Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu 7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gün Yayıncılık Ders Kitabı MetinleriSoruları ve Cevapları
Ortaokul ve İmam Hatip Ortaokulu eğitim öğretim yılında siz değerli öğrencilerimizin ödevlerini kontrol etmeleri ve eksik konularını tamamlamaları için Forum Sınıf Kitabı tarafından “7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Kitabı Cevapları” konusu sizler için hazırlanmıştır.
“7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gün Yayıncılık Ders Kitabı Cevapları” konusu hakkında aklınıza takılan tüm kısımları aşağıda yer alan yorum kısmına sorabilir değerli öğretmen ekibimizden cevaplarınızı alabilirsiniz.
7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gün Yayıncılık Ders Kitabı Cevaplarına ulaşmak için kalmış olduğunu sayfa ve ya metin ismi üzerine tıklamanız yeterli olacaktır. Forum Sınıf Kitabı Ailesi olarak iyi dersler dileriz.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Kitabı Cevapları Sayfa 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26 ,27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35 ‘nin cevapları aşağıdadır.
Nebe’ Suresi, 38. ayet: Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman’ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.
Al-i İmran Suresi, 39. ayet: O mihrapta namaz kılarken, melekler ona seslendi: “Allah, sana Yahya’yı müjdeler. O, Allah’tan olan bir kelimeyi (İsa’yı) doğrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir.”
Al-i İmran Suresi, 45. ayet: Hani melekler, dediler ki: “Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ‘seçkin, onurlu, saygındır’ ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır.”
Nisa Suresi, 136. ayet: Ey iman edenler, Allah’a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, şüphesiz uzak bir sapıklıkla sapıtmıştır.
Nisa Suresi, 166. ayet: Fakat Allah, sana indirdiğiyle şahidlik eder ki, O, bunu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de şahittirler. Şahid olarak Allah yeter.
Araf Suresi, 11. ayet: Andolsun, Biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. Onlar da İblis’in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı.
Enfal Suresi, 12. ayet: Rabbin meleklere vahyetmişti ki: “Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın, inkar edenlerin kalplerine amansız bir korku salacağım. Öyleyse (ey Müslümanlar,) vurun boyunlarının üstüne, vurun onların bütün parmaklarına.”
Ra’d Suresi, 23. ayet: Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından ‘salih davranışlarda’ bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler:
Hicr Suresi, 7. ayet: “Eğer doğruyu söylüyor isen, bizlere melekleri getirmeli değil miydin?” Hicr Suresi, 8. ayet: Hak olmaksızın Biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Nahl Suresi, 2. ayet: Kullarından dilediklerine, melekleri emrinden olan ruh ile indirir: Benden başka İlah yoktur, şu halde Benden korkup-sakının, diye uyarın.”
İsra Suresi, 61. ayet: Hani, meleklere: “Adem’e secde edin” demiştik. İblis’in dışında (hepsi) secde etmişlerdi. Demişti ki: “Bir çamur olarak yarattığın kimseye ben secde eder miyim?”
Enbiya Suresi, 26. ayet: “Rahman (olan Allah) çocuk edindi” dediler. O, (bu yakıştırmadan) Yücedir. Hayır, onlar (melekler) ikrama layık görülmüş kullardır.
Ahzab Suresi, 56. ayet: Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de O’na salat edin ve tam bir teslimiyetle O’na selam verin.
Fatır Suresi, 1. ayet: Hamd, gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allah’ındır; O, yaratmada dilediğini arttırır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.
Saffat Suresi, 164. ayet: (Melekler der ki:) “Bizden her birimiz için belli bir makam vardır.”
Sad Suresi, 71. ayet: Hani Rabbin meleklere: “Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım” demişti.
Fussilet Suresi, 14. ayet: Onlara “Yalnızca Allah’a kulluk edin” diye önlerinden ve arkalarından elçiler gelince, dediler ki: “Eğer dileseydi Rabbimiz melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkar edicileriz.”
Fussilet Suresi, 30. ayet: Şüphesiz: “Bizim Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) “Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin.”
Muhammed Suresi, 27. ayet: Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?
Tahrim Suresi, 4. ayet: Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah’a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü’minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler.
Zuhruf Suresi, 60. ayet: Eğer Biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı.
Necm Suresi, 26. ayet: Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah’ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.
2. Kıyamet, ahiret, mahşer ve mizan kavramlarının anlamlarını araştırıp öğreniniz.
Melekler nurdan manevi varlıklar olup onları da yeme, içme, evlenme, yorulma ve uyuma gibi, cinsiyet gibi özellikler bulunmayıp Allah’ın emirlerine itaat etmek ve sürekli ibadet halinde kalmaktadırlar.
Meleklerde nefis yani tercih hakkı bulunmadığı için günaha girme veya sevap kazanma gibi yada manevi olarak yükselmek gibi durumlar söz konusu değildir.
4. Kur’an-ı Kerim mealinden, Hz. İsa (a.s.) ile ilgili iki ayet bularak defterinize yazınız.
Şüphesiz İsa’nın Allah yanındaki durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona: “Ol!” dedi, o da oluverdi. (3/Âl-i İmran 59)
De ki: “Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa’ya, İsa’ya ve (diğer) nebilere Rableri tarafından verilen (vahye) iman ettik. Onlardan hiçbirinin arasını ayırmayız. Ve biz, O’na teslim olanlarız.” (3/Âl-i İmran 84)
İsa, onların küfre düşeceğini hissedince dedi ki: “Allah’a (giden bu yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?” Havariler dedi ki: “Biz, Allah’ın yardımcılarıyız. Allah’a iman ettik ve şahit ol ki biz Müslimlerdeniz/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanız.” (3/Âl-i İmran 52)
(Hatırlayın!) Hani Allah demişti ki: “Ey İsa! Seni vefat ettirecek, kendime yükseltecek, kâfirlerden (ve onların tuzak ve hilelerinden) temizleyeceğim. Sana tabi olanları kıyamete dek kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca bana olacak. İhtilaf ettiğiniz konularda aranızda ben hükmedeceğim.” (3/Âl-i İmran 55)
“Dini (tevhidle) ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” diye Nuh’a emrettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim, Musa ve İsa’ya emrettiğimizi sizin için dinde şeriat kıldık. Müşrikleri kendisine davet ettiğin (tevhid) onlara ağır geldi. Allah dilediği kulunu (tevhid ve ayrılıksız din için) seçer ve O’na yönelenleri hidayete erdirir. (42/Şûrâ 13)
Meryem oğlu (İsa) örnek verildiğinde senin kavmin hemen bağırıp çağırmaya başladı. (43/Zuhruf 57)
Şüphesiz ki biz, Nuh’a ve ondan sonra (gelen) nebilere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahyettik. Ve Davud’a da Zebur’u verdik. (4/Nisâ 163)
Andolsun ki: “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler kâfir olmuşlardır. (Oysa) Mesih demişti ki: “Ey İsrailoğulları! Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Şüphesiz ki kim Allah’a şirk koşarsa, Allah cenneti ona haram kılar. Onun barınağı ateştir. Zalimler için yardımcı da yoktur.” (5/Mâide 72)
Meryem oğlu Mesih yalnızca bir resûldür. Muhakkak, ondan önce resûller gelip geçmiştir. Onun annesi sıddıka/dosdoğru bir kadındı. (O ve annesi ilah olamazlar çünkü) ikisi de yemek yerlerdi. (Yemek yemek muhtaç olmaktır. Muhtaç olan ilah olamaz) Bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? Sonra yine bak, onlar nasıl (haktan) çevriliyorlar? (5/Mâide 75)
Hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara Allah’ı bırakıp beni ve annemi ilah edinin.” diye söyledin? Dedi ki: “Seni tenzih ederim! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem (doğru) olmaz. Şayet söylemiş olsam elbette sen bunu bilirdin. (Çünkü) sen, bende olanı bilirsin, bense sende olanı bilmem. Şüphesiz ki sen, gaybı bilensin.” (5/Mâide 116)
Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas’ı da (hidayet ettik). Hepsi salihlerdendi. (6/En’âm 85)
Yahudiler: “Uzeyir, Allah’ın oğludur.” dediler. Hristiyanlar: “Mesih, Allah’ın oğludur.” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri ve daha önceki kâfirlere benzettikleri sözleridir. Allah onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar? (9/Tevbe 30)
Onlar Allah’ı bırakıp din bilginlerini, abidlerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. (Oysa) onlar yalnızca bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Allah) onların şirk koştuklarından münezzehtir. (9/Tevbe 31)
De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”
7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Gün Yayıncılık Ahiret İnancının İnsan Davranışlarına Etkisi CevaplarıSayfa 23, 24
Ahiret İnancının İnsan Davranışlarına Etkisi Cevapları
7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Gün Yayıncılık Sayfa 23-24
Soru : “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın!” (Tirmizî, Sıfâtü’l-Kıyâme, 25.) hadisi bize ne anlatmak istemektedir?
İnsanlar hayatın hızında kendi yaptıkları davranışları çoğu zaman kontrol edemezler.
İnsanın bu davranışları konusunda zaman zaman oturup düşünmesi ve yapmış olduğu her berekete kendini sorgulaması hayatta başarılı olmasını ve yapmış olduğu hatalar büyümeden önlem almasına yardımcı olacaktır.
Tıpkı dünyada olduğu gibi insanın davranışlarını ahiret açısından sorgulanması ve böylece ahirete düşünerek yapmış olduğu kötülüklerden ve haksızlıklardan vazgeçmesi insanın hesabını kolay olmasına ve dünya hayatını düzenlemesine yardımcı olacaktır.
Günlük olarak veya zaman zaman durulup gerek ibadetlerimizi gerekse de yapmış olduğumuz davranışlardaki anlamları düşünerek hayatımızı kontrol etmeli ve hayatımıza düzenleme yaparak devam etmeliyiz.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 24 Cevapları
Soru : Yukarıdaki şema üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz. Bu şemayı siz hazırlasanız yazılanlara başka neler eklemek isterdiniz? Düşüncelerinizi aşağıya yazınız.
Cevap:
Yukarıdaki şemaya baktığım zaman gerçekten de ahirete hapislerinden bir insan Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınır ve bu ömürleri yerine getirmekten mutluluk duyar.
Ahirette yepyeni bir hayat başlayacağını bildiği için ölümden Korkmaz ve ömrünü çok iyi değerlendirir, yaptıklarından hesaba çekileceğini bildiği için davranışlarını sürekli kontrol eder.
Kötülüklerden uzak durur ve ölümün bir yok oluş değil de yeni bir başlangıç olduğunun bilincinde olur.
7. Sınıf Din Kültürü Kitabı Gün Yayıncılık Okuma Metni : Allah’ın Melekleri CevaplarıSayfa 15
Okuma Metni : Allah’ın Melekleri
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 15 Cevapları
ALLAH’IN MELEKLERİ
Allah’ın yarattığı her şeyi göremeyiz,
Varlığını hissederiz fakat el süremeyiz.
Duyulmaz kelebeğin kanadından çıkan ses,
Havayı görmesek de alırız nefes nefes.
Isıtır, aydınlatır, motorları işletir,
Elektrik denilen gücü kim görebilir?
Hiçbir göze görünmez meyvenin tadı,
Güllerin kokusunu gözle gören olmadı.
Görmeden biliyoruz nurdan kelebekleri
Dolaşır aramızda Allah’ın melekleri,
Yapayalnızken bile dertli değildir başım,
Sağımda solumda melekler arkadaşım,
Ben onları göremem, onlar beni görür.
Güzel düşüncelere güç ve kuvvet verirler. Gökhan EVLİYAOĞLU Çocuk ve Dua, s. 15.
Cevap: 7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 15 Cevapları konusunda siz değerli ziyaretçilerimiz için soru bulunmamaktadır. Sizlere tavsiyemiz gelebilecek sorulara karşın okuma metnini bir iki defa okumanızdır. İyi dersler dileriz.
“Ahirette buluşmak”, “Ahirette kavuşmak”, “İşimiz ahirete kaldı.” gibi sözler sevdiği veya sevmediği bir kimseyle olan kavuşma veya bir hakkın alınması gibi adaletin sağlanmadığı bir durumda mahşerde kavuşmaktan veya hakkının alınmasından bahsedilen sözlerdir.
Bu dünyadayken sevdiklerimizle vefat etmesi veya onları bir daha görevimiz gibi durumlarda insanlar “ahirette buluşmak” veya “ahirette kavuşmak” ifadelerini kullanırlar.
“İşimiz ahirete kaldı” ifadesi ise genelde bu dünyadayken adaletin sağlanmadı düşünüldüğünde veya hakkımızı almanın mümkün olmadığı bir yerde hakkımızı almak istediğimiz kişiden hakkımızı ahireti alacağımız ifade eden bir sözdür.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 17 Cevapları
“Allah’ın sana verdiğinden (onun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.” (Kasas suresi, 77. ayet.)
“Kim yalnız dünya hayatını ve onun zinetini isterse biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar. İşte onlar, kendileri için ahirette ateşten başka bir şey olmayan kimselerdir. (Dünyada) yaptıkları şeyler, orada boşa gitmiştir. Zaten bütün yapmakta oldukları da boş şeylerdir.” (Hûd suresi, 15-16. ayetler.)
Soru : Yukarıdaki ayetlerden, dünya hayatı ile ahiret arasındaki ilişki konusunda ne gibi ilkeler çıkarılabilir? Arkadaşlarınızla konuşunuz ve tespit ettiğiniz ilkeleri aşağıya yazınız.
Cevap:
Çıkardığımız ilkeler;
Dünyadayken kendimizi zor duruma düşecek kadar paramızı savurmamak ancak ahireti düşünerek de bolca Allah yolunda sadaka vermek
Yeryüzünde bozgunculuğu sevmemek ve bozgunculuk çıkarmamak
Sadece dünyayı isteyen ve ahirete hiç önemsemeyen insanlara sadece dünyanın verileceği için bizim hem dünya hem de ahiret hayatını istememesi ve ona göre amel etmemiz gerekir.
Melekler nurdan varlıklar olup kendilerinde insanlarda olduğu gibi cinsiyet, yeme ve içme, uyuklama, yorulma gibi haller bulunmamaktadır.
Ayrıca meleklerde nefis yani iyi ve kötüyü seçme hali bulunmayıp sadece ibadetle meşgul olurlar. Melekler kendilerine ne emir verildiyse daima onunla meşgul olup kıyamete kadar sıkılmadan bunu yerine getirirler.
“Gökleri ve yeri yaratan; melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı yapan Allah’a hamdolsun…” (Fâtır suresi, 1. ayet.)
“…Bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler. Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar. ” (Nahl suresi, 49-50. ayetler.)
Soru : Yukarıdaki ayetler, meleklerin özellikleri ve görevleri hakkında sizlere neler düşündürmektedir? Arkadaşlarınızla konuşunuz.
Cevap:
Yukarıdaki ayetlerde meleklerin özellikleri ve görevleri hakkında meleklerin kanatlı oldukları, meleklerin herhangi bir büyüklük taslamadan yani kibre girmeden Allah’ın secde ettikleri Allah’tan korktukları ve kendilerine Medine ise onu yapmalarından bahsetmektedir.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 13 Cevapları
Soru : İçinde melek kavramı geçen deyim ve atasözleri araştırınız.
Hz Meryem, Hz Davut Aleyhisselam’ın soyundan olan İsa Aleyhisselam’ın annesi imran’ın kızıdır.
İmran’ın eşi Hanna kısır olup hiç çocuğu olmamışken, içerisinde çocuk sahibi olma arzusu uyanmış ve Allah’a dua ederek eğer kendisine bir çocuk İhsan ederse Beytul Makdis lise yani Mescid-i Aksa’ya hizmetçi olarak adayacağına dair dua etti. Ancak o o zamanda Mescid-i Aksa’da bulunan kişilerin erkek olduğunu düşünerek çocuğunun da erkek olacağını düşündü.
Hz Meryem bakımını üstlenen amcası Hz Zekeriya aleyhisselam ile özel ayrı bir alana verilmiş ve oraya kendi bakımını üstlenen Zekeriya Aleyhisselam dışında kimse girmemekteydi.
Meryem validemizin cok iffetli olduğu bilindiği halde bir çocuk sahibi olması ve onu halk içine getirmesi gerçekten büyük bir imtihandır.
İsa Aleyhisselam bunun üzerine bebekken konuşmuş ve insanlara peygamber olduğunu söylemiştir.
İsa Aleyhisselam kendisine kitap indirilmiş bir peygamber olup İncil verilmiştir.
Kudüs’ te dünyaya gelmiş 30 yaşında kendisine peygamberlik görevi verilmiştir.
Öldürülmek istenen İsa as Allah tarafından göğe çıkarılarak kıyamete yakın tekrar indirilecektir.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 27 Cevapları
“Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur. Allah’ın çocuk edinmesi düşünülemez. O, bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece ‘Ol!’ der ve o da oluverir. Şüphesiz, Allah, benim de Rabb’im sizin de Rabb’inizdir. Öyleyse (yalnız) ona kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur. (Fakat Hristiyan) gruplar, aralarında ayrılığa düştüler…” (Meryem suresi, 34-37. ayetler.)
Yukarıdaki ayette verilmek istenen mesaj Hristiyanların düşmüş olduğu gibi Haşa Allah’ın çocuk edinmediği e İsa Aleyhisselam’ın Allah’ın kulu ve peygamberi olduğudur.
Allahü Teala bir çocuğu anne ve babadan yaratabileceği gibi sadece bir anneden de yaratabilir.
Aslında kişinin anne ve babadan dünyaya gelmesine bir mucize olduğu halde bizler buna alıştığımız için bize normal gelmektedir.
İnsanlar İsa aleyhisselama babasız görünce Haşa Allah’ın oğlu olma gibi cok çirkin bir düşünceyi isnat etmiş ve bu şekilde inanmışlardır. Ancak Allahu Teala bu sözleri kınamış ve birçok ayeti kerimede bu yanlışlığın büyüklüğünü ifade etmiştir.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 29 Cevapları
“ … Hâlbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler. Onun hakkında ihtilafa düşenler, bu konuda tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta hiçbir bilgileri yoktur sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. Bilakis Allah onu kendine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (Nisâ suresi, 157-158. ayetler.)
Soru : Yukarıdaki ayetlerde Hz. İsa (a.s.) hakkında ne gibi açıklamalar yer almaktadır.
Cevap:
Yukarıdaki ayetlerde Hz İsa Aleyhisselam’ın öldürülemediğini ve yerine kendine benzeyen bir insanın getirilerek insanların onun öldüğüne inandığını ancak İsa Aleyhisselam’ın göğe çıkarıldığından bahsetmektedir.
Yeryüzünden bugüne milyarlarca insan yaratılmış ve hepsi vakti geldiğinde ne kadar uzun yaşarlarsa yaşasınlar ölmüşlerdir.
Bu ölümden sonra insanlar için ahiret hayatı başlamış ve bu ayet hayat sonucunda sonsuz bir hayata başlamışlardır.
Kıyametle beraber bütün canlılar öldükten sonra sadece Allahu Teala hazretleri kalacak daha sonra insanlar diriltilerek mahşerde toplanacaklardır.
Haksızların haklarının alındığı ve zalimlerin mazlumları hesap verdiği bugün de herkesin hakkı birbirinden alınacak ve insanlar dünyadayken işlemiş oldukları şeylere göre ahirette muamele bulacaklardır.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 20 Cevapları
Soru : Doğada, yeniden dirilişi hatırlatan başka ne gibi örnekler yer alır? Bu konudaki gözlem ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yukarıdaki örneklerde olduğu gibi insanların nasıl dirilteceği konusunda hadisi şerifte böyle bir bilgi vermiştir.
“Allah gökten su indirecek ve insanlar yerden sebze biter gibi bitecekler. İnsanda bir kemik hariç hepsi çürür. Bu çürümeyen, «Acbü’z-Zeneb»[1] denen kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyâmet günü yeniden yaratılış bundan terkip edilecektir.” (Buhârî, Tefsîr, 39/3; Müslim, Fiten, 141; Muvatta’, Cenâiz, 48; Ebû Dâvûd, Sünnet, 24; Nesâî, Cenâiz, 117)
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 21 Cevapları
Soru : İnsanların, yaptıklarından hesaba çekileceği bilincine sahip olması toplumda iyiliklerin çoğalıp kötülüklerin azalmasında nasıl bir rol oynayabilir? Tartışınız.
İnsanlar yaptıklarından dolayı ahirete hesaba çekilecekleri bilincinde olsalardı yaptıkları hareketlere çok dikkat eder toplumsal düzeni bozan her türlü hareketten sakınırlardı.
İnsanlar eğer Allah’a hesap vereceklerini bilselerdi gerek aile bireylerine gerekse de günlük hayatta karşılaşmış oldukları kişilere olan davranışlarında kibar ve saygılı olur birbirlerinin hakkına girmemek için çok dikkatli davranırlardı.
Böylelikle hırsızlık, kalp kırma, fiziksel veya sözel şiddet gibi insana ve doğaya zarar veren bütün davranışlardan insanlar sakınmaya çalışırlardı.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 22 Cevapları
“Kim (Allah’ın huzuruna) iyilikle gelirse ona, getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o, sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır…” (En’âm suresi, 160. ayet.)
“(Lokman öğütlerine şöyle devam etti.) Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa, bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa Allah onu çıkarır, getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.” (Lokman suresi, 16. ayet.)
Soru : Yukarıdaki ayetlerden, dünyada yapılanların karşılığı ve ahiret konularında ne gibi ilkeler çıkarılabilir? Arkadaşlarınızla konuşunuz.
Cevap:
Yukarıdaki ayetlerden, dünyada yapılanların karşılığı ve ahiret konularında insanların iyilik getirmesi durumunda Allah’ın rahmetiyle onun kat kat karşılığını alacağı kötülüğün ise misli ile karşılık verileceği, iyiliklerimizi gizli yapmayı ve gizli yapılsa bile şüphesiz ki onun Allah tarafından karşılık verileceği ifade edilmektedir.
Varlıklar alemi gözle görülebilen ve görülemeyen olmak üzere iki kısımda sınıflandırılabilir.
Bunlardan gözle görülebilen varlıklar çevremizde olan ve beş duyu organımız olan duyularla algılayabildiğimiz varlıklardır. Bunları çevremizde olan, ağaç, insan, ve bütün eşyalar dahildir.
Gözle görülemeyen varlıklar ise şeytan, cin ve melek gibi varlıklar olup bunlar beş duyu organı ile algılanamayan fakat varlığını bildiğimiz ve kabul ettiğimiz şeylerdir.
Melekler insanlar gibi özelliklere sahip olmayan nurdan varlıklardır.
Melekler de yeme, içme, uyuma gibi insanın bedeni için ihtiyaç duymuş oldu ihtiyaçlar bulunmamakta aynı zamanda kendilerinde erkeklik ve dişilik kavramları bulunmayıp sadece Allah’ın emirleri ile meşgul olurlar.
Melekler kendilerinde hata yapma isteği veya günaha düşme korkusu gibi bir durum söz konusu olmadığı için verilmiş oldukları görevlere devam edip kendilerinde manevi olarak herhangi bir yükselme ve alçalma yoktur.
İnsan ise bu şeylerin hepsi ile imtihan olduğu için manevi derecesini yükseltebilir veya alçaltabilir.
3. Meleklere imanın davranışlarımız üzerinde ne gibi olumlu etkileri vardır? Açıklayınız.
Kıyametin saati sadece Allahu Teala hazretleri tarafından bilinmekle beraber yaklaştığına dair alametler hadisi şeriflerde belirtilmiştir.
Ahiret ise insanın ölümüyle başlayıp mahşer ve toplanarak hesap vermek ve neticede kişinin Cennet veya cehenneme gideceği bir hayatın başlangıcıdır. Sonsuza kadar sürecektir.
6. Ahiret hayatının aşamaları hakkında bilgi veriniz.
Ölüm: Ahiret hayatının ilk aşaması ölümdür. Her canlı zamanı gelince ölür.
Ölüm İle İlgili Ayet Ve Hadisler;
“Her can ölümü tadacaktır. Kıyamet günü mükâfatlarınız tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete gönderilirse, o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı aldatıcı bir metâdır.” (Âl-i İmrân sûresi, 185)
Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yere birtakım çizgiler çizdi. Sonra da çizgileri göstererek şöyle buyurdu:
“Bunlar insanın istek ve arzuları, şu da onun ecelidir. İnsan hayal içinde yaşayıp giderken bir de bakar ki en yakın ölüm çizgisi karşısına gelivermiş.” (Buhârî, Rikak 4)
Haşir: Dirilme demek olup insanların hesaba çekilmek için diriltilmeleri
Haşir İle İlgili Ayet Ve Hadisler;
Ebû Hüreyre’ye, bu ifâdeyle kırk yıl mı, kırk ay mı yoksa kırk gün mü kastedildiği tek tek sorulduğunda her birine ısrarla; “Bir şey diyemem.” şeklinde mukâbelede bulunmuştur. Sonra da Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in hadîsini nakletmeye devam ederek şöyle buyurmuştur:
“Allah gökten su indirecek ve insanlar yerden sebze biter gibi bitecekler. İnsanda bir kemik hariç hepsi çürür. Bu çürümeyen, «Acbü’z-Zeneb»[1] denen kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyâmet günü yeniden yaratılış bundan terkip edilecektir.” (Buhârî, Tefsîr, 39/3; Müslim, Fiten, 141; Muvatta’, Cenâiz, 48; Ebû Dâvûd, Sünnet, 24; Nesâî, Cenâiz, 117)
“Kıyâmet gününe yemin ederim.” (el-Kıyâme, 1)
“İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır?” (el-Kıyâme, 3)
“Evet, Biz’im, onun parmak uçlarını[5] bile aynen eski hâline getirmeye gücümüz yeter.” (el-Kıyâme, 4)
Lokman sûresinde de Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, ancak tek bir kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Şüphesiz ki, Allah her şeyi işiten ve görendir.” (Lokmân, 28)
Mahşer: Yeniden diriliş ile birlikte insanların Allah’a hesap vermek üzere toplanacakları yer.
” Meryem Suresi 68. Ayet; ” Rabbine andolsun ki onları muhakkak şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş vaziyette hazır tutacağız. ”
Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh şöyle dedi:
Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:
“Kıyamet gününde Kur’an ve dünyadaki hayatlarını ona göre tanzim eden Kur’an ehli kimseler mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Kur’an’ın önünde Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri vardır. Her ikisi de kendilerini okuyanları müdafaa için birbiriyle yarışırlar” buyururken işittim.
Müslim, Müsâfirîn 253. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 5
Mizan: Cennetlik mi yoksa Cehennemlik mi olduklarını belirlemek için ahirette kuracan terazilere verilen isimdir.
Mizan İle İlgili Ayet Ve Hadisler;
Kur’an-ı Kerîm’de mîzan hakkında şöyle buyurulur: “Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık hiç kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Allah Teâlâ’nın bildiği ve takdir ettiği şekilde amellerin tartılmasıdır. Yapılan iş bir hardal tanesi kadar olsa bile, onu tartıya sokarız. Hesap gören olarak biz yeteriz.” [1] Şu âyette tartının sonucuna göre işlem yapılacağı açıkça belirtilir: “Tartıları ağır olana gelince, o kimse hoş bir hayat içinde olacaktır. Tartıları hafif olana gelince, onun gideceği yer (kızgın ateşten) bir çukurdur.” [2]
“Temizlik imanın yarısıdır; Allah’a hamdetmek ise mizanı doldurur. Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahâviyye, s. 474. Elbânî bu hadise sahih demektedir. Hadis için bkz. Müslim, Tahâret 1; Tirmizî, Deavât 86.
Amel Defteri: Mahşer yerinde insanlara yaptıkları iyilik ve kötülüklerin yazılı olduğu amel defterleri dağıtılacaktır.
Amel Defteri İle İlgili Ayet Ve Hadisler;
Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, kendisi cehennemi hatırladığında ağladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Niçin ağladın?” diye sordu. O da şöyle cevap verdi: “Cehennemi hatırladım da, kıyamet günü acaba ailenizi hatırlayacak mısınız? diye ağladım.” Hz. Peygamber de şöyle karşılık verdi: “Üç yerde hiç kimse başkasını hatırlamaz: (Birincisi) mizan başında; terazisi hafif mi gelecek yoksa ağır mı, bunu anlayıncaya kadar. (İkincisi) ‘Alın kitabı okuyun!’ denilip de kitabının nerede, sağ tarafında mı, sol tarafında mı, yoksa arkasında mı olduğunu anlayacağı, kitabın verilmesi anında. (Üçüncüsü) sırat, cehennemin önüne konulduğu anda. İbn Ebî Şeybe, Musannef, VII, 88; Ebû Dâvûd, Sünnet 28.
“Kitap ortaya konmuştur. Suçluların onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. Vay halimize derler, bu nasıl kitapmış. Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (el-Kehf 18/49)Sırat Köprüsü: Sırat, cennetle cehennem arasında bir yoldur.
Şefaat: “günahkâr müminin bağışlanması, günahı olmayanların ise derecelerinin yükseltilmesi için izin verilen kimselerin Allah nezdinde aracılık yapması” manasına gelir.
Şefaat İle İlgili Ayet Ve Hadisler;
“İzni olmadan O’nun huzurunda kim şefaat edebilir?” (Bakara, 255)
“Onun izni olmadan hiçbir şefaatçi şefaat edemez” (Yûnus, 3)
“Rahmân nezdinde söz ve izin alandan başka hiçbirinin şefaate gücü yetmeyecektir” (Meryem, 87)
“Allah’ın huzurunda kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefâati fayda vermez” (Sebe’, 23)
“O gün Rahmân’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez” (Tâ-hâ, 109)
“Göklerde nice melekler var ki onların şefaatleri, Allah’ın, dilediği ve râzı olduğu kimse için izin vermesi hâricinde bir işe yaramaz.”(en-Necm, 26)
Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh- şöyle buyurur:
“Bir defasında:
«‒Yâ Rasûlallah, Kıyamet gününde senin şefâatinle en ziyâde mes’ûd olacak kimdir?” diye sordum.
Şöyle buyurdular:
«‒Ey Ebû Hüreyre, hadis öğrenme hususundaki hırsını gördüğüm için bu hadisi senden evvel kimsenin bana sormayacağını zâten biliyordum. Kıyamet gününde insanlardan şefâatime en ziyâde mazhar olacak kimse kalbinden veya içinden ihlâsla “Lâ ilâhe illallah” diyen kişidir».” (Buhârî, İlim, 33)
Cennet ve Cehennem; Bu aşamların sonucunda insanların girecekleri yer.
Cennet ve Cehennem İle İlgili Ayet Ve Hadisler;
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: “Salih kullarım için ben, Cennet’te hiç bir gözün görmediği hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insan gönlünün hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım.” (et-Tâc, el-Câmiu li’l-Usül, fî ahâdisi’r-Rasul, V, 402).
Resulullah (sav) buyurdular ki:
“Gümüşten iki cennet vardır. Kapları ve içinde bulunan diğer şeyleri de gümüştendir. Altından iki cennet vardır, kapları ve içlerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah’ın veçhindeki ridau’l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur.”(Buhari, Tefsir, Rahman 1, 2, Bedu’l-Halk 8, Tevhid 24; Müslim, İman 180; Tirmizi, Cennet 3.)
Resulullah (sav) buyurdular ki:
“Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İstersiniz şu ayeti okuyun: “Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar.” (Vakıa 30-31).” (Tirmizi, Tefsir, Vakıa, Cennet 1)
Şayet yapamadıysanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız da- öyleyse yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının. (O ateş) kâfirler için hazırlanmıştır. (2/Bakara 24)
(Allah:) “Sizden önce ateşe girmiş olan cin ve insan topluluklarıyla beraber siz de ateşe girin.” der. Her ümmet oraya girdiğinde, (kendi gibi sapık olan) kardeşini (ümmetleri) lanetler. Sonunda hepsi bir araya toplanınca, sonradan gelmiş olanlar önceden yaşamış olanlar için: “Rabbimiz! Bunlar bizi saptırdılar. Onlara ateşten kat kat azap ver.” der. (Allah) buyuracak ki: “Hepinize kat kat (azap) vardır. Fakat bilmiyorsunuz.” (7/A’râf 38)
7. Hz. İsa’nın (a.s.) doğumu ve çocukluğu hakkında bilgi veriniz.
Bir gün melekler Allâh’ın emri ile Hz Meryem’ e gelerek bir çocuk doğuracağını ve adının da Meryemoğlu İsa Mesih olacağını bildirdiler. Ayrıca bu çocuğun dünya ve âhirette şerefli ve Allâh’ın rızasını kazanan bir kul olacağını, beşikte iken konuşacağını da haber verdiler.[1]
Hz. Meryem bu durum karşısında, kendisinin hiçbir erkekle ilişkisi olmadığı halde, nasıl çocuk sahibi olacağını sormuş ve kendisine Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Bu böyledir. Allah dilediğini yaratır. O, bir şeyin olmasına hükmedince ona sadece “ol” der ve o da hemen oluverir.” [2] Bir gün Cebrail (a.s.) genç bir erkek suretinde gelmiş[3], korkuya kapılan Meryem; “Ben senden, Rahman olan Allâh’a sığınırım. Eğer Allah’tan korkuyorsan bana dokunma, demişti.” [4] Cebrail (a.s.); temiz ve yetenekli bir erkek çocuk bağışlamak için, Allâh’ın emri ile geldiğini bildirince,[5] Hz. Meryem yine;
“Benim nasıl çocuğum olabilir. Bana hiç bir beşer dokunmamıştır. Ben iffetsiz de değilim.” [6] diyerek melekten açıklama istedi. Melek; Yüce Allâh’ın emir ve takdirinin böyle olduğunu, Yüce Allah için bunun kolay bir hadise olduğunu bildirdi.[7]
Müfessirlerin çoğu farklı görüşler olsa da Hz Meryem validemizin amirlik süresinin normal hamileliklerde olduğu gibi 9 ay olduğunu ifade etmektedir.
Meryem validemiz sancılı ve kavmine ne söyleyeceğine dair endişeli bir halde doğum için bir köşeye çekilir ve ayeti kerimede geçen hurma dallarına sarılarak doğum yapar.
“Böylece Meryem, çocuğa hâmile kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevk etti:
«-Keşke…» dedi, «Bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!»” (Meryem, 22-23)
“Keşke!..” demektedir, Meryem. “Keşke unutulup gitseydim…” Bu sözü, doğum sancısından değil, içinde bulunduğu tedirginlikten dolayı söylemektedir.
Allahü Teala ona yardım olarak melekleri gönderir.
Meryem eldemir yine ayeti kerimede geçtiği üzere susar ve kavmi’nin ona karşı olan zina iftirası ile oldukça üzülür.
Bunun üzerine (Cebrâil -aleyhisselâm-) ağacın altından ona şöyle seslendi:
“-Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir su arkı meydana getirdi. Hurma ağacını kendine doğru silkele ki, sana taze, olgun hurma dökülsün. Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, «Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım!» de.” (Meryem, 24-26)Cenâb-ı Hak, doğum esnasında alt tarafından bir su arkı meydana getirmiş, böylece ona doğumu kolaylaştırmıştır. Doğar doğmaz lohusa anneye, taze hurma ikram etmiştir. Bugün modern tıbbın suda doğumu tavsiye ve teşvik etmesi, lohusa kadına taze hurma yedirilmesi elbette ki Kuranda geçen bilgilere göredir.
“Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler:
«-Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın! Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi!»
Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti.
«-Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?» dediler. Bebek şöyle konuştu:
«-Şüphesiz ben Allâh’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, O beni mübârek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti. Beni anneme saygılı kıldı; beni bedbaht bir zorba yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.» İşte, hakkında şüphe ettikleri Meryem oğlu Îsâ -hak söz olarak- budur.” (Meryem, 27-34)
Yüce Allah, Hz. İsa’nın (a.s.) durumunu, Hz. Âdem’in (a.s.) durumuna benzetmiştir: “Allah katında İsa’nın durumu da Âdem’in durumu gibidir. Allah Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona “ol” dedi ve o oluverdi.” [12]
Kavminin öfkesi ve iftiralarına karşılık Hazret-i Meryem, kucağındaki oğluyla Mısır’a gider. Amcasının oğlu Yusuf en-Neccâr, onları bir merkebe bindirip götürür, bir tepeye yerleştirir.Ayeti kerimede bu durum için; “Meryem oğlunu (Îsâ’yı) ve annesini büyük bir mûcize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik.” (el-Mü’minûn, 50) buyrulur.
Hazret-i Meryem ve oğlu Îsâ (a.s.), Mısır’da 12 sene kalırlar. Daha sonra Şam’a giderek Nâsıra’ya yerleşirler.
B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz.
1. Aşağıdaki eşleştirmelerden hangisi hatalıdır?
A) Cebrail Peygamberlere vahiy getirmekle görevlidir. B) Azrail Ölenleri sorguya çekmekle görevlidir.
C) Mikâil Tabiat olaylarını idare etmekte görevlidir.
D) İsrafil Kıyametin kopması ve yeniden diriliş sırasında sûra üflemekle görevlidir.
2. Kıyamet koptuktan sonra bütün insanların dirilip Allah’ın (c.c.) huzurunda, dünyada yaptıkları davranışların hesabını vermek üzere toplanacakları yere ne ad verilir?
A) Cennet
B) Hesap
C) Kıyamet D) Mahşer
3. Aşağıdakilerden hangisi sûra üflemekle ve kıyametin kopuşunu ve yeniden dirilişi başlatmakla görevli melektir?
A) Azrail (a.s.)
B) Cebrail (a.s.) C) İsrafil (a.s.)
D) Mikâil (a.s.)
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 33 Cevapları
4. Ahirette insanların günah ve sevaplarının, iyilik ve kötülüklerinin tartılacağı manevi teraziye ne ad verilir?
A) Amel defteri
B) Hesap
C) Mahşer D) Mizan
5. Aşağıdakilerden hangisi, Hz. İsa (a.s.) zamanında yaşamamıştır?
A) Hz. Meryem (a.s.)
B) Hz. Yahya (a.s.) C) Hz. Yusuf (a.s.)
D) Hz. Zekeriya (a.s.)
C. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına ise “Y” yazınız.
Cevap:
( Yanlış )Var olan bir şeyi mutlaka görmemiz gerekir, görmediğimiz şeyler yoktur.
( Doğru )Melekler çok uzun mesafelere kısa sürede gidebilirler.
( Yanlış )Yüce Allah (c.c.), melekleri irade sahibi varlıklar olarak yaratmıştır.
( Yanlış )Kıyamet, Cebrail (a.s.) adlı meleğin sûra üflemesiyle kopacaktır.
( Doğru ) İnancımıza göre yaptığımız her iş ve davranış melekler tarafından yazılmaktadır.
( Yanlış )Kiramen kâtibîn adlı melekler insanları kabirde sorguya çekecektir.
( Yanlış )Ahiret hayatı sınırlı bir süre devam edecektir.
Ç. Aşağıda verilen Nâs suresinde boş bırakılan bölümleri doğru bir şekilde tamamlayınız.
Cevap:
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Kul eûzü birabbinnâs Melikinnâs İlâhinnâs Min şerril vesvâsil hannâs Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâs /Minel cinneti vennâs.
7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Sayfa 34 Cevapları
D. Aşağıdaki bulmacayı çözünüz.
Cevap:
“7. Sınıf Din Kültürü Gün Yayıncılık Kitabı Sayfa 32-33-34”
Soldan Sağa
1. Gözle görülemeyen nurani varlıklar.
2. Hz. İsa’nın (a.s.) annesi.
3. Kıyamet günü insanların Allah’a (c.c.) hesap vermek için toplanacakları yer.
4. Dünya hayatından sonraki asıl ve sonsuz hayat.
5. Kıyamet günü sûra üflemekle görevli melek.
6. İnsanların dünyada yaptığı tüm iyiliklerin ve kötülüklerin kaydedildiği defter.
7. Dünyada Allah’a (c.c.) inanıp iyi ve güzel davranışta bulunanların ahirette ödüllendirileceği yer.
Yukarıdan Aşağı
1. Evrendeki herşeyin yok olmasıyla ölen tüm insanların yaptıklarının hesabını vermek üzere diriltilecekleri zaman.
2. Ahirette insanların amellerinin tartılacağı manevi terazi.
3. İnsanları çeşitli tehlikelerden ve kötülüklerden koruyan melekler.
4. Peygamberlere vahiy getirmekle görevli olan melek.