8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 92-93-94-95

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Doğruluğu ve Güvenilir Kişiliği Cevapları Sayfa 92, 93, 94, 95


Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Doğruluğu ve Güvenilir Kişiliği Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 92-93-94-95


Soru : Güvenilir bir insan olarak bilinmek sizce neden önemlidir?


Kısa Cevap : “Güvenilir bir insan olarak bilinmek sizce neden önemlidir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız. 

Uzun Cevap :

Güvenilir bir insan olarak bilinmek insanın hem kendisinin hem de çevresindeki insanları mutlu olmasına huzur içerisinde bir arada olmasına meydan sağlayacaktır.

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur:
“Müslüman, dilinden ve elinden (diğer) Müslümanların (emin ve) selâmette bulunduğu kimsedir.”

İnsan beraber yaşamış olduğu veya sokakta gezerken karşılaşmış olduğu bir insandan bile emniyet duymak ve ondan zarar gelmeyeceğini bilmek ister.

Bu güven duygusu insanın huzur içerisinde olması ve yaşamını sürdürebilmesi için öncelikle şarttır.

Bu şekilde bir toplumda yaşayan insanların güvenilir olması diğer insanların da kendi canları, evlatları, sevdikleri ve malları konusunda endişelenmeden hayatlarına devam edebilmeleri için gereklidir.

Bizlerin de bu şekilde güvenilir olması sevdiklerimizin bizimle beraber olmaktan keyif almaları , huzur ortamının sağlanması ve insanların bizden kaçınmayarak bizle beraber olmaları için şarttır.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 93 Cevapları


KONUŞALIM


“Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” (Tirmizî, İman, 12.)


Soru : Yukarıdaki hadiste geçen “elinden ve dilinden emin olmak” ifadesinin hangi davranışları kapsadığını arkadaşlarınızla konuşunuz.


Cevap :

Yukarıdaki hadiste geçen “elinden ve dilinden emin olmak “ifadesi her türlü söz, hakaret, alay, gıybet, söz taşıma, yalan, iftara, kırıcı sözler söyleme, hırsızlık yapma, dayak ve her türlü şiddetten emin olma anlamına gelir.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 94 Cevapları


KONUŞALIM


Hz. Peygamberin gençlik yıllarında Kâbe’nin onarılması kararı alınmıştı. Onarım bittikten sonra Hacerü’l-Esved’in yerine konulması olayında kabileler arasında çıkan tartışma neredeyse çatışmaya dönecekken Mekke’nin yaşlılarından biri, sorunun çözümü için Kâbe’ye gelen ilk kişinin hakem seçilmesi teklifinde bulundu. Orada bulunan herkes bu teklifi kabul etti ve hakemin vereceği karara uymaya söz verdi. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Kâbe’ye geldiğini gören herkes buna çok memnun oldu.


Soru : Mekkelilerin bu memnuniyetinin sebebi sizce ne olabilir? Arkadaşlarınızla konuşunuz.


Cevap :

Mekkelilerin bu memnuniyetinin sebebi Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin Emin lakabı ile bilinmesi, aklına adaletine ve doğruluğuna olan güvendir.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 95 Cevapları


YORUMLAYALIM


Hz. Muhammed (s.a.v.) misafir olarak gittiği evdeki kadının çocuğunu “Gel sana bir şey vereceğim.” diyerek çağırdığını duyunca ona “Çocuğa ne vereceksin?” diye sordu. Kadın hurma vereceğini söyleyince Allah Resulü: “Eğer aldatıp ona bir şey vermeseydin sana bir yalan günahı yazılmış olurdu.” buyurdu.

(Ebû Dâvûd, Edeb, 88.)


Soru : Yukarıdaki hadise göre Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yalana bakışını yorumlayınız.


Cevap :

Yukarıdaki hadise göre Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem yalana şaka veya çocukları ikna etmek için bile olsa izin vermemiş ve bunun günah olduğunu belirtmiştir.

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hiçbir şekilde yalana rıza göstermez.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 86

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Bir Sure Tanıyorum: Asr Suresi ve Anlamı Cevapları Sayfa 86


Bir Sure Tanıyorum: Asr Suresi ve Anlamı Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 86


Soru : İnsanın hayattaki amacı sizce ne olabilir?


Kısa Cevap : “İnsanın hayattaki amacı sizce ne olabilir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bence insanın hayattaki amacı dünya hayatında belli başarılar elde etmek hayalini kurduğu şeyler yolunda çalışmak aynı zamanda ahiret için elinden geleni yaparak Dünya ve ahiret saadetini temin etmektir.

İnsanın sadece dünya hayatında çalışması veya sadece ahiret için çalışması hayatının devamı için mantıklı bir fikir değildir.

Bu dünyada olduğumuz için belli bir mala belli bir mesleğe ve belli imkanlara ihtiyaç duyarız.

Ancak bu dünya geçici olduğu için ahiret hayatımızda kazanmalı ve sonsuz olan ebedi hayat için emir ve yasaklara dikkat etmeliyiz. Böylelikle sonsuz olan ebedi hayatta mutluluk elde edebiliriz.


Okunuşu Anlamı:
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Vel asr.
2. İnnel insane le fi husr.
3. İllellezine âmenû ve amilü’s sâlihâti ve tevâsav bi’l hakkı ve tevâsav bi’s sabr.


Anlamı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
1. Andolsun zamana ki
2- İnsan gerçekten ziyan içindedir.
3. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (onlar ziyanda değillerdir).



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 62-63

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Bir Sure Tanıyorum: Maûn Suresi ve Anlamı Cevapları Sayfa 62, 63


Bir Sure Tanıyorum: Maûn Suresi ve Anlamı Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 62-63


Soru : “Dini yalanlamak” ifadesinden ne anlıyorsunuz?


Kısa Cevap : ““Dini yalanlamak” ifadesinden ne anlıyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“Dini yalanlamak “ifadesinden dine inanmamak inkar ederek yalan olduğunu iddia etmeyi anlıyorum.

Mekke müşrikleri Kur’an ayetlerini duydukları zaman onun hak olduğunu bilir ancak kendi makam ve mevkileri sarsılması için yalanlamayı tercih ederlerdi.

Aralarında konuştukları zaman hak olduğunu söyler ancak İslamiyet’e girmeye yanaşmazlardı. Bir zamanlar köleleri gördükleri insanlarla aynı seviyede tutulmak onlara ağır gelmişti.


Okunuşu Anlamı

Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Eraeytellezî yükezzibu bid-dîn.
2. Fezâlikellezî yedu’ul yetîm.
3. Velâ yehuddu alâ taâmil miskîn.
4. Feveylün lilmusallîn.
5. Ellezîne hüm an salâtihim sâhûn.
6. Ellezîne hüm yürâûne
7. Ve yemneûnel mâûn.


Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
1. Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı!
2-3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula
yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.
4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,
5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.
7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 63 Cevapları


YAZALIM


Soru : Maûn suresinde verilen mesajları yazınız..


Kısa Cevap : “Maûn suresinde verilen mesajları yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Maun suresi en yaygın rivayete göre himayesi altında olan ancak küçük görerek bakmadığı yetimi itip kalkan Ebu Cehil hakkında inmiş ve yapmış olduğu bu hareket kınanmıştır.

Ebu Cehil dalga geçerek yetimi Peygamber efendimize göndermiş , Peygamber efendimiz de bu konuda çok üzülerek Ebu Cehil ile gitmiştir. Bu konuda hesap sormuş ve yardımını sağlamıştır. Ebu cehil’in bunu yaptığını duyan kişiler neden korktuğu konusunda onu sorguya çekmiştir. Ancak Ebu Cehil kendisine ne olduğunu bilmediğini ve bir anda yardım etmek zorunda olduğunu hissettiğini ifade etmiştir.

Maun suresinde aynı zamanda yetimin hakkında riayet etmek onu itip kalkmamak, hesap ve ceza gününü yalanlamamak, yoksa da yedirip hayaller konusunda kişiye engel olmamak, namazı hakkıyla kılmak ve gösterişten sakınmak emredilmiş ve bu konulara dikkat çekilmiştir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 59-60-61

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Şuayb (a.s.)  Cevapları Sayfa 59, 60, 61


Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Şuayb (a.s.) Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 59-60-61


Soru : Ölçüde ve tartıda adaletli olmak ifadesinden ne anlıyorsunuz?


Kısa Cevap : “Ölçüde ve tartıda adaletli olmak ifadesinden ne anlıyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ölçüde ve tarzı daha adaletli olmak bir ticaret veya alışveriş yaparken insanların dikkatli olması ve hile karıştırmaması gerektiğini anlıyorum.

Bir şey alıp satarken eksik tartmak , fazla para almak veya ayıplı bir mal satarak insanları kandırmak hem insanlar arasında hem de dini açıdan yasaklanmış çirkin bir davranıştır.

Peygamberler bu konuda insanları uyarmış ve alışverişte hile yaparak insanları zor duruma düşürmenin veya insanların hakkına girmenin büyük bir günah ve çirkin bir hareket olduğunu ifade etmişlerdir.

Kimse alışveriş yapmış olduğu bir konuda mağdur olmak istemediği gibi başkalarını da mağdur etmemeli ve bu konuda kendisi için istediği hassasiyeti göstermelidir.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 61 Cevapları


TARTIŞALIM


Hz. Şuayb (a.s.) davetinde ölçü ve tartıda dürüstlüğe büyük önem vermiştir.

Soru : Toplum hayatında ölçü ve tartıda dürüstlük niçin çok önemlidir? Tartışınız.


Kısa Cevap : “Toplum hayatında ölçü ve tartıda dürüstlük niçin çok önemlidir? Tartışınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ölçü ve tartıda dürüst olmak hem kazancın bereketli olmasın ha hem toplumsal huzurun ve güveni sağlanmasına hem de insanların mağdur olmadan mutlu bir şekilde alışveriş yapabilmeleri için çok önemlidir.

Ancak ölçüyü ve tartıda dürüstlük olmaması durumunda yani alışveriş yaparken insanları kandırmak gibi hilenin karışması durumunda insanların hem birbirine güveni kalmaz hem de insanlar mağdur duruma düşerler.

İnsanların birbirine güvendiği hile yapılmayan bir alışveriş ortamında hem satıcı hem de alan kişi memnun kalır, arada bir sevgi bağı oluşur ve Allah bu aldıkları ve sattıkları şeye bereket verir.

İnsan birini kandırdığı zaman her ne kadar elinde fazladan bir mal kazandığını sansa da onun bereketi alındığında o kazancından fayda görmez.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 114-115-116-117-118

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı İslam Dininin Temel Kaynakları  Cevapları Sayfa 114, 115, 116, 117, 118


İslam Dininin Temel Kaynakları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 114-115-116-117-118


Soru : Bir dinin temel kaynakları neler olabilir?


Kısa Cevap : “Bir dinin temel kaynakları neler olabilir?” ile ilgili kısa cevabı  için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bir dinin temel kaynağı öncülerinin belirlemiş olduğu sözler, Emir ve yasaklardır.

İslam dininin temel kaynağı ise Kur’an-ı Kerim, sünnet icma ve kıyastır.

Kur’an-ı Kerim öncü kaynak olup Allahu Teala’nın sözlerini içerdiği için tartışılmaz bir gerçek ve inkarı küfür gerektirecek kadar değerli ve kıymetlidir.

Kur’an-ı Kerim’in yönlendirmesi ile gerekse Kur’an’ı yaşayan ve bize nasıl yaşanılması gerektiğini gösteren kişi olan peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ben nakledilen hadis-i şeriflerdir.

Yeni çıkan meselelerde Kur’an hadis ve sünnet kaynaklarından bakılan meselelere kıyasla hüküm çıkarmak e icma etmek de İslam dininin temel kaynakları arasındadır.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 116 Cevapları


YORUMLAYALIM


“Alemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkan’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.” (Furkan suresi, 1. ayet.)


Soru : Yukarıdaki ayette geçen “Furkan” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Sınıfta arkadaşlarınızla yorumlayınız.


Cevap :

Furkan kelimesi hak ile batılı birbirinden ayıran demek olup yukarıdaki ayette de kur’an-ı Kerim’in bir sıfatı olarak kullanılmıştır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 57-58

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları Sayfa 57, 58


Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 57-58


Soru : İslam dininde sizce yardımlaşmaya niçin büyük önem verilmiş olabilir?


Kısa Cevap : “İslam dininde sizce yardımlaşmaya niçin büyük önem verilmiş olabilir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hayatta bazı insanların maddi gücü yerindeyken bazı insanlarınki az, bazılarının ki ise kendi ihtiyaçlarını bile karşılamayacak kadar kötüdür.

İslamiyet yardımlaşmaya önem vererek insanların bu duruma düşmesini engellemiş ve ihtiyacı olan kişilerin ihtiyacının zenginler tarafından karşılanmasını emrederek zekat sadaka gibi emirler ve bunların ahiretteki karşılığı ile teşvikte bulunmuştur.

Ayrıca insanların zor durumda kaldıkları zaman ne yazık ki hırsızlık veya öfke nöbetleri gibi kendilerine hakim olmadıkları durumları engellemek için de durumu iyi olan kimselerin bir karşılık beklemeksizin bu kimselere yardım etmeleri gerekir.

İslamiyet hem insanların zor durumda kalmasını engellemiş hem de veren kişilerin verdikleri hayır karşılığında mükafat vererek onları da razı etmiştir. Bir yandan da toplum düzeni sağlanmış ve böylece çıkacak olan karışıklıklara engel olunmuştur.


BİLGİ KUTUSU


Vakıf:
İslam’a göre helal kabul edilen mallardan faydalanma hakkını Allah’ın (c.c.) rızasını umarak toplumun kullanımına veren hayır kurumudur.

Kur’an-ı Kerim’de vakıfla ilgili ayet şudur: “En çok sevdiğiniz şeyleri Allah yolunda harcamadıkça hayra tam olarak erişemezsiniz.” (Âl-i İmran suresi, 92. ayet.)

Hz. Peygamber, vakıf yapma konusunda Müslümanlara öncü olmuş ve Medine’deki yedi parça arazisini Müslümanlara vakıf olarak bağışlamıştır. (MEB, Dinî Terimler Sözlüğü, 473.)

Bugün çevremizde bulunan birçok cami, hastane, okul gibi hayır kurumları sadece Yüce Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla inşa edilmişlerdir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 46-47-48-49

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı İslam’ın Paylaşmaya ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları Sayfa 46, 47, 48, 49


İslam’ın Paylaşmaya ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 46-47-48-49


Soru : Sizce insan yardım almadan hayatını sürdürebilir mi? Niçin?


Kısa Cevap : “Sizce insan yardım almadan hayatını sürdürebilir mi? Niçin?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bence bir insan hiçbir yardım olmadan hayatını sürdüremez.

İnsan hayatındaki bütün işleri yerine getiremez. Gerek sağlık alanında gerek besin alanında gerekse araba yolculuk gibi alanlarda gerekse yaşayacak yer alanında insanın türlü türlü ihtiyaçları vardır.

İnsanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için farklı meslek grupları ortaya çıkmıştır. Her meslek değerlidir ve hayatın sürdürülebilmesi için her meslekten olan insanların olması gereklidir.

İnsan sağlık alanında doktorlara besin alanında çiftçilere vasıta alanında mühendislere oturacak yer bakımından müteahhitlere ve bunları yapacak olan işçilere kadar birçok ihtiyaç içerisindedir.

Bu yüzden insan sosyal bir canlıdır ve hiçbir yardım almadan hayatını sürdürmesi mümkün değildir.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları


PAYLAŞALIM


“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, gerçek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.” (Âl-i İmrân suresi, 92. ayet.)


Soru : Yukarıdaki ayeti göz önünde bulundurarak yaptığınız en büyük iyiliği tespit ediniz ve bu iyiliğin hangi basamağa ulaştığını düşünerek arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

Yukarıdaki ayeti göz önünde bulundurduğum zaman bence yapmış olduğum en büyük iyilik sevdiğim şeyleri insanlarla paylaşmak ve kendim için aldığım ve çok sevdiğim bir şeyi başka bir ihtiyaç duyuyorsa onunla paylaşmamdır. Buraya kadar ulaştım ancak o sevdiğim şeyi tamamen başkasına vermek konusunda ilerleyemedim.


DEĞERLENDİRELİM


Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ın Resulü! Eğer mazlumsa yardım ederim. Ama zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Hz. Peygamber buyurdu ki: “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.”

(Buhârî, İkrah, 7.)


Soru : Arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak da ona yardım etmektir. Niçin? Bu konuyu örnekler vererek değerlendiriniz.


Kısa Cevap : “Arkadaşımızın yapacağı bir kötülüğe engel olmak da ona yardım etmektir. Niçin? Bu konuyu örnekler vererek değerlendiriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Kötülüklerin engellenmesi bir insana yapılan başka iyilik kadar bence büyük bir iyiliktir.

İnsanlar zaman zaman hata yapar ve bu hataları sonucunda eğer kötülüğe karar vermişlerse elinde sonunda pişman olur ve durum daha karmaşık bir hal alır.

Sevdiklerimizi bu kötülüklerden engellemek onlara o an bize kıssalarda sonradan teşekkür edecekleri büyük bir iyiliktir.

Mesela öfke halinde ailesiyle kavga etmeye giden bir arkadaşımızı engellemek ve onu sakinleştirmeye çalışmak başlangıçta bize kıssa da sakinleştikten sonra teşekküre sebep olacaktır.

Bu sayede arkadaşımız ailesini gereksiz yere kırmaktan ve ailesiyle tatsız durumlar yaşamaktan kurtulacaktır.

Sakinleştiği zaman sorunlarını konuşarak ve daha iyi neticiler alarak çözecek böylece ailesinin güvenini sarsmayacaktır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 45

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Ünitemize Hazırlanalım Cevapları Sayfa 45


2. Ünite Ünitemize Hazırlanalım Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 45


1. “El el ile, değirmen yel ile.” deyimiyle anlatılmak istenen nedir? Araştırarak arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : ““El el ile, değirmen yel ile.” deyimiyle anlatılmak istenen nedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“El el ile, değirmen yel ile.” deyimi ile anlatılmak istenen şey; yardımın önemi ve insanların birbirleriyle yardımlaşmadan başarıya ulaşamayacaklarıdır.

Bu değildi cansız varlıkların bile yardıma ihtiyaç duydukları değirmen örneği ile gösterilmiş ve değirmenin dönmek için yele ihtiyacı olduğu ifade edilmiştir.

Değirmende olduğu gibi insanların da başarıya ulaşmak için birbirlerine ihtiyaç duydukları ve el ele vererek işlerin üstesinden kalkabilecekleri ifade edilmiştir.


2. “Bencil her yerde yalnızdır.” sözü hakkındaki düşüncelerinizi defterinize yazınız.


Kısa Cevap : ““Bencil her yerde yalnızdır.” sözü hakkındaki düşüncelerinizi yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“Bencil her yerde yalnızdır.” sözünün çok doğru olduğunu düşünüyorum. Bencil insanlar kendi dünyalarında yaşadıkları e her şeyi sadece kendileri için istedikleri için insanlar onlarla beraber olmak istemezler.

Sadece kendi düşen insanlar başkaları onlara yardım etmek istese bile bunu kıymetini bilmez ve insanlar tarafından sevilmeyen insanlar olarak bilinirler.

Bencil insan bir topluluğun içerisinde olsa bile ve toplumu onu çok sevse bile kendi dünyasında kötü düşündüğü için hep yalnız ve hep mutsuzdur.

Paylaşan sevgi dolu bir insan ise yalnız olduğu zamanda da insanlarla olduğu zamanda da mutlaka huzur dolacak bir şeyler bulur.


3. Birine yardım ederken ve birinden yardım alırken neler hissedersiniz? Arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Birine yardım ederken ve birinden yardım alırken neler hissedersiniz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Birine yardım ederken kendimi çok huzurlu ve iyi hissediyorum. O insanın sakıncısını çözmek sanki benim sıkıntımı çözmüş gibi bana mutluluk hissettiriyor.

İnsanlara yardım edemediğimi düşündüğüm zaman ise kendimi kötü hissediyor ve herkesin mutlu olmasını istiyorum.

Biri bana yardım ederken işim hallolduğu ve sıkıntım gittiği için kendimi iyi hissetsem de içimde bir mahcubiyet ve çekinme hissi oluşuyor.

Yardım almak bana iyi hissettirse de insanlara yardım etmek sanki daha güzel bir duygu.


4. Bakara Suresi 261-265. ayetlerinin meallerini defterinize yazınız.


Kısa Cevap :

Bakara Suresi 261-265. ayetlerinin mealleri;

261. Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfu geniştir, O herşeyi bilir.

262. Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.

263. Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.

264. Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez.

265. Allah’ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir.

Uzun Cevap :

Bakara Suresi Hakkında Hadisi Şerifler

  • “Evlerinizi (içinde Kur’an okumayarak) kabirlere çevirmeyiniz. Şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden ürker ve uzaklaşır” (Müslim, “Müsâfirîn”, 212)
  • “Kur’an’ı okuyunuz; çünkü o, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaat edecektir. İki nur yumağını, yani Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini okuyunuz; çünkü onlar, kıyamet gününde iki büyük bulut veya gölgelik ya da kuş sürüsü gibi gelerek kendilerini okuyanları savunacak ve koruyacaklardır. Bakara sûresini okuyunuz; çünkü ona sahip olmak bereket, terketmek ise hasret ve pişmanlık sebebidir; ona sihirbazların güçleri yetmez” (Müslim, “Müsâfirîn”, 252
  • “Bakara sûresinin sonundaki iki âyeti her kim gece vakti okursa bu iki âyet –o gece– ona yeter” (Buhârî, “Fezâil”, 10).

5. Sizce çok fakir birisi başkalarına nasıl iyilik yapabilir? Görüşlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Sizce çok fakir birisi başkalarına nasıl iyilik yapabilir? Görüşlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İyilik sadece maddi olarak yapılacak bir şey değildir. Hadi olduğu gibi manevi olarak yani duygusal olarak da insanlar birbirine iyilikte bulunabilirler.

İnsanlarla selamlaşmak hallerini hatırlarını sorarak gönüllerini almak, hastaları ziyaret etmek, komşuluk haklarını gözetmek, misafiri elinde ne varsa ikram etmek, bir şekerle de olsa çocukları sevindirmek, güzel ahlaklı olmak, insanları affetmek, insanları hoşgörü ile karşılamak, sıkıntılı bir arkadaşımızın sıkıntısını dinlemek ve çözüm bulmaya çalışmak gibi her şey aslında bir iyiliktir.

İnsanlar güzel huylu olmakla ve güzel huylu olmanın getirdiği iyilikleri yapmakla iyilik yapmış olurlar.

Bu güzel davranışları çok fakir bir insan bile yaparak diğer insanlara iyilikte bulunabilir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 39-40-41-42-43

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı 1. Ünite Ünitemizi Değerlendirelim Cevapları Sayfa 39, 40, 41, 42, 43


1. Ünite Ünitemizi Değerlendirelim Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 39-40-41-42-43


A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.


1. “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” (Kamer suresi, 49. ayet.) ayetinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.


Kısa Cevap : ““Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” ayetinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bilimsel araştırmalar yapıldıkça ve dikkatli bir şekilde baktığımız zaman aslında evrende gerek uzay gerek gezegenler gerek Dünyamızdaki döngülerde kusursuz bir işleyişin var olduğunu görmekteyiz.

Bu ayeti kerime de allahü Teala’nın mükemmel ve kusursuz olan gücü ve bilgisi sayesinde her şeyi bir ölçü ve dengede yarattığını görmekteyiz.

Çevremize baktığımız zaman dikkatli bir bakışla bunu görebileceğimiz gibi aynı zamanda bilimsel araştırmaları öğrenerek de muhteşem düzene hayran kalabiliriz.

Normalde bir şeyin etrafına döndüğü zaman hızlanıp hızının artması gerekirken dünyanın ve gezegenlerin belirli saat aralıklarında dönmesi mevsimlerin, gece ve gündüzün art arda gelmesi suyun döngüsü insanların vücudundaki muhteşem sistemin bizlerin hiçbir katkısı olmadan devam etmesi gerçekten muhteşem düzenine birer örnektirler.

Bu işlerin tek başına meydana gelmediği açıktır ve mutlaka bunları yöneten bir yaratıcı vardır.

İnsanın her zaman görmüş olduğu çiçeklerin oluşumu yağmurun yağması gibi olaylara ibretle baktığında Kamer suresinin Bu ayeti kerimesini yakından anlayacak ve gerçekten her şeyin bir ölçü ve dengede olduğuna iman edebileceğiz.


2. Özgürlük ve sorumluluk kavramları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.


Kısa Cevap : “Özgürlük ve sorumluluk kavramları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Özgürlük ve sorumluluk sanki birbirlerini sınırlarında olan ve birbirleriyle iç içe geçmiş kavramlar gibidirler.

Her insan özgürdür ve başkasının haklarını ihlal etmedikçe birçok şeyde kendi tercihine göre hareket etme serbestliği vardır.

Sorumluluk ise insanların bu hayat içerisinde yapmak zorunda oldukları ve yapmadıkları zaman hem kendilerinin hem de başkalarının mağduriyetini söz konusu olduğu işlerdir.

İnsanlar özgürlük hakkını kullanayım derken sorumluluklarını ihmal ederek diğer insanları mağdur etmemelidirler.

Ancak sorumluluklarını yerine getiriyorlarsa bu kimseler diğer bütün alanlarda özgür ve tercih hakkına sahiptirler.

Mesela bir insan özgürüm diyerek bakmakla yükümlü olmuş olduğu ailesini veya işini ihmal etmesi özgürlük değil bilakis sorumsuzluktur.

Ancak bu kişinin istemiş olduğu bir hayatı tercih etmesi kendi özgürlük alanına bağlıdır.

Buradan görmekteyiz ki insanlar hem Özgür hem de sorumluluk sahibi olduğu için belirli sınırlar içerisindedirler.

Aslında bu belirlenmiş olan sınırlar ve sorumluluklar diğer insanların mağdur olmasında ve toplumun düzenini sağlanmasında çok önemlidir.

Çünkü herkesin sınırsız bir özgürlüğe sahip olduğu bir toplumda güçlüler zayıfları ezecek birçok insanın mağduriyeti söz konusu olduğu için özgürlük değil anarşi oluşacaktır.


3. Tevekkül ne demektir? Örnek vererek açıklayınız.


Kısa Cevap : “Tevekkül ne demektir? Örnek vererek açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Tevekkül Allah’a güvenmek anlamına gelip sözlükte birine güvence verme birine işini havale etme ve ona güvenme anlamlarına gelmektedir.

Birine güvenen kimseye mütevekkil güvenilen kimseye ise vekil denmektedir ki tevekkül kelimesi buradan türemektedir.

İnsanların da Allah’a tevekkül etmesi bir iş konusunda elinden geleni yaptıktan sonra işin sonucunu Allah’a bırakmak ve olan sonuca razı olmaya denmektedir.

Aynı ilaçları kullandığı halde kişilerin bazılarının iyi olduğunu bazılarının hastalığının daha çok ilerlediğini görmekteyiz ki bir hasta ilacını aldıktan ve elinden geleni yaptıktan sonra hastalığın iyileşip iyileşmeyeceğini Allah’a tevekkül etmesi tevekküle bir örnektir.

Tevekkülü bir örnek de kişinin yolculuk sırasında emniyet emniyet kemerini takıp bütün trafik kurallarına uyduktan sonra kaza yapıp yapmayacağını ve bu konudaki bütün halleri tevekkül etmesi ve Allah’a sığınmasıdır.

Hayata bizim alacağımız önlemlerle beraber bizim elimizde olmayan deprem kazar gibi durumlar vardır ki bu konuda tevekkül etmek hem bizleri iyi bir Müslüman yapacak hem de psikoloji kaygı bozukluklarından bizleri kurtararak olayların sonucuna göre hareket etme becerisi ve olgunluğunu bizlere kazandıracaktır.

Bu olayları engelleyemediğimiz gibi olan olaylarda da nasıl hayaller olduğunu bilemeyeceğimiz için Allah tevekkül etmeli ve hem dünya hem de ahiret hayatımızı kurtararak akıl sahibi sağlam bir Müslüman olmalıyız.


4. Sünnetullah nedir? Örnekler vererek açıklayınız.


Kısa Cevap : “Sünnetullah nedir? Örnekler vererek açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

TDK’ya göre Sünnetullahın iki farklı anlamı vardır:

  1. Allah’ın yeryüzündeki değiştirilemez kanunları, belirlediği kurallar ve prensipler.
  2. Allah’ın varlık dairesi içerisinde her şeyi birbirleriyle uyumlu bir şekilde yaratmış olması

Allahu Teala varlığına delil olarak ve büyüklüğünün göstergesinden küçük örnekler olarak da olsa dünyayı ve evrendeki bütün olayları mükemmel bir döngü içerisinde yaratmıştır.

Sünnetullah’a örnek olarak ateşin yakıcı olması ve yakması, suyun ateşe söndürmesi, sıcak ve soğuk oluşumu ve bunların dengesi demektir.

Kaynat içerisinde değişen olaylar olduğu gibi kaynatı ayakta tutan temel kanunlar olan itme ve çekme kanunu, suyun kaldırma kuvveti, soğuğunun üşütmesi gibi kanunlar değişmezler.

Bu kavramlar dünyanın yaratıldığı andan itibaren günümüze kadar aynıdır.

İnsanların çocukluktan gençliği gençlikten ihtiyarlığa gitmesi gibi olaylar her ne kadar değişken olaylar olsa da bunların bu şekilde olması sabittir.

Yani insanın yaşadığı değişse de her canlının doğup büyümesi ve ardından ölmesi olayı sabittir ve bunların hepsi sünnetullah’a örneklerdir.


5. Ömür ve ecel kavramları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.


Kısa Cevap : “Ömür ve ecel kavramları arasındaki ilişkiyi açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ömür canlının doğumla ölüm veya varoluş ile yok oluş arasında geçen süre yaşama ya da var olma süresine verilen isimdir

Ecel ise yaratıcı tarafından önceden belirlenen ölüm zamanı yaşamın sonu demektir.

Her canlının belirlenmiş olan bir ömrü vardır ki bu ömür bittiği zaman ecel dediğimiz Hadise gerçekleşir ve ölüm olayı olarak ahirete göç edilir

Sahabelerin ve büyük alimlerimizin ifade etmiş olduğu üzere eceli gelmeyen bir insanın hastalıktan veya herhangi bir kimse tarafından öldürülmesi aynı şekilde eceli gelen kimsenin de ölümden kurtulup yaşamaya devam etmesi mümkün değildir.

Hadisi şeriflerde peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin uzun ömürlü olması için bazı kimselere dua et diye akrabayı ziyaret edip onları gözeten ve bazı hayırlarda bulunan kimselerin ömrünün uzayacağını ifade etmiştir.

Allahü Teala kişinin yapacağı amelleri bildiği için ömrünü o şekilde yazmış ve eceli ona göre belirleyerek bunu kaderine yazmıştır.

Bize düşen ibadet ve Emirler ile hayatımızı geçirmek ve hayırlı bir ömür için dua ederek hastalandığımızda gereken tedaviyi yaparak sağlıklı olmaya çalışmaktır.

Elimizden gelen önlemleri aldıktan sonra da tevekkül etmek ve işi sonucunu Allah’a bırakmak gerekmektedir.


B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.


1. Özgürlük, zorlama olmadan insanın kendi iradesine dayanarak karar vermesi ve buna göre davranmasıdır. Sorumluluk ise verdiği kararlardan sonra ortaya çıkan durumların sonuçlarını üstlenmesidir. İnsan aklı ve iradesi sebebiyle tercihlerinde özgürdür ve bu tercihler sonucu ortaya çıkan durumlardan da sorumludur.

Yukarıda verilen bilgiye göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A) Sorumluluk, ceza ya da ödül gerektirir.
B) İnsan, akıllı ve irade sahibi bir varlıktır.
C) İnsan, kötü davranışları kendi özgür iradesiyle yapmaz.
D) İnsan, tercih ettiği davranışlardan sorumludur.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 40 Cevapları


2. Derslerine çok iyi çalışan ve sınavlarda oldukça başarılı olan Halil İbrahim, “Fen Lisesi’ne gidebilecek misin?” diye soranlara “Allah’ın (c.c.) izniyle” diye cevap veriyordu.

Halil İbrahim’in bu tavrı aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanabilir?


A) Tefekkür
B) Tevekkül
C) Teessür
D) Teşekkür


3. “Sizden herhangi birinizin sırtına bir bağ odun yüklenip satması, dilenmesinden hayırlıdır.” (Müslim, Zekat, 110.)

Hz. Peygamberin yukarıdaki sözünde bize anlatmak istediği ana konu nedir?


A) Zengin olmak için kazanmak.
B) Kumar türü oyunları oynayarak kazanmak.
C) Dilencilik yaparak kazanmak.
D) Emek sarf ederek helal rızık kazanmak.


4. I- Akıl insanı diğer canlılardan farklı kılar.
II- Özgürce seçimlerinden dolayı insan sorumlu olmaz.
III- Yaptıklarından dünyada ve ahirette sorumludur.

İnsan ile ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri doğrudur?


A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) Yalnız III


5. Mekkeli müşriklerin baskılarının arttığı bir dönemde, Medineli bir heyetle Mekke’de görüşmenin tehlikeli olacağını düşünen Hz. Peygamber, Mekke’nin dışında Akabe denilen bir vadide bir araya gelmiştir. Hicret yoluna çıkarken Allah’a (c.c.) tevekkül ederek gerekli tedbirleri almayı ihmal etmemiştir. Medine’yi kuşatmaya gelen müşriklere karşı şehri korumak için hendekler kazdırarak önlem almıştır.

Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki metnin vermek istediği temel düşünceyi ifade eder?


A) Hz. Peygamberin hayatında hicretin önemi büyüktür.
B) Hz. Peygamber Medineli bir heyetle görüşmüştür.
C) Hz. Peygamber müşriklerle mücadele etmiştir.
D) Hz. Peygamber yaptığı işlerde tedbirli davranmıştır.


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları


6. İrade bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücüdür. İnsan iradesi sınırlı iken Yüce Allah’ın iradesi sonsuz ve sınırsızdır. Onun isteyip de yapamayacağı hiçbir şey yoktur ve tüm iradelerin üstündedir.

Verilen metne göre Allah’ın (c.c.) sonsuz ve sınırsız olan iradesini ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?


A) Cüzî irade B) Tevekkül C) Küllî irade D) Rezzak


7.  Madde ve enerjinin oluşumu, yapısı, hareketi, değişimi ve maddeler arası ilişkilerle ilgili yasalardır. Allah’ın (c.c.) koyduğu bu yasalar evrenseldir. 
Canlıların doğması, gelişmesi ve üremesi gibi olaylar bu yasalar kapsamında değerlendirilir. Yüce Allah (c.c.) bitki, hayvan ve insanların yapı ve işlevlerini bu yasalara bağlı kılmıştır.

Soru işaretiyle gösterilen bölümlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?


A) Biyolojik yasalar – Toplumsal yasalar
B) Fiziksel yasalar – Biyolojik yasalar
C) Fiziksel yasalar – Toplumsal yasalar
D) Toplumsal yasalar – Biyolojik yasalar


8. Allah’ın (c.c.) canlılar için yarattığı bütün nimetlere verilen addır. Yediklerimiz, içtiklerimiz, giydiklerimiz, bilgi, hikmet, teneffüs ettiğimiz hava yani kısaca maddi ve manevi bütün ihtiyaçlar bu kapsamda değerlendirilir.

Tanımı verilen kavram aşağıdakilerden hangisidir?


A) Rızık B) İrade C) Ömür D) Kaza


C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden uygun olanıyla doldurunuz.


(ecel, sünnetullah, ömür, rızık, Ayet el-Kürsi)


  1. Allah’ın (c.c.) tabiatı yaratıp devam ettirmek ve toplum hayatını düzenlemek üzere koyduğu kanunlara sünnetullah denir.
  2. Hayat, yaşama, yaşayış anlamlarına gelir. İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen zamana ömür denir.
  3. İnsan ve diğer canlıların beslenip yaşayabilmeleri için yedikleri, içtikleri ve faydalandıkları her şeye rızık denir.
  4. Bakara suresinin 255. ayetidir. Yüce Allah’ın eşsiz sıfatlarının ve gücünün anlatıldığı ayete Ayet el-Kürsi denir.

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları


Aşağıdaki soruları cevaplayarak bulmacayı çözünüz.


Soldan Sağa


  • 3. “Yaratmış olduğu tüm canlıların hava, su başta olmak üzere tüm ihtiyaçlarını karşılayan, onların yeme, içme, mal mülk edinmelerini sağlayan, akıl fikir verip vahiy göndermek suretiyle onları destekleyen, her türlü rızkı sürekli veren.” anlamında Allah’ın esmâ-i hüsnâsından biri. ( Rezzak )
  • 4. Allah’ın (c.c.) sonsuz ilmi ve kudretiyle başlangıçtan sona kadar evrende olacak olan her şeyi programlaması. ( Kader )
  • 7. İnsanın, yapacağı işlerde kendisine düşen görevleri yapıp her türlü tedbiri aldıktan, yeterli ve gerekli çalışmaları en güzel biçimde yerine getirdikten sonra sonucu Allah’tan (c.c.) beklemesi. ( Tevekkül )
  • 9. Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü. ( Emek )
  • 12. İnanma, tasdik etme. ( İman )
  • 13. Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, mesuliyet. ( Sorumluluk )
  • 14. Allah’ın (c.c.) evren ve evrenin içindeki canlı cansız tüm varlıklar ile ilgili koyduğu kurallar, değişmez yasalar, adetullah. ( Sünnetullah )
  • 15. İnsana Allah (c.c.) tarafından verilen sınırlı özgürlük, tercih etme kabiliyeti. ( Cüzi irade )

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları


Yukarıdan Aşağıya


  • 1. Allah’ın (c.c.), kulları için belirlemiş olduğu şeylerin zamanı ve yeri gelince tek tek yürürlüğe konması, uygulanıp gerçekleşmesi. ( Kaza )
  • 2. Seçme, tercih etme, isteme, dileme, arzu etme, meyletme, karar verme. Aklın düşünüp karar vermesi, yapılması veya yapılmaması eşit olan çeşitli davranışlardan birini beğenip tercih etmesi. ( irade )
  • 3. İnsan ve diğer canlıların beslenip yaşayabilmeleri için yedikleri, içtikleri ve faydalandıkları her şey. ( Rızık )
  • 5. “Allah’ın (c.c.) istediğini istediği gibi dilemesi ve seçmesi” anlamında Allah’ın (c.c.) mutlak ve sınırsız iradesi. ( Külli irade )
  • 6. Allah’ın (c.c.) yaratmış olduğu bütün varlıklar, kainat. ( Evren )
  • 8. Hayat, yaşama, yaşayış. İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen zaman. ( Ömür )
  • 10. Süre, belirlenmiş vakit. Ölüm için belirlenen ve takdir edilen zaman. ( Ecel  )
  • 11. Düşünme, anlama ve kavrama gücü. ( Akıl )


 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 21-22

8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı İnsanın İradesi ve Kader Cevapları Sayfa 21, 22


Kader ve Kaza İnancı Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Meb Yayınları Kitabı Sayfa 21-22


Soru : Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi nedir?


Kısa Cevap : “Küçük bir çocuğa kanunen yetişkinler gibi ceza verilmemesinin sebebi nedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

TCK m.31, Türk Ceza Hukukumuzda failin kusurluluğunu etkileyen sebeplerden biri olan yaş küçüklüğünü düzenlemektedir. İlgili madde aynen şu şekildedir:

‘’ Yaş küçüklüğü

Madde 31-

(1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.

(3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.’’



 

Our Score
error: Content is protected !!