8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 52-56-57-58-59 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Atatürk ve Müzik Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59


8. Sınıf Türkçe Kitabı Atatürk ve Müzik Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 52-56-57-58-59


Hazırlık Çalışmaları


1. Kendinizi bir sanat dalıyla ifade etmek isteseniz hangi sanatı seçerdiniz? Niçin?


Kısa Cevap : “Kendinizi bir sanat dalıyla ifade etmek isteseniz hangi sanatı seçerdiniz? Niçin?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ben resmi seçerdim çünkü resim yapmak zihnimde kurduğum birçok hayali sanki gerçekleştirmişim gibi hissettiriyor.

Gördüklerimi unutamam için bana yol sunuyor. İnsanlar birçok şey görür ama hani insan gördüklerinden duyduklarından hissettiklerinden farklı anlamlar çıkartırlar.

Sanat dalları bu gördüklerimizi farklı görüş şekillerinin yansıtma şeklidir Ben gördüklerimi kendimi gördüğüm gibi yansıtmak isterim kendi hayal dünyamı süsleyen birçok şeyi kalemin çizmesine izin vererek çizerdim.


2. Atatürk’ün sanata ve sanatçıya önem vermesinin sebebi sizce neler olabilir?


Kısa Cevap : “Atatürk’ün sanata ve sanatçıya önem vermesinin sebebi sizce neler olabilir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Atatürk sanatın tanımı hakkında şöyle bir açıklama yapmıştır. “Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözlü olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur” demiştir.

Aynı zamanda “Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur.” ifadelerini kullanmıştır. Bir milletin yaşadıkları sorunlar düşündükleri fikirler ancak sanatla var olurlar. Sana sanatçının mesajıdır.

Sanatçı anlatmak istediği fikri veya olayı sanatıyla imgesel bir anlatım sergiler. Sanatçı toplumda ezilen yok sayılan kişileri sorunlarını ortaya çıkararak onlara yeni bir yol sunar. Atatürk de bunun bildiği için sanatçı ve sanatçıya önem vermiştir.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Anlamı verilen sözcük ve sözcük gruplarını bulunuz. Boşluklara uygun harfleri yerleştiriniz.


  • DAMGA VURMAK : İz bırakmak.
  • EVRENSEL : Bütün insanlığı ilgilendiren.
  • TASDİKLEMEK : Onaylamak.
  • İHTİMAM : Özen
  • FASIL : Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi.
  • AMATÖR : Bir işi meslek veya alan uzmanı olmadan yapan.
  • MALUM : Bilinen, belli.
  • İŞTİRAK ETMEK : Katılmak.
  • NEZDİNDE : Yanında, huzurunda, gözetiminde.
  • NABIZ YOKLAMAK : Niyetini, düşüncesini, eğilimini anlamaya çalışmak.
  • ENTERESAN : İlgi çekici, ilginç.
  • İCRA ETMEK : Yapmak.

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları


2. ETKİNLİK


“Atatürk ve Müzik” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.


1. Musiki inkılabının en büyük hedefi nedir?


Kısa Cevap : “Musiki inkılabının en büyük hedefi nedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Musiki İnkılabı en büyük hedefi dünya çapında popüler bir müzik olmaktır. Klasik Türk müziğinin tüm dünyaca dinlenmesi ve sevilen bir müzik türü olmasını sağlamaktır.

Aynı zamanda Musiki inkılabı Türk halkının kendi müziğini sahiplenmesi ve ona sahip çıkması dinlemesine sağlamak için yapılmıştır.


2. Atatürk’ün müziğe ilgi duymasında etkili olan kimdir? Nasıl etkili olmuştur?


Kısa Cevap : “Atatürk’ün müziğe ilgi duymasında etkili olan kimdir? Nasıl etkili olmuştur?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Fransız düşünür Montesque Atatürk’ün müziğe ilgi duymasına sağlamıştır. Montesque Onun Kadınlarının Ruhu adlı kitabında müzikte yapılacak değişikliklerin ülkenin bile bütün seyrinde değişiklik yaratacağını söylemiştir.

Atatürk Montesque müzik ile ilgili düşüncelerinden etkilenmiş ve çok akıllıca bulmuş. Bunu da kendisi kullanmak için çalışmalar başlatmıştır. Müziğin sadece insanın duygu ve düşüncelerini değil bir ülkeyi bile değiştirecek kadar güçlü olduğunu Atatürk anlamıştır.


3. Atatürk’ün iyi bir müzik bilgisine sahip olmasında neler etkili olmuştur?


Kısa Cevap : “Atatürk’ün iyi bir müzik bilgisine sahip olmasında neler etkili olmuştur?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Atatürk iyi bir müzik müzik zevkine sahip olmasında arkadaşlarının etkisi olmuştur. Çevresindeki kişilerin iyi bir müzik bilgisine sahip olması Atatürk onlarla bu konu hakkında konuşması ve bilgi alması sayesinde Atatürk’ün de iyi bir müzik bilgisi sahibi birisine dönüştürmüştür.

Atatürk müzik eğitimi almamıştır ama arkadaşlarının doğru seçerek müzik hakkında bilgi sahibi olmuştur. Biz de Mustafa Kemal Atatürk’e örnek alıp arkadaşlarımızı iyi seçerek arkadaşlarımızdan bilgilerinden faydalanıp iyi yerlere gelebiliriz.


4. Atatürk’ün sevdiği türküler nelerdir?


Kısa Cevap : “Atatürk’ün sevdiği türküler nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Atatürk’ün sevdiği türküler Yanık Ömer, Kırmızı gülün Ali var, sobalarında guru da meşe yanıyor Efem, Çökertmeden çıktım da Halil’im, Ata barı  Mızıka Çalındı Düğün mü sandım, Köroğlu solağı, Dağlar Dağlar Ali kimin kaşları kare, Sarı Zeybek, Havada Bulut Yok, kışlar Doldu Bugün, bayeti Taksim, Merhabadır.


5. Atatürk, müzik inkılabını gerçekleştirmek için hangi çalışmaları yapmıştır? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “Atatürk, müzik inkılabını gerçekleştirmek için hangi çalışmaları yapmıştır? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Atatürk müzik inkılabının gerçekleştirmek için ve Türk sanat müziğinin dünya çapında tanınır bilinir ve sevilen bir müzik olması için büyük çaba sarf etmiştir. Atatürk bir ülkenin müzikle gelişebileceğini ve sanatın ülkenin gelişmesinde çok önemli rol oynadığını bilmektedir.

Atatürk müzik inkılabı yaparken aynı zamanda sahne sanatları ve operaya da önem vermiştir. Türk sanat müziğini geliştirerek çağa uygun bir şekilde dünyada bilinmesi için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Aynı zamanda ülkemizdeki insanların kendi müzik türlerini unutmaması bilmesi, öğrenmesi ve üretmesi için çaba sarf etmiştir. Tabii ki Atatürk’ün bu çalışmaları sonuçsuz kalmamış 1934’te Ankara’da konservatuar açılmıştır.


6. Siz olsaydınız insanların sanata gereken önemi vermesi için hangi çalışmaları yapardınız?


Kısa Cevap : “Siz olsaydınız insanların sanata gereken önemi vermesi için hangi çalışmaları yapardınız?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ben sanata gerekli önemi verilmesi için ilk önce sanatçıyı desteklerdim. Sanatçı ekonomik alanda desteklerdim. Sanatçı ekonomik alanda düşünmemesine kendini o yönlere değil de daha çok sanatına ve üretmeye vermesini sağlardım.

Sanatçı kendine ekonomik alanda rahat hissederse sanatına o kadar daha iyi yönelir. Ekonomik kaygılardan uzak bir sanatçı eserinden daha çok yönelir ve güzel esere meydana getirebilir. Sanatçıyı devlet tarafından desteklemek her sanatçının hakkıdır.


3. ETKİNLİK


a) Aşağıdaki yargılardan okuduğunuz metnin tür özelliklerini yansıtanları işaretleyiniz.


“8. Sınıf Türkçe MEB  Yayınları Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları”

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 58 Cevapları


4. ETKİNLİK


Soru : Aşağıda Atatürk’ün özdeyişleri verilmiştir. Bu özdeyişlerin konusunu örnekteki gibi yazınız.


“Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir.”


Cevap Bilime Verdiği Önem


“Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim.”


Cevap Millet Sevgisi


“Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk hâlinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.”


Cevap Eğitime Verdiği Önem


“Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.”


Cevap Gençliğe Duyduğu Güven


“Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi şarttır.”


Cevap İleri Görüşlülüğü


“Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz fakat bir sanatkâr olamazsınız.”


Cevap Sanat Sevgisi


5. ETKİNLİK


Soru : Derse hazırlık bölümünde araştırdığınız Atatürk’ün Türk dili üzerine yaptığı çalışmalarla ilgili planlama tablosunu sunumunuzdan önce doldurup sunumunuzu gerçekleştiriniz.


Sunumun konusu nedir?


Cevap : Atatürk’ün Türk dili üzerine yaptığı çalışmalar.


Sunumun mesajı ne olacak?


Cevap : Toplumun dilinin onu gelişmesiyle orantılı olduğu.


Sunumu kimlere yapacaksınız?


Cevap : Öğretmenime ve sınıf arkadaşlarıma.


Sunumu nerede yapacaksınız?


Cevap : Sınıfımda yapacağım.


Sunum için hangi araçları (etkileşimli tahta, projeksiyon, ses kayıt cihazı, fotoğraflar vb.) kullanacaksınız?


Cevap : Etkileşimli tahta, ses kayıt cihazı ve  fotoğraflar kullanacağım.


Sunum için hangi bilgi kaynaklarından (kitap, internet vb.) yararlanacaksınız?


Cevap : Kütüphanedeki kitaplardan ve internetten yararlanacağım.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 59 Cevapları


6. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki cümlelerde geçen fiilimsileri bulup türlerini belirleyerek uygun bölümleri işaretleyiniz.


“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 59 Cevapları”

7. ETKİNLİK


a) Aşağıdaki matematik ve geometri terimlerini dilimize Atatürk kazandırmışır. Bu sözcükleri inceleyiniz.


haric-i kısmet ⇒ bölüm
kabiliyet-i taksim ⇒ bölünebilme
zarb ⇒ çarpı
mazrup⇒ çarpan
mazrubata tefrik ⇒ çarpanlara ayırma
muhit-i daire ⇒ çember
amudi ⇒ dikey
murabba ⇒ kare

b) “Vatan sevgisi konulu kitabımı başka bir perspektifle yazdım. Objektif bir değerlendirme yapılırsa  trend kitaplar arasında yer alacağına inanıyorum.”


Yukarıdaki cümlelerde geçen yabancı sözcüklerin altını çiziniz. Bu sözcükleri ve Türkçe karşılıklarını alttaki boşluklara yazınız.


Cevap :

  • Perspektif ⇒ Bakış açısı
  • Objektif ⇒ Nesnel
  • Trend ⇒ Eğilim

Gelecek Derse Hazırlık


• Çanakkale Savaşı konulu anılar derleyip sınıfa getiriniz.


Kısa Cevap : “Çanakkale Savaşı konulu anılar derleyip sınıfa getiriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bekir Çavuş, Reşit Paşa vapuruna getirilen yaralılardan birisiydi ve savaşın ön cephelerinde bulunmuştu. Ayaklarından birisi kangren olan Bekir Çavuş vapurda hemen ameliyat edildi.

Kangreninin çok ilerlemiş olmasından dolayı, hayati riski vardı. Kangrenin yanında çok fazla kan kaybetmesi nedeni ile de yaşaması bir mucize olacaktı. Aynı günün gecesinde bir Alman hasta bakıcısı acele ile başhemşirenin yanına gitti. Ona Bekir Çavuş’un ameliyat olduğu halde yatağına yatmadığını ve sürekli dolaşmaya çalıştığını söyledi.

Başhemşire Bekir Çavuş’un yanına gittiğinde çavuşun çok fazla ateşi olduğunu fark etti. Ancak Bekir Çavuş “Emir geldi” diyor ve yatağına yatmak istemiyordu. Bulunduğu durumda bile çavuşun aklından geçen tek şey savaş ve komutanlarından gelmiş emirlerdi. Sabaha karşı Bekir Çavuş şehit oldu. Ağzından çıkan söz sözcükler ise “Emri yapamadım.” Oldu.


• Çanakkale Savaşı’nın Türk tarihindeki önemi ile ilgili araştırma yapınız.


Kısa Cevap : “Çanakkale Savaşı’nın Türk tarihindeki önemi ile ilgili araştırma yapınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Çanakkale Savaşı Osmanlı Devleti’nin çok zarf şartlar altında girdiği Balkan savaşlarında olan yenilgiden sonra askerlerin olumsuz duygular beslediği bir anda olmuştur. Çanakkale Savaşı’nda pek çok şehidimiz pek çok kaybımız pek çok gazimiz bulunmaktadır.

Yalnızca askerler değil milli halkın desteği çok büyüktür. Batı ülkelerin özellikle İngiltere’nin pis emellerine karşı büyük bir zaferdir. Çarlık Rusya’nın çöküşünü hızlandırmıştır. Aynı zamanda Anadolu toprakları ve boğazların Türkler hakimiyetinde kalmasını sağlamıştır. Atalarımızın verdiği bu onurlu mücadeleyi gururla anıyor ve onlara rahmet diliyoruz.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 12-14-15-16-17-18-19 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı İyimserlik ve Kötümserlik Üzerine Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19


8. Sınıf Türkçe Kitabı İyimserlik ve Kötümserlik Üzerine Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 12-14-15-16-17-18-19


Hazırlık Çalışmaları


1. “İyimser insan her felakette bir fırsat, kötümser insan da her fırsatta bir felaket görür.” düşüncesine katılıyor musunuz? Neden?


Kısa Cevap : ““İyimser insan her felakette bir fırsat, kötümser insan da her fırsatta bir felaket görür.” düşüncesine katılıyor musunuz? Neden?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“İyimser insan her felakette bir fırsat, kötümser insan da her fırsatta bir felaket görür.” düşüncesine katılıyorum.

Çünkü iyimser insanlar bir olumsuzlukla karşılaştıkları zaman bir çıkış yolu veya bundan bir ders çıkarabilirler.

İyimser insanlar başlarına gelen bu felakette kendileri için alınması gereken dersleri inceler ve hayata daha sıkı tutunmasını bilirler.

İyimser insanlar geleceğin insana birçok fırsat ve imkanlar getirebileceğini bildikleri için her felakette yılmazlar.

Hatta birçok akıllı ve iyimser insan felaketlerde üzülüp bir süreliğine yıkılsalar bile bunu kendilerine deneyim olarak kabul eder ve aynı hataya düşmemek için daha sağlam ayağa kalkarlar.

Kötümser insanlar ise hayatlarında bir fırsatla karşılaştıklarında bile kendilerini üzebilirler.

Kendileri için oluşan bu fırsatta sevinmek yerine başarısız olacaklarını düşünür veya oluşabilecek düşük ihtimalleri bile kendilerine dert edinirler.

Kötümser insanlar fırsatların getirmiş olduğu mutluluklar da bile olumsuzlukları düşünerek kendilerini harap edebilir ve bu üzüntüleri başarıları için ayaklarına çelme olarak takılabilir.

Bunun için kötümser insanlar fırsatlarda bile felaket görürler.


2. İyimserlik ve kötümserlik kavramlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “İyimserlik ve kötümserlik kavramlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İyimserlik kavramının kişinin mutlu ve sıkıntılı, ferah ve zorlu zamanlarında bir umut olduğuna ve bu yaşananların da biterek ahata kavuşulacağına olan inanç olduğunu düşünüyorum.

İyimserlik kavramı bence insanın motivasyonunu kaybetmemesi demektir.

İyimserlik olumsuz olaylardan daha az etkilenmek ve kaybetmelerde bile bunların deneyim olduğunu düşünmek demektir.

Bence iyimserlik kavramı kesinlikle polyannacılık oynamak veya saf düşünmek değildir.

İyimser insanlar mantıklı ve akıllı hareket ederek iyimser olabilmeleri mümkündür. Ve bence iyimser insanlar güçlü ve akıllı insanlardır.

Kötümserlik kavramının ise kişinin mutlu bir sıkıntılı zamanlarında bile mutsuz olmak için bir şey bulabilmesi demek olduğunu düşünüyorum.

Hayatta iyi veya kötü her ihtimal mümkündür. Ancak kötümser insanlar sadece kötü ihtimalleri düşünerek kendilerini ve çevresindeki insanları mutsuz ederler.

İyiyim sen insanların motivasyonunu kaybetmemesi ve hayatın eşi saçmasının yanı sıra kötümser insanlar da insanların moralini çok çabuk bozabilirler.

Bence akıllı insan olabilecek ihtimalleri göz önünde bulundurarak tedbir alır ve hayata iyimser yaklaşarak motivasyonunu yüksek tutar.


Soru : Yaşamda, kötümserlere mi yoksa iyimserlere mi daha çok gereksinim duyarız?


Kısa Cevap : “Yaşamda, kötümserlere mi yoksa iyimserlere mi daha çok gereksinim duyarız?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bence yaşamda, iyimserlere daha çok gereksinim duyarız.

İyimser insanlar iyi ve kötü zamanlarda çıkış yolu e güzel ihtimalleri düşünerek hem kendilerine hem de yanındaki insanları mutlu etmesini bilirler.

İyimser insanlar mantıklı ve akıllı düşünmenin yanı sıra hayata güzel baktıkları için yaşadıkları olumsuzlukları bir deneyim ve fırsat olarak değerlendirebilirler.

İyimser insanlarda bulunan bu güzel özellik sayesinde mantıklı kararlar alabilir ancak elimizde olmadan yaşadığımız zorluklarda hayata sıkı sıkıya tutunabiliriz.

Kötümser insanlarda ise durum bundan farklıdır.

Kötümser insanlar ister iyi ister zor zamanlarda kendileri hep kötü olayları düşündükleri gibi bu düşüncelerini bizlere aktararak bizleri mutsuz edebilirler.

Bazı kötümser insanlar mutlu günlerinde bile kendilerini üzecek ve kötü hissedilecek şeyler düşünebilirler.

Böyle insanların sürekli hayatımızda olması sadece onların değil bizim de hayat motivasyonumuzu düşürebilir.

Bu yüzden kötümser olan insanlara bizler destek çıkmalı ve onlara iyimserliğin güzel kapılarını aramalıyız.

İyimser insanlarla ise beraber dostluk kurmalı ve onların hayata bakış açılarından birçok dersler çıkarmalıyız.


Soru : Biz de kimi durumlarda iyimser, kimi durumlarda koşullar gereği kötümser rollerini ister istemez benimseyip oynamaz mıyız?


Kısa Cevap : “Biz de kimi durumlarda iyimser, kimi durumlarda koşullar gereği kötümser rollerini ister istemez benimseyip oynamaz mıyız?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bence biz de kimi durumlarda iyimser, kimi durumlarda koşullar gereği kötümser rollerini ister istemez benimseyip oynayabiliriz.

Bir insanın hayat içerisinde her zaman mutlu veya her zaman mutsuz olması mümkün değildir.

Hayat bazen bize zorlu sınavlar bazen ise güzel anılar biriktirerek bir gün içerisinde bile farklı duygu durumlarında bizi evirip çevirip durur.

Bazen karşılaştığımız olumsuzluklar karşısında çok güçlü ve dirençli dururuz. İnsanların kaldıramayacağını düşündükleri şeyleri bizler rahatlıkla kaldırabiliriz.

Bazen ise zayıf noktamız veya güçsüz anlarımız vardır. Bazı insanların önemsemeyeceği şeylerde bizler yıkılabilir ve hayata karşı direnmek ve iyimser olma gücünü kendimizde bulamayabiliriz.

İnsanın ruh hali değişken olduğu için bazen çok güçlü bazen ise çok zayıf olabilir bazen çok mutlu bazen çok mutsuz olabilir.

Bu yüzden hayatın akışı içerisinde bazen iyimser bazen koşullar gereği kötümser rollerini oynayabiliriz.

Önemli olan bazen yıkılsak bile daha sağlam kalkmak ve bu durumlarda bize destek olacak iyimser ellerin üzerimizde olmasıdır.

İşte o zaman kötümser zamanlarımızda bile hayata iyimser yaklaşabilir ve düştüğümüz yerden daha sağlam bir şekilde zaman içerisinde kalkabiliriz.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 14 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Metinde geçen anlamını bilmediğiniz sözcükleri yazınız. Bu sözcüklerin anlamlarını tahmin ediniz. Tahmininizi sözcüklerin sözlük anlamı ile karşılaştırınız.


Cevap :

Öbek Kelimesi

Sözlük Anlamı : Birbirine benzer ya da aynı türden şeylerin oluşturduğu bütün, takım, küme, yığın, grup

Tahmin : Grup


Romantik Kelimesi

Sözlük Anlamı : Davranışlarında duyguların, düşlerin ve coşkuların aşırı biçimde etkisi bulunan (kimse).

Tahmin : duygusal ve duygularını öne alan


Güdü Kelimesi 

Sözlük Anlamı : Bilinçli ya da bilinçsiz davranışları doğuran, davranışların sürekliliğini sağlayan ve onlara yön veren herhangi bir güç.

Tahmin : İç ses, içten gelen his


2. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki deyimlerin anlamlarını bulunuz. Deyimleri birer cümlede kullanınız.


Göze almak

Deyim Anlamı : Bir iş, davranış dolayısıyla uğrayabileceği, karşılaşabileceği kötü durumu, tehlikeyi önceden düşünüp kabul etmek.

Deyimle ilgili Cümle :

  1. Bu işi göze alabileceğine emin misin?
  2. Bunların hepsini senin için göze aldım.
  3. Bana sadece bunlar için , bu kadar şeyi göze aldığını söyleme sakın!
  4. Seninle herşeyi göze alırım.
  5. Bu para için bu kadar riski göze alamam.

Batağa saplanmak

Deyim Anlamı : İçinden çıkılması çok güç bir işe bulaşmak, zor bir duruma düşmek.

Deyimle ilgili Cümle :

  1. Batağa saplandığını fark edene kadar iş işten geçmiş olacak.
  2. Batağa saplandım sanırım.
  3. Öyle bir batağa saplandım ki sorma.
  4. Bir bataklığa saplanmadan kurtar gel onu lütfen.
  5. Kumar bataklığına saplanmadan önce düşünecektin bunları.

Göz ardı etmek

Deyim Anlamı : Gereken önemi vermemek, umursamamak

Deyimle ilgili Cümle :

  1. Bu gerçekleri göz ardı edemezsin.
  2. Beni bu kadar göz ardı ettiğine inanamıyorum.
  3. Bizi bu kadar gardı etmeden önce düşünecektin.
  4. Annem beni her zaman göz ardı eder, diğer kardeşlerimle ilgilenirdi.
  5. Babam bizi göz ardı ettiğini yıllar sonra anladı ama geç kaldı.

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 15 Cevapları


3. ETKİNLİK


“İyimserlik ve Kötümserlik Üzerine” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.


1. İnsanları iyimser ya da kötümser yapan sebepler nelerdir?


Cevap :

İnsanları iyimser ya da kötümser yapan sebepler ; toplumdaki yaşantı çeşitliliği, sürekli biçim ve içerik değiştiren olaylar dizisiyle kişilerin yaşama bakışı ve yaşamdan beklentileridir.


2. Yazara göre kötümserlere mi iyimserlere mi ihtiyaç duyarız? Neden?


Cevap :

Yazara göre kötümserlere ihtiyaç duyarız.

Çünkü kötümserler her türlü durumun, olayın insanlık kötümserliğe sürükleyecek özelliklerini bulup çıkarmada ustadırlar.

Bu kişiler bunları alışkanlık haline getirmişlerdir.


3. İyimserler hangi özelliklere sahiptir? Açıklayınız.


Cevap :

İyimserler, akıl, girişkenlik, geleceğe ilişkin olumlu tasarımlar geliştirme, duyarlı olma, sevecen, yapıcı, çevresine olumlu enerji yayma özelliklerine sahiptirler.


4. “İyimser uçak yapar, kötümser ise paraşüt.” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.


Kısa Cevap : ““İyimser uçak yapar, kötümser ise paraşüt.” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“İyimser uçak yapar, kötümser ise paraşüt. ” sözünden insanların gerçek başarıya ulaşabilmesi için güçlü olmaları gerektiğini ve bunun ise büyük bir sabır ve olumsuzluklardan yılmamak gerektiğini anlıyorum.

İyiyim sen insanlar bu özellikleri sayesinde büyük işlere imza atabilirler.

Çünkü bir başarıya ulaşma yolunda türlü türlü zorluklarla karşılaşabilir ve büyük sınavlardan geçebiliriz.

Bu sözden bu özellikleri sayesinde iyimser insanların başarılara ulaştığını kötümser insanların ise kötü ihtimalleri düşünerek başka bir yönden başarıya ulaştıklarını ve onların da hayata katkı sağladıklarını anlıyorum.

Çünkü iyimser insanların yapmış oldukları başarılar kötümser insanların düşünmüş oldukları ihtimallerle yapmış oldukları tedbirlerle korunabilir.

Böylelikle hem iyimser hem de kötümser insanlar hayata büyük katkılar sağlar ve birbirleri için gereklidir.


5. Yaşamda iyimserlerle kötümserlerin oranını neler etkiler?


Kısa Cevap : “Yaşamda iyimserlerle kötümserlerin oranını neler etkiler?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hayatın içerisinde iyimserler ve kötümserler her zaman vardır.

İyimser insanlar zaman zaman hayat karşısında kötümser olabilecekleri gibi kötümser insanlar da zaman zaman iyimser olabilir.

İnsanın içinde yaşamış olduğu hayal şartları kendisinin iyimser ve kötümser olması üzerinde büyük oranda etkilidir.

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi insanların refah ve rahat seviyesini etkiler. Böylece insanlar iyimser olma konusunda kendilerinde daha büyük imkanlar bulabilirler.

Gelişmişlik düzeyi düşük olan bir ülkede geçim sıkıntısı ve birçok sıkıntı baş gösterebilir. Bu sebeple insanlar kötümser olmaya daha çok yatkın olabilirler. Çünkü birçok zorlukla baş etmek zorundadırlar.

Dünyadaki ekonomik dengelerin sarsılıp sarsılmaması da iyimserler ve kötümserleri oranını doğrudan etkilemektedir nokta ekonomi bir insan hayatında her şey olmasa bile hayatın birçok alanında olmazsa olmazdır.

İnsanların hayatlarına devam ettirebilmesi ve hayatın birçok alanında mutlu olabilmesi için ekonomik bir dengeye ve yeterli miktarda paraya ihtiyaçları vardır.

Doğal akımların olup olmaması da insanların iyimserlik ve kötümserlik oranını etkiler.

Dolayısıyla rahat ve mutlu bir hayat içerisinde iyimserlerin oranı artar Zorlu zamanlarda ise kötümserlik oranları artabilir.

Çünkü insanlar kötü şartlarda iyimser olabilseler bile bu kötülük hali uzun sürdüğü zaman veya sürekli bir kötü hal durumunda iyimserliklerini korumaları neredeyse imkansız hale gelebilir.


6. Aile bireylerinizi iyimserlik ve kötümserlik açısından değerlendiriniz.


Kısa Cevap : “Aile bireylerinizi iyimserlik ve kötümserlik açısından değerlendiriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Aile bireylerim arasında en iyimser olan annemdir.

Babam zaman zaman iyimser olsa da genellikle mutsuz ve kötümserdir.

Annem sıkıntılar karşısında zaman zaman üzülse de bir anda ayağa kalkar ve hayata direnerek çıkış yolları arar.

Annemin iyimserliğinin aile üzerinde büyük etkisi olduğunu ve ve bizlere çok büyük katkılar sağladığını düşünüyorum.

Babam ise genellikle kötümserdir ve bunu mantıklı düşünmek olduğunu iddia eder nokta halbuki bence babam da annemin iyimserliğinden destek alıyor ve kendinde güç bularak yaşam enerjisi elde ediyor.

Sanırım Ablam da annemden etkilenmiş olmalı ki onun da iyimser yanları çoktur ve olumsuzluğa kapıldığında destek aldığım ilk insanlardan bir tanesidir.


4. ETKİNLİK


a) Aşağıda ‘‘İyimserlik ve Kötümserlik Üzerine’’ metninin türü ile ilgili bilgiler verilmiştir. Bilgilerden metne uygun olanların başına ‘‘D’’, metne uygun olmayanların başına ‘‘Y’’ yazınız.


Cevap :

  • ( Doğru ) Yazar, kişisel görüş ve düşüncelerini anlatmıştır.
  • ( Yanlış ) Yazar, kahramanlarını genellikle hayvanlardan seçmiştir.
  • ( Doğru ) Öğretici bir metindir.
  • ( Yanlış ) Metin serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşmuştur.
  • ( Doğru ) Yazar düşüncelerini kanıtlama (sayısal verilerden yararlanma, tanık gösterme…) yoluna gitmiştir.
  • ( Doğru ) Sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.

b) Okuduğunuz metnin türü:


Cevap : Okuduğunuz metnin türü Denemedir.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 16 Cevapları


5. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metnin konusunu, ana fikrini ve yardımcı fikirlerini yazınız.


Cevap :

Metnin Konusu : Metnin konusu ;iyimserlik ve kötümserliktir.

Metnin Ana Fikri : Metnin ana fikri bireyin kendi içerisindeki iyimserlik ve kötümserliği dengeleyebilmesi ve zaman zaman herkesin iyimserlik ve kötümserliğe kapılabileceğidir.

Metnin Yardımcı Fikirleri : Metnin yardımcı fikirleri şartları ve durumlara göre iyimserlik ve kötümserlik oranının artabileceği, hayata hem kötümser hem de iyimser insanların katkıda bulunabileceği insanların ruh halinin değişmesi ile zaman zaman iyimser zaman zaman kötümser olabileceğidir.


6. ETKİNLİK


Aşağıdaki cümlelerden öznel olanların sonuna “Ö”, nesnel olanların sonuna “N” yazınız.


Cevap :

  • ( Özenel ) Sadece kötümserlerden oluşan bir toplum çekilir olmaz.
  • ( Nesnel )Yazarın son kitabı iki yüz sayfadan oluşuyor.
  • ( Özenel ) İyimserlik, topluma yaşama sevinci verir.
  • ( Nesnel )Toplumumuza iyimserler de kötümserler de katkıda bulunurlar.
  • ( Nesnel )Okuduğunuz metnin konusu iyimserlik ve kötümserliktir.
  • ( Özenel ) İyimser olmak da kötümser olmak da uygarlık gereğidir.
  • ( Nesnel )“Yaşamın İçinde Yolculuk” kitabını Yusuf Çotuksöken yazmıştır.
  • ( Özenel ) İçimizin bir başka güzelliği de iyimserliktir.

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 17 Cevapları


7. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki görselleri inceleyiniz. Kan vererek hayat kurtarmanın önemini vurgulayan bir konuşma yapınız.


Kısa Cevap : “Kan vererek hayat kurtarmanın önemini vurgulayan bir konuşma yapınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Değerli öğretmeni ve sevgili arkadaşlarım;

Düzenli kan bağışı kan bağışına ihtiyaç duyan acil veya genel olarak hasta olan kişilerin en büyük destek kaynaklarından bir tanesidir.

Kan bağışı sanıldığı gibi zor bir işlem olmayıp birçok insanın hayata kalması için büyük bir kalkandır.

Düzenli kan bağışı vermek hem bizim için hem de ihtiyaç duyan insanlar için büyük değer taşımaktadır.

Başka insanlara destek olduğunu düşündüğümüz gibi aynı zamanda bizlerin de ihtiyaç duyması halinde hayatımızı kurtaracak en değerli etkenlerden bir tanesi kan bağışıdır.

Bunun için gerekli özellikleri sahip olan insanlar düzenli kan bağışında bulunmalı ve böylece acil kana ihtiyaç duyan bütün insanlara destek olmalıdır.

Kim bilir belki biz veya sevdiklerimiz de ihtiyaç duyduğumuz zaman yardımımıza koşacak olan bu şekilde gönüllülerin verdiği kan bağışlarıdır.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 18 Cevapları


8. ETKİNLİK


a) Aşağıdaki cümlelerde koyu yazılan sözcüklerden hangisinin çekimli eylem olduğunu gerekçesiyle açıklayınız.


  • Kuzey, babasıyla derede balık tutuyordu.
  • Balık tutmak Kuzey’i çok mutlu ediyordu.
  • Kuzey balık tutunca çok seviniyordu.
  •  Kuzey tuttuğu balıkları kovaya koyuyordu.

Cevap : İlk cümledeki sözcük fiildir. Diğerleri ise fiil veya isim değildir; fiilimsidir.


b) Aşağıdaki cümlelerde fiil kökünden türediği hâlde fiil özelliği taşımayan sözcüklerin altlarını çiziniz.


İnsanlar, genelde “iyimserler” ve “kötümserler” olarak ikiye ayrılır.
Kör iyimserliğin yol ve araçlarını kullanmaya kalkmazlar.
Uçlarda dolaşan iyimserlik tehlikelidir.
Zorluklardan çıkarılabilecek dersler için iyimser düşünmeye gereksinimimiz vardır.
Önemli olan bardakta su bulunduğunu kabul ederek onu boşa harcamamaktır.
Birey, kendi içindeki iyimserlikle kötümserliği dengelemesini bilmelidir.
Her şeyin iyi tarafını görmek insanı yanıltabilir.
Kötümserler, hayatı yeniden kurup biçimlendirmezler.


Cevap :

  1. İnsanlar, genelde “iyimserler” ve “kötümserler” olarak ikiye ayrılır.
  2. Kör iyimserliğin yol ve araçlarını kullanmaya kalkmazlar.
  3. Uçlarda dolaşan iyimserlik tehlikelidir.
  4. Zorluklardan çıkarılabilecek dersler için iyimser düşünmeye gereksinimimiz vardır.
  5. Önemli olan bardakta su bulunduğunu kabul ederek onu boşa harcamamaktır.
  6. Birey, kendi içindeki iyimserlikle kötümserliği dengelemesini bilmelidir.
  7. Her şeyin iyi tarafını görmek insanı yanıltabilir.
  8. Kötümserler, hayatı yeniden kurup biçimlendirmezler.

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 19 Cevapları


9. ETKİNLİK


Soru : Sevgi sözcüğünün size çağrıştırdığı kavramları yazınız. Bu kavramlardan birini seçerek bilgilendirici bir metin yazınız. Aşağıdaki yazı taslağını doldurup yazınıza uygun bir başlık koymayı unutmayınız.


Kısa Cevap : “Sevgi sözcüğünün size çağrıştırdığı kavramları yazınız. Bu kavramlardan birini seçerek bilgilendirici bir metin yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Sevgi sözcüğünün bana çağrıştırdığı kavramlar şunlardır ;

  1. Saygı
  2. Mutluluk
  3. Aile
  4. Arkadaş
  5. Huzur
  6. Özgürlük

Yazı Taslağı

Yazının Konusu: Sevginin duygusal tanımı

Yazının Ana Fikri: Sevginin devamı için gerekenler ve hissettirdikleri

Giriş Bölümü:

Bazen sevginin sözlük anlamından çıkıp bambaşka anlamlara kapı açtığını düşünüyorum.

Gerçekten sevgi neydi sadece birine beslenen hissi duygular mıydı.

Kendisine devamı için sadece bu hiç yeterli geliyor muydu?

Bunlar üzerinde zaman zaman o kadar çok derin düşünüyorum ki…

Gelişme Bölümü:

Bence sevgi sözlük manasını denizinden çıkıp uçsuz bucaksız okyanuslara dökülen sular gibidir.

Sevgi bu uçsuz buçaklığını ve devamlılığını birçok şeye borçludur.

Sevgi ne kadar büyük olursa olsun bence saygı, mutluluk, huzur, arkadaşlık ve aile demektir.

Sevginin her insanda tanımı farklı olsa da devamı için mutlaka saygı, fedakarlık ve birçok çaba lazımdır.

Sonuç Bölümü:

Peki sizin dünyanızda sevgini anlama geliyor bunu hiç düşündünüz mü?

Bence mutlaka düşünün ve bunu zaman zaman sorgulayın. Sorguladıkça size yepyeni ufukların açıldığını ve hayatı anlamlandırdığınızı göreceksiniz.


Gelecek Derse Hazırlık


Soru : Ömer Seyfettin’in bir hikâyesini okuyunuz. 


Cevap : Ömer Seyfettin’in Kaşağı hikayesini okuyabilirsiniz.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 80-82-83-84-85-86-87 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Gündelik Hayatımızda E-Hastalıklar Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87


8. Sınıf Türkçe Kitabı Gündelik Hayatımızda E-Hastalıklar Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 80-82-83-84-85-86-87


Hazırlık Çalışmaları


1. Teknoloji bağımlılığı deyince aklınıza ne geliyor? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “Teknoloji bağımlılığı deyince aklınıza ne geliyor? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Teknoloji bağımlılığı deyince aklıma bir kişinin çok fazla süre boyunca teknolojik aletleri kullanması ve zamanını bu şekilde boşa harcaması geliyor. Teknoloji bağımlılığı deyince aklıma bir insanın gerektiğinden fazla teknolojik aletlerle vakit ve zaman geçirmesi geliyor.


2. Günde ne kadar zamanınızı cep telefonuyla ya da bilgisayar başında geçiriyorsunuz? Bu süre sizce ne kadar olmalıdır?


Kısa Cevap “Günde ne kadar zamanınızı cep telefonuyla ya da bilgisayar başında geçiriyorsunuz? Bu süre sizce ne kadar olmalıdır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Normalde günde 2- 3 saat telefon ya da bilgisayar başında vakit geçiriyorum. Elimden geldiğince bu zamanı azaltmaya çalışıyorum. Bana kalırsa günde 2-3 saat telefon ya da bilgisayar başında vakit geçirmek normal.


Soru : Görsellere ve metnin başlığına bakarak metnin içeriğini tahmin ediniz.


“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 80 Cevapları”

Cevap : Bence metinde anlatılmak istenen şey telefonla çok fazla vakit geçiren bir kişi telefona bağımlı olmuştur ve telefondan vazgeçemiyordur.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 82 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Anlamı verilen sözcük ve sözcük gruplarını bulunuz. Boşluklara uygun harfleri yerleştiriniz.


Cevap :

  1. Arz etmek: Sunmak.
  2. Sosyolojik: Toplum bilimsel.
  3. Had safha: İleri evre.
  4. Türemek: Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak.
  5. Dijital: Verileri bir ekran üzerinde elektronik olarak gösteren.
  6. Asosyal: Sosyal olmayan.
  7. İtibar etmek: Saygı göstermek, saymak, değer vermek.
  8. Zedelemek: Hafifçe yaralamak.
  9. Keza: Aynı biçimde.
  10. Bağımlı: Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi.

2. ETKİNLİK


 “Gündelik Hayatımızda E-Hastalıklar” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.


1. Bireyleri, teknoloji bağımlısı durumuna getiren etkenler nelerdir? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “Bireyleri, teknoloji bağımlısı durumuna getiren etkenler nelerdir? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bireyleri, teknoloji bağımlısı durumuna getiren etkenler teknolojinin yaygınlaşması, akıllı aletlerin daha yaygın hale gelmesi ve çok fazla teknoloji aletlerle vakit geçirmek olabilir.


2. “Dijital bağımlılık” neleri içermektedir? Çevrenizde dijital bağımlılığı olan insanlar var mı?


Kısa Cevap : ““Dijital bağımlılık” neleri içermektedir? Çevrenizde dijital bağımlılığı olan insanlar var mı?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Dijital bağımlılık bir kişinin her zaman teknolojik aletlerle vakit geçirmek istemesidir. Teknolojik aletlerle asla uzak kalmak istememesi ve her zaman teknolojik aletlerle vakit geçirmek istemesedir.


3. Dijital çağın en yaygın e-hastalığı nedir? Bu hastalığın sonuçları nelerdir?


Kısa Cevap : “Dijital çağın en yaygın e-hastalığı nedir? Bu hastalığın sonuçları nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Dijital çağın en yaygın e- hastalığı nomofobidir. Nomofobi telefonsuz kalamama hastalığıdır. Nomofobi telefonsuz kalma korkusudur. Nomofobi hastalığına yakalanan kişiler telefondan uzak kalamazlar ve her zaman telefonla vakit geçirmek zorunda hissederler.


4. “Siberkondria” hastalığına yakalananlar neler yapmaktadırlar? Açıklayınız.


Kısa Cevap : ““Siberkondria” hastalığına yakalananlar neler yapmaktadırlar? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Siberkondria hastalığına yakalanan insanlar internette gördüğü hastalıklarla ilgili belirtileri veya sağlıklarla ilgili zararlara çok fazla odaklanırlar ve bunlarla ilgili çok fazla kaygı taşırlar ve bunun sonucunda da hasta olurlar.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 83 Cevapları


5. E-hastalığa yakalanmış kişiler sizce bu hastalıktan nasıl kurtulabilirler? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “E-hastalığa yakalanmış kişiler sizce bu hastalıktan nasıl kurtulabilirler? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

E-hastalığa yakalanmış olan kişiler her zaman telefonla vakit geçirmek isterler. Ee hastalığa yakalanmış olan kişiler telefondan hiçbir zaman ayrı kalmamak isterler Eğer bir insan e hastalıktan kurtulmak istiyorsa telefonla o vakit geçirdiği zamanı azaltmalı ve Sosyal aktivitelere daha çok yer açmalıdır.


6. Hayalet titreşim hastalığının belirtileri nelerdir? Çevrenizde bu belirtileri gösteren bir tanıdığınız var mı?


Kısa Cevap : “Hayalet titreşim hastalığının belirtileri nelerdir? Çevrenizde bu belirtileri gösteren bir tanıdığınız var mı?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hayalet  hastalığının belirtileri telefonda bildirip gelip gelmediğini her zaman kontrol etme isteği ve telefona bildirim gelmesini sevmesidir. Çevremde bu belirtileri gösteren tanıdıkların bulunmaktadır ve bu tanıdıklarım her zaman telefonlarına bildirim gelip gelmediklerini kontrol ederler ve bunu bir dakika sonra tekrar yapmaya başlarlar.


3. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki ifadelerden hangisi okuduğunuz metinden çıkarılamaz? İşaretleyiniz.


  • (   ) Teknoloji bağımlılığı en az madde bağımlılığı kadar tehlikelidir.
  • (   ) E-hastalıklar teknoloji ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla ortaya çıkmıştır.
  • (X) E-hastalıklar kolay tedavi edilir.
  • (X) E-hastalıklara en çok gençler yakalanır.
  • (   ) “Akıllı telefon bağımlılığı” bireylerin asosyalleşmesine neden olur.
  • (X) E-hastalıklarla baş etmek için ailemizden yardım alabiliriz.

4. ETKİNLİK


Soru : “Gündelik Hayatımızda E-Hastalıklar” metninde koyu ve farklı yazı karakteri ile yazılmış sözcük ve sözcük gruplarını tespit ediniz. Yazı karakterini bu şekilde kullanmanın amacı ne olabilir?


Cevap : E-hastalıklar, Dijital bağımlılık, phubbing, siberkondria, elektronik uykusuzluk, fantom, vibrasyon.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 84 Cevapları


5. ETKİNLİK


Soru : Paragraftaki ifadeleri kullanan kişi hangi türde yazılar yazmaktadır? Alttaki boşluğa yazınız.


“Benim gazetede bir köşem vardır. Bu köşemde güncel olayları değerlendirir, sıcağı sıcağına okuyucuya anlatırım. Ayrıntıya girip de okuyucumu yormak istemem çünkü yarın da sonraki gün de karşısında olacağım okuyucumun.”


Cevap : Yazar fıkra (köşe yazısı) türünde yazılar yazmaktadır.


6. ETKİNLİK


a) “Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması” ile ilgili grafiği inceleyeniz.


“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 84 Cevapları”

b) Grafiğe göre doğru olan bilgilerin başına “D”, yanlış olan bilgilerin başına “Y” yazınız.


  • ( Yanlış ) 16-74 yaş grubu bireylerde 2016 yılında internet kullanımı bilgisayar kullanımına göre daha azdır.
  • ( Yanlış )16-74 yaş grubu bireylerde bilgisayar kullanımı 2011 yılında %50’nin üzerindedir.
  • ( Doğru ) Grafiğe göre internet erişimi imkânı olan hanelerin oranı son üç yılda artmıştır.

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 85 Cevapları


7. ETKİNLİK


Soru : Öğretmeninizin, aşağıdaki e-postayı ailenize gönderdiğini hayal ediniz. Okuduğunuz e-postaya göre soruları yanıtlayınız.


1. E-postanın içeriğinde hangi sorundan bahsedilmiştir?


Cevap :  E-postanın içeriğinde teknoloji bağımlılığının sorunundan bahsedilmiştir.


2. Veliniz e-postadaki bu soruna nasıl bir çözüm bulabilir? Açıklayınız.


Cevap : Veliniz e-postadaki bu soruna teknolojik aletlerle olan süremizi kısaltarak bir çözüm bulabilir telefonla vakit geçirdiğimiz zamanın yarısını sosyal aktivitelere koyarak nu soruna bir çözüm bulabiliriz.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 86 Cevapları


8. ETKİNLİK


Soru : Derse hazırlık bölümünde araştırdığınız konu ile ilgili münazara yapmak için gruplara ayrılınız. Aşağıdaki yargılardan birini seçiniz. Jüri üyelerini belirleyiniz. Grup sözcüsü belirleyiniz. Grubunuzun düşüncelerini aşağıdaki ölçütlere göre diğer gruba karşı savunmaya çalışınız.


Cevap :

Teknolojinin birçok yararı bulunmaktadır. Örneğin bir bilgi edinmek istiyorsak teknolojik aletler sayesinde bu bilgiyi öğrenebiliriz. Bunun yanı sıra teknolojinin zararları da bulunmaktadır. Teknolojiyi aletlerle çok fazla vakit geçirirsek birçok hastalığa yakalanma olasılığımız artabilir.

Teknolojinin birçok yararı bulunmaktadır. Teknolojik aletlerle istediğimiz insanlar kolayca iletişim kurabilir veya mesajlaşabiliriz. Hatta istediğimiz zaman görüntüye de konuşabiliriz ama teknolojinin birçok zararda bulunmaktadır teknolojide çok fazla vakit geçirdiğimiz zaman gözlerimize zarar verebilir ve birçok hastalığa yol açabilir.


9. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki görseli yorumlayarak görselle ilgili görüşlerinizi bir paragraf şeklinde yazınız.


“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 86 Cevapları”

Cevap :

Teknolojik aletlerin bize kazandırdığı birçok yer bulunmaktadır. Örneğin teknolojik aletler sayesinde istediğimiz kişilerle konuşabiliriz ama teknolojik aletlerle vakit geçirirken buna kesinlikle bir sınır koymamız gerekmektedir Eğer teknolojik aletlerle vakit geçirirsek çok fazla sınır koymazsak bunun sonuçlarını da katlanmamız gerekmektedir.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 87 Cevapları


10. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki cümlelerdeki özne ve yüklemlerin altını çiziniz.


• Bireyler, teknoloji bağımlısı durumuna gelmişlerdir.
• Dijital bağımlılık; internet bağımlılığını, cep telefonu bağımlılığını içermektedir.
• Dinlenme saatleri esnasında bile akıllı telefonlar ile uğraşırlar. (Onlar: gizli özne)
• Birçok kullanıcının yakalandığı bir e-hastalıktır elektronik uykusuzluk.
• Akıllı telefonlarını sürekli elinde tutan kullanıcılar, karşısındaki kişiyi önemsememektedirler.


Cevap : Yeşil olan kısımlar özneyi, mavi olan kısımlar ise, yüklemi ifade etmektedir.


Gelecek Derse Hazırlık


Soru : Hulusi Behçet, Gazi Yaşargil, Afet İnan, Oktay Sinanoğlu ve Sabiha Gökçen hakkında araştırma yapınız.


Kısa Cevap : “Hulusi Behçet, Gazi Yaşargil, Afet İnan, Oktay Sinanoğlu ve Sabiha Gökçen hakkında araştırma yapınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Gazi Yaşargil, Türk bilim insanı ve tıp hekimi. Beyin ve sinir cerrahisi alanında uzmandır. Beyin cerrahisi pratiğinde, mikroskop kullanımının hayata geçirilmesinde ve yaygınlaştırmasındaki katkılarıyla tanınır. Afet İnan, Türk sosyolog, tarihçi ve akademisyen.

Oktay Sinanoğlu Türk kimya mühendisi ve akademisyen. Kimya, moleküler biyofizik, biyokimya ve matematik alanlarında dersler vermiştir. Sabiha Gökçen Türk pilot. Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen, dünyadaki ilk kadın savaş pilotudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevi evladından birisi idi.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 20-23-24-25-26-27 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Kaşağı Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27


8. Sınıf Türkçe Kitabı Kaşağı Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 20-23-24-25-26-27


Hazırlık Çalışmaları


1. Hangi hayvanın bakımını üstlenmek isterdiniz? Neden?


Kısa Cevap : “Hangi hayvanın bakımını üstlenmek isterdiniz? Neden?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

…….Ben bir köpeğin bakımını üstlenmek isterdim. Köpekler çok sadık hayvanlar ve eğitildikleri zaman mükemmel bir arkadaşlar. Köpeklere karşı özel bir ilgim var.  Çeşit çeşit köpekler var. Süs köpeklerini de büyük olan farklı cinsteki köpekleride çok seviyorum.

…….Ben bir hayvan bakımını üstlenecek olsaydım kuşun bakımını üstlenmek isterdim.

Kedi ve köpek gibi hayvanlara bakmak bazı insanlar için zor olsa da kuş bakımı kolay ve eğlencelidir.

Ayrıca her bütçeye uygun bir kuş türü bulmak da mümkündür.

Küçük evlerde veya apartman dairelerinde kedi ve köpek beslemek zor olsa da kuş beslemek kolay olabilir.

Kuşlar, evde yaşayan kişilerle kolaylıkla arkadaş olabilir insan canlısı ve sosyal varlıklardır. Kuş beslemek için küçük bir bütçe ayırmak yeterlidir böylelikle herkes kolaylıkla kuş besleyebilir.

Mutlu ve sağlıklı bir kuştur 20 yıl yaşar. Böylece uzun bir arkadaşlık kurulabilir.

…….Ben bir hayvan bakımının üstlenecek olsaydım kedi beslemek isterdim. Evcil hayvanlar insanları arkadaşlık ve dostluk bakımından bence harika canlılardır. Kedi bakımının insanlar üzerinde rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etkisi olduğu için yapılan bir araştırmaya göre felç riskini azaltmaktadır. Evcil hayvan bakmak sorumluluk hissini arttırır. Kediler ile beraber büyüyen çocukların daha az alerjiyi yakalandıkları görülmüştür nokta kediler insanın sosyalleşmesini ve yalnızlık hissini azaltma konusunda da oldukça başarılıdır nokta kediler temiz ve düzenli hayvanlardır. Az bakım gerektirir ve bakımları uygundur. Kediler bir yere kolay adapte olur ve bazen yalnız kalabilirler. Kediler sessizdir ömrü uzundur ve sevgi de olurlar.


2.“Dürüst olduğun için kaybedebilirsin ama yalan söyleyip utanmaktan iyidir.’’ Charles Bukowski (Çarlz Bukovski) sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.


Kısa Cevap : ““Dürüst olduğun için kaybedebilirsin ama yalan söyleyip utanmaktan iyidir.’’ Charles Bukowski (Çarlz Bukovski) sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Dürüst olduğun için kaybedebilirsin ama yalan söyleyip utanmaktan iyidir.” sözünden yalandan kat kat iyi olduğunu anlıyorum.

Bazen zor durumda kalabiliriz. Bu zor durumdan bizi sadece yalan kurtaracak olsa bile yalan yalanı doğurur.

Zaman içerisinde insanların güvenmediği ve bizimde kimseye güvenemediğimiz birine dönüşebiliriz. Böyle olmaktansa en başından kurtarıcı gördüğümüz yalandan uzak durmalıyız.

Bazen sırf dürüstlüğümüz sebebi ile bazı işleri ve kişileri kaybedebiliriz. Ama dürüst olduğumuz için bizi terk eden insanlarla güvenilir bir ilişkide mümin değildir. Bunu bilerek hareket etmeliyiz.

Herkes güven duyduğu ve kendisine yalan söylemeyecek insanlarla yaşamak ister. Bunun için yalandan uzak durmalıyız.

Yalan başta bizi kurtarsa ve bazen durumu kolaylaştırsa da yalanın vermiş olduğu o kötü his ve durumdan sa doğruluğu tercih etmeliyiz.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 23 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Anlamları verilen sözcükleri bularak numaralandırılmış yerlere yazınız.


1. Evlerde oda kapılarının açıldığı genişçe yer, hol.

Cevap : SOFA


2. Kapatılmış, hapsedilmiş kimse.

Cevap :MAHPUS


3. Hayvanları tımar etmek için kullanılan, sacdan, dişli araç.

Cevap :KAŞAĞI


4. Bakır, nikel ve çinkodan oluşan gümüş görünüşünde bir alaşım.

Cevap :FAKFON


5. Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap.

Cevap : YALAK


6. Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat.

Cevap :AVLU


7. Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne.

Cevap : EYER


8. Hüzünlü.

Cevap : HAZİN


9. Söğütgillerden, sulak yerlerde yetişen, yaprakları almaşık ve alt yüzleri havla örtülü büyük bir ağaç.

Cevap : SÖĞÜT


10. At bakıcısı.

Cevap : SEYİS


11. Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm.

Cevap : SAĞRI


2. ETKİNLİK


“Kaşağı” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.


1. Hasan ve ağabeyi neler yapmaktan hoşlanmaktadır?


Cevap :

Hasan ve ağabeyi atları suya götürmekten, çıplak sırtlarına binmekten, torbaları arpa koymaktan, yemliklere ot doldurmaktan, ahırı süpürmekten, gübreleri kaldırmaktan hoşlanmaktadırlar.


2. Hasan’ın ağabeyi, çok keskin ve sivri dişli kaşağıyı düzeltmek için ne yapmıştır?


Cevap :

Hasan’ın ağabeyi , çok keskin ve sivri dişli kaşağıyı düzeltmek için duvarın taşlarına sürtmüştür.


3. Ağabeyi Hasan’a nasıl bir suç atmıştır? Ağabeyinin davranışını doğru buluyor musunuz?


Cevap :

Ağabeyi Hasan’a kendi kırdığı kaşağıyı onun kırıp attığı suçunu atmıştır. Ağabeyin davranışını çok yanlış buluyorum. Masum bir insanın acı çekmesine sebep olmuştur.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 24 Cevapları


4. Hasan’ın ağabeyi neyi itiraf etmek istemiştir? Bunu hangi duygu ağır bastığı için yapmış olabilir?


Cevap :

Hasan’ın ağabeyi kardeşine iftira attığını itiraf etmek istemiştir nokta bunu suçluluk duygusu ve pişmanlık duygusu ağır bastığı için yapmış olabilir..


5. Hasan, hangi hastalığa yakalanmıştır? Yakalandığı hastalıktan kurtulabiliyor mu?


Cevap :

Hasan kuş palazı hastalığına yakalanmıştır. Yakalandığı hastalıktan kurtulamamıştır.


6. Metnin ana fikrini yazınız.


Cevap :

Metnin ana fikri bazı pişmanlıkların geri dönüşü olmayacağıdır.


7. Ana fikre uygun bir atasözü yazınız.


Cevap :

  • Son pişmanlık fayda etmez
  • Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
  • Düşüne düşüne görmeli işi sonra pişman olmamalı kişi
  • Rüzgar eken fırtına biçer

3. ETKİNLİK


Okuduğunuz metindeki hikâye unsurlarını belirleyiniz.


Cevap :

Olay : Atları çok seven ve çiftlikte yaşayan Hasan ve ağabeyinin başından geçmektedir. Hasan’ın ağabeyi kaşağıyı kırmış ve kardeşine iftira atarak ceza almasına sebep olmuştur. Hasan evden çıkmama cezası almış ve hastalığa tutularak vefat etmiştir. Hasan’ın ağabeyi çok pişman olsa da birşey fayda etmemiştir.

Yer: Çiftlik evi, ahır

Zaman: Geçmiş Zaman

Kahramanlar: Hasan, ağabeyi, annesi ve babası, Pervin, Dadaruh

Anlatıcı: 1. Kişi (Hasan’ın ağabeyi)


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 25 Cevapları


4. ETKİNLİK


Soru : Öğretmeninizin izleteceği “Kaşağı” adlı tiyatro ile okuduğunuz metni (kahramanlar, mekân, zaman, olay örgüsü yönünden) karşılaştırınız.


Cevap :

Benzerlikler: Kahramanlar, Olay, zaman, mekan

Farklılıklar: Anlatıcı, olayların oluş şekli..


5. ETKİNLİK


Soru : Cümlelerdeki anlam ilişkilerine göre boşluklara uygun harfleri yerleştiriniz.


(A)Amaç-Sonuç Cümlesi-B)Neden-Sonuç Cümlesi-C)Koşul-Sonuç Cümlesi)


  • B)Neden-Sonuç Cümlesi 1. Annem İstanbul’a gittiği için Dadaruh’un yanından hiç ayrılmıyorduk.
  • A)Amaç-Sonuç Cümlesi 2. Kaşağıyı aramak için penceresiz, küçük bir odaya girdim.
  • C)Koşul-Sonuç Cümlesi 3. Babama söylersem Hasan da duyacak, belki beni bağışlayacaktı.
  • B)Neden-Sonuç Cümlesi 4. Boyum atın karnına varmadığı için tımar işlerini beceremiyordum.
  • A)Amaç-Sonuç Cümlesi 5. Kaşağıyı benim kırdığımı söylemek için babamın yanına gitmek istedim.
  • C)Koşul-Sonuç Cümlesi 6. Doğruyu söylersen bir insan iftiradan kurtulacak.

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 26 Cevapları


6. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki cümlelerde geçen isim-fiilleri (mastarları) bulunuz. İsim-fiillerin aldığı eki örnekteki gibi gösteriniz.


Öfkemi sanki kaşağıdan çıkarmak istedim. -mak
Yemliklere ot doldurmak, ahırı süpürmek, gübreleri kaldırmak hoşumuza gidiyordu.
Dadaruh’un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezdim.
Hasan, yediği tokat aklına geldikçe ağlamaya başlar.
Ben, içimdeki zehirden azabı boşaltmak için acele ediyordum.
Hasan’ın hasta oluşu gözümden gitmiyordu.
Babamın dışarıya çıkmasını bekliyorlardı.


“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 26 Cevapları”

7. ETKİNLİK


Soru : Ömer Seyfettin’e ait kitapların kapaklarını inceleyiniz. Ömer Seyfettin’in okuduğunuz bir hikâyesini arkadaşlarınıza anlatınız.


Kısa Cevap : “Ömer Seyfettin’e ait kitapların kapaklarını inceleyiniz. Ömer Seyfettin’in okuduğunuz bir hikâyesini arkadaşlarınıza anlatınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ömer Seyfettin’in okumuş olduğum hikayelerinden bir tanesi “Gizli Mabed ” isimli eseridir.

Nazan isimli dürüst ve temiz bir kadından bahsetmektedir.

Kadın, erkek karışık eğlenceler yanlış karşılanmasına rağmen Nazan eğlenir , bunları ise önemsemezdi.

Eşinin bu durumundan rahatsız olur o paraları olduğu için böyle yaptığını düşünür.

Paranın onu şımarttığını düşünür.

Nazan yine bir eğlence düzenler. Bu eğlencenin ileri giderek kocasını aldattığını konusunda dedikodular olur.

Kocası kadın ve erkek ayrı eğlence düzenler. Karısına bir oyun kurar ama karısının masum olduğunu anlar.

… Ömer seyfettin’in okuduğum hikayelerinden bir tanesi de “Başını vermeyen şehittir”.

Osmanlı askerleri bir kale savunması esnasında ünlü bir askerin başını vermemesi hikayenin temasıdır.

Bu asker heybetini görünüşü ile yürüyen bir deve andırır.

Düşman ağırlığı aslında ezilirken düşmanın güçlü olması sebebiyle ümitler neredeyse bitmek üzereydi.

Deli Mehmet isimli asker korkusuzca çarpışıyordu. Aldığı bir kılıç darbesiyle başı koptu.

Bu olayı sadece Kuru Kadı görmüştü. Deli Hüsrev bunu görünce ” Canını verdin ama başını verme ” der. Bunun üzerine Mehmed kalkar başını alır ve tekrar yere uzanır.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 27 Cevapları


8. ETKİNLİK


Soru : “Kaşağı” metninin ana fikrinden yola çıkarak bir hikâye yazınız. Hikâyenize uygun bir başlık koyunuz.


Kısa Cevap : ““Kaşağı” metninin ana fikrinden yola çıkarak bir hikâye yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Serhat’ın Kötü İmtihanı

Serhat ve kardeşi Sevilay yaşları yakın iki güzel çocuktu.

Serhat ve kardeşi her gün oyunlar oynar, babaları gelinceye kadar hoşça vakit geçirirlerdi.

Serhat’ın yaşı kardeşinden bir yıl büyük olduğu için okula başlamış ve Sevilay bu yüzden yalnız kalmıştı.

Sevilay da abisi gibi okula gitmek istiyor ancak yaşı yetmediği için bir yıl daha beklemesi gerekiyordu.

Kardeşini yapmış olduğu ders kitaplarına dokunamadığı için onları çok merak ediyor ve bazen gizli gizli kitapları inceliyordu.

Yine bir gece abisinin hazırlamış olduğu çantayı açtı ve okul kitaplarını açarak incelemeye başladı.

Abisinin yapmış olduğu resimlere hayran kalarak onun kitaplarına da  eğleneceğini düşünerek kitaba resimler yapmıştı.

Öğretmeni resimleri görünce Serhat’ın yaptığını sanarak onu uyarmış ve Serhat bu duruma çok üzülmüştü.

Serhat bunu kim yaptığını anlamamış ve çok üzülmüştü.

Serhat öğretmenin davranışı sebebiyle okula gitmek istememiş hasta olduğu için de birkaç gün izin almıştı. Sevilay bu durumun işe yaradığını fark ederek bu sefer okul çantasına telefon gibi okulda yasak olan eşyalar eklemiş serhat’ın ceza almasına sebep olmuştu.

Aslında Sevilay’ın niyeti Serhat’ı zor durumda bırakmak değil sadece onu da yanında istemesiydi.

Serhat disiplin cezası almış bu sebeple hem babasından hem de öğretmenler azar işitmişti. Bu durum okuldan sonra masa sebep olmuş ve bir yanlış anlama sebebiyle notları düşmüştü.

Çok başarılı olan Serhat ne yazık ki okuldan soğumuştu ve bir yılı büyük kayıpta geçmişti .

Selahattin öğretmeni ailesini ziyaret etmiş ve serhat’ın sınıfta kalmasından endişe duyduğunu söyleyerek durumu konuşmaya gelmişti.

Kardeşi odaya girecek bütün yaptıklarını anlatmış ve yanlış anlamanın önüne geçmişti.

Ancak bu Serhat’ın düşük notlarını geri getirmemiş okulda arkadaşları arasında küçük düşmesine sebep olmuştu.

Ailesi Serhat’ı başka bir okula yazdırdı. Notlarını toparladı ve çok başarılı bir öğrenci öldü . Ancak bu kırıklık hep onda kaldı.

Sevilay okula başlayınca Serhat,  kendini anlaması için kitabını karaladı. Sevilay’ın öğretmeni uyarınca Sevilay ağabeyini ne kadar incittiğini anca o zaman anladı. Bir daha kimseye böyle bir şey yapmadı.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 42-43 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 1. Tema Erdemler Tema Sonu Değerlendirme Çalışmaları Soruları ve Cevapları Sayfa 42, 43


8. Sınıf Türkçe Kitabı 1. Tema Erdemler Tema Sonu Değerlendirme Çalışmaları Soruları ve Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 42-43


HAYALLERİNİZE SAHİP ÇIKIN


Babasının işi nedeniyle çocuğun ortaöğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası. Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan yedi sayfalık kompozisyon yazdı. Hayalini ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizdi. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu yedi sayfalık ödev, tam kalbinin sesiydi. İki gün sonra ödevini geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir “0” ve “Dersten sonra beni gör.” uyarısı vardı.

—Neden “0” aldım? diye merakla sordu hocasına çocuk.
— Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal, dedi hocası.
— Paran yok. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce arazi satın alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkânsız. Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan o zaman notunu yeniden gözden geçiririm.

Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına da danıştı.
— Oğlum, dedi babası: “Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!”
Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına.
— Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin… Ben de hayallerimi…


1. Çocuk, kompozisyonunda neyi anlatıyor?


Cevap :

Çocuk, kompozisyonunda ileride meslek olarak bir at çiftliğine sahip olmak istediğini ve bununla ilgili yazmış olduğu kompozisyon ödevini anlatmaktadır.

Öğretmeni bu ödev çalışmasını beğenmemiş , ancak çocuk bundan vazgeçmemiştir.


2. Öğretmeni çocuğun yazdığı kompozisyon hakkında ne düşünüyor?


Cevap :

Öğretmeni çocuğa yazdığı kompozisyon hakkında imkansız bir hayal olduğunu ve çocuğun daha gerçekçi düşünmesi gerektiğini düşünüyor.


3. Öğretmenin yaptığı davranışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz çocuğun yerinde olsaydınız nasıl davranırdınız?


Cevap :

Öğretmenin yaptığı davranışı yanlış buluyorum.

Ben çocuğun yerinde olsaydım başka bir ödev hazırlar, tam not almaya çalışırdım.


4. Okuduğunuz metnin ana fikri nedir?


Cevap :

Okuduğum metnin ana fikri hayallerden vazgeçmemektir.


8. Sınıf Türkçe MEB  Yayınları Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları


5. Aşağıdaki dizelerde hangi söz sanatlarının kullanıldığını uygun boşluğa yazınız.


Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan.


Cevap : Kişileştirme


Kurnaz tilki sesini yumuşatarak ona
Dedi ki: Kardeşçiğim, artık dostuz.
Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim.
Barış oldu hayvanlar arasında.


Cevap : Konuşturma


Biraz bakıver kendine.
Bir deri bir kemik kalmışsın.


Cevap : Abartma


İçmiş gibi geceyi bir yudumda
Göğün mağrur bakışlı bulutları.


Cevap : Kişileştirme


6.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde uçmak sözcüğü “Uçuç böceği biraz havalanıp bir başka çiçeğe kadar uçtu.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?


A) Bu geceki fırtınada tahta perde uçmuş.
B) Helikopter Ankara’dan Mardin’e kadar sorunsuz uçtu.
C) Babam iş için dün İstanbul’a uçtu.
D) Bacadaki baykuş sesimi duyunca uçtu.


7. Aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır?


A) Tarık Buğra, gazeteciliğe Nasreddin Hoca gazetesini çıkararak başlamıştır.
B) Tarık Buğra, ilk piyeslerini ve “Yalnızların Romanı”nı askerliği sırasında yazmıştır.
C) Kurtuluş Savaşı’na bir kasabadan baktığı “Küçük Ağa”da anlatım sürükleyicidir.
D) Tarık Buğra’nın “Moskova Notları” adında bir gezi yazısı vardır.


8. Aşağıdakilerin hangisinde isim-fiil kullanılmıştır?


A) Mutfaktaki işlerini çabucak bitirmelisin.
B) Duvara çivi çakmak yasaktır bizim evde.
C) Bahçede koşan çocuklardan biri düştü.
D) Türkü söyleye söyleye odaya girdiler.


9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde fiilimsiye yer verilmiştir?


A) Vicdânım o gece dünyayı haviydi, Gördüğüm şeylerin cümlesi maviydi.
B) Yüce balkanları duman bağlamış, Gene mi gurbetten kara haber var?
C) Seher vakti burada kimler ağlamış, Çemenzâr üstünde taze çiğler var.
D) Gümüş akar, çiçek kokar ırmağı, Defineler yatağıdır o eller!



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Ayaz’ın Definesi Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 40, 41


8. Sınıf Türkçe Kitabı Ayaz’ın Definesi Okuma Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 40-41


AYAZ’IN DEFINESI 

Büyük Sultan Gazneli Mahmut bir gezisi sırasında Ayaz adında, kendi hâlinde bir köylü ile karşılaşmış. Ayaz, davranışları ve zekâsı ile onun gönlünü kazanmış. Sultan’ın teklifi üzerine onun yanında saraya gitmiş.

Saraya geldikten sonra Sultan ona en güzel kıyafetleri hediye etmiş. Ayaz, bunları kabul edip giyinmiş. Ama kendi geçmişini unutmamak için de postuyla çarığını saraydaki boş bir odanın duvarına asmış. Sonra kapısını kilitlemiş. Ayaz her gün bir fırsatını bulup o odaya girer, kendi kendine,

— Sakın kendini bir şey zannetme. Bir zamanlar şu çarığı giyiyordun. Gurura kapılma, dermiş. Şımarmaktan, gurura kapılmaktan korktuğu için böyle davranırmış. Onun bu hassasiyetinin farkında olmayan, işin aslını bilmeyen kötü düşünceli insanlar, onun her gün bu odaya kapandığını ve odaya kimseyi sokmadığını fark etmişler. Özellikle onun Sultan ile olan dostluğunu kıskananlar, Ayaz hakkında olur olmaz şeyler söylemeye başlamışlar. Ayaz’ın altınlar, gümüşler biriktirdiğini, bunları kilitli bir odada sakladığını, içeriye kimseyi sokmadığını etrafa yaymışlar. Sonunda daha da ileri gidip Ayaz’ı Sultan’a şikâyet etmişler.

Sultan, bu işe çok şaşırmış. Bu kadar güvendiği kişinin kendinden gizli işler çeviriyor olmasına da içerlemiş. Ama hiddete kapılmayıp konuyu araştırmaya karar vermiş. Acaba bizden ne gizliyor, diye düşünerek bir adamını gece oraya göndermiş. Ona,

— Odayı aç, orada ne bulursan al, sırrını da herkese söyle. Hem bize yakınlık göstermekte hem de arkamızdan iş çevirmekteyse yazıklar olsun, demiş. Sultanın adamı hemen yanına otuz kişi daha almış, gece gece Ayaz’ın odasını açmaya gitmiş. Hepsi odadan alacakları altınları, ganimetleri düşünüyor, seviniyorlarmış. Kıymetli taşların, elmasların, zümrütlerin hayalini kuruyorlarmış.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları


Aslında Sultan’ın Ayaz hakkında kötü bir düşüncesi yokmuş. Sadece onu denemek istiyor ama kötü bir şey yapmış olacağına ihtimal vermiyormuş.

Adamlar, büyük ümitlerle odanın kapısına gelmişler, biraz zorlandıktan sonra kilidi açmışlar. Kilit pek sağlammış. Aslında Ayaz bu odayı mala, paraya düşkünlüğünden değil, sırrını herkesten gizlemek için sıkı sıkı kilitlemiş. Adamlar birbirlerini ite kaka odaya doluşmuşlar. Sağa sola bakınmışlar, yırtık bir çarık ile eski bir pöstekiden başka bir şey görememişler. Bunların bazı şeyleri gizlemek için birer perde olduğunu düşünmüşler. Her tarafı kazmışlar, çukurlar açmışlar. Arayıp taramışlar ama çarıklarla posttan başka hiçbir şey bulamamışlar.

Toz toprak içinde, bir şey bulamamanın mahcubiyeti ile Sultan’ın huzuruna çıkmışlar. Sultan:

— Söyleyin bakalım, demiş, neler buldunuz?.. Hepsi çok mahcup olmuşlar. Odada gördüklerini, yaptıklarını uzun uzun anlatmışlar. Sultan, düşüncelerinde haklı çıkmaktan dolayı çok mutlu olmuş. Ayaz’ı yanına çağırtmış. Herkesten ondan özür dilemelerini istemiş. Ayaz:

— (…) Güneş varken yıldızlar yok olur. Kim kendini gösterebilir? Siz olmasanız ben sadece o çarık ve posttan ibarettim, demiş.

Bu sözler Sultan’ın çok hoşuna gitmiş. Ayaz hakkında düşündüklerinde yanılmadığını anlamaktan mutlu olmuş. O, her iyiliği hak eden, sadık, güvenilir, dürüst bir kimseymiş. Sultan ona birçok hediye vermiş. Ayaz’ın ricasıyla adamları da affetmiş. Ayaz hakkında kötü düşünenler ise yaptıkları hatayı anlamışlar ve çok utanmışlar. Kişiyi değerli kılan, sahip oldukları değil, karakteridir.

Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî
Derleyen: Neslihan ÖZTİN


Cevap :  8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 40-41. Sayfa Cevapları MEB Yayınları konusunda soru bulunmamaktadır. Okuma metnini bir iki defa okumanızda fayda vardır.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 74-75 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 74, 75


8. Sınıf Türkçe Kitabı Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor Okuma Metni  Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 74-75


BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR 

Şehitler tepesi boş değil,
Biri var, bekliyor…
Ve bir göğüs nefes almak için
Rüzgâr bekliyor.

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye,
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli.
Kim demiş Meçhul Asker diye?
Destanını yapmış, kasideye kanmış…
Bir el ki ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer
Öpsün diye fâniler.

Öpelim temizse dudaklarımız…
Fakat basmasın toprağına
Temiz değilse ayaklarımız.

Rüzgârını kesmesin gövdeler…
Sesinden yüksek çıkmasın
Nutuklar, kasideler!
Geri gitsin alkışlar, geri…
Geri gitsin ellerin
Yapma çiçekleri!


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 75 Cevapları


Ona oğullardan, analardan
Dilekler yeter…
Yazın sarı, kışın beyaz
Çiçekler yeter!

Söyledi söyleyenler demin…
Gel süngülü yiğit, alkışlasınlar,
Şimdi sen söyle, söz senin!
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor…
Ve bir bayrak dalgalanmak için
Rüzgâr bekliyor.

Destanı öksüz, sükûtu derin
Meçhul Askerin…

Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli…
Kim demiş Meçhul Asker diye?

Arif Nihat ASYA


Cevap : 8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 74-75. Sayfa Cevapları MEB Yayınları konusunda siz değerli öğrencilerimiz için soru bulunmamaktadır. Ancak bu şiiri bir iki defa okumanızda fayda vardır.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 110-111 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Eski Çağlardan Beri Dişlerimize Çok İyi Baktık Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 110, 111


8. Sınıf Türkçe Kitabı Eski Çağlardan Beri Dişlerimize Çok İyi Baktık Okuma Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 110-111


ESKİ ÇAĞLARDAN BERİ DİŞLERİMİZE ÇOK İYİ BAKTIK

İnsanlar çok eski zamanlardan bu yana dişlerine iyi bakmak için pek çok şey yaptılar. Elbette olanaklar ölçüsünde…

İlk Diş Fırçaları

İnsanlar dişlerini temizlemek için tarih boyunca pek çok yönteme başvurmuş. Bu amaçla kuş tüyleri, hayvan kemikleri hatta kirpi dikenleri bile kullanmışlar. Lifli yapıdaki bazı ağaçların dallarından yaptıkları fırçalarla dişlerini temizleyenler de olmuş. Bu şekilde dişlerini temizleyenler hâlâ var. Günümüzde kullandıklarımıza benzeyen diş fırçaları yapmayı ilk kez Çinliler düşünmüş. Bu ilk diş fırçalarını yaparken hayvan kılları ve bambu kamışları kullanmışlar.

Daha sonra gezginler diş fırçalarının Avrupa’da yaygınlaşmasını sağlamış. Zaman içinde farklı malzemelerden de diş fırçası yapılmaya başlanmış. Kılları naylon olan fırçalarsa ilk olarak 1938 yılında üretilmiş. Diş fırçalarının sapları yapılırken fildişi, porselen, altın, gümüş gibi malzemeler de kullanılırmış.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 111 Cevapları


Dişi Ağrıyan Kime Gidermiş?

Günümüzde dişlerimizle ilgili bir sorunumuz olduğunda diş hekimine gideriz. Orta Çağ’da diş tedavisi yapmak berberlerin işiymiş. Hatta o zamanlarda berberlere hekim denirmiş. 18. yüzyılda diş hekimliğinin uzmanlık gerektiren bir iş olduğu anlaşılmış ve artık berberler diş hekimliği yapmamaya başlamış.

Diş Macunları

Eski uygarlıklar birbirinden ilginç karışımlar hazırlayarak diş macunu yaparmış. Eski Romalılar ve Eski Yunanlar bu karışımlara ufalanmış hayvan kemikleri ve istiridye kabuğu da eklermiş. Çinlilerse nane gibi hoş kokuları olan bitkiler kullanırlarmış. 1800’lü yıllara doğru modern diş macunlarının ilk örnekleri üretilmeye başlanmış. Bu dönemde diş macunlarına sabun ve kireçtaşı eklenirmiş. Bu macunlar küçük kavanozlara doldurulurmuş. Diş macunları ilk olarak 19. yüzyılda tüplere koyulmaya başlanmış.

Eski Mısırlılar Diş Ağrısını Nasıl Geçirirmiş?

Eski Mısırlılar diş sağlığına çok önem verirmiş. Diş ağrısından kurtulmak için özel karışımlar hazırlarlarmış. Bu karışımların içine kaya tuzu ve bal gibi maddeler koyarlarmış. Sonra da bu karışımı dişlerine sürerlermiş. Takma dişler hayvanların kemiklerinden ya da dişlerinden yapılırmış. Bunun için genellikle fil ve su aygırı dişleri kullanılırmış.


Cevap : 8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 110-111. Sayfa Cevapları MEB Yayınları konusunda siz değerli öğrencilerimiz için soru bulunmamaktadır. Okuma metnini bir iki defa okumanız gerekmektedir.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 144-145 MEB Yayınları

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Masal Ağacı Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 144, 145


8. Sınıf Türkçe Kitabı Masal Ağacı Okuma Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 144-145


MASAL AĞACI

Yaz tatilinde en sevdiğim dinlenme yöntemi, deniz kıyısında yürümek ve düşünmek. Özellikle tenha kıyılarda bu yürüyüşün tadına doyulmuyor. Tenha kıyı bulmak da günümüzde iyice zorlaştı. Bozcaada’nın batı yakasında henüz yoğun kalabalıklar tarafından sarılmamış çok güzel bir koy var. İlçe merkezine uzak olması ve yolun bozukluğu yüzünden oraya pek fazla gezgin gelmiyor.

Koyu çevreleyen üzüm bağları ve deniz arasında geniş bir kumsal uzanıyor. Bu kumsal deniz dibinde de sürüyor. İncecik kumlar güneş altında altın tozlar gibi parlayıp gözleri kamaştırıyor. Öylesine de kızgın ki bu altın kumlar! Öğle sıcağında yalın ayak yürümek olanaksız. Böyle bir deneyime kalkışan kişi, kızgın kumlarda yürürken dans eden Afrika yerlilerini andırıyor.

Ben yürüyüşleri tam denizin kıyısında yapıyorum. Tüm bedenim tepeden tırnağa güneşe bulanırken ayaklarım suda oluyor. İşte, bu büyülü güzellikler koyunda, bu yaz çok ilginç bir olaya tanık oldum. Ada bu yaz, geçen yıllardan daha kalabalık. Üstelik bizim gizli koyu da epey keşfeden olmuş. Özellikle yabancı gezginlerin burayı nasıl olup da bulabildiklerine pek şaştım. Ama sonradan bu koya yeni ve kestirme bir yol açıldığını öğrendim. Belli ki bundan sonra bu güzellikleri daha çok insanla paylaşacağız.

Koyda, bir baştan öte başa yürüyüş yarım saat sürüyor. Sonra dönüşe geçiyorum. Arada bir denize girip yüzüyorum, dinlenince yeniden yürüyüşe başlıyorum. Öğlene kadar bu böyle sürüyor. Bu keyif dolu gidiş gelişlerde, on yaşlarında bir kızın elindeki koca çomakla kumlara bir şeyler çizmekte olduğunu gördüm.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Kitabı Sayfa 145 Cevapları


Çok geçmeden denizin kıyısında kocaman bir ağaç belirdi. Bu ağaç öyle uzundu ki neredeyse boydan boya koyun yarısını kaplıyordu. Denizle kara arasında dal budak salmakta olan bu ağaç yolumu kesiyordu. Bu duruma içten içe kızdım. İster istemez yürüyüşü bırakmak zorunda kaldım. Koskoca ağacın dallarını ezip geçemezdim ya!

Ağacın köküne yakın bir yere hasırımla havlumu serip oturdum. Olacakları gözlemlemeye başladım. Olacakları diyorum çünkü koydaki çocuklar ağacın çevresini almaya başladılar. Önce herkes gülümseyerek baktı bu ulu ağaca. Sonra, el birliğiyle onu daha da büyütmeye giriştiler. Her çocuk eline geçirdiği çomakla ağaca yeni bir dal ekliyordu. Derken çevreden toplanan renkli ve hoş biçimli taşlarla, dalların üstüne çiçekler, meyveler yapmaya başladılar. Kimi çocuklar bununla yetinmeyip dallara çerden, çöpten ve deniz kabuklarından oluşma kuşlar kondurdular. Sonra kuru yosunlardan kuş yuvaları yapıldı. Kimi yerler kumsaldan toplanan kavkılarla çiçeklendirilerek bahar dallarına dönüştürüldü. Hava öylesine sıcak ve durgundu ki! Yaprak kımıldamıyordu. Bozcaada’nın bu yakasından pek bir gemi de geçmiyordu. Bu yüzden denizin üstü de çarşaf gibiydi. Çocukların ağacı, bu ortam içinde, kumsalda öylesine göz alıcı bir görünüme bürünmüştü ki!

Koyun öteki ucunda güneşlenen yerli yabancı tüm gezginler ağacı görmeye geldiler. Çok geçmeden yeni gelenler de ağaca bir şeyler eklemeye giriştiler. Bu yolla dallar; kirazlar, elmalar, koca koca ayçiçekleriyle bezendi. Yerli, yabancı, çocuk, kadın, erkek, yaşlı, genç tüm gezginler kendilerini bu işe öyle kaptırdılar ki… Bu arada birbirleriyle kırk yıllık dost gibi kaynaştılar. Elbet ben de boş durmadım. Üzerinde türlü
meyveler, kuşlar bulunan bu masal ağacı yüreğimi coşturdu. Hemen insanların arasına katıldım. Bu
görkemli Dünya Ağacı’na katkıda bulunmaya giriştim. Dallardan birinin üzerine bir kız, bir de erkek
çocuk çizdim. Çevremdeki çocuklar bu davranışımı alkışla karşıladılar. (…)

Önce kum üstüne çomakla çizilen kuru ağaç hepimizin çabası ve beğenisiyle gerçekten göz kamaştırıcı bir görünüme bürünmüştü. Hiç kimse ağacın çevresinden ayrılmak istemiyordu. (…)

Bu coşkulu dakikalar sürerken birden içimizden biri, “Eyvah!” diye bağırdı. Bu sesle hepimiz irkildik. O anda bakışlar denizden yana çevrildi. Ve herkes bir ağızdan haykırdı: “Eyvah!..” Açıklardan art arda beş tane savaş gemisi geçiyordu. Hepimiz öylesine ürküye kapılmıştık ki!.. Sanki savaş çıkmıştı. Gemilerden yağacak bombalar evlerimizi başımıza yıkacaktı. Çok geçmeden gemilerin oluşturduğu dev dalgalar, canavar gibi gelip kumsala saldırdı. Göz açıp kapayıncaya dek ağacımızı yuttular. (…)

Savaş gemilerinin oluşturduğu dalgalar yarım saat içinde çatlayıp çözülerek dağılıp yok oldular. Ama hepimizin coşkusunu da silip süpürdüler. Üstelik hiç kimsenin kimseyi avutacak gücü yoktu. Emeklerimiz boşa gitmiş dalgalara yenik düşmüştük. (…)

Islak mayomu değiştirmek bahanesiyle kalabalıktan sıyrıldım. Bağlara doğru yürüdüm. Sonra, birden durup soluklanmak geldi içimden. Ardıma dönüp baktığımda bizim takımın yeniden toplaşarak ağacımızı yapmaya giriştiğini gördüm. Sevinçle geri döndüm. Aralarına katılmak için var gücümle koşmaya başladım.

Gülten DAYIOĞLU
(Kısaltılmıştır.)


Cevap :  8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı 144-145. Sayfa Cevapları MEB Yayınları konusunda siz değerli öğrencilerimiz için soru bulunmamaktadır. Okuma metnin bir iki defa okumanız yeterli olacaktır.



 

Our Score

8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Sayfa 116-118-119-120-121

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Kaldırımlar Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 116, 117, 118, 119, 120, 121


8. Sınıf Türkçe Kitabı Kaldırımlar Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 116-118-119-120-121


Hazırlık Çalışmaları


1. Ezberlediğiniz gurbet konulu şiiri arkadaşlarınıza okuyunuz.


Cevap :
GURBET
Beni koyup giden cefacı dilber!
Koyduğun yerlerde duramıyorum;
Beni de alsaydın nolur beraber?
Derdimi kimseye veremiyorum…
Çıksam şu dağların yücelerine,
Eş olsam gurbetin gecelerine,
İmrenir dururum nicelerine,
Bir ben mi murada eremiyorum.
Akşam olur, , kuşlar konar dallara,
Susamış yıldızlar iner göllere,
Güzeller dizilir ince yollara,
İçlerinde seni göremiyorum.
Bir akar su görsem melil olurum,
Ben bu dertten hasta olmam ölürüm.
Seni kaybettiğim yerde bulurum,
Durduğun ellere varamıyorum.
Bu gül yaprağımı dudak değil mi?
Ne diye kıvrılmış, yazık değil mi?
Sana giden yollar uzak değil mi?
Korkumdan bir türlü soramıyorum…
Bağrımda koç gibi dağlar yatışır,
Görünmez dallarda kuşlar ötüşür,
Bir yerim var benim, yanar tutuşur,
Bir yerim kanıyor saramıyorum…
Orhan Şaik Gökyay


2. Öğretmeninizin dinleteceği “Kaldırımlar” şarkısının size hissettirdiklerini anlatınız.


Cevap : Yalnızlık duygusunu hissettirdi. Hüzünlü bir şarkı.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 118 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : “Kaldırımlar” şiirinde geçen bazı sözcükler aşağıda verilmiştir. Bu sözcüklerin anlamlarını tahmin ediniz. Tahmininizi sözcüklerin sözlük anlamı ile karşılaştırınız.


1. Çilekeş Kelimesi

    • Tahminim: Çile çeken kimse.
    • Sözlük Anlamı: Hayatı boyunca birçok sıkıntı ve üzüntü çekmiş (kimse)

2. Lisan Kelimesi

  • Tahminim: İnsanların anlaşmak için konuştuğu dil.
  • Sözlük Anlamı: İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban

3. Tak Kelimesi

  • Tahminim: Bir tahtaya vurulduğunda çıkan ses.
  • Sözlük Anlamı: Tahta vb. bir şeye vurulduğunda veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses.

4. Amâ Kelimesi

  • Tahminim: Kör.
  • Sözlük Anlamı:  Görme engelli.

2. ETKİNLİK


“Kaldırımlar” şiirinden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.


1. Şair, bulunduğu sokağı nasıl anlatıyor? Açıklayınız.


Cevap : Kimsesiz bir sokak olarak bahsetmektedir.


2. Şairin sokakta bulunduğu zamanla ilgili ayrıntılara hangi dizelerde yer veriliyor?


Cevap : ”İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık”, ”Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta” dizelerinde yer almaktadır.


3. Şiire hâkim olan duygu nedir? Bunu hangi dörtlükten anlıyorsunuz?


Cevap : Şairin hakim olduğu duygu yalnızlıktır. Birinci ve ikinci dörtlükten anlıyoruz.


4. Şairin, korktuğu hâlde sabah olmasını istememesinin sebebi sizce ne olabilir?


Cevap : Yalnız kalmak istediği için olabilir.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 119 Cevapları


5. “Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.” dizelerinden anladıklarınızı açıklayınız.


Cevap : Kaldırımlar yalnız insanlar için bir anne onların yanında olandır.


6. Şair, kaldırımlara olan sevgisini hangi ifadeyle dile getiriyor?


Cevap :  ”Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi…”


3. ETKİNLİK


Soru : “Kaldırımlar” şiirinin konusunu ve ana duygusunu yazınız.


Cevap :
“Kaldırımlar” Şiirinin Ana Duygusu : Yalnızlık
“Kaldırımlar” Şiirinin Konusu : Yalnızlık duygusunun insana hissettirdikleri


4. ETKİNLİK


a) Aşağıdaki dizelerde yer alan söz sanatlarını, cümlelerin karşılarındaki boşluklara yazınız.


Cevap :

“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 119 Cevapları”

b) Şiirde kullanılan söz sanatlarının anlatıma olan katkısını yazınız.


Cevap : Şiiri okurken okuyucunun gözünde canlanmasını sağlamış kalıcı bir anlatım olmuştur.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 120 Cevapları


5. ETKİNLİK


a) Kent yaşamı ve modernleşmenin komşuluk ilişkilerini etkilemesiyle ilgili düşüncelerinizi anlatan bir konuşma yapınız.


Cevap :  Günümüzde teknolojinin gelişmesi ve nüfusun artması ile şehirler geliştirilmiş binalar yapılmış insanlar modernleşmeye geçmiştir. Modernleşmenin sonucunda insanlar birbirlerinden kopmaya başlamışlar ve komşuluk ilişkisi hiç denecek kadar aza düşmüştür. Bu gibi nedenler sosyal yaşamımızı etkiler ve asosyal bir hayata dönmemize neden olur. Bunun önüne geçilmesi gerekir.


b) Yaptığınız konuşmayı aşağıdaki forma göre değerlendiriniz.


Cevap : Bu kısmı kendinize göre doldurmanız gerekiyor.


6. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki cümlelerdeki özne ve yüklemi belirleyiniz. Zarf tamlayıcılarını karşısındaki boşluğa yazınız.


“8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 120 Cevapları”

Cevap : Altı yeşille çizili olan özne, kırmızıyla çizili olanlar ise yüklemdir.


8. Sınıf Türkçe MEB Yayınları Ders Kitabı Sayfa 121 Cevapları


7. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Şiirin sizde uyandırdığı duygulardan hareketle defterinize bir şiir yazınız. Yazdığınız şiire uygun bir başlık koyunuz.


AZERBAYCAN TÜRKİYE
Bir ananın iki oğlu,
Bir amalın iki kolu.
O da ulu, bu da ulu
Azerbaycan-Türkiye .
Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ayımız bir, ilimiz bir,
Aşkımız bir, yolumuz bir
Azerbaycan-Türkiye .
Bir milletik, iki devlet
Aynı arzu, aynı niyyet.
Her ikisi cumhuriyet
Azerbaycan-Türkiye.
Birdir bizim hür halımız
Sevincimiz-melalımız.
Bayraklarda hilalımız
Azerbaycan-Türkiye .
Ana yurdda-yuva kurdum,
Ata yurda gönül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azerbaycan-Türkiye .
Bahtiyar VAHAPZADE

Cevap : BİRLİK OLMAK
Dostluktur her zaman
Dimdik insanı ayakta tutan
Soru çıktığı zaman
Yanında olur her zaman
Birlik olup üstesinden
Geliriz tek tek sorunların
Anlımızın akıyla
Çıkarırız hayatımızdan sorunları



 

Our Score
error: Content is protected !!