler. Ne olursun, bana ve kendine acı! İkimizin de altından kalkamayacağımız işleri üzerimize yükleme. Kavminin hoşuna gitmeyen sözleri söylemekten artık vazgeç.”
“Bunu bilesin ki, ey amca! Güneş’i sağ elime, Ay’ı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem. Ya Allah, bu dini hâkim kılar, yahut ben bu uğurda canımı veririm.”
Bunun üzerine Ebû Talib; “Yeğenim benim,” diyerek boynuna sarıldı ve “İşine devam et, istediğini yap. Vallahi, seni asla herhangi bir şeyden dolayı kimseye teslim etmeyeceğim.” diye konuştu.



 

Our Score

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) merhametli oluşu hakkında bilgi veriniz.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hz. Muhammed’in (s.a.v.) merhametli oluşu hakkında bilgi veriniz. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) merhametli oluşu hakkında bilgi veriniz.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Peygamber Efendimiz gerek çocuk gerek kadın gerek kafirlere bile merhamet ederdi. Aç görse doyurur elinde avucunda ne varsa hepsini dağıtırdı.

Güçsüzlere, kadınlara ve çocuklara merhamet eder kimseye haksızlık ve eziyet edilmesine dayanamazdı.

Kendi canına kast eden ve sürgün eden kimseleri bile bağışlamış ve gerek başka zamanlarda gerek Mekke’ nin fethinde intikam almamıştır.


“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) merhametli oluşu hakkında bilgi veriniz.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Merhamet Hakkında Hadisler ve Peygamberimizin Anıları

…Bir gün kendisinden, müşriklere lanet etmesi istendi.

“Ben lanetçi değilim, alemlere rahmet olarak gönderildim.” buyurdu. “Ben bir merhamet peygamberiyim.” buyurdu. (Bkz. Müslim, Fedâil, 126; Tirmizî, Deavât, 118)
… Peygamberimiz yanık bir karınca yuvası gördü; “–Allah’ın verdiği canı yakmaya kimin hakkı var?!” dedi. (Bkz. Ebû Dâvud, Cihad, 112)

…Mekke Fethi’ne giderken yolda dişi bir köpek, yavrularını emziriyordu; “‒Öbür taraftan geçin!” buyurdu.

…Deve üzerinde sohbet eden insanlar gördü: “Yere inin, yerde sohbet edin.” buyurdu. (Bkz. Ahmed, III, 439)
…(“(Rasûlüm!) Biz Sen’i âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik.” [el-Enbiyâ, 107])

….Size kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere çok şefkatli, çok merhametlidir.” buyrularak Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ümmetine karşı merhameti ifade edilmiştir.
Bir adam yanındaki çocukla Hz. Peygamber’e (s.a.v.) geldi. Adam çocuğu bağrına basıyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.): “Ona karşı merhametlisin değil mi?” diye sorunca adam: “Evet” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): “Allah, ona karşı senden çok daha merhametlidir. O, merhametlilerin en merhametlisidir” buyurdu. (Buhârî, Edebü’l-Müfred, 137)
Yüce Allah “Ben, merhametlilerin en merhametlisiyim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayanları cennetime koyun!” buyurur ve bunun üzerine onlar cennete girerler. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I. 4)

…Çölde yaşayan Araplardan bazıları Resulullah’ın (s.a.v.) yanına geldiler; (Onun çocukları öpüp sevdiğini görünce):

– “Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz?” dediler. Hz. Peygamber (s.a.v.):

– “Evet” cevabını verince onlar:

– “Ama biz vallahi çocukları öpmeyiz” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

– “Allah, sizin kalbinizden merhameti söktüyse, ben ne yapabilirim” buyurdu. (Müslim, Fedâil, 64)
….Akra’ b. Hâbis (r.a.) Hz. Peygamber’i (s.a.v.) torunu Hasan’ı öperken görünce : “Benim on çocuğum var, onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu. (Müslim, Fedâil, 65)

“Merhametlilere Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin!” (Tirmizî, Birr ve Sıla, 16; Buhârî, Edeb, 13)
“Allah şu üç özelliği taşıyan kimseye himayesini artırır ve onu cennetine koyar:

…Güçsüzlere yumuşak davranmak, ana babaya şefkat etmek ve elinin altında bulunanlara iyi muamele etmek.” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 48)

…Efendimiz (s.a.v.) “Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur. Allah çocuğuna merhamet etmeyene merhamet etmez. Beni yaşatan Allah’a yemin ederim ki, cennete ancak merhametliler girer.” buyurdu. Biz “Ey Allah’ın Resulü, hepimiz (çocuklarımıza) merhamet ederiz.” dedik. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: “Sizden birinizin merhameti, yanındakilere merhamet etmesi değildir, asıl merhamet tüm insanlara merhamet etmesidir.” (Heysemî, Mecmau’z-zevâid, VIII, 187)

…Efendimiz (s.a.v.): “Bir adam yolculuktayken susadı ve bulduğu bir kuyuya inip su içti. Çıktığında, dili dışarda, hızlı hızlı soluyan ve susuzluktan nemli toprağı yalayan bir köpek gördü. Adam: ‘Anlaşılan bu köpek de tıpkı benim gibi susuzluk çekmiş!’ dedi ve hemen kuyuya inerek pabucu ile su çıkarıp köpeğe içirdi. Bunun üzerine Yüce Allah, onu bağışladı.” buyurdu.

…Mekke’nin tahıl ihtiyacının bütününü karşılayan Hamame isimli bir kabile reisi Müslüman olur. Ve Mekke’ye tahıl satışını durdurur. Aniden açlık tehlikesiyle yüz yüze kalan Mekke’li putperestler önce Hamame’ye başvururlar ama sonuç alamayınca Peygamberimize giderler. “Eğer senden de bir çare bulamazsak, hepimiz açlıktan kırılırız.” derler. Peygamberimiz kendilerini aç bıraktıkları ve işkencelerini öne sürmez ve büyük bir insanlık örneği göstererek geri ticaret yapması için Hamame ile görüşür.



 

Our Score

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güvenilirliği konusunda bilgi veriniz.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güvenilirliği konusunda bilgi veriniz. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güvenilirliği konusunda bilgi veriniz.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem gerek peygamberliğinden önce gerek peygamberliğinden sonra emin lakabıyla anılmış ve kendisine her konuda güvenilmiştir.

Gençliğinde ve hayatının hiçbir bölümünde yalan söylemeyen emanete riayet eden ve insanlara bu konuda çok güzel örnek olan tertemiz bir insandı.

Hz Hatice radıyallahu an mallarını ticareti yapması için onu görevlendirmiş ve ona kuşkusuz bir şekilde güvenmiştir.

Yaptığı işlerle güvenirliğini görünce ise onu evlenme teklifi etmiştir.

Peygamber efendimizin düşmanlarının bile ona değerli eşyalarını emanet etmesi ve peygamber efendimizi zorla Mekke’den çıkarmalarına rağmen emanetlerini onlara teslim etmesi için Hz Ali’ye teslim etmesi de mükemmel bir insanlık özelliğidir.


“Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güvenilirliği konusunda bilgi veriniz.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Bir hadis-i şerifinde “Müslüman bir gün insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” buyurmuştur.

Peygamber efendimiz bu sözünün gereğini hakkıyla yerine getirmiş gerek peygamberlikten önce gerek peygamberlikten sonra herkese karşı güvenilir bir insan olmuştur.

Bunun en büyük kanıtı ise peygamber efendimize peygamberliğinden önce de Muhammed-ül emin yani güvenilir. Muhammed denmesidir.

Peygamberlik gelmeden önce ticaretle uğraştığı sıralarda adalete dikkat eder Hz Hatice radıyallahu anh’ın güvenerek kendisine vermiş olduğu malların kahrını eksiksiz ve güzel bir şekilde sahibine ulaştırırdı.

Ayrıca peygamber efendimize düşmanlık edenler bile en değerli eşyalarını gözleri arkada kalmadan ona emanet eder ve düşman olmasına rağmen ona güvenirlerdi.

Peygamber efendimiz kendisini zorla Mekke’den çıkaran düşmanlarının emanetine birer ayet etmiş hicret edeceğiz edeceği zaman kendisinde bulunan emanetleri sahiplerine teslim etmesi için Hz Ali’yi görevlendirmiştir.

Peygamber efendimizin güvenilirliğini gösteren bir başka olay ise peygamberlikten önceki hakem olayıdır.

Peygamber efendimizin gençlik yıllarında Kabe’nin onarılması için karar alınmıştı. Onların tamamlandıktan sonra hacer-ül esved’in yerine konulması konusunda kabileler anlaşamamış kimin koyacağı konusunda konuşmalar neredeyse tartışmaya dönüşmüştü.

Mekke’nin yaşlarından bir kimse sorunu çözmek için Kâbe’ye gelen ilk kişinin hakim seçilmesi teklifinde bulunmuş onlar da bu teklifi kabul etmiştir.

İlk gelen kişinin Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem olduğunu gören herkes çok memnun olmuştur. Bir kimseye bu kadar kişinin aynı anda güvenmesi ve herkesin mutlu olması ne kadar güvenilir olduğunu göstermektedir. Peygamber efendimiz gerek peygamberliğinden önce gerek peygamberlerinden sonra hiçbir şekilde yalan söylememiştir.

Ayeti kerimede geçen “emri olunduğun gibi dosdoğru” ayeti kelimesinin hakkıyla yaşamış ve yaşanmış örneğini göstermiştir.. Peygamber efendimiz zor şartları sahip olsa da yaptığı anlaşmalara büyük riayet ile dikkat göstermiş ve bu konuda bizlere örnek olmuştur.

Peygamber efendimizin şaka bile olsa yalan söylediği görülmemiştir. Emin yani güvenilir olmak bütün peygamberlerin özelliği olduğu gibi peygamber efendimizin de özelliği olarak bizlere büyük bir örnek teşkil etmektedir.



 

Our Score

Yusuf Peygamber (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Yusuf Peygamber (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Yusuf Peygamber (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Yusuf Aleyhisselam Yakup Aleyhisselam’ın oğlu olup annesinin ismi Rahîl’ dir.

Yusuf Aleyhisselam dürüstlüğü, güvenirliği güzelliği ve namusu ile bilinmektedir.

Yusuf Aleyhisselam kardeşlerinin onu kıskanmaları sebebiyle kuyuya atılmış babasına öldüğü yalanı söylenmiş ve kendisini bulan bir kafile tarafından köle olarak Mısır’da satılmıştır.

Mısır’ın azizi onun yanına almış ancak bir süre sonra eşi Yusuf aleyhisselam’a aşık olmuştur.

Yusuf Aleyhisselam evli bir kadının kendisine bu şekilde yaklaşmasına karşı koymuş Bu yüzden intikam almak için Züleyha validemiz ona iftira atarak hapse attırmıştır.

Yusuf Aleyhisselam uzun bir müddet hapiste kaldıktan sonra padişahın Rüya görüp Rüya yorumlatan kimseyi bulamadığı için onu hapisten çıkarması ile kurtulmuştur.

Devlette önemli bir yere getirilmiş kıtlık gelmeden bolluk yıllarında mal depolayıp devleti zorluktan kurtardığı için büyük takdir ve sevgi görmüştür.

Yusuf Aleyhisselam babasına kavuşup devleti bir süre idare edip peygamberlik görevini yaptıktan sonra 120 yaşında vefat ettiği rivayet edilmektedir.

Mısırlılar onu çok sevdiği için mezarlarının burada kalmasını istemiş ancak Musa aleyhisselam onun naşını bularak babası Hz yakub’un yanına götürmüştür.


“Yusuf Peygamber (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Yusuf Aleyhisselam Yakup Aleyhisselam’ın oğludur. Annesinin adı Rahîl ‘ dır. Kenan adındaki yerde doğmuştur.

Kur’an-ı Kerim’de ismi 27 defa geçmektedir. Ayrıca kur’an-ı kerim’deki 12 surenin adı Yusuf suresidir.

Yusuf Aleyhisselam’ın annesinin uzun süre çocuğu olmamış Allah’a dua etmesi üzerine Yusuf Aleyhisselam ardından kardeşi bünyamin doğmuştur. Anneleri bundan  kısa bir süre sonra vefat etmiştir.

Yakup Aleyhisselam Yusuf Aleyhisselam’ın doğduğu yıl peygamberlikle vazifelendirilmiş orada bulunan birçok kişi iman etmiştir.

Yakup Aleyhisselam olgun davranışları ve diğer çocuklardan farklı davranışlarıyla özel hallerini park etmiş Bu yüzden ona ayrı bir ilgi ve alaka göstermiştir. Kendisinde bulunan peygamberlik özellikleri sebebiyle Yusuf aleyhisselam’ı diğer çocuklarından daha çok sever ve yanından ayırmazdı.

Yusuf aleyhisselam’a olan bu ilgisi kardeşlerini gözünden kaçmamış ve ona olan kıskançlıklarından dolayı Yusuf aleyhisselam’ı öldürmeye karar vermişlerdir.

İçlerinden bir kardeşleri Yusuf aleyhisselam’a kıyamayarak onu öldürmek yerine kuyuya atmaları fikrini vermiş ve bir plan kurarak Yusuf aleyhisselamı yanlarına götürdükleri bir esnada onu kuyuya atmışlardır.

Babalarına ise Yusuf Aleyhisselam’ın gömleğini getirerek onu kurdun yediğini söylediler.

Kuyunun yanından geçen bir kafile Yusuf Aleyhisselam ‘ı buldu ve Mısır’da ucuz bir fiyatla köle olarak sattı.

Kendisini köle olarak satan aziz’in hanımı kendisine aşık oldu ve Yusuf Aleyhisselam onun bu yakınlığını kabul etmeyince iftira atıp kocasına şikayet etti ve Yusuf aleyhisselam’ı hapse attırdı.

Yusuf Aleyhisselam senelerce hapiste kalmış daha sonra hapiste.

Aziz yani hükümdar rüyasında 7 zayıf ineğin 7 semiz ineği yediğini ve 7 yeşil başak’la 7 kuru Başak görmüş ancak bunun tefsirini hiçbir yorumcu yapamayınca hazreti Yusuf’u hapishaneden çıkarıp rüyasını tabir ettirmiştir.

Yusuf Aleyhisselam 7 sene bolluk peşinden 7 sene kuraklık geleceğini söylemiş ve bununla ilgili çalışmalar yaparak ambarları ürünlerle dolduracağını ve kıtlıkla baş edecek fikirler sorunca hapisten çıkarıldı ve devlette önemli bir yere getirildi.

Yusuf Aleyhisselamın kardeşleri kıtlıktan dolayı zor durumda kaldıkları için yiyecek almak için Mısır’a gelmiş ancak kardeşlerini tanımadıklarından dolayı tekrar buraya gelmek üzere yola çıkmışlardır.

İkinci gelişlerinde Yusuf Aleyhisselam onlara kendini tanıtmış ve onları affettiğini söyleyerek babası, annesi ve kardeşlerinin tamamını Mısır’a davet etmiştir.

Yusuf Aleyhisselam güzelliği ve namusu ile tanımaktadır.

Yusuf Aleyhisselam 120 yaşında vefat ettiği rivayetleri bulunmaktadır.



 

Our Score

Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Maddeler halinde Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler şunlardır ;

  1. Fakir insanları sevindirir ve hayır dua alınmasına sebep olur
  2. Malı temizler ve içerisinde haksız bir kazanç varsa onu temizler
  3. Kişiyi günahlardan arındırır
  4. Malı bereketlendirir
  5. Hastalıklardan ve belalardan korur
  6. Zor durumda olan insanların ihtiyaçlarını karşılar

“Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

(Sadaka kibri yok eder.) [Tirmizi]

(Sadaka verenin rızkı artar ve duası kabul olur!) [İbni Mace]

(Sadaka, kabir azabından korur. Kıyamette de himaye altına alır.) [Beyheki]

(Sıkıntılarınızı sadakayla önleyin.) [Deylemi]

(Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.) [Tirmizi]

(Sadaka vererek rızkınızı bollaştırın.) [Beyheki]

(Rızkının bol olmasını isteyen sadaka versin.) [Deylemi]

(Sevabı Müslüman ana babasına niyet edilerek verilen sadakanın sevabı, onlara da gider, kendi sevabından da bir şey eksilmez.) [Taberani]

Zekat, sosyal dengeyi sağlar
Zekattoplumun ferdlerini birbirine kenetler.
“Kalpler, insanı iyilik yapanı sevmeye, kötülük yapanı da sevmemeye zorlar.”

Zekat, islam’ın köprüsüdür. Kalpleri İslama ısındırır
Zekat, mülkiyette kuvvet dengesini sağlar. Fakir zengin dengesini kurar.
Cehennemden kurtarır, Cennete kor ve derecesini yükseltir

Hadisi şeriflerden görüldüğü gibi zekat ve sadakalar insanların hem kendilerine hem mallarına hemde verilmiş olan kişi ve toplumlara fayda sağlar.



 

Our Score

Komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Selen 6 yaşında akıllı mı akıllı hareketli tatlı bir kızdı.

Selam sitelerinin bahçesine oyun oynamaya çıkarken sürekli balkonda oturan yaşlı teyzeyi fark eder ve ona el sallayarak birbirlerine gülümserlerdi.

Bir gün bu yaşlı teyzenin balkona çıkmadığını fark etti ve annesine bu durumu anlattı.

Annesi ve selam babası ile beraber bu yaşlı teyzenin evini ziyarete gidip kapısını çaldılar.

Yaşlı teyze zorlukla yatağından kalkmış hasta olduğu için kısık bir ses duyuluyor onları karşılamıştı.

Bu değerli sonucunda yaşlı teyzenin yanına gidip gelen kimsenin olmadığını ve yalnızlığın sebebi ile sadece selen’in bir selamını bile onu Umut olduğunu ve yanlış hissettiği için hastalandığını anladılar.

Annesinin izniyle Selen yanına arkadaşı fatma’yı da alarak sık sık bu teyzenin evini ziyaret ediyor ve onunla bazen kısa bazen uzun sohbet ederek gönlünü alıyordu.

Yaşlı teyze Selen ve Fatma’nın gelişini dört gözle bekliyor onlara ikramlar hazırlıyor ve yavaş yavaş iyileştiği ve güç topladığı fark ediliyordu.

Böylelikle hem onlar bu yaşlı teyzeden nasihatlar alıyor ve büyüklere saygıyı öğreniyor yaşlı teyze de onların varlığı ile mutlu olup hayatta Bir yakının ve sevdiğinin olduğunu bildiği için mutluluk duyuyor yaşama tutunuyordu.


“Komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Komşular birbirlerine yakın mesafede oldukları için insanların bazen akrabalarının bile yetişemeyeceği kadar hızlı yetişebilir Zor zamanlarında yardımda bulunabilir ve mesafe kısa olduğu için birbirlerine maddi ve manevi anlamda destek olabilirler.

Komşuluk bu derece önemli olduğu için İslamiyet ve komşuluk ilişkilerine çok önem vermiş ve birçok hadis-i şerifte bu durumun öyle mi belirtilmiştir.

Komşunun hakkını gözetmek ve durumuna Vakıf olmak komşuların daha kolay elde edeceği bir bilgi olduğu için komşular birbirine emanet edilmiş ve birbirlerinin gerek çocuklarını gerek ailelerini gözeterek koruyup kollamak bir insanı görev olarak verilmiştir.

Komşularımıza bir kapsayacak yemek göndermek yapmış olduğumuz Ufak da olsa bir ikramı vermek onların zor günlerinde yanlarında olmak hem onlara hem de zor duruma düştüğümüz zaman bizlere büyük fayda sağlayacaktır.



 

Our Score

İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar? konusunu kısaca ele alacağız. 


“İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

İnsan, muhtaç durumunda olan birine yardım ettiğinde kendisinin mutlu, huzurlu ve rahatlamış olarak hisseder.

İnsanlar içinde bulunan yerde yardım etme duygusu fıtridir ve yapılan araştırmalar çocukların büyüklerden daha yardımsever olduğunu göstermektedir.

İnsan bu fıtri duyguyla hareket ettiği zaman kendisini daha iyi hisseder bencillik ve cimrilik duyguları azaldığı için birçok duygusu düzene girer.


“İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

İnsanlar muhtaç durumda olan bir kimseye yardım ettikleri zaman kendilerinde daha önce hissetmedikleri farklı bir huzur ve mutluluk hissederler.

İçlerinde hissetmiş oldukları Bu duygu hem kendilerinin hem de yardım ettiği insanın hissetmiş olduğu mutluluk ve ikisi arasında oluşan bağın güzelliğidir.

İnsanlar birbirlerine konuşmasalar bile Duygu alışverişinde bulunabilir aralarında bir yardımlaşma olduğu zaman farklı bir yakınlık ve muhabbet hissedebilirler

İnsanlar muhtaç durumda olan birine yardım ettikleri zaman içlerinde bulunan cimrilik, fesat gibi duygular yok olarak güzel duygular hissettiklerini fark ederler.



 

Our Score

Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız.

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz. konusunu kısaca ele alacağız. 


“Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz.” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Sadaka-i cariye hadisi şerif’te geçtiği üzere kişinin amel defterini kapatmayan hayırlı amellerden bir tanesidir.

Peygamber efendimiz bir hadisi şerifte şöyle buyurmaktadır.

İnsan ölünce üç şeyi hariç ameli kesilir

  1. Sadaka-i cariye
  2. Faydalı ilmi eser bırakmak
  3. Ona dua ve istiğfar edecek Salih bir evlat

Sadaka-i cariye ; cami, Çeşme , yol yapmak ağaç dikmek gibi insanlara faydası dokunan iyi işlerdir.


“Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz.” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

“İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk.” (Dârimi, Mukaddime, 46).

Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastahane ve okul gibi hayır yerleri kapsar.İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra
sevap almaya devam ederler.

Özellikle çoğunluğu Müslüman olan toplumumuzda öldükten sonra adanın anılacağı ve hayırla yad edileceği Çeşme, köprü hastane ve okul gibi insanların faydasına olacak eserler yapan ve bunu sadece Allah rızası için yapan birçok insan bulunmaktadır.

“Kim iyi bir çığır açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da, bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir.” (1Müslim,)
Vakfedilen gayrimenkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir.

Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de, toplum bu çocuktan yararlandıkça, onun yetişmesinde katkısı bulunan anne, baba, hoca gibi kimselerde hadisi şerifte geçtiği gibi öldükten sonra da amel defterleri kapanmaz ve mükafat alırlar.
Hanefilere göre, bağışlanan her çeşit ibadetin sevabı ölülere ulaşır.



 

Our Score

Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

Zekat kavramının bu anlama gelmesi zekatın her ne kadar malın azalması gibi görünse de aslında bereketinin artması hastalıkların ve kazaların önlendiği için malda  bir artma ve çoğalma meydana getirdiğini düşünülmektedir.


“Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Zekat ve sadaka gibi mali olan ibadetler her ne kadar malın azalması ve eksilmesi gibi görünse de malın bereketini artırdığı büyüklerimiz tarafından bizlere bildirilmiş ve bununla ilgili birçok mesele anlatılmıştır.

Zekatın malı temizlediği hadisi şeriflerde ifade edilmiş ve içerisindeki haksız kazançların giderek insana huzur ve sağlık getiren bir malı ortaya çıkardı ayrıca insanların mağduriyetini giderdiği için hem dünya hem de ahiret hayatında hayırlar getirdiği açıktır.

Zekât vererek nefsimizin cimriliği ve kötü huyları temizlenmekte insanlar arasında bir sevgi köprüsü kurulmuş olur.

“Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı…” (Ebû Dâvûd, Zekât, 32)

“Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)

“Allah Resûlü bana şöyle buyurdu: ‘Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…’” (Tirmizî, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22)

“Üç şey vardır ki onları yapan kimse imanın tadını almış olur: Allah’tan başka ilâh olmadığına inanarak, bir olan Allah’a kulluk etmek; malının zekâtını gönül rızasıyla, içine sinerek ve her sene düzenli olarak vermek; zekât olarak yaşlı, uyuz, hasta, çelimsiz ve sütü az olan hayvanı vermeyip, mallarınızın orta hallisinden vermek. Çünkü Allah, sizden malınızın en iyisini istemedi; fakat en kötüsünü verin diye de emretmedi.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 5)



 

Our Score

Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir?

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir? konusunu kısaca ele alacağız. 


“Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı ;


Cevap :

İnsanlar gözlemlediğim kadarıyla dinlerine gerçek bir şekilde yaşayabilirlerse yalan, dedikodu haksızlık ve adam öldürme gibi fiillerden uzak durmaya çalışır ve ahiretten korktukları için davranışlarına yön verirler.

Bütün insanların bu bilince sahip olup en iyisini yapmaya çalıştıkları bir toplum ise içerisinde insanların huzur ve mutlu bir şekilde yaşayacağı bir toplum meydana getirir.


“Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir?” ile ilgili uzun cevabı ;


Cevap :

Bir yemeği yapan kişinin o yemek hakkında bir gün bir mucidin icadı hakkında en sağlam bilgileri kendisi sahip olduğu gibi canlıları yaratan allahû teala’dan canlıları en iyi tanıyan ve onların yararına olacak olan şeyleri en iyi bilen kişidir

Allahu Teala yaratıklarına karşı çok merhametli olduğu için toplumun düzenini ezeli ilmiyle bilerek belirlemiş Emir ve yasaklar koyarak toplum düzeninin sağlanmasını ve kurumasını amaçlamıştır.

Yardımlaşmayı doğruluğu haksızlığı önlemeyi emretmiş ve bütün kötülüklerden alıkoymak için yasaklar ve cezalar getirmiştir.

İnsan olarak hata yapmamız durumunda tövbe etmemizi ve telafisi için çalışmamızı da emretmiştir.

Bunun için gözlem ve düşüncelerime bakacak olursam dini asta olduğu şekilde yaşayan ve yaşamaya çalışan insanların oluşturduğu bir toplum aslında herkesin kurmaya çalıştığı sağlam ve güvenilir bir toplumdur.

İnsanlar Allah’ın kendilerini her yerde göreceğini bildiği için ve Allah’ın yasalarının her yerde geçerli olduğunu bildiği için gizli olarak da günah işlemekten ve kötülükler yapmaktan çekinerek aslında her toplumun istemiş olduğu Güven ortamını oluştururlar.

Bunun için değil toplum hayatında çok olumlu yönde etkiler ve toplumu sağlamlaştırır.

Çünkü vatanseverlik millet severlik bayrak sevdası gibi devlete ayakta tutan ve insanların gerektiğinde gözünü kırpmadan canını feda edebilecekleri değerlerin temelinde insanların dini vardır.

Çünkü din hem bu değerlerin korumasını emreder hem de sonunda Şehitlik gibi büyük mükafatlarla müjdeleyerek insanları buna teşvik eder.



 

Our Score
error: Content is protected !!