8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 48-49-50 Gezegen Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları Sayfa 48, 49, 50


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları


“8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 48, 49, 50 Cevapları”, zekât ve sadakanın bireysel ve toplumsal faydalarına dair açıklamalar ve etkinliklerle öğrencilerin konuyu anlamalarına yardımcı olur. “Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 2. Ünite Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Metni Etkinlik Cevapları”, bu ibadetlerin sosyal dayanışmaya olan katkılarını örneklerle açıklayarak öğrencilerin farkındalığını artırır.


“8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 48-49 Gezegen Yayıncılık”

“8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gezegen Yayınları Ders Kitabı Cevapları”, zekât ve sadakanın birey ve toplum üzerindeki etkilerini ele alan kapsamlı bilgiler sunar. “8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 48-49-50 Gezegen Yayıncılık”, öğrencilerin bu kavramları hem teorik hem de pratik düzeyde öğrenmelerine olanak sağlar.


8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 48-49-50


Soru : Sizce zekât ve sadakanın bireysel ve toplumsal faydaları nelerdir? Arkadaşlarınızla tartışınız.


Cevap :

Maddeler Halinde Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları

Bireysel Faydaları:

  1. Allah’a Yakınlaşma: Zekât ve sadaka, Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olur.
  2. Şükür Duygusu: İnsan, sahip olduklarının Allah’tan bir emanet olduğunu fark eder ve şükür bilinci gelişir.
  3. İç Huzur ve Mutluluk: Başkalarına yardım etmenin verdiği mutluluk ve manevi huzur artar.
  4. Malın Bereketlenmesi: Zekât ve sadaka, malın temizlenmesine ve bereketlenmesine vesile olur.
  5. Cimrilikten Korunma: İnsan, malına aşırı bağlı olmaktan ve bencillikten uzaklaşır.

Toplumsal Faydaları:

  1. Toplumsal Dayanışma: Zengin ve fakir arasında köprü kurarak toplumsal bağları güçlendirir.
  2. Eşitsizliğin Azaltılması: Fakirlerin temel ihtiyaçlarını karşılayarak gelir adaletine katkıda bulunur.
  3. Suç Oranının Azalması: Fakirlik nedeniyle oluşabilecek kötü davranışların önüne geçer.
  4. Toplumun Huzuru ve Güvenliği: Yardımlaşma ile toplumda huzur ve güven ortamı oluşur.
  5. Kaynaşma ve Empati: İnsanlar, başkalarının ihtiyaçlarını anlar ve yardımlaşma duygusu gelişir.

ZEKÂT

Zekâtı farz kıldı Allah,
Zengin kullar versin diye.
Yoksulların yüzü gülsün,
Mutluluğa ersin diye.

Zekât, sadaka ve fitre,
Bizi davet eder şükre.
Hem zengini cimri yapmaz,
Hem huzur sağlar fakire.

Sosyal yardım, dayanışma,
Bir toplumun temelidir.
Müminlerin kaynaşması,
Rabb’imizin emelidir.

(Üzeyir Gündüz, Diyanet Çocuk Dergisi, Ankara,1995, s. 25.)

Soru : Şiirde zekât ve sadakanın hangi bireysel ve toplumsal faydaları vurgulanmaktadır? Arkadaşlarınızla belirleyerek değerlendiriniz.


Cevap :

Madde Madde Şiirde Vurgulanan Bireysel ve Toplumsal Faydalar

Bireysel Faydalar:

  • Zekât ve sadaka vermenin, zengini cimrilikten uzaklaştırdığı ve fakire huzur sağladığı belirtilmiştir.
  • Şükür ve manevi huzur üzerinde durulmuştur.

Toplumsal Faydalar:

  • Sosyal yardım ve dayanışmanın toplumun temelini oluşturduğu ifade edilmiştir.
  • Müminlerin kaynaşmasına ve bir arada bulunmasına dikkat çekilmiştir.

8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 50 Cevapları


“Kuşkusuz sadaka, zekât, Rabb’in hoşnutsuzluğunu giderir (Allah’ın kişiye huzurlu bir hayat bağışlamasına vesile olur, işlenen kötülüklere mukabil başa gelebilecek kötülüklere de kefaret olur)…” (Tirmizi, Zekât, 28.)

Sadaka ve zekât vermek suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…” (Tirmizi, Cuma, 79; İbn Mace, Zühd, 22.)

Soru : Yukarıdaki hadislerde zekât ve sadakanın hangi faydaları vurgulanmaktadır? Arkadaşlarınızla yorumlayınız.


Cevap :

Hadislerde Vurgulanan Faydalar

  1. Allah’ın Hoşnutsuzluğunu Giderir: Zekât ve sadaka, Allah’ın rızasını kazandırır ve hayatı huzurlu hale getirir.
  2. Hataları Yok Eder: Sadaka ve zekât, işlenen günahlara kefaret olur ve hataları temizler.
  3. Kötülükleri Önler: Başka kötülüklerin başa gelmesini engeller.
  4. Manevi Temizlik: Zekât ve sadaka, ruhu ve malı arındırır.

Sonuç Olarak: Zekât ve sadaka, bireylerin manevi hayatını güçlendirdiği gibi toplumun dayanışmasını artırır, huzurlu ve dengeli bir yaşamın temelini oluşturur.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 41-42-43-44-45-46-47-48 Gezegen Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Zekât ve Sadaka İbadeti Cevapları Sayfa 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48


8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Zekât ve Sadaka İbadeti Cevapları


“8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48 Cevapları”, zekât ve sadaka ibadetinin önemini detaylı bir şekilde açıklar. “Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 2. Ünite Zekât ve Sadaka İbadeti Metni Etkinlik Cevapları”, zekât ve sadakanın İslam’daki yerine dair etkinliklerle öğrencilerin bilgilerini artırmayı hedefler.


“8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 41-42-43-44-45-46-47 Gezegen Yayıncılık”

“8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gezegen Yayınları Ders Kitabı Cevapları”, zekât ve sadaka ile ilgili konularda öğrencilere rehberlik eder. “8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 41-42-43-44-45-46-47-48 Gezegen Yayıncılık”, bu ibadetlerin toplumsal etkilerini ve manevi boyutlarını öğrencilere aktarmayı amaçlar.


8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 41-42-43-44-45-46-47-48


Soru : Öğrendiklerinizden hareketle arkadaşlarınızla İslam’ın paylaşma ve yardımlaşma ile ilgili öğütlerinden örnekteki gibi ilkeler belirleyip değerlendiriniz.


Cevap :

  • Allah Rızası İçin Yapılmalı: Yardım, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yapılmalıdır. Gösteriş ve riya yasaktır.
  • Yakınlardan Başlamalı: Yardımda öncelik, aile, akrabalar ve komşular gibi yakın çevreye verilmelidir.
  • Gönül Kırıcı Olunmamalı: Yapılan yardımlar, başa kakılarak ya da alçaltıcı bir şekilde sunulmamalıdır.
  • Dengeli Harcama Yapılmalı: Ne cimrilik yapılmalı ne de israf edilmelidir; paylaşma dengeli olmalıdır.
  • İhtiyaç Sahipleri Gözetilmeli: Fakirler, yoksullar, borçlular ve yolda kalmışlara öncelik verilmelidir.

Soru : Zekât ve sadaka ibadeti ile ilgili neler biliyorsunuz? Arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

Zekât, İslam’ın beş şartından biridir ve belirli bir miktara ulaşan maldan fakirlere verilmesi gereken paydır. Farzdır.

Sadaka, gönüllü olarak yapılan her türlü yardım ve hayır işini kapsar. Zekâttan farklı olarak bir zorunluluk yoktur.

Zekât, malı temizler ve toplumdaki ekonomik dengeyi sağlar. Sadaka ise kişinin iç huzurunu artırır ve sevap kazandırır.


Soru : “Zekât vermek” ifadesi sizde hangi anlamları çağrıştırıyor? Arkadaşlarınızla konuşunuz.


Cevap :

  • Paylaşma ve Yardımlaşma: Zekât vermek, toplum içinde paylaşma ve dayanışmayı artırır.
  • Manevi Temizlik: Zekât, malı ve ruhu temizler, kişinin Allah’a yakınlaşmasını sağlar.
  • Toplumda Eşitlik: Zengin ve fakir arasındaki dengeyi kurar.
  • Sorumluluk: Zekât vermek, bir ibadet ve toplumsal bir görevdir.

8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 45  Cevapları


Soru : Arkadaşlarınızla zekât konusunda öğrendiklerinizi 5N1K (ne, nerede, ne zaman, nasıl, niçin, kim) formülüyle değerlendiriniz.


Cevap :

  • Ne?: Zekât, İslam’da malın belli bir kısmının ihtiyaç sahiplerine verilmesi farz olan bir ibadettir.
  • Nerede?: Zekât, kişinin yaşadığı toplumda ya da başka ihtiyaç sahiplerinin bulunduğu yerlerde verilebilir.
  • Ne Zaman?: Zekât, genellikle her yılın belirli bir döneminde, mal nisap miktarına ulaştığında verilir.
  • Nasıl?: İhtiyaç sahiplerine, onları incitmeden ve Allah rızası için gönülden verilmelidir.
  • Niçin?: Malı temizlemek, Allah’ın rızasını kazanmak ve toplumdaki ekonomik dengeyi sağlamak için verilir.
  • Kim?: Nisap miktarına sahip olan, zengin müslümanlar tarafından fakirlere, borçlulara, yolculara ve ihtiyaç sahiplerine verilir.

“Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin Rab’leri katında müKafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Bakara suresi, 262. ayet.)

“Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler…” (Bakara suresi, 264. ayet.)

Soru : Yukarıdaki ayetlerden zekât verirken dikkat edilmesi gereken ilkeleri çıkarıp arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Başa Kakılmamalı: Yardım, sonrasında karşı tarafa hissettirilmemelidir.

Gösteriş Yapılmamalı: Yardımlar, Allah rızası için yapılmalı, insanlara gösteriş için yapılmamalıdır.

Gönül Kırılmamalı: Zekât verilirken alıcıya saygı gösterilmeli, kırıcı bir tutum sergilenmemelidir.

Samimiyetle Yapılmalı: İbadet niyetiyle ve içten bir şekilde verilmelidir.

Etkili ve Faydalı Olmalı: Yardım, gerçekten ihtiyaç sahibine ulaşmalı ve onun ihtiyacını gidermelidir.


Soru : Halk arasında “Verilmiş sadakan varmış.” sözü niçin söylenir? Arkadaşlarınızla tartışınız.


Cevap : Bu söz, bir kişinin başına gelebilecek bir beladan kurtulduğunda ya da zarar görmediğinde söylenir. Sadaka, kişinin hem dünyada hem de ahirette belalardan korunmasına vesile olur. Toplumda bu söz, Allah’ın yardımı ve kişinin yaptığı iyiliklerin bir karşılığı olarak yorumlanır.


8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 46  Cevapları


Soru : Sadaka-i câriye kapsamına giren örnekler bularak arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Sadaka-i câriye, kişinin vefatından sonra da sevap kazanmaya devam etmesini sağlayan hayırlı işlerdir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir:

  1. Cami, Okul veya Hastane İnşası: İnsanların ibadet edebileceği camiler, eğitim alabileceği okullar veya tedavi olabileceği hastaneler yaptırmak.
  2. Su Kuyusu Açtırmak: Su sıkıntısı çeken bölgelerde kuyular açtırmak ve insanlara su temin etmek.
  3. Kütüphane veya Kitap Bağışı: Faydalı ilimlerin öğrenilebileceği bir kütüphane açtırmak ya da insanlara dini ve bilimsel kitaplar bağışlamak.
  4. Ağaç Dikmek: Çevreyi güzelleştiren ve insanların faydalanabileceği meyve veya gölge veren ağaçlar dikmek.
  5. Köprü ve Yol Yapımı: İnsanların geçişlerini kolaylaştıracak köprüler, yollar veya başka altyapı çalışmaları yaptırmak.
  6. Eğitim Bursları Sağlamak: Maddi imkânı olmayan öğrencilere destek sağlamak ve onların eğitimine katkıda bulunmak.

8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları


SADAKA TAŞLARI

İslam dini, hâli vakti yerinde olanların, fakirlere sağ elin ver- Sadaka taşı, İmrahor Camii, Üs2.6 küdar, İstanbul diğinden sol elin haberi olmayacak şekilde yardım etmelerini emreder. Yardımların gizlice verilmesi, yardım alanların rencide edilmemesi açısından son derece önemlidir. İşte eskiden en göze batmayan yardım şekillerinden biri, “sadaka taşları” kullanılarak yapılanlardı. Sadaka taşlarının üst kısımlarının ortasına çanağa benzer bir oyuk açılır, gizlice sadaka vermek isteyenler parayı buraya bırakırlardı. Taşların yanında, tepelerine rahatça ulaşılabilmesi için birkaç basamak konurdu. Hâli vakti yerinde olan insanlar, semtin fakir insanları için gönüllerinden koptuğu kadarıyla bu taşların üzerine para bırakırlardı

Semtin fakirleri de ihtiyaçları kadar parayı burada birikenden alırlar, geri kalanı diğer ihtiyacı olan fakirler için bırakırlardı. İhtiyacı olmasına rağmen dilenmekten çekinen veya derdini kimselere açamayan fakirler açısından sadaka taşları hayati ihtiyaçlarını karşıladıkları bir bereket kaynağıydı. O dönemdeki fakirlerde de öyle bir bilinç oluşmuştu ki kendileri gibi ihtiyacı olan başka insanları da düşünerek bırakılan paraların tamamını değil, yalnızca acil ihtiyaçları kadarını alırlardı.

Sadaka taşlarına gelenlerden kimin bu taşlara para koymak, kimin para almak için geldiğini Allah’tan (cc) başka kimse bilmezdi. Vermek isteyen sessizce sadakasını oraya koyarken ihtiyaç sahibi de ihtiyacı kadar parayı gizlice alıp uzaklaşırdı. Böylece sadaka vereni kimse tanımadığı için riya da söz konusu olmazdı. Çoğunlukla kimse farkında olmadığından fakirin de onuru zedelenmezdi. Buralardan acil ihtiyaçlarını karşılamak için para alan fakirler, bu taşlara sadaka bırakan meçhul hayırseverlere dua etmeyi ihmal etmezlerdi. Böylece buralara gizlice para bırakarak hayır işleyenler, hiç tanımadıkları ve bilmedikleri fakirlerin duasını alırlardı. Ahmet Hamdi Akseki, İslam Dini, Diyanet Reisliği Yayını, Ankara, 1960, s. 93.

Soru : Sizce kültürümüzdeki sadaka taşı uygulamasının önemi nedir? Arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Kültürümüzdeki sadaka taşı uygulaması:

  • Gizliliği ve Samimiyeti Teşvik Eder: Sadaka taşları, yardımı gizlice yapma alışkanlığı kazandırır ve riyanın önüne geçer.
  • Fakirlerin Onurunu Korumayı Sağlar: Yardım alan kişiler, kendilerini rencide olmuş hissetmeden ihtiyaçlarını karşılar.
  • Toplumda Dayanışmayı Güçlendirir: Bu uygulama, yardım eden ve alan kişiler arasında karşılıklı güven ve dua bağı oluşturur.
  • İhtiyaç Kadar Alma Bilinci: İhtiyaç sahipleri yalnızca ihtiyaçları kadarını alır, bu da toplumsal bilinç ve adaleti artırır.

Sadaka taşları, geçmişte toplumda yardımlaşma ve paylaşma anlayışını en güzel şekilde yansıtan uygulamalardan biri olmuştur. Bu uygulama, aynı zamanda İslam’ın sadaka verme ve ihtiyaç sahiplerine yardım etme ilkelerini örnek bir şekilde hayata geçirmiştir.


8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 48 Cevapları


Soru : Sadaka-i câriye kapsamına giren örnekler bularak arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Maddeler Halinde Sadaka-i Câriye Kapsamına Giren Örnekler

  1. Cami İnşası veya Tamiri: İnsanların ibadet edebileceği bir cami yaptırmak veya mevcut bir camiyi onarmak.
  2. Su Kuyusu Açtırmak: Suya ihtiyacı olan bölgelerde temiz içme suyu sağlayan kuyular açtırmak.
  3. Okul, Medrese veya Eğitim Kurumu İnşa Etmek: İnsanların ilim öğrenebileceği ve faydalanabileceği yerler yaptırmak.
  4. Kütüphane Kurmak veya Kitap Bağışı Yapmak: İnsanların dini ve dünyevi bilgiler edinebileceği bir kütüphane açtırmak veya faydalı kitaplar bağışlamak.
  5. Ağaç Dikmek: Meyve veren veya gölgelik sağlayan ağaçlar dikerek hem doğaya hem insanlara fayda sağlamak.
  6. Hastane veya Sağlık Ocağı Yaptırmak: İnsanların sağlık hizmeti alabileceği bir sağlık tesisi inşa ettirmek.
  7. Köprü veya Yol Yapımı: İnsanların ulaşımını kolaylaştıran köprüler veya yollar yaptırmak.
  8. Yetimhane veya Barınak İnşa Etmek: Kimsesizlere ve evsizlere destek olacak yapılar yaptırmak.
  9. Eğitim Bursları Vermek: Maddi durumu yetersiz öğrencilere eğitim bursu sağlayarak onların ilim öğrenmesine katkıda bulunmak.
  10. Kalıcı İlim ve Eğitim Araçları Sağlamak: Faydalı bilgiler içeren çevrimiçi platformlar, eğitim videoları veya ders içerikleri hazırlatmak.


 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 38-39-40-41 Gezegen Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları Sayfa 38, 39, 40, 41


8. Sınıf Din Kültürü İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları


“8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 38, 39, 40, 41 Cevapları”, öğrencilerin paylaşma ve yardımlaşma ile ilgili etkinlikleri anlamalarını ve çözmelerini sağlar. “Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 2. Ünite İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Etkinlik Cevapları”, bu etkinliklerdeki sorular, öğrencilerin bu değerlerin dini ve sosyal hayattaki yansımalarını anlamalarına yardımcı olur.


“8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 38-39-40-41 Gezegen Yayıncılık”

“8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gezegen Yayınları Ders Kitabı Cevapları”, açıklamalarıyla öğrencilerin kavrayışını artırır. “8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 38-39-40-41 Gezegen Yayıncılık”, bu sayfalarda yer alan bilgilerle İslam’ın paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi açık bir şekilde sunar.


8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 38-39-40-41


Soru : “Mutluluk paylaşıldıkça artar, üzüntü paylaşıldıkça azalır.” sözünün anlamı üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz.


Cevap : Bu söz, insanın duygusal bir varlık olduğunu ve paylaşımlar sayesinde hem mutluluğun daha büyük bir sevince dönüştüğünü hem de üzüntünün hafiflediğini ifade eder. Mutluluk, sevdiklerimizle paylaşıldığında daha anlamlı hale gelir ve insanın manevi huzurunu artırır. Aynı şekilde, üzüntülerin paylaşılması ise yükü hafifletir, kişinin yalnız olmadığını hissetmesini sağlar ve moral verir.


Soru : Toplumsal bir varlık olması dışında insanı paylaşma ve yardımlaşmaya yönlendiren hangi sebepler vardır? Arkadaşlarınızla belirleyip değerlendiriniz.


Cevap :

Maddeler Halinde İnsanı paylaşma ve yardımlaşmaya yönlendiren bazı sebepler:

  • Dini İnançlar: İslam’da paylaşma ve yardımlaşma ibadet kabul edilir. Zekât, sadaka gibi ibadetler bireyi yardımlaşmaya teşvik eder.
  • Merhamet ve Vicdan: İnsanların zor durumda olduğunu görmek, doğal olarak merhamet duygularını harekete geçirir.
  • Toplumun Birliği ve Refahı: Paylaşma, toplumda dayanışma ve kardeşliği artırır, sosyal adalet sağlar.
  • İç Huzur ve Mutluluk: Yardım etmek, bireye manevi huzur ve mutluluk getirir.
  • İnsanlık Görevi: İnsanlar fıtratı gereği, başkalarına destek olma ihtiyacı duyarlar.

Soru : Hangi durumlarda aileniz, akraba ve dostlarınızla birlikte olmayı ister, onların yardımına ihtiyaç duyarsınız? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Cevap :

Madde Madde Aile ve dostlarla birlikte olma ve yardım ihtiyaç duyulan bazı durumlar:

  • Zor zamanlar: Hastalık, maddi sıkıntı, ya da kötü bir haber aldığımızda.
  • Özel günler: Düğün, bayram gibi mutluluk anlarında sevdiklerimizle bir arada olmak isteriz.
  • Karar alma süreçleri: Önemli bir karar alırken, onların fikirlerine ve desteklerine ihtiyaç duyarız.
  • Günlük hayatta yardımlar: Ev taşıma, ev işleri gibi günlük zorluklarda ailemiz ve dostlarımızdan destek alırız.

8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 39 Cevapları


Soru : İsra suresinin 26-30. ayetlerini Kur’an-ı Kerim mealinden okuyunuz. Ayetlerde paylaşma ve yardımlaşma ile ilgili hangi öğütlerin yer aldığını belirleyerek arkadaşlarınızla değerlendiriniz.


Cevap :

Ayetlerdeki Öğütler:

  • Malını israf etme, gereksiz yere savurma.
  • İhtiyaç sahiplerine, özellikle yakınlara, yoksullara ve yolculara yardım et.
  • Fakirlik korkusuyla eli sıkı olma, çünkü Allah rızkı veren ve artırandır.
  • Cimrilik yapma ama aşırı cömert de olma; dengeli bir tutum sergile.
    Bu ayetler, paylaşma ve yardımlaşmada ölçülü olmayı, ihtiyaç sahiplerini gözetmeyi ve israftan kaçınmayı öğütler.

8. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 41 Cevapları


Soru : Öğrendiklerinizden hareketle arkadaşlarınızla İslam’ın paylaşma ve yardımlaşma ile ilgili öğütlerinden örnekteki gibi ilkeler belirleyip değerlendiriniz.


Cevap :

İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşma İle İlgili İlkeleri

  • İhtiyaç sahiplerine yardım etmek farzdır (örneğin zekât ve sadaka).
  • Kardeşlik ve dayanışma esas alınmalıdır.
  • İnfak eden kişi gösterişten uzak durmalıdır.
  • Yardım edenin niyeti Allah rızası olmalıdır.
  • Komşuluk hakkına riayet edilmelidir.


 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 37 Gezegen Yayıncılık

Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 2. Ünite Ünitemize Hazırlanalım Cevapları Sayfa 37


8. Sınıf Din Kültürü 2. Ünite Ünitemize Hazırlanalım Cevapları


“8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 37 Cevapları”, 2. üniteye yönelik etkinliklerin çözülmesini sağlayarak öğrencilerin ünitenin temel konularını anlamalarına yardımcı olur. “Ortaokul 8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 2. Ünite Ünitemize Hazırlanalım Etkinlik Cevapları”, bu etkinlikler, öğrencilerin daha kapsamlı bir şekilde ünitenin içeriğini öğrenmelerine olanak tanır.

“8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 37 Gezegen Yayıncılık”

“8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gezegen Yayınları Ders Kitabı Cevapları”, gezegen yayınlarının kitabındaki soruları yanıtlayarak öğrencilerin dersin kapsamını daha iyi kavramalarını sağlar. “8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Sayfa 37 Gezegen Yayıncılık”, bu sayfa, ünitenin ilk bölümünü tanıtarak öğrencilere temel bilgiler sunar.


8. Sınıf Din Kültürü Ders Kitabı Sayfa 37 Cevapları


1. Zekât, sadaka, infak, nisap ve öşür kavramlarının anlamlarını sözlükten öğrenerek araştırıp defterinize yazınız.


Cevap :

Zekât: İslam’da malın belirli bir kısmını, ihtiyaç sahiplerine verme yükümlülüğüdür. Bu, Allah’a ve toplumun refahına katkı sağlamak amacıyla yapılır. Zekât, müslümanların malında bulunan fazla kısmın, fakirlere verilmesi gereken bir ibadettir.

Sadaka: Gönüllü olarak yapılan, mal ya da hizmet karşılığında verilen yardımdır. Zekâtın aksine belirli bir miktar veya oranı yoktur ve kişinin kendi isteğine bağlıdır.

İnfak: Kişinin, Allah rızası için malını veya zamanını başkalarına harcaması, özellikle fakir ve muhtaçlara yardımla bulunmasıdır. İnfak, zekât ve sadakadan daha geniş bir anlam taşır.

Nisap: Zekât vermekle yükümlü olan bir kişinin malının miktarını belirleyen sınırdır. Nisap, malın belirli bir orana ulaşması gerekliliğidir. Bu miktar, kişinin zekât vermeye başlaması için gereken asgari miktarı ifade eder.

Öşür: Tarım ürünlerinden alınan, genellikle %10 oranında bir vergi veya zekât türüdür. Çiftçiler, ürettikleri mahsullerden öşür verirler.


2. Kur’an-ı Kerim’de zekât, sadaka, infak gibi doğrudan paylaşmaya yönelik ayetlerin yaklaşık sayısı hakkında bilgi edininiz. Kur’an-ı Kerim’de paylaşma üzerinde niçin bu kadar çok durulduğunu araştırınız.


Cevap : Kur’an-ı Kerim’de, zekât, sadaka, infak gibi paylaşmaya dair birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerin sayısı yaklaşık 30’un üzerindedir. Kur’an, paylaşma ve yardımlaşmaya çokça vurgu yaparak, toplumun yardımlaşma ve dayanışma içinde olmasını öğütler. İslam’da paylaşmanın önemi, insanları bencillikten arındırmak, toplumun refahını sağlamak ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak içindir. Ayrıca, paylaşmak, kişiye manevi kazanç sağlar ve Allah’ın rızasını kazanmanın yollarından biridir.


3. Çevrenizde yardıma muhtaç birini gördüğünüzde hissettiklerinizi defterinize yazınız.


Cevap : Yardıma muhtaç birini gördüğümde, önce üzülürüm. Çünkü insanların zor durumda kalması, toplumun dayanışma içinde olması gerektiği bir gerçeği hatırlatır. Aynı zamanda, insanın içindeki merhamet duygusunun uyanması ve o kişiye yardımcı olabilmek için bir şeyler yapmak istemesi doğaldır. Yardım edebilme gücüne sahip olduğumda, bir nebze de olsa onun yükünü hafifletebilmek beni mutlu eder.


4. Bir ilmihalin zekât bölümünü okuyup zekâtı kimlerin, nelerden ve kimlere vereceğini defterinize listeleyiniz.


Cevap :

Kimler Zekât Verir?

Zekât, malının nisap miktarına ulaşan, akıllı ve ergin (bulûğa ermiş) müslümanlar tarafından verilmelidir.

Nelerden Zekât Verilir?

Zekât, genellikle para, altın, gümüş, ticaret malı ve tarım ürünlerinden alınır.

Kimlere Zekât Verilir? Zekât şu sekiz sınıfa verilebilir:

  • Fakirler
  • Miskinler
  • Zekât toplayıcıları
  • Kalbi ısındırılacak kişiler
  • Köleler
  • Borçlular
  • Allah yolunda savaşanlar
  • Yolda kalmışlar (misafirler)

5. Kur’an-ı Kerim mealinden Maun suresini bulup okuyunuz. Surenin ana konusunu belirleyip surede verilen mesajları defterinize yazınız.


Cevap :

Ana Konusu: Maun Suresi, insanın ibadetlerinde samimi olmaması, yardımlaşmada eksiklik ve kalpten verilen yardımların önemi üzerine odaklanır. Sure, sadece dışsal olarak dini görevlerini yerine getiren ancak sosyal sorumluluklarını yerine getirmeyen kişileri eleştirir.

Mesajları:

  • Yardım etmek, sadece mal ve para vermekle değil, aynı zamanda başkalarına ilgi göstermek ve yardım elini uzatmakla da olmalıdır.
  • İbadetlerin samimiyetle yapılması gerektiği, gösteriş ve riya ile yapılan ibadetlerin kabul edilmeyeceği vurgulanır.
  • Fakir ve muhtaçlara yardım etmenin önemine dikkat çekilir.


 

Our Score

Kızıl Renkli Komşumuz Metni Etkinlik Cevapları (8. Sınıf)

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Kızıl Renkli Komşumuz Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59


8. Sınıf Türkçe Kitabı Kızıl Renkli Komşumuz Metni Etkinlik Cevapları


8. sınıf öğrencileri, derslerinde daha iyi bir başarı elde etmek için çeşitli kaynaklardan faydalanabilirler. “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59 Cevapları” bu kaynaklar arasında önemli bir yer tutar. Bu sayfalarda yer alan etkinlikler, öğrencilerin dil bilgisi kurallarını pekiştirmelerine ve okuma-anlama becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Özellikle “8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Kitabı”, öğrencilere edebi metinler sunarak dilin inceliklerini keşfetmelerine olanak tanır.


“Kızıl Renkli Komşumuz Metni Etkinlik Cevapları”

Bunun yanı sıra, “Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Kızıl Renkli Komşumuz Metni Etkinlik Cevapları”, öğretmenlerin verdiği ödevlere destek olurken, “İmam Hatip Ortaokulu 8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları” da öğrencilere konuları daha iyi anlamaları için rehberlik eder. Ek olarak, “Forum MEB 8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları” gibi kaynaklar, öğrencilerin ders dışındaki öğrenme süreçlerini zenginleştirir. Tüm bu kaynakların yanı sıra, “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 52-56-57-58-59 Hecce Yayıncılık” bölümleri, sınıf içi etkinliklerin yanı sıra evde de yapılacak çalışmalara ilham verir.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 52-55-56-57-58-59


Soru : “Uzay” kavramı ile ilgili bir araştırma yapınız. Yaptığınız araştırmadan yararlanarak gök bilimi hakkındaki bilgilerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa  Cevap :

Uzay, Dünya’nın atmosferinin dışında kalan, yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve diğer gök cisimlerinin bulunduğu sonsuz bir boşluktur. Gök bilimi, bu cisimleri ve evrenin yapısını inceleyen bilim dalıdır.

Uzun  Cevap :

Uzay, Dünya atmosferinin ötesinde yer alan sonsuz boşluk olarak tanımlanır. Bu boşlukta gezegenler, yıldızlar, galaksiler, asteroitler ve çeşitli gök cisimleri bulunur. Uzayda hava, su veya ses gibi Dünya’da alıştığımız ortamlar yoktur.

Gök bilimi (astronomi) ise, uzaydaki bu cisimlerin ve olayların incelenmesini konu alır. Astronomlar teleskoplar ve uzay araçları kullanarak gezegenlerin hareketlerini, yıldızların yapısını ve galaksilerin evrimini araştırır.

Bu çalışmalar sayesinde, evrenin oluşumu, genişlemesi ve hatta yaşamın başka gezegenlerde olup olmadığı gibi sorulara cevaplar aranmaktadır. Gök bilimi, teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlı uzay uçuşları ve Mars gibi diğer gezegenlerde yaşam arayışı gibi alanlarda da büyük ilerlemeler kaydetmiştir.


Soru : Metni önemli bilgi, düşünce ve olayları hatırlamanızı sağlamak amacıyla not alarak okuma stratejisine uygun şekilde okuyunuz. Bunun için metni türünün özelliklerine ve noktalama işaretlerine dikkat ederek sessiz okuyunuz. Sessiz okuma sırasında metinde önemli gördüğünüz bölümleri defterinize not ediniz. Okumanın ardından notlarınızı arkadaşlarınızın notlarıyla karşılaştırınız.


Cevap : Verilen metni dikkatli bir şekilde bir kaç defa okumanız gerekmektedir. 


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 56 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Harfleri karışık verilen kelime veya kelime gruplarını sözlük anlamından da yararlanarak yazınız.


Cevap :

Gök Bilimi : Sözlük Anlamı: Gök bilimiyle uğraşan bilgin; yıldız bilimci, astronom.

Gözlemevi : Sözlük Anlamı: Gök gözlemleri yapan, gök cisimlerini ve olaylarını inceleyen yer; rasathane.

Kutup : Sözlük Anlamı: Yer yuvarlağının, Ekvator’dan en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri.

Buzul : Sözlük Anlamı: Kutup bölgelerinde veya daimî kar sınırının üzerindeki yükseltilerde bulunan buz kütlesi.

Atmosfer : Sözlük Anlamı: Yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası.


2. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.


1. Avrupa ve Amerika’daki Mars tutkusu nasıl başlamıştır? 


Cevap :

Mars tutkusu, 1800’lü yılların sonunda İtalyan gök bilimci Giovanni Schiaparelli’nin Mars’taki vadi sistemini gözlemlemesiyle başlamıştır. Bu vadiler, o dönemde yanlış yorumlanarak akıllı canlıların yaptığı kanallar olarak kabul edilmiştir.


2. Mars’a yapılan ilk uçuş sonrasında gezegen hakkında hangi bilgilere ulaşılmıştır? 


Cevap :

Mars’ın yüzeyinde devasa çarpışma izlerine, büyük yanardağlara ve karmaşık kanyonlara sahip olduğu görülmüştür. Ayrıca, düşük yüzey sıcaklığı ve ince atmosferi nedeniyle yaşanmaz bir yer olduğu anlaşılmıştır.


3. Mars’ta canlıların yaşayıp yaşamadığını tespit etmek için nasıl bir araştırma yapılmıştır? 


Cevap :

Mars’a gönderilen Viking 1 ve Viking 2 adlı uzay araçları, Mars toprağını ve atmosferini inceleyip canlı izlerine dair araştırmalar yapmışlardır. Ancak herhangi bir canlı izine rastlanmamıştır.


4. Bilim insanları, neden Mars’ta yaşam olabileceğini düşünmüş?


Cevap :

Mars’ta suyun varlığına dair izler bulunduğu için bilim insanları, bir zamanlar Mars’ta yaşamın olabileceğini düşünmüşlerdir. Çünkü su, yaşamın temel kaynağı olarak kabul edilmektedir.


5. 18. yüzyılın sonlarında Mars ile ilgili ortaya atılan varsayımlar nelerdir?


Cevap :

18. yüzyılın sonunda Mars’ta akıllı canlıların yaptığı kanalların olduğu ve bu canlıların gezegenimize saldıracak “yeşil adamlar” olabileceği varsayımları ortaya atılmıştır.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları


3. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini aşağıya yazınız.


Cevap :

Konu: Mars hakkında yapılan bilimsel gözlemler ve yaşamın olasılığı.

Ana Fikir: Mars’ta bir zamanlar suyun ve dolayısıyla yaşamın olabileceği düşüncesi, bilim insanlarını bu gezegen hakkında araştırmalar yapmaya yönlendirmiştir.


4. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metinde yazar düşünceyi geliştirme yollarından (tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma, benzetme) hangisini ya da hangilerini kullanmıştır? Nedenleriyle birlikte yazınız.


Cevap :

Yazar, metinde örneklendirme ve karşılaştırma yöntemlerini kullanmıştır. Mars’taki gözlemleri ve bulguları örneklerle açıklamış, ayrıca Dünya’daki koşullarla karşılaştırarak Mars’ta yaşam olasılığını tartışmıştır.


5. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki fotoğrafları inceleyiniz. Fotoğraflarla ilgili soruları cevaplayınız.


1. Fotoğraflarda neler görüyorsunuz? 


Cevap : Uzay, kara delik ve astronot görüyorum.


2. Fotoğrafları gördüğünüzde neler düşündünüz? 


Cevap : Evrenin ne kadar sonsuz ve eşsiz olduğunu düşündüm.


3. Fotoğrafların sizi etkileyen yönleri nelerdir? 


Cevap : Sonsuz olması beni etkiledi. 


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 58 Cevapları


Soru : Aşağıdaki tabloyu inceleyiniz. Tabloyla ilgili verilen soruları cevaplayınız.


1. Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı kaç milyon kilometredir? 


Cevap : Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığı 150 milyon kilometredir.


2. Uydusu olmayan gezegenler hangileridir? 


Cevap : Uydusu olmayan gezegenler Merkür, Venüs, Mars’tır.


3. Güneş’e en uzak olan gezegen hangisidir? 


Cevap : Güneş’e en uzak olan gezegen Neptün’dür.


4. 5’ten az uydusu olan gezegenleri yazınız. 


Cevap : 5’ten az uydusu olan gezegen Merkür, Venüs , Dünya  ve Mars’tır.


5. Uydusu en fazla olan gezegen hangisidir? 


Cevap : Uydusu en fazla olan gezegen Satürn’dür.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 59 Cevapları


7. ETKİNLİK


Soru : Sınıfınızda “uzay” konulu bir konuşma yapınız.

Konuşmanızda güdümlü konuşma stratejisini uygulayınız. Bu stratejiyi uygulayabilmek için sizden önce konuşan arkadaşlarınızın anlattıklarını dikkatlice dinleyiniz. Arkadaşlarınızın anlattıklarından yararlanarak konuyla ilgili olay, durum veya kişilere yeni bir bakış açısıyla bakılmasını sağlayınız. Konuşmalarınızda yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin Türkçelerini kullanmaya özen gösteriniz.


Kısa  Cevap :

Uzay, sonsuz bir boşluk olup, içinde gezegenler, yıldızlar ve galaksiler bulunur. Gök bilimi bu cisimleri inceleyen bir bilim dalıdır. İnsanlık, uzay araştırmaları sayesinde evrenin yapısını daha iyi anlamakta ve başka gezegenlerde yaşam arayışlarını sürdürmektedir.

Uzun  Cevap :

Arkadaşlarımın konuşmalarını dinleyerek “uzay” konusuna yeni bir bakış açısı getirmek istiyorum. Uzay, sıradan bir boşluk gibi görünse de aslında çok geniş bir evrendir. İçinde galaksiler, yıldızlar, gezegenler ve daha keşfetmediğimiz birçok bilinmeyen bulunur. Örneğin, arkadaşlarımın belirttiği gibi Mars’ta suyun izlerinin bulunması büyük bir heyecan yaratmıştı. Bu, yaşamın başka gezegenlerde de mümkün olabileceğini gösteriyor.

Ayrıca uzay araştırmaları sayesinde Dünya’da kullandığımız birçok teknolojik gelişme ortaya çıkmıştır. Uydu teknolojileri, küresel iletişim, hava durumu tahminleri gibi günlük yaşamımızda önemli yer tutan birçok şey uzay çalışmaları sonucunda geliştirildi. Bu yüzden uzay sadece bilim insanlarının değil, hepimizin dikkatini çeken ve yaşamımızı etkileyen bir alan olmuştur.

Sonuç olarak, uzayla ilgili yapılan her yeni keşif, evrene olan bakış açımızı değiştiriyor ve insanlığı daha ileriye taşıyor. Gök bilimi, gelecekte bize yeni keşifler ve sürprizler sunmaya devam edecek. Bu yüzden uzay araştırmalarına olan ilgi artmalı ve bu alanda daha fazla çalışma yapılmalıdır.


8. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki yönergelere uyarak “uzay” kavramıyla ilgili bilgilendirici bir metin yazınız. Yazacağınız metnin konusunu belirleyerek aşağıya yazınız.


Kısa  Cevap :

• Yazacağınız metnin konusunu belirleyerek aşağıya yazınız.

Cevap : Uzay keşiflerinin insanlık için önemi.


• Yazacağınız metnin ana fikrini belirleyerek aşağıya yazınız.

Cevap : Uzay araştırmaları, insanlığın evreni daha iyi anlamasını sağlar ve gelecekte yaşam alanlarını genişletme potansiyelini ortaya çıkarır.


• Belirlediğiniz konu ve ana fikre göre yazacağınız metnin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin taslağını aşağıya yazınız.

Cevap :

  • Giriş:
    Uzay, sonsuz büyüklüğü ve bilinmeyen yönleriyle insanları yüzyıllardır büyülemiştir. Teknolojik gelişmelerle birlikte insanlar, evrenin derinliklerine dair daha fazla bilgi edinme şansı bulmuşlardır. Uzayın keşfi, hem bilim dünyasına hem de insanlık tarihine önemli katkılar sağlamıştır.
  • Gelişme:
    İlk insanlı uzay uçuşu, Ay’a yapılan görevler ve Mars’ta yaşam arayışları, bu çabaların en dikkat çekici örnekleridir. Uzay araştırmaları sadece gezegenler arası keşfi değil, aynı zamanda teknolojik ilerlemeler, iletişim araçlarının gelişimi ve tıbbi alanda yeni buluşlar da getirmiştir. Mars’a insan gönderme planları ve uzay turizminin yakın gelecekte gerçeğe dönüşmesi de uzayın gelecekteki rolünü gözler önüne sermektedir.
  • Sonuç:
    Uzay keşifleri, sadece bilim insanlarının değil, tüm insanlığın merakını cezbeder ve geleceğin daha sürdürülebilir bir dünyası için umut vadeder. Gelecekte başka gezegenlere yerleşme, dünya dışı yaşamı keşfetme ve evrenin sırlarını çözme çalışmaları devam edecektir. Uzay, insanlığın yeni sınırlarını belirleyecek en önemli alanlardan biri olmaya devam edecektir.

Uzun  Cevap :

• Yazacağınız metnin konusunu belirleyerek aşağıya yazınız.

Cevap :Uzayda yaşamın varlığı üzerine yapılan araştırmalar.


• Yazacağınız metnin ana fikrini belirleyerek aşağıya yazınız.

Cevap : Uzayda yaşamın varlığına dair yapılan araştırmalar, insanlığın evrendeki yerini anlamasına yardımcı olur ve yeni keşiflere kapı aralar.


• Belirlediğiniz konu ve ana fikre göre yazacağınız metnin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin taslağını aşağıya yazınız.

Cevap :

  • Giriş:
    İnsanlık, yüzyıllardır evrende yalnız olup olmadığını merak etmektedir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu sorunun cevabını bulmak için birçok araştırma yapılmıştır. Bilim insanları, gezegenlerin ve yıldızların yapısını inceleyerek, uzayda yaşamın izlerini aramaktadır.
  • Gelişme:
    Özellikle Mars ve Europa gibi gezegenler ve uydular, yaşam için uygun koşullar barındırabileceği düşünülen yerler olarak dikkat çekmektedir. Mars’ta su izlerine rastlanması, bilim dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştır. Aynı zamanda uzak yıldız sistemlerinde keşfedilen “yaşanabilir bölgedeki” gezegenler de, yaşamın var olma ihtimalini artırmaktadır. Bu keşifler, insanların uzaydaki olası yaşam formlarını anlaması açısından büyük önem taşır.
  • Sonuç:
    Uzayda yaşam arayışı, sadece bilimsel bir çaba değil, aynı zamanda insanlığın geleceği için de kritik bir rol oynamaktadır. Eğer başka yaşam formları bulunursa, bu durum evrendeki yerimizi ve varoluş amacımızı sorgulamamıza neden olabilir. Uzaydaki yaşam araştırmaları, evrenin sırlarını çözme yolunda atılan büyük bir adımdır.


 

Our Score

1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları (8. Sınıf)

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları Sayfa 44, 45, 46, 47, 48, 49


8. Sınıf Türkçe Kitabı 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44, 45, 46, 47, 48, 49 Cevapları, dil ve anlatım becerilerinin geliştirilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu sayfalarda bulunan etkinlikler, öğrencilerin okuma ve yazma yeteneklerini pekiştirirken, öğrendiklerini uygulama fırsatı sunar. Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı ise, çeşitli metin türleri ve konularıyla öğrencilerin geniş bir perspektif kazanmalarını sağlar.


“1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları”

Ayrıca, 8. Sınıf Türkçe 1. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Cevapları ile öğrenciler, öğrendiklerini değerlendirme ve anlamlarını test etme imkanı bulur. 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 44-45-46-47-48-49 Hecce Yayıncılık bölümleri, öğretici içerikleriyle öğrencilerin dil becerilerini artırırken, eleştirel düşünme ve analiz yeteneklerini de geliştirir. Bu sayede, öğrenciler Türkçeyi daha etkin bir şekilde kullanma becerisi kazanır.


ASLAN İLE FARE

Herkese saygı göstermeli elden geldikçe.
Umulmadık kimselerden fayda görür, insan.
İşte bu gerçeği anlatan iki hikâye,
Daha nice bin hikâye arasından:
Pençesi dibinde bir arslanın,
Dalgınlıkla bir fare topraktan çıkıverdi.
Bu fırsatı kullanmadı sultanı ormanın;
Fareye dokunmayıp bir büyüklük gösterdi.
Bu iyiliği boşa gitti sanmayın sakın.
Kimin aklına gelir ki bir an,
Fareye işi düşer arslanın?
Ama o da bir gün dışarı çıktı ormandan.
Gitti, tutuldu bir ağa.
Ne çırpınma, ne kükreme… Kâr etmez tuzağa.
Bay fare koştu; dişiyle arslanın ağını
Öyle bir kemirdi ki ağ söküldü nihayet.
Sabırla zamanın yaptığını
Ne kuvvet yapabilir, ne şiddet.

LA FONTOINE (LA FONTEN)
(Çev.: Orhan Veli KANIK)


Soru : Aşağıdaki soruları “Aslan ile Fare” adlı metne göre cevaplayınız.


1. Metinde hangi değerler üzerinde durulmuştur? 


Cevap : Saygı, yardımlaşma ve alçakgönüllülük.


2. Metinden nasıl bir ders çıkarmalıyız? 


Cevap : Güçlüler, zayıflara saygı göstermeli ve birbirimize yardım etmeliyiz.


3. Okuduğunuz metnin türü nedir? Nedenleriyle açıklayınız. 


Cevap : Metin bir masaldır, çünkü hayvan karakterler aracılığıyla ahlaki dersler verir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 45 Cevapları


Soru : Aşağıdaki cümleleri, harf ile verilen söz sanatlarıyla eşleştirerek harfleri yay ayraçların içine yazınız.


Cevap :

  1. Cennet kadar güzel bir vatanımız var. (c) Benzetme
  2. Yorgun bir gemi, limana yanaştı ağır ağır. (d) Karşıtlık
  3. Bir gün meşe dedi ki kamışa: (ç) Konuşturma – “Tabiattan şikâyet etmekte hakkınız var.”
  4. Dünya kadar işim birikti. (b) Abartma

Soru : Aşağıdaki cümlelerin öznel yargı mı yoksa nesnel yargı mı olduklarını yanlarına yazınız.


Cevap :

  1. Ülkemizin komşularından biri Bulgaristan’dır. (Nesnel Yargı)
  2. Bu kitap gerçekten çok güzel olmuş. (Öznel Yargı)
  3. Gesi Bağları türküsü Kayseri yöresine aittir. (Nesnel Yargı)
  4. Oltu taşı, Erzurum’da çıkarılan bir taştır. (Nesnel Yargı)
  5. Konuşmacının duyduğu heyecan, dinleyicilerini de heyecanlandırır. (Nesnel Yargı)
  6. Okurken hayal etmeyi, başka şeyler düşünmeyi çok severiz. (Öznel Yargı)
  7. Kapadokya’da gören herkesin hayran kaldığı tüften oluşan peribacaları bulunur. (Nesnel Yargı)
  8. Ahmet Hamdi Tanpınar; Beş Şehir adlı eserinde Erzurum, Bursa, Ankara, Konya ve İstanbul şehirlerini anlatmıştır. (Nesnel Yargı)
  9. Pamukkale’de traverten adlı jeolojik oluşumlar bulunur. (Nesnel Yargı)
  10. Günümüz yazarlarının hikâyelerini daha çok severim. (Öznel Yargı)

Soru : Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.


1. Maden ocakları müdürü, bütün köylünün arazisini satın aldı. Köylüler, heybelerini sırtlarına vurarak tozlu yollardan uzaklaştılar. Fakat her adımda, her izde bir hatıra buldular. Ayakları yürümedi, köylerini ana ana gittiler.

Yukarıdaki metinde hangi anlatım biçimine başvurulmuştur?


A) Açıklayıcı anlatım
B) Betimleyici anlatım
C) Öyküleyici anlatım
D) Tartışmacı anlatım

Cevap C) Öyküleyici anlatım


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 46 Cevapları


2. • Bugün piknikte çocuklar gibi eğlendik.
• Köpek bana el salladı.
• Köpek “Haydi gel.” diye beni de oyuna çağırdı.
• Sesimle âdeta dağlar yerinden oynadı.
• İyi günde de kötü günde de yanımdaydı.

Ayşe Öğretmen’in tahtada yazdığı sorulardaki söz sanatlarını öğrencilerinden bulmalarını istedi. Öğrencilerin cevapları sırayla aşağıdaki gibidir. Öğrencilerin yüzde kaçı söz sanatlarını doğru şekilde sıralamıştır?


A) %20 B) %40 C) %60 D) %80

Cevap : B) %40


3. Minimini kasabanın balkonlu, kuleli gazinoya benzeyen kocaman bir konağı vardı. Lakin ikmal edilememişti. Sıvanamayan kerpiç duvarlar yer yer açılmış, kumrulara yuva olmuştu. Üst kat penceresiz, sıvasız, tahta örtülerle bekleniyordu.

Yukarıdaki metinde hangi anlatım biçimine başvurulmuştur?


A) Açıklayıcı anlatım B) Betimleyici anlatım C) Öyküleyici anlatım D) Tartışmacı anlatım

Cevap : B) Betimleyici anlatım


4. Aşağıdakilerden hangisinde isim-fiil kullanılmıştır?


A) Hepsinin gözleri güzeldir.
B) Gözleri korku doluydu.
C) Gözden düşmemek, çalışmayı gerektirir.
D) Adam birdenbire gözden kayboldu.

Cevap C) Gözden düşmemek, çalışmayı gerektirir.


5. Aşağıdakilerden hangisinde sıfat-fiil kullanılmıştır?


A) İster istemez sözlerine dikkat etti.
B) Sadece bir çay alacağım.
C) Soluk soluğa kalmıştı.
D) Senin geldiğini görmemişti.

Cevap C) Soluk soluğa kalmıştı.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 47 Cevapları


6. Aşağıdakilerden hangisinde zarf-fiil kullanılmıştır?


A) Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu.
B) Yukarıya kadar hızlı hızlı koştu.
C) Parayı kimse almayacaktı.
D) Sabah, erkenden orada olurum.

Cevap: A) Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu.


7. Verilen cümlenin fiilimsi türünü doğru bulan öğrenciler bir alt basamağa geçmeye hak kazanacaklardır. Alt basamakta doğru sonuca ulaşan öğrenci kaç numaralı öğrencidir?


A) 3 B) 5 C) 7 D) 9

Cevap: B) 5


8. Aşağıdakilerden hangisi bu görselleri anlatan bir metnin başlığı olabilir?


A) Yağmur B) Sonbahar C) Tarlalar D) İlkbaharın Gelişi

Cevap: A) Hayvan Sevgisi


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 48 Cevapları


9. Bu broşürdeki bilgilerden gıda israfıyla ilgili hangisine ulaşılabilir?


A) İsrafı önlemek için neler yapılması gerektiğine
B) İsraf edilen ekmek ile iki milyon insanın doyabileceğine
C) İsraf edilen yiyecekle kaç kişinin doyabileceğine
D) Bir yılda on sekiz milyon ton ekmeğin çöpe gittiğine

Cevap C) İsraf edilen yiyecekle kaç kişinin doyabileceğine


10. Akıllı isen gariplerin gönlünü avla;
Mustafa gibi ülkeyi gezip yetim ara;
Dünyaya tapan soysuzlardan yüz çevir;
Yüz çevirip, deniz olup taştım işte.
Ahmed Yesevî

Yukarıdaki dörtlükte kaç fiilimsi vardır?


A) 2 B) 3 C) 4 D) 5

Cevap C) 4


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 49 Cevapları


Soru :  Mevlanâ’nın “Sevgiden acılar tatlı olur. / Sevgiden bakırlar altın olur. / Sevgiden tortular berrak olur. / Sevgiden dertler şifa bulur. / Sevgiden ölüler dirilir. / Sevgiden padişah köle olur. / Bu sevgi de bilginin sonucudur.” dizelerinden ve bu temada edindiğiniz bilgilerden yararlanarak insan sevgisi konulu bilgilendirici bir metin yazınız.


Cevap :

İnsan Sevgisi

Mevlânâ’nın sözleri, insan sevgisinin hayatın her alanında ne kadar önemli olduğunu vurgular. Sevgiden kaynaklanan birçok olumlu duygu ve durum, yaşamı güzelleştirir. Sevgi, insanlar arasındaki bağı güçlendirir; acıları tatlılaştırır, zorlukları hafifletir. Sevgiyle bakıldığında, bakır bile altın değerinde olur; insanlar arasındaki ilişkiler derinleşir ve daha kıymetli hale gelir.

Ayrıca, sevgi her türlü dert ve sıkıntıya şifa olur. İnsanlar, sevgi sayesinde hayata tutunur ve karamsarlığı aşarlar. Sevgi, ölülerin ruhunu canlandırır; onları anarak yaşatır. Sonuç olarak, sevgi, bir bilgelik ve anlayış göstergesidir; sevgi dolu bir kalple, herkes eşit bir değer kazanır. Bu nedenle, insan sevgisi, toplumu daha güzel bir hale getiren en önemli erdemlerden biridir.



 

Our Score

Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları (8. Sınıf)

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 41, 42, 43


8. Sınıf Türkçe Kitabı Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 41, 42, 43 bölümleri, öğrencilerin dil ve anlatım becerilerini geliştirmeye yönelik zengin içerik sunmaktadır. Bu sayfalarda yer alan etkinlikler, öğrencilerin okuma ve anlama yeteneklerini pekiştirirken, farklı edebi metinlerle tanışmalarını sağlar. Aynı zamanda, 8. Sınıf Türkçe Kitabı Hecce Yayıncılık serisi, öğretim programının gerekliliklerine uygun olarak hazırlanmış, öğrencilere kapsamlı bir dil eğitimi sunmaktadır.


“Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var Serbest Okuma Metni Etkinlik Cevapları”

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları ile desteklenen bu içerikler, “Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var” adlı serbest okuma metni etkinlikleriyle pekiştirilmiştir. Bu etkinlikler, öğrencilerin eleştirel düşünme ve yorumlama becerilerini geliştirmelerine yardımcı olurken, kültürel değerleri anlamalarına da katkı sağlar. 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 41-42-43 etkinlikleri, öğrencilerin günlük yaşamla bağlantılı kavramlar üzerinde düşünmelerini teşvik eder ve dil becerilerinin güçlenmesine zemin hazırlar.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 41-42-43


Anadolu’da Tuzun da Bir Sözü Var

İnsanların ekmek gibi su gibi vazgeçemeyeceği günlük ihtiyaçlarından biri de tuzdur. Anadolu’da “Tuzsuz aş, ağrısız baş olmaz ” derler. Yalnız asm tadı tuzu değil, hayatın da tadı tuzu olmalıdır. Anadolu’da evlenme gelenekleri arasında yeni evlilerin yastığının alıma şeker ve tuz koymalarının manası bu olsa gerek. Anadolu insanı konuğuna tatlıdan önce tuzlu ikram eder. Ağız tadı tuzuyla tamamlansın diye.

Tuzu, ilk çağlarda, Türklerin keşfettiğini, dünyaya Türklerin tanıttığını tarih yazar. Söylentilere göre tuzlu bir bölgede keklik avlayan bir avcı, oracıkta çalı çırpı yakarak avını kızartmış, bir budunu kopartıp ağzına atacağı sırada but elinden düşmüş, tuzlara belenmiş. Avcı, budu yerden alarak atmış ağzına. Değişik, hoş bir tat bulmuş avında… Öteki budu koparmış, onu da yemiş ama ilkinin tadı başka. O zaman anlamış tuzun varlığım. O günden sonra tuz, bütün yiyeceklerin yanında yer almış, dünyaya yayılmış.
Hani bir hikâye vardır, anlatırlar. Padişahın biri kızlarını çağırmış:
— Beni nasıl seversiniz, diye sormuş.
Büyük kız:
— Şeker gibi, bal gibi severim, demiş.
Padişah sevinmiş. Ortancası:
— Altın gibi, elmas gibi severim, cevabını vermiş.
Padişah ona da sevinmiş. Küçük kız:
— Tuz gibi severim, deyince Padişah suratını asmış, küçük kızma küsmüş.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 42 Cevapları


Ama ertesi gün, sofrasına getirilen tuzsuz yemeklere el atınca bağırıp çağırmış. Aşçısına:
— Bunlar da yenir mi, diye çıkışmış.
İşte o zaman küçük kız görünmüş:
— Babacığım, ben seni tuz gibi severim dedim, hoşlanmadın. Şimdiyse yemekler tuzsuz diye bağırıp çağırıyorsun. İnsan şekersiz, balsız olabilir. Altını, elması bulunmayabilir. Ama tuzsuz yapabilir mi? demiş.
Padişah da kızından özür dilemiş.
Sırası gelmişken tuz üzerine bir hikâye daha anlatalım da sohbetimizin tadı tuzu gelsin. İran’ın tanınmış bilgin ve şairi Şeyh Sadi Şirazi, Anadolu’ya gelerek Konya’da büyük mütefekkir Mevlâna Celaleddin’i ziyaret etmiş, “Bostan” adlı meşhur eserini sunmuş. Mevlâna eseri okumuş, Şeyh Sadi’ye:
— Tuzsuz olmuş, diyerek fikrini belirtmiş.
Şeyh Sadi’nin bu söze üzüldüğünü anlayan Mevlâna:
— Helva gibi tatlı ve güzel… Helvaya tuz atılmaz, diyerek eseri beğendiğini sözlerine eklemiş.

Helvaya tuz atılır mı, atılmaz mı bunun üzerinde durmayacağız. Ne var ki tuz Anadolu’da ekmek, su gibi kutsal sayılır. Osmanlı ordusundaki bir geleneğe göre “ahde vefa” ve yeminler, tuz, ekmek ve kılıç üzerine yapılırdı. Çoğu zaman halkın mezar ve türbe ziyaretlerinde bir tutam tuz götürmesi, tuzun kutsal sayıldığına bir işarettir. İki kişinin geçmişteki sıkı dostluğuna “ekmek tuz hakkı” denir, bu hak her zaman gözetilirdi. Bir de hikâyesi vardır, ekmek tuz hakkının; isterseniz anlatalım:


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 43 Cevapları


Osmanlı Padişahı II. Selim, bir sefer sırasında Konya’dan güneye gitmektedir. Söylentilere göre bugün Karapınar ilçesinin bulunduğu yerdeki ovada çevresi vaha gibi bir pınar vardır. Pınarın başında bir çoban çıkınını açmış, önündeki tuzu ekmeğine katık etmektedir. Padişah, ordusunun önünde atını sürerek pınara gelir, çobana selam verir. Çoban, gelenin kim olduğunu bilmemektedir. Selamını alır, tuz ekmekten ibaret olan sofrasına buyur eder. Padişah, çobanın hatırını kırmaz. Bir lokma ekmek alır, tuza batırır ve yer. Ardından da pınardan buz gibi bir su içer. Ayrılırken:

— Ben padişahım, şu geriden gelen ordu da askerlerim. Seferim vardır. Ekmeğini, tuzunu yedim, helal et, der.
Çoban, karşısındakinin padişah olduğunu anlar anlamaz şöyle bir irkilir, sonra da:
— Padişah olduğunuza göre tuz ekmek hakkının ne demek olduğunu bilirsiniz. Hakkımı helal etmemi isterseniz bir dileğim var, cevabını verir.
Padişah, dileğini sorar. Çoban:
— Önce sağlığınızı dilerim. Sonra da bu pınarın başına bir şehir kur. Camileri, medreseleri, hanları, hamamları, köşkleri olsun. Padişahsın, her şeyi yapabilirsin. Dediğimi yaparsan hakkımı helal ederim, değil ise var git yolun açık olsun…
Tuz ekmek hakkı bu. Padişah şöyle bir düşünür, bu hakkı çiğnemek istemez. Emir verir, Hecce eder. Pınarın başında bir şehir kurulmaya başlanır, tam çobanın istediği gibi bir şehir. Adına “Sultaniye” derler.
Siz bu olaya ister söylenti deyiniz, ister hikâye.
Tuz ve ekmek hakkı…



 

Our Score

Dostluğun Değeri Dinleme Metni Etkinlik Cevapları (8. Sınıf)

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Dostluğun Değeri Dinleme Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 38, 39, 40


8. Sınıf Türkçe Kitabı Dostluğun Değeri Dinleme Metni Etkinlik Cevapları


“8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 38, 39, 40” bölümleri, Hecce Yayıncılık tarafından hazırlanmış ve özellikle “Dostluğun Değeri” metni üzerine yoğunlaşmıştır. Bu metin, dostluğun insanlar üzerindeki olumlu etkilerini, ilişkilerin hayatımızdaki yerini vurgular. Özellikle metnin dinlenmesi ve ardından yapılan etkinliklerle öğrencilerin okuma-anlama becerileri geliştirilir. “Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları” rehber niteliğinde olup, öğrencilerin bu etkinliklere verdikleri cevaplar üzerinden kendilerini değerlendirmelerine yardımcı olur. Bu cevaplar, metinle ilgili soruların analiz edilmesi, ana fikrin ve metnin alt mesajlarının çıkarılması üzerine odaklanır.


“Dostluğun Değeri Dinleme Metni Etkinlik Cevapları”

Ayrıca, “8. Sınıf Türkçe Dostluğun Değeri Dinleme Metni Etkinlik Cevapları” öğrencilere dostluğun ne kadar değerli olduğunu anlamaları için yardımcı olur. Metni dikkatle dinleyen öğrenciler, dostlukla ilgili kendi fikirlerini oluşturarak bu değerli kavram üzerine düşünme fırsatı bulurlar. “8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 38-39-40 Hecce Yayıncılık” bu konuyu derinlemesine işlerken, öğrencilerin dostluk hakkındaki düşüncelerini yazılı etkinliklerle ifade etmelerini sağlar.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 38-39-40


HAZIRLIK ÇALIŞMASI 


Soru : Dostluk kavramı sizin için ne ifade eder? İnsanlar neden dostluk kurmaya
ihtiyaç duyar? Düşüncelerinizi anlatınız.


Kısa  Cevap :

Dostluk, güven, sadakat ve karşılıklı anlayış üzerine kurulu bir ilişkidir. İnsanlar, yalnız hissetmemek, duygusal destek almak ve hayatlarını paylaşmak için dostluk kurmaya ihtiyaç duyarlar. Dostluk, zor zamanlarda dayanışmayı, mutlu anlarda ise paylaşmayı sağlar.

Uzun  Cevap :

Dostluk, insan hayatında çok önemli bir yer tutan, güven ve karşılıklı saygı temellerine dayanan bir ilişkidir. İnsanlar dostluk kurarak yalnızlık duygusundan kurtulurlar ve kendilerini daha güvende hissederler.

Dostluk, kişilerin birbirlerine destek olmalarını, sevinç ve üzüntülerini paylaşmalarını sağlar. Ayrıca dostluk, zor zamanlarda dayanışma gösterip birbirine yardımcı olmayı içerir. Bir insanın hayatındaki en değerli şeylerden biri, samimi bir dost ile kurduğu bağdır; bu bağ, hem duygusal hem de sosyal olarak insanı güçlendirir.

Bu nedenle insanlar, hayatlarının her döneminde dostluk ilişkileri kurmaya ihtiyaç duyarlar çünkü bu, hayatı daha anlamlı ve katlanabilir kılar.


Soru : Metni öğretmeninizden ya da “Dinleme/İzleme CD’sinden [Compact Disc (Kompakt Disk)]” dinleyeceksiniz. Metni dinlerken kaydı durdurarak olayların gelişimi ve sonucu hakkında tahminde bulununuz. Tahminlerinizi defterinize yazınız. Dinleme sonunda tahminlerinizin doğruluğunu kontrol ediniz.


Cevap : Bu etkinliği sınıf içerisinde arkadaşlarınızla yapmanız gerekmektedir.


1. ETKİNLİK


Soru : Dinlediğiniz metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarını aşağıya yazınız.

Metindeki anlamını bilmediğiniz kelime ya da kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten kontrol ediniz. Anlamını öğrendiğiniz yeni kelime/kelime gruplarını sözlüğünüze yazınız. Öğrendiğiniz kelimeleri birer cümlede kullanınız.


Cevap :

Kelime/Kelime Grubu: tasma
Tahminî Anlamı: Hayvanların boynuna takılan, genellikle kayış veya zincirle kontrol edilen bir aksesuar.
Cümlem: Köpeğimi parkta gezdirirken tasmayı sıkıca tutuyordum.

Kelime/Kelime Grubu: güvercin
Tahminî Anlamı: Genellikle şehirlerde yaşayan, beyaz ya da gri renkte kanatlı bir kuş türü.
Cümlem: Parkta otururken güvercinler yanımıza gelip etrafta dolaşmaya başladı.

Kelime/Kelime Grubu: fare
Tahminî Anlamı:Küçük, genellikle evlerde veya tarım alanlarında görülen kemirgen bir hayvan.
Cümlem: Mutfakta dolapların arkasında bir fare olduğunu fark ettim.

Kelime/Kelime Grubu: avcı
Tahminî Anlamı:Hayvanları yakalamak veya öldürmek için onları takip eden kişi.
Cümlem: Ormanda sessizce yürüyen avcı, geyik izlerini takip ediyordu.

Kelime/Kelime Grubu: ağ
Tahminî Anlamı: Balık tutmak veya hayvan yakalamak için kullanılan iplerden örülmüş bir tuzak.
Cümlem: Balıkçı, gölde büyük bir balık yakalayabilmek için ağını suya bıraktı.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 39  Cevapları


2. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki soruları dinlediğiniz metne göre cevaplayınız.


1. Metinde anlatılan olay nedir? 


Cevap :

Avcının tuzağına yakalanan güvercinlerin, birlik olup ağdan kurtulmaları ve daha sonra fare dostlarının yardımıyla önce diğer güvercinlerin, ardından da lider olan tasmalı güvercinin özgürlüğüne kavuşması anlatılmaktadır.


2. Metinde size en çok etkileyen bölüm hangisidir? Açıklayınız.


Cevap :

Metnin sonunda, tasmalı güvercinin “Önce beni kurtarırsan çabuk yorulursun ama beni sona bırakırsan, yorulsan bile dostlarını yalnız bırakmaz ve beni kurtarırsın” demesi beni en çok etkileyen bölümdü. Çünkü bu söz, dostluğun ne kadar güçlü ve fedakarlık gerektiren bir bağ olduğunu ortaya koyuyor.


3. Tuzağa düşen güvercinler, kurtulmak için ne yapmaya karar vermişlerdir? 


Cevap :

Güvercinler, birlikte hareket etmeye ve organize bir şekilde kurtulmaya karar vermişlerdir. Birlik olup uyum içinde çabaladıkları için kurtulmuşlardır.


4. Sizce güvercin neden tasmalıdır? Tartışınız.


Cevap :

Tasmalı güvercin, diğer güvercinlere liderlik eden, onları yönlendiren ve zor zamanlarda ne yapılması gerektiğini belirleyen biri olduğu için tasma taşımaktadır. Tasma, ona bu liderlik görevini simgesel olarak verir.


5. Tasmalı güvercin, farenin önce öteki güvercinleri kurtarmasını istemiştir. Böyle bir
durumda siz nasıl bir karar verirdiniz? Nedenleriyle açıklayınız.


Cevap :

Ben de benzer bir karar verirdim. Çünkü tasmalı güvercin, gerçek dostluğun fedakarlık gerektirdiğini ve kendi çıkarlarını değil, dostlarının iyiliğini düşünmenin önemini göstermektedir. Bu da dostluğun gücünü ve anlamını en iyi şekilde yansıtır.


3. ETKİNLİK


Soru : Dinlediğiniz metni özetleyerek aşağıya yazınız. Özetinizi yazarken ana fikre bağlı kalarak ayrıntıya girmeden kendi cümlelerinizi kullanınız.


Cevap :

Güvercinler avcının tuzağına yakalanır. Liderleri, birlikte hareket ederek uçup kurtulmayı önerir. Güvercinler, fare dostlarının yardımıyla ağdan kurtulmayı başarır. Fare, ilk olarak lideri kurtarmak ister; ancak lider, diğer güvercinlerin önce serbest bırakılmasını ister. Bu fedakarlık fareyi derinden etkiler ve sonunda tüm güvercinleri özgürlüğüne kavuşturur.


4. ETKİNLİK


Soru : Dinlediğiniz metnin konusunu ve ana fikrini aşağıya yazınız.


Cevap :

Metnin Konusu: Güvercinlerin avcının tuzağından kurtulmak için fareden yardım alması ve dostluğun gücüyle zorluğun üstesinden gelmeleri.

Metnin Ana Fikri: Gerçek dostluk, her şeyden daha değerlidir; zor anlarda dostlar birbirine destek olur ve birlikte güç kazanırlar.


5. ETKİNLİK


Soru :“Dostluğun Değeri” adlı metindeki varlık sayısı kadar öğrencinin bulunduğu gruplar oluşturunuz. Gruplarda rol dağılımı yaparak metni canlandırınız.


Cevap : Bu etkinliği sınıf içerisinde arkadaşlarınızla yapmanız gerekmektedir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 40  Cevapları


6. ETKİNLİK


Soru : Sınıfınızda “dostluğun değeri” konulu hazırlıklı bir konuşma yapınız.

Konuşmanızda güdümlü konuşma stratejisini uygulayınız. Bu stratejiyi uygulayabilmek için konuşma öncesinde konuyla ilgili beyin fırtınası yapınız. Konuşmalarınızda uygun geçiş ve bağlantı ifadeleri kullanmaya özen gösteriniz.


Kısa Cevap :

Dostluk, hayatımızda önemli bir yere sahiptir. Gerçek bir dost, zor zamanlarımızda yanımızda olan, bizi anlayan ve destekleyen kişidir. Dostluğun değeri, paylaşılan güzel anılar ve birbirimize duyduğumuz güvende yatar. Bu yüzden dostluk, yalnızca güzel zamanlarda değil, zor anlarda da var olmalıdır.

Uzun Cevap :

Dostluk, insan hayatında yeri doldurulamaz bir değerdir. Bir insanın yaşamında ne kadar maddi zenginlik ya da başarı olursa olsun, gerçek dostları yoksa hayatı eksik kalır. Dostluk, güven ve samimiyet üzerine kurulu, karşılıklı fedakarlıklarla güçlenen bir ilişkidir. Bir dost, sadece sevinçlerimizi değil, üzüntülerimizi de paylaşan kişidir. Bu yüzden dostluğun değeri, sadece güzel anlarda değil, zor zamanlarda da kendini gösterir.

Gerçek dostluklar, zamanla olgunlaşır ve güçlenir. Günlük hayatımızda karşılaştığımız zorluklar, bazen bizi yalnız hissettirebilir. Ancak yanımızda bize destek olan dostlarımız varsa, bu zorlukları aşmamız çok daha kolay olur. Örneğin, bir sınavda başarısız olduğunuzda sizi teselli eden, moralinizi yükselten bir dost, hayattaki en büyük zenginliklerden biridir. Dostluğun kıymeti, bu tür zor zamanlarda ortaya çıkar ve bu bağlar ömür boyu sürer.

Sonuç olarak, dostluk sadece bir arkadaşlık değil, derin bir bağ ve karşılıklı güven ilişkisidir. İnsanlar dostları sayesinde kendilerini daha güçlü ve güvende hissederler. Dostlar, bizi olduğumuz gibi kabul eden, hatalarımızı görmezden gelen ve her daim yanımızda olan kişilerdir. Bu yüzden dostluğun değerini anlamalı ve dostlarımızı hayatımızın en önemli parçası olarak görmeliyiz.


7. ETKİNLİK


Soru : Aşağıya “dostluk” konulu hikâye edici bir metin yazınız.

Yazacağınız metinde öncelikle zaman, mekân, şahıs ve olay unsurlarını belirleyiniz. Ardından yazacağınız metnin serim, düğüm ve çözüm bölümlerinde anlatacaklarınızı planlayınız. Mümkünse metninizde günlük hayattan örnekler veriniz.

Metni yazarken yazım kurallarına uymaya özen gösteriniz. Bu amaçla yazım kılavuzundan yararlanabilirsiniz.

Yazdığınız metni yazım, noktalama ve anlatım bozuklukları açısından gözden geçirerek düzenleyiniz. Yazdığınız metni sınıfta arkadaşlarınıza okuyunuz.


Kısa Cevap :

Bir gün en iyi arkadaşım Ayşe ile bir oyun oynarken, aramızda küçük bir tartışma çıktı. Bir süre konuşmadık, ama sonra birbirimizi özlediğimizi fark ettik. Olayı büyütmek yerine, oturup konuştuk ve barıştık. Gerçek dostluk, anlayış ve sabırla çözülebilecek güçlü bir bağdır.

Uzun Cevap :

Bir gün okulda, en yakın arkadaşım Ayşe ile oynadığımız bir oyun sırasında aramızda küçük bir anlaşmazlık oldu. İlk başta, ikimiz de çok sinirlendik ve bir süre konuşmamaya karar verdik. Fakat akşam eve gittiğimde, Ayşe ile paylaştığımız güzel anıları düşündüm. Onun ne kadar iyi bir dost olduğunu ve bu küçük tartışmanın dostluğumuzu bozmasına izin vermemem gerektiğini fark ettim. Çünkü dostluk, küçük sorunları aşmayı gerektirir.

Ertesi gün Ayşe ile oturup aramızdaki sorunu konuştuk. İkimiz de yanlış anlaşılmalar yüzünden tartıştığımızı fark ettik ve birbirimizden özür diledik. Bu olay, dostluğun ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Çünkü gerçek dostlar, sorunlar ne olursa olsun, birbirlerini anlamak için çaba sarf eder ve ilişkilerini daha da güçlendirirler.

Bu olayın ardından dostluğumuz daha da sağlamlaştı. Zor zamanlar, dostlukları test eder ama aynı zamanda güçlendirir. Ayşe ile olan arkadaşlığımda öğrendiğim en önemli şey, sabırlı ve anlayışlı olmanın, dostluk bağlarını her zaman daha güçlü kıldığıdır.



 

Our Score

Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları (8. Sınıf)

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37


8. Sınıf Türkçe Kitabı Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37 arasında yer alan etkinlikler, öğrencilerin dil bilgisini ve okuma-anlama becerilerini geliştirmeye yönelik önemli çalışmalar içermektedir. Bu sayfalarda yer alan alıştırmalar, öğrencilerin Türkçe dersinde karşılaştıkları metinleri daha derinlemesine analiz etmelerini sağlamaktadır. Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Kitabı Cevapları, etkinliklerde verilen sorulara rehberlik ederek doğru çözüm yollarını öğrencilere sunmaktadır. Bu cevaplar, sınavlara hazırlık aşamasında da büyük bir yardımcı niteliğindedir.


“Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları”

8. Sınıf Türkçe Türkçenin Söz Denizinde-Sevmek Metni Etkinlik Cevapları, öğrencilerin metni daha iyi anlamalarını sağlayan sorulara yanıt verir. Sevgi temalı bu metin, dilin inceliklerini öğrenirken aynı zamanda duygusal bir deneyim sunar. Forum MEB 8. Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları, öğrencilerin derslerinde ihtiyaç duydukları destekleyici bilgileri sağlayarak öğrenme sürecini kolaylaştırır. 8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Sayfa 30-33-34-35-36-37 Hecce Yayıncılık, Türkçenin yapısal özelliklerini keşfetmek için öğrencileri çeşitli alıştırmalarla buluşturur ve dilin kullanımını etkili bir şekilde öğretir.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 30-33-34-35-36-37


HAZIRLIK ÇALIŞMASI 


Soru : İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler bize o kişi hakkında ne tür bilgiler
verir? Düşüncelerinizi söyleyiniz.


Kısa  Cevap :

İnsanların konuşurken kullandığı kelimeler, onların eğitim düzeyini, ilgi alanlarını, duygusal durumlarını ve karakterlerini yansıtabilir. Aynı zamanda, iletişim biçimleri, onların düşünce yapıları ve hayata bakış açıları hakkında ipuçları verir.

Uzun  Cevap :

İnsanların kullandığı kelimeler, onların iç dünyasını, kültürel birikimlerini ve sosyal çevrelerini yansıtır. Örneğin, zengin bir kelime dağarcığına sahip olan bir kişi, genellikle geniş bir okuma alışkanlığına ve yüksek bir eğitim seviyesine sahip olabilir.

Bunun yanı sıra, bir kişinin kelimeleri seçme biçimi, onun karakterini ve kişilik özelliklerini de ortaya koyar. Nazik, saygılı ve olumlu bir dil kullanan bir kişi, genellikle empati kurabilen ve duyarlı biri olarak tanımlanabilir. Aynı şekilde, bir kişinin ilgi alanları ve mesleki bilgileri de konuşma sırasında tercih ettiği kelimelerden anlaşılabilir.

Ayrıca, birinin konuşurken sergilediği üslup, duygusal durumuna dair de ipuçları verir; örneğin, sinirli ya da üzgün bir kişinin kullandığı kelimeler sert ve keskin olabilir. Sonuç olarak, bir insanın dili nasıl kullandığı, onun kişiliği, yaşam deneyimleri ve dünyaya bakışı hakkında çok şey söyler.


Soru : Metni türünün özellikleri ve noktalama işaretlerine dikkat ederek okuyunuz. Okuma sırasında eleştirel okuma stratejisine uygun olarak yazarın düşüncelerine katılmadığınız bölümleri işaretleyiniz. İşaretlediğiniz bölümleri arkadaşlarınızın işaretlediği bölümlerle karşılaştırınız.


Cevap :

Metni kitabınızdan bir kaç defa okumanızı tavsiye ederiz.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 33 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Anlamı verilen kelime ve kelime gruplarını bulunuz. Boşluklara uygun harfleri yerleştiriniz. Bunları anlamına uygun cümlelerde kullanınız.


Cevap :

Bir dilin tarihsel, bölgesel ve siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu diyalekt olarak adlandırılır.

Cümlem: Farklı bölgelerde yaşayan insanların konuşma tarzları, diyalektlerin bir sonucu olarak büyük farklılıklar gösterebilir.

İroni: Ses tonu, söz veya mimiklerle bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma, onu aşağılama veya gülünç duruma düşürme.

Cümlem: Arkadaşımın sınavdan düşük not almasıyla ilgili yaptığı ironi, sınıftaki herkesin yüzünde bir gülümseme oluşturdu.

İnsanların çevrim içi veya çevrim dışı kültür, sanat, eğitim, eğlence, bankacılık, haberleşme, iletişim vb.ni genel ağ, bilgisayar, tablet, cep telefonu aracılığıyla yaptığı etkileşimli ortam; interaktif ortam.

Cümlem: Derslerin interaktif ortamda yapılması, öğrencilerin daha fazla katılım göstermesine olanak tanıyor.


2. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.


1. Sevgi ile ilgili kimlerin sözüne yer verilmiştir? 


Cevap :

Metinde Yunus Emre, Karacaoğlan ve Sait Faik’in sevgi ile ilgili sözlerine yer verilmiştir.


2. Dilimizde sevgi mesajı veren atasözlerini TDK Güncel Türkçe Sözlük’ten araştırınız..


Cevap :

Sevgi ile ilgili bazı atasözleri şunlardır:

  • “Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır.”
  • “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”
  • “Sevgi açlık gibi ekmek ister.”

3. Yunus Emre, “Sevelim sevilelim,/Dünya kimseye kalmaz.” dizeleriyle sizce ne anlatmak istemiştir?


Cevap :

Yunus Emre bu dizelerde, dünyanın geçici olduğunu, önemli olanın insanların birbirini sevmesi ve sevilmesi gerektiğini anlatmak istemiştir. Dünya gelip geçicidir, ama sevgi kalıcıdır.


4. “Sev-” sözcüğünden türeyen kelimeleri ve anlamları söyleyiniz.


Cevap :

Sev- kökünden türeyen kelimeler ve anlamları şunlardır:

  • Sevgili: Sevilen kişi.
  • Sevinç: İstenen bir şeyin olmasıyla duyulan coşku.
  • Sevecen: Acıyarak ve koruyarak seven kimse.
  • Sever: Bir şeyi ya da bir kimseyi sevmek eğiliminde olan kişi.

5. İçinde “sevgi, sevmek” gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan sözcük
grupları nelerdir? Anlamlarıyla birlikte söyleyiniz.


Cevap :

Sevgi, sevmek gibi sözcükler geçmese de bu anlamlarda kullanılan bazı sözcük grupları şunlardır:

  • Üzerine titremek: Bir kişiye veya şeye büyük özen ve sevgi göstermek.
  • Yakınlık duymak: Birine karşı ilgi veya sevgi hissetmek.

3. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız. Neden bu başlıkları tercih ettiniz? Açıklayınız.


Cevap :

1. Sevginin Dili: Türk Edebiyatında Sevgi ve Sevmek
Bu başlığı tercih ettim çünkü metin, sevgi ve sevmek temasının Türk edebiyatındaki önemini ve farklı yazarların bu konuya bakış açısını ele alıyor.

2. Türkçede Sevgi Sözleri ve Anlamları
Bu başlığı tercih etme sebebim, metinde sevmek fiilinden türeyen kelimeler ve bunların dilimizdeki farklı anlamlarının detaylı bir şekilde açıklanmış olması.

3. Yunus Emre’den Günümüze Sevginin İzleri
Bu başlık, Yunus Emre ve diğer önemli şairlerin sevgi kavramını nasıl ele aldıklarını ve bu anlayışın zamanla nasıl şekillendiğini ifade ettiği için tercih edilmiştir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 34 Cevapları


4. ETKİNLİK


Yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişmeyen, kanıtlanabilen cümlelere “nesnel yargı bildiren”; yanlışlığı ya da doğruluğu kişiye göre değişen, yorumlanabilen cümlelere “öznel yargı bildiren” cümleler denir.

Soru : Yukarıdaki açıklamadan yararlanarak yazarın metinde kullandığı öznel ve nesnel yargı bildiren cümleleri tespit ediniz. Aşağıya bu cümlelerden örnekler yazınız.


Cevap :

Öznel yargı bildiren cümleler:

  1. “Dünyanın geçiciliği karşısında sevmenin, sevilmenin daha önemli olduğunu vurguluyor.”
    (Sevmenin daha önemli olduğunu söylemek kişisel bir yorumdur.)
  2. “Sevmenin utanılacak bir şey olmadığını dile getiriyor.”
    (Utanılacak bir şey olup olmadığı, kişisel bir bakış açısına bağlıdır.)
  3. “Her şeyin bir insanı sevmekle başlayacağını söylüyor…”
    (Bu ifade de kişisel bir düşünceyi yansıtır.)

Nesnel yargı bildiren cümleler:

  1. “Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye Türkçesinde beş ayrı anlamda kullanılmaktadır.”
    (Bu, Türk Dil Kurumu’na dayanan kanıtlanabilir bir bilgidir.)
  2. “Sevinç duymak anlamındaki sevin-, sevinme, seviniş, sevinç sözlerine de kaynaklık etmiştir.”
    (Dilbilimsel bir gerçekliği ifade eder ve kanıtlanabilir bir bilgidir.)
  3. “Eski Türkçe dönemindeki seb- köküne dayanmaktadır.”
    (Tarihsel ve dilbilimsel bir gerçekliğe dayalıdır.)

5. ETKİNLİK


Soru : Aşağıda, okuduğunuz metinden bir paragraf verilmiştir. Yazar, bu paragrafta anlatım biçimlerinden biri olan açıklayıcı anlatımdan yararlanmıştır. Siz de okuduğunuz metinden açıklayıcı anlatım örneği bularak örneğinizi noktalı alana yazınız.


Cevap :

Okuduğum metinden açıklayıcı anlatım örneği:

“Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Türkçe Sözlük’e göre sevmek sözü Türkiye Türkçesinde ‘Sevgi ve bağlılık duymak.’, ‘Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek.’, ‘Çok hoşlanmak.’, ‘Okşamak.’, ‘Yerini, şartlarını uygun bulmak.’ gibi beş ayrı anlamda kullanılmaktadır.”

Bu cümle, sevmek sözcüğünün anlamlarını açıklayıcı bir şekilde ifade ettiği için açıklayıcı anlatım örneğidir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 35 Cevapları


6. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metinde yazarın kullandığı düşünceyi geliştirme yollarını (tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma, benzetme) belirleyiniz. Seçtiğiniz düşünceyi geliştirme yolunu örnekleyen paragrafı noktalı alana yazınız.


Cevap :

Yazar, metinde tanımlama, örneklendirme ve tanık gösterme düşünceyi geliştirme yollarını kullanmıştır.

Örnek olarak, tanık gösterme düşünceyi geliştirme yoluna şu paragraf örnek verilebilir:

“Ben gelmedim dava için Benim işim sevi için dizeleriyle yüzyıllar ötesinden seslenen Yunus Emre bir başka şiirinde; Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz. diyor; dünyanın geçiciliği karşısında sevmenin, sevilmenin daha önemli olduğunu vurguluyor.”

Bu paragrafta Yunus Emre’nin sözlerine yer verilerek düşünceyi destekleme amacıyla tanık gösterme yapılmıştır.


7. ETKİNLİK


Soru : Herhangi bir hazırlık yapmadan sınıfınızda “sevginin gücü” konulu bir konuşma yapınız. Arkadaşlarınızdan yaptığınız konuşmayı değerlendirmelerini isteyiniz.


Kısa  Cevap :

Sevginin gücü, insan hayatında ve toplumda derin etkiler yaratan, insanları birbirine yaklaştıran en temel duygulardan biridir.

Sevgi, bireylerin hem kendi iç huzurunu bulmasını sağlar hem de başkalarıyla güçlü ve anlamlı ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Aynı zamanda toplumların barış, hoşgörü ve anlayış içinde yaşamalarını teşvik eder.

Sevgi, sadece duygusal bir bağ değil, aynı zamanda toplumsal sorunların üstesinden gelmede, çatışmaların sona erdirilmesinde ve daha adil bir dünya inşa edilmesinde önemli bir araçtır. Sevgi olmadan, insan ilişkileri yüzeysel kalır, ancak sevgiyle birlikte derin ve kalıcı bağlar kurulur.

Uzun  Cevap :

Sevginin gücü, tarih boyunca insan ilişkilerinin temelinde yer almış, toplumları bir arada tutan en önemli duygulardan biridir. Sevgi, insanları birbirine yaklaştırır, hoşgörüyü ve anlayışı besler.

Herkesin farklı hayat tecrübeleri olmasına rağmen, sevgi ortak bir paydadır. Sevgi, bireyin iç huzurunu sağladığı gibi, toplumda da barış ve uyumu destekler. Aile bağlarını güçlendirir, arkadaşlıkları pekiştirir ve toplumsal sorunları aşmada önemli bir araçtır.

Savaşların sona erdirilmesinde, sosyal değişimlerin gerçekleşmesinde sevginin gücü her zaman etkili olmuştur. Yunus Emre’nin de dediği gibi, “Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” Sevgi, yalnızca bireysel bir duygu değil, insanlığın temel ihtiyaçlarından biridir.


8. ETKİNLİK


Soru : Defterinize 2. etkinlikte araştırdığınız atasözlerinden biriyle bir hikâye yazınız. Yazacağınız metinde öncelikle zaman, mekân, şahıs ve olay unsurlarını belirleyiniz. Ardından yazacağınız hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerinde anlatacaklarınızı planlayınız. Metni yazarken yazım kurallarına uymaya özen gösteriniz.


Cevap :

Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır

Bir zamanlar küçük bir köyde, Derya adında çok kibar ve tatlı dilli bir kız yaşardı. Herkes Derya’yı sever, onunla konuşmak için sabırsızlanırdı çünkü o insanları kırmadan, incitmeden konuşmayı çok iyi bilirdi.

Bir gün, köydeki büyük bahçeye bir yılan dadandı. Bahçe sahibi Kemal Amca, yılanı kovmak için her yolu denemiş ama başaramamıştı. Yılan, her seferinde saklanıyor, kimseyi yaklaştırmıyordu. Köylüler bu durumdan çok korkuyordu, çünkü yılanın zehirli olmasından endişe ediyorlardı.

Bir gün Derya, bahçeye gitti ve herkesin şaşkın bakışları altında yılanın bulunduğu deliğin başına oturdu. Nazik bir ses tonuyla, sakince konuşmaya başladı: “Güzel yılan, biz sana zarar vermek istemiyoruz. Burada senin de rahat edebileceğin başka yerler var. Eğer dışarı çıkıp uzaklaşırsan, hem biz rahat ederiz hem de sen.”

Yılan bir süre sessiz kaldı, ama Derya’nın sakin ve yumuşak sesinden etkilenmişti. Bir süre sonra yavaşça deliğinden çıktı ve Derya’nın söylediklerini anlamış gibi usulca oradan uzaklaştı. Köylüler, Derya’nın tatlı diliyle yılanı ikna edişine hayretle şahit oldular.

Bu olaydan sonra köylüler, Derya’nın nazik konuşmasının gücüne bir kez daha inandılar ve “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” atasözünün ne kadar doğru olduğunu gördüler. Artık herkes, sorunlarla karşılaştığında kaba kuvvet yerine tatlı dilin gücünü kullanmayı deniyordu.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 37 Cevapları


9. ETKİNLİK


Soru : Aşağıda Eleanor H. Porter (Elenor H. Portır) tarafından yazılan Pollyanna (Polyanna) adlı eserin iki farklı çevirmen tarafından yazılmış, iki farklı baskısından bölümler yer almaktadır. İki metni dil, anlatım ve içerik yönünden karşılaştırınız. Metinlerin farklı ve benzer yönlerini yazınız.


Cevap :

Farklı Yönleri

  1. Dil Kullanımı:
    • İlk Metin: Daha sade ve akıcı bir dil kullanılmış. Cümleler, okurun aklında daha az karmaşa yaratacak şekilde yapılandırılmış. Örneğin, “Pek telaşlı biri değildi aslında; hatta sakin tavrıyla övünürdü” ifadesi doğrudan ve yalındır.
    • İkinci Metin: Daha ağır bir dil yapısına sahip. Cümleler, daha uzun ve karmaşık yapıdadır. Örneğin, “O gün nedense, pek tedirgin, pek de telaşlı görünüyordu” cümlesi, daha fazla kelime kullanarak anlatımda yoğunluk yaratıyor.
  2. Anlatım Tarzı:
    • İlk Metin: Anlatım daha dolaysız ve basit bir biçimde kurgulanmış. Duygular ve düşünceler net bir şekilde ifade ediliyor.
    • İkinci Metin: Anlatım daha dolaylı, duygu ve düşünceler arasında daha fazla açıklama ve betimleme mevcut. “Acaba bu kadına hiçbir zaman kendini beğendiremeyecek miydi?” gibi sorularla okuyucunun düşünmesine yöneltiyor.
  3. Karakter Tasvirleri:
    • İlk Metin: Polly Harrington’ın karakteri daha keskin ve belirgin bir şekilde tanımlanmış. Sertliği hemen gözlemleniyor.
    • İkinci Metin: Polly’nin karakteri daha çok hissettirerek, okuyucuya düşünme alanı bırakacak şekilde ele alınmış. Örneğin, “Yalnız, bütün bunlar genç kızın iki ay önceki düşünceleriydi” ifadesi, Polly’nin değişen karakterini hissettirmekte.

Benzer Yönleri

  1. Temel İçerik: Her iki metin de aynı olayları ve karakterlerin davranışlarını aktarıyor. Polly Harrington’ın telaşı ve Nancy’nin durumuyla ilgili benzer bilgiler veriliyor.
  2. Karakterler Arası İletişim: Her iki metin de Polly ve Nancy arasındaki iletişimi vurguluyor. İki çeviri de, Polly’nin sert tavrı ve Nancy’nin utancını benzer şekilde ifade ediyor.
  3. Duygusal Durum: İki metin de Nancy’nin Polly’ye karşı hissettiği karmaşık duyguları benzer şekilde aktararak, okuyucuya karakterler arası ilişkiyi hissettiriyor.


 

Our Score

Forsa Metni Etkinlik Cevapları (8. Sınıf)

Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı Forsa Metni Etkinlik Cevapları Sayfa 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29


8. Sınıf Türkçe Kitabı Forsa Metni Etkinlik Cevapları


Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Kitabı, öğrencilere dil becerilerini geliştirme fırsatı sunan zengin bir içerik barındırmaktadır. Özellikle 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29‘daki etkinlikler, öğrencilerin okuma ve anlama yeteneklerini pekiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu bölümde yer alan 8. Sınıf Türkçe Kitabı Forsa Metni Etkinlik Cevapları, edebi metinleri analiz etme becerilerini güçlendirmek için önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Ayrıca, Forum MEB 8. Sınıf Türkçe Kitabı ve Hecce Yayıncılık tarafından sunulan bu içerikler, dil bilgisi kurallarını öğretmenin yanı sıra, öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerini de artırmayı hedeflemektedir.


“Forsa Metni Etkinlik Cevapları”

İkinci olarak, 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa Cevapları, öğrencilere yazılı ve sözlü ifade becerilerini geliştirme imkanı sunmaktadır. Özellikle 8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 20-26-27-28-29‘daki etkinlikler, öğrencilerin edebi dilin inceliklerini keşfetmeleri için önemli bir zemin hazırlamaktadır. Ortaokul 8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı, öğrencilerin dilin zenginliğini anlamalarına yardımcı olacak çeşitli etkinlikler ve alıştırmalar sunarak, öğrenim süreçlerini desteklemektedir.


8. Sınıf Türkçe Kitabı Sayfa 20-26-27-28-29


HAZIRLIK ÇALIŞMASI 


Soru : Yaşadığınız yerden uzun süre ayrı kalsaydınız neler hissederdiniz? Düşüncelerinizi anlatınız.


Kısa  Cevap :

Uzun süre yaşadığım yerden ayrı kalmak, beni hem özlem hem de hüzün hissettirebilir. Ailemi ve arkadaşlarımı, tanıdık yerleri düşünmek, günlük yaşamımın sıradan ama değerli anılarını canlandırır.

Uzun  Cevap :

Eğer yaşadığım yerden uzun bir süre ayrı kalsaydım, başta büyük bir özlem duyardım. Evimi, ailemi ve arkadaşlarımı düşünmek beni derin bir hüzne sürüklerdi. Aile bağlarının gücünü hissetmek, onların yanında olmayı istemek, sürekli aklımda dönerdi. Özellikle o yerin kendine has kokusu, sesi ve görüntüleri beni sürekli rahatsız ederdi. Çocukluğumun geçtiği sokaklar, birlikte oyun oynadığım arkadaşlarımın sesleri, aile yemekleri… Tüm bu anılar zihnimde canlanırken, kaybolmuş gibi hissederdim.

Ayrıca, bulunduğum yerin kültürü ve yaşam tarzı, benim için oldukça farklı olabilir. Bu durum, beni yabancı hissettirebilir ve aidiyet duygusunu kaybetme korkusu yaşayabilirdim. Farklı bir yerde olmak, insanın kendini yalnız hissetmesine neden olabilir. Bir yandan yeni deneyimler kazanmak, diğer yandan özlem duymak arasında bir çatışma yaşardım.

Sonuç olarak, uzun süre ayrı kalmak hem duygusal bir boşluk yaratır hem de yaşadığım yeri ve insanları daha çok takdir etmemi sağlar.


Soru : Metnin başlığından ve görsellerinden hareketle konusunu tahmin ediniz. Metni türünün özellikleri ve noktalama işaretlerine dikkat ederek okuyunuz.


Cevap :

Metnin başlığı ve görselleri, genel olarak bir yerin güzelliklerini, kültürel değerlerini ve insan ilişkilerini vurguladığını gösteriyor. Başlık, okuyucunun merakını uyandıracak şekilde tasarlanmış ve içeriğin ana temasını yansıtmaktadır.

Görseller ise, metnin konusunu güçlendiren unsurlar olarak yer alıyor. Metin muhtemelen, o yerin yaşam tarzını, sosyal ilişkileri ve doğasıyla ilgili kişisel deneyimleri anlatan bir hikâye veya deneme niteliğinde. Noktalama işaretlerine dikkat ederek okuyarak, metindeki duygusal yoğunluğu ve yazarın vermek istediği mesajı daha iyi anlayabiliriz.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 26 Cevapları


1. ETKİNLİK


Soru : Anlamları verilen kelimeleri bularak numaralandırılmış yerlere yazınız.


Cevap :

Yukarıdan Aşağı:

  1. Poyraz – Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgâr; kuzey rüzgârı, şimal rüzgârı.
  2. Elbise – Giysi.
  3. Cizye – İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir vergi türü.
  4. Virane – Harap.
  5. Alaca – Birkaç rengin karışımından oluşan renk.
  6. Kıble – Bazı ibadetler yerine getirilirken dönülen Kâbe’nin bulunduğu yön.

Soldan Sağa:

  1. – Çok uçta, kenarda veya kıyıda köşede olan.
  2. Abdest – İslam dinine göre namaz kılmak, Kur’an okumak, Kâbe’yi tavaf etmek gibi ibadetleri yerine getirebilmek için niyet ederek el, ağız, burun, yüz, kol ve ayakları yıkamak; baş, kulaklar ve boynun iki yanını meshetmek yoluyla arınma.
  3. Kas – Kas.
  4. İbadet – Dinî buyrukları yerine getirmek.
  5. Mitoloji – Tarih öncesi tanrılarının efsaneli serüvenlerini anlatan ve bir topluluğun duygularını, anlayışını ve özlemlerini göstermesi bakımından değeri olan mitlerin, efsanelerin bütünü.

 2. ETKİNLİK


Soru : Aşağıdaki soruları okuduğunuz metne göre cevaplayınız.


1. Kara Memiş kimdir? Malta korsanlarına ne zaman esir düşmüştür?


Cevap :  Kara Memiş, Türk donanmasında görev yapmış eski bir kaptandır. Kırk yıl önce Malta korsanlarına esir düşmüştür.


2. Askerlerin Kara Memiş’i hemen tanımalarının nedeni söyleyiniz.


Cevap : Askerlerin Kara Memiş’i hemen tanımalarının nedeni, onun ününün yaygın olmasıdır. Kara Memiş, cesareti ve kahramanlıklarıyla tanınan bir kaptan olduğu için, askerler onun özelliklerini ve yüzünü bildikleri için tanıdılar.


3. Turgut, Kara Memiş’in babası olduğunu nasıl anlamıştır?


Cevap : Turgut, Kara Memiş’in babası olduğunu, onun yüzündeki benizden ve gözlerindeki bakıştan tanımıştır. Ayrıca, Kara Memiş’in kullandığı dil ve davranışlar da onu tanımasına yardımcı olmuştur. Bu ayrıntılar, Turgut’un yıllar sonra bile oğlunu tanımasını sağlamıştır.


4. Esir düşmesine rağmen namazını kılmaya devam etmesi Kara Memiş’in hangi kişilik özelliğine sahip olduğunu göstermektedir?


Cevap : Kara Memiş’in esir düşmesine rağmen namazını kılmaya devam etmesi, onun kararlılık, inanç ve disiplin gibi güçlü kişilik özelliklerine sahip olduğunu göstermektedir. Bu durum, onun dini inancına olan bağlılığını ve zorluklar karşısında bile inancını koruma konusundaki azmini yansıtır.


5. Kara Memiş’in gençleşmiş bir kaplana benzetilmesinin nedeni nedir?


Cevap : Kara Memiş’in gençleşmiş bir kaplana benzetilmesinin nedeni, onun cesareti, gücü ve kararlılığıdır. Kaplan, avcı ve güçlü bir hayvan olarak bilinir; bu benzetme, Kara Memiş’in güçlü duruşunu, özgüvenini ve cesur karakterini vurgulamak için kullanılmıştır. Aynı zamanda, onun genç ve dinamik bir görünüm sergilemesi, bu benzetmeyi pekiştirmektedir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 27 Cevapları


3. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz “Forsa” adlı metindeki hikâye unsurlarını belirleyerek aşağıya yazınız.


Cevap :

Yer: Metnin geçtiği yer, karakterlerin etkileşimde bulunduğu çevre, olayların geçtiği ortamdır. (Bu kısım metne göre detaylandırılabilir.)

Zaman: Hikâyenin hangi zaman diliminde geçtiğini belirler. (Bu kısım da metne göre detaylandırılabilir.)

Kişiler/Varlıklar: Hikâyede yer alan ana karakterler ve yan karakterler. (Örneğin, ana karakterler, yardımcı karakterler, antagonistler gibi.)

Olay Örgüsü: Hikâyede gerçekleşen olayların sıralı ve mantıklı bir şekilde aktarılmasıdır. Başlangıç, gelişme ve sonuç bölümlerini içerebilir.


4. ETKİNLİK


Soru : Aşağıya okuduğunuz metinle ilgili üç soru yazınız. Yazdığınız soruları arkadaşlarınıza sorarak onlardan cevaplamalarını isteyiniz.


Cevap :

  • Kara Memiş’in esir düşmesine neden olan olaylar nelerdir ve bu olayların sonuçları nasıl gelişmiştir?
    Cevap: Kara Memiş, Malta korsanları tarafından esir alınmıştır. Bu esir alma olayı, onun cesareti ve savaşçılığı ile tanınan bir karakter olması nedeniyle beklenmedik bir durumdur. Sonuç olarak, Kara Memiş’in esareti, ailesi ve askerleri için büyük bir kaygı yaratır ve kurtuluşu için çeşitli planlar yapılır.
  • Kara Memiş’in babasıyla olan ilişkisi hikâyenin hangi yönlerini etkiliyor? Bu ilişkinin gelişimi nasıl bir değişim yaratıyor?
    Cevap: Kara Memiş’in babasıyla olan ilişkisi, hikâyede güç, cesaret ve bağlılık temalarını pekiştiriyor. Turgut, Kara Memiş’in babası olduğunu anladığında, bu durum hem Kara Memiş’in karakterini hem de babasıyla olan duygusal bağını derinleştiriyor. Bu ilişki, esaret altında bile dinî değerlere bağlı kalmasının nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.
  • Hikâyede namaz kılmanın ve dini değerlere bağlılığın önemi nedir? Kara Memiş’in bu özelliği karakteri hakkında neler söylüyor?
    Cevap: Namaz kılmak, Kara Memiş’in inancının ve kişiliğinin bir yansımasıdır. Esir düşmesine rağmen namazını bırakmaması, onun cesaretini, kararlılığını ve inancını gösterir. Bu özellik, Kara Memiş’in yalnızca bir savaşçı değil, aynı zamanda ahlaki ve dini değerlere saygılı bir birey olduğunu da ortaya koyuyor.

5. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metne uygun yeni başlıklar bularak bu başlıkları aşağıya yazınız.


Cevap :

Madde Madde “Forsa” adlı metin için uygun olabilecek yeni başlıklar:

  1. Esaretin Ardındaki Güç
  2. Kahramanın İman Gücü
  3. Kara Memiş: Savaşçı ve İnanç Adamı
  4. Düşman Ülkede Cesaretin Hikayesi
  5. Bağlılık ve Fedakarlık: Kara Memiş’in Yolculuğu
  6. Kurtuluş Umudu
  7. Bir Savaşçının Namazı
  8. Kahramanlığın Gerçek Yüzü

8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 28 Cevapları


6. ETKİNLİK


Soru : Aşağıda okuduğunuz metinden bir paragraf verilmiştir. Yazar bu paragrafta öyküleyici anlatımdan yararlanmıştır. Siz de okuduğunuz metinden öyküleyici anlatım örneği bularak noktalı alana yazınız.

TATLI DİLE DAİR (…)

Tatlı dil insan için başlı başına bir kuvvettir. Dünyaya biraz sevimli olarak gelmenin elbette büyük avantajları vardır. İnsanlar, başkaları hakkındaki ilk hükümlerini yüzlerine bakarak verirler; sonra konuşmaları yoklanır. Gerçi insanın dili ağzının içinde kolay dönmüyorsa düşüncelerini çabucak, güzel cümleler hâlinde ağzından dökemiyorsa bu gibi vaziyetlerde susmak en emin çaredir. Konuşmaktaki noksanlarını bilen bazı zeki insanlar susmayı becermek suretiyle muvaffak olurlar. Bütün ömürleri boyunca sustukları için yükselmiş insanlar çoktur. Ama asıl muvaffakiyet konuşmakla olur. Güler bir yüz, tatlı bir dille tamamlandığı zaman insana bütün kapılar açılır. Söze başlarken de söylediğim gibi tatlı dil, sevimli görünmeyen hatta soğuk intibaını veren yüzleri bile ısıtır, cana yakın kılar. Tatlı dile bütün kapıların açılması bundandır. Tabii bilirsiniz, Adana, Mersin, Maraş gibi Güney ve Güneydoğu vilayetlerimizde halk ağzında “dil” kelimesi “anahtar” manasında kullanılır. (…)

Şevket RADO Eşref Saat (Kısaltılmıştır.)


Cevap :

Sıfat-Fiil: sevimli olarak gelmenin

İsim-Fiil: konuşmak

Zarf-Fiil: susmak en emin çaredir

Yazar, tatlı dilin gücünü vurgularken, öyküleyici anlatımla sevimliliğin insan hayatındaki önemini ve konuşmanın başarısına olan etkisini anlatmaktadır.


7. ETKİNLİK


Soru : Aşağıda verilen metinde geçen fiilimsileri bulunuz. Bulduğunuz fiilimsileri metnin altında verilen türlerin karşısına yazınız.


Cevap :

Metinde geçen fiilimsileri bulmak için fiilimsilerin üç türünü göz önünde bulundurmak gereklidir:

  1. İsim-fiil (mastar): “-mak, -mek, -ma, -me” ekleri ile yapılan fiilimsi türüdür.
  2. Sıfat-fiil (ortaç): “-an, -en, -ası, -esi, -mez, -maz, -ar, -er, -dık, -dik, -ecek, -miş” ekleri ile yapılan fiilimsi türüdür.
  3. Zarf-fiil (ulaç): “-ıp, -arak, -ince, -ken, -dikçe, -meden, -eli, -rken, -den, -e, -mek için” gibi eklerle yapılan fiilimsi türüdür.

Metindeki Fiilimsiler:

  1. İsim-fiil (mastar):
    • kurtarmak
    • almak
    • görmek
    • yaşamak
    • gitmek
    • söylemek
  2. Sıfat-fiil (ortaç):
    • bağlanan (bağlanmış)
    • çürüyen (çürümüş)
    • unutmadığı (unutulmuş)
    • yaşayan (yaşamış)
    • giden (gitmiş)
    • yürüyen (yürümüş)
  3. Zarf-fiil (ulaç):
    • ovduktan (ovmak)
    • baktıktan (bakmak)
    • atarak (atmak)
    • gidince (gitmek)
    • beklerken (beklemek)
    • kalkınca (kalkmak)
    • sarıldıktan (sarılmak)

Metindeki bu fiilimsiler, cümlelere hareket ve özellik kazandıran sözcüklerdir.


8. Sınıf Türkçe Hecce Yayıncılık Ders Kitabı Sayfa 29 Cevapları


8. ETKİNLİK


Soru : Okuduğunuz metni özetleyerek aşağıya yazınız. Özetinizi yazarken tekrar edilen ifadelere ve gereksiz olduğunu düşündüğünüz ayrıntılara yer vermeyiniz.


Cevap :

“Forsa” adlı metin, Malta korsanları tarafından esir alınan Kara Memiş’in hikayesini anlatmaktadır. Kara Memiş, esaretine rağmen inancını kaybetmez ve namazını kılmaya devam eder. Bu durum, onun güçlü bir karaktere sahip olduğunu gösterir.

Oğul Turgut, Kara Memiş’in babası olduğunu anladığında, içindeki özlem ve sevgi duyguları kabarır. Esaret koşullarında bile cesaretini koruyan Kara Memiş, gençleşmiş bir kaplana benzetilir; bu, onun gücünü ve kararlılığını simgeler. Metin, inanç, cesaret ve bağlılık temalarını işlerken, savaşçı bir ruhun esaret altında bile nasıl hayatta kalabileceğini gösterir.


9. ETKİNLİK


Soru : “Kara Memiş’in yerinde siz olsaydınız yaşadığınız bu olaylar karşısında neler hisseder, neler yapardınız?” sorusundan hareketle sınıfınızda hazırlıklı konuşma yapınız.

Konuşmanızda empati kurma stratejisini uygulayınız. Bu stratejiyi uygularken kendinizi olaydaki kahramanın yerine koyarak neler hissettiğini, yaşadığını, düşündüğünü anlatmaya çalışınız. Konuşmanız sırasında beden dilinizi etkili kullanmaya özen gösteriniz. Beden dilini etkili kullanmanın konuşmacının vermek istediği sözlü olmayan mesajları iletmeyi kolaylaştıracağını unutmayınız. Konuşmanızda kelimeleri anlamlarına uygun kullanmaya özen gösteriniz.


Kısa Cevap :

Sevgili arkadaşlar,

Bugün sizlere, “Kara Memiş’in yerinde olsaydım neler hisseder, neler yapardım?” sorusunu yanıtlamak istiyorum. Eğer ben Kara Memiş olsaydım ve Malta korsanları tarafından esir alınsaydım, korku ve çaresizlik duyguları içinde kaybolabilirdim. Ancak, bu zorlu durumun üstesinden gelmek için umudumu kaybetmezdim.

İnancım ve güçlü ruhum, beni ayakta tutan en önemli unsurlar olurdu. Namazımı kılmak, bana manevi bir güç sağlar ve özgürlüğüme olan özlemimi tazelerdi. Belki de, zindandan kaçış planları yaparken arkadaşlarımla dayanışma içinde olmak, bana cesaret verirdi.

Sonuç olarak, her ne olursa olsun, içimdeki özgürlük arzusu ve dayanışma ruhu ile bu zorluğun üstesinden gelmeye çalışırdım. Zor zamanlar, bizi daha güçlü kılar. Teşekkür ederim.

Uzun Cevap :

Sevgili arkadaşlar,

Bugün sizlere, “Kara Memiş’in yerinde olsaydım neler hisseder, neler yapardım?” sorusunu yanıtlamak istiyorum. Hayal edin; bir gün denizlerin cesur savaşçısı Kara Memiş olarak uyanıyorsunuz. Güçlü, özgür ve cesur bir insansınız. Ancak, birdenbire, Malta korsanları tarafından yakalanıyorsunuz. Esir alınıyorsunuz ve karanlık bir zindana kapatılıyorsunuz. İşte o an, benim için korku, yalnızlık ve çaresizlik hissetmek kaçınılmaz olurdu.

Esaret altındayken, içimdeki özgür ruhun hapsolduğunu düşünmek benim için çok zor olurdu. Kendi evimde, sevdiklerimden uzakta, düşüncelerimle baş başa kalmak… Her sabah, özgürlüğe dair hayaller kurarken, bir gün bu zindandan kurtulacağım umudunu taşımak belki de tek tesellim olurdu. Ama biliyorum ki, bu yalnızlık ve belirsizlik beni zaman zaman yıldırabilir, umutsuzluğa düşürebilir.

Kara Memiş’in yaşadığı olaylar karşısında, kendime şu soruları sorardım: “Benim için bu zor dönemde önemli olan nedir? Ailem, inancım, özgürlüğüm mü?” Bu sorular, beni motive ederdi. O yüzden, asla pes etmemek gerektiğine inanırdım. Namazımı kılmak, beni ruhsal olarak ayakta tutar ve umudumu tazelerdi. Belki de inancım, bana en büyük güç kaynağım olurdu.

Zindandan kurtulmak için arkadaşlarımla birlikte plan yaparken, kalbimdeki cesaret ve kararlılığı hissetmek harika bir duygu olurdu. Birlikte özgürlük hayalini gerçekleştirmek, beni daha da güçlendirirdi. Hatta belki de bu zorluklar, benim için birer sınav haline gelirdi; beni daha güçlü, daha dirençli biri yapardı.

Sonuç olarak, Kara Memiş’in yerinde olsaydım, yaşadıklarım karşısında hissettiğim korkuya, yalnızlığa ve çaresizliğe rağmen, içimdeki özgür ruhu asla kaybetmezdim. Arkadaşlarımla birlikte dayanışma içinde, umutla dolu günler için mücadele ederdim. Hayat, zorluklarla dolu olsa da, ben her zaman özgürlüğüm için savaşırdım.

Unutmayalım ki, en karanlık anlarda bile içimizde bir umut ışığı vardır. Özgürlük için savaştığımızda, zorlukların üstesinden gelebiliriz. Teşekkür ederim.


10. ETKİNLİK


Soru : Forsa” adlı metnin konusundan ve ana fikrinden hareketle defterinize hikâye edici bir metin yazınız. Yazdığınız metne uygun bir başlık bulunuz. Metninizi gözden geçirirken varsa yazım ve noktalama hatalarını düzeltiniz. Yazdığınız metni sınıfta arkadaşlarınıza okuyunuz.


Cevap :

Başlık: Esaretin Kılıcı

Bir zamanlar, denizlerin derinliklerinde cesur bir savaşçı yaşardı. Adı Kara Memiş olan bu adam, savaşlarda gösterdiği cesaretle tanınırdı. Bir gün, Malta korsanları tarafından pusuya düşürüldü ve esir alındı. Zindanda, korkunç şartlar altında yaşamak zorunda kaldı. Ancak Kara Memiş, inancını ve güçlü karakterini asla kaybetmedi.

Zindanda geçen günler, onun için bir ceza değil, bir sınav oldu. Her sabah namazını kılarak kendini ruhsal olarak beslemeyi başardı. Arkadaşları, onun bu kararlılığından etkilenmişti. “Kara Memiş bile bu zor günlerde bile güçlü kalabiliyorsa, biz de kalmalıyız!” dediler birbirlerine.

Bir gün, oğlu Turgut zindana geldi. Kapı açıldığında, içeri girdiğinde babasını görünce gözleri doldu. Kara Memiş, yüzündeki çatlakları ve yorgun görünümüne rağmen gençleşmiş bir kaplan gibi duruyordu. Turgut, babasının kararlılığını ve cesaretini gördüğünde, ona daha fazla saygı duydu. Babasının kendisine olan sevgisini hissetti.

Turgut, “Babacığım, seni asla unutmuyorum. Birlikte özgürlüğe ulaşacağız!” dedi. Kara Memiş, oğlunun gözlerindeki cesareti gördü ve ona, “Unutma evlat, esaret ruhu öldüremez!” diyerek cevap verdi.

Günler geçtikçe, özgürlük hayaliyle dolup taşan Kara Memiş, zindanın kalın duvarlarını aşmak için planlar yapmaya başladı. Onun içindeki savaşçı ruh, esareti kabul etmiyordu. Arkadaşlarıyla birlikte bir gece, zindanı terk etme planını uygulamaya karar verdiler.

Plan başarıyla uygulandı ve Kara Memiş, oğlu Turgut ile birlikte özgürlüğüne kavuştu. Artık yeni bir hayat, yeni bir mücadele bekliyordu. Bu hikaye, her ne olursa olsun inanç ve cesaretin asla kaybedilmeyeceğini anlatan bir ders oldu.

Kara Memiş, bir kez daha denizlerin özgür ruhuyla bütünleşti ve kendi kaderini yeniden yazdı.



 

Our Score
error: Content is protected !!