7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 86-87 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı 2. Ünite Kendimizi Değerlendiriyoruz Cevapları Sayfa 86, 87


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı 2. Ünite Kendimizi Değerlendiriyoruz Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 86-87 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 86-87


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 86 Cevapları


A. Aşağıdaki cümlelerin başına, cümlede verilen ifadeler doğruysa “D”, yanlış ise “Y” yazınız. Yanlış olan cümlelerin doğrularını altlarına yazınız.


Cevap :

1. (Yanlış) Osmanlı Devleti’nde divan teşkilatını Osman Gazi kurdu.
2. (Yanlış) Karadeniz, Preveze Deniz Savaşı ile Türk gölü hâline gelmiştir.
3. (Doğru) Osmanlı Devleti, iskân politikasını uygulayarak Balkanlarda kalıcı oldu.
4. (Yanlış)  İstanbul’un fethi ile Fransa’ya giden bilim insanları Rönesans’ın başlamasında etkili oldu.
5. (Doğru)Dünya’nın yuvarlak olduğu coğrafi keşiflerle Magellan ve Del Kano tarafından ispatlanmıştır.


B. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere ilgili kelimeleri yazınız. 


Cevap :

1. Ümit Burnu’nu.. .Bartolomeu Dias. ..bulmuştur.
2. Osmanlı ordusunda devşirmelerden meydana gelen..YENİÇERİLER…bulunurdu.
3. İlk Türkçe eser basan matbaanın kurulması…KÜLTÜREL .alanda yapılan bir yeniliktir.
4. Avrupalı…….SEYYAHLAR… ..Osmanlı Devleti’nde görüp yaşadıklarını kitaplarında anlatmışlardır.
5. Osmanlı gaza ve cihat anlayışından dolayı fetihlerini genellikle….BATI.….yönünde yapmıştır.


C. Aşağıdaki eşleştirmeleri yapınız. 


Cevap :

1. İlk Türkçe resmî gazete Takvîm-i Vekâyi
2. Osmanlı Dönemi’nde yaşayan ünlü bir seyyah Evliya Çelebi
3. Osmanlı Devleti’nde devlet işlerinin görüşüldüğü kurul Dîvân-ı Hümâyun
4. Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu olarak bilinen padişah Çelebi Mehmet
5. Osmanlı’da telgrafın kullanılmasına öncülük eden hükümdar Sultan Abdülmecit


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 87 Cevapları


D. Aşağıdaki soruların doğru cevaplarını işaretleyiniz. 


1. Orhan Gazi
– Bursa, İznik ve İzmit’i aldı.
– İlk Osmanlı medresesini açtı.
– Yaya ve Müsellem adıyla Osmanlı Devlet’inin ilk düzenli ordusunu kurdu.

Yukarıdaki Orhan Gazi Dönemi ile ilgili bilgilerde hangi alanda yapılan faaliyetlere değinilmemiştir?


A) Askerî B) Eğitim C) Siyasi D) Ticari

Cevap: D Şıkkı


2. Osmanlı Devleti sınırları içinde Türklerin yanı sıra Rumlar, Ermeniler, Slavlar ve Sırplar yaşamaktaydı. Herkes özgürce kendi inancının gereklerini yerine getirebiliyordu. Bu ortam Osmanlı topraklarında kültürel zenginliğin oluşmasını sağladı.

Metne verilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?


A) Osmanlı Devleti’nde Askerî Yapı
B) Osmanlı Devleti’nde Millet Yapısı
C) Osmanlı Devleti’nde Gaza Anlayışı
D) Osmanlı Devleti’nde İstimâlet Politikası

Cevap: B Şıkkı


3. İpek ve Baharat yollarının önemli bir bölümü Osmanlı Devleti’nin eline geçince Avrupa, ticaretini tekrar canlandırmak için yeni yollar keşfetmek zorundaydı ayrıca Avrupa’da mutfaklarda ve eczacılıkta kullanılan baharat, Venediklilerin elindeydi. Baharata aracı ile ulaşmak oldukça pahalıydı. Bu yüzden baharata ulaşacak başka yollar bulmak gerekiyordu. Bu durumlar coğrafi keşiflerin başlamasına sebep oldu.

Yukarıdaki paragrafta coğrafi keşiflerin başlamasına sebep olan hangi etkenden bahsedilmiştir?

A) Ekonomik B) Kültürel C) Siyasi D) Teknik

Cevap: A Şıkkı


4. Osmanlıyı ziyaret eden seyyahlardan Paul Lu- cas (Pul Lukıs), Türklerin konukseverliğinin yolculara güven ve rahatlık verdiğini yazar: “Birkaç ormandan geçtik. Çok sayıda köy gördük. Bu köylerde bizi çok iyi ağırladılar, yemek verdiler. Yolcuları rahatlatmak ve yedirmek âdeti Müslümanların en şerefli âdetlerindendir. Bu, yolcuya öyle rahatlık ve güven veriyor ki buralarda seyahat edenler çok rahattır.

Türkler saf bir hayırsever olarak asla teşekkür beklemez ve karşılığını da istemezler.” Paul Lucas, seyahatnamesinde Türklerin hangi özelliğini anlatmıştır?


A) Çalışkanlık B) Misafirperverlik C) Saygı D) Temizlik

Cevap: B Şıkkı


E. Aşağıdaki sorunun doğru cevabını yazınız. 


Soru: Osmanlı Devleti’nin devşirme sistemini uygulama sebebi nedir? Açıklayınız.


Cevap :

Sınırların genişleyerek asker ihtiyacının ortaya çıkmasıdır.


F. Aşağıdaki soruların cevaplarını defterinize yazınız.


1. Osmanlı ordusu, Osman Gazi Dönemi’nde eli silah tutan erkeklerden oluşurdu. Orhan Gazi Dönemi’nde ise yaya ve müsellem adı verilen ordular kuruldu. Bu değişimin sebepleri neler olabilir?


Kısa Cevap :

Osman Gazi Dönemi’nde ordunun yalnızca eli silah tutan erkeklerden oluşmasının yeterli olduğu, ancak Osmanlı Devleti’nin genişlemesiyle daha düzenli ve profesyonel bir orduya ihtiyaç duyuldu. Bu yüzden Orhan Gazi Dönemi’nde yaya ve müsellem adı verilen ordular kuruldu.

Uzun Cevap :

Osman Gazi Dönemi’nde Osmanlı Beyliği küçük bir beylik olarak varlığını sürdürüyordu ve askeri ihtiyaçlarını sadece eli silah tutan erkeklerden karşılıyordu. Ancak, Osmanlı Beyliği Orhan Gazi Dönemi’nde genişlemeye ve daha büyük topraklara hükmetmeye başladıkça, savaşlarda ve fetihlerde daha etkili ve organize bir askeri güce ihtiyaç duydu.

Bu nedenle, Orhan Gazi, yaya ve müsellem adı verilen daha düzenli ve profesyonel asker birlikleri kurarak, askeri gücünü ve etkinliğini artırmak istedi. Bu değişim, Osmanlı Devleti’nin askeri organizasyonunu geliştirmek ve devletin topraklarını korumak için daha disiplinli bir ordu yapısı oluşturmak amacıyla gerçekleştirildi.


2. Osmanlı Devleti’nin XVIII ve XIX. yüzyılda yaptığı yeniliklerde Avrupa’yı örnek almasının sebepleri nelerdir?


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti, XVIII ve XIX. yüzyıllarda Avrupa’nın teknolojik, askeri ve idari üstünlüğünü fark ederek, bu alanlardaki geri kalmışlığını gidermek ve modernleşmek amacıyla Avrupa’yı örnek aldı.

Uzun Cevap :

XVIII ve XIX. yüzyıllarda Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerinin teknolojik, askeri ve idari alanlardaki üstünlüğünü kabul etmek zorunda kaldı. Avrupa devletleri sanayi devrimini gerçekleştirirken, Osmanlı Devleti teknolojik olarak geri kalmıştı.

Bu geri kalmışlığı aşmak ve devletin bekasını sağlamak için Avrupa’daki yenilikler ve modernleşme hareketleri örnek alındı. Osmanlı Devleti, askerî güçlerini modernize etmek, idari ve hukuki yapısını geliştirmek, eğitim sistemini çağdaşlaştırmak ve ekonomik alanda reformlar yapmak amacıyla Avrupa’daki uygulamaları ve sistemleri inceledi ve kendi bünyesine adapte etmeye çalıştı. Böylece, Osmanlı Devleti’nin hem iç hem de dış tehditlere karşı daha güçlü ve dayanıklı bir yapıya kavuşması hedeflendi.


3. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinden sonra Ayasofya’da toplanan halka: ‘‘Bu andan itibaren devletimizin himayesi altındasınız. Hayatınız ve özgürlüğünüz konusunda korkmayınız.’’ diyerek Osmanlı Devleti’nin hangi özelliğini göstermiştir?


Kısa Cevap :

Fatih Sultan Mehmet’in bu sözleri, Osmanlı Devleti’nin fethettiği bölgelerdeki halklara adaletli ve merhametli davrandığını ve onların can ve mal güvenliğini sağladığını gösterir.

Uzun Cevap :

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinden sonra Ayasofya’da toplanan halka yaptığı konuşma, Osmanlı Devleti’nin hoşgörü ve adalet prensiplerine dayalı yönetim anlayışını yansıtmaktadır.

Bu sözlerle Fatih Sultan Mehmet, fethedilen topraklardaki halkın can ve mal güvenliğinin Osmanlı Devleti’nin güvencesi altında olduğunu ve onların dinî ve kültürel özgürlüklerinin korunduğunu vurgulamıştır.

Bu tutum, Osmanlı Devleti’nin fethettiği bölgelerdeki halkların desteğini kazanmasını ve huzur içinde yaşamasını sağlamıştır. Ayrıca, bu yaklaşım Osmanlı Devleti’nin farklı din ve kültürlere karşı hoşgörülü olduğunu ve fetih politikasında adaletli bir yönetim anlayışını benimsediğini göstermektedir.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 66-67-68-69-70-71-72-73-74 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Avrupa Gelişiyor, Osmanlı ve Diğer Devletler Etkileniyor Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Avrupa Gelişiyor, Osmanlı ve Diğer Devletler Etkileniyor Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 66-67-68-69-70-71-72-73-74 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 64-65-66-67-68-69-70-71-72-73-74


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 66 Cevapları


Soru : Coğrafi keşifler sonucu yeni keşfedilen yerlerdeki insanların hayatında ne gibi değişiklikler olmuştur? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Coğrafi keşifler sonucu yeni keşfedilen yerlerdeki insanların hayatında önemli değişiklikler olmuştur. Avrupalıların gelişiyle birlikte yerli halklar, yeni kültürler, dinler ve dillerle tanışmış, ekonomik yapı ve toplumsal düzen değişmiştir. Ayrıca, Avrupa’dan getirilen hastalıklar nedeniyle nüfus kaybı yaşanmış ve yerli toplumlar ciddi şekilde etkilenmiştir.

Ekonomik olarak, Avrupalıların tarım ve ticaret yöntemleri yerlilerin ekonomik yapısını dönüştürmüş, yeni ürünler ve tarım teknikleri benimsenmiştir. Siyasi olarak da, yerel yönetimler zayıflamış ve Avrupa devletlerinin kolonileri haline gelmişlerdir.

Uzun Cevap :

Coğrafi keşiflerin ardından yeni keşfedilen yerlerdeki insanların hayatında meydana gelen değişiklikler çok boyutlu ve derindir. Bu değişiklikler şu başlıklar altında incelenebilir:

  1. Demografik Değişiklikler:
    • Avrupalıların Amerika kıtasına getirdiği hastalıklar (çiçek, kızamık, grip vb.) yerli nüfusta büyük kayıplara yol açmıştır. Bazı tahminlere göre yerli nüfusun %90’ı bu hastalıklardan ölmüştür.
    • Zorla çalıştırma ve köleleştirme politikaları da yerli halklar üzerinde yıkıcı etkiler bırakmıştır.
  2. Ekonomik Değişiklikler:
    • Avrupa’nın talebiyle altın, gümüş gibi değerli madenlerin çıkarılması, yerli ekonomileri ciddi şekilde dönüştürmüştür.
    • Yeni Dünya’dan getirilen patates, mısır, domates gibi tarım ürünleri Avrupa’da yaygınlaşmış, bu ürünlerin tarımı ve ticareti yerli halkların ekonomik yapısını değiştirmiştir.
    • Plantasyon ekonomisi gelişmiş, özellikle şeker kamışı ve tütün gibi ürünlerin büyük ölçekli tarımı yapılmıştır. Bu da köle ticaretinin artmasına ve Afrika’dan kölelerin Amerika’ya getirilmesine yol açmıştır.
  3. Kültürel Değişiklikler:
    • Avrupalılar, kendi dillerini ve dinlerini (özellikle Hristiyanlık) yaymaya çalışmışlardır. Misyoner faaliyetleri sonucu birçok yerli halk Hristiyanlığı benimsemiştir.
    • Yerli kültürler, Avrupalıların kültürel etkisi altında kalmış ve bazı gelenekler, diller ve sosyal yapılar kaybolmuştur.
  4. Siyasi Değişiklikler:
    • Avrupalı devletler, keşfettikleri bölgelerde koloniler kurarak yerel yönetimleri zayıflatmış ve kendi egemenliklerini tesis etmişlerdir.
    • Yerel halklar, Avrupalıların askeri gücü karşısında direniş göstermekte zorlanmış ve çoğunlukla boyun eğmek zorunda kalmıştır.
    • Sömürgeci devletler, yerel yönetim yapısını kendi yönetim biçimlerine göre yeniden düzenlemişlerdir.
  5. Sosyal Değişiklikler:
    • Köle ticareti ve zorla çalıştırma politikaları, yerel toplumlarda sosyal yapıyı bozmuş ve büyük acılara yol açmıştır.
    • Avrupa’nın etkisiyle sosyal hiyerarşiler değişmiş, yerel elitler ya tamamen ortadan kalkmış ya da Avrupalı sömürgecilerle işbirliği yaparak konumlarını korumaya çalışmışlardır.

Bu değişiklikler, yerli halkların yaşamlarını köklü bir şekilde dönüştürmüş ve genellikle yerli halklar için olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Ancak aynı zamanda dünya tarihi ve kültürünün gelişiminde büyük etkileri olmuştur.


Soru : İspanyol ve Portekizli gemicilerin keşfettikleri yerleri aşağıdaki bölümlere işaretleyiniz.


Cevap :

Bartolomeu Dias = Ümit Burnu

Vasko Dö Gama = Hindistan

Christopher Columbus = Amerika


Soru : Aşağıdaki tabloda ilgili alanlara coğrafi keşiflerin neden ve sonuçlarını yazınız.


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 64-65-66-67-68-69-70-71-72-73-74 Cevapları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 67  Cevapları


Soru : Avrupa’nın bilimsel çalışmalarda, Müslüman bilim insanlarını örnek almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Avrupa’nın bilimsel çalışmalarda Müslüman bilim insanlarını örnek alması, bilimsel gelişmelerin evrensel ve kültürler arası bir nitelik taşıdığını göstermektedir.

Müslüman bilim insanlarının çalışmalarını inceleyip faydalanan Avrupalılar, kendi bilimsel gelişimlerine önemli katkılar sağlamışlardır. Bu durum, bilginin ve bilimin paylaşılması ve işbirliğiyle ilerleyebileceğinin güzel bir örneğidir.

Uzun Cevap :

Avrupa’nın bilimsel çalışmalarda Müslüman bilim insanlarını örnek alması, bilim ve teknolojinin ilerlemesinde kültürler arası etkileşimin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Orta Çağ boyunca İslam dünyası, bilimsel araştırma ve yeniliklerde önemli bir merkez haline gelmişti. Müslüman bilim insanları, astronomi, matematik, tıp, kimya, fizik gibi birçok alanda önemli keşifler ve icatlar yapmışlardır. Bu bilgilerin Avrupa’ya aktarılması ve kullanılması birkaç yolla olmuştur:

  1. Çeviriler ve İslam Medreseleri:
    • Endülüs’teki İslam medreselerinde ve kütüphanelerinde yapılan çeviriler sayesinde, Yunan, Hint ve İslam bilim adamlarının eserleri Latince’ye çevrilmiştir. Bu çeviriler, Avrupalı bilim insanlarına geniş bir bilgi birikimi sağlamıştır.
    • Örneğin, İbn Sina’nın (Avicenna) tıp kitabı “El-Kanun fi’t-Tıb” (Tıbbın Kanunu) Avrupa’da uzun süre temel tıp kitabı olarak kullanılmıştır.
  2. Ticaret ve Kültürel Etkileşimler:
    • Haçlı Seferleri ve Akdeniz ticaret yolları, İslam dünyası ile Avrupa arasında bilgi alışverişine olanak tanımıştır.
    • İslam dünyasında geliştirilen matematiksel ve astronomik bilgiler, Avrupa’da Rönesans döneminde yeniden keşfedilerek kullanılmıştır.
  3. Eğitim ve Öğretim Kurumları:
    • Avrupa’daki üniversiteler, İslam medreselerinden esinlenerek kurulmuş ve bu kurumlarda İslam dünyasından alınan bilimsel bilgiler öğretilmiştir.
    • Matematikte, Al-Khwarizmi’nin çalışmaları, Avrupa’da cebirin temellerini atmış ve modern matematiğin gelişimine büyük katkı sağlamıştır.

Bu etkileşimler, bilimin evrensel bir değer olduğunu ve kültürel sınırları aşarak ilerlediğini göstermektedir. Müslüman bilim insanlarının çalışmalarının Avrupa’da kullanılması, bilginin paylaşılması ve işbirliği yapılmasının ne kadar önemli olduğunu kanıtlamaktadır. Bu durum, günümüzde de bilimsel çalışmaların küresel bir çaba olarak ele alınması gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 68 Cevapları


Soru : Rönesans Dönemi’nde yaşamış olan diğer sanatçı, yazar ve bilim insanlarını araştırınız ve hakkında edindiğiniz bilgileri defterinize yazınız.


Kısa Cevap :

Rönesans Dönemi’nde birçok önemli sanatçı, yazar ve bilim insanı yaşamıştır. Bunlar arasında Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raphael gibi sanatçılar, William Shakespeare gibi yazarlar ve Galileo Galilei, Nicolaus Copernicus gibi bilim insanları bulunmaktadır. Her biri kendi alanında büyük katkılar sağlamış ve Rönesans’ın gelişimine önemli etkilerde bulunmuştur.

Uzun Cevap :

Rönesans Dönemi, sanat, edebiyat ve bilim alanında birçok önemli figürün ortaya çıktığı bir dönemdir. Bu dönemde yaşamış bazı önemli sanatçı, yazar ve bilim insanları şunlardır:

  1. Leonardo da Vinci (1452-1519):
    • Rönesans’ın en önemli figürlerinden biri olan da Vinci, hem bir sanatçı hem de bir bilim insanı olarak tanınır. “Mona Lisa” ve “Son Akşam Yemeği” gibi ünlü tablolarının yanı sıra anatomi, mühendislik, botanik ve astronomi alanlarında da çalışmalar yapmıştır.
  2. Michelangelo Buonarroti (1475-1564):
    • Michelangelo, heykeltıraş, ressam, mimar ve şair olarak tanınır. En ünlü eserleri arasında “David” heykeli ve Sistine Şapeli’nin tavan freskleri bulunmaktadır.
  3. Raphael Sanzio (1483-1520):
    • Raphael, zarif ve dengeli kompozisyonları ile tanınır. “Atina Okulu” freski, onun en bilinen eserlerinden biridir ve Rönesans’ın sanat anlayışını yansıtır.
  4. William Shakespeare (1564-1616):
    • Shakespeare, İngiliz edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir. “Hamlet”, “Romeo ve Juliet”, “Macbeth” gibi eserleri, Rönesans dönemi edebiyatının en önemli örneklerindendir.
  5. Nicolaus Copernicus (1473-1543):
    • Kopernik, güneş merkezli evren teorisini ortaya atarak astronomide devrim yaratmıştır. Onun bu teorisi, Rönesans’ın bilimsel düşünce yapısının temel taşlarından biri olmuştur.
  6. Galileo Galilei (1564-1642):
    • Galileo, modern fiziğin ve astronominin kurucularından biri olarak kabul edilir. Teleskopla yaptığı gözlemler ve bu gözlemler sonucunda geliştirdiği teoriler, bilim tarihinde büyük bir dönüm noktası olmuştur.

Bu sanatçı, yazar ve bilim insanlarının çalışmaları, Rönesans döneminin kültürel ve bilimsel ilerlemelerinin temelini oluşturmuş ve günümüz dünyasının gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 69 Cevapları


Soru : Aşağıda Rönesans öncesi bilim, kültür ve sanat anlayışlarına örnekler verilmiştir. Rönesans öncesi bilim, kültür ve sanat anlayışlarının karşısına Rönesans sonrası değişimleri yazınız.


Cevap :

  • Kilise ne derse o doğru kabul edilirdi.
    • Rönesans Sonrası: Bilimsel düşünce ve bireysel araştırma önem kazandı; kilisenin otoritesi sorgulandı.
  • Bilim ve teknik alanındaki gelişmeler sınırlıydı.
    • Rönesans Sonrası: Bilimsel keşifler ve teknik yenilikler hızlandı; deney ve gözlem önem kazandı.
  • Yazarlar, araştırmacılar ve sanatçıların görüşlerine önem verilmezdi.
    • Rönesans Sonrası: Sanatçılar ve bilim insanları toplumda saygınlık kazandı; eserleri ve görüşleri büyük ilgi gördü.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 70 Cevapları


Soru : Reform hareketleri ile bilim arasında nasıl bir ilişki vardır? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Reform hareketleri, kilisenin otoritesini sorgulayan ve bireysel düşünceyi öne çıkaran bir süreçtir. Bu durum, bilimsel düşüncenin de önünü açmış ve bilim insanlarının bağımsız araştırmalar yapmalarını teşvik etmiştir.

Uzun Cevap :

Reform hareketleri, özellikle 16. yüzyılda Martin Luther ve diğer reformcular tarafından başlatılan ve Katolik Kilisesi’nin otoritesini sorgulayan bir süreçtir. Bu hareketler, kilisenin dini dogmalarını ve otoritesini eleştirerek, bireysel düşünce ve özgürlüğü ön plana çıkarmıştır. Reform hareketleri ile bilim arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir:

  1. Kilisenin Otoritesinin Azalması:
    • Reform hareketleri, kilisenin mutlak otoritesini zayıflatmış ve insanların dini konularda bireysel düşünmelerini teşvik etmiştir. Bu durum, bilimsel araştırmaların da kilisenin dogmalarından bağımsız olarak yapılabilmesini sağlamıştır.
  2. Eğitim ve Bilimsel Araştırmaların Desteklenmesi:
    • Reform hareketleri, eğitim sisteminde de değişikliklere yol açmış ve daha özgür düşünceyi teşvik eden eğitim kurumlarının kurulmasına zemin hazırlamıştır. Bu kurumlar, bilimsel araştırmaların gelişmesine katkıda bulunmuştur.
  3. Bireysel Düşüncenin Teşviki:
    • Reform hareketleri, bireysel düşünceyi ve sorgulayıcı yaklaşımı teşvik etmiştir. Bu durum, bilim insanlarının bağımsız araştırmalar yapmalarını ve yeni keşifler yapmalarını kolaylaştırmıştır.
  4. Bilimsel Bilginin Yayılması:
    • Matbaanın icadı ve Reform hareketleri ile birlikte, bilimsel bilgiler daha geniş kitlelere ulaşmıştır. Kitaplar ve bilimsel çalışmalar, daha hızlı ve geniş bir şekilde dağıtılmıştır.

Reform hareketleri, bilimin gelişimine dolaylı yoldan katkıda bulunmuş ve modern bilimsel düşün


Soru : Aydınlanma Çağı günümüz düşünce sistemini nasıl etkilemiş olabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Aydınlanma Çağı, insan aklının ve bireysel özgürlüğün önemini vurgulamıştır. Günümüz düşünce sistemi de bu değerlere dayanmaktadır. Aydınlanma düşünürlerinin, bilim, eğitim ve insan hakları konusundaki görüşleri, modern demokrasilerin ve hukukun temelini oluşturmuştur. Bu çağın fikirleri, bugün hala özgür düşünce, eşitlik ve adalet gibi temel değerleri desteklemektedir.

Uzun Cevap :

Aydınlanma Çağı, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’da gerçekleşen ve insan aklının, bilimsel düşüncenin ve bireysel özgürlüğün önemini vurgulayan bir dönemdir. Bu dönemin düşünürleri, toplumsal ve siyasi yapıların sorgulanmasını, bilimsel yöntemlerin benimsenmesini ve bireysel hakların korunmasını savunmuşlardır. Aydınlanma Çağı’nın günümüz düşünce sistemine etkileri şu şekillerde görülmektedir:

  1. Bilimsel ve Eleştirel Düşünce:
    • Aydınlanma Çağı, bilimsel yöntemin ve eleştirel düşüncenin önemini vurgulamıştır. Bu dönemde, deney ve gözleme dayalı bilimsel araştırmalar teşvik edilmiştir. Günümüzde de bilimsel düşünce, teknolojik ve tıbbi ilerlemelerin temelini oluşturmaktadır.
  2. Eğitim ve Bilgiye Erişim:
    • Aydınlanma düşünürleri, eğitimin ve bilginin yaygınlaştırılmasının toplumun gelişmesi için önemli olduğunu savunmuşlardır. Bugün de eğitim, bireylerin ve toplumların gelişimi için temel bir hak olarak kabul edilmektedir.
  3. Bireysel Özgürlük ve İnsan Hakları:
    • Aydınlanma Çağı’nda, bireysel özgürlükler ve insan hakları üzerinde durulmuş, bu hakların korunması gerektiği vurgulanmıştır. Günümüz demokrasileri, bu temel haklar ve özgürlükler üzerine kurulmuştur.
  4. Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü:
    • Aydınlanma düşünürleri, yönetim biçimlerinin sorgulanması ve demokratik ilkelere dayalı yönetimlerin benimsenmesi gerektiğini savunmuşlardır. Bugün, birçok ülke demokratik yönetim biçimini benimsemiş ve hukukun üstünlüğü ilkesini temel almıştır.
  5. Eşitlik ve Adalet:
    • Aydınlanma Çağı, eşitlik ve adalet ilkelerini ön plana çıkarmıştır. Her bireyin eşit haklara sahip olması gerektiği görüşü, günümüzde de sosyal adalet ve insan hakları hareketlerinin temelini oluşturmaktadır.

Aydınlanma Çağı’nın bu düşünceleri, modern dünyada bireylerin özgürce düşünmesini, sorgulamasını ve kendi haklarını savunmasını teşvik etmiştir. Bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler, eğitimdeki gelişmeler ve demokratik yönetim biçimleri, Aydınlanma Çağı’nın mirası olarak günümüz düşünce sistemine etki etmeye devam etmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 71 Cevapları


Soru : Aşağıda Montesquieu, Voltaire, Rousseau’ya ait sözler bulunmaktadır. Bu sözlerin sizde uyandırdığı düşünceleri ilgili alanlara yazınız.


Cevap :

Montesquieu: “Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir.”

  • Bu söz, adaletin evrenselliğini ve toplumsal birliğin önemini vurgular. Bir kişiye yapılan haksızlık, toplumun genelinin huzurunu ve güvenliğini tehdit eder. Adaletin sağlanması, herkesin haklarının korunması anlamına gelir.

Voltaire: “Vatanımız bütün asil ruhlar için en mukaddes yerdir.”

  • Bu ifade, vatan sevgisinin ve ulusal birliğin önemini dile getirir. Vatan, sadece bir toprak parçası değil, aynı zamanda değerlerin ve ideallerin korunduğu yerdir. Her bireyin, vatanını koruma ve ona katkıda bulunma sorumluluğu vardır.

Rousseau: “Bir ülke ne özgürlük olmaksızın ne de erdem olmaksızın iyi bir biçimde var olamaz.”

  • Bu söz, bir ülkenin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde var olabilmesi için özgürlük ve erdemin vazgeçilmez olduğunu belirtir. Özgürlük, bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlar; erdem ise toplumun ahlaki ve etik değerlerini korur.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 73 Cevapları


Soru : Verilen bilgilerden hareketle tabloda ilgili alanlara Sanayi İnkılabı’nın olumlu ve olumsuz sonuçlarını örneğe uygun yazınız.


Kısa Cevap :

Olumlu Sonuçlar:

  • Üretim artışı ve ekonomik büyüme sağlanmıştır.
  • Yeni iş alanları ve fırsatlar yaratılmıştır.
  • Teknolojik ilerlemeler ve yenilikler hızlanmıştır.

Olumsuz Sonuçlar:

  • Çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesi artmıştır.
  • İşçi hakları ve çalışma koşulları konusunda sorunlar yaşanmıştır.
  • Şehirlerde aşırı nüfus artışı ve yaşam koşullarında bozulma meydana gelmiştir.

Uzun Cevap :

Olumlu Sonuçlar:

  1. Üretim ve Ekonomik Büyüme:
    • Sanayi İnkılabı, üretim kapasitesinin artmasını sağlamış ve ekonomik büyümeyi hızlandırmıştır. Fabrikaların kurulması ve makineleşmenin yaygınlaşması, üretimde verimliliği artırmıştır.
  2. İş Alanları ve Fırsatlar:
    • Yeni fabrikalar ve endüstriler, birçok yeni iş imkanı yaratmıştır. Bu durum, işsizlik oranlarını düşürmüş ve insanların geçim kaynaklarına erişimini kolaylaştırmıştır.
  3. Teknolojik İlerlemeler:
    • Sanayi İnkılabı, birçok teknolojik yeniliğin ve icadın ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Buhar makinesi, tekstil makineleri ve demiryolu gibi icatlar, sanayi ve ulaşımda devrim yaratmıştır.
  4. Şehirleşme ve Altyapı Gelişimi:
    • Sanayi İnkılabı ile birlikte şehirleşme hızlanmış ve modern altyapılar (yollar, köprüler, demiryolları) inşa edilmiştir. Bu da şehirlerdeki yaşam koşullarının iyileşmesine katkıda bulunmuştur.

Olumsuz Sonuçlar:

  1. Çevre Kirliliği:
    • Sanayi İnkılabı, fabrikalardan çıkan duman ve atıkların çevreye zarar vermesiyle çevre kirliliğini artırmıştır. Hava ve su kirliliği, halk sağlığını olumsuz etkilemiştir.
  2. İşçi Hakları ve Çalışma Koşulları:
    • Sanayi İnkılabı döneminde işçilerin çalışma koşulları genellikle çok zordu. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve tehlikeli çalışma ortamları, işçilerin sağlığını ve refahını olumsuz etkilemiştir.
  3. Şehirlerde Aşırı Nüfus Artışı:
    • Fabrikaların şehirlerde yoğunlaşması, kırsal alanlardan şehirlere büyük bir göç dalgası başlatmıştır. Bu da şehirlerde aşırı nüfus artışına ve yaşam koşullarının bozulmasına neden olmuştur.
  4. Toplumsal Eşitsizlik:
    • Sanayi İnkılabı, zengin ve fakir arasındaki uçurumu artırmıştır. Sanayiciler ve fabrikatörler büyük servetler elde ederken, işçiler genellikle düşük gelirlerle zorlu yaşam koşullarına maruz kalmıştır.

Soru : Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tam bağımsızlık ekonomik bağımsızlıktan geçer.” sözünden yola çıkarak Osmanlı Devleti’nin siyasi bağımsızlığını değerlendiriniz.


Kısa Cevap :

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü, bir devletin tam bağımsız olabilmesi için ekonomik olarak da bağımsız olması gerektiğini vurgular. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ekonomik bağımlılık artmış, dış borçlar ve kapitülasyonlar nedeniyle ekonomik kontrol büyük ölçüde yabancıların eline geçmiştir. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin siyasi bağımsızlığını da olumsuz etkilemiş ve zayıflatmıştır.

Uzun Cevap :

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Tam bağımsızlık ekonomik bağımsızlıktan geçer.” sözü, bir devletin tam anlamıyla bağımsız olabilmesi için ekonomik bağımsızlığını sağlaması gerektiğini ifade eder. Ekonomik bağımsızlık, bir ülkenin kendi kaynaklarını kullanarak kendi ekonomik politikalarını belirleyebilmesi ve dışa bağımlılıktan kurtulması anlamına gelir.

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşadığı ekonomik sorunlar, siyasi bağımsızlığını da büyük ölçüde etkilemiştir:

  1. Dış Borçlar ve Kapitülasyonlar:
    • Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda artan dış borçlar ve kapitülasyonlar nedeniyle ekonomik olarak büyük ölçüde dışa bağımlı hale gelmiştir. Avrupa ülkelerinden alınan borçlar ve verilen imtiyazlar, Osmanlı ekonomisinin kontrolünü yabancıların eline geçirmiştir.
  2. Düyun-u Umumiye İdaresi:
    • Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını ödeyememesi sonucu, Düyun-u Umumiye İdaresi (Genel Borçlar İdaresi) kurulmuştur. Bu idare, Osmanlı maliyesini ve vergi gelirlerini kontrol etmiş ve devletin ekonomik bağımsızlığını daha da zayıflatmıştır.
  3. Sanayileşme ve Ekonomik Gelişme Eksikliği:
    • Osmanlı Devleti, sanayileşme ve ekonomik gelişme konusunda Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmıştır. Bu durum, Osmanlı ekonomisinin dışa bağımlılığını artırmış ve ekonomik olarak güçlü bir yapıya sahip olamamasına neden olmuştur.
  4. Siyasi Bağımsızlığın Zayıflaması:
    • Ekonomik bağımlılık, Osmanlı Devleti’nin siyasi bağımsızlığını da zayıflatmıştır. Yabancı devletlerin ekonomik etkisi, Osmanlı yönetiminin iç ve dış politikalarını belirlerken bağımsız hareket etmesini zorlaştırmıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin uluslararası arenada zayıf bir konuma düşmesine neden olmuştur.

Atatürk’ün bu sözü, ekonomik bağımsızlığın önemini vurgulayarak, bir ülkenin tam bağımsız olabilmesi için ekonomik olarak güçlü ve bağımsız olması gerektiğini belirtmektedir. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşadığı ekonomik bağımlılık, siyasi bağımsızlığını da olumsuz etkileyerek, devletin zayıflamasına ve yıkılmasına yol açmıştır. Bu nedenle, ekonomik bağımsızlık, bir devletin siyasi bağımsızlığını ve ulusal güvenliğini koruyabilmesi için hayati öneme sahiptir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 74 Cevapları


Soru : Avrupa’daki gelişmelerin insan hakları açısından olumsuz sonuçlarını defterinize yazınız.


Kısa Cevap :

Avrupa’daki sanayileşme ve sömürgecilik gibi gelişmelerin insan hakları açısından bazı olumsuz sonuçları olmuştur. Sanayi Devrimi ile birlikte işçi sınıfı kötü çalışma koşullarına maruz kalmış, sömürgecilik ise birçok yerli halkın haklarının ihlal edilmesine ve zorla çalıştırılmasına neden olmuştur.

Uzun Cevap :

Avrupa’daki çeşitli gelişmeler, insan hakları açısından hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratmıştır. Özellikle Sanayi Devrimi ve sömürgecilik, insan hakları açısından ciddi olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bu gelişmelerin insan hakları üzerindeki olumsuz etkilerini şu şekilde özetleyebiliriz:

  1. Sanayi Devrimi:
    • Kötü Çalışma Koşulları: Sanayi Devrimi ile birlikte fabrikalarda çalışan işçilerin çalışma koşulları son derece kötüydü. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve tehlikeli çalışma ortamları, işçilerin sağlığını ve güvenliğini tehdit etti.
    • Çocuk İşçiliği: Sanayi Devrimi döneminde çocuk işçiliği yaygın bir hale geldi. Çocuklar, fabrikalarda düşük ücretlerle ve uzun saatler boyunca çalıştırıldı, eğitim ve sağlık haklarından mahrum bırakıldı.
    • Konut Sorunları: Hızlı şehirleşme ve nüfus artışı, şehirlerde konut sorunlarına yol açtı. İşçi sınıfı, sağlıksız ve aşırı kalabalık koşullarda yaşamaya zorlandı.
  2. Sömürgecilik:
    • Yerli Halkların Hak İhlalleri: Sömürgeci güçler, yerli halkların topraklarını zorla ele geçirdi ve kaynaklarını sömürdü. Bu süreçte yerli halklar, temel haklarından mahrum bırakıldı ve zorla çalıştırıldı.
    • Kültürel Asimilasyon: Sömürgecilik, yerli kültürlerin ve dillerin yok olmasına neden oldu. Yerli halklar, kendi kültürlerinden koparılarak sömürgeci güçlerin kültürüne asimile edilmeye çalışıldı.
    • Köle Ticaret: Sömürgecilik döneminde köle ticareti yaygınlaştı. Milyonlarca Afrikalı, köle olarak Amerika ve Avrupa’ya taşındı ve insanlık dışı koşullarda çalıştırıldı.
  3. Diktatörlükler ve Totaliter Rejimler:
    • İnsan Hakları İhlalleri: 20. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan diktatörlükler ve totaliter rejimler, ciddi insan hakları ihlallerine yol açtı. Faşist ve komünist rejimlerde bireysel özgürlükler kısıtlandı, muhalifler baskı altına alındı ve pek çok insan keyfi olarak hapsedildi veya öldürüldü.
  4. Savaş ve İnsanlık Suçları:
    • Savaşların Etkileri: Avrupa’da yaşanan iki dünya savaşı, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine ve büyük insanlık suçlarının işlenmesine neden oldu. Holokost ve diğer savaş suçları, insan hakları açısından büyük travmalar yarattı.

Bu gelişmeler, Avrupa’nın insan hakları açısından tarih boyunca hem ilerlemeler kaydetmesine hem de ciddi ihlaller yaşamasına yol açmıştır. Sanayi Devrimi ve sömürgecilik, insan haklarının ihlal edilmesine ve birçok insanın zor koşullar altında yaşamasına neden olmuş, ancak aynı zamanda bu olumsuzluklar, insan hakları mücadelesinin ve modern insan hakları hareketlerinin gelişimine de katkıda bulunmuştur.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 105-106-107-108-109-110 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Neden Göç Ediyoruz?  Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 105, 106, 107, 108, 109, 110


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Neden Göç Ediyoruz? Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 105-106-107-108-109-110 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 105-106-107-108-109-110


Soru : İnsanların doğup büyüdüğü topraklardan başka alanlara göç etmesinin sebepleri neler olabilir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İnsanların doğup büyüdüğü topraklardan başka alanlara göç etmelerinin başlıca sebepleri ekonomik, sosyal, politik ve çevresel faktörlerdir. İş bulma, eğitim olanaklarına erişim, daha iyi yaşam koşulları ve güvenlik gibi nedenler bu göçleri tetikleyen unsurlar arasındadır.

Uzun Cevap :

İnsanların doğup büyüdüğü topraklardan başka alanlara göç etmelerinin sebepleri çeşitlidir ve genellikle ekonomik, sosyal, politik ve çevresel faktörlerden kaynaklanır. Bu faktörler şunlardır:

  1. Ekonomik Sebepler: İşsizlik, düşük gelir, yetersiz yaşam standartları gibi ekonomik zorluklar insanları göçe zorlayan en önemli nedenlerdendir. İnsanlar, daha iyi iş imkanları ve ekonomik fırsatlar bulmak için göç ederler.
  2. Sosyal Sebepler: Eğitim olanakları, sağlık hizmetleri ve daha iyi yaşam koşulları arayışı sosyal göçün başlıca nedenleridir. İnsanlar, çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak ve kendi yaşam kalitelerini artırmak için göç edebilirler.
  3. Politik Sebepler: Savaş, iç karışıklık, siyasi baskı ve insan hakları ihlalleri gibi politik nedenler, insanların güvenli bir yaşam arayışıyla göç etmelerine neden olabilir. Mülteci krizleri genellikle bu tür politik nedenlerle ortaya çıkar.
  4. Çevresel Sebepler: Doğal afetler, iklim değişikliği, kuraklık ve çevresel bozulmalar insanların göç etmelerine neden olabilir. Bu tür çevresel faktörler, tarım ve hayvancılıkla geçinen insanların yaşamlarını zorlaştırabilir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 106 Cevapları


Soru : Beyin göçünün önlenmesi için neler yapılabilir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Beyin göçünün önlenmesi için ülkelerin eğitim, araştırma ve geliştirme alanlarına yatırım yapmaları, genç yeteneklere iş imkanları sunmaları ve yaşam standartlarını iyileştirmeleri gerekmektedir.

Uzun Cevap :

Beyin göçünün önlenmesi, ülkelerin geleceği için büyük önem taşır. Nitelikli insan gücünün ülkede kalması, ülkenin ekonomik, bilimsel ve sosyal gelişimine katkı sağlar. Beyin göçünü önlemek için yapılabilecek bazı önemli adımlar şunlardır:

  1. Eğitim ve Araştırma Yatırımları: Eğitim sisteminin kalitesini artırmak, üniversitelerde ve araştırma kurumlarında daha iyi olanaklar sunmak, genç bilim insanlarının ve uzmanların ülkede kalmasını teşvik edebilir.
  2. İş İmkanlarının Artırılması: Yüksek nitelikli iş gücüne uygun iş imkanları yaratmak, kariyer gelişimi fırsatları sunmak ve rekabetçi maaşlar vermek beyin göçünü azaltabilir.
  3. Yaşam Standartlarının İyileştirilmesi: Sağlık, güvenlik, barınma ve sosyal hizmetler gibi yaşam standartlarının iyileştirilmesi, bireylerin ülkelerinde kalmayı tercih etmelerini sağlayabilir.
  4. Girişimciliğin Desteklenmesi: Yenilikçi projeler ve girişimler için fon ve destek programları sağlamak, genç girişimcilerin kendi ülkelerinde iş kurmalarına olanak tanır.
  5. Uluslararası İşbirlikleri: Yabancı üniversiteler ve araştırma kurumları ile işbirlikleri yapmak, nitelikli insan gücünün ülkede kalmasına ve uluslararası deneyim kazanmalarına yardımcı olabilir.

Bu önlemler, ülkelerin beyin göçünü azaltarak kendi insan kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmelerine katkı sağlar.


Soru : Tabloda yer alan illeri Türkiye fiziki haritası üzerinde inceleyerek bu illerin göç vermesinde etkili olan faktörleri tartışınız.


Cevap :

Bayburt: Ekonomik koşulların zorluğundan, iş bulma amacıyla bir çok kişi göç etmektedir.

Gümüşhane: Ekonomik, toplumsal veya siyasi sebeplerden ötürü göç olmuştur.

Ağrı: Ekonomik, toplumsal veya siyasi sebeplerden ötürü göç olmuştur.

Muş: Ekonomik, toplumsal veya siyasi sebeplerden ötürü göç olmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 107 Cevapları


Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri: ‘‘Doğudan batıya göç, istihdamla önlenecek.’’

Anadolu Ajansı (AA) muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgiye göre Türkiye’nin doğusundaki illerden son 5 yılda 1 milyon 421 bin 544 kişi, başta batı illeri olmak üzere Türkiye’nin diğer illerine göç etti.

Türkiye’nin doğusundaki göçün başlıca nedenleri arasında işsizlik olduğunu belirten Genel Sekreter, “Göçü önlemek için nedenlerini ortaya çıkarmak lazım. İşsizlik, eğitim, sağlık, daha iyi gelir elde etme ile yaşam şartları göçün öncelikli nedenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenleri ortadan kaldıracak tedbirlerin alınmasıyla da göçü ortadan kaldırmak mümkün.” dedi.

“Devletin Türkiye’nin doğusundaki illere vereceği teşvik ve yatırımlar sayesinde istihdam artarsa çocuğu veya kendi iş bulan kişiler, artık göç etmek zorunda kalmayacak özellikle işsizlik sorunu nedeniyle dışarıya giden insanlar, buralarda iş imkânı olduğunu görürse geri dönecekler. Böylece göç engellenmiş olacak.” ifadelerini kullandı.

Soru :  Yukarıdaki Genel ağ haberinde göçün önlenmesi için ne gibi çözüm önerileri sunulmuştur? Açıklayınız.


Cevap :

Yukarıdaki haberde, Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri, doğudan batıya göçün başlıca nedenlerinin işsizlik, eğitim, sağlık, daha iyi gelir elde etme ve yaşam şartları olduğunu belirterek bu nedenlerin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulamıştır. Göçün önlenmesi için sunulan çözüm önerileri şunlardır:

  1. İstihdamın Artırılması: Göçün temel nedeninin işsizlik olduğunu belirten Genel Sekreter, devletin doğu illerine vereceği teşvik ve yatırımlar sayesinde istihdamın artacağını ve bu sayede insanların göç etmek zorunda kalmayacağını ifade etmiştir. İş imkânlarının artmasıyla birlikte, dışarıya göç eden insanların geri dönebileceği ve göçün engellenebileceği vurgulanmıştır.
  2. Teşvik ve Yatırımlar: Devletin doğu illerine yönelik teşvik ve yatırımlar yapması gerektiği belirtilmiştir. Bu teşvik ve yatırımlar, bölgedeki iş olanaklarını artırarak insanların kendi memleketlerinde iş bulmalarını sağlayacaktır.
  3. Eğitim ve Sağlık Hizmetlerinin İyileştirilmesi: Göçün nedenlerinden biri olarak eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği gösterilmiştir. Bu alanlarda yapılacak iyileştirmeler, insanların doğdukları yerlerde kalmalarını teşvik edebilir.
  4. Gelir ve Yaşam Şartlarının İyileştirilmesi: Daha iyi gelir elde etme ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi de göçü önlemede önemli bir rol oynamaktadır. Bölgedeki ekonomik koşulların iyileştirilmesi, insanların yaşam standartlarını yükseltecek ve göç etme ihtiyacını azaltacaktır.

Genel Sekreterin vurguladığı bu çözüm önerileri, doğu illerindeki ekonomik ve sosyal koşulların iyileştirilmesi yoluyla göçün önlenebileceğine işaret etmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 108 Cevapları


Soru : Aşağıdaki görselleri inceleyiniz. Sosyal nedenli göçlerin nedenini karşılarına yazınız. Çevrenizde aşağıdaki göçlere bir örnek var ise ilgili alanlara yazınız.


Cevap :

Göç Nedeni: Sağlık

Göç Nedenine Örnek: Kırsal bir bölgede yaşayan bir ailenin, daha iyi sağlık hizmetlerine erişmek için büyük bir şehre taşınması. Örneğin, küçük bir köyde yaşayan ve kronik hastalığı olan bir bireyin, İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirlere daha iyi hastaneler ve uzman doktorlar bulmak amacıyla göç etmesi.

Göç Nedeni: Eğitim

Göç Nedenine Örnek: Bir öğrencinin, üniversite eğitimi için başka bir şehre taşınması. Örneğin, Van’da yaşayan bir öğrencinin, daha iyi eğitim olanaklarına sahip olduğu için İstanbul’daki bir üniversiteye gitmek amacıyla göç etmesi.

Göç Nedeni: Kültürel Koşullar

Göç Nedenine Örnek: Farklı kültürel değerlere sahip bir bölgeden daha uyumlu hissedebileceği bir bölgeye taşınmak. Örneğin, Doğu Anadolu’da yaşayan bir bireyin, daha modern yaşam tarzını benimsediği için Batı Anadolu’daki bir şehre göç etmesi.

Bu örnekler, sosyal nedenlerle göç eden bireylerin karşılaştığı durumları ve ihtiyaçları yansıtmaktadır. Göçlerin ardında yatan nedenler, bireylerin daha iyi yaşam koşullarına ulaşma arzusunu gösterir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 109 Cevapları


Soru : Depremden kaynaklanan göçlerin önlenmesi için deprem öncesinde alınması gereken tedbirler nelerdir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Depremden kaynaklanan göçlerin önlenmesi için öncelikle yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitimler verilmesi, acil durum planlarının hazırlanması ve uygulanması önemlidir. Yerel yönetimlerin ve devletin işbirliği içinde çalışarak gerekli önlemleri alması da gereklidir.

Uzun Cevap :

Depremden kaynaklanan göçlerin önlenmesi için deprem öncesinde alınması gereken tedbirler şunlardır:

  1. Depreme Dayanıklı Yapılar: Yeni binaların ve altyapının depreme dayanıklı şekilde inşa edilmesi, mevcut yapıların güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, deprem yönetmeliklerine uygun inşaat yapılması zorunlu hale getirilmelidir.
  2. Deprem Eğitimleri ve Bilinçlendirme: Halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi için eğitim programları düzenlenmeli, okullarda ve kamu kurumlarında deprem tatbikatları yapılmalıdır. Deprem anında ve sonrasında nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olunması, can kayıplarını ve yaralanmaları azaltabilir.
  3. Acil Durum Planları: Deprem sonrası hızlı ve etkili müdahale için acil durum planları hazırlanmalıdır. Bu planlar, yerel yönetimlerle koordineli olarak geliştirilmelidir. Acil durum toplanma alanları belirlenmeli ve bu alanlarda gerekli altyapı hazırlanmalıdır.
  4. Yerel Yönetim ve Devlet İşbirliği: Deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde yerel yönetimler ve devlet işbirliği içinde çalışarak deprem öncesi alınacak tedbirleri hayata geçirmelidir. Bu işbirliği, afet yönetimi ve müdahale süreçlerini daha etkili hale getirecektir.
  5. Kentsel Dönüşüm: Riskli bölgelerdeki eski ve dayanıksız binaların kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yenilenmesi gerekmektedir. Bu projeler, halkın güvenli konutlarda yaşamasını sağlayarak deprem sonrası göçlerin önlenmesine katkıda bulunur.

Bu tedbirler, deprem öncesinde alınarak insanların güvenliğini sağlamaya yönelik önemli adımlardır. Böylece, depremden kaynaklanan göçlerin önüne geçilmesi mümkün olabilir.


Soru : Yaşadığınız yer geçmişte doğal nedenlerden kaynaklı göç yaşamış mıdır? Yazınız.


Kısa Cevap :

Evet, İstanbul, Ankara ve İzmir geçmişte doğal nedenlerden kaynaklı göç yaşamıştır. Özellikle depremler, sel ve diğer doğal afetler bu göçlere neden olmuştur.

Uzun Cevap :

İstanbul, Ankara ve İzmir, Türkiye’nin en büyük ve en önemli şehirleri olup, geçmişte doğal nedenlerden kaynaklı göçler yaşamışlardır. Bu göçlerin başlıca sebepleri şunlardır:

  1. İstanbul:
    • Depremler: İstanbul, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunması nedeniyle tarih boyunca birçok büyük depreme maruz kalmıştır. Bu depremler, şehrin bazı bölgelerinde büyük yıkımlara ve göçlere neden olmuştur.
    • Sel ve Su Baskınları: İstanbul’da meydana gelen yoğun yağışlar ve altyapı yetersizlikleri nedeniyle sel ve su baskınları yaşanmış, bu da bazı bölgelerde insanların göç etmesine sebep olmuştur.
  2. Ankara:
    • Depremler: Ankara, aktif bir fay hattı üzerinde olmamasına rağmen, çevresindeki bölgelerde meydana gelen depremlerden etkilenmiştir. Bu depremler, bazı dönemlerde şehirde göçlere neden olmuştur.
    • Kuraklık: İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Ankara, zaman zaman kuraklık sorunlarıyla karşılaşmış ve bu durum tarımsal üretimi olumsuz etkileyerek kırsal bölgelerden kente göçlere yol açmıştır.
  3. İzmir:
    • Depremler: İzmir, Ege Bölgesi’nde yer aldığı için tarih boyunca birçok depreme maruz kalmıştır. Bu depremler, şehirde büyük yıkımlara neden olmuş ve göçlere yol açmıştır.
    • Yangınlar: İzmir, geçmişte büyük yangınlar yaşamıştır. Özellikle 1922 İzmir Yangını, şehrin büyük bir kısmını yok etmiş ve birçok insanın göç etmesine neden olmuştur.

Bu doğal afetler, İstanbul, Ankara ve İzmir’de geçmişte göçlere neden olmuş ve şehirlerin demografik yapısını etkilemiştir.


Soru : Doğa kaynaklı afetlerden kaynaklanan göçlerden hangisinin ülkemizde yaşanma ihtimali daha azdır? Yazınız.


Kısa Cevap :

Ülkemizde yaşanma ihtimali daha az olan doğa kaynaklı afet, volkanik patlamalardır. Türkiye’de aktif volkanik dağlar bulunmamakta, bu nedenle volkanik patlamalardan kaynaklanan göçler yaşanma ihtimali düşüktür.

Uzun Cevap :

Doğa kaynaklı afetlerden kaynaklanan göçler arasında Türkiye’de yaşanma ihtimali en düşük olanı volkanik patlamalardır. Bunun başlıca nedeni, Türkiye’de aktif volkanik dağların bulunmamasıdır.

Türkiye, deprem, sel, heyelan ve kuraklık gibi doğal afetlerle daha sık karşılaşmakta olup, bu afetler zaman zaman göçlere neden olmaktadır. Ancak, volkanik patlamaların yaşanma olasılığı oldukça düşüktür ve bu nedenle bu tür afetlerden kaynaklanan göçlerin meydana gelme ihtimali de azdır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 110 Cevapları


Soru : Suriyeli göçmenlerin ülkemizdeki yaşama daha kolay uyum sağlamaları ve daha iyi koşullarda yaşam sürmeleri için neler yapılmalıdır? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Suriyeli göçmenlerin Türkiye’de daha kolay uyum sağlamaları ve daha iyi koşullarda yaşam sürdürebilmeleri için öncelikle dil eğitimi verilmelidir. Ayrıca, iş bulma ve meslek edinme imkanlarının artırılması, sağlık hizmetlerine erişimin sağlanması ve çocukların eğitim sistemine entegrasyonu önemlidir. Toplumda karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü artırmak için sosyal uyum programları da düzenlenmelidir.

Uzun Cevap :

Suriyeli göçmenlerin Türkiye’de yaşama daha kolay uyum sağlamaları ve daha iyi koşullarda yaşam sürdürebilmeleri için çok yönlü ve kapsamlı stratejiler geliştirilmelidir. Bu stratejiler, eğitim, istihdam, sağlık, sosyal uyum ve toplumla entegrasyon gibi alanlarda olmalıdır. Aşağıda bu konular detaylı olarak ele alınmıştır:

  1. Dil Eğitimi:
    • Türkçe Dil Kursları: Suriyeli göçmenlerin Türkçeyi öğrenmeleri, günlük yaşamlarını kolaylaştırmak ve iş bulma şanslarını artırmak için önemlidir. Dil kursları yaygınlaştırılmalı ve ücretsiz olarak sunulmalıdır.
    • Çocuklar için Dil Destek Programları: Suriyeli çocukların eğitim sistemine entegrasyonunu sağlamak için okul öncesi ve okul çağındaki çocuklara yönelik dil destek programları geliştirilmelidir.
  2. Eğitim:
    • Okul Entegrasyonu: Suriyeli çocukların Türkiye’deki okullara entegrasyonunu sağlamak için özel eğitim programları ve rehberlik hizmetleri sunulmalıdır.
    • Üniversite ve Mesleki Eğitim: Suriyeli gençlerin üniversite eğitimine erişimlerini kolaylaştırmak için burs programları ve mesleki eğitim kursları düzenlenmelidir.
  3. İstihdam:
    • İş Bulma ve Meslek Edindirme: Suriyeli göçmenlerin iş piyasasına katılımını artırmak için iş bulma merkezleri, meslek edindirme kursları ve girişimcilik destek programları oluşturulmalıdır.
    • Yasal Düzenlemeler: Suriyeli göçmenlerin yasal olarak çalışabilmeleri için gerekli izinlerin verilmesi ve işverenlerin bilgilendirilmesi gerekmektedir.
  4. Sağlık Hizmetleri:
    • Sağlık Erişimi: Suriyeli göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimlerini sağlamak için sağlık sigortası kapsamına alınmaları ve sağlık merkezlerinde tercümanlık hizmetlerinin sunulması gerekmektedir.
    • Psikososyal Destek: Travma yaşamış göçmenlere psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri sağlanmalıdır.
  5. Sosyal Uyum:
    • Toplumsal Bilinçlendirme: Türk halkı ve Suriyeli göçmenler arasında karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü artırmak için sosyal uyum programları ve toplumsal bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmelidir.
    • Kültürel Etkinlikler: Ortak kültürel etkinlikler ve festivaller düzenlenerek Suriyeli göçmenlerin Türk toplumuyla kaynaşmaları teşvik edilmelidir.
  6. Barınma:
    • Güvenli ve Sağlıklı Konutlar: Suriyeli göçmenlerin barınma koşullarını iyileştirmek için güvenli ve sağlıklı konut imkanları sağlanmalıdır. Geçici barınma merkezlerinin standartları yükseltilmeli ve kalıcı konut projeleri geliştirilmeli.

Bu stratejiler, Suriyeli göçmenlerin Türkiye’deki yaşama uyum sağlamalarını ve daha iyi koşullarda yaşam sürdürmelerini destekleyecek, aynı zamanda toplumsal uyumu güçlendirecektir.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 111-112 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Türkiye’de Göçün Sonuçları Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 111, 112


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Türkiye’de Göçün Sonuçları Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 111-112 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 111-112


Soru : Şehrinizde gerçekleştirilen Kentsel Dönüşüm Projesi var mı? Araştırınız. Varsa şehrin görüntüsünü nasıl değiştirdiğini tartışınız.


Kısa Cevap :

Evet, İstanbul’da birçok kentsel dönüşüm projesi bulunmaktadır. Bu projeler, özellikle deprem riskine karşı dayanıklılığı artırmak ve eski yapıların yerine modern, güvenli binalar inşa etmek amacıyla yürütülmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, şehrin bazı bölgelerinin görünümünü ve yaşam kalitesini önemli ölçüde değiştirmiştir.

İstanbul’da gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri, şehrin çeşitli bölgelerinde uygulanmaktadır. Bu projelerin ana hedefi, özellikle deprem riskine karşı dayanıksız olan eski yapıların yıkılarak yerine modern ve güvenli binalar inşa edilmesidir. Bu dönüşüm süreci, şehrin görünümünde ve yaşam kalitesinde önemli değişiklikler yaratmıştır.

Başlıca Kentsel Dönüşüm Bölgeleri ve Etkileri:

  1. Fikirtepe: İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Fikirtepe, kentsel dönüşüm projelerinin en yoğun olduğu bölgelerden biridir. Eski ve riskli yapıların yerine yüksek katlı modern rezidanslar ve iş merkezleri inşa edilmiştir. Bu dönüşüm, bölgenin hem nüfus yoğunluğunu artırmış hem de modern bir görünüm kazandırmıştır.
  2. Gaziosmanpaşa: Gaziosmanpaşa ilçesi de yoğun bir şekilde kentsel dönüşüm projelerinin uygulandığı bölgelerden biridir. Eski gecekondu alanlarının yerini, yeni ve modern konut projeleri almıştır. Bu, bölgedeki yaşam kalitesini ve altyapıyı büyük ölçüde iyileştirmiştir.
  3. Tarlabaşı: Beyoğlu ilçesinde bulunan Tarlabaşı, tarihi binaların restore edilip modernize edildiği bir başka kentsel dönüşüm bölgesidir. Bu projeler, bölgenin turistik ve kültürel değerini artırmış, aynı zamanda güvenli ve estetik bir yaşam alanı oluşturmuştur.

Şehir Görüntüsüne ve Yaşam Kalitesine Etkileri:

  • Modernizasyon: Kentsel dönüşüm projeleri, İstanbul’un birçok bölgesinde modern ve estetik açıdan hoş binaların inşa edilmesini sağlamıştır. Bu, şehrin genel görünümünü daha çağdaş ve çekici hale getirmiştir.
  • Güvenlik: Eski ve deprem riski taşıyan binaların yıkılması, yerlerine depreme dayanıklı yeni yapılar inşa edilmesi, İstanbul’da yaşayanların güvenliğini artırmıştır.
  • Yaşam Kalitesi: Yeni konut projeleri, daha iyi altyapı, yeşil alanlar ve sosyal donatılarla birlikte, bölge sakinlerinin yaşam kalitesini yükseltmiştir.
  • Ekonomik Canlanma: Kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü başta olmak üzere birçok sektörde ekonomik canlanmaya neden olmuş, istihdam olanaklarını artırmıştır.

Sonuç olarak, İstanbul’da gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri, şehrin hem fiziksel hem de sosyal yapısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu projeler, İstanbul’u daha modern, güvenli ve yaşanabilir bir şehir haline getirme yolunda önemli adımlar atmaktadır.

Uzun Cevap :

Evet, Ankara’da da çeşitli kentsel dönüşüm projeleri bulunmaktadır. Bu projeler, eski ve riskli yapıların yerine modern binalar inşa edilerek şehrin görünümünü ve yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Kentsel dönüşüm projeleri, Ankara’nın bazı bölgelerinde önemli değişiklikler yaratmıştır.

Ankara’da gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri, şehrin çeşitli bölgelerinde uygulanmaktadır. Bu projelerin ana amacı, eski, depreme dayanıksız ve plansız yapıların yıkılarak yerlerine modern, güvenli ve estetik açıdan daha hoş binalar inşa edilmesidir. Bu dönüşüm süreci, Ankara’nın genel görünümünü ve yaşam kalitesini önemli ölçüde değiştirmiştir.

Başlıca Kentsel Dönüşüm Bölgeleri ve Etkileri:

  1. Yeni Mamak: Mamak ilçesi, Ankara’da kentsel dönüşüm projelerinin yoğun olarak uygulandığı bölgelerden biridir. Eski gecekondu alanları yıkılarak yerine modern konutlar, parklar ve sosyal tesisler inşa edilmiştir. Bu dönüşüm, bölgenin hem görünümünü iyileştirmiş hem de yaşam kalitesini artırmıştır.
  2. Dikmen Vadisi: Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi, Ankara’nın önemli projelerinden biridir. Bu projede, eski ve düzensiz yapıların yerini modern konutlar ve yeşil alanlar almıştır. Bu dönüşüm, bölgeyi daha yaşanabilir ve estetik hale getirmiştir.
  3. Altındağ: Altındağ ilçesi de kentsel dönüşüm projelerinin uygulandığı bir başka bölgedir. Özellikle Hacı Bayram Mahallesi’nde yapılan dönüşüm projeleri, tarihi dokunun korunarak modern yaşam alanları oluşturulmasını hedeflemektedir.

Şehir Görüntüsüne ve Yaşam Kalitesine Etkileri:

  • Modernizasyon: Kentsel dönüşüm projeleri, Ankara’nın birçok bölgesinde modern ve estetik binaların inşa edilmesini sağlamıştır. Bu, şehrin genel görünümünü daha çağdaş ve çekici hale getirmiştir.
  • Güvenlik: Eski ve depreme dayanıksız binaların yıkılması, yerlerine depreme dayanıklı yeni yapılar inşa edilmesi, Ankara’da yaşayanların güvenliğini artırmıştır.
  • Yaşam Kalitesi: Yeni konut projeleri, daha iyi altyapı, yeşil alanlar ve sosyal donatılarla birlikte, bölge sakinlerinin yaşam kalitesini yükseltmiştir.
  • Ekonomik Canlanma: Kentsel dönüşüm projeleri, inşaat sektörü başta olmak üzere birçok sektörde ekonomik canlanmaya neden olmuş, istihdam olanaklarını artırmıştır.

Sonuç olarak, Ankara’da gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projeleri, şehrin hem fiziksel hem de sosyal yapısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu projeler, Ankara’yı daha modern, güvenli ve yaşanabilir bir şehir haline getirme yolunda önemli adımlar atmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 112 Cevapları


Soru : Aşağıdaki görsellerde göç nedeni ile ortaya çıkan olumsuzluklar anlatılmaktadır. Bu olumsuzlukların ortaya çıkmasının nedenlerini ilgili alanlara yazınız.


Cevap :

KÜRESEL ISINIMA = Göçler sonucu kentler aşırı büyür bundan dolayı büyük şehirlerin bulunduğu alanlarda ısı adaları oluşur. Büyük şehirlerin etrafında ısınma artar. Daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim ortaya çıkar.

TRAFİK SORUNU = Göçle birlikte nüfus yoğunluğu artar ve bu da şehir içi ulaşımda ciddi trafik sorunlarına neden olur. Artan araç sayısı, yolların yetersiz kalmasına, trafik sıkışıklıklarına ve ulaşım sürelerinin uzamasına yol açar. Bu durum, hava kirliliğini de artırarak çevresel sorunlara katkıda bulunur.

TARIM ALANLARNI NI AZALMASI = Göçle birlikte kırsal alanlardan kentlere nüfus akışı yaşanır, bu da kırsal alanlardaki tarım faaliyetlerinin azalmasına ve tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasına neden olur. Tarım arazilerinin azalması, gıda üretiminde düşüşe ve tarım sektöründe işsizliğe yol açabilir.


Soru : Yukarıdakiler dışında göçün başka hangi sonuçları olabilir? Yazınız.


Cevap :

  • KONUT SORUNU: Kentlere göç eden nüfusun barınma ihtiyacı, konut talebini artırır. Bu durum, konut fiyatlarının yükselmesine ve kiraların artmasına neden olabilir. Ayrıca, plansız ve düzensiz yapılaşma, gecekondu bölgelerinin oluşmasına yol açar.
  • İŞSİZLİK: Göç eden nüfus, kentlerde iş bulma umuduyla gelir ancak çoğu zaman yeterli iş imkanı bulamaz. Bu durum, işsizliğin artmasına ve sosyal sorunların derinleşmesine yol açar.
  • EĞİTİM SORUNLARI: Göçle birlikte kentlerdeki nüfus artışı, eğitim kurumlarının yetersiz kalmasına neden olabilir. Sınıfların kalabalıklaşması, eğitim kalitesinin düşmesine ve öğrencilerin eğitim imkanlarının sınırlanmasına yol açar.
  • SAĞLIK SORUNLARI: Göç eden nüfusun artışı, sağlık hizmetlerine olan talebi artırır. Bu durum, hastanelerin ve sağlık merkezlerinin yetersiz kalmasına, sağlık hizmetlerinin aksamasına ve halk sağlığının olumsuz etkilenmesine yol açabilir.
  • SOSYAL GERGİNLİKLER: Göçle birlikte farklı kültür ve etnik grupların bir araya gelmesi, sosyal uyum sorunlarına ve gerginliklere yol açabilir. Bu durum, toplumsal huzursuzlukları artırabilir.
  • ALTYAPI SORUNLARI: Göç eden nüfusun yoğunlaşması, şehirlerin altyapı sistemlerinin yetersiz kalmasına neden olabilir. Su, elektrik, kanalizasyon ve ulaşım gibi altyapı hizmetlerinde aksamalar yaşanabilir.


 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 113-114-115 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Yerleşme ve Seyahat Özgürlüğümü Kullanıyorum Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 113, 114, 115


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Yerleşme ve Seyahat Özgürlüğümü Kullanıyorum Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 113-114-115 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 113-114-115


Soru : Seyahat etmeniz engellenseydi neler hissederdiniz? Tartışınız.


Kısa Cevap :

Seyahat etmenin engellenmesi, kişisel özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelir ve bu durum huzursuzluk ve hayal kırıklığı yaratabilir. İnsanlar, yeni yerler keşfetmenin ve farklı kültürleri deneyimlemenin eksikliğini hissedebilirler. Ayrıca, aile ve arkadaş ziyaretleri de yapılamayacağı için sosyal ilişkilerde kopukluk yaşanabilir.

Uzun Cevap :

Seyahat etmenin engellenmesi, birçok açıdan olumsuz duygular yaratabilir. Öncelikle, kişisel özgürlüğün kısıtlanması, bireylerde stres ve kaygıya yol açabilir. Yeni yerler görme ve farklı kültürlerle tanışma fırsatının kaybedilmesi, insanların dünyayı anlama ve keşfetme arzularını tatmin edememelerine neden olur. Bu durum, özellikle seyahat etmeyi seven kişilerde büyük bir hayal kırıklığı ve monotonluk hissi yaratabilir.

Aile ve arkadaşlarla yüz yüze görüşememek, sosyal ilişkilerde kopukluklara neden olabilir. Özel günlerde ve tatillerde bir araya gelinememesi, insanların yalnızlık hissetmelerine yol açabilir. İş seyahatlerinin yapılamaması, kariyer gelişimi ve iş ilişkileri açısından olumsuz etkiler doğurabilir. Son olarak, seyahat etmek, birçok insan için bir rahatlama ve stres atma yöntemi olduğundan, bu imkânın ortadan kalkması, genel yaşam kalitesini düşürebilir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 114 Cevapları


Soru : Ebola virüsünün görüldüğü ülkelerdeki karantina uygulaması, hangi hakların kullanılmasını engellemektedir? Yazınız.


Kısa Cevap :

Ebola virüsünün görüldüğü ülkelerdeki karantina uygulaması, seyahat özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ve çalışma hakkı gibi temel hakların kullanılmasını engellemektedir.

Uzun Cevap :

Ebola virüsünün görüldüğü ülkelerde uygulanan karantina, çeşitli temel hakların kullanımını engellemektedir. Öncelikle, seyahat özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlanır, çünkü karantina altındaki bireyler, yer değiştirme özgürlüğünden mahrum kalırlar. Bu durum, bireylerin işlerine, okullarına veya aile üyelerine ulaşamamalarına neden olabilir.

Toplanma özgürlüğü de karantina nedeniyle engellenir. İnsanlar, toplu etkinliklere katılamaz, sosyal veya siyasi amaçlarla bir araya gelemezler. Ayrıca, çalışma hakkı da sınırlanır; birçok iş yeri kapanır veya faaliyetleri durdurulur, bu da ekonomik zorluklara yol açar. Sağlık hakkı da etkilenebilir, çünkü hastaneler ve sağlık hizmetleri virüsle mücadeleye odaklanırken, diğer sağlık ihtiyaçları geri planda kalabilir.


Soru : Karantina uygulanan ülkelerde yaşayan insanlar, hangi sorunlarla karşılaşırlar? Yazınız.


Kısa Cevap :

Karantina uygulanan ülkelerde yaşayan insanlar, ekonomik zorluklar, sosyal izolasyon, sağlık hizmetlerine erişim sorunları ve psikolojik stres gibi sorunlarla karşılaşırlar.

Uzun Cevap :

Karantina uygulanan ülkelerde yaşayan insanlar, çeşitli ciddi sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Ekonomik zorluklar, bu sorunların başında gelir. İş yerlerinin kapanması veya faaliyetlerinin durması, işsizlik oranlarının artmasına ve gelir kaybına neden olur. Bu durum, ailelerin geçimlerini sağlamakta zorlanmalarına yol açar.

Sosyal izolasyon, karantinanın bir diğer önemli etkisidir. İnsanlar, sosyal etkileşimlerinden mahrum kalır, aile ve arkadaşlarıyla bir araya gelemezler. Bu durum, yalnızlık ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Ayrıca, karantina sürecinde sağlık hizmetlerine erişim zorlaşabilir. Hastaneler ve sağlık merkezleri, virüsle mücadeleye odaklandığı için diğer sağlık sorunları geri planda kalabilir.

Psikolojik stres, karantina döneminde yaygın bir sorundur. Belirsizlik, hastalık korkusu ve uzun süre kapalı kalmanın getirdiği sıkıntı, bireylerde stres ve anksiyete seviyelerini artırabilir. Eğitim de aksayabilir; okulların kapanması, öğrencilerin eğitimlerine devam edememelerine neden olabilir. Bu durum, uzun vadede eğitim seviyesinin düşmesine ve çocukların gelişimlerinin olumsuz etkilenmesine yol açabilir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 115 Cevapları


1982 Anayasası’nda yerleşme özgürlüğünün “suç işlenmesini önlemek” amacı ile kısıtlanabileceği belirtilmektedir. Örneğin terör ve savaş durumlarında bazı alanlar yerleşmeye kapatılabilir veya yerleşmeler boşaltılabilir. Böyle bir durumda o bölgede yaşayan insanlar, başka alanlara göç etmek zorunda kalabilirler (Görsel 3. 40).

Soru : Yukarıda anlatılan durumda o bölgede yaşayan insanlar, başka ne gibi sıkıntılar yaşayabilir? Tartışınız.


Cevap :

O bölgede yaşayan insanlar, barınma ve ekonomik zorluklar, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim sorunları, sosyal ve psikolojik problemler, güvenlik endişeleri ve kültürel uyum zorlukları yaşayabilirler.


Soru : İzinsiz kurulan yerleşim alanlarında yaşayan halk, hangi altyapı sorunları ile karşılaşır? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

İzinsiz kurulan yerleşim alanlarında yaşayan halk, su, elektrik, yol, kanalizasyon gibi temel altyapı hizmetlerine erişim konusunda sıkıntılar yaşar. Ayrıca, sağlık ve eğitim hizmetleri de yetersiz olabilir.

Uzun Cevap :

İzinsiz kurulan yerleşim alanlarında yaşayan halk, çeşitli altyapı sorunlarıyla karşılaşır. Öncelikle, su ve elektrik gibi temel ihtiyaçlara erişimde zorluklar yaşanabilir. Bu bölgelerde su şebekesi ve elektrik hatları yeterli düzeyde kurulmadığı için sürekli kesintiler yaşanabilir.

Yol altyapısı genellikle yetersizdir, bu da ulaşımın zorlaşmasına ve acil durumlarda yardımın gecikmesine neden olur. Kanalizasyon sisteminin olmaması veya yetersiz olması, sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, bu bölgelerde sağlık ve eğitim hizmetleri yetersiz olabilir, bu da halkın temel hizmetlerden mahrum kalmasına neden olur.


Soru : İnsanların yerleşim alanlarında bu tür sorunlar yaşamaması için anayasaya uymaları neden önemlidir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

İnsanların yerleşim alanlarında altyapı sorunları yaşamaması için anayasaya uymaları önemlidir çünkü anayasa, planlı ve düzenli yerleşimlerin kurulmasını sağlar, bu da altyapı hizmetlerinin daha etkin ve sürdürülebilir olmasını mümkün kılar.

Uzun Cevap :

İnsanların yerleşim alanlarında altyapı sorunları yaşamaması için anayasaya uymaları büyük önem taşır. Anayasa ve ilgili yasalar, planlı ve düzenli yerleşimlerin oluşturulmasını sağlar. Planlı yerleşimler, su, elektrik, yol ve kanalizasyon gibi temel altyapı hizmetlerinin etkin ve sürdürülebilir şekilde sunulmasına olanak tanır.

Anayasa hükümlerine uyulması, yerleşim alanlarının yasal ve güvenli olmasını garanti eder, bu da sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimi kolaylaştırır. Ayrıca, anayasa, çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini de içerir, bu da doğal kaynakların korunmasına ve çevre kirliliğinin önlenmesine yardımcı olur. Anayasaya uygun hareket etmek, hem bireylerin yaşam kalitesini artırır hem de toplumsal düzenin sağlanmasına katkıda bulunur.


Soru : Sit alanı içindeki bir yerleşim yerinde yaşıyor olsaydınız yerleşme özgürlüğünün kullanımı ile ilgili hangi sorunları yaşardınız? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Sit alanı içindeki bir yerleşim yerinde yaşıyor olsaydım, yerleşim özgürlüğü ile ilgili inşaat ve tadilat izinleri almakta zorluk yaşar, mevcut yapıların korunması gereği nedeniyle modern altyapı hizmetlerine erişimde sıkıntılar çekerdim.

Uzun Cevap :

Sit alanı içindeki bir yerleşim yerinde yaşamak, yerleşme özgürlüğü açısından çeşitli kısıtlamalar getirebilir. Öncelikle, bu tür alanlarda inşaat ve tadilat yapmak için sıkı izin prosedürleri uygulanır, bu da zaman alıcı ve maliyetli olabilir.

Tarihi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla yapılan bu kısıtlamalar, modern yaşam ihtiyaçlarına uygun yapılar inşa etmeyi zorlaştırabilir. Ayrıca, mevcut yapıların korunması gerektiğinden, binaların yenilenmesi veya genişletilmesi sınırlı olabilir. Bu durum, modern altyapı hizmetlerine erişimi de zorlaştırabilir.

Örneğin, geniş bant internet, yeni su ve kanalizasyon hatları gibi modern hizmetlerin getirilmesi kısıtlanabilir. Ayrıca, sit alanı koruma kurallarına uyum sağlamak, günlük yaşamı zorlaştırabilir ve ekstra maliyetler getirebilir. Bu tür kısıtlamalar, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve yaşam alanlarını istedikleri şekilde düzenlemelerini engelleyebilir.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 116-117 MEB Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı 3. Ünite Kendimizi Değerlendiriyoruz Cevapları Sayfa 116, 117


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı 3. Ünite Kendimizi Değerlendiriyoruz Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 116-117 MEB Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 116-117


A. Aşağıdaki cümlelerin başına cümlede verilen ifadeler doğruysa “D”, yanlış ise “Y” yazınız. Yanlış olan cümlelerin doğrularını altlarına yazınız.


Cevap :

1. (Yanlış) Türkiye’de nüfus artış hızı her dönem aynıdır.
2. (Yanlış) Nüfus yoğunluğu Türkiye’nin iç kesimlerinde daha fazladır.
3. (Doğru) Seyahat özgürlüğünün kısıtlanması ile insanlar birçok sorun yaşarlar.
4. (Yanlış) Kutuplara yakın yerler ve çöller yerleşmenin en yoğun olduğu alanlardır.
5. (Doğru) Türkiye’de göç, sanayi ve turizmin geliştiği bölgelere doğru yapılmaktadır.


B. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere ilgili kelimeleri yazınız. 


Cevap :

1. İstanbul ülkemizde nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu şehirdir.
2. Türkiye’de sanayileşmeyle kent nüfusu artmış, kır nüfusu azalmıştır.
3. İnsanlar, tarım yapmaya başlayınca yerleşik hayata geçmiş ve ilk köy yerleşmelerini kurmuştur.
4. Bir ülkede sanayi sektörü ile hizmet sektöründe çalışanların oranı fazla ise o ülke gelişmiş olarak kabul edilir.


C. Aşağıdaki eşleştirmeleri yapınız.


Cevap :

1. Nüfusu turizm sayesinde gelişen ilimizdir. = Antalya 
2. Kanuna uygun olmayan plansız yapılaşmadır. = Çarpık kentleşme 
3. Nüfusun yüz ölçüme bölünmesi ile elde edilen sonuçtur. = Nüfus yoğunluğu 
4. Geçim kaynağı genellikle tarım ve hayvancılık olan yerleşmedir. = Kır yerleşmesi 
5. Belirli bir alanda, belirli bir zaman diliminde yaşayan insan sayısıdır. = Nüfus


7. Sınıf Sosyal Bilgiler MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 117 Cevapları


D. Aşağıdaki soruların doğru cevaplarını işaretleyiniz. 


1. İnsanoğlu, soğuk hava ve yabani hayvanlardan korunmak amacı ile avlayabilecekleri hayvanların, toplayabilecekleri meyve ve sebzelerin olduğu su kaynaklarına yakın doğal barınakları yaşam alanı olarak seçmiştir.

Yukarıdaki metinde yerleşmeyi etkileyen faktörlerden hangisine yer verilmemiştir?


A) Güvenlik
B) İklim şartları
C) Tarım alanlarına yakınlık
D) Beslenme alanlarına yakınlık

Cevap : C Şıkkı


2. Aşağıdakilerden hangisi iç göçün sonuçları arasında yer almaz?


A) Ülke nüfusu artar.
B) Çevre sorunları ortaya çıkar.
C) Nüfus belirli merkezlerde yoğunlaşır.
D) Plansız, çarpık kentleşmeler meydana gelir.

Cevap : A Şıkkı


3. 1982 Anayasası madde 23 … Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak … amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.

Anayasamızın verilen maddesine göre aşağıdaki alanların hangisine yerleşim yeri kurmak daha uygun olur?


A) Sit alanlarına
B) Dere yataklarına
C) Verimli tarım arazilerine
D) Belediyenin imara açtığı alanlara

Cevap : D Şıkkı


4. I. Tarım sektörü
II. Sanayi sektörü
III. Hizmet sektörü

Bir ülke nüfusu içinde hangi sektör veya sektörlerde çalışanların oranı yüksek ise o ülke gelişmemiş olarak kabul edilir?


A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III

Cevap : A Şıkkı


E. Aşağıdaki sorunun doğru cevabını yazınız. 


Soru: A şehrinin nüfusu B şehrinin iki katıdır.

A şehrinin yüz ölçümü B şehrinin yüz ölçümü kadardır.

Yukarıdaki duruma göre A ve B şehirlerinin nüfus yoğunluklarını karşılaştırınız.


Cevap :

A şehrinin nüfus yoğunluğu B şehrinin iki katıdır.


F. Aşağıdaki soruların cevaplarını defterinize yazınız.


1. Ülkemizdeki iç göçün sebepleri nelerdir?


Kısa Cevap :

Türkiye’deki iç göçün başlıca sebepleri arasında iş imkanları, eğitim olanakları, daha iyi yaşam koşulları, doğal afetler ve sosyal hizmetlere erişim bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

Madde Madde Türkiye’deki iç göçün sebepleri çeşitli faktörlere dayanmaktadır. Bunlardan bazıları:

  • Ekonomik Sebepler: İşsizlik, düşük gelir ve geçim zorlukları, insanların daha fazla iş fırsatı ve yüksek gelir elde edebilecekleri büyük şehirlere göç etmesine neden olmaktadır.
  • Eğitim: Özellikle kırsal bölgelerde eğitim olanaklarının sınırlı olması, ailelerin çocuklarına daha iyi eğitim fırsatları sunabilmek için büyük şehirlere göç etmelerine yol açmaktadır.
  • Sosyal Hizmetler: Sağlık, güvenlik, ulaşım ve diğer temel hizmetlerin daha iyi olduğu bölgelere doğru bir iç göç eğilimi gözlenmektedir.
  • Doğal Afetler: Deprem, sel gibi doğal afetler, insanları daha güvenli bölgelere taşınmaya zorlayabilmektedir.
  • Kültürel ve Sosyal Sebepler: Büyük şehirlerde sosyal ve kültürel etkinliklerin fazlalığı, insanlar için cazip bir faktör olabilmektedir.

2. 15-64 yaş grubunun toplam nüfus içindeki payının fazla olması, ülkeye hangi katkıları sağlar?


Kısa Cevap :

15-64 yaş grubunun nüfus içindeki payının fazla olması, ülkenin ekonomik büyümesine, iş gücüne ve verimliliğine olumlu katkılar sağlar.

Uzun Cevap :

Madde Madde 15-64 yaş grubunun nüfus içindeki payının fazla olması, bir ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına önemli katkılarda bulunur:

  • Ekonomik Büyüme: Çalışma çağındaki nüfusun fazla olması, üretkenlik ve ekonomik büyüme potansiyelini artırır. Bu, daha fazla iş gücünün ekonomiye katılması anlamına gelir.
  • Sosyal Güvenlik Sistemleri: Genç ve çalışabilir nüfusun fazla olması, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini destekler. Emekli ve yaşlı nüfusun desteklenmesi daha kolay hale gelir.
  • Verimlilik: Genç nüfus, genellikle yeniliklere açık ve dinamik olup, teknolojik gelişmelere hızlı adapte olabilir, bu da genel verimliliği artırır.
  • Demografik Avantaj: Demografik fırsat penceresi olarak adlandırılan bu dönem, doğru politikalar ve yatırımlarla ülkenin uzun vadeli refahını artırabilir.

3. Türkiye’de erkek okuryazar oranının kadın okuryazar oranına göre fazla olmasının nedenleri nelerdir?


Kısa Cevap :

Türkiye’de erkek okuryazar oranının kadın okuryazar oranına göre fazla olmasının nedenleri arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, eğitimde fırsat eşitsizliği ve geleneksel değerler bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

Madde Madde Türkiye’de erkek okuryazar oranının kadın okuryazar oranına göre fazla olmasının birkaç ana nedeni vardır:

  • Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Tarihsel olarak, erkeklerin eğitim almaları daha çok teşvik edilmiş, kadınların ise ev işleri ve çocuk bakımı gibi rollerle sınırlı kalmaları beklenmiştir.
  • Eğitimde Fırsat Eşitsizliği: Kırsal bölgelerde özellikle kız çocuklarının okula gitmesi, erkek çocuklarına göre daha az desteklenmiştir. Ailelerin ekonomik durumu kötü olduğunda, kız çocuklarının okula gönderilmesi yerine evde kalıp çalışması veya evlenmesi daha çok tercih edilmiştir.
  • Geleneksel Değerler ve Kültürel Normlar: Geleneksel aile yapısı ve kültürel normlar, kız çocuklarının eğitimini ikinci planda bırakmış, erkek çocuklarına öncelik verilmiştir.
  • Erken Evlilikler: Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesi, onların eğitim hayatlarının yarıda kalmasına neden olmuştur.

4. Yaşadığınız şehrin fiziki ve beşerî özelliklerini araştırınız. Buna göre;


a) Yaşadığınız şehir göç alan bir şehir mi, göç veren bir şehir mi?


Cevap :

İstanbul, Türkiye’nin en büyük ve en gelişmiş şehri olarak sürekli göç alan bir şehirdir.

Ankara, Türkiye’nin başkenti ve ikinci büyük şehri olarak göç alan bir şehirdir.


b) Şehrinizin göç almasında veya vermesinde etkili olan beşerî ve fiziki faktörler nelerdir?


Cevap :

İstanbul

  • Beşerî Faktörler:
    • İş İmkanları: İstanbul, Türkiye’nin ekonomik merkezidir ve birçok sektörde geniş iş olanakları sunar.
    • Eğitim Olanakları: İstanbul, birçok üniversite ve eğitim kurumuna ev sahipliği yapar, bu da öğrenciler için çekici bir faktördür.
    • Sosyal ve Kültürel Aktiviteler: Şehirdeki zengin kültürel etkinlikler, konserler, tiyatrolar ve müzeler, insanların göç etmesini teşvik eder.
    • Sağlık Hizmetleri: Gelişmiş sağlık hizmetleri, özellikle büyük hastaneler ve sağlık merkezleri, insanların bu şehre göç etmesine neden olur.
  • Fiziki Faktörler:
    • Coğrafi Konum: İstanbul, iki kıtanın birleştiği noktada yer alır ve stratejik bir konuma sahiptir.
    • Ulaşım Altyapısı: Gelişmiş kara, deniz ve hava ulaşım ağları, şehri daha erişilebilir kılar.
    • İklim: İstanbul, dört mevsimin yaşandığı ılıman bir iklime sahiptir, bu da yaşam koşullarını olumlu etkiler.

Ankara

  • Beşerî Faktörler:
    • Kamu Kurumları ve İş İmkanları: Başkent olması nedeniyle birçok kamu kurumu, büyük şirket ve uluslararası kuruluş burada bulunur, bu da iş imkanlarını artırır.
    • Eğitim Olanakları: Ankara, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerine ev sahipliği yapar ve bu da öğrenciler için çekici bir unsurdur.
    • Sağlık Hizmetleri: Gelişmiş sağlık altyapısı ve büyük hastaneler, Ankara’yı cazip kılar.
    • Sosyal ve Kültürel Aktiviteler: Tiyatro, konser, müze ve çeşitli kültürel etkinlikler açısından zengin bir şehir olması da göçü teşvik eder.
  • Fiziki Faktörler:
    • Coğrafi Konum: İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Ankara, Türkiye’nin merkezine yakın stratejik bir konuma sahiptir.
    • Ulaşım Altyapısı: Ankara’nın gelişmiş kara ve hava ulaşım altyapısı, özellikle Ankara Esenboğa Havalimanı, şehirlerarası göçü kolaylaştırır.
    • İklim: Karasal iklim özelliklerine sahip olan Ankara, sıcak yazlar ve soğuk kışlar yaşar, bu da yaşam koşullarını belirler.


 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 81-82-83-84-85-86-87-88-89-90-91 EKOYAY Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Seyyahların Gözüyle Osmanlı Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 81-82-83-84-85-86-87-88-89-90-91 EKOYAY Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 81-82-83-84-85-86-87-88-89-90-91


Soru : Osmanlı Devleti Dönemi’nde yaşayan bir seyyah olsaydınız nereleri gezerdiniz? Gezdiğiniz yerlerle ilgili hangi konularda yazılar yazardınız?


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yaşayan bir seyyah olsaydım, Osmanlı’nın geniş toprakları boyunca önemli ve kültürel olarak zengin bölgeleri gezerdim. İstanbul, Bursa, Edirne gibi Osmanlı’nın başkentlerini ziyaret ederdim.

Ayrıca, Kahire, Şam, Bağdat, Mekke ve Medine gibi önemli şehirleri de gezerdim. Gezdiğim yerlerle ilgili olarak mimari yapılar, sosyal yaşam, ticaret ve pazarlar, yerel gelenekler ve görenekler, yemek kültürü ve dini hayat gibi konularda yazılar yazardım.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yaşayan bir seyyah olarak, Osmanlı’nın farklı coğrafyalarındaki şehirleri ve kasabaları gezerek zengin ve çeşitli kültürel mirası keşfetmek oldukça heyecan verici olurdu. Bu seyahatlerde aşağıdaki yerleri ziyaret eder ve çeşitli konularda yazılar yazardım:

  1. İstanbul:
    • Sultanahmet Camii, Ayasofya, Topkapı Sarayı: Bu önemli yapılar hakkında detaylı mimari incelemeler ve tarihî bilgileri yazardım.
    • Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı: Ticaretin merkezi olan bu yerlerdeki alışveriş kültürünü, ticari hayatı ve pazarları anlatırdım.
    • Boğaziçi: Boğaz kıyısındaki yaşamı, yalıları ve Boğaziçi’nde yapılan deniz seferlerini yazardım.
  2. Bursa:
    • Ulu Camii ve Yeşil Türbe: Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’daki dini yapılar ve türbeler hakkında bilgiler verirdim.
    • İpek Yolu: Bursa’nın İpek Yolu üzerindeki önemini ve burada yapılan ticaretin detaylarını anlatırdım.
  3. Edirne:
    • Selimiye Camii: Mimar Sinan’ın ustalık eseri olan Selimiye Camii’nin mimarisi ve tarihi hakkında detaylı incelemeler yazardım.
    • Kırkpınar Yağlı Güreşleri: Geleneksel spor etkinliklerini ve yerel halkın bu etkinliklere olan ilgisini anlatırdım.
  4. Kahire:
    • El-Ezher Üniversitesi: İslami eğitim ve bilim merkezlerinden biri olan El-Ezher Üniversitesi hakkında yazılar yazardım.
    • Piramitler ve Sfenks: Antik Mısır’ın görkemli yapıları hakkında detaylı incelemeler yapardım.
  5. Şam:
    • Emevi Camii: İslam dünyasının önemli dini merkezlerinden biri olan bu cami hakkında bilgiler verirdim.
    • Hamidiye Çarşısı: Şam’ın ünlü pazar yerlerinden biri olan Hamidiye Çarşısı’ndaki ticaret ve sosyal hayatı anlatırdım.
  6. Bağdat:
    • Abbasi dönemi eserleri: Tarihi eserler ve Bağdat’ın kültürel mirası hakkında detaylı incelemeler yazardım.
    • Bağdat Çarşıları: Ticaretin ve zanaatkarlığın merkezi olan çarşılar hakkında yazılar yazardım.
  7. Mekke ve Medine:
    • Hac ve Umre: Hac ve Umre ibadetleri sırasında yaşanan deneyimler ve bu şehirlerin dini önemi hakkında yazılar yazardım.
    • Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi: İslam dünyasının en kutsal mekanları hakkında detaylı bilgiler verirdim.

Bu seyahatler sırasında, yerel halkın yaşam tarzını, yemek kültürünü, geleneklerini ve günlük yaşamını gözlemleyerek, bu konular hakkında da yazılar yazardım. Ayrıca, Osmanlı dönemindeki siyasi ve sosyal yapıyı, farklı etnik grupların ve dinlerin bir arada nasıl yaşadığını inceleyerek yazılarımda yer verirdim. Bu sayede, Osmanlı’nın geniş ve çeşitli coğrafyasındaki yaşamı ve kültürel zenginlikleri okuyucularıma aktarabilirdim.


A. Osmanlı Devleti Dönemi’ne ait aşağıda yer alan eserlerin hangi sanat dallarına ait olduğunu araştırarak altlarına yazınız. 


Cevap :

“7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 81 Cevapları”

B. Yukarıdaki örneklerin dışında Osmanlı Devleti Dönemi’ne ait sanat dallarını araştırarak bu sanat dallarına örnekler yazınız.


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti dönemine ait sanat dalları arasında hat sanatı, tezhip, ebru, minyatür ve çini sanatı önemli yer tutar. Örnek olarak, Süleymaniye Camii’ndeki hat eserleri, Topkapı Sarayı’ndaki tezhipli kitaplar, ebru sanatının ünlü ustalarından Necmeddin Okyay’ın eserleri, Nakkaş Osman’ın minyatürleri ve İznik çinileri verilebilir.

Yaşadığım yerde Osmanlı Devleti döneminde yapılmış mimari eserler arasında Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde birçok sanat dalı gelişmiştir ve bu sanat dalları, Osmanlı kültürünün ve estetik anlayışının önemli bir parçasını oluşturur. İşte Osmanlı sanat dallarına ve örneklerine dair bilgiler:

  1. Hat Sanatı:
    • Osmanlı’da İslamî hat sanatı oldukça önemli bir yer tutar. Ünlü hattatlar arasında Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman bulunmaktadır.
    • Örnek: Süleymaniye Camii’ndeki hat eserleri, Kur’an-ı Kerim yazmaları.
  2. Tezhip:
    • El yazması kitapların kenarlarını ve sayfa başlarını altın ve renkli süslemelerle bezeme sanatıdır.
    • Örnek: Topkapı Sarayı’nda sergilenen tezhipli kitaplar.
  3. Ebru Sanatı:
    • Su yüzeyine renklerin serpilmesi ve kağıda aktarılması ile oluşturulan bir sanat dalıdır.
    • Örnek: Necmeddin Okyay’ın ebru eserleri.
  4. Minyatür:
    • El yazması kitaplarda metni süsleyen küçük boyutlu resimlerdir. Nakkaş Osman, ünlü bir Osmanlı minyatür sanatçısıdır.
    • Örnek: Topkapı Sarayı’ndaki Hünername’de yer alan minyatürler.
  5. Çini Sanatı:
    • Seramik üzerine yapılan süslemeler ve desenlerdir. Özellikle İznik çinileri bu sanatın önemli örneklerindendir.
    • Örnek: Rüstem Paşa Camii’ndeki İznik çinileri.

C. Yaşadığınız yerde Osmanlı Devleti Dönemi’nde yapılmış mimari eserler varsa bunların isimlerini aşağıya yazınız. Yoksa ismini bildiğiniz eserleri yazınız.


Kısa Cevap :

Yaşadığım yerde Osmanlı Devleti döneminde yapılmış mimari eserler arasında Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii ve Sultanahmet Camii bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yapılmış birçok mimari eser, günümüzde hala ayakta durmakta ve Osmanlı’nın görkemli mimari mirasını yansıtmaktadır. İşte ismini bildiğim bazı önemli Osmanlı mimari eserleri:

  1. Topkapı Sarayı: İstanbul’da yer alan ve Osmanlı sultanlarının uzun yıllar boyunca ikamet ettiği saraydır. Mimari yapısı ve içerdiği koleksiyonlarla dikkat çeker.
  2. Süleymaniye Camii: Mimar Sinan tarafından Kanuni Sultan Süleyman için inşa edilen bu cami, İstanbul’un önemli simgelerindendir.
  3. Sultanahmet Camii: Mavi Camii olarak da bilinen bu cami, Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılmıştır ve iç mekanındaki mavi İznik çinileri ile ünlüdür.
  4. Edirne Selimiye Camii: Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak kabul edilen bu cami, Edirne’de yer almaktadır ve mimarisiyle dikkat çeker.
  5. Rüstem Paşa Camii: İstanbul’da yer alan ve İznik çinileri ile ünlü olan bu cami, Mimar Sinan tarafından Rüstem Paşa için inşa edilmiştir.

Bu eserler, Osmanlı mimarisinin ve sanatının en güzel örneklerini sunar ve Osmanlı’nın estetik anlayışını ve sanatsal yetkinliğini gözler önüne serer.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 83 Cevapları


Soru : Görsel 2.117’den hareketle Osmanlı kültürü ve sanat anlayışıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz? 


Cevap :

Osmanlı’da kültürel hayatın sanat eserlerine yansımasının mükemmel bir örneği olarak, günlük yaşamın detaylarını büyük bir ustalıkla gözler önüne serer. Kadınların yüzlerini örterek sokağa çıkmaları, atlarla sağlanan ulaşım, sokak aralarındaki tüccarların ve satıcıların ekonomik faaliyetleri arka plandaki cami manzarasıyla birlikte ustaca işlenmiştir. Bu eser, dönemin sosyal ve ekonomik dinamiklerini estetik bir bütünlük içinde sunar.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 85 Cevapları


Soru : Günümüzde Osmanlı Devleti’ndeki yardım faaliyetlerine benzer çalışmaları hangi kurum ve kuruluşlar yapmaktadır? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Günümüzde, Osmanlı Devleti’ndeki yardım faaliyetlerine benzer çalışmaları birçok kurum ve kuruluş üstlenmektedir. Türkiye’de bu tür faaliyetlerin başında Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) gelmektedir. Kızılay, doğal afetlerde ve acil durumlarda yardım sağlar, kan bağışı kampanyaları düzenler ve yurt içinde ve yurt dışında çeşitli insani yardım projeleri yürütür.

Türkiye Diyanet Vakfı ise dini hizmetler, eğitim ve sağlık alanlarında önemli yardımlar yapar. TİKA, gelişmekte olan ülkelerde altyapı, eğitim ve sağlık projelerine destek verir, kültürel mirasın korunması ve restorasyonu gibi alanlarda çalışmalar yürütür. Bu kuruluşlar, Osmanlı döneminde vakıflar aracılığıyla yapılan yardım faaliyetlerinin modern zamanlardaki devamı niteliğindedir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti döneminde yardımlaşma ve sosyal dayanışma büyük ölçüde vakıflar aracılığıyla yürütülmekteydi. Bu vakıflar, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için geniş bir yelpazede hizmetler sunmaktaydı. Günümüzde benzer faaliyetleri sürdüren birçok kurum ve kuruluş bulunmaktadır.

Türkiye’de Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) bu alanda öne çıkan kuruluşlardır.

Kızılay: 1868 yılında kurulan Kızılay, Osmanlı’daki yardım faaliyetlerinin günümüzdeki en büyük temsilcisidir. Doğal afetlerde, savaş durumlarında ve sağlık krizlerinde acil yardım sağlar. Kan bağışı kampanyaları düzenler, mültecilere destek verir ve sosyal hizmet projeleri yürütür. Kızılay, yurt içinde ve yurt dışında geniş çaplı insani yardım faaliyetleriyle tanınır.

Türkiye Diyanet Vakfı: 1975 yılında kurulan Türkiye Diyanet Vakfı, dini hizmetlerin yanı sıra eğitim ve sağlık alanlarında da yardım faaliyetleri yürütmektedir. Öğrencilere burs vermek, ihtiyaç sahiplerine gıda ve giysi yardımı yapmak, sağlık hizmetleri sunmak ve yurt dışındaki Müslüman topluluklara destek olmak gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösterir.

TİKA: 1992 yılında kurulan TİKA, Türkiye’nin resmi kalkınma yardımı ajansıdır. Gelişmekte olan ülkelerde altyapı, eğitim, sağlık, tarım ve kültürel mirasın korunması gibi alanlarda projeler yürütür. TİKA, Osmanlı dönemindeki vakıf sisteminin modern bir yansıması olarak, çeşitli ülkelerde toplumsal kalkınmayı desteklemektedir.

Bu kuruluşlar, Osmanlı’nın yardımlaşma ve sosyal dayanışma geleneğini devam ettirerek, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak ve uluslararası düzeyde insani yardım sağlamak amacıyla çalışmaktadır. Yardım faaliyetleri, Osmanlı’daki vakıf kültürünün modern zamanlardaki sürdürücüsü olarak, toplumun refahını artırmayı hedeflemektedir.


Soru : Türk tüccarların hangi özelliği sizi daha çok etkiledi? Neden?


Kısa Cevap :

Türk tüccarların en çok etkileyen özelliği, dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kurulu ticaret anlayışlarıdır. Osmanlı döneminde ticaretin ahlaki kurallara dayalı olması, tüccarların güvenilirliğini artırmış ve ticaret hayatında uzun vadeli ilişkilerin kurulmasına olanak tanımıştır.

Bu dürüstlük ve güvenilirlik anlayışı, sadece ticari başarının anahtarı değil, aynı zamanda toplumun genelinde güven ortamının oluşmasına da katkıda bulunmuştur. Tüccarların bu özelliği, günümüzde de iş dünyasında ahlaki değerlerin ve etik kuralların önemini vurgulamak açısından önemli bir miras olarak görülmektedir.

Uzun Cevap :

Türk tüccarların en çok etkileyen özelliği, dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kurulu ticaret anlayışlarıdır. Osmanlı döneminde tüccarlar arasında yaygın olan bu özellik, ticaretin ahlaki ve etik kurallara dayanmasını sağlamış ve toplumda derin bir güven duygusu oluşturmuştur.

Dürüstlük: Osmanlı tüccarları, ticaretlerini dürüstlük üzerine kurmuşlardır. Alıcıya malın kalitesi, fiyatı ve diğer özellikleri hakkında doğru bilgi vermek, dürüst tüccar olmanın temel kurallarından biriydi. Dürüstlük, müşteri memnuniyetini ve sadakatini sağlamada en önemli faktörlerden biriydi.

Güvenilirlik: Ticaretin güvenilirlik üzerine inşa edilmesi, Osmanlı tüccarlarının uzun vadeli ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Güvenilir tüccarlar, müşteri ve diğer ticari ortakları tarafından tercih edilmekteydi. Güven, ticaretin temel taşlarından biriydi ve güvenilir olmak, tüccarın itibarını artırmaktaydı.

Bu özellikler, Osmanlı dönemi ticaretinin sadece ekonomik bir faaliyet olmanın ötesine geçerek, toplumsal ilişkilerde de önemli bir rol oynamasını sağlamıştır. Tüccarların dürüstlük ve güvenilirlik anlayışı, toplumsal güvenin inşasında önemli bir rol oynamış ve ticaretin ahlaki boyutunu vurgulamıştır.

Günümüzde de iş dünyasında bu değerler, ticaretin sürdürülebilirliği ve başarılı iş ilişkilerinin kurulması açısından büyük önem taşımaktadır. Tüccarların dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kurulu ticaret anlayışları, modern iş dünyasında da geçerliliğini koruyan ve örnek alınması gereken değerlerdir. Bu yüzden, Osmanlı tüccarlarının bu özellikleri, sadece tarihsel bir miras olarak değil, aynı zamanda günümüzde de ilham verici ve öğretici bir nitelik taşımaktadır.


Soru : 82-85. sayfalar arasındaki örneklerde seyyahlar Osmanlı halkının hangi davranışlarından etkilenmişlerdir? Yazınız.


Cevap :

Osmanlı Devletinde özellikle temizliğe nasıl önem vermesi ve  esnafların dürüstlüğünden sakinliğinden kibarlığından etkilendiğini ifade edebiliriz.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 86 Cevapları


Soru : Çevrenizde hangi türde tarihî yapılar bulunmaktadır? Bu yapılar halkın hangi ihtiyaçlarına cevap vermektedir?


Kısa Cevap :

Çevremde çeşitli türde tarihî yapılar bulunmaktadır. Bunlar arasında camiler, hanlar, hamamlar, medreseler ve köprüler öne çıkmaktadır.

  • Camiler: İbadet ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, sosyal ve kültürel etkinliklerin de merkezi olmuştur.
  • Hanlar: Ticaretin merkezi olan bu yapılar, tüccarların konaklama ve mal depolama ihtiyaçlarını karşılamıştır.
  • Hamamlar: Temizlik ve sosyal etkileşim ihtiyacına cevap veren bu yapılar, aynı zamanda sağlık açısından da önemli yerlerdir.
  • Medreseler: Eğitim ihtiyacını karşılayan bu yapılar, bilim ve kültürün gelişmesine katkıda bulunmuştur.
  • Köprüler: Ulaşım ve ticaretin kolaylaştırılmasına yardımcı olmuştur.

Bu yapılar, hem geçmişte hem de günümüzde halkın çeşitli ihtiyaçlarına cevap vererek toplumsal hayatın şekillenmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Uzun Cevap :

Çevremde birçok tarihî yapı bulunmaktadır ve bu yapılar halkın farklı ihtiyaçlarına hizmet etmektedir. İşte bazı önemli türler ve halkın ihtiyaçlarına nasıl cevap verdikleri:

  1. Camiler:
    • Örnek: Sultanahmet Camii
    • İhtiyaçlar: İbadet yeri olarak hizmet vermesinin yanı sıra, sosyal ve kültürel etkinliklerin de merkezi olmuştur. Camilerde dini eğitimler verilmiş, halk bir araya gelerek toplumsal dayanışmayı güçlendirmiştir. Cuma namazları, bayram namazları gibi özel günlerde büyük kalabalıkları ağırlamıştır.
  2. Hanlar:
    • Örnek: Rüstem Paşa Hanı
    • İhtiyaçlar: Ticaretin merkezi olan hanlar, tüccarların konaklama, mal depolama ve ticari faaliyetlerini yürütme ihtiyaçlarını karşılamıştır. Hanlar, yolculuk yapan tüccarların güvenli bir şekilde konaklayabileceği ve mallarını satabileceği alanlar sunarak, ticaretin gelişmesine katkı sağlamıştır.
  3. Hamamlar:
    • Örnek: Haseki Hürrem Sultan Hamamı
    • İhtiyaçlar: Hamamlar, temizlik ve hijyen ihtiyacını karşılamanın ötesinde, sosyal etkileşim ve sağlık açısından da önemli yerlerdir. Hamamlar, kadınlar ve erkekler için ayrı zamanlarda hizmet vererek sosyal bir buluşma noktası oluşturmuştur. Aynı zamanda, çeşitli ritüellerin ve sosyal etkinliklerin merkezi olmuştur.
  4. Medreseler:
    • Örnek: Süleymaniye Medresesi
    • İhtiyaçlar: Medreseler, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü yerlerdir. Bu yapılar, dini ve fenni ilimlerin öğretilmesi için önemli merkezler olmuştur. Medreseler, bilimsel araştırmaların yapıldığı ve alimlerin yetiştirildiği kurumlar olarak toplumsal gelişime katkıda bulunmuştur.
  5. Köprüler:
    • Örnek: Galata Köprüsü
    • İhtiyaçlar: Köprüler, ulaşım ve ticaretin kolaylaştırılmasına yardımcı olmuştur. Şehirlerin iki yakasını birleştirerek, insanların ve malların hızlı ve güvenli bir şekilde taşınmasını sağlamıştır. Köprüler, aynı zamanda mimari ve mühendislik alanında da önemli eserlerdir.

Bu tarihî yapılar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de halkın çeşitli ihtiyaçlarına cevap vermekte ve kültürel mirasın korunmasına katkıda bulunmaktadır. Toplumsal hayatın şekillenmesinde önemli rol oynayan bu yapılar, tarih boyunca halkın günlük yaşamında merkezi bir yere sahip olmuştur.


Soru : Yukarıdaki metinde anlatılan evin özelliklerinden hangilerini yandaki resimde görüyorsunuz?


Cevap :

Metinde belirtilen yüksek sediri görselde net bir şekilde görebiliyoruz. Sedirin üzerine kumaşla ya da satenle kaplanmış şilteler yerleştirilmiş ve bir uçtan diğer uca yastıklar dizilmiş. Ayrıca, yüksek tavan da metinde bahsedilen bir özellik olarak karşımıza çıkıyor ve görselde de bu detayı fark edebiliyoruz.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 87 Cevapları


Soru : Metinlerde söz edilen yemek ve içeceklerin hangileri günümüzde de tüketilmektedir?


Cevap :

Kabak dolması, bazlama, pilav ve cacık günümüzde de her evde yenilmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 88 Cevapları


Soru : 1574’teki Ramazan Bayramı kutlamaları ile günümüzdeki Ramazan Bayramı kutlamaları arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?


Kısa Cevap :

1574’teki Ramazan Bayramı kutlamaları ile günümüzdeki kutlamalar arasında bazı benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Benzerlikler arasında bayram namazı kılma, aile ve dostlarla bir araya gelme, çocuklara harçlık verme ve bayram sofraları kurma gibi gelenekler yer alır.

Farklılıklar ise teknolojinin etkisiyle kutlamaların daha modern ve dijitalleşmiş bir şekilde yapılması, bayram tebriklerinin sosyal medya ve telefonlar aracılığıyla yapılması, ve bayram ziyaretlerinin daha organize ve planlı bir hale gelmesi olarak sıralanabilir.

Uzun Cevap :

1574’teki Ramazan Bayramı kutlamaları ile günümüzdeki kutlamalar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, hem sosyal hem de kültürel değişimlerle şekillenmiştir.

Benzerlikler:

  • Bayram Namazı: Hem 1574’te hem de günümüzde bayram namazı kılmak, bayramın en önemli ritüellerinden biridir. Müslümanlar, sabahın erken saatlerinde camilere giderek bayram namazını kılarlar.
  • Aile ve Dostlarla Bir Araya Gelme: Aile ziyaretleri ve dostlarla bir araya gelme, hem geçmişte hem de günümüzde bayram kutlamalarının önemli bir parçasıdır. Bayramlar, aile bağlarını güçlendirmek ve dostlukları pekiştirmek için bir fırsat olarak görülür.
  • Çocuklara Harçlık Verme: Çocuklara harçlık verme geleneği, geçmişten günümüze devam etmektedir. Bayramda çocuklar, büyüklerinden harçlık alarak mutlu edilir.
  • Bayram Sofraları: Hem geçmişte hem de günümüzde bayram sofraları, zengin ve çeşitli yemeklerle donatılır. Misafirlere özel yemekler hazırlanır ve ikram edilir.

Farklılıklar:

  • Teknolojik Etkiler: Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bayram kutlamaları daha modern ve dijitalleşmiş bir hale gelmiştir. Bayram tebrikleri, sosyal medya ve telefonlar aracılığıyla yapılmakta, uzakta olan akrabalarla görüntülü görüşmeler gerçekleştirilmektedir.
  • Trafik ve Ulaşım: 1574’te ulaşım daha sınırlıyken, günümüzde bayram tatilleri nedeniyle büyük şehirlerde yoğun trafik ve seyahat hareketliliği yaşanmaktadır. Aileler, bayram tatilini fırsat bilerek şehirler arası yolculuklar yapmaktadır.
  • Organizasyon ve Planlama: Günümüzde bayram ziyaretleri daha organize ve planlı bir şekilde yapılmaktadır. Özellikle büyük ailelerde, ziyaret programları önceden belirlenmekte ve buna göre planlar yapılmaktadır.
  • Tüketim Alışkanlıkları: Modern zamanlarda tüketim alışkanlıkları da değişmiştir. Bayram öncesi alışverişler, hediyeleşme ve çeşitli etkinlikler, geçmişe kıyasla daha ticari bir boyut kazanmıştır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 89 Cevapları


Soru : Günümüzdeki giysi ve ayakkabılarla metinde anlatılanlar arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır?


Kısa Cevap :

Günümüzdeki giysi ve ayakkabılarla metinde anlatılanlar arasında çeşitli benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Benzerlikler arasında, giysilerin temel işlevi olan vücut örtme ve koruma özellikleri sayılabilir.

Farklılıklar ise tasarım, kullanılan malzemeler ve giyim tarzında ortaya çıkar. Günümüzde giysiler daha modern, çeşitli ve moda trendlerine uygun olarak üretilmektedir, metinde anlatılan dönem giysileri ise daha geleneksel ve sade bir yapıya sahiptir.

Uzun Cevap :

Günümüzdeki giysi ve ayakkabılarla metinde anlatılanlar arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıklar ve benzerlikler, kültürel değişimlerin ve teknolojik ilerlemelerin bir yansıması olarak görülebilir.

Benzerlikler:

  • Temel İşlev: Hem günümüzde hem de geçmişte giysilerin ve ayakkabıların temel işlevi, vücudu örtmek ve korumaktır. Soğuk havalarda sıcak tutmak, güneşten korumak ve vücut mahremiyetini sağlamak gibi temel fonksiyonlar, her iki dönemde de aynıdır.
  • Sosyal ve Kültürel Anlamlar: Giysiler ve ayakkabılar, her iki dönemde de sosyal ve kültürel anlamlar taşır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de kıyafetler, kişinin sosyal statüsünü, mesleğini ve hatta kişisel tarzını yansıtır.

Farklılıklar:

  • Tasarım ve Moda: Günümüzde giysi ve ayakkabı tasarımları, moda trendlerine ve bireysel zevklere göre büyük çeşitlilik gösterir. Metinde anlatılan dönemde ise kıyafetler daha geleneksel ve belirli kalıplara uygun olarak tasarlanmıştır.
  • Kullanılan Malzemeler: Günümüzdeki giysiler ve ayakkabılar, sentetik ve doğal karışımlı ileri teknoloji ürünü malzemelerden yapılmaktadır. Metinde anlatılan dönemde ise daha çok doğal malzemeler, yün, pamuk ve deri gibi geleneksel malzemeler kullanılmaktaydı.
  • Giyim Tarzı: Modern giyim tarzları, rahatlık ve işlevselliği ön planda tutarken, geçmiş dönemde giyim tarzları daha resmi ve katı kurallara tabiydi. Örneğin, metinde bahsedilen giysilerde daha süslü ve detaylı işlemeler bulunurken, günümüz giysileri daha sade ve kullanışlı olabilir.
  • Üretim ve Erişilebilirlik: Günümüzde giysi ve ayakkabı üretimi endüstriyel boyutta yapılmakta ve hızlı moda akımları ile geniş kitlelere ulaşmaktadır. Metinde anlatılan dönemde ise giysi ve ayakkabılar daha çok el yapımı ve özel dikim ürünlerdi.

Soru : Seyyah Osmanlı’da kullanılan giysi ve ayakkabıların hangi özelliklerinden etkilenmiştir?


Kısa Cevap :

Seyyah, Osmanlı’da kullanılan giysi ve ayakkabıların zengin süslemeleri, kaliteli malzemeleri ve işçilikleri gibi özelliklerinden etkilenmiştir. Bu giysilerdeki detaylı işlemeler, renk uyumları ve kumaşların kalitesi, seyyahın ilgisini çeken unsurlardır. Ayrıca, ayakkabıların sağlamlığı ve estetik görünümü de seyyahın dikkatini çekmiştir.

Uzun Cevap :

Seyyah, Osmanlı’da kullanılan giysi ve ayakkabıların birçok özelliğinden etkilenmiştir. Bu özellikler, Osmanlı’nın zengin kültürel mirası ve estetik anlayışını yansıtmaktadır.

Zengin Süslemeler ve İşlemeler: Osmanlı giysilerinde ve ayakkabılarında kullanılan detaylı süslemeler ve işlemeler, seyyahın en çok dikkatini çeken unsurlardan biridir. Özellikle, giysilerdeki altın ve gümüş işlemeler, incelikle yapılmış nakışlar ve çeşitli desenler, dönemin estetik anlayışını ve sanatını gözler önüne serer.

Kaliteli Malzemeler: Osmanlı giysi ve ayakkabılarında kullanılan malzemeler genellikle yüksek kalitededir. İpek, saten, kadife gibi lüks kumaşlar ve kaliteli deri, bu giysilerin ve ayakkabıların dayanıklılığını ve şıklığını artırmaktadır. Seyyah, bu malzemelerin kalitesinden ve kullanımından oldukça etkilenmiştir.

Renk ve Desen Uyumları: Osmanlı giysilerindeki renk uyumu ve desen zenginliği, seyyahın ilgisini çeken diğer önemli özelliklerdir. Giysilerde kullanılan canlı ve çeşitli renkler, desenlerin ahengi ve kumaşların birbirleriyle uyumu, dönemin moda anlayışını ve estetik değerlerini yansıtır.

Fonksiyonellik ve Rahatlık: Osmanlı giysileri ve ayakkabıları, estetik görünümünün yanı sıra fonksiyonellik ve rahatlık açısından da dikkat çekmektedir. Geniş ve rahat kesimler, günlük hayatta hareket kolaylığı sağlar. Ayakkabıların sağlamlığı ve konforu, uzun yürüyüşler ve yolculuklar için uygundur.

Toplumsal ve Kültürel Simgeler: Osmanlı giysileri, toplumsal statü ve kültürel kimliği yansıtan önemli simgelerdir. Seyyah, farklı toplumsal sınıflara ve mesleklere ait giysilerin çeşitliliğinden ve bu giysilerin toplumsal yapıyı nasıl yansıttığından etkilenmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 90 Cevapları


Soru : Osmanlı Devleti’nin kültürel özelliklerine ait örnekleri araştırınız. Her bir özellik için üç örnek yazınız.


Kısa Cevap :

Mimari eserler:

  1. Süleymaniye Camii
  2. Topkapı Sarayı
  3. Selimiye Camii

Giysiler:

  1. Kaftan
  2. Şalvar
  3. Ferace

Yemekler:

  1. Hünkar Beğendi
  2. İmam Bayıldı
  3. Muhallebi

Kutlamalar ve eğlenceler:

  1. Nevruz Kutlamaları
  2. Hıdırellez Şenlikleri
  3. Mehter Takımı Gösterileri

İçecekler:

  1. Türk Kahvesi
  2. Şerbet
  3. Ayran

Bayramlar:

  1. Ramazan Bayramı
  2. Kurban Bayramı
  3. Mevlid Kandili

Oyunlar:

  1. Cirit
  2. Mangala
  3. Karagöz ve Hacivat

Ev eşyaları:

  1. Yatak sediri
  2. Bakır sini
  3. Halı ve kilim

Sporlar:

  1. Güreş
  2. Okçuluk
  3. Binicilik

Edebî eserler:

  1. Divan-ı Kebir (Mevlana)
  2. Leyla ve Mecnun (Fuzuli)
  3. Hadikatü’s-Süeda (Fuzuli)

Uzun Cevap :

Mimari eserler:

  1. Süleymaniye Camii: Mimar Sinan tarafından İstanbul’da inşa edilen bu cami, Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biridir.
  2. Topkapı Sarayı: İstanbul’da bulunan bu saray, Osmanlı padişahlarının yaşadığı ve devlet işlerini yürüttüğü önemli bir yapıdır.
  3. Selimiye Camii: Edirne’de bulunan ve yine Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu cami, Osmanlı dönemi cami mimarisinin zirvesini temsil eder.

Giysiler:

  1. Kaftan: Osmanlı döneminde sultanların ve yüksek rütbeli devlet görevlilerinin giydiği, genellikle ipekten yapılan süslü bir giysi.
  2. Şalvar: Hem erkeklerin hem de kadınların giydiği, bol paçalı bir pantolon türü.
  3. Ferace: Kadınların dışarıda giydikleri, genellikle siyah ve bol kesimli bir giysi.

Yemekler:

  1. Hünkar Beğendi: Patlıcan püresi üzerinde servis edilen et yemeği, Osmanlı mutfağının lezzetli yemeklerinden biridir.
  2. İmam Bayıldı: Zeytinyağlı patlıcan yemeği, hafif ve lezzetli bir Osmanlı yemeğidir.
  3. Muhallebi: Süt ve nişasta ile yapılan tatlı, Osmanlı mutfağının klasik tatlılarından biridir.

Kutlamalar ve eğlenceler:

  1. Nevruz Kutlamaları: Baharın gelişini kutlamak amacıyla yapılan şenlikler.
  2. Hıdırellez Şenlikleri: Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşmasını kutlamak için yapılan etkinlikler.
  3. Mehter Takımı Gösterileri: Osmanlı askeri bandosu olan Mehter Takımı’nın gösterileri, bayram ve törenlerde önemli bir yer tutardı.

İçecekler:

  1. Türk Kahvesi: Osmanlı’dan günümüze gelen, özel yöntemlerle hazırlanan kahve.
  2. Şerbet: Meyve ve çiçek özlerinden yapılan tatlı içecekler.
  3. Ayran: Yoğurt, su ve tuz karışımından yapılan serinletici bir içecek.

Bayramlar:

  1. Ramazan Bayramı: Ramazan ayının bitimiyle kutlanan dini bayram.
  2. Kurban Bayramı: Hz. İbrahim’in Allah’a olan bağlılığını anmak için kutlanan bayram.
  3. Mevlid Kandili: Hz. Muhammed’in doğumunu kutlamak amacıyla yapılan dini törenler.

Oyunlar:

  1. Cirit: At üzerinde oynanan, geleneksel bir Osmanlı sporu.
  2. Mangala: Strateji ve zeka oyunu olarak oynanan, köklü bir geçmişe sahip oyun.
  3. Karagöz ve Hacivat: Gölge oyunu olarak bilinen, mizahi ve eğitici içeriklere sahip tiyatro gösterisi.

Ev eşyaları:

  1. Yatak sediri: Üzerine yatak yerleştirilen yüksek platform.
  2. Bakır sini: Yemeklerin üzerine konduğu büyük, yuvarlak tepsi.
  3. Halı ve kilim: Osmanlı evlerinin vazgeçilmez zemin örtüleri.

Sporlar:

  1. Güreş: Osmanlı’da önemli bir yer tutan, geleneksel spor dalı.
  2. Okçuluk: Osmanlı askerleri arasında yaygın olan bir spor ve savaş sanatı.
  3. Binicilik: At binme sporu, hem savaş hem de gösteri amaçlı olarak yapılmaktaydı.

Edebî eserler:

  1. Divan-ı Kebir (Mevlana): Mevlana Celaleddin Rumi’nin önemli eserlerinden biridir.
  2. Leyla ve Mecnun (Fuzuli): Fuzuli’nin yazdığı, aşk temalı klasik bir Osmanlı eseridir.
  3. Hadikatü’s-Süeda (Fuzuli): Fuzuli’nin Kerbela olayı üzerine yazdığı eser, Osmanlı edebiyatının önemli bir parçasıdır.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 91 Cevapları


Soru : Seyahatnamelerden alınmış metinleri okuyunuz ve soruları cevaplayınız. Cevaplarınızı defterinize yazınız.


1. Metinler kültürel özelliklerden hangileriyle ilgilidir? Sırasıyla söyleyiniz.


Cevap : Misafirperverlik, hoşgörü, inanç


2. Bu kültürel özellikler neden seyyahların ilgisini çekmiştir?


Cevap : Çünkü başka ülkelerde bu kadar büyük bir saygı ve misafirperverlikle karşılanmamışlardır. Bu denli sıcak ve cömert bir şekilde ağırlandıkları başka bir kültür bulunmamaktadır.


3. Metinlerdeki kültürel özellikler günümüzde devam ediyor mu? Devam etmeyenler neden yok olmuş olabilir?


Cevap : Tam anlamıyla olmasa da, bu kültürel özelliklerin bir kısmı günümüzde devam etmektedir. Misafirperverlik ve hoşgörü hala toplumda önemli bir yer tutmaktadır. Ancak teşekkür beklememe adeti artık pek yaygın değildir, çünkü günümüz insanları yaptıklarının karşılığını bekler hale gelmiştir.


4. Bu kültürel özelliklerden hangilerini yaşatmak gerektiğini düşünüyorsunuz? Neden?


Cevap :Misafiri ağırlama, konaklama imkanı sunma, yedirme ve teşekkür beklememe geleneklerinin yaşatılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hoşgörü ve misafirperverlik, toplumun önemli erdemlerinin başında gelmelidir ve toplumsal dayanışmayı güçlendirir.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 98-99-100-101-102-103-104-105 EKOYAY Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Yeryüzünde Yaşam Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Yeryüzünde Yaşam Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 98-99-100-101-102-103-104-105 EKOYAY Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 98-99-100-101-102-103-104-105


Soru : Görsel 3.2 ve Görsel 3.3’te görülen yerlerden hangisi yerleşmek için daha çok tercih edilir? Neden?


Cevap :

Sapanca Gölü kenarındaki 3.3 numaralı alan tercih edilmektedir. Bu bölge, su kaynaklarına yakınlığı ve barınma gibi diğer yapıların inşası için uygun zemin ve iklim koşulları sunması nedeniyle avantajlıdır.


Soru : Şemada yer alan faktörlerden hangileri yaşadığınız yere yerleşmenizde daha etkilidir?


Cevap :

  • Denize kıyısı olan yerler
  • Turizmin geliştiği yerler
  • İklim şartlarının uygun olduğu yerler
  • Ticaretin geliştiği yerler
  • Tarihî ve kültürel değeri olan şehirler
  • Başkentler

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 99 Cevapları


Soru : Harita 3.1’de nüfusun yoğun olduğu yere bir örnek de siz veriniz.


Cevap :

Özellikle Avrupa kıtasında bulunan İngiltere, Fransa ve Almanya, hem sanayileşme düzeyleri hem de yüksek yaşam standartları nedeniyle yoğun nüfuslu bölgelere örnek olarak gösterilebilir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 100 Cevapları


Soru : Mekke doğal özellikleri ile yerleşime uygun mudur? Neden?


Kısa Cevap :

Mekke, doğal özellikleri bakımından zorlu bir yerleşim alanıdır. Su kaynaklarının sınırlı olması ve çevresinin çöl iklimine sahip olması, yerleşim için olumsuz şartlar yaratır.

Uzun Cevap :

Mekke, coğrafi konumu ve iklim koşulları nedeniyle doğal olarak yerleşime uygun değildir. Bölge, çöl iklimine sahiptir ve su kaynakları son derece sınırlıdır.

Bu durum, tarım ve su temini gibi temel gereksinimleri karşılamayı zorlaştırır. Bununla birlikte, Mekke’nin dini ve kültürel önemi, burada yoğun bir yerleşimi ve gelişmiş altyapıyı mümkün kılmıştır. Kutsal yer olarak kabul edilmesi, tarih boyunca insanların buraya akın etmesine ve yerleşim yerinin gelişmesine neden olmuştur.


Soru : Mekke’yi önemli bir yerleşim yeri yapan başlıca özelliği nedir? Açıklayınız?


Kısa Cevap :

Mekke’yi önemli bir yerleşim yeri yapan başlıca özellik, İslam dininin doğduğu ve Kabe’nin bulunduğu yer olmasıdır. Bu dini önemi, Mekke’yi dünya çapında önemli bir merkez haline getirmiştir.

Uzun Cevap :

Mekke’yi önemli bir yerleşim yeri yapan en önemli özellik, İslam dininin doğduğu yer olması ve Kabe’yi barındırmasıdır. Kabe, Müslümanlar için en kutsal mekandır ve her yıl milyonlarca Müslüman hac ibadetini yerine getirmek için Mekke’ye gelir.

Bu dini önem, Mekke’nin tarih boyunca sürekli olarak bir çekim merkezi olmasına neden olmuştur. Ayrıca, İslam’ın beş şartından biri olan hac ibadetinin burada gerçekleştirilmesi, Mekke’yi ekonomik ve kültürel açıdan da önemli bir merkez haline getirmiştir. Mekke’nin dini ve tarihi önemi, yerleşim ve gelişim açısından büyük bir itici güç olmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 101 Cevapları


Soru : Fotoğraflardan ve üstte verilen bilgiden hareketle Tokyo’nun hangi özelliği ya da özelliklerinin insanların buraya yerleşmesinde etkili olduğu söylenebilir?


Cevap :

Tokyo, okyanus kıyısında yer aldığı için balıkçılık ve deniz ulaşımı oldukça gelişmiştir. Şehir büyük bir kentleşme sürecindedir ve pek çok farklı amaçlara hizmet eden çeşitli binalara ev sahipliği yapar. Ayrıca, Tokyo’nun son derece gelişmiş bir ulaşım ağı bulunmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 102 Cevapları


Soru : Bir önceki sayfadaki Japonya ile ilgili bilgilerden yararlanarak aşağıdaki soruları cevaplayınız.


1. Japonya’nın yüz ölçümüne göre nüfus yoğunluğu hakkında neler söylenebilir?


Cevap :

Japonya, yüz ölçümü nispeten küçük olmasına rağmen oldukça yoğun bir nüfusa sahiptir. Adaların sınırlı alanı ve dağlık bölgelerin fazlalığı, insanların yaşanabilir alanlarda sıkışmasına neden olur, bu da yüksek nüfus yoğunluğuna yol açar.


2. Japonya zengin ve gelişmiş bir ülke kabul edilebilir mi? Neden?


Cevap :

Evet, Japonya zengin ve gelişmiş bir ülke olarak kabul edilebilir. Bu, güçlü ekonomisi, ileri teknolojiye dayalı sanayisi, yüksek yaşam standartları ve dünya çapında etkili kültürel ve ekonomik gücü ile belirginleşir. Eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlarda da oldukça gelişmiş bir seviyeye sahiptir.


3. Japonya’da ortalama yaşam süresinin 82 yıl olmasının nedenleri ne olabilir?


Cevap :

Japonya’da ortalama yaşam süresinin 82 yıl olmasının birkaç nedeni vardır:

  • Sağlık Hizmetleri: İleri düzeyde sağlık hizmetleri ve teknolojik altyapı.
  • Beslenme: Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları, özellikle taze balık, sebze ve düşük yağlı diyet.
  • Yaşam Tarzı: Aktif yaşam tarzı ve toplumsal alışkanlıklar.
  • Çevre: Temiz ve güvenli çevre koşulları.
  • Kültür: Stres yönetimi ve sosyal destek ağları, toplumsal uyum.

4. Japonya, dünya üzerinde yaşamak için tercih edilebilecek bir ülke midir? Neden?


Cevap :

Evet, Japonya dünya üzerinde yaşamak için tercih edilebilecek bir ülkedir. Güvenli bir yaşam ortamı, yüksek yaşam kalitesi, ileri teknoloji, etkili ulaşım sistemleri, kaliteli sağlık ve eğitim hizmetleri gibi birçok avantaj sunar. Ancak, yüksek yaşam maliyetleri, yoğun nüfus ve doğal afet riski gibi bazı zorluklar da göz önünde bulundurulmalıdır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 103 Cevapları


Soru : La Paz’ın yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin sebepleri neler olabilir?


Cevap :

La Paz’ın yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin birkaç nedeni vardır:

  • Yüksek Rakım: La Paz, yüksek rakımı sayesinde serin bir iklime sahip olup, tropikal bölgelerdeki sıcaklık ve nemden korunma sağlar.
  • Doğal Kaynaklar: Çevresinde bol miktarda doğal kaynak ve mineral bulunması, ekonomik faaliyetleri destekler.
  • Tarihî ve Kültürel Önemi: Bolivya’nın idari başkenti olarak tarihi ve kültürel bir merkezdir, bu da yerleşim için cazip hale getirir.
  • Ekonomik Fırsatlar: Çeşitli ticaret ve turizm fırsatları sunar.

Soru : Ust Nera’da yaşayanların ekonomik faaliyetleri nelerdir? Açıklayınız.


Cevap :

Ust Nera’da yaşayanların ekonomik faaliyetleri şunları içerebilir:

  • Madencilik: Bölgedeki zengin mineral kaynakları nedeniyle madencilik önemli bir ekonomik faaliyettir.
  • Balıkçılık: Nehirler ve göller balıkçılık için uygun ortam sağlar.
  • Tarım ve Hayvancılık: Küçük ölçekli tarım ve hayvancılık faaliyetleri de geçim kaynağı olabilir.
  • El Sanatları ve Yerel Üretim: Yerel el sanatları ve küçük ölçekli üretim de ekonomiye katkı sağlar.

Soru : Ust Nera’da sebze ve meyve üretimi yapılabilir mi? Neden?


Cevap :

Ust Nera’da sebze ve meyve üretimi yapılması zor olabilir. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:

  • İklim Koşulları: Bölgenin iklimi soğuk ve sert olabilir, bu da sebze ve meyve yetiştirmek için uygun olmayan şartlar yaratır.
  • Toprak Kalitesi: Toprak kalitesi, tarım için uygun olmayabilir veya yeterli verim sağlamayabilir.
  • Kısa Büyüme Sezonu: Soğuk iklim nedeniyle büyüme sezonu kısa olabilir, bu da sebze ve meyve üretimini kısıtlayabilir.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 104 Cevapları


Soru : Aşağıda Bayburt ilinin tarihi ve coğrafi yapısı hakkında bilgiler verilmiştir. Bu bilgilere göre Bayburt’un yerleşim yeri olarak tercih edilmesinin sebeplerini boş bırakılan yere yazınız.


Cevap :

Bayburt, eski bir yerleşim yeri olduğundan birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapar. Bölgede tarım ve hayvancılık önemli geçim kaynaklarıdır. Ayrıca, Çoruh Nehri sayesinde nehir ulaşımı ve su sporları da oldukça gelişmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 105 Cevapları


A. Yaşadığınız il ile ilgili istenilen bilgileri tablodaki yerlere yazınız. 


Cevap :

Adı = İstanbul

Komşu iller = Kocaeli, Tekirdağ

Nüfusu ve nüfus özellikleri = İstanbul’un nüfusu yaklaşık 16 milyon kişidir. Nüfus yapısı çok çeşitlidir ve Türkiye’nin her bölgesinden göç almıştır. Genç nüfus oranı yüksektir.

İklimi = İstanbul’da Marmara iklimi hakimdir. Yazlar sıcak ve nemli, kışlar ise ılıman ve yağışlı geçer.

Yeryüzü şekilleri = İstanbul, boğazlar ve tepelerle karakterize edilmiştir. İstanbul Boğazı, Haliç ve Marmara Denizi şehrin önemli coğrafi özelliklerindendir.

Göç durumu = İstanbul, hem iç hem de dış göç almaktadır. Ekonomik ve sosyal imkanları nedeniyle Türkiye’nin her yerinden yoğun göç almaktadır.

Eğitim imkânları = İstanbul, Türkiye’nin en gelişmiş eğitim altyapısına sahip şehirlerinden biridir. Birçok üniversite, kolej ve çeşitli eğitim kurumları bulunur.

Sağlık imkânları = İstanbul’da çok sayıda devlet ve özel hastane, sağlık ocağı ve klinik bulunmaktadır. Sağlık hizmetleri oldukça gelişmiştir.

Sosyal ve kültürel faaliyetler = İstanbul, geniş bir yelpazede sosyal ve kültürel faaliyetler sunar. Tiyatro, sinema, konser, müze, sergi ve festivaller gibi birçok etkinlik düzenlenir.

Ekonomik faaliyetleri = İstanbul, Türkiye’nin ekonomik başkenti olarak bilinir. Sanayi, ticaret, finans, turizm ve hizmet sektörü gibi birçok alanda güçlü bir ekonomiye sahiptir.


B. Yaşadığınız ilin yerleşim yeri olmasında hangi faktörler etkili olmuştur? Şemaya yazınız. 


Cevap :

  • Coğrafi Konum: İstanbul, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan stratejik bir konumda yer alır.
  • Boğaz ve Deniz Ulaşımı: İstanbul Boğazı, ticaret ve ulaşım açısından büyük bir avantaj sağlar.
  • Tarihi ve Kültürel Zenginlik: İstanbul’un zengin tarihi ve kültürel mirası, turizmi ve yerleşimi teşvik eder.
  • Ekonomik Fırsatlar: Şehirdeki sanayi, ticaret ve finans sektörü, iş ve yaşam imkanlarını artırır.
  • Eğitim ve Sağlık Hizmetleri: Gelişmiş eğitim ve sağlık hizmetleri, insanların İstanbul’u tercih etmelerinde önemli bir faktördür.
  • Sosyal ve Kültürel Yaşam: Zengin sosyal ve kültürel faaliyetler, yaşam kalitesini artırarak yerleşim için cazip hale getirir.


 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 72-73-74-75-76-77-78-79-80 EKOYAY Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Osmanlı Devleti’nde Islahat Hareketleri Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Osmanlı Devleti’nde Islahat Hareketleri Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 72-73-74-75-76-77-78-79-80 EKOYAY Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 72-73-74-75-76-77-78-79-80


Soru : Haberi okuyunuz ve soruları cevaplayınız.

PTT’nin 177. Kuruluş Yıl Dönümü

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin (PTT AŞ) 177. kuruluş yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlanmakta. 23 Ekim 1840’ta posta hizmetlerini yürütmek üzere temelleri atılan kurum günümüzde küresel bir marka hâline geldi. 177. kuruluş yıl dönümü kapsamında PTT AŞ Genel Müdürlüğü binası süslenecek ve İstanbul’da “PTT’nin Tarih Yolculuğu Metroda” konulu pul sergisi açılacak.


1. PTT hangi devlet döneminde hizmet vermeye başlamıştır?


Cevap : PTT, Osmanlı İmparatorluğu döneminde hizmet vermeye başlamıştır.


2. Kurulduğu dönemde PTT, sizce haberleşmede halka hangi hizmetleri sunuyordu?


Cevap :Kurulduğu dönemde PTT, halka mektup gönderme ve alma, telgraf çekme ve teslim alma gibi temel posta ve telgraf hizmetleri sunuyordu.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 73 Cevapları


Soru : İlk basılan kitaplar arasında askerlik ile ilgili eserlerin olmasının sebepleri nelerdir? Tartışınız.


Kısa Cevap :

İlk basılan kitaplar arasında askerlik ile ilgili eserlerin olmasının sebepleri arasında, devletlerin askeri strateji ve taktikleri geliştirme ihtiyacı, ordu mensuplarının eğitimine önem verilmesi ve savaş teknolojilerinin kayıt altına alınması bulunmaktadır.

Uzun Cevap :

İlk basılan kitaplar arasında askerlik ile ilgili eserlerin yer almasının birçok sebebi vardır:

  1. Askeri Strateji ve Taktik Geliştirme İhtiyacı: Devletler, savaşlarda başarı elde edebilmek için etkili askeri stratejilere ve taktiklere ihtiyaç duyarlar. Bu stratejileri ve taktikleri geliştirmek, paylaşmak ve standart hale getirmek için yazılı eserler önemli bir araçtır.
  2. Ordu Eğitimine Önem Verilmesi: Profesyonel orduların eğitimi, askerlerin disiplinli ve bilgili olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Askerlik kitapları, askerlere savaş tekniklerini, silah kullanımı ve askeri disiplin konularını öğretmek için kullanılmıştır.
  3. Savaş Teknolojilerinin Kayıt Altına Alınması: Savaş teknolojileri ve mühendislik bilgileri, yeni silahların ve savunma sistemlerinin geliştirilmesi için önemliydi. Bu bilgilerin yazılı olarak saklanması, sonraki nesillerin bu bilgiye erişimini ve gelişimini sağlamıştır.
  4. Devlet Güvenliği ve Güç Gösterisi: Güçlü bir askeri yapıya sahip olmak, bir devletin güvenliğini sağlamanın yanı sıra, diğer devletlere karşı bir güç göstergesidir. Askerlik kitapları, bu gücü pekiştirmek ve sürekli kılmak amacıyla yayımlanmıştır.
  5. Bilginin Kalıcılığı ve Yaygınlığı: Yazılı eserler, sözlü bilgiden daha kalıcı ve yaygın olabilir. Askerlik ile ilgili bilgilerin geniş kitlelere ulaştırılması ve nesiller boyu aktarılması, bu kitapların basılmasıyla mümkün olmuştur.

Bu nedenlerden dolayı, askerlik ile ilgili eserler, erken dönem basılı kitaplar arasında önemli bir yere sahiptir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 74 Cevapları


A. Lale Devri’ndeki bazı yenilikler ve bunların ilgili olduğu alanlar verilmiştir. Bunları uygun şekilde eşleştiriniz.


Cevap :

  • (eğitim-kültür) 1. Kütüphaneler açıldı.
  • (sağlık) 2. Çiçek aşısı uygulanmaya başlandı.
  • (eğitim-kültür) 3. Yabancı eserleri Türkçeye çevirmek için tercüme odası kuruldu.
  • (ekonomi) 4. Kumaş ve çini imalathaneleri açıldı.
  • ( sanat) 5. Avrupa mimarisi örnek alınarak eserler yapıldı.
  • ( siyasi) 6. Avrupa başkentlerine elçiler gönderildi.

B. Yukarıda verilen yeniliklerin Osmanlı toplumuna ve ekonomisine etkilerini söyleyiniz. 


Cevap :

  • Kütüphaneler açıldı (eğitim-kültür): Eğitim ve kültür seviyesini artırdı, bilgiye erişimi kolaylaştırdı.
  • Çiçek aşısı uygulanmaya başlandı (sağlık): Halk sağlığı iyileşti, hastalıkların yayılması kontrol altına alındı.
  • Tercüme odası kuruldu (eğitim-kültür): Bilgi ve kültürel etkileşim arttı, dünya literatürüne erişim sağlandı.
  • Kumaş ve çini imalathaneleri açıldı (ekonomi): Yerli üretim ve istihdam arttı, ekonomi canlandı.
  • Avrupa mimarisi örnek alınarak eserler yapıldı (sanat): Mimari ve sanatta yenilikler gerçekleşti, estetik gelişim sağlandı.
  • Avrupa başkentlerine elçiler gönderildi (siyasi): Diplomatik ilişkiler güçlendi, uluslararası etkileşim arttı.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 75 Cevapları


Soru : Osmanlı Devleti dönemindeki gazeteleri günümüzdekilerle karşılaştırdığınızda aralarında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar görüyorsunuz?


Kısa Cevap :

Osmanlı Devleti dönemindeki gazeteler ile günümüzdekiler arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar vardır. Benzerlikler arasında haber verme amacı, kamuoyunu bilgilendirme ve toplumsal olayları yansıtma gibi temel işlevler bulunmaktadır.

Farklılıklar ise teknolojik gelişmeler, yayın içerikleri, gazetecilik etiği ve haberlerin yayılma hızında görülmektedir. Osmanlı gazeteleri daha sınırlı bir kitleye hitap ederken, günümüz gazeteleri geniş bir okuyucu kitlesine ulaşabilmektedir.

Uzun Cevap :

Osmanlı Devleti dönemindeki gazeteler ile günümüz gazeteleri arasında çeşitli benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır:

Benzerlikler:

  1. Haber Verme Amacı: Hem Osmanlı dönemindeki hem de günümüz gazeteleri, toplumdaki olayları ve gelişmeleri kamuoyuna duyurmak amacıyla yayın yapmaktadır.
  2. Toplumu Bilgilendirme: Gazeteler, halkı bilgilendirme, eğitme ve bilinçlendirme işlevini yerine getirmektedir.
  3. Kamuoyu Oluşturma: Her iki dönemde de gazeteler, toplumsal ve siyasi konularda kamuoyu oluşturma görevini üstlenmiştir.

Farklılıklar:

  1. Teknolojik Gelişmeler: Günümüz gazeteleri dijital teknolojilerle desteklenmekte, çevrimiçi platformlarda yayın yaparak daha geniş kitlelere ulaşabilmektedir. Osmanlı döneminde ise basım teknolojisi sınırlıydı ve gazeteler sadece basılı olarak dağıtılıyordu.
  2. Yayın İçerikleri: Günümüz gazeteleri, geniş bir yelpazede konulara yer verirken, Osmanlı dönemi gazeteleri daha sınırlı ve resmi konulara odaklanıyordu.
  3. Gazetecilik Etiği: Günümüzde gazetecilik etiği ve basın özgürlüğü önemli bir yere sahipken, Osmanlı döneminde sansür ve devlet kontrolü yaygındı.
  4. Haberlerin Yayılma Hızı: Günümüzde haberler anında yayılabilirken, Osmanlı döneminde haberlerin yayılması daha uzun süre almaktaydı.
  5. Okuyucu Kitlesi: Osmanlı döneminde gazeteler daha sınırlı ve elit bir kesime hitap ederken, günümüzde gazeteler geniş bir okuyucu kitlesine hitap edebilmektedir.

Soru : Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. Cevaplarınızı defterinize yazınız.


Gazete Avrupa’da büyük yeniliklerin başlatıcısıdır ancak Osmanlı toplumunda yerine getirdiği görev Batı’ya göre daha kapsayıcı boyutlardadır. Gazete, kitabın gördüğü fonksiyonu da yerine getirmiştir. Âdeta bir broşür hacmine ulaşan uzun makaleler, gazetenin kitap yerine kullanıldığını göstermektedir. Osmanlı aydını, Avrupa karşısında geride kalmış ve dağılmakta olan bir devleti ayakta tutmaya çalışan, acelesi olan bir aydındır. Bunun için toplumu bir an önce ilerletmek, devleti kurtarmak için büyük bir enerji ile her konuda yazmaya çaba göstermiştir. Bu çabaların halkın önüne çıktığı yerler de gazetelerdir.


1. Osmanlı Devleti’nde gazeteler hangi özellikleriyle kitap görevi görmüştür? 


Cevap :

Osmanlı Devleti’nde gazeteler, kitap gibi uzun makaleler ve geniş kapsamlı yazılar yayınlayarak, toplumu bilgilendirme ve aydınlatma görevini üstlenmiştir. Bu sayede gazeteler, kitapların yerine geçerek, geniş bilgi ve düşünce paylaşımlarını gerçekleştirmiştir.


2. Osmanlı aydınlarının her konuda yazmaya çaba göstermesinin sebebi nedir? Açıklayınız. 


Cevap :

Osmanlı aydınları, Avrupa karşısında geride kalmış ve dağılmakta olan Osmanlı Devleti’ni ayakta tutmak için aciliyet duymuşlardır. Toplumu hızla ilerletmek ve devleti kurtarmak amacıyla büyük bir enerji ile her konuda yazmışlar, halkı bilinçlendirmeye ve modernleşmeye yönlendirmeye çalışmışlardır. Gazeteler bu çabaların halkın önüne çıktığı platformlar olmuştur.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 76 Cevapları


Soru : İletişim alanındaki gelişmelerin Osmanlı toplumuna ve ekonomisine olan etkilerini açıklayınız.


Kısa Cevap :

İletişim alanındaki gelişmeler, Osmanlı toplumunu daha bilinçli ve bilgili hale getirirken, ticaret ve ekonomi alanında da önemli etkiler yaratmıştır. Haberleşme ağlarının genişlemesi, ticaretin hızlanmasını ve pazarların genişlemesini sağlamış, toplumun bilgiye erişimini artırarak eğitim ve kültürel seviyeyi yükseltmiştir.

Uzun Cevap :

İletişim alanındaki gelişmelerin Osmanlı toplumuna ve ekonomisine olan etkileri çok yönlü olmuştur:

  1. Toplumsal Bilinç ve Bilgi Artışı: İletişim araçlarının gelişmesi, halkın daha hızlı ve doğru bilgiye ulaşmasını sağlamıştır. Gazeteler, dergiler ve telgraf gibi iletişim araçları sayesinde halk, yerel ve uluslararası olaylardan haberdar olmuş, toplumsal bilinç ve eğitim seviyesi artmıştır.
  2. Kültürel ve Eğitimsel Gelişmeler: İletişim araçları, kültürel değişim ve yeniliklerin hızla yayılmasını sağlamıştır. Eğitim kurumları ve kütüphaneler, geniş kitlelere ulaşarak, eğitim ve kültürel seviyenin yükselmesine katkıda bulunmuştur. Yabancı eserlerin tercüme edilmesi ve yayımlanması, dünya bilgisine erişimi artırmıştır.
  3. Ekonomik Canlanma: Haberleşme ve iletişim ağlarının gelişmesi, ticaretin hızlanmasına ve pazarların genişlemesine katkıda bulunmuştur. Tüccarlar ve işadamları, daha hızlı ve etkili iletişim kurarak, işlerini daha verimli şekilde yönetebilmişlerdir. Bu durum, ekonomik büyümeyi ve ticaret hacmini artırmıştır.
  4. Siyasi ve Diplomatik İlişkiler: İletişim araçlarının gelişimi, Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerle olan diplomatik ilişkilerini güçlendirmiştir. Telgraf ve diğer hızlı iletişim yöntemleri, uluslararası ilişkilerde etkin bilgi akışını sağlamış ve devletler arasındaki iletişimi kolaylaştırmıştır.
  5. Toplumsal Değişim ve Modernleşme: İletişim araçları, modernleşme süreçlerinde önemli bir rol oynamıştır. Toplumun çeşitli kesimleri arasındaki bilgi akışı hızlanmış, yenilikçi düşünceler ve reform hareketleri daha geniş kitlelere ulaşmıştır. Bu durum, Osmanlı toplumunun modernleşme ve yenilenme sürecini hızlandırmıştır.

Bu etkiler, Osmanlı toplumunu daha bilinçli, bilgili ve ekonomik olarak daha güçlü bir hale getirirken, devletin uluslararası ilişkilerdeki etkinliğini de artırmıştır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 78 Cevapları


Soru : Metinleri okuyunuz ve soruları cevaplayınız. Cevaplarınızı defterinize yazınız.


Osmanlı padişahları ve devlet adamları demir yoluna çok büyük ilgi gösterdiler. Sultan Abdülmecit (1839-1861), saray duvarına tren resmi asıyor ve özel doktoruna bu resmi göstererek “Ülkemde bu trenlerin bulunması en büyük arzumdur.” diyordu. Aynı padişah, 1855 yılında devlet adamlarına hitaben yaptığı bir konuşmada, dış borç almamak için çok gayret gösterildiğini ama sonuçta buna mecbur kalındığını vurgulayarak artık borçların ödenmesi ve ülkenin kalkınması için demir yolları yapmanın bir zaruret hâline geldiğini ifade ediyordu. Sultan Abdülaziz (1861-1876) ise tren yolu hattının saray bahçesinden geçmesi söz konusu olduğunda “Memleketime demir yolu yapılsın da isterse sırtımdan geçsin, razıyım.” demek suretiyle demir yoluna verdiği büyük önemi göstermiş oluyordu. Osmanlı Ansiklopedisi, C. 3, s. 463.

Osmanlı padişahı olan Sultan II. Abdülhamid hatıralarında şunları ifade ediyor: “Bütün kuvvetimle Anadolu demir yollarının inşasına hız verdim. Bu yolun gayesi Mezopotamya ve Bağdat’ı, Anadolu’ya bağlamak, İran Körfezi’ne kadar ulaşmaktır. Alman yardımı sayesinde bu başarılmıştır. Eskiden tarlalarda çürüyen hububat şimdi satılabilmektedir. Madenlerimiz dünya piyasasına arz edilmektedir. Anadolu için iyi bir istikbal hazırlanmıştır.” www.tcdd.gov.tr


1. Osmanlı padişahları demir yolu yapımına neden önem vermişlerdir?


Cevap :

Osmanlı padişahları demir yolu yapımına önem vermişlerdir çünkü demir yolları, ülkenin ekonomik kalkınmasını hızlandırmak, dış borçları ödeyebilmek ve ülke içi ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla hayati bir öneme sahipti. Ayrıca, demir yolları, tarım ve madencilik ürünlerinin pazarlanmasını, iç ve dış ticaretin gelişmesini sağlamıştır.


2. Demir yollarının Osmanlı Devleti’ne sağladığı yararlar nelerdir?


Cevap :

Demir yolları, Osmanlı Devleti’ne ekonomik kalkınma, tarım ürünlerinin ve madenlerin dünya piyasasına ulaşımı, iç ticaretin canlanması, bölgesel bağlantıların güçlenmesi ve ülkenin genel refah seviyesinin artması gibi yararlar sağlamıştır. Ayrıca, demir yolları, ülke içindeki ulaşımı kolaylaştırarak, farklı bölgelerin entegrasyonunu artırmış ve devletin kontrolünü güçlendirmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 80 Cevapları


Soru : Islahat hareketleri sonucunda ortaya çıkan kurumların neden olduğu toplumsal ve ekonomik değişimleri yazınız.


Cevap :

Elçilikler

Toplumsal: Kültürel etkileşim arttı, yabancı dil öğrenimi yaygınlaştı.
Ekonomik: Ticaret anlaşmaları ve dış yatırım olanakları gelişti.


Matbaa 

Toplumsal: Eğitim ve okuryazarlık oranı arttı, bilgiye erişim kolaylaştı.
Ekonomik: Yayıncılık sektörü gelişti, kitap ve gazete basımı arttı.


Posta Nezareti 

Toplumsal: Haberleşme hızlandı, toplumsal iletişim arttı.
Ekonomik: Ticaret ve iş dünyasında hızlı bilgi akışı sağlandı.


Telgraf Müdürlüğü 

Toplumsal: Uzak mesafeler arasında hızlı iletişim sağlandı, bilgi paylaşımı hızlandı.
Ekonomik: İş dünyası ve ticaretin koordinasyonu kolaylaştı, kriz yönetimi hızlandı.


Tulumbacılar

Toplumsal: Yangınla mücadele bilinci arttı, şehir güvenliği iyileşti.
Ekonomik: Yangın sonucu meydana gelen maddi kayıplar azaldı, sigortacılık sektörü gelişti.


Gazeteler

Toplumsal: Halkın bilgilendirilmesi arttı, kamuoyu oluşumu sağlandı.
Ekonomik: Reklamcılık ve basın sektörü gelişti, gazete satışları ekonomik katkı sağladı.


Buharlı gemiler ve demir yolları

Toplumsal: Seyahat ve göç kolaylaştı, sosyal hareketlilik arttı.
Ekonomik: Ticaret yolları genişledi, mal taşımacılığı hızlandı ve ucuzladı.


Yeni okullar 

Toplumsal: Eğitim seviyesi yükseldi, mesleki eğitim imkanları arttı.
Ekonomik: Nitelikli iş gücü arttı, ekonomik verimlilik ve üretkenlik yükseldi.



 

Our Score

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 62-63-64-65-66-67-68-69-70-71 EKOYAY Yayınları

Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Avrupa’daki Gelişmeler Ve Osmanlı Devleti’ne Etkileri Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71


7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Avrupa’daki Gelişmeler Ve Osmanlı Devleti’ne Etkileri Metni Etkinlik Cevapları


“7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 62-63-64-65-66-67-68-69-70-71 EKOYAY Yayınları”

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Kitabı Sayfa 62-63-64-65-66-67-68-69-70-71


Soru : Görsel 2.61’de yer alan harita Alman coğrafyacı Martellus (Martelyus) tarafından 1491’de çizilmiştir. Haritayı inceleyip aşağıdaki soruları cevaplayınız.


1. Haritada hangi kıtalar yer almaktadır?


Cevap : Afrika, Avrupa, Asya vardır.


2. Martellus hangi kıtaların varlığını bilmemektedir?


Cevap : Amerika, Antarktika, Avustralya


3. Haritada hangi kıtalar gerçekte olduğundan çok daha farklı çizilmiştir? Neden?


Cevap :

Asya ve Afrika haritaları tarihsel olarak farklı şekillerde çizilmiştir. Eskiden, Süveyş Kanalı henüz açılmamışken ve Japonya’nın Asya kıtasına bitişik olduğu düşünülürken, Asya ve Afrika genellikle bir arada gösterilirdi. Ancak günümüzde, Süveyş Kanalı’nın varlığı ve coğrafi bilgi birikimi sayesinde, bu iki kıta ayrı ayrı haritalanmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 63 Cevapları


Soru : Görsel 2.63 ve Görsel 2.64’teki gelişmeler coğrafi keşifleri nasıl kolaylaştırmıştır? Açıklayınız.


Cevap :

Pusula, özellikle kaşifler ve sonsuz gibi görünen denizlerde yolculuk yapan denizciler için hayati bir öneme sahiptir. Pusula sayesinde insanlar yönlerini kolayca bulabilirler. Bu özellikle, denizciler gibi bir yerden bir yere gitme zorunluluğu olan meslekler için geçerlidir. Denizciler, pusulanın yardımıyla masmavi denizlerde yönlerini bulmuş ve birçok coğrafi keşif gerçekleştirmiştir. Uzun yıllar boyunca, gemicilik denildiğinde akla ilk olarak Akdeniz gelirdi. Gemi yapımı ve denizcilikteki gelişmelerle birlikte dünya yavaş yavaş daha küçük hale geldi. Yelkenli gemiler, yeni yerler keşfetmek isteyen cesur kaşifleri dünyanın bilinmeyen bölgelerine taşıdı.


Soru : Sizce hangi keşif daha önemlidir? Neden?


Kısa Cevap :

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfi çok önemlidir çünkü bu keşif, Yeni Dünya’nın varlığını Avrupa’ya tanıttı ve dünya tarihini büyük ölçüde değiştirdi.

Uzun Cevap :

Kristof Kolomb’un 1492’de Amerika kıtasını keşfi, dünya tarihindeki en önemli keşiflerden biridir. Bu keşif, Avrupa’nın ekonomik, kültürel ve politik yapısını büyük ölçüde değiştirdi.

Yeni kaynaklar ve ticaret yollarının keşfi, Avrupa’da büyük bir zenginlik artışına yol açtı. Ayrıca, bu keşif, Avrupalıların Amerika kıtasına göç etmelerine ve burada yeni koloniler kurmalarına imkan sağladı. Dolayısıyla, Kolomb’un Amerika’yı keşfi, dünya tarihinde dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir.


Soru : Keşifler daha çok hangi yöne doğru olmuştur? Neden?


Kısa Cevap :

Keşifler genellikle batıya ve doğuya doğru olmuştur. Batıya doğru yapılan keşifler, Amerika kıtasının keşfiyle sonuçlanmış, doğuya yapılan keşifler ise Asya ve Hindistan’a ulaşmayı amaçlamıştır.

Uzun Cevap :

Keşifler, çoğunlukla batıya ve doğuya doğru yapılmıştır. Batıya yapılan keşiflerin amacı, Atlantik Okyanusu’nu aşarak doğrudan Asya’ya ulaşmak ve bu şekilde baharat ve diğer değerli malların ticaretini daha kolay ve karlı hale getirmekti.

Bu yolculuklar sırasında, kaşifler yeni kıtalar keşfettiler, örneğin, Kristof Kolomb’un 1492’de Amerika’yı keşfetmesi. Doğuya yapılan keşiflerin amacı ise, Hindistan ve Çin gibi zengin kaynaklara sahip bölgelerle ticaret yapmak ve İpek Yolu’nun ötesine geçmekti. Bu keşifler, deniz yoluyla Hindistan’a ulaşan Vasco da Gama’nın yolculuğu gibi, yeni ticaret yollarının ve ekonomik fırsatların önünü açtı.


Soru : İpek ve Baharat yollarının konumunu düşündüğünüzde coğrafi keşifler Osmanlı Devleti’ni nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.


Kısa Cevap :

Coğrafi keşifler, Osmanlı Devleti’nin İpek ve Baharat yolları üzerindeki kontrolünü zayıflattı, çünkü Avrupalılar yeni deniz ticaret yolları buldular ve Osmanlı’nın ticaret üzerindeki tekelini kırdılar.

Uzun Cevap :

Coğrafi keşifler, Osmanlı Devleti’ni önemli ölçüde etkiledi. 15. ve 16. yüzyıllarda yapılan bu keşifler, Avrupalıların Asya’ya ulaşmak için yeni deniz ticaret yolları bulmalarına neden oldu. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nun İpek ve Baharat yolları üzerindeki ticaret tekelini zayıflattı.

Osmanlı Devleti, Asya ve Avrupa arasındaki ticaret yollarını kontrol ederek büyük gelir elde ediyordu. Ancak, deniz ticaret yollarının keşfi ile birlikte, bu ticaret yolları eskisi kadar yoğun kullanılmamaya başladı. Özellikle Portekizlilerin Afrika’nın güneyinden dolaşarak Hindistan’a ulaşması ve İspanyolların Amerika’yı keşfetmesi, Osmanlı’nın ekonomik gücünü azalttı. Bu da Osmanlı Devleti’nin ekonomik ve politik olarak zayıflamasına yol açtı.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 64 Cevapları


Soru : Metni okuyunuz ve soruların cevaplarını boş bırakılan yerlere yazınız.


Amerika yerlilerinin kurduğu iki büyük imparatorluk için o gün, yani 1492 yılında Karayip Denizi’ndeki adalardan birinde yerlilerin ağaçların arkasına saklanarak kıyıya yanaşan yabancıları korku içinde izlediği gün, sonun başlangıcıydı. Aslında bu adadaki yerliler iki büyük yerli uygarlığından, Azteklerden ve İnkalardan çok uzakta yaşıyorlardı. Ama yine de bu yabancılar Aztekler ve İnkalar için kötüye işaretti.

Dünya tarihinin ana akışına kısa bir an için girecek ve sonra da silinip gideceklerdi. Kristof Kolomb, Yeni Dünya’nın doğu kıyısına Aztekler en güçlü dönemlerindeyken ulaşmıştı. İspanya’ya geri döndüğünde gördüklerini anlatmış, pek çok insan gemilere binmiş ve yeni keşfedilen topraklara doğru yola çıkmıştı.

James C. Davis (Ceymis C. Deyvis, Amerikalı), İnsanın Hikâyesi, s.173,180 (Özetlenmiştir.)


1. “Yabancılar”ın gelmesi Amerikan yerlileri için neden kötüye işarettir?


Cevap :

Yabancıların gelmesi Amerikan yerlileri için kötüye işarettir çünkü bu, yerlilerin yaşam biçimlerini, kültürlerini ve egemenliklerini tehdit eden büyük değişimlerin başlangıcını simgeliyordu.

Kristof Kolomb ve ardından gelen Avrupalılar, yerlilerin topraklarını işgal edecek, kaynaklarını kullanacak ve yerli halk üzerinde baskı kuracaktı. Bu durum, özellikle Aztekler ve İnkalar gibi büyük imparatorluklar için yıkıcı sonuçlar doğuracaktı.


2. Kolomb’un ardından pek çok insan Amerika’ya neden gitmiştir?


Cevap :

Kolomb’un ardından pek çok insan Amerika’ya gitmiştir çünkü Kolomb’un keşifleri, yeni toprakların ve kaynakların varlığını ortaya çıkarmıştı.

Bu durum, Avrupalılar için yeni fırsatlar ve zenginlikler anlamına geliyordu. Özellikle İspanyol fatihler ve göçmenler, altın, gümüş ve diğer değerli madenleri bulmak ve yeni yerleşim yerleri kurmak için Amerika’ya akın ettiler. Ayrıca, yeni ticaret yolları ve ekonomik kazançlar elde etme umudu da birçok insanı Amerika’ya çekmiştir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 65 Cevapları


Soru : Coğrafi keşiflerin Osmanlı Devleti’ne etkileri nelerdir? 


Kısa Cevap :

Coğrafi keşifler, Osmanlı Devleti’nin ticaret üzerindeki kontrolünü zayıflattı. Avrupalılar yeni deniz ticaret yolları buldukça, Osmanlı’nın İpek ve Baharat yolları üzerindeki tekelini kaybetmesine neden oldu. Bu durum, Osmanlı ekonomisini olumsuz yönde etkiledi.

Uzun Cevap :

Coğrafi keşifler, Osmanlı Devleti’ni çeşitli şekillerde etkiledi. İlk olarak, Avrupalıların Asya’ya ulaşmak için yeni deniz ticaret yolları bulmaları, Osmanlı’nın İpek ve Baharat yolları üzerindeki ticaret tekelini zayıflattı. Bu yollar, Osmanlı Devleti için önemli bir gelir kaynağıydı, ancak deniz ticaretinin artmasıyla birlikte, bu yollar eskisi kadar kullanılmamaya başlandı ve Osmanlı Devleti’nin geliri azaldı.

İkinci olarak, Avrupalılar Amerika’da altın ve gümüş gibi zengin kaynaklar buldukça, Avrupa ekonomisi büyük bir refah dönemi yaşamaya başladı. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin ekonomik rekabet gücünü azalttı. Osmanlı, Avrupalıların elde ettiği bu yeni zenginliklerle rekabet edemedi ve bu da Osmanlı ekonomisinin zayıflamasına katkıda bulundu.

Üçüncü olarak, coğrafi keşifler, Osmanlı Devleti’nin jeopolitik konumunu da etkiledi. Yeni ticaret yollarının bulunması, Osmanlı’nın stratejik önemini azalttı. Osmanlı Devleti, Akdeniz ve Karadeniz ticaret yollarını kontrol ederek büyük bir avantaj sağlıyordu, ancak Atlantik Okyanusu’ndaki yeni ticaret rotalarının keşfiyle birlikte bu avantajını kaybetti.

Son olarak, coğrafi keşifler, Avrupa devletlerinin güçlenmesine ve sömürgecilik döneminin başlamasına yol açtı. Avrupalı devletler, sömürgelerden elde ettikleri zenginliklerle askeri ve ekonomik güçlerini artırdılar. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin Avrupa karşısında zayıflamasına neden oldu ve Osmanlı’nın askeri ve siyasi alanda gerilemesine katkıda bulundu.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 68 Cevapları


Soru : Rönesans ve Aydınlanma Çağı konularında isimleri geçen kişilerden birinin hayatını araştırınız. Bu kişiyle ilgili edindiğiniz bilgilerden yararlanarak şemayı doldurunuz.


Kısa Cevap :

Rönesans döneminin önemli isimlerinden Leonardo da Vinci’yi seçelim ve onun hayatıyla ilgili bilgileri şemada dolduralım:

Ülkesi: İtalya

Bilim, sanat ya da düşünce hayatına katkısı: Leonardo da Vinci, resim, heykel, mimari, mühendislik, anatomi ve bilim alanlarında önemli katkılarda bulunmuştur. En ünlü eserleri arasında “Mona Lisa” ve “Son Akşam Yemeği” yer almaktadır. Da Vinci, aynı zamanda çeşitli mekanik cihazların tasarımlarını yapmış ve insan anatomisi üzerine ayrıntılı çalışmalar gerçekleştirmiştir.

Doğum ve ölüm tarihi: 15 Nisan 1452 – 2 Mayıs 1519

Eserleri: “Mona Lisa”, “Son Akşam Yemeği”, “Vitruvius Adamı”, “The Baptism of Christ” (Andrea del Verrocchio ile birlikte), “The Annunciation”, “Lady with an Ermine”, “Ginevra de’ Benci”.

Çalışma yaptığı alan ya da alanlar: Resim, heykel, mühendislik, anatomi, mimari, astronomi, matematik, botanik, müzik, edebiyat, mekanik.

Uzun Cevap :

Bir başka örnek olarak Aydınlanma Çağı’nın önemli isimlerinden Voltaire’i seçelim:

Cevap:

Ülkesi: Fransa

Bilim, sanat ya da düşünce hayatına katkısı: Voltaire, edebiyat ve felsefe alanlarında önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle insan hakları, din özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularında güçlü savunuculuk yapmıştır. Eserleri, Aydınlanma düşüncelerinin yayılmasında önemli rol oynamıştır.

Doğum ve ölüm tarihi: 21 Kasım 1694 – 30 Mayıs 1778

Eserleri: “Candide”, “Letters on the English”, “Treatise on Tolerance”, “Philosophical Dictionary”, “Zadig”, “Micromégas”, “The Age of Louis XIV”.

Çalışma yaptığı alan ya da alanlar: Edebiyat, felsefe, tarih, oyun yazarlığı, eleştiri.

Bu şemalardan hangisini kullanmak isterseniz, ilgili kişiyi seçip gerekli bilgileri ekleyebilirsiniz.


Soru : Çocuğun anlattıklarından hareketle o dönemde İngiltere’de günümüzde geçerli olan hangi çocuk haklarının ihlal edildiği söylenebilir?


Cevap :

Çocuk ve üç küçük kardeşi haftanın her günü 12 ila 14 saat çalışmak zorunda kalıyor. Bu durum, çocuk işçiliği yasağının ihlal edildiğini ve eğitim haklarının ellerinden alındığını göstermektedir. Ayrıca, kötü çalışma koşulları nedeniyle sağlık hakları da ciddi şekilde ihlal edilmektedir.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 69 Cevapları


Soru : Sanayi İnkılabı Avrupa’da, Osmanlı Devleti’nde ve sömürgelerde yaşayan insanların yaşamını çeşitli şekillerde etkilemiştir. Bu gelişmenin insanların yaşamlarını nasıl etkilediğini tabloya yazınız.


Cevap :

Avrupa:

  • Ekonomik Etki: Sanayi İnkılabı ile birlikte fabrikalar, madenler ve demiryolları hızla gelişti. Bu durum, ekonomik büyümeyi ve refahı artırdı. Ancak, aynı zamanda ağır çalışma koşulları, düşük ücretler ve işçi haklarının ihlal edilmesi gibi sorunlar da ortaya çıktı.
  • Sosyal Etki: Şehirleşme hızlandı, kırsal kesimden kentlere göç arttı. Aile yapısı değişti, kadınlar ve çocuklar da iş gücüne katılmak zorunda kaldı. Eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim arttı, ancak sosyal sınıf farkları belirginleşti.
  • Teknolojik İlerlemeler: Buhar gücü, dokuma makineleri, demiryolları ve telekomünikasyon gibi teknolojik yenilikler günlük yaşamı köklü bir şekilde değiştirdi.

Osmanlı Devleti:

  • Ekonomik Etki: Osmanlı Devleti, Sanayi İnkılabı’nın ekonomik avantajlarından yararlanmakta zorlandı. Batı ile rekabet edemediği için ekonomik olarak zayıfladı ve dış borçlar arttı. Yerel zanaatkarlar ve tarım sektörü olumsuz etkilendi.
  • Sosyal Etki: Sanayi İnkılabı’nın getirdiği değişimlerden dolayı Osmanlı toplumunda da şehirleşme ve iş gücünde değişimler yaşandı, ancak bu Batı’daki kadar belirgin olmadı. Toplumun modernleşme çabaları, eğitim ve sağlık alanlarında reformlar yapılmasını sağladı.
  • Teknolojik İlerlemeler: Teknolojik yeniliklerin Osmanlı Devleti’ne girişi, Batı’dan daha yavaş oldu. Demiryolu, telgraf ve buharlı gemiler gibi yenilikler kullanılsa da, bunlar sınırlı bölgelerde etkili oldu.

Sömürgeler:

  • Ekonomik Etki: Sanayi İnkılabı, sömürgelerin ekonomik yapısını büyük ölçüde değiştirdi. Hammadde üretimi ve ihracatı sömürge ekonomilerinin ana unsuru haline geldi. Yerel ekonomiler, Avrupa pazarlarına bağımlı hale geldi.
  • Sosyal Etki: Yerel halkın yaşam koşulları kötüleşti. Zorla çalıştırma, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları yaygındı. Ayrıca, sömürgeci devletlerin kültürel baskıları nedeniyle yerel kültürler ve yaşam tarzları erozyona uğradı.
  • Teknolojik İlerlemeler: Sanayi İnkılabı’nın teknolojik yenilikleri, sömürgelerde altyapı projeleri için kullanıldı. Demiryolları, limanlar ve iletişim ağları inşa edildi, ancak bu yenilikler genellikle sömürgeci güçlerin çıkarlarına hizmet etti. Yerel halk bu teknolojik gelişmelerden yeterince yararlanamadı.

Bu tablo, Sanayi İnkılabı’nın farklı bölgelerde yaşayan insanların yaşamlarını nasıl etkilediğine dair genel bir bakış sunmaktadır.


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 70 Cevapları


Soru : Görsel 2.88’i inceleyiniz ve soruları cevaplayınız. Cevaplarınızı defterinize yazınız.


1. Afrika kıtası neden kazılmış olarak çizilmiştir?


Cevap :Çünkü Afrika kıtasının yar altı zenginlikleri özellikle altınlarının kıtanın işgal edilerek çıkarılması ve başka kıtalara taşınması anlatılmak istenmektedir.


2. Avrupa ve Kuzey Amerika’nın üzerine neden altın çizilmiştir?


Cevap : Çünkü o kıtalarda yer alan dağlardan çıkarılan altına vurgu yapılırken aynı zamanda Amerikalı şirketler tarafından Afrika’daki altınların Amerika’ya taşınmasına da vurgu yapılmaktadır.


3. Karikatüre bir isim vermeniz istenseydi bu isim ne olurdu? Neden?


Cevap : İnsanlığın Kazınmış Acılarının Tarihi


7. Sınıf Sosyal Bilgiler EKOYAY Yayınları Ders Kitabı Sayfa 71 Cevapları


Soru : Tabloda Avrupa’da 15 ile 18. yüzyıllar arasındaki gelişmeler verilmiştir. Bu gelişmelerin Osmanlı Devleti’ni etkileyip etkilemediğini ve etkilediyse bu etkinin olumlu mu, olumsuz mu olduğunu “X” işareti koyarak belirtiniz. Daha sonra bu gelişmelerin Osmanlı Devleti’ne etkilerini yazınız.


Cevap :

Coğrafi keşifler = Ekonomi geriledi

Rönesans = Aydınlanma ve Sanayi İnkılabı oldu Coğrafi Keşifler sonucu Osmanlı eski önemini yitirdi

Reform =

Aydınlanma Çağı = Avrupa güçlendi, Osmanlı gericilerin elinde tükendi gitti

Sanayi İnkılabı = Avrupa’da ekonomi gelişti sömürgecilik faaliyeti başladı Osmanlı hem toprak kaybetti hem de ekonomisi zayıfladı

Fransız İhtilali = Ulusçuluk akımı başladı Bu akım neticesinde Osmanlıdaki bir çok ülke ayaklandı


Soru : Tabloda sol sütunda yer alan gelişmelerin hangi insan hakları ihlallerine yol açtığını karşılarına yazınız.


Cevap :

Coğrafi keşifler = Yaşam hakkı, bağımsızlık hakkı

Reform = İnanç özgürlüğü hakkı

Sanayi İnkılabı = İşçi hakları

Sömürgecilik = Bağımsızlık hakları

Fransız İhtilali = İmparatorluklar içindeki uluslar isyan ettiler



 

Our Score
error: Content is protected !!