8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 22-23-24-25-26-27

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Musa (a.s.). Cevapları Sayfa 22, 23, 24, 25, 26, 27


Bir Peygamber Tanıyorum: Hz. Musa (a.s.). Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 22-23-24-25-26-27


Soru : Hz. Musa (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?


Kısa Cevap : “Hz. Musa (a.s.) hakkında neler biliyorsunuz?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hz. Musa Ulu’l-Azim peygamberlerden biridir. Allahu Teala dört büyük kitaptan biri olan Tevrat’ ı kendisine vermiştir. Hz. İbrahim (a.s)’in soyundandır. Tevhid ve küfür ile mücadeleleri Kur’ân-ı Kerim’de uzun uzun anlatılmaktadır.

Mûsa (a.s) da, Allahuteâlâ tarafından İsrailoğullarına gönderilmiş bir peygamberdir. İsrailoğullarını ve Firavun’ u Allah’a iman etmeye çağırdı. Firavun ilâhlık iddiasında bulunuyor ve kavmine zulmediyordu. “Kur’ân’da Musa’yı da an. Çünkü o ihlâs sahibi idi ve İsrailoğulları’na gönderilmiş bir peygamber idi.”(Meryem, 19/51)

Hz. Musa’ nın Nesebi Yakub (a.s)’a ulaşır. Harun (a.s) onun kardeşidir. Cenabı Hak Musa aleyhisselamın davasında bir yardımcı isteği üzerine Musa (a.s)’yı Firavun’a, imana davet için gönderdiğinde, Hz. Harun (a.s)’ı da ona yardımcı olarak seçmiş ve görevlendirmişti.
“Bir de bana ehlimden bir vezir, (yardımcı) ver. Kardeşim Harun’u (ver).” (Tâhâ, 20/29 ve 30).
Mısır’da çok zulme uğrayan halk atalarının yurdu olan Kenan’ a gitmek istiyor ancak onlardan faydalanan Firavun buna müsade etmiyordu.

Firavun, İsrailoğulları’na çok kötü eziyetlerde bulundu; onları köle yaptı, en çirkin ve adî işlerde çalıştırdı ve gördüğü bir rüua üzerine tahtı korkusundan dolayı doüan erkek çocuklarını öldürdü.

Kıptîlerin ileri gelenleri Firavun’a giderek, “Eğer böyle öldürmeye devam ederseniz, ileride bizim işlerimizi yapacak kimse bulamayacağız.” dediler. Firavun da erkek çocukların bir sene öldürülmesini, bir sene de öldürülmemesini emretti. Erkek çocukların öldürülmediği sene Harun (a.s) doğdu. Öldürüldükleri sene ise Musa (a.s) doğdu ancak Allah Teala onu korudu.

“Musa’nın annesine: ‘Çocuğu emzir, başına geleceklerden korktuğun zaman onu suya (Nil’e) bırak. Korkma, üzülme. Biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız.’ diye bildirmiştik.” (Kasas, 28/7).

Annesi bunun üzerine O’ nu bir sandığa koyarak tevekkül ile nehre bıraktı. Firavun’un sarayına ulaştı. Yıkanmakta olan cariyeler, sandığı bulup Firavun’un karısına götürdüler.

Asiye annemiz bu çocuğa Allah’ ın verdiği bir sevgi ile bağlandı ve Firavun eşine olan zaafından dolayı O’ nu öldürmedi.
Musa aleyhisselam Firavun’un sarayında büyüdü.

Musa aleyhisselam birini korumaya çalışırken yanlışlıkla öldürdü ve öldürülmemek için şehirden çıkmak zorunda kaldı. Musa aleyhisselam Medyen’ e gitmiş, Şuayb aleyhisselam ile tanışmış ve kızı ile evlenmişir. Şuayb aleyhisselamın isteği üzerine on yıl çobanlık yapmıştır.

Eşi ile beraber dönerken Allah’ u Teala kendisine vahiy verdi ve Firavun’ a tebliğ yapması için vazifelendirdi. Firavun, bu davete icabet etmedi ve direndi.

Musa (a.s)’da Firavun’a, belki iman eder diyerek, ispat edici bir delil getirmek istedi. Asasını yere attı, kocaman bir yılan oldu. Elini koynuna sokup çıkardı, gözleri kamaştıran bir güneş parçası oluverdi. Firavun sihirbazlarını çağırsa da sihirbazlar da onun mucizelerinin büyüklüğünü anlayıp iman ettiler.

Firavun inkâr ettikçe, Allahuteâlâ onun kavmine tufan, çekirge, haşarat, kurbağa, kan gibi çeşitli azaplar gönderdi. Ancak iman etmelerini sağlayamadı.

Allahu Teala , Musa (a.s)’a İsrailoğullarını bir gece Mısır’dan çıkarıp Filistin diyarına götürmesini vahyetti. Bir gece Musa (as) ve kavmi şehirden çıkıp gittiler. Firavun peşlerine takıldı. Musa aleyhisselam yine bir mucize göstererek denizi Allah’ ın izni ile yardı kendi kavmini geçirdi. Firavun ve büyük ordusu ise boğularak can verdi.

Allahu Teala Hz. Musa (as)’a, Filistin’e gitmeyi emretti. Orada zalim bir topluluk olduğu için savaşmak istemediler. “Ey Musa! Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın, doğrusu biz burada oturacağız, demişlerdi.” (Maide, 5/24)
Allah da onları Tih çölüne attı ve yollarını şaşırttı.

İsrailoğulları, Tur dağında kırk gün geçirdiği bir zamanda, de birinin yaptığı buzağıya taptılar. Sâmirî ismminMusa (a.s) döndüğünde buzağıya tapınmaktan vazgeçirmeye çalıştı. 120 yaşında vefat etti.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 27 Cevapları


Soru : Hz. Musa (a.s.) kıssasından çıkarılacak sonuçlar nelerdir? Maddeler hâlinde yazınız.


Kısa Cevap : “Hz. Musa (a.s.) kıssasından çıkarılacak sonuçlar nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Madde madde Hz. Musa (a.s.) kıssasından çıkarılacak sonuçları şunlardır ;

  1. Allah bir insanı isterse düşmanının sarayında bile koruyabilir
  2. Eğer ölüm vakti gelmemişse Firavun gibi bir zalim bile kimseyi öldüremez
  3. Peygamberler büyük sıkıntılar çekmişlerdir
  4. Bir dava için büyük fedakarlıklar lazımdır
  5. İnsanlar bir Peygamberin zamanında yaşamış olsalar bile inkar ve zulümde inat edebilirler
  6. Mucizeler olsa bile insanlardan inanmayacak olanlar inanmazlar
  7. Büyük iyilikler bile nankörlüklerle karşılanabilir
  8. İnsanlar inandıkları şeye tam olarak inanmazlarsa ufak şeylerde hemen geri dönebilirler
  9. Bir davayı sürdürebilmek için sabırlı olmak gerekir
  10. Büyük insanlar büyük sıkıntılar çekmişlerdir


 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 27-28

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Bir Ayet Tanıyorum: Ayete’l-Kürsi ve Anlamı Cevapları Sayfa 27, 28


Bir Ayet Tanıyorum: Ayete’l-Kürsi ve Anlamı Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 27-28


Soru : Ayete’l-Kürsi’de verilmek istenen mesajları defterinize yazınız.


Kısa Cevap : “Ayete’l-Kürsi’de verilmek istenen mesajları yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Ayetel Kürsi Türkçe Okunuşu

Allâhü lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûm, lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm, lehû mâ fi’ssemâvâti ve mâ fi’l-ard, men-ze’l-lezî yeşfe’u ‘indehû illâ bi-iznih, ya’lemü mâ beyne eydîhim ve mâ halfehüm, ve lâ yuhîtûne bi-şey’in min‘ılmihî illâ bimâ şâe, vesi’a kürsiyyühü’s-semâvâti ve’l-arda ve lâ yeûdühû hifzuhumâ ve hüve’laliyyü’l-azîm.

Ayetel Kürsi Türkçe Anlamı

Diyanet meali şu şekildedir: “Allah, O Allah’tır. O, yegâne hak mâbuddur ki O’ndan başka İlâh yok, yalnız O; daima yaşayan, duran, tutan, her an bütün hilkat üzerinde hâkim, Hayy ü Kayyum ancak O’dur. Ne gaflet basar O’nu, ne uyku. Göklerde, yerde ne varsa hepsi O’nundur. Kimin haddine ki izni olmaksızın O’nun yanında şefaat edebilsin? Allah, yarattıklarının işlediklerini, işleyenlerini, geçmişlerini, geleceklerini bilir. Onlar ise O’nun bildiklerinden yalnız dilediği kadarını kavrayabilir; başka bir şey bilemezler. O’nun kürsüsü, ilmi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır ve bunların koruyuculuğu, bunları görüp gözetmek kendisine bir ağırlık da vermez. O, öyle ulu, öyle büyük ve yücedir.”

Ayetel Kürsi içinde Allah’ın kürsüsü zikredildiği için bu isimle anılan ve üstün faziletleri olan özel bir ayettir.

Hz. Peygamber, Übey b. Kâ‘b’a “Allah’ın kitabından hangi âyet en büyüğüdür” diye sorup “Âyetü’l-kürsî’dir” cevabını alınca onu tebrik etmiştir (Müslim, “Müsâfirîn”, 258).

Ebû Hüreyre’ye şöyle demiştir:

“Yatağına yatınca Âyetü’l-kürsî’yi oku, devamlı olarak Allah’tan bir koruyucun olacak ve sabaha kadar sana şeytan yaklaşamayacaktır.”

Müşrikler, şefaatçi olacaklarına inanıyorlardı. Allah Teâlâ’ya inandıklarını söylemekle birlikte, O’nun ilahlık sıfatlarını inkar ediyorlardı. Mekke Dönemi’ nde tevhid inancı ile ilgili birçok ayet inmiştir.

Ayetel Kürsi ise Medine döneminin ilk yıllarında inmiştir.

Ayetel Kürsi indiği zaman tefsir kitaplarında geçtiği üzere peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem vahiy katibi olan Zeyd Bin sabiti yanına çağırarak Bu ayeti kerimeyi yazdırmıştır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 29-30

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 1. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları Sayfa 29, 30


1. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 29-30


A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplandırınız.


1. Evrendeki her şeyin bir ölçüye göre yaratıldığını örnek vererek açıklayınız.


Kısa Cevap : “Evrendeki her şeyin bir ölçüye göre yaratıldığını örnek vererek açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Evrendeki Ölçü İle İlgili Ayetler

“ Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık” (Kamer suresi, ayet 49)
“Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya evreler koyan Allah’tır Allah, bunları boş yere yaratmamıştır O, ayetlerini düşünen bir toplum için ayrıntılı olarak açıklıyor” (Yunus suresi, 5)
“Yeryüzünde birbirine komşu toprak parçaları, üzüm bağları, ekin tarlaları, hurma ağaçları vardır. Bütün bunlar bir suyla sulanır. Ama tatları birbirinden farklıdır. Bunlarda aklını kullanan kimseler için (Allah’ın varlığını gösteren deliller vardır”(Ra’d suresi ayet 4)
“ Gökyüzünü de korunmuş tavan yaptık” (Enbiya suresi, ayet 32)
“Göklerin ve yerin sırrı Allah’a aittir”(Şura suresi ayet 12)
Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, onu belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (25 Furkan Suresi, 2)
“ Hayvanları da o yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve bir çok faydalar vardır. Onların etlerinden yersiniz; akşamleyin getirip sabahleyin salarken onlarda sizin için bir zevk (güzellik) vardır.” ( Nahl, 5-6 )
“ Bakmazlar mı yağmur yüklü bulutlara, ve görmezler mi nasıl yaratılmış onlar? Ve bakmazlar mı göğe, nasıl yükseltilmiş? Ve dağlara nasıl sağlamca dikilmiş? Ve toprağa nasıl yayılmış? ” ( Ğaşiye, 17-20 )
“ Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik” ( Saffat, 6 ) denilir. Başka bir ayette ise vurgulu bir biçimde “ Andolsun, biz gökte bir takım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik.” ( Hicr, 16 )
“ O Allah ki, yarattığı her şeyi güzel yapmıştır…” ( Secde, 7 )

Evrendeki her şeyin bir ölçüye göre yaratıldığına örnekler

  • Mevsimlerin ard arda ve düzenli bir şekilde olması
  • Dünyanın konumuz sayesinde ısının dengelenmesi
  • Gece ve gündüzün ard arda gelmesi
  • Suyun buharlaşarak bulutları oluşturup Yağmur olarak yağı yeryüzüne gelmesi şeklinde olan su döngüsü
  • Yeryüzünde döngü halinde olan canlıların birbirleriyle beslenmesi
  • Ay ile Dünya arasındaki olan mesafenin uygunluğu
  • Dünyanın etrafında olan tabakaların kalınlığının
  • Sabah güneşin doğarak akşam yine her gün olduğu gibi batması
  • Güneşin doğudan doğup batıdan batması
  • Gezegenlerin güneş sistemi etrafında düzenli bir şekilde dönmesi ve sıralarını takip etmesi
  • Oksijen ve karbondioksit döngüsü
  • İnsan vücudundaki organların kendine düşen görevleri yapması

2. Sünnetullah kavramı ne anlama gelir? Bilgi veriniz.


Kısa Cevap : “Sünnetullah kavramı ne anlama gelir? Bilgi veriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Sünnet sözlükte “yol” manasına gelmektedir.

Sünnetullah Allah’ın sünneti demektir ki bununla allahü Teala’nın yeryüzüne koymuş olduğu düzen kastedilir.

Gece ve gündüzün art arda gelişi, Güneş sisteminde olan gezegenlerin belirli bir düzen içerisinde hareket etmesi dünyadaki ve gezegendeki bütün döngüler sünnetullah yani Allah’ın emretmiş olduğu ölçü ve düzen neticesinde olmaktadır.

Sünnetullah ile ilgili ayetler

  •  Şüphesiz ki sizden önce (Allah’ın iyi ve kötü toplumlara uyguladığı değişmez) yasaları geçti (yaşandı ve bitti). Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın. (3/Âl-i İmran 137)
  • (Bu) senden önce yolladığımız resûllerimiz için (belirlediğimiz bir) sünnettir/yasadır. Sen sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın. (17/İsrâ 77)
  • Sünnet; izlenen yol, takip edilen metot, tekrar eden âdet gibi anlamlara gelir. Sünnetullah, Allah’ın (cc) değişmez yasalarıdır. Allah’ın (cc) toplum ve bireyler için belirlediği, her zaman geçerli olan, sonuçları belirleyecek sebepler bir araya geldiğinde mutlaka vuku bulan akıbettir.
  • Azabımızı gördüklerinde iman etmeleri onlara hiçbir fayda sağlamadı. (Bu,) Allah’ın geçmiş toplumlar hakkındaki değişmez yasasıdır. İşte orada (Allah’ın sünneti gerçekleştiğinde) kâfirler hüsrana uğradılar. (40/Mü’min (Ğafir) 85)
  • (Bu,) Allah’ın (kâfirler hakkındaki) süregelen sünnetidir/değişmez yasasıdır. Sen, Allah’ın sünnetinde/yasasında bir değişiklik bulamazsın. (48/Fetih 23)
  • Allah’ın kendisine farz kıldığı şeylerde, Nebi üzerine bir günah yoktur. (Bu,) daha önceki ümmetlerde de Allah’ın geçerli olan sünnetidir/yasasıdır. Allah’ın emri belirlenmiş bir kaderdir. (33/Ahzâb 38)
  • (Bu,) önceden yaşamış olanlar hakkında Allah’ın sünnetidir/yasasıdır. Sen, Sünnetullah’ta hiçbir değişiklik bulamazsın. (33/Ahzâb 62)
  • Yeryüzünde büyüklenerek ve kötü tuzaklar kurarak (uyarıcıya karşı geldiler). Oysa kötü düzen, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin sünnetinden başkasını mı bekliyorlar? Sen, Allah’ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın sünnetinde bir sapma da bulamazsın. (35/Fâtır 43)

3. Allah (c.c.) tarafından belirlenen evrensel yasaların ortak özellikleri nelerdir? Yazınız.


Kısa Cevap : “Allah (c.c.) tarafından belirlenen evrensel yasaların ortak özellikleri nelerdir? Yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Allah Teala tarafından belirlenen evrensel yasaların ortak özelliklerinden bir tanesi Evren ile ilgili olmalarıdır.

Kurmuş olan bu evrensel yasalar canlı ve cansız bütün varlıklarda görülmekte ve duanın işleyişini sağlamaktadır

Allahu Teala tarafından konulan belirlenen evrensel yasaların ortak özelliklerinden bir tanesi de evrensel olması yani herkesi ilgilendirmesidir.

Kurulmuş olan yasalara baktığımız zaman gerek gece ve gündüzün art arda gelişi gerek iklimler gerek dünyanın bulunmuş olduğu nokta gerek insan vücudundaki muhteşem düzenler bütün insanları ve canlılığı etkilemekte ve ilgilendirmektedir.

Çünkü yaşayışımız ve sağlıklı bir şekilde hayata devam etmemiz buna bağlıdır.

Allah Teala tarafından belirlenen evrensel yasaların ortak özelliklerinden bir tanesi de bilim tarafından kabul edilmeleridir. Gece ve gündüz insan vücudundaki bazı sistemler veya evrendeki döngüler hepsi bilim tarafından incelenmekte ve incelenenlerde muhteşem bir düzen görülmektedir.

Deney ve gözlemlerle ispat edilmişlerdir.


4. Özgürlükle sorumluluk arasında nasıl bir ilişki vardır? Açıklayınız.


Kısa Cevap : “Özgürlükle sorumluluk arasında nasıl bir ilişki vardır? Açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Özgürlük, insanların kendi iradesiyle istemiş oldukları şeyleri yapmasıdır.

Sorumluluk, insanların yapmak zorunda oldukları ve yapmadıkları zaman sıkıntıya düştükleri şeylerdir

İnsanlar sorumluluklarını yerine getirmedikleri zaman ceza alır özgürlükte ise bir işin yapılmaması cezayı gerektirmez.

Özgürlük ve sorumluluk arasında doğrudan bir ilişki vardır.

İnsanlar özgür bir şekilde yaşamadan ve kendi özgürlükleri olmadan sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getiremezler. Kısıtlanmış veya hakları ihlal edilmiş olan insanlar özgürlüklerini yaşayamadıkları gibi kendilerine düşen sorumlulukları da kısıtlamalar sebebiyle tam olarak yerine getiremezler

Diğer bir yönden baktığımız zaman ise insanlar özgürlük sahibidir ancak başkalarının özgürlüklerine veya sorumluluklarına işi dayandırmaya hakları yoktur.

Bunun için insanlar sorumluluklarını yerine getirmekle mecbur ve hükümlü olmakla beraber özgürdürler ve özgürlüğü bu şekilde anlamalıdırlar.

Yoksa bir insanın kendisinde Özgür olarak ifade ederek bakmakla yükümlü olmuş olduğu kişilere bakmaması veya kendisine düşen görevleri yerine getirmemesi, işe gitmemesi gibi durumlar özgürlük değil bilakis sorumsuzluk ve haksızlıktır.

Özgürlüğü bunun için doğru anlamalı özgürlük ve sorumluluk arasındaki dengeyi her insan sağlıklı bir şekilde kurmalıdır.


5. Emek ve rızık kavramının kaderle ilişkisi nedir? Belirtiniz.


Kısa Cevap : “Emek ve rızık kavramının kaderle ilişkisi nedir? Belirtiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Kader Allahu Teala’nın insanların nasıl bir tutum sergileyeceklerini bildiği için ezeli ilmiyle takdir etmiş olduğu ve bilmiş olduğu şeylerdir.

Allah’ın emri ve peygamberin göstermiş olduğu sünnet doğrultusunda insanlar rızıklarını helal yoldan kazanmak ve tercihlerin konusunda sorumluluk sahibi oldukları için helal ve temiz kazanca dikkat etmek ve bu sebeple emek göstermek gereklidir.

Elimizden geleni yaptıktan sonra Allah’ı tevekkül etmeliyiz.

Kimi insanlar kendi çabaları ve gayretleri olmadan zengin bir aileden doğmak veya kendilerine miras kalması gibi durumlarla Zengin olabilir çalışmadan rızık sahibi olabilirler.

Kimi insanlar da çalıştıkça balıkları halde yapmış oldukları bazı hatalar sebebiyle rızıklarını kaybedebilir emeklerinin karşılığını almamış olabilirler.

Hangi durumda olursa olsun insan imtihanında olduğunu unutmamalı ve Allahu Teala emrettiği için rızık konusunda ve rızkı helal yoldan temin etme konusunda emek sarf etmeli ve bu yemek sonucunda Allahu teala’ya tevekkül etmelidir.


6. Kader ve tevekkül kavramları arasında nasıl bir ilişki vardır? Söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Kader ve tevekkül kavramları arasında nasıl bir ilişki vardır? Söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Hayatta bazen doğum ve ölüm gibi kaderle meydana gelen şeyler bazense kendi tercihlerimiz sonucunda iyi ve kötü şeylerle karşılaşırız.

Bir çocuğun hangi anne babadan doğacağı biri sana ne kadar yaşayacağı veya tedbirler alsa dahi başına gelecek bazı olaylar kaderdir

Ancak Allahu Teala hazretleri kuluna karşı o kadar çok merhametlidir ki başına gelen şeyler ister Kader olsun ister kendi yapmış olduğu bir hata sonucunda olsun Kulu iyiliklere karşı şükreder kötülüklere karşı sabrederse büyük mükafatlarla mükafatlandırır ve olan işleri en hayırlı şekilde yaratır.

Bütün insanlar hayatları boyunca hayatların iyi şekilde yönlenmesini ve başlarına her zaman iyi şeyler gelmesini talep ederler

Ancak bu hayatın akışına terstir. Hayatımızda bazen iyi şeyler olduğu gibi bazen de olumsuz şeyler olur ve canımız sıkılır ki bunlar bizi hayata karşı daha dirençli yapar ve tedbirler alarak daha sağlam adımlar atmamıza yardımcı olur.

İşte tevekkül tam olarak böyle durumlarda elimizden geleni yapıp Kader konusunda ve sonuç konusunda Allah’a bırakmak olarak karşımıza çıkar.

İnsanlar ister bir sınav ister bir sağlık isterse de başka bir durum olsun ellerinden geleni yaptıktan sonra tevekkül ederek sonucu Allah’a bırakıp teslim olmalıdırlar.


7. Ayete’l-Kürsi’nin okunuşunu yazınız.


Cevap :
Bismillâhirrahmânirrahîm

  • Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm.
  • Lâ te’huzühû sinetün velâ nevm.
  • Lehû mâ fissemâvâti vemâ fil ard.
  • Men zellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih.
  •  Yâ’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm.
  •  Velâ yuhîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe.
  • Vesia kürsiyyühüs semâvâti vel ard.
  • Velâ yeûdühû hıfzuhümâ vehüvel aliyyül azîm.

8. Ayete’l-Kürsi’de Yüce Allah’ın (c.c.) hangi sıfat ve özellikleri dile getirilmektedir? Söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Ayete’l-Kürsi’de Yüce Allah’ın (c.c.) hangi sıfat ve özellikleri dile getirilmektedir? Söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

El Hayy: Allah, daima diri olandır. Her şeye hayat verendir. O, başlangıcı ve sonu olmayandır. Allah, gerçek hayat sahibidir.
El Kayyum:  Her şeyin varlık kazanması ve varlığını devam ettirmesi ancak Allah’ın yaratması iledir. Herşey ona bağlı ve O’ nunla kaimdir

El Aliyy: Allah Teâlâ, insan ların düşünemeyeceği kadar büyük ve uludur. Yücelik ve üstünlük bakımından en ulu ve yücedir.
El Azim: O, hiç bir şekilde âciz bırakılmaz ve hiçbir varlık onu idrak edemez.

Muhalefetül lil Havadis: Allahu Teala dışında herşey sonradan yaratılmıştır. O yaratmış olduğu hiçbir şeye benzemez. Bütün üstün sıfatlar Allah Teala’ dır.
İlim:  Allah’ın kainattaki her şeyden haberdar olması bilmesi demektir. İnsanlarda birşeyleri bilselerde sonradan öğrenirler ve ilimleri sınırlıdır. Olan şeyleri bilir ve öğrenebilirler. Allah Teala ise olup olmayan herşeyi bilir ve bilmesi için bir öğreticiye ihtiyaç duymaz.
Basar: Diğer canlıların görmesi, göz organının ve ışığın bulunması, arada görmeyi önleyen bir engelin olmaması gibi şartlara bağlıdır. Allah’ın görmek için böyle bir şeye ihtiyacı yoktur. Herşeyi hiçbir çaba olmadan görebilir.
Semi : Allah Teala haşa bir aracı ve çaba sarfetmeksizin herşeyi işitebilir.

 

Ayetler

El Hayy ve El Kayyum Sıfatının Geçtiği Ayetler

“Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan.” (Furkan Suresi, 58. Ayet Meali)
“Daimî bir hayat sahibi ancak O´dur. O´ndan başka ilâh yoktur. Onun için dini halis kılarak O´na, hep O´na yalvarın. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah´a mahsustur.” (Mümin Suresi, 65. Ayet Meali)
“Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır. Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.” (Bakara Suresi, 255. Ayet Meali)
“Allah; O’ndan başka asla ilâh yoktur, hay ve kayyumdur.” (Al-i İmran Suresi, 2. Ayet Meali)
“Ey iman edenler! Peygamber sizi, size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman, Allah’a ve Resul’e icabet edin. Ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Ve siz kesinkes O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal Suresi, 24. Ayet Meali)

“Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah’a) tevekkül et. Furkan Suresi

“O, diridir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde sadece Allah’a itaat ederek (samimi olarak) O’na ibadet edin.” Mümin suresi 65. ayet

El Aliyy Sıfatının Geçtiği Ayetler

“Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.” (Nisa Suresi : 34. Ayet Meali)
“De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğini verirsin. Dilediğinde de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” (Al-i İmran, 26. Ayet Meali)
“Yüce Rabbinin adını tespih et.” (A’la Suresi , 1. Ayet Meali)

El Azim Sıfatının Geçtiği Ayetler

“…O, çok yüce, çok büyüktür.” (Bakara Suresi : 255. Ayet Meali)
“Göklerde ve yerde olanlar O’nundur, O Aliy’dir, O Azimdir.” (Şura,4. Ayet Meali)

İlim Sıfatının Geçtiği Ayetler

De ki: “İçinizdekini gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Allah’ın her şeye gücü yeter. (Al-i İmran suresi, 29. Ayet)

Allah’ın size olan nimetlerini ve “İşittik ve itaat ettik!” diyerek verdiğiniz kesin ve bağlayıcı sözü hiç hatırınızdan çıkarmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, sînelerde gizli tutulan bütün sırları hakkiyle bilir. (Maide suresi, 7. Ayet)

Peygamberin vazîfesi sadece tebliğ etmektir. Allah açığa vurduğunuz şeyleri de, gizlediğiniz şeyleri de bilir. (Maide suresi, 99. Ayet)

O, göklerde ve yerde ibâdete lâyık tek Allah’tır. O sizin gizlinizi de açığa vurduğunuzu da bilir; yine hayır veya şer ne kazandığınızı da bilir. (Enam suresi, 3. Ayet)
llah, sizin gizlice yaptıklarınızı da bilir, açıkça yaptıklarınızı da. (Nahl suresi, 19. Ayet)

Şüphe yok ki Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da kesinlikle bilir. O, büyüklenip duran kimseleri asla sevmez. (Nahl suresi, 23. Ayet)

Sen sözü açıktan söylemiş olsan da gizli söylemiş olsan da Allah için birdir; çünkü O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. (Taha suresi, 7. Ayet)

Şüphesiz sizin ilâhınız ancak Allah’tır. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O’nun ilmi her şeyi kuşatmıştır. (Taha suresi, 98. Ayet)

Semi ‘ ve Basar Sıfatının Geçtiği Ayetler

“Allah her şeyi işitendir ve görendir.”

“Gerçekten O, her şeyi işiten, her şeyi bilendir.”


B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz. 


1. Yüce Allah’ın (c.c.) kâinatta belirlemiş olduğu evrensel ve değişmez kanunlara ne ad verilir?


A. Sünnetullah B. Farz C. Kaza D. Tevekkül


2. Yüce Allah’ın (c.c.) sonsuz ve sınırsız iradesine ne denir?


A. Büyük irade B. Külli irade
C. Cüzi irade D. Takdir-i İlahi


3. Aşağıdakilerden hangisi İslam’ın tevekkül anlayışıyla bağdaşmaz?


A. Öğrencinin sınava girmeden önce ders çalışması
B. Çiftçinin tarlasını zamanında ekmesi, sulaması, gübrelemesi
C. Yolculuğa çıkan insanın yolculuktan önce aracının bakımını yaptırması
D. İnsanın çalışmadan, Allah’tan (c.c.) bol rızık istemesi


4. “Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabb’inin zatı baki kalacak.” (Rahmân suresi, 26-27. ayetler.)

Yukarıdaki ayetler, aşağıdaki kavramlardan hangisiyle doğrudan ilgilidir?


A. Namaz ve oruç B. Ecel ve ömür
C. Başarı ve başarısızlık D. Tevekkül ve çalışma


5. Allah (c.c.) tarafından Hz. Musa (a.s.) ile beraber peygamber olarak gönderilen ve onun kardeşi olan kişi kimdir?


A. Hz. Şuayb (a.s.) B. Hz. İsa (a.s.)
C. Hz. Davud (a.s.) D. Hz. Harun (a.s.)


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 30 Cevapları


C. Aşağıdaki bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız. 


Cevap :

  1. ( Doğru ) Her şeyin bir ölçüye göre yaratıldığına dair doğadan ve çevremizden pek çok örnek gösterebiliriz.
  2. ( Yanlış ) Allah (c.c.) tarafından önceden belirlenen olayların, zamanı geldiğinde gerçekleşmesine kader denir.
  3. ( Yanlış ) Isınan metallerin genleşmesi, biyolojik yasalarla ilgili bir durumu ifade eder.
  4. ( Doğru ) Fiziksel yasalar her zaman ve her yerde geçerlidir. Bunlarda yanılma ihtimali çok düşüktür.
  5. ( Doğru ) Toplumda meydana gelen olaylar neden-sonuç ilişkisi içinde gerçekleşir.
  6. ( Doğru ) İnsan, hasta olduğunda Allah’ın (c.c.) her hastalık için şifa yarattığını bilmeli ve tedavi olmalıdır.
  7. ( Doğru ) Yüce Allah’ın kürsüsü, gücü, kuvveti, kudreti her şeyi kapsar.
  8. ( Doğru ) Hz. Musa’ya (a.s.) Tur Dağı’nda ilahi emirleri içeren levhalar verilmiştir.

Ç. Aşağıdaki bulmacada, işlediğiniz ünitede geçen bazı isim ve kavramlar gizlenmiştir. Bunları bulup işaretleyiniz.


Cevap :

“8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 29-30”


 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 54-55-56-57-58-59

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Dinin Temel Gayesi Cevapları Sayfa 54, 55, 56, 57, 58, 59


Dinin Temel Gayesi Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Sayfa 54-55-56-57-58-59


Soru : İnsanların can güvenliğinin sağlanması için sizce ne gibi önlemler alınmalıdır?


Kısa Cevap : “İnsanların can güvenliğinin sağlanması için sizce ne gibi önlemler alınmalıdır?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsan canı geri dönüşü olmayan ve her insanın hayatında bir defa verilmiş olduğu için çok kıymetli ve değerlidir.

Her insanın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşama hakkı vardır ve bu yaşama hakkını elinden kimsenin almaya hakkı yoktur.

İslamiyette insan canına çok önem vermiş bunlara caydırıcı cezalar getirerek ve koruyucu önlemler alarak insanların Can güvenliğinin korunmasına yasalar getirmiştir.

Bir insanı öldüren bir kimsenin bütün insanları öldürmüş gibi bir insanı koruyan kişinin de bütün insanları yaşatmış gibi olduğunu buyurur.

Birçok ayet-i Kerime ve hadis-i şeriflerde de emredilerek insanların canının koruması 5 temel esas içerisinde zikredilmiş ve büyük önem verilerek insanların buna meyletmesi engellenmiştir.

İslam’da korunması gereken 5 temel esas ve değer vardır ki bunlardan birincisi insanın hayatının yani canının korunmasıdır.

İnsanların canını koruması ve güvenin sağlanmasının yetkililer tarafından önemli ve değerli olması kadar bir insanı bu hale men ettirecek her türlü hareket ve durumdan uzaklaştırarak toplumu sağlam hale getirmek de önemlidir.

Ne yazık ki psikoloji sağlam olmayan insanlar cezaları hafif gördükleri için insanların canına kolaylık amel edebilmekte ve gerektiğinde haksız yere insanların canını almaktan çekinmemektedir.

Bunun için yapılması gereken insan öldürme veya canından kastetme durumunda caydırıcı cezalar getirmek ve bu cezalarla insanların kalbine korku salarak başkasının canına kast etme konusunda korkmasını sağlamaktır.

Korku ve ceza’nın yanı sıra ilk önce yapılması gereken toplumun şekillenmesi ve bilinçlenmesidir.

Bir çocuğun huzurlu ve mutlu pedagojik farkındalıkla büyütülmesi o kişinin hem kendi hem de diğer insanların canına saygılı olarak büyümesine sebep olacak ve böyle şeylere meyletmesini engelleyecektir.

Çocukların sağlıklı büyümesi sağlıklı bireyler ve sağlıklı bir toplumun oluşması demektir.

İster çocuk ister Ergen ister yetişkin olsun şiddet içeren çizgi film, film ve dizi gibi şiddete meylettiren ve insanların şiddet duygusunu harekete geçiren görüntü ve oyunlardan uzak durmalı insanlara ölüme oyun gibi gösteren oyunlardan kaçınılmalıdır.

Yapan araştırmalar gösteriyor ki şiddet içerikli dizi veya oyun izlemeyi çok fazla yapan kişilerde şiddet eğilimi daha fazla olabilmektedir.

Çocukların ergenlerin ve yetişkinlerin yani bütün insanların saygı görmüş olduğu ve psikolojik farkındalıklarla yaşadığı bir toplum sağlanırsa insanların buna meyile azalır ve sağlıklı bir toplum meydana gelir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 55 Cevapları


“…Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse o, sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır…”
Mâide suresi, 32. ayet.

Soru : Yukarıdaki ayeti, dinimizin yaşama hakkına verdiği önem açısından değerlendiriniz.


Cevap :

Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi dinimiz yaşama hakkına son derece önem vermiş ve bir insanın ölümünü bile bütün insanların ölümü gibi nitelendirerek insan yaşamını kutsallığını ifade etmiştir.

Bu şekilde bu ayeti inanarak yaşayan insanlardan oluşan bir toplumda insanların can güvenliği kesinlikle sağlanmış olur ve insanlar huzur ve güven içerisinde yaşam sürdürürler.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 59 Cevapları


Soru : İnsanların can, akıl, nesil, mal ve din emniyeti güvence altına alınmazsa ne gibi sorunlar ortaya çıkar? Arkadaşlarınızla tartışınız. Ulaştığınız sonuçları aşağıdaki şemaya, örnekten de yararlanarak yazınız.


Kısa Cevap : “İnsanların can, akıl, nesil, mal ve din emniyeti güvence altına alınmazsa ne gibi sorunlar ortaya çıkar?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Her insanın hayatta çok önemsediği şeyler farklı farklı olsa da bir insan temel olarak bazı şeylere ihtiyaç duyar ve bu esaslar üzerinden hayatını sağlıklı veya sağlıksız bir şekilde devam ettirir.

Bu sesler İslam’ın da temel esas olarak almış olduğu ve çok önem verdiği esaslardır.

Bu esaslar kişinin maddi ve manevi değerleridir ki bunlar Can, mal, din akıl ve neslin emniyetidir.

Can güvenliğinin olmadığı bir toplumda cinayetler düşünün zayıfı ezmesi ve insanların Ufak şeylerden bile birbirlerini öldürmeleri ortaya çıkar ki bu büyük bir kaos ve büyük bir felakettir.

Mal güvenliğinin olmadığı bir toplumda insanlar çalışarak bir şey biriktiremez eşyalarını güvenliğinden Emin olmadıkları için sürekli bir tedirginlik halinde olurlar. Bu hal kendilerinde psikolojik ve fizyolojik hastalıklara sebep olduğu gibi ayrıca büyük mağduriyetlere ve büyük hırsızlıkların da yolunu açacaktır.

İnsanlar için önemli olan ve bizi insan olarak diğer canlılardan ayıran özelliklerden bir tanesi de akıl nimetidir. İnsanların psikolojisini bozacak ve psikolojisinin bozulması ile beraber hayatını zehire çevirecek her türlü hareketten korunması insanın en temel hakkıdır.

İnsanın psikolojisini harap edecek ve hayatının her alanında etkileyerek kötü durumda etkileyecek her türlü hareketten ister çocuk ister kadın ister bir erkek olsun korumaya hakkı vardır ve her insanın değer ve kıymet görerek pedagojik farkındalıklı bir toplumda hayatını devam ettirmeye insan olarak hakkı vardır.

İnsan için önemli olan ve faturaya ihtiyacı olan diğer başka esas ise din hürriyeti ve inancıdır. İnsanlar sadece yeme, içime oyma gibi ihtiyaçlarını karşılamaz bilakis herhangi bir şeye inanmaya ve hayatlarını bu inanç doğrultusunda hareket ettirmeye de ihtiyaç duyarlar.

İnsanlar gerek psikolojik olarak inanmış oldukları şeylerde huzur duyarlar ve hayatlarını ona göre düzene sokarak mutlu olurlar.

Din hürriyetinin olmadığı bir toplumda büyük haksızlıklar kuralsızlıklar ve sıkıntılar baş gösterebilir.

İnsan için önemli olan esaslardan bir tanesi de kişinin nesli yani çocukları ve torunları olarak niteleyebileceğimiz gelecek nesilleridir

İnsanların gerek psikolojik gerek fizyolojik olarak güvende olarak çocuklarını yetiştirmeleri haklarıdır ve bu bütün insanların haklı olduğu gibi insanların da zihnini en çok meşgul eden şeylerden bir tanesidir.

Gelecek nesillerin de korunması ve güven içerisinde olması demektir ki Bir toplumun inşa eden bugünün çocukları ve gençleridir.

Nesillerin korunması geleceğin korunması nesillerin harap olması geleceğin harap olarak bir ülkenin çöküşü ve parçalanması demektir



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 32-33

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları Sayfa 32, 33


İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 32-33


“…İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın…” Mâide suresi, 2. ayet.

Soru : Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesaj nedir?


Cevap : “İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın; günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın i ayetin vermek istediği mesaj nedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesaj dinin emretmiş olduğu ve insanların yararına olan bütün yardımlaşma iyilikler ve güzellikler adına insanların birbirleriyle yardımlaşması ve destek olması demektir.

Birlikte yardımlaşmanın emredildiği gibi günah ve hata işlemede ve insanlara düşmanlık yaparak birilerine zarar verme konusunda yardımlaşmamamız yani birbirimizi teşvik ederek destekçi olmamamız emredilmektedir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 33 Cevapları


“Allah’ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarf edenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir…” Bakara suresi, 265. ayet.
“Allah yolunda mallarını harcayanların durumu, yedi başak bitiren bir tane gibidir ki her başakta yüz tane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfu geniştir, o her şeyi bilir.” Bakara suresi, 261. ayet.
“…Veren el, alan elden üstündür.” Buhârî, Zekât, 18; Müslim, Zekât, 94.

Soru : Yukarıdaki ayetleri ve hadisi yorumlayınız. Bu ayetler ile hadis bize hangi mesajları vermektedir? Arkadaşlarınızla konuşunuz.


Cevap :

Yukarıdaki ayetler ve hadis bizlere zor durumda kalan fakirlere yardım edip onlara sahip çıkmayı ve ihtiyaç duyan insanlara seve seve yardımcı olmamıza teşvik etmektedir.

İnsanlar hayatının belli zamanlarında veya bazı insanlar genel olarak hayatlarında belirli sebeplerden dolayı maddi sıkıntı içerisine düşebilirler.

İslamiyet zor durumda kalan insanlara yardımda bulunmanın mükafatlarını sayarak insanları bu konuya teşvik etmiştir.

Gerçekten de maddi olarak zorlukta ulan insanlara yardım edilmesi toplumun huzur ve refah seviyesini yükseltecektir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 50-51-52-53-54

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Din, Birey ve Toplum Cevapları Sayfa 50, 51, 52, 53, 54


Din, Birey ve Toplum Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 50-51-52-53-54


Soru : Din, insan davranışlarına nasıl yön verir?


Kısa Cevap : Din, insan davranışlarına nasıl yön verir? ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Din insanlara yardımlaşma, dayanışma doğruluk hak gözetme gibi toplumun düzenini sağlayacak ve her insanın karşılaşmasını isteyeceği davranışları öğütler ve emreder. Bunları yapan kişilere hem dünyada hem de ahirette hayırlar bulacağını ve ahirette Büyük mükafatlar bulacağını müjdeler.

Ayrıca kötülük kırıcılık insanlara zarar verecek her türlü davranıştan da nehyeder ve insanların bunlardan uzak durmasını isteyerek kötülükler yapılması halinde hem dünyada özellikle de ahirette cezalar ile tehdit eder.

Bir icadın en iyi tanıyanı mucit olduğu gibi kolunu yaratan allahû Teala hazretleri de insanlar için neyin hayırlı ve neyin şerli olacağını bilip Emir ve yasakları ona göre düzenlemiştir.

İnsanlar kendi nefislerine uyup doğruyu bildikleri halde hata yapabilirler.

Ancak dini doğru bir şekilde içine sindiren insanlar bu hatalardan pişman olur ve eğer dini güzel bir şekilde yaşayabilirlerse din onları iyiliğe sevk eder ve yönlendirir.

Gerçek bir dinin temeli iyilik ve hoşgörü yasakladığı şeyler de kötü davranışlar olduğu için in insanları her zaman hayra iyiliğe yardımlaşmaya ve güzelliğe yönlendirir kötülüklerden de alıkoymayı amaçlar.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 52 Cevapları


“Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme.
Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.”
İsrâ suresi, 34-37. ayetler.

Soru : Yukarıdaki ayetlerden, birey ve toplum hayatına yönelik hangi ilkeleri çıkarabiliriz? Arkadaşlarınızla belirleyiniz. Bu ilkelere uymak, hayatımızı nasıl etkiler? Düşüncelerinizi sınıfınızda açıklayınız.


Cevap :

Yukarıdaki ayetlerden, birey ve toplum hayatına yönelik şu ilkeleri çıkarabiliriz;

  • Yetim olan kişilerin mallarının korunması
  • Söz verenlerin sözünde durması
  • Alışverişte hile yapılmaması
  • Hakkında bilgimiz olmayan şeylere karışılmaması ve bizi  ilgilendirmeyen şeylerin başa takılamaması
  • Kibirli olmanın vekillenerek yürümenin çirkin görülmesi

Bu ilkelere uymak ve bu ülkelere uyma konusunda elimizden gelen bütün çabayı sarf etmek hem kişinin hem de toplumun huzur ve güven içerisinde olmasını inşa edecektir.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 54 Cevapları


Soru : Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir? Gözlem ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.


Kısa Cevap : “Dinin toplum hayatındaki etkileri nelerdir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bir yemeği yapan kişinin o yemek hakkında bir gün bir mucidin icadı hakkında en sağlam bilgileri kendisi sahip olduğu gibi canlıları yaratan allahû teala’dan canlıları en iyi tanıyan ve onların yararına olacak olan şeyleri en iyi bilen kişidir

Allahu Teala yaratıklarına karşı çok merhametli olduğu için toplumun düzenini ezeli ilmiyle bilerek belirlemiş Emir ve yasaklar koyarak toplum düzeninin sağlanmasını ve kurumasını amaçlamıştır.

Yardımlaşmayı doğruluğu haksızlığı önlemeyi emretmiş ve bütün kötülüklerden alıkoymak için yasaklar ve cezalar getirmiştir.

İnsan olarak hata yapmamız durumunda tövbe etmemizi ve telafisi için çalışmamızı da emretmiştir.

Bunun için gözlem ve düşüncelerime bakacak olursam dini asta olduğu şekilde yaşayan ve yaşamaya çalışan insanların oluşturduğu bir toplum aslında herkesin kurmaya çalıştığı sağlam ve güvenilir bir toplumdur.

İnsanlar Allah’ın kendilerini her yerde göreceğini bildiği için ve Allah’ın yasalarının her yerde geçerli olduğunu bildiği için gizli olarak da günah işlemekten ve kötülükler yapmaktan çekinerek aslında her toplumun istemiş olduğu Güven ortamını oluştururlar.

Bunun için değil toplum hayatında çok olumlu yönde etkiler ve toplumu sağlamlaştırır.

Çünkü vatanseverlik millet severlik bayrak sevdası gibi devlete ayakta tutan ve insanların gerektiğinde gözünü kırpmadan canını feda edebilecekleri değerlerin temelinde insanların dini vardır.

Çünkü din hem bu değerlerin korumasını emreder hem de sonunda Şehitlik gibi büyük mükafatlarla müjdeleyerek insanları buna teşvik eder.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 49

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Hazırlık Çalışmaları Cevapları Sayfa 49


3. Ünite Hazırlık Çalışmaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 49


1. Dinin toplumsal ilişkilerle ilgili ilkelerinin neler olduğunu araştırınız.


Kısa Cevap : “Dinin toplumsal ilişkilerle ilgili ilkelerinin neler olduğunu araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Dinimiz kişisel ahlakı düzenlemekle beraber toplumsal ilişkilerin düzgün olmasına büyük ölçüde önem vermiş gerek aile gerek toplumun diğer fertlerine ve bütün doğaya karşı bizlere birçok konuda yol göstermiştir.

Toplumsal ilişkilerin düzenlenmesi insanın hayatı için büyük önem taşımaktadır. İnsan yapısı gereği toplumda Yaşar ve ihtiyaçlarını karşılamak için duygusal anlamda bağ kurmak için sürekli insanlara ihtiyaç duyar.

İnsanın toplumsal bir varlık olması toplumsal sorumlulukları ve toplumsal ilişkileri beraberinde getirmiş Bu ilişkilerin düzenlenmesi çok önemli olduğu için İslamiyet bu konuya bazı kurallar ve uygulamalar getirmiştir. Bu uygulamalar em insanları mutlu ve huzurlu olmasını sağlamakta hem de toplumsal yapıyı düzenleyerek doğada olan herkesi ve her şeyi korumaktadır.

Din toplumsal ilişkilerde adaletli olmayı, doğru sözlü olmayı bir gün yalandan kaçınmayı, insanları kandırıp incitmemeyi emretmektedir. Kötülüklerden uzak durmayı düşmüş olan insanların elinden tutarak zorda olan insanlara yardım etmeyi komşuluk ilişkilerini alışverişleriyle yapmamayı ve insanları kıracak her türlü hal ve hareketten uzak durmayı, insanların ayıbını araştırmamayı ve bunun gibi birçok ahlaki ilkeleri emretmektedir.

Bu ülkeler toplumsal düzen ve ahlakın düzenlenmesi için her kimse her kesimde olması gereken ilkelerdir.


2. Güzel ahlakla ilgili bir ayet ve bir hadis bularak defterinize yazınız.


Kısa Cevap : Güzel ahlakla ilgili bir ayet ve bir hadis yazınız. ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Güzel ahlakla ilgili ayetler

Bu cezalandırmanın sebebi şudur: Bir toplum, kendisinde bulunan güzel ahlâk ve meziyetleri değiştirmedikçe Allah da onlara verdiği nimetleri değiştirmez. Hiç şüphe yok ki Allah hakkiyle işiten ve kemâliyle bilendir. (Enfal suresi, 53. ayet)

Muhakkak ki sen pek yüce bir ahlâk üzerindesin. (Kalem suresi, 4. ayet)

Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. (Nur suresi, 30. ayet)

Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. (Nur suresi, 31. ayet)

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl suresi, 90. ayet)
Malını iyilik yollarında harcayıp nefsini günahlardan arındıran kimse. (Leyl suresi, 18. ayet)

Güzel ahlakla ilgili hadisler

“Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.” (Buhârî, Menâkıb 23, Fezâilü ashâbi’n-nebî 27, Edeb, 38-39; Müslim, Fezâil 68. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 47, 69)

“Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlâk bakımından en güzel olanıdır.” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15)

“İnsanlara güzel ahlakla muamelede bulun.

Her nerede olursan ol Allah’tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et.

Peygamberimiz (sav), Yemen’e gönderdiği elçilerine şunları tavsiye etmiştir: “Sirke balı bozduğu gibi, kötü huy da ameli ifsad eder.”

Müminin şerefi dini, asaleti güzel ahlakı, mürüvveti de aklıdır.

Ruhumu kudret altında tutan Allah’a yemin ederim ki cennete sadece güzel ahlak sahipleri girer.

İmanın kemali, güzel ahlakladır.

“Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz.”

“Her nerede olursan ol Allah’tan ittika et ve kötülüğün arkasından iyilik yap, bu onu yok eder. İnsanlara iyi ahlakla muamele et.”

“İyilik, güzel ahlaktır. Günah (kötülük) ise vicdanını rahatsız eden ve insanların bilmelerini istemediğin şeydir.”
Doğruluğu elden bırakmayınız. Çünkü doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söylemeye ve doğruluğu araştırmaya devam ederse Allah katında en doğru kişi olarak yazılır. Yalandan sakınınız. Çünkü yalan kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme
götürür. Kişi yalan söylemeye ve yalanı araştırmaya devam ederse Allah katında en yalancı olarak yazılır.”
(Müslim, Birr, 105.)

“Güçlü kimse, güreşte güçlü olan değil, kızgınlık anında kendisine hâkim olandır.”
“Muhakkak ki Allah nezaketle muamele eder, nezaket ve ağırbaşlılığı sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.”
(Ebu Davut, Edep, 10.)
“Hasetten (kıskançlıktan) sakınınız. Çünkü ateşin odunu yediği gibi kıskançlık da iyi amelleri yer bitirir.”
(Ebu Davut, Edep, 44.)
“Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yaşa! Kötülüğün peşine hemen onu yok edecek bir iyilik yap! İnsanlara güzel ahlakla muamele et!”
(Tirmizî, Birr, 55.)


3. İslam’ın korunmasını hedeflediği beş temel esas (zarurât-ı hamse) hangileridir? Araştırınız.


Kısa Cevap : “İslam’ın korunmasını hedeflediği beş temel esas (zarurât-ı hamse) hangileridir? Araştırınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İslamiyet insanın Güven içerisinde yaşamasına hem huzurlu bir yaşam sürebilmek hem de dini rahatça yaşayabilmek için çok önem vermiş bunların korunmasını temel olarak ele almıştır.

İslamiyet’in Temel hak olarak görmüş olduğu ve korunmasını hedeflediği 5 temel esas Can, mal, din, akıl ve nesildir.

Bu temel başlıklar altında aslında insanın ihtiyaç duymuş olduğu her başlık açılabilir ve incelenebilir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi Can emniyeti yani kişinin hayat hakkıdır.

İnsan bütün varlıklardan Üstün görülmüş u yüzden İslam dini insan hayatını korumayı en temel ilkeler arasına koymuştur.

Bircan’a kıymanın bütün insanları öldürmek gibi ağır bir suç olduğunu ifade etmiş ve insan hayatının geri döndürülemez olduğu için her insanın değerli olduğunu ifade etmiştir.

Bu yüzden kötü niyetli insanları uzaklaştırmak için caydırıcı cezalar koymuş ayrıca savaş halinde bile savaşa katılmayan kadın ve çocukların öldürülmesini yasaklamıştır.

İslam’ın korumasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de din emniyeti yani din hakkıdır.

İnsanlar islamiyete girmek için zorlanmamış islam devletinin hakimiyetinde yaşayan gayrimüslimlere dinlerini yaşama hakkı verilmiştir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de akıl emniyeti yani insanın aklıdır.

Biliyoruz ki akıl insanoğlunu en üstün varlık yapan ve üstün bir vasıf katan çok değerli bir nimettir.

Aklı olan insanlar hitap sahibidir ve aklı olmayan kişiler dini hiçbir yükümlülükten sorumlu değildir

İnsanlar aklıyla karar verdiği için kendisini kötülük yapmaya yetebilecek olan ve aklına giderecek olan sarhoşluk veren alkollü içecekleri veya diğer maddeleri haram saymış ve insanın daima aklı başında olmasını toplumun düzeni için önemsemiştir.

Ayrıca davranışlara belirli sorumluluklar ve Emirler getirerek insanların psikolojisini zedeleyecek hareketlerden uzak durulmasını emretmiştir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de mal emniyeti mal güvenliğidir.

İslamiyette herkesin helal yollardan mal edilmeye hakkı vardır ve bu mal isterse kişinin kendi çocuğunun isterse eşinin olsun herkesin ayrı ayrıdır ve zorla veya haksız bir şekilde kullanmaya hakkı yoktur.

Dinimiz insanların canına kastetmeyi büyük günahlardan saymış olduğu gibi malları çalmayı da büyük bir günah saymış böylelikle büyük mağduriyetlerin önüne geçmiştir.

İslam’ın korunmasını hedeflediği 5 temel esastan bir tanesi de neslin korunmasıdır.

Nesrin korunabilmesi sağlıklı toplumların meydana gelmesi için şarttır.

Geleceğin topluluğunu oluşturan bugünün nesilleri ve çocukları olduğu için neslin gerek çoğalmasına gerekse çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesine önem göstermiştir.


4. Kur’an-ı Kerim mealinden Yusuf suresinin anlamını okuyunuz.


Cevap :

https://www.youtube.com/watch?v=_0Q0c_IoYKk


5. Kur’an-ı Kerim mealinden Asr suresinin anlamını defterinize yazınız.


Cevap :

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle.
Asra yemin olsun ki,
İnsan mutlaka ziyandadır.
Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 47-48

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı 2. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları Sayfa 47, 48


2. Ünite Değerlendirme Çalışmaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 47-48


A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplandırınız.


1. İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi anlatınız.


Kısa Cevap : “İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemi anlatınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İslam dininin paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önemini anlatan ayetler ve hadisler

“Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır.” (Hadîd Suresi 18)
“Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” (Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53)

– “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatın yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” (Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92)

“Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” (Müslim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82)

“Bir mümin, aç bir mümini doyurursa, Allah da o kimseyi cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) ‘Rahîk-ı Mahtûm’dan içirecektir. Yine bir mümin, elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir.” (Tirmizî, Kıyâme, 18)
“Güneşin doğduğu her gün insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman ve eşyasını ona yüklemen sadakadır. Güzel söz de sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyi kaldırman sadakadır.” (Müslim, Zekât, 56)

“Kim helal kazancından bir hurma miktarı sadaka verirse -ki Allah sadece helâl olanı kabul eder- Allah o sadakayı büyük bir hoşnutlukla kabul eder. Sonra onu sahibi için, sizden birinizin tayını yetiştirdiği gibi (özenle) dağ gibi olana kadar büyütür (bereketlendirir). (Buhari, Zekat, 8)

“Allah için size sığınan kimseye sığınak olun. Allah için isteyen kimseye verin. Sizi davet edene icabet edin, size bir iyilik yapana karşılığını verin. Eğer onun karşılığını verecek bir şey bulamazsanız, karşılıkta bulunduğunuzu kanaat getirinceye kadar ona dua edin.” (Ebu Dâvud, Zekat, 38)

Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: “Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Bunun üzerine birisi, “Ey Allah’ın Resûlü! Eğer mazlum ise yardım ederim, ancak zalimse ona nasıl yardım edeceğim?” dedi. Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu: “Onu zulümden uzaklaştırırsın veya onun zulmüne engel olursun. İşte bu ona yapacağın yardımdır.” (Buhari, İkrah, 7)

Hz.Âişe’den rivâyet edildiğine göre, Peygamber hanımları bir koyun kesmişlerdi de Resûlullah(s.a.v): “Koyundan ne kadarı kaldı?” diye sordu. Âişe, dedi ki: “Sadece kürek kemiği bölgesi kaldı! Gerisini dağıttık” deyince; Resûlullah(s.a.v.) şöyle buyurdu: “Küreğinden başka hepsi bize (sevap olarak) kaldı.” (Tırmizi, Kıyame, 33)

“Müslüman Müslümanın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşman eline vermez (himaye eder). Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bi ihtiyacını giderir. Her kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sayesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim dünyada, bir Müslümanın (ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onun (ayıbını) örter.” (Mülim, Birr, 58)

Resûlullah(s.a.v.), “Ben ve yetime kol kanat geren kimse cennette böyle (yan yana) olacağız.” buyurdu ve aralarını hafifçe açarak işaret parmağıyla orta parmağını gösterdi. (Buhari, Talâk, 25)

“Kim darda kalan borçluya zaman tanırsa yahut (alacağının tamamını veya bir kısmını) borçluya bağışlarsa, Allah onu, başka hiçbir gölgenin (himayenin) olmadığı kıyamet gününde kendi arşının gölgesinde (himayesinde) gölgelendirecektir.” (Tırmizi,Büyü’,67)


2. Muhtaç durumda olanlara neden yardım etmek gerekir? Söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Muhtaç durumda olanlara neden yardım etmek gerekir? Söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsanların sadece insan oldukları için bile yaşam barınma hayatlarını sağlıklı ve güzel bir şekilde çözüme hakları vardır.

Ancak maddi olarak muhtaç durumunda olan insanlar bu haklarından çoğu zaman mahrum olurlar ve temel haklarını bile karşılamak konusunda zorluk çekerler.

İslamiyet bizleri bu konuda bu insanlara yardım etmeyi teşvik etmiş ve karşılığında büyük mükafatları vaat etmiştir.

Hem bu hayırları düşünerek hem de bizlerin de belki de bir gün bu konuma düşebileceğimiz ihtimalini gözeterek elimizde olduğu kadar az veya çok demeden muhtaç insanlara yardım etmeli ve onların mağduriyetlerini gidermeye çalışmalıyız.

İslamiyet muhtaç durumunda olan insanlara gerek maddi gerek manevi ve duygusal olarak yardımlaşmayı önemsemiş gülümsemenin ve iyi davranmanın bile sadaka olduğunu emrederek insanları muhtaç durumunda olan insanlara meyletmeye ve onlara destek olmaya çağırmıştır

Aslında bu insan ahlakı olarak çok tahsil edilecek ve herkesin takdir edeceği bir ahlak biçimidir.

Ayrıca muhtaç durumda olan insanlara yardım etmek onların ihtiyacını gidererek onların hırsızlık veya zor durumda kaldıkları için başka türlü kötü işlere meyletmesine veya kötü niyetli insanlar tarafından kullanmalarının önüne geçerek toplumsal düzen ve ahlakın korunmasına yardımcı olacaktır.


3. Zekât hangi mallardan verilir? Kısaca açıklayınız.


Kısa Cevap : “Zekât hangi mallardan verilir? Kısaca açıklayınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Asli ihtiyaçlarından ayrı oturmuş olduğu evi ve binmiş olduğu arabası kıyafetleri gibi kullanmış olduğu eşyalardan başka hakikaten veya hükmen artıcı yani kazanç sağlayan tırnak işaretini hesap miktarını “mala sahip olan kimsenin zekat vermesi gereklidir.

Artıcı maldan kastedilen şey malın sahibine kar ve gelir getiren fayda veren yahut kendiliğinden çoğalma ve artma özelliği olan altın gümüş para gibi şeylerdir.


4. Kimler zekât vermekle yükümlüdür? Söyleyiniz.


Kısa Cevap : “Kimler zekât vermekle yükümlüdür? Söyleyiniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Bir kişiye zekatın farz olması için o kimsenin Müslüman olması, akıllı olması, ergenliğe girmiş olması, hür olması ve kişinin bir yıllık borcundan ve Aslı ihtiyaçlarından fazla olarak hakikaten veya hükmen artıcı yani kazanç sağlayan nisap miktarı mala sahip olup bu malın üzerinden bir yıl geçmesi gerekmektedir.

Buradaki artıcı olmaktan kastedilen mal malın sahibine gelir, kar fayda vermesi yahut altın gibi kendiliğinden çoğalma ve artma özelliğine sahip olması gereklidir.

Zekatın farz olması için kişinin hesap miktarına sahip olması yetmez bilakis bu mal veya servete sahip olduktan sonra üzerinden kameri olarak bir yılın geçmesi ve yılın sonunda da kişinin nisap miktarını koruması gerekmektedir.

Bir yıl içerisinde malın artış ve düşüşle itibar edilmeyip yıl sonuna itibar edilir. Zekatı yıl dolduktan sonra vermek şart değildir doğmadan da verilebilir Zekatın geçerli olmasının şartlarından biri de kişinin niyetidir.

Zekat bir ibadet olduğu için niyetsiz yerine getirilemez ve kişi bunu karşıdaki fakire söylemese bile içerisinden zekata niyet etmelidir.

Ayrıca zekatta “temlik” şart olduğu için yemek yedirme gibi şeyler zekat verme olarak sayılmaz bilakis eğer yemek verilecekse Bu maddelerin fakire verilmesi veya para verilmesi gibi verilmelerle zekat verilmesi sağlanmalıdır.


5. Şuayb Peygamber (a.s.) hakkında bilgi veriniz.


Kısa Cevap : “Şuayb Peygamber (a.s.) hakkında bilgi veriniz.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Şuayb aleyhisselam İbrahim veya Salih Aleyhisselam’ın neslindendir. Anne tarafından soyu Lut Aleyhisselam’ın kızına ve Eyüp aleyhisselam ile teyze oğulları oldukları rivayet edilir. Musa Aleyhisselam’ın kayınpederidir.

Şuayb aleyhisselam medyen’de doğup büyümüştür ve o kavmin asil bir ailesine mensuptur.

Gençliği medya kavminin arasında geçmiş bölge halkı sapıtı p azatınca Şuayb aleyhisselam onları kötülüklerden uzaklaştırmaya çalışmış ve daha sonra kendine onlardan uzak temiz ve Nezih bir hayat sürdürmüştür.

Medyenliler Akabe körfezi’nden humus maddesine kadar uzanan bir bölge olup adını burada yaşayan medel halkından almıştır.

Medyen halkı putlara ve heykellere tapıyor ticarette yaygın olarak hile yapıyor ve insanları mağdur ediyorlardı.

Ayrıca bu kavim insanların yollarını keserek gasp eder onları mağdur ederlerdi.

Şuayb Aleyhisselam’ın ismi kur’an-ı Kerim’de 11 defa geçmekte kendisine müthiş bir hitabet yeteneği verildiği için “hatiül-ül Enbiya” (peygamberlerin hatibi) sıfatı verilmiştir

Şuayb aleyhisselam İbrahim aleyhisselam’a indirilen Hanif dininin hükümlerine göre amel etmiştir.

Şuayb aleyhisselam çok namaz kılar kul hakkına ziyade önem verir ölçü ve tartı aletlerinde hak geçmemesi için elinden geleni yapar ve titizlik gösterirdi.

Medyen halkı bu nasihatlere uymadı ve çok fazla bozgunculuk ve insanları mağduriyetle eziyet ettikleri için korkunç bir ses ve gürültü ile helak olmuştur.

Eyke halkı üzerine ise Ateş ve kıvılcımlar yağarak helak olmuşlardır.

Rivayetin birine göre Şuayb aleyhisselam bu kavimlerin helakından sonra Medine yerleşmiş başka bir rivayete göre ise medyen ve eyke kavmi helak edildikten sonra ömrünü geçirmek üzere iman edenlerle birlikte Mekke’ye gitmiş orada vefat etmiştir.


6. Mâûn suresini ezbere yazınız.


Cevap :

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.

1- Eraeytellezî yukezzibu bi’d-dîn.
2- Fezâlike’l-lezî yedu’ul-yetîm.
3- Ve lâ yehuddu alâ ta’âmi’l-miskîn.
4- Feveylun lil-musallîn.
5- Ellezînehum an salâtihim sâhûn.
6- Ellezînehum yurâûn.
7- Ve yemne’ûne’l-mâ’ûn.


B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz. 


1. Aşağıdaki kişilerden hangisine zekât verilmez?


A. Yoksullara B. Düşkünlere C. Borçlulara D. Anne ve babaya


2. Zengin Müslümanların, dinî bir görev olarak her yıl mallarının ya da paralarının yüzde iki buçuğunu Allah (c.c.) rızası için ve ibadet niyetiyle muhtaçlara vermelerine ne ad verilir?


A. Kurban B. Sadaka C. Fitre D. Zekât


3. Mâûn suresinde aşağıdaki konulardan hangisinden söz edilmez?


A. Yetimlerin hor görülmemesi
B. İbadette gösteriş yapılmaması
C. Ramazan ayında oruç tutulması
D. Yoksulun doyurulması


4. Aşağıdakilerden hangisi Mâûn suresinde yer alan bir ifade değildir?


A. Dini yalanlayanların kınanması
B. Yetimi itip kakmanın kötü bir davranış olduğu
C. Ahirete iman etmenin önemi
D. Yoksulu doyurmanın önemi


5. “Bunlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklı Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı, bütün bu topluluklar ısrarla gerçeği yalanlamışlardı.”(Sa’d suresi, 12. ayet.)

Hz. Şuayb (a.s.) yukarıdaki ayette sözü edilen topluluklardan hangisine peygamber olarak gönderilmiştir?


A. Âd kavmi B. Semûd kavmi C. Eyke halkı D. Nuh kavmi


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 48 Cevapları


C. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri, verilen sözcüklerden uygun olanlarıyla doldurunuz.


Cevap :

  1. Zekât mal ile yapılan bir ibadettir.
  2. Zekât, akıllı, ergenlik çağına gelmiş ve zengin  Müslümanlara farz kılınmıştır.
  3. Yoksul ve muhtaçlara karşılıksız olarak yapılan her türlü yardım ve iyiliğe sadaka denir.
  4. Toprak ürünlerinin zekâtı onda bir oranında verilir.
  5. İslam dinine göre bir kimsenin zengin sayılabilmesi için temel ihtiyaçlarının dışında 85 gram altın ya da bunun karşılığı kadar mal veya paraya sahip olması gerekir. Buna  nisap denir.

Ç. Aşağıdaki cümlelerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.


Cevap :

  1. ( Yanlış ) İnsan bütün ihtiyaçlarını tek başına, başkalarının yardımı olmadan da karşılayabilir.
  2. ( Doğru ) Zekât, İslam’ın beş temel şartından biridir.
  3. ( Yanlış )  Sadakayı yalnızca zenginler verir.
  4. ( Doğru ) Zekât vermeye, öncelikle yoksul akraba ve komşulardan başlanmalıdır.
  5. ( Doğru ) Bir engelliye yardım etmek, düşen bir çocuğu yerden kaldırmak da dinimize göre sadaka sayılır.
  6. ( Yanlış ) Mâûn suresi dört ayetten oluşur.

D. Aşağıdaki şemada boş bırakılan yerlere, zekât verilebilecek kimseleri yazınız.


Kısa Cevap : “Zekât verilebilecek kimseleri yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Zekat yoksul ve muhtaç kimselerin hakkı olduğu için ,kimselere verilmesi gerekmektedir.

Zekat alabilen kişiler hiç malı olmayan kişiler veya zaruri ihtiyaçları dışında nisap miktarının altında malı olan kişilerdir.

Ayeti kerimede belirtilen kişiler Peygamber efendimizin hadis-i şerifleri ve uygulamaları bizlere bu kişileri bildirmektedir.

Zekat alabilecek kişiler fakirler yani yoksullar, düşkünler, Azat edilecek köleler, borçlu olan kişiler, Allah yolunda Cihat edenler ve ilim tahsil edenler, yolda kalmış insanlar ve zeka toplamakla görevli olan kişilerdir.

İnsanların zekat konusunda ilk önce mağdur olan akrabalarını gözetmekle beraber dünyanın dört bir yanında olan hayatını geçirmekte güçlük çeken insanlara ve Allah yolunda ilim tahsil eden din kardeşlerine de zekat bağışını gönderebilir.

Zekat usul ve füru diye tabir edilen kişinin üst soyu ve az suyu şeklinde olan anne, baba, dede, nine, çocuk ve torunlarına verilmez.

Aynı şekilde bakmakla yükümlü olduğu için bir erkek hanımla da zekat veremez. Zekat aynı zamanda nisap miktarı paraya sahip olan kişiye ve gayrime de verilmez.

Zekatın belirli bir zamanı olmayıp istenildiği zaman verilebilir. Sadece zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden 1 yılın geçme şartı vardır. Ancak kişi dilerse bir yıl doğmadan da zekatını verebilir.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Sayfa Kitabı 34-35-36-37

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Zekât ve Sadaka İbadeti Cevapları Sayfa 34, 35, 36, 37


Zekât ve Sadaka İbadeti Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 34-35-36-37


Soru : Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?


Kısa Cevap : “Zekât kavramı sözlükte; artma, çoğalma, bereket, temizlenme gibi anlamlara gelir. Bu durum, zekât ibadetiyle ilgili olarak size neler düşündürmektedir?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Zekat ve sadaka gibi mali olan ibadetler her ne kadar malın azalması ve eksilmesi gibi görünse de malın bereketini artırdığı büyüklerimiz tarafından bizlere bildirilmiş ve bununla ilgili birçok mesele anlatılmıştır.

Zekatın malı temizlediği hadisi şeriflerde ifade edilmiş ve içerisindeki haksız kazançların giderek insana huzur ve sağlık getiren bir malı ortaya çıkardı ayrıca insanların mağduriyetini giderdiği için hem dünya hem de ahiret hayatında hayırlar getirdiği açıktır.

Zekât vererek nefsimizin cimriliği ve kötü huyları temizlenmekte insanlar arasında bir sevgi köprüsü kurulmuş olur.

“Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı…” (Ebû Dâvûd, Zekât, 32)

“Sadaka/zekât vermek, maldan hiçbir şey eksiltmez…” (Müslim, Birr, 69)

“Allah Resûlü bana şöyle buyurdu: ‘Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder…’” (Tirmizî, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22)

“Üç şey vardır ki onları yapan kimse imanın tadını almış olur: Allah’tan başka ilâh olmadığına inanarak, bir olan Allah’a kulluk etmek; malının zekâtını gönül rızasıyla, içine sinerek ve her sene düzenli olarak vermek; zekât olarak yaşlı, uyuz, hasta, çelimsiz ve sütü az olan hayvanı vermeyip, mallarınızın orta hallisinden vermek. Çünkü Allah, sizden malınızın en iyisini istemedi; fakat en kötüsünü verin diye de emretmedi.” (Ebû Dâvûd, Zekât, 5)


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 37 Cevapları


Soru : Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz.


Kısa Cevap : “Sadaka-i cariye konulu bir sunu hazırlayınız. Sunuda okul, cami, çeşme, hastane vb. hayır amacıyla yaptırılan eserlere yer veriniz.” ile ilgili kısa cevabı  için tıklayınız.

Uzun Cevap :

“İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk.” (Dârimi, Mukaddime, 46).

Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastahane ve okul gibi hayır yerleri kapsar.İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra
sevap almaya devam ederler.

Özellikle çoğunluğu Müslüman olan toplumumuzda öldükten sonra adanın anılacağı ve hayırla yad edileceği Çeşme, köprü hastane ve okul gibi insanların faydasına olacak eserler yapan ve bunu sadece Allah rızası için yapan birçok insan bulunmaktadır.

“Kim iyi bir çığır açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da, bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir.” (1Müslim,)
Vakfedilen gayrimenkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir.

Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de, toplum bu çocuktan yararlandıkça, onun yetişmesinde katkısı bulunan anne, baba, hoca gibi kimselerde hadisi şerifte geçtiği gibi öldükten sonra da amel defterleri kapanmaz ve mükafat alırlar.
Hanefilere göre, bağışlanan her çeşit ibadetin sevabı ölülere ulaşır.



 

Our Score

8. Sınıf Din Kültürü Anka Yayınevi Kitabı Sayfa 38-39-40

8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları Sayfa 38, 39, 40


Zekât ve Sadakanın Bireysel ve Toplumsal Faydaları Cevapları


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Yayınevi Sayfa 38-39-40


Soru : İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?


Kısa Cevap : “İnsan, muhtaç durumda olan birine yardım ettiğinde ne gibi duygular yaşar?” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

İnsanlar muhtaç durumda olan bir kimseye yardım ettikleri zaman kendilerinde daha önce hissetmedikleri farklı bir huzur ve mutluluk hissederler.

İçlerinde hissetmiş oldukları Bu duygu hem kendilerinin hem de yardım ettiği insanın hissetmiş olduğu mutluluk ve ikisi arasında oluşan bağın güzelliğidir.

İnsanlar birbirlerine konuşmasalar bile Duygu alışverişinde bulunabilir aralarında bir yardımlaşma olduğu zaman farklı bir yakınlık ve muhabbet hissedebilirler

İnsanlar muhtaç durumda olan birine yardım ettikleri zaman içlerinde bulunan cimrilik, fesat gibi duygular yok olarak güzel duygular hissettiklerini fark ederler.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 39 Cevapları


Soru : Sınıfınızda beş kişilik bir grup oluşturunuz. Grubunuzda yer alan kişilerle, komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.


Kısa Cevap : “Komşulara yardım etmemenin ve onların yaşadığı sıkıntılara duyarsız kalmanın neden olacağı toplumsal sorunları konu alan bir drama çalışması yapınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

Komşular birbirlerine yakın mesafede oldukları için insanların bazen akrabalarının bile yetişemeyeceği kadar hızlı yetişebilir Zor zamanlarında yardımda bulunabilir ve mesafe kısa olduğu için birbirlerine maddi ve manevi anlamda destek olabilirler.

Komşuluk bu derece önemli olduğu için İslamiyet ve komşuluk ilişkilerine çok önem vermiş ve birçok hadis-i şerifte bu durumun öyle mi belirtilmiştir.

Komşunun hakkını gözetmek ve durumuna Vakıf olmak komşuların daha kolay elde edeceği bir bilgi olduğu için komşular birbirine emanet edilmiş ve birbirlerinin gerek çocuklarını gerek ailelerini gözeterek koruyup kollamak bir insanı görev olarak verilmiştir.

Komşularımıza bir kapsayacak yemek göndermek yapmış olduğumuz Ufak da olsa bir ikramı vermek onların zor günlerinde yanlarında olmak hem onlara hem de zor duruma düştüğümüz zaman bizlere büyük fayda sağlayacaktır.


8. Sınıf Din Kültürü Kitabı Anka Kuşu Yayınevi Sayfa 40 Cevapları


Soru : Aşağıdaki şemaya, zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.


Kısa Cevap : “Zekât ve sadakanın kişiye ve topluma faydalarıyla ilgili örnekler yazınız.” ile ilgili kısa cevabı için tıklayınız.

Uzun Cevap :

(Sadaka kibri yok eder.) [Tirmizi]

(Sadaka verenin rızkı artar ve duası kabul olur!) [İbni Mace]

(Sadaka, kabir azabından korur. Kıyamette de himaye altına alır.) [Beyheki]

(Sıkıntılarınızı sadakayla önleyin.) [Deylemi]

(Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.) [Tirmizi]

(Sadaka vererek rızkınızı bollaştırın.) [Beyheki]

(Rızkının bol olmasını isteyen sadaka versin.) [Deylemi]

(Sevabı Müslüman ana babasına niyet edilerek verilen sadakanın sevabı, onlara da gider, kendi sevabından da bir şey eksilmez.) [Taberani]

Zekat, sosyal dengeyi sağlar
Zekattoplumun ferdlerini birbirine kenetler.
“Kalpler, insanı iyilik yapanı sevmeye, kötülük yapanı da sevmemeye zorlar.”

Zekat, islam’ın köprüsüdür. Kalpleri İslama ısındırır
Zekat, mülkiyette kuvvet dengesini sağlar. Fakir zengin dengesini kurar.
Cehennemden kurtarır, Cennete kor ve derecesini yükseltir

Hadisi şeriflerden görüldüğü gibi zekat ve sadakalar insanların hem kendilerine hem mallarına hemde verilmiş olan kişi ve toplumlara fayda sağlar.



 

Our Score
error: Content is protected !!